Gerçekleşmesi muhtemel yeniliklerin farklı bir hava katacağı konusunda da genel kanıya katılmakla beraber, içerik ve etrafında gelişen tartışmaların da eski günlere nazaran biraz "renksiz"leştiğini görüyorum.
İçeriğe katılım politikasında bir arıza var: Aktif katılımın desteklenmesi, beslenmesi ile ilgili. Haklı olarak iş/güç dolayısıyla ilgilenmek güçleşmiş bazı şeylerle v.s.
Böyle bir durumda, yenilere/heveslilere "ipleri tamamen bırakmadan" yol vermek gerektiğiyle ilgili görüşe katılıyorum. Yukarıda okudum bunu sanırım. Yok ilk kez ben söylüyorsam, bu benim fikrim öyleyse (:
İşin kodlama kısmı, moderasyonu v.s. asimetrik bir usta çırak ilişkisiyle çok daha hızlı ve daha az yorularak yürüyebilir.
Eh, özgür yazılım camiasında bir projenin ayakta tutulması nasıl sağlanıyorsa, aslında fm için de tam olarak ideal düzen bu, konunun her atomuyla ilgili olarak...
Uzunca bir süredir yorum yazmamışım, eski günler geldi aklıma. Umarım bir an önce toparlanır FZ. Ah pardon FM! 8-D
Aynı mailleri defalarca göndermeleri, TDK başkanının çıktığı her TV programını, sabah/akşam göndermeleri dışında güzel bir servisti. Fakat spam boyutunda tekrarlar yaptıkları için listelerinden çıktım.
Keşke bu hizmeti mail olarak değil de RSS v.s. üzerinden verseler.
Böyle nispeten pasif dökümanları bir kenara bırakalım. Kendi adıma, Rus'ların soğuk savaş miti olan; şu meşhur kırmızı düğmeyi, internet yoluyla aktive etmeyi anlatan NDA'li bir döküman bulsam, yapacağım ilk şey denemek olurdu 8D
whiteroom'dan daha şık olsaymış keşke, ama değil bence.
Darkroom kullanıyorum. Ondan daha fazla özelliği var ama bu şeylere bir takım özellikler eklemeye başladıkça minimalizm kayboluyor.
Özgürlük anlamında q10 da darkroom da aynı uzaklıkta gibi. Darkroom'un daha geç açılması dışında özgürlüğe bir etkisi olduğunu sanmıyorum q10'a oranla :) Source yok, bedava indiriyoruz... Freeware gibi ikisi de sanki.
Ahahaha... SC0'da pirince giderken, evdeki bulgurdan olanlar kervanına katıldı. Darısı, mahkeme tehditleri, açtığı davalardan fazla olan M$'in başına...
BThaber'in, 21-27 Mayıs 2007 tarihli, Savunma Özel Ekinde yer bulmuş bu ilan (sayfa 17). Söz konusu ilanın metni gerçekten ilgi çekici. UEKAEnin BİZ YAPTIK dediği çoğu işin başına Milli sıfatını, kullanma konusundaki naifliği gerçekten takdir edilesi. Bu bir yana, UEKAEnin BİZ YAPTIKlarından biri olan, Pardusun da, başında milli birlik ve beraberliği, vatanın bölünmez bütünlüğünü ve ulusal istikrarın tesisini amaçlayan bir sıfat olmaması şaşırtıcı olurdu.
Niye ulusal işletim sistemi olmuş? diye sorarken, Pardus projesinin, bir kurumun finansmanında olduğunu unutmamak gerekli. Zira ben bu projenin içinde yer alan ve bu konuda fikir ortaya koyma özgürlüğü olan bir allahın kulunun dahi, Ulusal İşletim Sistemi titrini, özgür iradesiyle ortaya koyduğunu sanmıyorum. Pardusu UEKAE değilde, Milli Kütüphane finanse etseydi, Milli İşletim sistemi olurdu, KAOS-GL finanse etseydi, Anarşist/Eşcinsel İşletim sistemi olurdu (artworke de uyardı hani)
Bu ülkede Milli ve Ulusal gibi sıfatları bir şeyin başına koyuyorsanız, halkın söz hakkı yok demektir. Koyunlaştırılmış vatandaşların yegane sığınağı olan Milli / Ulusal çatıların, hala daha tabulaştırılmış ve tarihsel açıdan politik bir önemi var. Post-modern uzantıları da şaşırtıcı bulmamak lazım
Linuxdür nihayetinde, destekleyelim yaklaşımı _bir yere kadar_ sürdürülebilir. Hatta o bir yer, devlet kurumunun çatısından çıkılması durumunda hiç olmayabilirdi de. Ben yanlış bir yolda olunduğunu düşünüyorum, bu bağlamda. Gerçi bu tip bir projeye bu şartlarda finansman sağlanmasaydı, bir 5 yıl sonra ancak böyle bir oluşum söz konusu olabilirdi. TRnin şartları, ancak 5-6 yıl sonra Özgür yazılım projelerinin, ruhlarına uygun vakıf finansmanlarına kavuşmasına el verir. Bildiğim kadarıyla, bu bağlamda yapılması gereken yasal düzenlemeler de var Erken olması fena mı oldu? Fena olmadı. En azından bundan 5 yıl sonra, Seni dava ediyorum. Sıkıyorsa konuş artık diyen liderler olmaz belki Sanırım bu son örnek bile kurumsal kimliğin etkisi
Ben, felsefesi yandan yemiş bir dağıtımı desteklemek istemiyorum... Bir yandan da iyi oluyor, hepimiz tecrube kazanıyoruz bir şekilde
Aslında burada, asıl dikkat edilmesi gereken konu, her kompodentinin, bir amaç doğrultusunda dizayn edildiği, dahası ucuz olması için özenle parçaları seçilen; bin bir türlü hesaplarla maliyeti düşürülmeye çalışılan bu aletin (ar-ge ve müh. çalışmalardan söz etmiyorum bile), Çin tarafından üretilmiş ve ekonomik durum gözetmeksizin, piyasaya sürülmüş sistemlerle başedemiyor olması...
Piyasaya çıkmak için üretilmiyor olması bu konuyu konuşmayacağımız manasına gelmemeli. Bu 175$'lık laptopların öğrencilere olmasa bile hükümetlere bir faturası olacak en nihayetinde.
Bazı hükümetler, benzer projeleri Çin'li firmalarla hayata geçirirlerse, onları kimsenin suçlayabileceğini sanmıyorum...
Kaş yaparken göz çıkatmak bu proje için çok ağır bir tabir olur ama; vergilendirmeden muaf tutulmuş bir 175$'a bu sistemden çok daha fazlasını ben bile sunabilirim...
Kaldı ki bugün çinde godson-II [1] cpu'lu sistemler, monitörleriyle beraber, bundan daha ucuza satılıyor... [2]
Al Gore, 2008 yılında yapılacak seçimlere aday olması beklenen bir sima aynı zamanda.
Bakarsınız es kaza başkan olur da Kyoto protokolüne imzayı basar. ABD'nin başkanlık seçimi konusunda dünyanın yüzünü güldürmesi lazım artık. Zira bu gezegen Bush gibi, bir lider daha kaldıramaz...
eksisozluk'teki çok kötü butonu mafyasının FM' varyasyonları oluşabilir zamanla...
Sistemin Vandalizme gitme ihtimalini göz önüne almak lazım...
Bir de, davetiye ile üye alınması geliyor aklıma ya da "hiyerarşi" oluşturup, örneğin ana site'de görünebilecek yorumlar yapabilmek için en az 10 "onaylanmış haber" yapılması gerekliliği gibi...
İyi güzel de pirate bay kendi ülkesinden, kendi kanunlarıyla yayın yapıyor diye dünyanın geri kalanı bu durumdan "rahat rahat" faydalanamayacak ki. Belki de ülkelerin, bu tür paylaşımlara yaklaşımı hepten sertleşir bu hamle başarıya ulaşırsa.
Öncelikle vurguladığınız nokta, tek başına paketlenebilirliği olmayan, standart çözümler barındırmaktan ziyade, duruma göre gelişen sistemler için projelendirildiğinden özgür olarak dağıtılmasının anlamlı olmayacağı idi.
Bu kodun GPL olarak dağıtılmasına engel olmamakla beraber, kimse böyle yapmadığınız için sizi suçlamamalı. Zira geliştirme yaparken kullandığınız platform bile bu tür çalışmalarda ülkemiz için bir ilk niteliğinde.
Bardığın dolu tarafına odaklanmayı tercih eden biri olarak, bu gelişme beni fazlasıyla memnun ediyor...
RMS: Miguel de Icaza bir haindir ( 29)
Bana kalırsa RMS, Miguel'in verdiği yanıtın en çok "Tanrı seni de seviyor" kısmına bozulmuştur :D
RMS de Icaza da iyi ki varlar, "özgür yazılım havuzu"nun çeşitliliğini zenginleştirmek bağlamında.