cayfer

cayfer


0 takip ediyor | 0 takip ediliyor


Bilgi alanları


İlgi alanları

Windows Kullanmanın Dayanılmaz Maliyeti ( 22)

problem Mikrosofttan ibaretmis gibi

Problem MS'den ibaret değil elbette. Ama problemlerin çoğu MS ile ilgili.

genclerin ogrenmek yerine taraf tutar gibi platform tutmalarina nasil engel olacagiz?

sayfalarca yazmamın nedeni de bu işte... MS dışında da çözümler olduğu, tek yolun MS ürünlerindeki sıkıntılara katlanmak olmadığını, bunları aşmak için çuvalla para harcamaya gerek olmadığını anlatmaya çalışıyorum.

X 'smart' terminal mi oldu simdi?

CFO'nun kullanması gereken şirkete özel bir uygulama programından söz etmiştim en başta. Yoksa herşey için X demedim.

Herhalde acik X'in guvenli oldugunu kastetmediniz.

Evet kasdetmedim. Ancak siz güvenlik için eklenmesi gerekenleri listelemişsiniz zaten.

biz evlerimizde X-terminal tipi seylerle simdi Telekom'dan sikayet ettigimiz gibi (Turkiye gibi yerlerde devletin olacak) merkezi sunucularin kifayetsizligindan ve pahaliligindan sikayet ediyor oluyoruz.

Hangi cümlemden böyle bir platform önerdiğimi çıkardınız, anlayamadım.

Windows Terminal server biz çözüm. Haklısınız; ancak bu çözümü düşünmeden önce bakılması gereken iki Microsoft linki vereceğim:

Windows Server Licensing Model
Windows Server 2003 Pricing

Sanırım insanların bu teknoloji ile çözüm için para ödenmesine gerek olmadığını bilmeye hakları var!

Öte yandan, Microsoft Terminal Services yazılımını bir çözüm olarak önerdiğinde neden

Daha kotusu var: biz evlerimizde X-terminal tipi seylerle simdi Telekom'dan sikayet ettigimiz gibi (Turkiye gibi yerlerde devletin olacak) merkezi sunucularin kifayetsizligindan ve pahaliligindan sikayet ediyor oluyoruz. Hatta belki de sikayet filan da edemiyoruz cunku dunyadan haberimiz olamiyor!
diye endişeye düşmüyorsunuz da ben X deyince endişeleniyorsunuz?

Windows Kullanmanın Dayanılmaz Maliyeti ( 22)

Sanırım ne demek istediğimi bir tek skoylu anladı.

Mesele o şirketteki sistem/ağ yöneticisinin neyi nasıl yaptığı veya nasıl yapsa daha iyi olurdu meselesi değildi. Mesele root/admin şifresinin saklanarak bilgisayarın korunmasının ne kadar normal bir tavır olduğu meselesi hiç değildi.

Bir kuruluşun Windows'u kullanım platformu olarak seçtiğinde neler olduğuna dikkati çekmek ve bunun insanların ellerini ayaklarını ne denli sıkı sıkıya bağladığını vurgulamak istemiştim.

Personelinize son derece güzel/yetenekli/hızlı/kapasiteli bir bilgisisayar veriyorsunuz sonra bunu bir "dump" terminal gibi kullanması için gerekli düzenlemeleri yapıyorsunuz. Yapmazsanız, şirketinize ya da ağınıza çok büyük tehdit oluşturuyor. İşte kabullenemediğim bu!

Oysa o şirket, CFO'snun kullanması gereken yazılımı dizüstü bilgisayara değil de şirketeki bir bilgisayara yükleseydi; X ile uzaktan erişimi sağlasaydı güvenlik sorunları büyük ölçüde azalacak; hayat da olması gerektiği gibi CFO için kolaylaşacaktı.

Benzeri işlerin şirket tarafından size verilen otomobilde yapıldığını bir düşünün: Klima cihazı var ama kullanamazsınız, çünkü sonra üşütür, grip olur işe gelemezsiniz. Bu otomobille otoyola çıkamazsınız; yoksa birileri gelir arabanıza çarpar. Bozulursa kaputu açamazsınız. Alışverişten sonra bagajı açıp eşyalarınızı oraya koyamazsınız; çünkü aldığınız süt dökülebilir.

Patoloji Bilgi Sistemi.. Geliştiricisi bir Türk.. veee GPL! ( 22)

Elinize sağlık Koray Bey,

Hem bir tıp doktoru hem de bilişim doktoru olarak sizden çok şey bekliyoruz artık!

Bir topluluğa girdiğinizde "Ya madem bilgisayarcısınız size bir şey sorayım. Benim makinede şunlar bunlar olmuyor" soru/şikayetleri yanısıra "sırtım ağrıyor, bir baksanız" gibi sözler de dinlemek zorundasınız herhalde... Szin için üzüldüm.

Ya, hazır yazmışken, eposta adresinizi verir misiniz? Bazen midemde hafiften bir ağrı oluyor da... fikrinizi almak istemiştim. :)

Patoloji Bilgi Sistemi.. Geliştiricisi bir Türk.. veee GPL! ( 22)

Kullanici arayuzu tasarimi amator. eh bedava etin yahnisi o kadar diyeceksiniz ama bence bu bahane degil.. GPL yazılımlar sadece "bedava" değildir. Doktor bey gereksinim duyulan bir yazılımı geliştirmiş; bilgi birikimini bir ürüne ve hizmete dönüştürmüş, GPL altına almış, insanlara sunmuş. Şimdi sıra arayüzünü "profesyonel" hale getirecek (ne demekse); tüm işlevlerini web ortamına taşıyacak yazılımcılarda... Son cümlenizden "adam bitirsin de gelsin" diyormuşsunuz hissine kapıldım. Eğer hakkaten bunu ifade etmek istediyseniz açıkçası bunu üzücü buluyorum çünkü bu GPL ve açık kaynak anlayışını sadece "bedava" yazılım kaynağı olarak gördüğünüzü düşündürüyor.

Ucuz Windows, Linuxçuları kızdırdı ( 19)

Bir süredir kendimi çok gergin hissediyordum. Bundanmış demek ki....

Gerçekten de yok mu Türk geliştirici? ( 28)

muhasebe,stok ve de askeri(havelsan,aselsan..gibi) yazılımlar dışında var mı geliştirilen bişeyler.

Var tabii.. Örnekleri bir sürü insan bu sitede listeledi. siz sadece satılanları reklamı yapılanları duyuyorsunuz.

"Mühendislik, elinizdeki kaynaklarla, belli bir işi gerçekleştirecek yapıyı, sistemi, belli bir maliyetle, optimize şekilde kurmak, bunun için hesap kitap yapmayı, analiz yapmayı bilmek değil mi?"

"Bilmek" değil! Mühendislik bunları öğrenmek ya da geliştirmek; sonra da kullanmaktır!

Bizede okuldayken pirizi en kolay erişilen,en az maliyet gerektiren ve en güzvenli yere takmamız gerektiğini söylediler. Bunun adınada mühendislik deniyomuş.

Tamam işte... mühendislik AYNEN budur! Üniversitede size "priz"i örnek olarak göstermişler/öğretmişler. Bu kavramları ve metodolojileri başka problemlere uygulamak da mühendis olarak sizin göreviniz.

Discovery'de seyrettiğiniz mühendislik harikalarının hepsi projenin "en ucuz", "en güvenli", "en kullanışlı" olması problemlerinin optimal çözümüdür. ABD'deki (aşağılık duygusu içeren tabiriyle "yurt dışında") mühendislik eğitim programlarında buradakilerden farklı birşeyler öğretildiğini; örneğin denize nasıl havalimanı inşa edileceğine ilişkin dersler verildiğini düşünüyorsanız çok yanılıyorsuuz.

Artık öğrencilerimizin kendilerine "herşeyin öğretilmesi" beklentisini bırakması gerekiyor. Bu sorun hallolduğunda gençlerimizin öz güvenlerinin yerine geleceğine, daha verimli çalışacaklarına ve yaratıcı olacaklarına inanıyorum.

Şu bu diye ayrım yapmadan birleşelim, o zaman daha büyük şeylere imza atacağımıza inanıyorum.

Çok iyi fikir. Hemen, örneğin Pardus ekibine (ya da kendi beğendiğiniz bir projenin yöneticilerine) bir eposta gönderin. Bilgi birikiminiz ve yetenekleriniz hakkında kendilerine ayrıntılı bilgi verin ve projeye nasıl katkıda bulunabileceğinizi öğrenin ve bulunun. Ama öyle "2 sayfa tercüme ederim" demeyin! Hergün ve belki yıllarca bu işe 3-4 saat ayırın.

"Olsun" demekle olmuyor. Onu diyebilen çok fazla insan var. Marifet yapmakta...

Bir MEB Okulundaki GNU/Linux Öyküsü... ( 34)

Biraz moralinizi düzelteyim....

üç gün önce, Belçika'da yapılacak AB ile ilgili bir bilimsel toplantıya bir katılımcı için kayıt yapmamız gerekti. Kayıt için verilen web sitesinde "Kayıt formu" diye bir link vardı.

Tıklayınca gördük ki bir mdb dosyası indiriliyor. Evet! Belçikalılar kayıt yaptırabilmeniz için boş bir MS-Access veri tabanını (hata kontrolu vs koduyla birlikte makinenize indirip çalıştırmanızı, formu doldurarak veri tabanına bir (1) kayıt girmenizi ve "Save-Exit" butonunu tıklayıp, güncellenen veri tabanı dosyasını diskinizde bir şekilde bulup kendilerine e-postaya eklenmiş dosya olarak göndermenizi bekliyorlar.

Forma girilen bilgiler mi? İşte her toplantı gibi katılımcının adı-soyadı, temsil edeceği kuruluş, telefon numarası, adresi, e-posta adresi gibi 5-6 bilgi alanı....

Sayfada bir de bu muhteşem(!) kayıt uygulamasıyla ilgili 4-5 sayfalık, çok şık hazırlanmış bir PDF doküman vardı. Dökuman hem kayıt olmak isteyenlere bu karmaşık işi nasıl yapacaklarını anlatıyordu; hem de Belçikadaki ilgililere e-posta ile gelecek; her biri tek bir kayıt içeren Access veri tabanlarını nasıl tek bir veri tabanına merge edeceklerini anlatıyordu.

Bırakın IE'ye bağımlı olmayı, herifler makinenizde MS-Access kurulu olduğunu varsayacak kadar bu işi ileri götürmüşler. Eminim birileri bu "ekstra ordiner" yazılım ve ayrıntılı dökümantasyonu karşılığında 10-15K Euro götürmüştür.

Bilkent'te Nanoteknoloji Merkezi ( 9)

ne güzel! İnsanlarımız çalışıyor ve üretiyor. Nano'ymuş; Micro'ymuş, macro'ymuş hiç önemi yok. Yeter ki çalışsınlar, öğrensinler ve öğretsinler.

Aslında belki evlatıklarla evlenmenin dinen caiz olup olmadığı konusunda çalışsalar daha iyi ve yararlı olurdu ama olsun varsın...

Bilkent'te Nanoteknoloji Merkezi ( 9)

Ben devletten korkmayı öğrendim! Devletimiz özel sektörden ve yüzde yüz kendi denetimi olmayan kurumlardan korkar. Daha da vahimi bu kurumları "tehlikeli" olarak nitelendirir.

Daha iki-üç hafta önce Kredi ve Yurtlar Kurumu ÖSS'de ilk 100'e giren öğrencilere karşılıksız burs vereceğini açıkladı. Ne güzel, değil mi? Başarılı örencilerimiz destekleniyor! Ama hemen arkasından eklediler; "devlet üniversiteleri dışında üniversiteleri tercih edenlere bu burs verilmez"!

Bir iki gün içinde karar düzeltildi ama bana göre bu yaşanan durum devlet memurunun zihniyetini ve içgüdülerini çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Devlete ait olmayan kuruluşlar "tüüü kakadır". Hele bu kuruluşlara okumaya giden öğrenciler kaderlerine razı olurlar!

Açıkçası, "bilimsel araştırmalar ile ilgili ithalat Sanayi Bakanlığı'nın iznine tabidir"; "Bilim adamlarına ödenen maaşlarda vergi oranı %80 dir" gibi bir karar çıkması an meselesidir. Sonra Sanayi Bakanlığından bir "bilirkişi" gelir; <i>"Ya, Allahaşkına, şu <b>diks, diks</b> dedikleri ne oluyo?"</i> diye sorar. (Aynen yaşanmıştır.)

Benim deneyimlerim bürokratların bu hataları iyi niyetle, bilmeden yaptıkları doğrultusunda değil. "Köstebekler" var! Bunlar sessizce, derinden kuyumuzu kazıyorlar.

Hala pavyon faturası gider gösterilebilirken, araştırma laboratuvarında deney sırasında telef olan malzemenin masraf gösterilebilmesi için bilirkişi raporu gerekiyor. Hala Japon malı entegre devrelerin gümrük oranları AB'deki distribütörden ithal edildiğinde, Japonya'dan yapılacak ithalata göre daha düşük! AB ortaklarımız(!) kazansın, bizim kaybımız önemli değil! Feda olsun!

Hala elektronik üretimde kullanılan malzemenin gümrük oranları mamul cihazlardan düşük değil! Ne gerek var üretmeye; gavur yapmış işte!

Açıkçası korkuyorum. Örneğin, yakında nano teknoloji ürünlerine ihracat yasağı gelmesi beni şaşırtmayacaktır.

Bilkent'te Nanoteknoloji Merkezi ( 9)

Evet. Halen faaliyette olan Nano Teknoloji laboratuvarında uluslararası çapta önemli çalışmalar yapılıyor. Bunun ulusal bir boyuta taşınması ve oldukça pahalı olan laboratuvar olanaklarının tüm Türk bilim adamlarının kullanımına sunulması; daha da önemlisi ortak çalışmalara platform hazırlaması değerli bir adım. TÜBİTAK Bilim Teknik Dergisi'nin Ağustos 2005 sayısında ülkemizdeki Nano Teknoloji çalışmalarına geniş yer ayrılmış.

Tarihsel olarak çeşitli yeni teknolojilerde hep trenleri kaçırdık. Bilmem FM izleyicilerinden kaçı İnternet'in bir zamanlar bu memlekette yasaklandığını; evet, yanlış okumadınız, "yasaklandığını", hatırlar. Allahtan o sıralarda İnternet hizmeti TÜBİTAK tarafından veriliyordu da, TT anlatılanları dinlemek zorunda kaldı. Daha önce de bilgisayar ithalatı yasaklanmıştı. (Sanırım 1983 deydi). Umarım abuk bir nedenle birileri Nano Teknoloji'deki çalışmaları da baltalamaya kalkmazlar.

fazlamesai.net'e soralım: Koruyabilir miyim? ( 47)

madem anahtarı güvenli bir şekilde gönderme olanağınız var neden mesajı o yöntemle göndermiyorsunuz. Nasılsa ikisi de aynı uzunlukta! Böylece iki kez XOR yapıp transistörleri eskitmeye gerek kalmaz.

İsyan! ( 35)

nazik önerileriniz için çok teşekkür ederim. değişmeye ve öğrenmeye çalışacağım.

İsyan! ( 35)

Teşekkürler. Buna benzer bir iş yaparak, login yöntemini değiştirerek dediğiniz sonucu elde ettim.

Sonra üşenmedim (sağolsun vmware) WinXP SP2'yi sıfırdan kurdum. Admin yanına cayfer diye bir hesap açayım dedim (admin yetkisi sahibi bir hesap) ama yukarıda anlatılan uyarıyı ya da benzerini (yani ikinci bir admin hesabı açarsam "Administrator"ın kaybolacağına ilişkin mesajı) göremedim.

Daha sonra admin olarak login olduğumda, admin yetkilerine sahip cayfer hesabını silemediğimi farkettim. Hesabi silme seçeneği çıkmıyor dahi...

"Next" "next" diye yaparsan böyle olur diyorlar ama zaten sadece bir tane Next eşdeğeri buton var; o da "Create account". Altında da admin yetkisiyle yapabileceğim üç iş tipinden söz ediliyor.

Israr ediyorum! Çok kötü bir kullanıcı yönetimi var bu XP'nin! Şimdi makinede tanımlı olan cayfer2, cayfer3 vs admin kullanıcılarını nasıl yok edeceğim? Aslında gerekli olduğundan değil, merakımdan soruyorum.

Kötü bir deneyim ve mutlu son - XML tabanlı açık formatların erdemleri üstüne ( 21)

Objektif olalim tabi... ama hep beraber olalim.
Kimse yeni taglerin zip dosyanın bozulması sonucunda eklendigini söylemedi zaten! Baştan beri sorunun kaynağı olarak OO V2 Beta gösterildi. Sadece bilinen zip formatı ve xml kullanılmış olası sayesinde kurtarılabildiği bilgisi paylaşıldı.

Kötü bir deneyim ve mutlu son - XML tabanlı açık formatların erdemleri üstüne ( 21)

bana kalsa vi bilmeyenleri vurdurmak lazım ama yeteri kadar taraftar bulamıyorum!

Aslında emacs'ciler daha da militan. Biz vi'cılar gene mülayim sayılırız.

:)

Microsoft usülü Intellectual Property ( 14)

Siz kötüsünüz! Ön yargılısınız. Bir kere pismikrop'un dediği gibi renkleri farklı. Ayrıca Micros~1'un logosunda iki erkek bir kadın var. Oysa Ubuntu'da tam tersi. Demek ki Ubuntu logoyu araklarken cinsiyetleri ve renkleri değiştirmiş. Zaten "Ubuntu" sözcüğü de eski bir Afrika dilinde "insanlık başkalarına" demekmiş. Görüldüğü gibi logo, insanlıkla ilgisi olmayan Ubuntu'nun tekelinden kurtarılmış durumda...

LINUXnet 3.Sayı Çıktı ( 2)

Hararetle tavsiye ederim. Hazırlayanların eline sağlık!
Yeni başlayana da hitap ediyor, yıllanmış kullanıcılara da!

Avrupa'nın En Büyük Teknokenti İstanbul'a Talip ( 2)

Merak etmeyin... Birileri bu işe taş koyar!

Vergi salarlar; olmazsa data haberleşmesini keserler; olmazsa suyunu, elektriğini keserler ve bu "saçma" gelişmeyi "başarıyla" durdururlar. Üstelik bu işi yaparken "devletin çıkarını da korur" gibi görünürler...

Var mı öyle "havadan" para kazanmak? Hiç merak etmeyin; girişimcilerimizi "çalışarak kazanma" yanılgısından kurtarmayı görev edinmiş devlet kurumlarımız üzerlerine düşen kutsal görevi başarıyla yerine getirmenin bir yolunu bulacaktır.

Linus Torvalds da Apple Macintosh Kullanmaya Başladı! ( 13)

Esas taş B. Gates Linux kullanmaya başlayınca yağacak!

Bilen de bilişiyor bilmeyen de ! ( 59)

bir de Uludağ ekibi dağıtılsın....

Umarım sadece paranoyaklığım tutmuştur....

Bilen de bilişiyor bilmeyen de ! ( 59)

Gene şu meşhur "kızılderili reis ve kurbağalar" hikayesine geldik...

TÜBİTAK'ın çalışmasını beğenmeyenler; önce siz de herhangi bir şey üretin; sonra gelin burada deyin ki "bizim ürettiğimiz şu şu nedenlerle daha iyidir", konuşup en iyisini bulalım.

PARDUS ekibi ve TÜBİTAK, Pardus'u bir OS olarak tanımlamayacak ve ilan etmeyecek kadar bu işi bilirler. Hatta bildiklerini "yaparak, üreterek" ispatladılar. Sözcük oyunlarına sığınarak yapılmış işleri yıkmaya ve karalamaya çalışacağınıza siz de birşeyler yapmaya çalışsanız ne güzel olacak...

fazlamesai.net'e soralım: Genç bir yazılımcı adayına ne tavsiye edersiniz? ( 45)

Şartların elverdiğini nereden biliyorsunuz?

Ayrıca Berk henüz kararını vermemiş! Matematiğe karşı olan ilgisinden dolayı tercihleri arasında matematiğe de yer verip vermeme konusunda araştırma yapıyor. Matematiğin, sevdiği diğer konuya destek mi köstek mi olacağını sorguluyor.

Berk Aydın matematiğe duyduğu ilgiyi dile getirmiş. Aynı zamanda yazılım işlerine de ilgi duyduğunu hatta bu işlere şimdiden başladığını da dile getirmiş. Yani ya matematik okuyup kendini bilgisayar konusunda geliştirecek; ya da bilgisayar okuyup matematikte kendini geliştirecek.

Berk benim oğlum olsaydı kendisine matematik okumasını, mümkün olursa ikinci dal olarak bilgisayar bilimlerini çalışmasını tavsiye ederdim.

Bundan sonraki FM yorumlarımda sizin doğrularınız doğrultusunda yazmaya gayret edeceğim.

fazlamesai.net'e soralım: Genç bir yazılımcı adayına ne tavsiye edersiniz? ( 45)

Ne yazık ki hayat her zaman planlandığı gibi ilerlemiyor. O mikrobiyolog arkadaşım bilgisayarla tanıştığında zaten mikrobiyolog olmuştu bir kere...

Bu tek örnek önemli değil zaten. Önemli olan insanın sevdiği işi yapması, bunun için gerekenleri öğrenebilecek yetenek ve kararlılığa sahip olmasıdır

Benim bunca yıldır öğrendiğim "iyi bilgisayarcı" olmak için formal eğitimini almanın şart olmadığıdır. "bilgisayarcılık" mesleğini icra edebilmek için diploma mecburiyeti olmaması (elektrik müh, makine müh. tıp, eczacılık gibi) bir bakıma bir şanstır dünya için.




fazlamesai.net'e soralım: Genç bir yazılımcı adayına ne tavsiye edersiniz? ( 45)

30 yıllık bir deneyim işe yarar mı bilmem... Şöyle bir daha düşününce "yarar!" diye karar verdim.

30+ yıldır sayısal bilgisayarlarla uğraşıyorum. Kimbilir kaç kişiyle birlikte çalıştım; doğal olarak hatırlamıyorum. Ama hatırladığım birşey var: bu süre içinde birlikte çalışmaktan en çok zevk aldığım insanların hiçbiri bilgisayar mühendisi ya da bilgisayar bilimleri eğitimi almış insanlar değildi. Hepsi kendi kendini yetiştirmiş; bilgisayara gönül vermiş; en önemlisi de işine sevgiyle, merakla sarılmış insanlardı.

Ekmeğini bilgisayarlardan çıkaracak insanlara gerekli olan bir kaç önemli özellik var:

1. Merak, öğrenme isteği ve enerjisi
2. Sabır ve çalışkanlık,
3. Kod yazacak olanlar için yetenek (IQ yeterli değil, yetenek şart)
4. İngilizce

Sevgili Berk,

eğer bilgisayarları seviyorsan, çalışmayı, öğrenmeyi seviyorsan çok iyi ve çok başarılı bir bilgisayarcı olabilirsin.

İlk işinde belki diplomanı sorarlar, sorgularlar ama sonra bilgin/deneyimin/becerilerin önemli olur; bir daha kimse diplomanı sormaz.

Matematik eğitimi ise bu yolda senin için çok yararlı olacaktır. Üniversite yıllarından beri integral, türev almadım. O günlerden beri diferansiyel denklem hiç görmedim. Ancak aldığım matematik eğitiminin (aslında elektrik mühendisiyim, ancak oldukça güçlü bir matematik eğitimi aldım ODTÜ'de) o kadar çok yararını gördüm ki... aldığım matematik eğitimi bana düşünmeyi, problemlere yaklaşmayı, problemlere değişik açılardan bakarak zarif ve kolay çözümler bulmayı öğretmiş. Bunu yıllar sonra anladım.

Ortalıkta nice bilgisayar yüksek mühendisleri var ki iki satır kod yazamaz; çalışmayan bilgisayarın neden çalışmadığı konusunda fikir yürütemez... Meslek hayatımda karşılaştığım en etkileyici programcı bir mikrobiyolog; en iyi donanım teknisyeni de bir arkeologdur.

Hayatta en güzel şey insanın sevdiği işi yapmasıdır. Matematiğe ilgin varsa matematik oku! Bilgisayara merakın varsa bir yandan da bilgisayar bilimleri öğren! CPU tasarımı işine girmediğin sürece mühendislik eğitimi gerekmeyecektir. Hoş, son aylarda (adını hatırlamıyorum) mühendislikle yakından uzaktan ilgisi olmayan bir hanımefendi yaptığı yonga tasarımlarıyla literatüre geçti ; o da başka.

başarılar dilerim

Uludağ Pardus çıktı! ( 17)

Hikaye bu ya...

Kızılderilinin biri elinde bir çomak, 4-5 tane kovanın başında oturup kovaları karıştırıp duruyormuş. Görenlerden biri merak edip sormuş

- "sen ne yapıyorsun?" diye.

- "Kovalardaki kurbağalar tırmanıp kaçmasın diye çomakla onları geri itiyorum"

demiş kızılderili. Bir süre gözledikten sonra meraklı adam sormuş

-"peki neden o en soldaki kovayı hiç kurcalamıyorsun?".

Kızılderili cevap vermiş:

- "Ha... o kovadaki kurbağalar Türk! İçlerinden birisi kovadan çıkacak gibi tırmanırsa diğerleri onu geri aşağı çekiyor zaten; benim birşey yapmama gerek yok."

Öyle aklıma geliverdi birden....