Bilkent'te Nanoteknoloji Merkezi

0
melitical
Bir saç telinden 100 bin kat ince malzemelerin kullanılacağı Ulusal Nanoteknoloji Merkezi, Bilkent'te bir yılda faaliyete geçecek. Yüksek kar getirmesi beklenen projenin toplam 30 milyon YTL 'ye mal olması planlanıyor. Maliyetin 11 milyon YTL'si Devlet Planlama Teşkilatı tarafından karşılanacak.

Kaynak:Radikal

Görüşler

0
cayfer
Evet. Halen faaliyette olan Nano Teknoloji laboratuvarında uluslararası çapta önemli çalışmalar yapılıyor. Bunun ulusal bir boyuta taşınması ve oldukça pahalı olan laboratuvar olanaklarının tüm Türk bilim adamlarının kullanımına sunulması; daha da önemlisi ortak çalışmalara platform hazırlaması değerli bir adım. TÜBİTAK Bilim Teknik Dergisi'nin Ağustos 2005 sayısında ülkemizdeki Nano Teknoloji çalışmalarına geniş yer ayrılmış.

Tarihsel olarak çeşitli yeni teknolojilerde hep trenleri kaçırdık. Bilmem FM izleyicilerinden kaçı İnternet'in bir zamanlar bu memlekette yasaklandığını; evet, yanlış okumadınız, "yasaklandığını", hatırlar. Allahtan o sıralarda İnternet hizmeti TÜBİTAK tarafından veriliyordu da, TT anlatılanları dinlemek zorunda kaldı. Daha önce de bilgisayar ithalatı yasaklanmıştı. (Sanırım 1983 deydi). Umarım abuk bir nedenle birileri Nano Teknoloji'deki çalışmaları da baltalamaya kalkmazlar.
0
bm
<i>Bilmem FM izleyicilerinden kaçı İnternet'in bir zamanlar bu memlekette yasaklandığını; evet, yanlış okumadınız, "yasaklandığını", hatırlar.</i>

Hesapta gecen ocakta 'serbestlesen' sektorun hala serbest olmadigi hatirlatayim. Basimiza ne gelecegi daha belli degil.

<i> Allahtan o sıralarda İnternet hizmeti TÜBİTAK tarafından veriliyordu da, TT anlatılanları dinlemek zorunda kaldı.</i>

Bunun kotu tarafi su, Tubitak Universite vs. kurumlarla alakali olanlar avazlari ciktigi kadar bagirmadilar bu sayede. 'Elit' kisim devletle boyle bir iliski icine girince, sokaktaki adam mahrum olmaya mahkum oluyor bir yerde. Internet'in ciktigi yerde NSF suratle ve buyuk gayretle bu islerden cikmaya calisirken, bizde bu olmadi (95-99 arasini biliyorum biraz, sonrasini bilmiyorum, ama zannederim orada NSF 94 itibariyla tamamen cikmisti o islerden, Turkiye'de de ISPler devlet tarafindan itinayla ezilirken Ulaknet iyi kotu calisiyordu ve bircok bakimdan imtiyazli konumdaydi).

<i>Daha önce de bilgisayar ithalatı yasaklanmıştı. (Sanırım 1983 deydi). Umarım abuk bir nedenle birileri Nano Teknoloji'deki çalışmaları da baltalamaya kalkmazlar.</i>

Bu insanlar sabah kalkip 'bugun ne fenalik yapabiliriz' diye dusunerek islerine gitmiyorlar tabii. Kontrol edemeyecegimiz sekilde yetkilendirmekten korkmuyoruz devlet kurumlarini cunku herhalde 'isimize yarayacagi sekilde' yonlendirebilecegimizi dusunuyoruz. Sonra ya istemeden fenalik yapiyorlar ya da 'bizim gibi' dusunmeyenler icin ele gecirilecek hedef/guc odagi oluyorlar, biz de eyvah diyoruz. O ithalat yasaginda (yahut simdiki ithalat rejiminde zaman zaman basina akseden TSE vs. kaynakli engellerde) mesele 'gayet tabii hangi malin gelecegini devlet izne baglar' gibi kabulu/satisi kolay bir noktadan hareket edip efektif olarak kapiyi kontrol eden insanlarin caplariyla milletin ufkunu sinirlamis olmamiz. Siz 83 diyorsunuz bunun bir de 70leri var, doviz tahsisi, ithal musadesi ugrasip durularak belki efendilerimiz uygun gorurse birseyler girebiliyordu memlekete. Cok yol aldindi o zamandan beri. (Biz dedigime bakmayin benim boyle birsey yaptigim yok, ne gucum ne tarzim musait degil ama belli ki milletce boyle yapiyoruz).

Ben bilmem Ankara'da isler nasil doner, ama Bilkent isi saglama baglamistir bu konuda ve o fonlari kaybetmez diye dusunuyorum. Yukarida isaret ettiginiz zararli tarzin tamamen yokolma yoluna girdigini belki o laboratuardaki calismalardan risk sermayesi destekli uc bes sirket (TR icinde, ozel bolgelerde degil) ciktiginda ve basarili oldugunda anlayacagiz.
0
cayfer
Ben devletten korkmayı öğrendim! Devletimiz özel sektörden ve yüzde yüz kendi denetimi olmayan kurumlardan korkar. Daha da vahimi bu kurumları "tehlikeli" olarak nitelendirir.

Daha iki-üç hafta önce Kredi ve Yurtlar Kurumu ÖSS'de ilk 100'e giren öğrencilere karşılıksız burs vereceğini açıkladı. Ne güzel, değil mi? Başarılı örencilerimiz destekleniyor! Ama hemen arkasından eklediler; "devlet üniversiteleri dışında üniversiteleri tercih edenlere bu burs verilmez"!

Bir iki gün içinde karar düzeltildi ama bana göre bu yaşanan durum devlet memurunun zihniyetini ve içgüdülerini çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Devlete ait olmayan kuruluşlar "tüüü kakadır". Hele bu kuruluşlara okumaya giden öğrenciler kaderlerine razı olurlar!

Açıkçası, "bilimsel araştırmalar ile ilgili ithalat Sanayi Bakanlığı'nın iznine tabidir"; "Bilim adamlarına ödenen maaşlarda vergi oranı %80 dir" gibi bir karar çıkması an meselesidir. Sonra Sanayi Bakanlığından bir "bilirkişi" gelir; <i>"Ya, Allahaşkına, şu <b>diks, diks</b> dedikleri ne oluyo?"</i> diye sorar. (Aynen yaşanmıştır.)

Benim deneyimlerim bürokratların bu hataları iyi niyetle, bilmeden yaptıkları doğrultusunda değil. "Köstebekler" var! Bunlar sessizce, derinden kuyumuzu kazıyorlar.

Hala pavyon faturası gider gösterilebilirken, araştırma laboratuvarında deney sırasında telef olan malzemenin masraf gösterilebilmesi için bilirkişi raporu gerekiyor. Hala Japon malı entegre devrelerin gümrük oranları AB'deki distribütörden ithal edildiğinde, Japonya'dan yapılacak ithalata göre daha düşük! AB ortaklarımız(!) kazansın, bizim kaybımız önemli değil! Feda olsun!

Hala elektronik üretimde kullanılan malzemenin gümrük oranları mamul cihazlardan düşük değil! Ne gerek var üretmeye; gavur yapmış işte!

Açıkçası korkuyorum. Örneğin, yakında nano teknoloji ürünlerine ihracat yasağı gelmesi beni şaşırtmayacaktır.
0
bm
<i>Açıkçası, "bilimsel araştırmalar ile ilgili ithalat Sanayi Bakanlığı'nın iznine tabidir"; </i>

Bu aslinda uygulama olarak oyle. Devlet memleketi 'serbest bolge/teknopark' ve (soylemeseler de tersi olan) 'istibdat bolgesi' diye ikiye ayirmis. Ilkine girmek icazete bagli ve ek maliyeti var, ikincisinde de dediginiz gibi burokratik ve maddi yuk buyuk.

<i>"Bilim adamlarına ödenen maaşlarda vergi oranı %80 dir" gibi bir karar çıkması an meselesidir.</i>

Bu arada 'isveren payi' diye calisandan gizlenen kesintileri hesaba kattiginizda o verdiginiz %80 rakamindan cok da uzak olmadigimizi goreceksiniz. %40 civari SSK, issizlik sigortasi vs. kalandan %20-40 vergi, ele geceni harcamaya kalkinca dolayli vergi, butun bunlarla ugrasmak icin harcanan zaman ve parayi da hesaba katin. Hak yemeyelim, 'bati' da bu yukleri boyle halktan sakliyor. Burada belki farkedilmeyen bu tip bir yuk olunca bununla ugrasmak icin harcanan kalifiye emegin buyuklugu. Ben bazen (sirf TR'de de degil yine hak yemeyelim) 'iyi muhasebeci' tipolojisine oturan insanlarla konusurken 'yahu bu adam hem hesaba yatkin hem benden filan zeki, ciddi teknik isler yapsa ne kadar faydali olur' diye farkedip uzulmusumdur. Kesfedilecek seyler, cozulecek problemler varken kendi kendimize suni engeller cikartip Allah vergisi zekasi olan insanlari 'iyi muhasebeci' 'becerikli muameleci' 'gumruk komisyoncusu' filan seklinde isdihdam ediyoruz, yazik oluyor.

<i>Hala elektronik üretimde kullanılan malzemenin gümrük oranları mamul cihazlardan düşük değil! Ne gerek var üretmeye; gavur yapmış işte!</i>

Entegre devre bir ara sifir gumrukle giriyordu, degisti mi bu? Simdi neye taktilar?
0
mrtksn
odtüde de şöyle bir şey var: (aynısı değil, biliyorum)
http://www.microsystems.metu.edu.tr
0
cayfer
ne güzel! İnsanlarımız çalışıyor ve üretiyor. Nano'ymuş; Micro'ymuş, macro'ymuş hiç önemi yok. Yeter ki çalışsınlar, öğrensinler ve öğretsinler.

Aslında belki evlatıklarla evlenmenin dinen caiz olup olmadığı konusunda çalışsalar daha iyi ve yararlı olurdu ama olsun varsın...

0
sundance
Woodly Allen'ın gözü aydın.
0
fox
http://www.starlab.gazi.edu.tr/ Türkiyede mevcut kurulu tek MBE cihazına (~1M$) sahip laboratuvar (Yakında ODTU de sahip olacak).

Bu arada Nanoteknoloji merkezi Türkiye için çok önemli bir adım. Ama anadolu üniversitelerinin çekinceleri / şikayetleri var haberleri olsun.. (yatırım yine Bilkente..)

0
mrtksn
odtü geçen sene 15 trilyon liralık bir labaratuvar kurmuştu ve tüm türkiyedeki bilim adamlarına ücretsiz(ya da mailyetine) olarak hizmet sunacaklarını açıklamışlardı. Yatırımlar belli başlı üniversitelere yapıldığı doğru sanırım, ama onların da imkanları diğer üniversitelerle paylaşmaları hoş.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Androidlere Bir Adım Daha: Silikon Retina ile Yapay Göz

FZ

Zaghloul ve Boahen'in Journal of Neural Engineering dergisinin Aralık 2006 sayısında yayınlanacak A silicon retina that reproduces signals in the optic nerve [PDF - Tam Metin] makalesine göre doğrudan göze yerleştirilip beynin görsel bilgi işleme korteksine gerekli sinyalleri gönderebilecek bir silikon yonga tasarlanmış durumda.

IBM İnsan Beyninin Birebir Simülasyonunu Yapmaya Hazırlanıyor

FZ

IBM şirketi IBM/EPFL Blue Brain Project kapsamında insan beyninin bugüne dek gerçekleştirilmiş en sofistike simülasyonunu yapmaya hazırlanıyor.

IBM ve Ecole Polytechnique Fédérale de Lausanne (EPFL) tarafından kısa bir süre önce duyurulan habere göre "Blue Brain Project" girişimi beyin araştırmalarını yeni bir düzeye taşıyacak. Araştırmanın kalbi ise eServer Blue Gene isimli süperbilgisayar. Bu bilgisayar kullanılarak insan beyninde üst bilişsel işlevlerin yer aldığı düşünülen ve en karmaşık katman olan "neocortex" yapısı modellenecek. Bu simülasyonun sonuçlarına göre daha alttaki beyin katmanlarının da modellenmesine dair karar verilecek. Böylece beynin birebir fonksiyonel halinin bilgisayar ortamında gerçekleştirilip deneyler yapılması planlanıyor.

İnsan Zihni Sayısal Mı Analog Mu?

FZ

İnsan zihninin bir bilgisayar gibi ayrık süreçler halinde çalıştığı teorisi bilişsel bilimdeki önemli paradigmalardan biridir. Cornell Üniversitesi'nde son gerçekleştirilen çalışmalardan birine göre ise insan zihninin çalışması biyolojik organizmalar gibi: gri alanlar arasında geçiş yapan dinamik bir süreklilik.

Proceedings of the National Academy of Sciences'ın son sayısında yer alan, Cornell'de çalışan psikodilbilimci Michael Spivey'in önderliğinde gerçekleştirilen çalışmada lisans öğrencilerine bazı sözcükler söylenip ekranda bunların resimleri gösterildi ve fareyi kullanarak doğru resmi seçmeleri istendi, ardından da benzer sözcük durumunda öğrencilerin fare hareketlerinin izleri takip edildi. Bu çalışma, dil anlamanın ayrık değil sürekli olduğuna dair önemli bulgular içeriyor.

Bilginin Eskisi Makbul

anonim

ABD'de çalışan Türk Prof. Olgaç, eski bilgiyle daha doğru karar alınacağını matematiksel olarak kanıtladı. Buluş pek çok alanda bir devrim niteliğinde.
ABD'nin Connecticut Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Nejat Olgaç'ın, doktora öğrencisi Rıfat Sipahi'yle çalışmaları sonucu yaptığı 'Gecikmeli sistemlerin stabilizasyonu' adlı buluşun, başta bilgisayar olmak üzere, savunma ve üretim makineleri teknolojilerinde büyük yeniliklere yol açacağı ortaya çıktı.
Yüksek hızlı veri şebekesinin internetin ruhunu teşkil ettiğine değinen Olgaç, "Buluşun bu alana aktarılmasına çalışıyoruz. İnternet teknolojisine aktarılırsa, veri akış hızı bugünküyle ölçülemeyecek kadar hızlanacak" dedi.
Ayrıntılı bilgi Radikal gazetesinde.

Dikkat burada tehlikeli artıklar gömülüdür!!!

anonim

`Evrensel` yaygınlıkta kullanılan ve hayatı önem taşıyan mesajlar vermeye çalışan işaretler beynimize çeşitli sebeplerden dolayı kazınmıştır. Yüksek gerilimin `yıldırımı`, biolojik tehlikenin hiçbirşeye benzetemediğim işareti, radyasyonun `3 yapraklı yöncası` (meleğe bile benzetenler var)... Pictogramlardan hayatı tehlike taşıyan en tanıdıklar bu linkte var.

Şu andaki kültürel düzeyin kaybolmadığını, uygarlığın gerilemediğini ve varolan düzenin bozulmadığını kabul edersek bu işaretler çoğu zaman görevlerini yerine getirecek, insanları en azından uyaracaktir.

Ya öyle olmassa? Uygarlık yokolursa, değişirse, bu uygarlığa ait olmayan birileri(!) gelirse? Bırakın magra adamını, 1900 lerden önce herhangibir kimsenin bu işaretleri anlayamacağını(belki kurukafa ve kemiklerin iyi birşey olmadığı kanısına varabilirler) düşünürsek bu işaretler alternatif zamanlarda hiçbir ise yaramayacaktir.

Amerika da nükleer artıkların depolanması için Yükka Dağının adeta içine, 700 metre derine inşaa edilen WIPP(Waste Isolation Pilot Plant) tesislerin enazından önümüzdeki 10000 yıl boyunca içinde barındıracağı ölümcül tehlikelere karşı dış dünyayı zaman, uygarlık, kültür ayrımı yapmadan uyaracak işaretler bulmak çok kolay değil.