Yaşadıklarıma gelince... İlki MSN Messenger ile ilgili.
Hasta ruhlu bir vatandaşımız (büyük olasılıkla kendini büyük "cracker" sanıyordur) üniversitemizin kurucusunun e-posta adresiyle kendine bir MSN Messenger hesabı açmış, sonra da bir şekilde elde ettiği bir sürü MSN üyesinin bu adresi "Contact List"lerine eklemesini sağlamış. Sonra kimbilir neler dedi bu insanlara.
Bu durumu farkedince, MSN Messenger hesabı nasıl açılıyor bir göreyim dedim. MSN kullanıcı kodu olarak e-posta adresinizi ya da MSN Passport hesabınızı kullanma şansınız var. E-posta adresini kullanmayı tercih ederseniz bir e-posta adresi giriyorsunuz. Ardından kendiniz hakkında bir kaç birşey girdikten (ki bunlar isteğe bağlı) sonra ve (burası önemli) ekranda sadece bir insan tarafından algınabilecek bir karakter dizisini giriyorsunuz ve ANINDA; evet ANINDA, MSN Messenger hesabınız aktif hale geliyor.
Beyefendiler kendi güvenliklerini düşünerek o deforme edilmiş karakter dizisini (Obfuscated string) algılayıp girmenizi istiyorlar ama başkalarının güvenliği umurlarında değil! Girdiğiniz e-posta adresiyle artık bir MSN Messenger kullanıcısısınız. Aslında MSN'de sizi bu isimle görenler ismin yanında bir de "not confirmed" gibi bir laf görüyorlar ama acaba kaç kişi bunun anlamını biliyor?
Kısacası bill_gates@yahoo.com, basbakan@tbmm.gov.tr diye bir MSN hesabı alabilirsiniz. Sonra da insanları işletebilirsiniz.
Bu arada beyan ettiginiz e-posta adresine bir mesaj gönderiliyor ama sadece haber vermek ve reklam yapmak amacıyla.
Oysa yapmaları gereken tek şey o gönderdikleri e-posta mesajına bir hesap aktivasyon kodu işlevi eklemek. Ama umurlarında değil! Bence tek kaygıları bir an önce sizi MSN Messenger servisine alıp reklamları gözünüze sokmak!
Onların kendi güvenliği önemli ama başkaları ne halleri varsa görsünler...
İkinci ihtişamlı Micros~1 uygulamasına gelince...
Varsayın ki 2. Dünya savaşında Avrupa ana kıtasına paraşütle ajanlar gönderiyorsunuz. Ajanların ellerinde birer telsiz var. Kendilerine saat başlarında 194.3 MHz'den yapılacak yayınla görev talimatlarının verileceğini bildirdiniz. Doğal olarak bu ajanların telsiz sessizliği kuralına kesinlikle uymaları ve kendi telsizleriyle yayın yapmamaları gerekir. Bunu da ajanlarınıza sıkı sıkı tembih ettiniz.
Ajanlar ana kıtaya indiler. Saat başlarında telsizlerini önceden kararlaştırılmış frekanslara ayarlayıp talimat bekliyorlar. Ancak bir nedenle talimat yayını yapılamıyor. Ajanlardan biri, talimat yayınını alamayınca telsizini kullarak; o kararlaştırılmış frekanstan "Ben ajan XYZ, yayını alamadım. Bana 194.3 MHz'den talimat verecek kimse var mı?" diye sorarsa neler olur?
İşte Micros~1 Wi-Fi yazılımı aynen bunun eşdeğerini yapıyor! Ofisinizde SSID'si yayınlanmayan bir Wi-Fi ağ kullanıyorsunuz diyelim. Bir gün, iş seyahati nedeniyle havalalanına gidiyorsunuz ve beklerken Wi-Fi kullanmak üzere diz üstü bilgisayarınızı açıyorsunuz. Bilgisayarınızın Wi-Fi arabirim yönetimi Micros~1 işletim sistemi tarafından üstlenilmiş durumda (Brrrrr... birden ürperdim). Bu yazılım etrafta bir Erişim Noktası (Access Point) arıyor. Diyelim ki bulamıyor! Olur a... O havaalanında Wi-Fi servisi olmayabilir.
Ne beklersiniz? "Wi-Fi ağ bulunamadı" mesajı falan değil mi? Yooo... o kadar basit değil! Bilgisayarınız öncelikle Wi-Fi arabiriminizi kullanarak en son bağlanmış olduğunuz Wi-Fi ağının adını yayınlayarak "bu ağa servis veren var mı?" diye soracak. Kardeşim! Etrafta bir erişim noktası servisi bulamayınca sus bekle; değil mi? Hayır! Etrafa bir SSID yayınlıyor ki, buna servis veren birisi çıksın. Aynen, kendi telsizinden yayın yapıp talimat isteyen salak ajan gibi.
Bu bir yazılım hatası, açığı, "bug" falan değil! Bu resmen bal gibi bir tasarım hatası ve umursamazlık. Bir kapı zili düşünün ki çalındıktan sonra bir dakika içinde kapı açılmazsa "Anahtar paspasın altında" diye anons yapıyor!
MSN'de bahsettiğiniz durum gerçekten berbat. En azından bir kişi var çevremde bu durumdan dolayı başı derde giren. Resmen sorumsuzluk.
İkincisi de en az birincisi kadar berbat bir durum. Ne desek boş. Önemli olan kendilerinin ve diğer satıcıların güvenliği ve hakları.