Google'dan güvenli iletişim için yeni bir adım: Anahtar Şeffaflığı Sistemi

3
tongucyumruk

Tam da WhatsApp'ın kullanıcıların şifreleme anahtarlarını değiştirmesinin bir güvenlik açığı oluşturup oluşturmadığının tartışıldığı şu günlerde Google sanki önceden durumun kokusunu almış gibi kullanıcıların anahtarlarını ve anahtar geçmişlerini doğrulamayı sağlayacak Anahtar Şeffaflığı (Key Transparency) aracını duyurdu.

Anahtar Şeffaflığı sunucu/istemci modeli ile çalışan bir anahtar dağıtım sistemi. Özünde sunduğu bir kullanıcı kimliğinin tüm geçmişini kayıt altına almak. Örneğin bir hesabın anahtarları değiştiği veya hesap sıfırlandığı zaman bütün bu bilgiler bir kayıt defterine işlenerek gerektiğinde hesap sahibi tarafından doğrulanabiliyor. Bu sayede Google açık anahtar şifreleme sistemlerinin en büyük sıkıntılarından biri olan "anahtar dağıtımı" problemini kökten çözmeyi hedefliyor.

Tabi bu noktada hepimizin aklına gelen soru: Bütün bu anahtar verisi nerede saklanacak? İyi haber: Google'da değil. Kötü haber: Şimdilik sadece ayar dosyasına yazabileceğiniz bir sunucuda. Bu sayede bir üçüncü partinin servis olarak sunduğu bir sunucuda yahut kendi sunucunuzda bu veriyi saklayabileceksiniz. Peki sizi tanımayan birinin anahtarınızı bulması gerektiği zaman ne yapacak? Bu sorunun cevabı ne yazık ki protokolun ikinci sürümüne ötelenmiş durumda.

Bu haliyle Anahtar Şeffaflığı sistemi halihazirda anahtar dağıtımı için kullanılan HKP/SKS gibi protokollerin bulunabilirlik dezavantajını paylaşsa da gerek hesap denetimini mümkün kılması, gerekse arkasındaki Google desteği sayesinde hızla yaygınlaşabilecek olması bir avantaj sağlıyor. Önümüzdeki günlerde Anahtar Şeffaflığının güvenli iletişim sistemlerine etkilerini görebileceğimizi umalım.

İlgili Yazılar

UNIX ile ilgili güvenlik problemleri

FZ

Internet Security Systems (ISS) geçen hafta yaptığı bir açıklama ile pek çok büyük ticari UNIX sisteminin güvenlik açığı bulunduğunu belirtti.

Konu ile ilgili olarak HP ve Sun Microsystems firmalarının yoğun eleştirilerine ve "yok bizim sistemlerin öyle bir problemi, atıyorsun" tarzı demeçlerine maruz kalan ISS iddia ettiği problemlerin varlığı konusunda iddialı ve sistem yöneticilerini uyarmaya devam etmekte ısrarlı.

MacOS X ve Güvenlik

anonim

Geçtiğimiz günlerde Ankara'da yapılan Serbest Yazılımcılar Konferansına katılan arkadaşım Sundance bana güvenlikle ilgili seminerde konuşmacı arkadaşın örnek verdiği işletim sistemlerinin arasında MacOS X ve MacOS X Server'ın bulunmadığını anlattı.

Aslında şaşıracak bir durum yoktu genel olarak ama Unix dünyasını yakından takip edenlerin bence bu iki işletim sistemini de her ne kadar kullanmaya imkan bulamasalar da yakından takip etmeleri gerektiğini düşünerek bir kaç önemli güvenlik özelliğinden bahsetmek istedim.

Opera 7.53 ve öncesi versiyonlarda güvenlik açıkları tesbit edildi

ttk

Opera web tarayıcısının 7.53 ve öncesi versiyonlarında, Linux, Mac ve Windows platformlarında tehlikeli güvenlik açıkları tesbit edildi.

Kullanıcının makinasındaki dosya ve klasörlere okuma hakkı ile erişim, Opera ile alınmış maillerine erişim, kullanıcıya ait cookie'lerin çalınabilmesi, adres yanıltması ve kullanıcının daha önce girdiği adreslerin tesbit edilebilmesi bu açıklardan bazıları imiş. Açığı tesbit edenler ilgili yerleri bilgilendirmişler ve Opera web tarayıcısının açıkları giderilmiş 7.54 numaralı versiyonu indirilmek üzere sitesine konulmuş. Bu programı tercih edenlerin yeni versiyonu indirmeleri faydalarına olacaktır.

Orijinal haber için adres : http://www.net-security.org/vuln.php?id=3625

NSA Bizi Yiyor Mu?

experience

NSA'yı biliyoruz, söylenene gore hepimizi, her şeyimizi dinliyor bu keratalar.

Washington Post'ta 27 Ocak'ta yayımlanmış bir haber denk geldi. Habere burdan ulaşabilirsiniz.

Haberin özeti: Bush, NSA'yı ziyaret etmiş. Buraya kadar normal ama bu haberden ben NSA'nın pek de alengirli kulengirli sistemler kullanmadığına kanaat getirdim (bizi yiyor olmasınlar sakın?)

Router Tasarlarken Dikkatli Olmak Lazım! ;-)

FZ

2003 yılının Mayıs ayında `University of Wisconsin - Madison´ ağ yöneticileri kampüsteki kamuya açık NTP (Network Time Protocol) zaman sunucusu bilgisayarın kaldıramayacağı kadar yoğun bir trafiğe maruz kaldığını saptadılar. Başlangıçta saniyede yüzbinlerce paketten oluşan bu trafiği DDoS (Distributed Denial of Service) saldırısı olarak algılayan ağ yöneticileri durumu inceleyince bunun böyle olmadığını gördüler.

Problemin pek çok organizasyonda bolca bulunan ucuz ve küçük bir router cihazdaki gömülü koddan kaynaklandığı tespit edildi ve üretici firma ile temas kurma çabaları başladı... Bu süreci çok güzel ve detaylı bir şekilde yansıtan teknik raporu tüm ilgililerin okumasında fayda var. Söz konusu süreç aynı zamanda üniversite sanayi işbirliğine dair güzel bir örnek.