e2e

e2e


0 takip ediyor | 0 takip ediliyor


Bilgi alanları


İlgi alanları

Eric Raymond: GPL'e İhtiyacımız Yok ( 24)

"Özgürlük" ve "Zor" kavramlarını bu kadar karşı karşıya koymayın: "Özgürlük Zorunluluğun Kavranmasıdır! Zorunluluk, ancak kavranılmadığı ölçüde kördür" (F. Engels)

GPL "Kendi özgürlüğü"nü koruyabilmek için "zorunlu" gördüğü kuralları işletiyor. Bu "özgürlük" tanımını doğru bulan ve ona ihtiyaç duyanlar da destekliyorlar.

... zorlama ile özgürlük korunmaz ...

Her tarafımız "zor"la çevriliyken kendi "özgürlüklerimizi" de zorla korumaktan başka bir yol göremiyorum ben.

BSA nedir ? ( 94)

Ben şu "emek çalma" meselesini biraz da buradan okumak gerektiğini düşünüyorum: (biraz uzun bir alıntı olacak ama)

Yazilim sahipleri bilgiyi kullanma hakkimizi kontrol etmek icin pek cok metod kullanmaktadir:

* Terim karmasasi yaratmak Sahipler, 'korsanlik' ve 'hirsizlik' gibi kotu cagrisimli sozcuklerin yani sira 'fikri mulkiyet' ve 'zarar' gibi hukuki terimleri kullanarak kamuoyuna belirli bir dusunce seklini dayatmaya calismaktadirlar --- programlar ile fiziksel nesnelerin mukayese edilebilir oldugu fikri.

Fiziksel nesnelerin mulkiyetine dair fikir ve icgudulerimiz, bu nesnelerin sahibinin elinden alinmalarinin dogru bir sey olup olmadigi uzerine kuruludur. Bir seyin kopyalanmasina birebir uygulanamaz. Yine de yazilim sahipleri birebir ayni mulkiyet kavramlarini uygulamamizi istemektedirler.

* Abartma

Sahipler, kullanicilar programlari izinsiz olarak kopyaladiklarinda 'zarar' gorduklerini veya 'ekonomik kayba' ugradiklarini belirtmektedirler. Ancak kopyalama yazilim sahibi uzerinde dogrudan bir etkiye yol acmaz ve kimseye zarar vermez. Yazilim sahibi, ancak yazilim icin para odeyecek bir kullanici bunun yerine kopyalamayi tercih ederse bir kayba ugrayabilir.

Biraz dusunursek goruruz ki cogu kisi kopyaladigi seyi para karsiligi satin alacak degildir. Buna ragmen yazilim sahipleri sanki herkes bir kopyayi satin alacakmis gibi 'kayip'larini hesaplarlar. Buna en nazik ifade ile abartmak denir.

* Kanun

Yazilim sahipleri sik sik kanunlarin mevcut durumundan ve bizi tehdit etmek icin kullanabilecekleri cezalardan bahsederler. Bu yaklasim, icinde gunumuz yasalarinin sorgulanamaz bir ahlak ogretisi oldugu dusuncesini barindirir --- ayni zamanda da soz konusu cezalari (hic kimsenin varliklarindan sorumlu olmadigi) doga yasalari olarak kabul etmemiz beklenir.

Bu ikna etme yontemi elestirel dusunceye fazla dayanamaz, alisilmis dusunsel pratikleri kuvvetlendirmeye yoneliktir.

Kanunlarin hakli/haksiz ayrimi getirmedigi asikardir. Her Amerikali hatirlamalidir ki 40 yil once pek cok eyalette bir zencinin otobusun on kisminda oturmasi kanunen yasak idi ancak bunun hakli oldugunu ancak irkcilar iddia edebilir.

* Dogal haklar

Yazilimcilar genellikle yazdiklari programlar ile aralarinda ozel bir bag bulundugunu, ve bu sebepten dolayi programla ilgili istek ve cikarlarinin geriye kalan herkesinkinden --- yani dunyanin geriye kalani --- daha onemli oldugunu savunurlar. (Genellikle yazilimin kopyalama hakkina sahip olan yazari degil, bir sirkettir, ancak bu noktayi gormezden gelmemiz beklenir.)

Bu iddiayi bir etik aksiyomu olarak sunanlara --- yazar sizden daha onemlidir aksiyomu --- kendim de kayda deger bir yazilim gelistirici olarak ancak sunu soyleyebilirim: Bu iddia sacmadir.

Ancak insanlar bu dogal haklara dair iddialari iki sebepten oturu mantikli bulmaya egilimlidir.

Birinci sebep fiziksel nesnelere benzetme egilimidir. Ben spagetti pisirdigimde bunu bir baskasi yerse itiraz ederim cunku oyle bir durumda ben yiyemem. Karsimdakinin eylemi ona fayda sagladigi olcude bana zarar verir; icimizden sadece biri spagetti yiyebilir, o halde soru sudur: kim? Aramizdaki en kucuk bir ayrim dahi etik dengenin degismesini getirir.

Yukaridaki durumdan farkli olarak benim yazdigim bir programi calistirmaniz ya da degistirmeniz sizi dogrudan etkilerken beni ancak dolayli yoldan etkiler.

Bir arkadasiniza bir kopya verip vermemeniz benden cok sizi ve arkadasinizi ilgilendirir. Size bunlari yapmamanizi dikte edecek guce sahip olmamaliyim. Hic kimse olmamali.

Ikinci sebep ise yazarlarin dogal haklari olmasi gerektigi kuraminin, toplumumuzun kabul edilmis ve sorgulanamaz bir gelenegi olarak insanlara anlatilmis olmasidir.

Tarihi acidan bakarsak tam tersi durumun soz konusu oldugunu goruruz. ABD Anayasasi olusturulurken yazarlarin dogal haklara sahip olduklari fikri one surulmus fakat kesin ve net sekilde reddedilmisti. Iste bundan oturu ABD Anayasasi telif haklari sistemine 'izin verir' ancak bunu 'sart kosmaz'. Telif hakkinin gecici olmak zorunda oldugunun belirtilmesinin sebebi de zaten budur. Yine ABD Anayasa'sinda telif hakkinin amacinin yazari odullendirmek degil, gelismeyi tesvik etmek oldugu belirtilmistir. Telif hakki kismen yazari ve daha fazla da yayincilari odullendirir ancak bu odullendirmenin amaci davranis degisikligini saglamaktir.

Toplumumuzun asil gelenegi telif hakkinin kamunun dogal haklarina tecavuz ettigi yonundedir ve telif hakkina ancak uzun vadeli kamu yarari yuzunden izin verilmektedir.

* Ekonomi

Yazilimlarin sahipli olmasi gerektigi iddiasi ile ilgili olarak one surulen son arguman ancak bu sekilde daha cok yazilim uretmenin mumkun olacagi dusuncesidir.

Digerlerine kiyasla bu arguman biraz daha mantikli bir yaklasim gibi durmaktadir. Gecerli bir hedefe yoneliktir: yazilim kullanicilarini tatmin etmek. Insanlarin bir seyi uretmelerinin karsiligini iyi bir sekilde almalari halinde o seyden daha cok urettikleri empirik olarak gozlemlenebilir.

Ancak ekonomik argumanin bir kusuru vardir: farkin sadece ne kadar para odendigi ile ilgili oldugu varsayimina dayanir. Bu varsayima gore bizim istedigimiz 'yazilim uretimi'dir, yazilimin sahibi olsun ya da olmasin.

Insanlar bu varsayimi oldugu gibi kabul ederler cunku fiziksel nesnelere dair deneyimlerimizle uyumludur. Bir sandvici ele alalim. Esdeger bir sandvici bedava ya da fiyatini odeyerek alabilirsiniz. Eger boyle ise iki eylem arasindaki tek fark odediginiz paradir. Satin almak zorunda olmaniz ya da olmamaniz sandvicin tadini, besleyici degerini degistirmez ve her halukarda o sandvici sadece bir kez yiyebilirsiniz. Sandivici bir sahipten satin alip almamaniz bu eylemin ardindan cebinizde kalan para disinda baska hicbir seyi dogrudan etkileyemez.

Bu dusunce her fiziksel nesne icin gecerlidir --- bir sahibinin olup olmamasi onun 'ne oldugunu' dogrudan etkilemez ya da onu aldiktan sonra onunla ne yapacaginizi.

Ancak eger bir programin sahibi varsa bu onun ne oldugunu ve onu satin alirsaniz onunla ne yapacaginizi etkiler. Buradaki fark sadece para farki degildir. Yazilimlarin sahiplerinin bulunmasi sistemi, bu sahiplerin bir sey uretmesini saglar ancak uretilen sey toplumun ihtiyac duydugu sey degildir. Bu da hepimizi etkileyen korkunc bir etik kirlilige yol acar.


Yazilimin Neden Sahibi Olmamalidir?

BSA nedir ? ( 94)

Burada biraz küstahlık görüyorum... En basitinden bir ilkokul öğretmeni edasıyla 'bütün sınıf kendini camdan atsa, sen de mi atacaksın?' diye sorasım geliyor...

Yanlış görüyorsun... Soruna gelince, bu öğretmene ve bunu ne için istediğine göre değişir...

"Korsan yazılım" kullanmak için haklı nedenleri olanlar vardır belki de, hiç böyle bir sorgulamaya girmedim şahsen.

'Kesin siz de korsan program kullanmışınızdır, atmayın bakiim' üslubunun bizi ikna etmeye yardımcı olacağını hiç sanmıyorum...

Sorum çok açıktı: Özgür Yazılım kullanmadan önce bu siteye giren herkes, kullandığı bütün programların lisans ücretini ödüyor muydu? Bunu da birilerini suçlamak ya da bir şeylere ikna etmek için sormadım. "Alternatifi olmayan insanlar için bazı şeyleri yapmak anlaşılır karşılanabilmeli, ya da karşılanmayacaksa da bu gözetilmeli. Böyle ağır hakaretler ya da suçlamalar daha dikkatli kullanılmalı"yı anlatmak için sormuştum.

BSA nedir ? ( 94)

Bir konuda anlaşalım, "korsan yazılım kullanmak doğrudur" gibi bir savunum yok. Ama korsan yazılım kullananlara da sizin kadar rahatlıkla "hırsız, adi, şerefsiz" diyemiyorum, demiyorum...

Çünkü çevremdeki (ki aslında o genellemeyi Türkiye için yapmıştım ve eminim daha da fazladır) insanların çoğu kullandıkları ofis yazılımının ücretli olduğundan, hatta o yazılımın ne olduğundan bile bihaberler. Gidip onların suratlarına "Vay adi şerefsiz" deyin... Girin yurdum internet kafelerinden birkaçına ve bağırın suratlarına bunu, çok ciddiyim. Ya da polise ihbar edin hepsini. Madem adilik ve şerefsizlik yaptıklarını düşünüyorsunuz... Bu ülkenin en büyük hastaneleri bile kullanıyor korsam yazılımları, hepsini ihbar edelim ve "şerefsizliğin" önüne geçelim o zaman.

Evet korsan yazılım kullanmak suçtur, ama önce insanların yaptıklarının suç olduğunun ya da "birilerinin emeğinden çalmak" olduğunun farkında olması lazım.

Mesele şahin-jeep karşılaştırmasından çok farklı, bunu siz de biliyorsunuz. Kaç insan var bunun farkında olan ve "Gimp dururken niye korsan Photoshop kullanıyorsun" sorusuna yanıt verebilecek olan? Ama herkes ortada bir şahin bir de jeep olduğunu biliyor...

Size düşen onları uyandırmak, şerefli ve onurlu olmaya davet etmektir.

İnanın bana buna yapıyorum. Hatta bir sürü zamanımı alsa bile oturup anlatıyor, öğretiyorum. Ama "yok ben onu kullanamam" diye ısrar edenlere de yine de "adi şerefsiz" demiyorum, diyemiyorum!

BSA nedir ? ( 94)

Bence yazıyı bir daha okuyun. Sorduğunuz soruların hepsinin de yanıtları var yazıda.

Korsan yazılım kullanmak şerefsizliktir. Haydutluktur. Adiliktir.

Ba yazdığınızı ben, "Türkiye'deki bilgisayar kullanıcılarının en az yüzde 50'si şerefsizdir, adidir, hayduttur" diye okuyorum. Ki, resmi bir istatistik yok elimde, ama çevremden gözlemlediğim kadarıyla yüzde 50 bile iyimser bir rakam. Bu sitenin ziyaretçilerine bile dönüp, "Özgür Yazılımlar kullanmadan önce korsan yazılım kullandınız mı? Yoksa kullandığınız bütün yazılımların lisans ücretini paşa paşa ödediniz mi?" diye bir soralım. Şahsen ben kullandım! Siz de dahil "Hiç kullanmadım" diyen çıkabileceğini, çıksa da inandırıcı olabileceğini hiç sanmıyorum.

Önce GNU/Linux'u, özgür yazılımları insanlarımıza anlatalım, kullandırtalım, sonra da "can sıkıntısından" korsan yazılım kullananlara döner söyleriz bu lafları... Nedenini anlayamadığım bu tepkisellik size ve buraya yakışmıyor.

Şu "insanların emeklerini korumaları" meselesine ise girmek bile istemiyorum...

BSA nedir ? ( 94)

Yazı için teşekkürler. Bir şeyi gerçekten merak ediyor ve bilmek istiyorum. Sorum monarch'a: Bunu araştırmak nerden aklına geldi?(!)

Öyle ya da böyle, bir şekilde sürekli kullandığımız bu malum ismi şimdiye kadar niye merak etmedim diye sordum kendime. Sonra aklıma bir garip cevaplar geldi, onları yazmayayım en iyisi :)

4. Linux ve Özgür Yazılım Şenliği'nden Notlar ( 9)

Evet, onu "es geçmek" haksızlık olur.

4. Linux ve Özgür Yazılım Şenliği'nden Notlar ( 9)

Ben, "Gözlerine de sağlık" diye ekleyeyim :) Zira 233 fotoğraf için onlar da epey bir çalıştılar.

Belki ben de biraz "Özgür Yazılım ve Debian Partizanlığı" (roktas) yapmış gibi olacağım ama sanki bu şenlikte, "Linux" ve "Debian" vardı... Açıkçası kafamı ne yana çevirsem Debian görüyordum neredeyse. "Debiancı Hareket Engellenemez" diyenlere duyrulur :)

İsyan! ( 35)

Böyle bir durumun yaşanması ihtimalinin Türkiye çapında en düşük olduğu sitelerden birisidir fazlamesai.

Ben de öyle düşünüyorum.

Burası GNU/Linux Yardım/Destek kaynağı değil sanırım. Haber değeri taşıyan, bilgilendirici nitelik taşıyan başlıklar yayınlanmakta.

Bu sitenin amaçlarından biri de GNU/Linux, ya da genel olarak özgür yazılımların kullanımını desteklemek, yaygınlaştırmak diye biliyorum. "Fazlamesai'ye sorun" gibi başlıklar da var, forum dışında. Destek derken kastettiğim bu tarz bir destekti.

Zira sizde takdir edersinizki cayfer'in göndermiş olduğu başlığın ve içeriğin bilinen iyi bir haber sitesinde yayınlanması ihtimali de bir milyonda bir den küçük zaten. Fazlamesai bir hata yapmış olabilir, tabii buda onu kalitesiz bir haber sitesi yapmıyor, şimdilik.

Yanlış biliyorsam düzeltin. Bildiğim (belki de öyle görmek istediğim içindir) kadarıyla burası aynı zamanda, doğru kelimemi bilmiyorum ama bir "camia" sitesi. Yani insanlar bazen içlerinden geçenleri de paylaşabilirler ya da bana göre paylaşmalılar. Ve biri böyle bir şey yaptı diye "salaklık" kelimelerinin anıldığı yorumlarla eleştirilmesini de kabul edemiyorum doğrusu.

Cayfer'in bizlerle paylaşacağı Ağ Trafiği konusunda daha kıymet verilebilecek konular olduğuna inanıyorum

Umarım paylaşır bunları da bizlerle...

İsyan! ( 35)

Gözlerim yaşardı.

Sitenin değerli üyelerinden birisi, başından geçen bir olayı, kendi görüş ve önerilerini de ekleyerek bizlerle paylaşmak istemiş. Ayrıca yazının dilinden bunun öyle "resmi" bir yazı olmadığı, "sohbet" amaçlı yazıldığı kolaylıkla anlaşılıyor. Bunu yaparken herhangi bir "çıkar amacı" güttüğünü ya da birilerine akıllı görünmeye çalıştığını hiç sanmıyorum. Açıkçası O'na yanıt babında yazılanların da herhangi bir çıkar amaçı güttüğünü, yani bu işten para kazanacağını da sanmıyorum. "Öyleyse?" diye soruyorum kendime. Acaba birileri pusuya yatmış da MS hakkında "haksız" bir laf edilse de ben de katılsam durumu mu var?

Bir sisteme "pis" ya da "kötü" demem için illa onun bütün teknik detaylarını bilmem gerekmiyor. Sevmiyorumdur "pis" derim, başka biri de "güzel" der. Ama eminim güzel diyenler de bütün teknik detaylarına hakim değillerdir. "Bu iş böyle yapılıyor" demekle "Bilmiyorsan öğren de konuş" demek çok başkadır. Bu sitede ve diğer birçok GNU/Linux yardım/destek kaynağında birileri zorluktan bahsettiğinde, ya da bir şeyin saçmalığından böyle cevaplar aldığına hiç rastlamamıştım. Demek ki MS kullanıcılarının yardım, açıklama, aydınlatma anlayışları da hakkaten farklı oluyormuş.

Cayfer Hocanın bu gibi deneyimlerini bizlerle paylaşacağını umuyor ve bekliyorum.

Tek Gerçek Özgür GNU/Linux Dağıtımı Hangisidir? ( 39)

3. bir sinif OS sidik yarisi haberleri sitesindeke birkac zibidinin yazdiginin Turkiye'de insanlarin canini sikmasi hosuma gitmedi, biraz haddim olmadan tavsiye vermeye kalktiysam mazur gorun.
Rica ederim. Çok teşekkürler...

Tek Gerçek Özgür GNU/Linux Dağıtımı Hangisidir? ( 39)

Stallman, ya FSF'nin saçmalamasına dikkat çekmeye çalışıyor, ya da kayışı iyice kopardı :))

Kusura bakmayın ama ben burada herhangi bir "fikir" göremiyorum. Yazdığınız şey belki de "öylesine" söylediğiniz, espri-karışık bir düşünceydi. Zaten benim "düşünün" derken kastettiğim de biraz buydu.

Fikrim sizi rahatsız ettiyse bunu küfür olarak algılamaktan ziyade, karşı fikirlerle yanıtlamanızı tercih eder ve daha sağlıklı bulurum.
Dediğim gibi ben ortada herhangi bir fikir göremiyorum. Eğer siz yazdıklarınızın "fikir" olduğunu düşünüyor ve öyle algılamamı istiyorsanız o başka. Ben yazdığınızdan anladığım kadarına yanıt verdim zaten.

Tek Gerçek Özgür GNU/Linux Dağıtımı Hangisidir? ( 39)

Umarım takmıyordur :)

Aslında "rahatsız edici" olan, "aşağılama" ya da "hakaret"in tartışma adına yapılıyor olması. O yorumlardan birçoğunda Stallman ya da görüşlerine yönelik herhangi bir eleştiri yok. Ayrıca kullanılan benzetmelerde de "isabet" ettirmekten çok "kötüleme" kaygısı var. Gerçekten merak da ediyorum, o benzetmeleri yapanların kaçı, komünizmi ya da Stalin'i biliyor? Ya da kaçı RMS'in ya da FSF'in politikalarını da anlayarak bu benzetmeleri yapıyor?

Ben de "takmamak" istiyorum ama hala "rahatsiz" ediyor bu tarz davranışlar beni. :(

Tek Gerçek Özgür GNU/Linux Dağıtımı Hangisidir? ( 39)

Ortada iki durum var: Ya siz şu ana kadar FSF'i ve RMS'i yanlış anladınız ya da görüşlerine karşı çıkıyorsunuz.

Görüşlerine karşı çıkıyorsanız GNU/GPL'e karşı çıkıyorsunuz demektir. Eğer öyleyse Debian'i ya da diğer GNU/GPL lisanslı yazılımları da kullanmazsınız olur biter. Ha, GPL'i onaylıyor fakat artık bazı ilkelerinin değişmesi gerekiyor diyorsanız onları yazın. Ama lütfen FSF ya da RMS hakkında bazı yakıştırmalarda bulunmadan önce biraz daha düşünün.

NewsForge [www.newsforge.com]'daki Betkeeper [software.newsforge.com] yazısına gelen yorumlara bakınca "eh yani" diyor insan. Orada da Stallman'a "faşist", "sosyalist faşist" (ne demekse), "komünist", "Stalin" denmiş. Açıkçası herkes istediğini düşünebilir, buna kimsenin itirazı olamaz. Ama böylesine büyük değerler yaratmış bir kurum ve insan hakkında konuşurken daha dikkatli olmak gerekir diye düşünüyorum.

Ne bir "saçmalama" var ne de "kopan bir kayış". İçinde, öyle ya da böyle GNU/GPL lisanslı yazılım bulundurmayan (Debian'ın durumu açıklanmış) tek dağıtım bu. FSF'in bunu resmen onaylamasında bir gariplik yok.

İlk ( 3)

Evet, sanırım öyle. Ben de basında çıkan haberlerde veya sitede "sendika" adı ya da ifadesine rastlamadım.

Bitkeeper Bitti ( 18)

Bence konuya sadece "Yeni, güzel şeyler" yaratmaktan bakarsak "Özgür Yazılımı" da RMS'i de yanlış değerlendirmiş oluruz. Mesele sadece keşfedilmemişi keşfetmek, imkansızı başarmak değil. Üretilenlerin, ortaya çıkarılan ürünün kimler tarafından hangi koşullar altında kullanılacağı. "Ben güzele güzel demem, güzel benim olmadıkça!" gibi biraz da. McVoy'u bir programcı olarak takdir etmeyecek kimse yoktur sanırım. Ama o programdan yararlanmak için "O"na, ya da yaptırımlarına" tabi olmanın da özgürlükle hiçbir alakası yok.

Herhalde bunu bana yaptirtmaya kalkan bir guc olursa, ya bu isi birakirim ya neresiyse orasi kacip gocerim ya da silaha sarilirim.
Neden? Ürettiklerinizin sadece sizin istediğiniz şekilde "paylaşılabilmesi" için mi? Yoksa "Madem ben yarattım, üzerindeki her türlü hak da benimdir" diye düşündüğünüz için mi?

Bazıları bu sitede de yayınlanan birçok yazıda ele alınıyor şirket yönetimleri ve yazılım geliştiricileri arasındaki "amaç" problemi. Sizce "ücret" için bir şirkete bağlı olarak çalışan, birçok durumda da kendisinin değil, şirketin isteklerini yerine getirmek zorunda olan yazılımcı özgür olabilir mi?

Planlamaya kötü tarafından bakıyorsunuz bence. Merkezi planlama olmaksızın ortaya çıksa çıksa (Bazı istisnaları saymazsak) "karmaşa" ve "anarşi" çıkar. Yani herkesin ayrı tellerden çaldığı bir durum. Her insanın, hele hele özgür yazılımlar gibi dünya çapında bir geliştirci ve kullanıcı ağına sahip yazılımlarla ilişkili insanların ihtiyaçları oldukça farklı. Dolayısıyla öncelikler de farklı. Merkezi bir planlama olmaksızın ihtiyaçları ve öncelikleri bir düzene koymak da imkansız.
Geriye bakip "keske baska turlu olsaydi" demekle, keske birileri insanlari bir sekilde zorlayip daha iyi birseyler yaptirtsaydi demek arasinda muazzam fark var.
"Keşke birileri "toplumsal zeka"dan yararlanmanın daha gelişkin yöntemlerini bulsaydı" ya da "Keşke birileri üretimlerini toplumla sınırsızca paylaşsaydı" derdim ben heralde.

Anlamadığım bir şey var, BitKeeper'ın "dayatma"larını, "insan" ya da "piyasa" özgürlüğü altında örneklendirirken neden ondan çok daha "özgür" olan GPL'i "zorlama" olarak görüyorsunuz?

Bence GPL'in "zorlama" dediğiniz (ya da benim öyle anladığım) bölümüne "zorlama" denilemez, GPL'in kendi tanımladığı "özgürlükleri" garanti altına alma çabası bu. Buna sonuna kadar katılıyorum. Ki sizin gibi "telif hakları"nın kötü bir şey olmadığını fakat doğru anlaşılması, kullanılması gerektiğini savunan birinin bunu da anlamasını (katılmasını değil) beklerdim açıkçası.

Bana göre bir yazılımcı, sadece kullandığı araçların yaratıcılarına değil tüm topluma karşı da sorumludur (bu herkes için geçerli tabii). Kapısındaki çöpü alan çöpçüye, elektriğinin düzenli gelmesini sağlayan elektrikçiye, suyunun akmasını sağlayan tesisatçıya. Eğitimini aldığı öğretim görevlisine, yiyeceklerini sağlayan çeşitli sektörlerden bir yığın insana karşı... Burası oldukça karmaşık ve çok su götürür bir konu taii. Mesela "Ödediğim vergiyle çöpçünün vd.nin maaşı ödeniyor, benim sorumluluğum da kalmıyor" denilebilir pekala. Fakat ne denirse densin hiç ama hiç kimsenin yapıp ettikleri sadece "kendi emeği"nden ibaret değil.

EncFS: Şifreli Dosya Sistemi (TÜRKÇE) ( 14)

Ben bir türlü sonuç alamadım :(
Debian Testing deposundaki encfs'i kullandım. Fuse modülü için ise fuse-source paketini. İşlem yaparken herhangi bir sorunla karşılaşmadım. Fakat şifrelenmiş bir klasörüm olmadığı gibi bağlamaya çalıştığım mount dizini de bomboştu.

İşte işlem:
debian:/home/e2e# encfs /home/e2e/test /home/e2e/m_test
Creating new encrypted volume.
Please choose from one of the following options:
enter "x" for expert configuration mode,
enter "p" for pre-configured paranoia mode,
anything else, or an empty line will select standard mode.
?> p

Paranoia configuration selected.

Configuration finished. The filesystem to be created has
the following properties:
Filesystem cipher: "ssl/aes", version 2:1:1
Filename encoding: "nameio/block", version 3:0:1
Key Size: 256 bits
Block Size: 512 bytes, including 8 byte MAC header
Each file contains 8 byte header with unique IV data.
Filenames encoded using IV chaining mode.
File data IV is chained to filename IV.

Now you will need to enter a password for your filesystem.
You will need to remember this password, as there is absolutely
no recovery mechanism. However, the password can be changed
later using encfsctl.

New Encfs Password:
Verify Encfs Password:
debian:/home/e2e#

Apple'ın Yeni İşletim Sistemi Tiger 29 Nisan'da Çıkıyor ( 5)

Yapma, o iki hayvan arasında çok fark var :)

fazlamesai.net'e soralım: Hangi e-posta sunucusu? ( 16)

Daha önceki araştırmalarımda postfix için Postfix Admin [high5.net] tarzı yönetim araçları da bulmuştum. Bu araçları kullanmak faydalı mıdır? Yoksa "Kendi konfigürasyonunu kendin yap" demek mi lazım?

fazlamesai.net'e soralım: Hangi e-posta sunucusu? ( 16)

Tüm yanıtlar için teşekkürler.

Aslına bakarsanız bu benim için bir "test", süreci de olacak. Yanıtlardan sonra, Postfix'in en iyi başlangıç noktası olacağını düşünüyorum. Bu "stratejik" bir sunucu olmayacak, bu nedenle üzerinde sık sık modifikasyon yapma, bir şeyleri bozup tekrar kurma şansım da olmuş olacak. Bu nedenle, qmail'i, önerilen şekilde sonraya bırakmak daha "mantıklı" olur sanıyorum.

Tekrar teşekkürler...

Sundance de Apple'a geçti - 1 ( 37)

Bence söz konusu olan güvenlikse bu kadar iddialı konuşmak doğru değil.

http://www.securemac.com/ [www.securemac.com]

Buradaki haberleri ve güncelleştirmeleri bir inceleyin isterseniz.

Sundance de Apple'a geçti - 1 ( 37)

Ben OS X'i kullanıyorum ve açıkçası her Debian kullanıcısına da öneririm. En azından "zevk" için denenmeli bence. Aslına bakarsanız beni cezbeden yönlerinden hiçbiri Debian'da yapılamaz şeyler değil, ama epey bir "ter dökmek" gerektirecek şeyler de var.

İkisinin de yeri ayrı... sundance, eger daha once denemediysen biraz ugrasmani oneririm, hani sirf "zevk" için :)

Sundance de Apple'a geçti - 1 ( 37)

Nasıl bir eylem :)

Belki bizler de destek sunabiliriz.