Şimdi Linux için de var

0
e2e
DesktopLinux.com'a bugün girdiğimde alt alt geçen iki başlıkta da bu, "Şimdi Linux için de var" ifadesi geçiyordu. Artık Linux üzerinde çalışacak programlar ise Adobe'un Acrobat Reader 7.0'ı ile Nero'nun CD yazma programıydı.

Acrobat 7.0'a, RPM ve .tar.gz formatlarında buradan,
NeroLinux hakkında ayrıntılı bilgiye ise buradan ulaşabilirsiniz.

Editörün Notu: Acaba RMS bu durumu nasıl karşılıyor.

Görüşler

0
Sabutay
Nero acik kaynak kod mi?Degil herhalde.Nero kullanmaya gerek duymuyorum,aynisi adobe icin de gecerli.Nendense hep win progrmlarini linuxa uygulamak istiyorlar,sanki linux altinda kaliteli program yokmus gibi.Winamp linux sürümünün alphasini cikartmis,herkes seviniyor.
Ee iyide xmms benim isimi görmüyor mu?Yada xpdf,yada k3b.!
0
St
Şimşekleri üstüme çekmeden yazabilirim inşallah yorumumu ;)
Bu aynısını yapan program Linux'ta da var anlayışına kesinlikle katılmıyorum. Özellikle pdf konusunda çektiğim sıkıntılardan sonra. Nitekim (yanlış biliyorsam lütfen düzeltin beni) pdf kapalı kaynak kodlu bir format, bu yüzden de binbir zahmetle üretseniz de ürettiğiniz programın yüzde yüz uyumlu olmasını hiç bir zaman beklememelisiniz. PDF görüntüleme konusunda xpdf ve diğerleri gerçekten büyük sıkıntılar çekebiliyorlar, yazıları birbirlerine katabiliyorlar. Basit belgelerde sorun çıkarmasalarda belgenin komplexliği arttığında onlar da sınırlarına dayanıyorlar. Bu tıpkı OpenOffice ile .doc yazmak gibi birşey, ne kadar uğraşırsanız uğraşın, ne kadar ter dökerseniz dökün hiç bir zaman tam uyumluluk sağlayamazsınız. Kapalı kod meselesi yine netekim...
CD yazma konusunda birşey diyemiyeceğim, denemediğim için bilmiyorum, açık kaynak kodlu alternatif yeterince güçlü müdür, Nero'nun getirdiği bir yenilik var mıdır, her ikisi de bütün CD yazıcıları, şunu bunu destekliyor mudur, oturup araştırılması lazım.
Bütün FMcilere selamlar, iyi çalışmalar
0
loker
Evet yapısı gereği Acrobat Reader'ın her zaman avantajı olacaktır, bu açıdan baktığımızda bu sevindirici bir gelişme (rekabet vs. açısından da...) ama örneğin winamp ya da nero gibi, yaptıkları iş anlamında özgür alternatifleri gayet başarılı hatta kimi açılardan daha başarılı yazılımlar neden heyecan uyandırıyor bilemiyorum.

Bu kötü bir şey değil, kapalı kaynak kodlu yazılımların da linux'ta çalışmaya başlaması iyi bir şey bile... ama sonuçta o yazılımların ilk yazıldıkları platformdan linux'a geçirilirken doğrudan linux üzerinde yazılmış bir yazılım kadar alengirli olmalarını da beklemediğim için iki kere sönüyor heyecanım.
0
bm
PDF acik bir standart:

http://partners.adobe.com/public/developer/en/pdf/PDFReference16.pdf

Pdf ureten veya gosteren programlarin buna ne kadar uydugu ortada degil tabi. Bir ara acrobat'in gosteremedigi ama standarda uyan pdf dosyalari da vardi (benim aklimda kalan: xemacs kullanma kilavuzlari).
0
Hsn
Linux'un dezavantajı yeni kullanıcılar için programlar oluyor. Ne kadar çok firma programlarini Linux ortamina tasirsa o kadar iyi. Her program açık kaynak kodlu olmak zorunda değil bence. Ben veya siz açık kaynak kullanıyor ve seviyoruz, fakat çoğu insan için bu birşey ifade etmiyor. Ve dünyanın büyük çoğunluğu bu insan topluluğu içinde. Linux ortamına geçtikten sonra zaten onlarda yavaş yavaş olayı kavrayacaklardır. Bu yüzden bu tip haberleri olumsuz karşılamanın pek mantıklı olduğunu düşünmüyorum. K3b oldukca guzel bir program, ama xpdf için aynı şeyi söyleyemiyeceğim.

0
dasgin
Bi de şu açıdan bakmak gerek: Linux ortamına taşınan her program, linux'un daha çok yaygınlaşmaya başladığının, daha çok yerde kabul gördüğünün, linux kullanan son kullanıcı sayısının şirketlerin dikkatini çekecek boyutlara ulaştığının göstergesi değil midir?

İyi günler..
0
simor
RMS in bu konudaki bilinçli yinelemelerini (adamın felesefesi bu zaten) anlamak, siberalem milleti-halkı olmanın kaçınılmaz gereklerinden biri. Karşı bile olunsa bir düşüncenin veya hareketin ayrıntıları bilinmek zorunda. Hatta karşı olanlar daha mı iyi bilmek zorunda acaba? İyi bilmek ise, özünü kavrmak ve yaklaşımlar üretebiliyor olmaktan geçiyor zaten. Ben şuna inanmıyorum ile bunu bilmiyorum çok farklı şeyler.

Böyle diyorum çünkü benim de enformasyon sektöründe olan hatta bu konuda eğitimli arkadaşlarımdan çoğunun ne yazılım gelişmesi tarihinden ne de özgür yazılım hareketinden haberi yok ve katı subjektif yönde eleştiriler yapıyorlar. Bu arkadaşlarım arasında mühendis, teknisyen, yönetici vs olanları yoğun ve efektif olmayan çalışma şartları altında olduklarından ve ülke şartlarında yenilikleri veya akımları okuyamadıkları yaşayamadıkları için onlara fazla kızamıyorum. Fakat aralarında işi bilgisayar sistemleri yönetmek olanların, hem burun kıvırıp hemde yukarda belirttiğim şekilde eleştiriler yaparken aynı anda da bende bilgi kopartmaya çalışmaları acınacak bir durum. Neyse bu da birşey.
Bilgi paylaşmak için. Bilgisini ego tatmini için kullananlar aldıkları hazla 3 ay uykuya yatarlar ve belkide uyanmazlar.

Benim bu arkadaşlarımla yaşadığım en büyük sorun; bilgisayar a hükmedebilmek özgürlüğüne sahip olmak için neden gnu yazılımları kullanmıyorsunuz dediğimde; abi explorer varken elimin altında ve sisteme entegre edilmişken neden mozilla kullanayım oluyor. Kendileri de bana sen bilgisayarı gerçekten yönetiyorsun deseler bile hayatlarında hiç mozilla denemedikleri veya sadece son 7-8 yıldır (microsen dönemi) bilgisayar kullanıcıları oldukları için, kullanıcı esneklikleri sadece ms in veya benzerlerinin verdikleriyle sınırlı. Güvenlik konusuna girmiyorum bile. Aslında bu insanlar ülkemizde bir kanser gibi yerleşmiş olan, sadece yapmış olmak fakat üretmiş-yaratmış olmamak tümörüyle zehirlenmiş insanlar (umarım arkadaşlarım bu yazıyı okumaz:) ). Bu tümör ülkemizde her alanda var bildiğiniz üzere. Neyse bunlar bizle alakalı problemler. Belki bu Türkiye'de GNU yazılımlar, neden dünyada bu kadar özgürlük varken dahi geliştirilemiyor sorusuna cevap olabilir. Tabi GNU nun getirdikleri sadece GNU yazılımları geliştirmek değil insanın kendini bu alanda katmanlar ve teknolojiler arasında kolayca geçiş sağlayacak kadar zengince geliştirmesi, eğitmesi.

Ticari yazılımlar için benim düşüncem, bu yazılımların uyumlu çalışabildiği (ticari yazılım firmalarının desteklediklerini iddia ettikleri değil) Linux sürümlerine yönelmek doğrultusunda. Çünkü Hizmet verdiğim farklı profesyonel sektörlerdeki müşterilerimin taleplerini, daha evvel ms te kullandıkları ticari yazılımların linux versiyonlarıyla tanıştırmam gerekiyor. Şu an fazla olamasa da ciddi bir ivme kazandı. Bununla beraber GNU yazılımları için ise kendilerinin bunları özelleştirebilecekleri gerçeğini söylediğimde suratıma garip garip bakıyorlar.
Kimbilir belki ilerde IT ler, dosyayı nasıl çıkışa yollayacağım gibi, maaş aldığı işi bilmeyen insanlardan yöneltilen aptalca sorulardan kurtulacaklar GNU sayesinde. Çünkü büyük çoğunluk "telefon" kullanmayı öğrenecek


Ticari yazılımların olması gerekli. Olmak zorunda.
Bu bağlamda RMS in dediği "esaretin sapkınlıkları"
belki bir anlamda durumcu yaklaşımlarla, kendi hayatını adamışlığı tekilliğinde diğer kişilere saçma gelebilir. Ama ben onu anlıyorum sizin de anladığınız gibi. Fakat her zaman dediğim gibi hiç bir millet kendi istemediği bir şekilde yönetilemez. Her zaman evrensel düşünüp pratikte ise yaşadığımız ortamın gerçekliklerini hesaba da katmak gerekiyor. Duruma göre hareket etmek gerekiyor şu zamanda ve hangi yazılım işinizi görüyorsa onu kullanmak gerekiyor.

Adobe acrobat reader gerçeğinde ise; gözlem olarak 20 senelik yazılım kullanımı tecrübelerimde bu tür bir yazılımın bu kadar hızlı açıldığını ve bu kadar stabil olduğunu gerçekten görmedim. Neyse PDF bir standart oldu ve kullanılan sektörlerin sınırı yok. Çaktırmadan masaüstü yayıncılık için unix linux standartlarını da oluşturuyor xml ile birlikte. Bunu tekel olarak değerlendiremiyorum. Sadece tercih edilebilecek ortak bir dil olarak düşünüyorum. Nasılsa seçme özgürlüğümüz var. Tabi bir şirkette çalışıyorsak patron veya IT kadar özgür oluyoruz o ayrı. Patron istediğini kullanmakta "serbestsin" dediği zaman ise bana sonucu eski alıştığım şekilde göstersin bana yeter dediğini anlıyabiliyorum. Bana göre patron budur :)). Tabi zaman kaybını ve olabilecek sorunların sorumluluğunu kullanıcı üzerine alıyor. Bütün ticari yazılımların gnu türevlerini yapmak zaten varolan bir süreç acele etmemek gerek. Şu anda hem GNU akımına destek vererek yaygınlaştırmaya çalışmak ve hemde işimi görüyorsa ticari yazılım kulllanmak, oportünist olunduğunu göstermez. Bu da benim özgürlüğüm :) Fakat bir süre sonra GNU yazılımlar yuvadan uçtuğunda siber milletin parçası olarak ondan sadece faydalanmaya kalkarsam olmaz .Bu çok sevdiğim arabama, bakım yapmazsam ve kendim ellerimle yıkayıp temizlemezsem çürüyeceğini döküleceğini bildğim kadar gerçektir.

GNU ya kimse destek vermek zorunda değil. Başı sıkıştığında böyle bir sistem ve yazılımlar deryası olduğunu bilmesi de özgürlüktür. Sadece özgür olacam diye birşeye saplanmak ta özgürlüğü kısıtlamaktır.


Linuxta ilk çekirdek ayarları ve derlemesini yaptığımda bu kadar insanın emeğinin, bilgisinin ve yaratıcılığının ışıklı bahçesine baktım. Benim etkilenmem bunla başladı. haftalarca stabilite adına sonuç alamadım fakat sistem çalışmaya başladığında, 20 senedir kahve makinesi mi kullanmışım bilgisayar mı diye şüpheye düştüm :).
Sonuçta ben sadece kullanıcı ve yöneticiyim. Yazılım geliştirici olmadığım için hiç o gözle bakmamıştım. Çok şey öğrendim ve öğrettim.

GNU akımına, görece farklı koltuklardan baktığımızda amaca göre kullanılacak birşeye dönüşebilir ileride. Ama hangi halk hareketi yüzde yüz başarılı olmuştur. Önemli olan çok taraftar toplamak ve dengeyi korumak.


Büyük endüstri markalarının dengeyi kendi taraflarına "bozma" çabaları kendilerinin bile hala farkında olmadığı şekilde nafile olacak. Çünkü GNU, dahice yazılmış ve belki 1000 sene sonra için bile buglardan arındırılmış, adı gibi özyinelemeli çok sağlam bir algoritma.
0
demolish
"Çünkü GNU, dahice yazılmış ve belki 1000 sene sonra için bile buglardan arındırılmış, adı gibi özyinelemeli çok sağlam bir algoritma."

olaya biraz espiri katalım.

http://www.gnu.org/fun/jokes/gnu-overflow.html

The recursive acronym "GNU's Not Unix" harbors a stack overflow bug that can cause the English language to crash and may allow arbitrary linguistic commands to be executed, according to a message posted on gnu.acronym.bug this morning.
...
Meanwhile, an anxious public waits for the restoration of the GNU acronym.

0
e2e
Büyük endüstri markalarının dengeyi kendi taraflarına "bozma" çabaları kendilerinin bile hala farkında olmadığı şekilde nafile olacak.
Benim de umudum bu. Ama maalesef bu o kadar da "nafile" olmayabilir.

Hele hele bu tartışma [software.newsforge.com]yı okuduktan sonra kaygılarım biraz daha arttı. Konu OpenOffice 2.0'ın Java'ya artan bağımlılığı. Yazıda, 2.0'ın en iyi özelliklerinden olan database projesinin yöneticisi ve Sun çalışanı Frank Schönheit'in şu sözlerine yer veriliyor: "And sometimes, this simply means that there is a Java developer who can spend time on a project, and no C++ developer who can. (...) OpenOffice.org 2.0 will come with its own database.... That, to us, outnumbers most, if not all, arguments we've heard so far against Java. In this sense, functionality is what matters."

Bu gerçekten de ciddi bir ayrım noktası bence: "OpenOffice.org programmers are not too concerned about Java being open source or not." (Schönheit) OpenOffice.org geliştiricilerinin, Java'nın açık kaynak kodlu olması ya da olmaması gibi bir dertleri yok diyor. OOo'nun biraz özgül bir durumu olduğunu kabul etmek lazım, fakat bu durum farklı "FOSS" yazılımları için de gündeme gelmeyecek bir "tehlike" değil.

Buradan bakarak RMS'i tekrar okuyunca hak vermemek de elde değil. Açıkçası "özgür/açık kaynak kodlu" olmayan yazılımların kullanımı konusunda çoğunlukla "zorunluluk" ve "kolayımıza geldiği için" birbirine karışıyor. Bunu "kolaylığı" küçümsediğim için söylemiyorum. Fakat sözkonusu olan "FOSS"u desteklemek olduğunda vazgeçilebilecek, vazgeçilmesi gereken bir seçenek bu. Yine karıştırılan bir başka şey de "ihtiyaçlar" ve "zorunluluklar" ikilisi. (Bkz. Son FM anketi yorumları)

Kendi adıma bu konuda netim, Debian üzerinde, gerçekten "zorunlu" kalmadıkça (ki şu ana kadar böyle bir şey de olmadı) "özgür" olmayan yazılımları kullanmıyorum. Bazen zorlandığım, istediğimi, istediğim şekilde yapamadığım durumlar da oldu. Fakat bunları yakalamak, kullandığımız araçları "sahipli" alternatifleriyle yarışabilir hatta daha gelişkin hale getirebilmek için de ısrarla onları kullanmak gerekiyor, "Gelişince kullanırım" gibi bir şık olmamalı bence.
0
simor
Bu konuda sabit bir fikrim yok açıkçası. Fakat SUN'ın destek verdiği bir yazılım için içinde java olmasın veya Ooo 2.0 başlıklı konuda dfisek arkadaşın dediği gibi "Java'nın hak ettiği değeri alabilmesi için, özgür yazılım camiasına hak ettiği lisansla verilmesi gerekiyor." u düşünmek biraz zor görünüyor. Bunun önlemini veya desteğini GNU camiası nasıl üretir bilemiyorum. Ben kendi adıma javayı son kullanıcı olarak sevmiyorum hep belirtirim bunu başka yerlerde de.

Fakat yine gerçekçi bakmak istiyorum olaylara. Biz mesela linuxu insanlara nasıl kullandıracaz. Ben de kendi kullandığım sistemde özgür olmayan yazılım kullanmamaya dikkat ediyorum ama iş hizmet vermeye gelince herşey değişiyor. Bir de bu açıdan bakmak lazım. Linux hep evlerimizde sürekli deneysel baktığımız veya sadece yazılımcıların ve sunucu sektörünün kullandığı sistem olarak mı kalacak?

Ben bu amaç adına herşeyi ezelim üzerinden geçelim demiyorum ama mesela bu durumu çözmek için hadi biz de özgür bir ofis yazılımı üretelim yada ürettirelim. Bence olay budur. Ooo var diye bunun üzerine yatmayalım ozaman yada koffice kullandıralım insanlara ne bileyim. Bunun da tartışmasını yapmak gerek bence. Neden alternatifleri varken sadece Ooo üzerinde konuşuyoruz? Çünkü en olgun yazılım o ve rüştünü ispat etmiş. Macrolar da çözülürse değmeyin keyfimize. Fakat bu düşünce de GNU bile olsa tekelleşmeyi getiriyor. Sonra bu yazılıma en büyük desteği veren Sun biz javayız sadece bu var diyebiliyor.

RMS'in, "Bugüne kadar, üretim aşamasında kullanılmaya elverişli, tamamlanmış bir GNU sistemi hiç yayınlayamadık." demesi GNU-Hurd için daha baya bir bekleyeceğimizi gösteriyor. Bunlar çok uzun süreçler. GNU ya püriten bir yaklaşımla baktığımızda bu süreç daha da uzayabiliyor. Acaba ticari yazılım üreticileriyle düşman olmak yerine onları yöneten konumuna gelmek daha iyi değilmi. Bence 10.000 özgür yazılım destekçisi desteğini çekse ve Sun veya herkimse hesap yapsa bu kadar yazılımcıyı nasıl barındırırım diye, sonuç sıfır çıkmazmı? Zaten ms geçeğinden herşey ortada size kusurlu bir mal satarak 10 senelik karını cebe indiriyor ve bu yasal sayılıyor varmı böyle birşey.

"Büyük endüstri markalarının dengeyi kendi taraflarına "bozma" çabaları kendilerinin bile hala farkında olmadığı şekilde nafile olacak." dedim..

, ;çünkü hiç bir zaman ellerinde GNU camiası kadar büyük bir güç olmayacak. Fakat bu, özgürlükçülerin ticaret yapması veya tüccarların özgür yazılım kullandığı sonucunu değiştirmez. Bu yazılım bazlı olur reklam bazlı olur önemli değil. Diyorumki hiç bir millet kendi istemediği bir şekilde yönetilemez. Eleştiriler kendi başardıklarımız kadar olmalıdır. . İdealizm çalışmayı hemde çok çalışmayı gerektirir.

Ben kendi adıma yazılımcı olamadığım için son kullanıcı mantığıyla böyle düşünmek zorundayım.
Yani yapabildiğim kadar...
0
urxalit
Bence çok olumlu bir gelişme. Tamam xpdf, kpdf, k3b'den memnunum. Ama bir pdf'le başım derde girdi mi veya hiç olmazsa yarattığım pdf'lerin acrobat reader'da nasıl göründüğüne bakmak istediğimde acroread7'nin o ftp'de olduğunu bilmek güzel birşey.

Umarım bu şekilde alternatiflerimiz daha da artar. İsteyen kullanır istemeyen kullanmaz..
0
eoy
31 Mart 2005 tarihli Linux Weekly News haberine göre;[1]
Adobe Acrobat Reader 7, kullanıcıların PDF okuma alışkanlıklarını kaydederek, internet aracılığıyla 3. kişilere yollayabiliyormuş. Her ne kadar Javascriptler devre dışı bırakılarak bundan kurtulunabilse de, mahremiyet konusunda bir sorun olduğu ortada.

LWN'nin ilgili haberi, üye olmayanlar için 7 Nisan'da okunabilir olacakmış.

LWN'ye üye olmadığıma göre, hmm, Paolo Amoroso'nun yalancısıyım.[2]

[1] http://lwn.net/
[2] http://www.paoloamoroso.it/log/050331.html
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

AT&T GNU/Linux'u deniyor...

Soulblighter

Dünyanın en büyük bilgisayar, iletişim ve yazılım şirketlerinden AT&T, 70,000 çalışanı tarafından kullanılan PC'lerdeki Windows işletim sistemine alternatif olarak GNU/Linux'u denemeye başladı. Denemeler sonunda firma GNU/Linux kullanıp kullanmayacağına karar verecek.

Eğer bu karar verilirse, Microsoft, GNU/Linux'a karşı en büyük yenilgisini alacak. Özellikle son zamanlarda artan virüsler ve maliyetler, kullanıcıları Windows'a alternatif işletim sistemleri kullanmaya itiyor.

Bir röportajda, ''Ülkedeki her yönetici gibi biz de güvenlik, üretkenlik ve düşük maliyetler konusunda sıkıntı yaşıyoruz.'' diyen AT&T'nin bilgi yöneticisi Hossein Eslambolchi, kararı 2005 yılı sonunda verecek.

Kaynak: bloomberg.com

Editörün Notu: Görülen o ki UNIX´i geliştiren şirket köklerine geri dönüşe hazırlanıyor. Buna karar verecek olan adam ise dünyadaki en çok kazanan bilgi işlem müdürü (geçen seneki yıllık maaşı 4.3 milyon $ + 1.5 milyon $'lık şirket hissesi) ve bu adamın akıllıca hareket edeceğini var saymak çok yanlış olmaz diye düşünüyorum.

Mandrake 9.2 ISOları hazır!

ckaptan

Mandrake 9.2 ISOları 13.11 itibarı ile nihayet hazır! Bazı LG CD-ROM sürücülerinde kurulum esnasında yaşanan sorunların giderilmesine ait çalışmalardan dolayı uzayan public ISO'lar artık kullanıma açıldı...
Daha nice sürümlere!

LINUXnet'in 2. sayısı bayilerde

MaXCoDeR

Türkiye'nin ilk ve tek Linux dergisi LINUXnet'in 2. sayısı bayilerde! LINUXnet yeni sayısında %10 daha kalın, bir CD daha fazla hediyeli.

LINUXnet'in hediyesi toplam 6 CD'de Mandrakelinux 10.1 Community, SUSE 9.1 Personal, Knoppix 3.6 ve LINUXnet Özel CD'si yer alıyor.

Derginin tüm içeriğini görmek için www.linuxnet.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.

Lubuntu 10.04: Netbook'lar için en iyi işletim sistemi

yuzgen

Sadece netbook’lar değil, konfigürasyonları düşük bilgisayarların çoğu için de modern ve hızlı bir işletim sistemi var. Adı Lubuntu, sürümü 10.04. Bilgisayarı hızlı olan, ama boşa bellek ve işlemci gücü harcamak istemeyenler, işletim sisteminin hızlı tepki vermesini isteyenler için de ideal. “En hızlı” değil, ama en iyi...

devamı için buraya

Editör'ün notu:Bu makale'de de Xubuntu karşılaştırmasını bulabilirsiniz.

283 telifi ihlal iddiası ve Münih´in GNU/Linux'tan geri adımı

anonim

Oldukça endişe verici bir gelişmeyi sizlerle paylaşmak istedim. Ntvmsnbc'nin bu haberine göre Public Patent Foundation (Kamusal Telif Vakfı) örgütünün Open Source Risk Management kurumu için yaptığı araştırmaya göre, ihlali söz konusu 283 telifin 98’i Linux’un iş ortaklarına ait. Açık kaynak işletim sistemi Linux 2.4 ve 2.6 çekirdekleri, IBM’den 60, HP’den 20 ve Intel’den de 11 adet telifi ihlal ediyor. Bunun ilk sonucu Münüh'in GNU/Linux'a geçişi askıya almasıyla yaşandı.