Sun owns various patents* on Java, and they might just feel at some point threatened enough to use them as a weapon against open source. In the same way people feel that Microsoft might pull that trigger.
...
Why does this matter? Because we just do not know if someone has a patent on pieces that Java and .NET implement. There might very well be one that we are not aware of. The patent might remain sleeping for a few years before someone decides to profit from it. **
Oreilly.com: What about the legal concerns/patent issues with Microsoft's .NET? How do you clarify these issues and questions that many developers still have about Mono's connection to .NET?
de Icaza: Every piece of software written today is likely going to infringe on someone else's patent. Sometimes the infringement is serious; sometimes it is not. This depends on whether the patent that was granted was valid (i.e., it did not exist before, and it was not an obvious extension to something existing). The software patent problem is not limited to Mono. Software patents affect everyone writing software today.
Our strategy in dealing with patents in Mono is the same strategy that any other software developer would take. In the event of a patent claim, we will try to find prior art to the claim of the patent. If no prior art can be found, we will try to find an alternative implementation that will not infringe the patents. If none of the above can be done, we will remove the infringing code from Mono.
Dealing with the last bit, what happens if we have to remove functionality from Mono? One option is to have the compiler recommend the use of a different set of APIs [or] ship tools that can convert existing code to use a different set of cross-platform APIs.
At this point there are no concrete, validated patent claims that we are aware of [with Mono].
Sun argued throughout the 3-week trial that Java did not infringe on the Kodak patents and that, even if it did, the patents were invalid. But Kodak won the day.
In George H. Smith's book ATHEISM - THE CASE AGAINST GOD, it is stated that rationality will not lead to God. That instead, God can only be brought about by rationalization. The book describes rationality as first finding evidence, then arriving at the idea, like Newton seeing the apple fall to the ground and then discovering the law of gravity. It then describes rationalization as first accepting an idea and then searching for evidence to support it, like someone inventing the idea of God and then saying God created the universe. Deism says it is rationality and reason that leads to God. To the Deist, the evidence is the creation and the idea of what brought about the evidence is the Creator. There is absolutely nothing known to man that created itself. For example, if someone shows us a computer, and tells us that all the individual parts that make up the computer just came about by chance, that they somehow just formed into a perfectly working computer system all by themselves, we would be foolish to believe that person. Reason, if we use it, won't let us believe a statement like that. Likewise, if someone tells us the ever growing creation and its perfect order "happened" by pure chance, we are under no obligation to believe them. From our own experience we know everything created has a creator. Why then should the creation itself be different? There is, however, one quality the creation has that makes leaving its existence to chance even more remote. That quality is motion.
"God is the power of first cause, nature is the law, and matter is the subject acted upon."
bu hususta benim görebildiklerim şunlar; ie nin güvenlik problemleri ve firefox un hem teknik hem güvenlik bakımından öne geçmesi sebebiyle, windows kullanıcılarının firefox u tercih eder hale gelmesi sayesinde standartların uygulanması konusundaki duyarlılık arttı. yani tarayıcı bağımlı siteler yüzünden internet keyfi kursağında kalanların sayısı artınca bu konuda homurdananların çıkardığı seste yükseldi ve daha bir iştilir(gerçi evveldende işitiliyordu fakat kimse tınlamıyordu) hale geldi. o yüzden bence yapılması gereken www.spreadfirefox.com . şahsen her windows kullanıcısına tavsiye, kurulum, teslim ediyorum. bu yol bence arzulanan hedefe ulaşmak(tasarımcıların tarayıcı bağımsız site tasarlamaları) için uzun vadeli fakat daha etkili bir yol.
harbiden çok iyi. sadece emacs kullananlar değil bence herkes bir denemeli en azından. ölmeden evvel bir "graphical usable interface" gördüğüm için kendimi şanslı hissediyorum.
Buna karşılık, hayvanlara deneysel cihazlar takılmasını bilim etiğine aykırı bulanlar da var. Bu görüşü savunanlar, insanın evrim sürecinde yarattığı küçük değişikliklerin uzun dönem sonuçlarını hesaplayamayacağını, bu nedenle de evrim sürecini etkilemeye yönelik deneylere girişememesini dile getiriyor.
Genetiği değiştirilmiş organizmalara (GDO) dayalı tarım bütün dünyada artış eğiliminde. Artış eğiliminde dememe bakmayın, çiftçi tercih ettiği, tüketici çok memnun olduğu için artmıyor; uluslararası tohum üreticisi büyük şirketlerin baskıları sonucunda tarım alanları genişlemekte. Bugün için GDO'ya dayalı tarım başlıca ABD, Kanada ve Arjantin'de yapılmakta. Ne var ki, tarım alanlarının genişletilmesi ve üçüncü dünya ülkelerine kaydırılması bilinçli bir politika olarak sürdürülüyor. Oysa GDO'ya dayalı tarımın çok büyük riskleri var, bunlardan birincisi yerel bitki örtüsüyle gen alışverişi yaparak doğal çeşitliliği yok etmesi, bitki örtüsü bizim gibi çok zengin olan ülkeler özellikle risk altında. Bir diğer önemli riski ise çiftçiyi bu tür tarıma bağımlı hale getirmesi ve dolayısıyla tarım ekonomilerini kontrol altına alabilmesi oluşturuyor. GDO'lar yine genetik mühendisliği nedeniyle "oğul döl vermeme" şeklinde kodlanabiliyor, çiftçi kendi hasatından gelecek yıla tohumluk ayıramıyor.
Tarımsal ürünlerin genetik mühendisliği yöntemleriyle değiştirilmesi biyolojik türler arasındaki duvarların aşılması sonucu evrimin işleyiş mekanizmalarına müdahale etmektedir. Doğa farklı türler, cinsler ya da ailelere ait genlerin karışmasına izin vermez. Ancak genetik mühendisliğinde bu genler kolaylıkla bir araya getirilmektedir (rekombinasyon). Roundup Ready geni ve Bt geni toprak bakterilerinden izole edilerek soya ve mısır bitkilerine aktarılmıştır. Bu ürünlerden gen kaçışı yabani otların ve doğada bulunan benzer cinsteki bitkilerin genetik bileşimini değiştirebilir.
"Acaba ureten ulkenin kanunlari mi musade etmiyor"
kriptografik yazılımların ihracının yasak olduğu bir memlekette, muhtemelen kendi ordusuna karşı kullanılabilecek silahların ihracıda yasaktır. tabii böyleyse abd den piyade tüfeği bile satın almamız mümkün değil.
http://www.debian.org/mirror/list-non-US
United States laws place restrictions on the export of certain defense articles, which, unfortunately, includes some types of cryptographic software. PGP and SSH, among others, fall into this category. It is legal however, to import such software into the US.
belkide şu çuval geçirme hadisesinden sonra artan bir duyarlılığın neticesine askerler silahları kısıtlamalardan uzak bir şekilde kullanabilmeyi arzu ettikleri için bu tip talepleri gündeme taşımaya çalışıyor olabilirler. bir ihtimal.
valla en iyisi bir şekilde kendisine ulaşıp, fm den kendisini haberdar etmek heralde. böylelikle ilk ağızdan olanı biteni dinlemiş oluruz. böylelikle daha sağlıklı yorum yapma şansımız olur.
haber komik konusu altında verilmiş fakat gördüğüm kadarıyla bu adam ciddi. şayet o ödülü alırsa ciddi olduğuda ispatlanmış olacak. şayet alırsa durum komikten ziyade trajikomik bir hal alır. ki o zaman bu adamın niye tınlanmadığının izahını yapmak gerekir.
Yaptığı buluşlarla ilgili Türkiye'nin en saygın 20 üniversitesine başvuruda da bulunan Cerit, sadece iki üniversiteden tavsiye niteliğinde birer mektup aldığını, bunun ötesinde çalışmaları için hiçbir destek görmediğini de sözlerine ekledi.
"Kendi kodlari BSD olur ama BSD olmasindan beklediginiz kapatilip satilabilmesi ise o konuda bir faydasi olmuyor benim anladigim."
yanlışsa düzeltsinler, esas iş yapar kodların qt ile alakası yok, qt sadece bunlara arayüz olarak kullanılıyor diye biliyorum. isteyen bunların üzerine istediği arayüzü geçirebilir. ister kendisi yazsın, ister lgpl arayüz kullansın. veya qt den ticari bir lisans alarak kendi arayüzünü qt ile yazabilir. kodları açmasına gerek yok. tabii esas iş yapar kodların gpl yanında bsd ile de lisanslandığını farzediyoruz.
"Trolltech'e para vermezlerse QT LGPL degil direkt GPL ile dagitiliyor"
linux un kendiside gpl, ve yine dağıtımın içinde bulunacak birçok programda gpl olacak. benim kastetiğim dağıtımın cd si için(cd layout) bir lisans. mesela ticari linux dağıtımları kopyalanıp satılamıyor diye biliyorum, her nekadar içi gpl program dolu olsa bile. veya başka bir örnek openbsd.
http://openbsd.org/faq/faq3.html#ISO
Note that only the CD layout is copyrighted, OpenBSD itself is free. Nothing precludes someone else from downloading OpenBSD and making their own CD. If for some reason you want to download a CD image, try searching the mailing list archives for possible sources. Of course, any OpenBSD ISO images available on the Internet either violate Theo de Raadt's copyright or are not official images. The source of an unofficial image may or may not be trustworthy; it is up to you to determine this for yourself.
tabi benim kastettiğim "cd layout" için lisans ticari linux dağtımılarındaki gibi kısıtlayıcı olması gerekmiyor.
uludag ekibinin kendi geliştirdiği uygulamalar gpl ile lisanslanabilir. hatta ayrıca bsd lisansı ile lisanslamakta uygun düşer kanaatindeyim. bsd dağıtımları hatta macosx istifade edebilir.
"Ben GPL kullanan bir devlet kurulusu olduklari icin Uludag'dan bekliyorum bunun aciklamasini. Yaparlar herhalde."
yapacaklardır heralde lakin ben başka birşeyi belirtmek istiyorum. bir programı yazan onu istediği kadar farklı lisansla dağıtabilir. neticede, uludağ için türkiyedeki yasalar göz önüne alınarak gpl ile mümkün olduğu kadar uyumlu olmaya çalışacak bir lisans geliştirilebir. böylelikle ürünün yurtdışı dağıtımı için gpl, yurtiçinde ise yeni yazılacak lisans* ile dağıtılabilir. böylelikle hem gpl nin türkiyedeki yasalara ne kadar uyumlu olduğuda anlaşılmış olur, hemde UEKAE bir takım hukuki sorunlarla başını ağrıtmamış olur. bu dünyadaki benzerlerinden birkaç gömlek üstün bir dağıtım hazırlamak kadar önemli.
UEKAE, türkiyedeki özgür yazılımın sadece teknik boyutunu düşünüp hukuki boyutunu bir kenara koymamalı. UEKAE nin maddi gücüde olduğunu varsayarsak telif hakları konusunda uzmanlaşmış avukat veya avukatlarla çalışabilirler. bu türkiyede özgür yazılımın kayıt içine alınması için önemli bir adım olur.
* bu lisans türkiyedeki özgür yazılım geliştiricileri içinde bir referans olabilir.
bizdeki telif hakkı yasaları ile çelişmiyorsa geçerlidir. sorun ne kadarının geçerli olduğunu, ne kadarının mevcut yasalarla çeliştiğini bilemememiz.
http://www.gnu.org/licenses/gpl.html
8. If the distribution and/or use of the Program is restricted in certain countries either by patents or by "copyrighted interfaces", the original copyright holder who places the Program under this License may add an explicit geographical distribution limitation excluding those countries, so that distribution is permitted only in or among countries not thus excluded. In such case, this License incorporates the limitation as if written in the body of this License.
***
http://creativecommons.org/faq
"What legal standing will CC licenses have outside of the United States?
We and our lawyers have worked hard to craft the licenses to be enforceable in as many jurisidictions as possible. That said, we can not account for every last nuance in the world's various copyright laws, at least not given our current resources. We hope, as our resources and network of allies grow, to begin offering licenses designed for specific jurisdictions sometime in 2003. Please note, however, that our licenses contain "severability" clauses -- meaning that, if a certain provision is found to be unenforeceable in a certain place, that provision and only that provision drops out of the license, leaving the rest of the agreement intact."
http://creativecommons.org/worldwide/ar/
Creative Commons is working with Fundacion OSDE on porting the Creative Commons licence to Argentina.
http://creativecommons.org/worldwide/au/
The Australia license has now been integrated into the Creative Commons licensing process, so you are able to license your works under Australia's law.
Many thanks to all who contributed to the license-porting process. This page remains for reference.
Aşağıda yazılı hususların herhangi birinin yasalar çerçevesinde, kanun koyucu, herhangi bir resmi mercii ya da mahkemelerce geçersiz addolunması diğer maddelerin geçerliliğini etkilemez.
ayrıca bu yönetmeliğe göre ben gnu/gpl nin bana vermiş olduğu hakları kullanamıyorum.
"e) Fikir ve sanat eserlerinin ve bu eserleri içeren yapımlara ilişkin taşıyıcı materyallerin dijital iletim de dahil her türlü usul ve teknikle satış, dağıtım, ithalat ve pazarlamasını yapan veya bunları kiraya veren yerler."
çünkü ben işletme değilim fakat herhangi bir gpl dağıtımı kopyalayıp arkadaşıma vermek istiyorum. şimdi bu iş için önce bir işletme açmam ve daha sonra sertifika almammı gerekecek. yukarıdaki maddeden bu anlaşılıyor. yanlış mı anlıyorum?
"GNU/Linux CD'leri çoğaltıp satan arkadaşlara da kolay gelsin."
böyle bir yönetmeliğin çıkması, hazırda bulunan yasaların işletilemediğini, kolluk kuvvetlerinin zaafiyetini, adli sistemin tıkanmışlığını belgeliyor bence.
benim merak ettiğim başka bir husus var.
http://turk.internet.com/haber/yazigoster.php3?yaziid=12575
"Sertifika talebinde bulunan tüm "işletmeler" faaliyette bulundukları il müdürlüğünden temin edecekleri başvuru formunun ekinde, işyeri açma ruhsatı tasdikli örneği,..."
şimdi internet üzerinden cd satış yapanlar gerçek veya tüzel kişilere ait birer işletmemi yoksa kayıt dışımı çalışıyorlar. sertifika alabilmek için evvela ortada bir işletme olması lazım. cd satışı yapanlar eğer işletme değillerse öncelikle bir işletme haline gelip, kazancının vergisini ödemeye başlaması gerekiyor. ha ortada işletme var olsa bile sertifika alınsa bile ben cdleri hediye ediyorum diyemezsiniz çünkü maliye kapınıza dikilir.
bu iş için monoppix gibi özelleştirilmiş bir knoppix cd si fazlasıyla iş görür. isteyen diskine kurabilir veya windows altında virtual pc gibi bir yazılımla kullanılabilir. zannederim bu o kadar zor bir iş değil. internet özelleştirilmiş knoppix cdlerinin nasıl hazırlanacağına dair makalelerle dolu. böylelikle işin tanıtım boyutuda halledilmiş olur.
madem yorum istediniz bende az çok fikrimi beyan edeyim.
öncelikle bu çalışmanız için sizi tebrik ediyorum. umuyorum ki güzel sonuçları olacak. lakin birkaç hususa dikkat çekmek istiyorum. malum olduğu üzere bir projenin başarılı olabilmesi için öncelikle var olan kaynakların en verimli şekilde kullanılması çok önemli. kaynakların israfı o projenin sonunu çok kısa bir zamanda hazırlar. kaynakların en önemlisi ise zaman ve emektir. bunların israfı pek tabiidir ki projenin sonunu hazırlar. buna binaen size tavsiyelerim şunlardır;
1. elektrik ve elektronikçiler için bir dağıtım hazırlama fikri başlangıçta çekici görünebilir fakat işin içine dağıtım ve onun getirdiği zorluklar girince iş içinden çıkılmaz bir hal alabilir. eli yüzü düzgün bir dağıtım hazırlamak zaten yeterince zor bir iş. siz bir de bunun üzerine e-e ciler için faydalı olacak birşeyler yapmaya çalışıyorsunuz. esasında maksadınız dağıtım hazırlamaktan ziyade e-e ciler için faydalı olacak birşeyler hazırlamak. bu hedefe doğru gitmeniz gerekirken, zaten kıt olan kaynakları bir de dağıtım hazırlamak için harcıyorsunuz. bence bu çok hatalı bir yol. bu sırtınıza bir çuval taş alıp koşmaya çalışmaya benziyor.
2. dağıtımlar genelde işletim sistemi bazlı işlerde birbirlerinden ayrılırlar. yani bir dağıtım olsun her derdime deva olsun şeklinde bir dağıtım yapmak çok zor hatta imkansız bir şey. onun için dağıtımlar hedefleri doğrultusunda özelleşiyorlar. yani bir kısmı sunucu bazlı işler için, bir kısmı masaüstü bazlı işler için, kimisi güvenlik, kimisi yönlendirici vs. işler için özelleşiyorlar ve belli bir ihtiyacı karşılamaya yönelik özellikleri var. lakin e-e ciler için bir dağıtım hazırlamak işletim sistemi bazında çözülecek bir sorun değil. örneğin, windowsun serveri var, xpsi var, ce si var fakat ee si yok.
3. herkesin kullandığı, alışkın olduğu, kendisine sunulan özelliklerini beğendiği bir dağıtımı zaten var. şimdi e-e ciler boreas ın getirdiği özelliklere sahip olabilmek için hazırda kullandıkları, az çok aşina oldukları dağıtımı değiştirip bilmedikleri bir ortama geçmeleri gerekecek. bu ise e-e ciler için gereksiz bir yük olacak.
özetele, bu saydığım sebeplere binaen böyle bir iş için dağıtım hazırlamaya çalışmanın pek mantıklı bir tarafı yok. kaynakları israf etmenin hiç lüzumu yok.
bence yapılması gereken, "Dropline GNOME" tarzı bir yol takip etmek. yani e-e ciler için faydalı olacak programları bir cd içinde toplamak. bu iso nun deb, rpm, tgz, pisi tabanlı dağıtımlar için ayrı ayrı sürümlerini oluşturup, bu cd nin ve getirdiği güzelliklerin bütün dağıtımlardan için erişilebilir olmasını sağlamak. böylelikle zamandan ve emekten büyük miktarda tasarruf etmiş olursunuz. bu tasarrufunuzuda daha faydalı işler için kullanabilirsiniz. örneğin hazırdaki programların türkçeleştirilmesi, belgelenmesi, ufak tefek işler yapan programların bir araya getirilip daha işe yarar programlar hazırlanması, hazırdaki beğendiğiniz fakat eksik bulduğunuz bir programa kod ekleme, sitenizi ve forumları daha kullanışlı hale getirme gibi bir çok şeye tasarruf ettiğiniz zamanınızı ve emeğinizi yönlendirebilirsiniz. böylelikle siteniz zamanla linux kullanan ve kullanacak olan e-e cilerin buluşma noktası haline gelebilir.
bu sorunuzun cevabı değil ama belki işinize yarar.
http://www.mojoportal.com/
Welcome to mojoPortal, an Object Oriented web site framework written in C# that runs under ASP.NET on Windows or under mono on GNU/Linux or Mac OS X.
This site is of course running on mojoPortal on a Suse 9.2 machine with mono 1.1.5, feel free to explore.
geliştirmenizi VS.NET ile yapıp uygulamayı linux sunucular üzerinde çalıştırabilirsiniz zannederim.
tabiki mojonun e-learning diye bir modülü yok. fikir vermesi için yazdım.
Yemek Sepeti, herhangi bir holdingin veya şirketin bünyesinde bulunmayan, tüm sermayesini ortaklarından karşılayan tam anlamıyla bağımsız bir start-up şirketidir.
***
zannederim aradaki fark şudur; bir grubun babadan kalma sermayesi vardı diğerinin yoktu. özetle; türkiyede sermaye riske edilmeyecek kadar kıymetlidir. babadan kalma birşey yoksa düzenli olarak piyango bileti alımı ihmal edilmemelidir.
özetin özeti; türkiyede, yeterli sermayesi olmadığı halde fikirlerini paraya çevirebilen adama süpermen denir.
Yardım
Editör markdown formatını desteklemektedir. Detaylı bilgi için bu adresi ziyaret edebilirsiniz.
@kullanici ile birisinden bahsedebilir veya :emoji: ile emoji kullanabilirsiniz.
MPlayer (ve Niceleri) Yazılım Patentleri Nedeniyle Zor Durumda! ( 7)
http://primates.ximian.com/~miguel//texts/patents.html
If Java on Linux became a threat to Sun, would they use their patents? I do not know, and I hope not.