Anektod:
Bu Haziran bir özel üniversiteye BT yöneticisi pozisyonu için iş görüşmesine gitmiştim.
Performans değerlendirmesi ya da test gibi şeyler yapmadan şu şartları sundular:
- Çalışma günleri: Pazartesi-Cumartesi
- Çalışma saatleri: 08:00-18:00
- Günlük mola: Toplam 1 saat
- Deneme süresi: 3 ay
- Zam olasılığı: 2 yıl sonra
Bunu önceden söylüyorlar. "İşe alındıktan sonra 'çalışma saatleri çok uzun' diye yakınmaya gelenler oluyor. Baştan bilin, yakınmaya gelmeyin" diyorlar. Üstelik iş başvuru formunda da başvuranın kabul edip etmediğini belirtiyorlar
Bu çalışma saatleri haftada toplam 54 saat, günlük toplam 9 saat yapıyor.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 63. maddesinde haftalık çalışma süresinin 45 saat olduğu, aksi kararlaştırılmadıkça bu sürenin çalışma günlerine eşit olarak dağıtılacağı kayıtlıdır.
Yani size kanunsuz olarak adam çalıştırdıklarını ve işe girmek için bu kanunsuzluğu kabul etmeniz gerektiğini peşinen söylüyorlar...
Üstelik burası hukuk da okutulan bir üniversite...
İki fazla şeyden çok daha fazlasını bildiğimi yazmıyorum, yeni bir hakaretle karşılaşmak istemediğim için.
Gizli telefon görüşmesi kaydettiğim de yok. Konuşmada gizli bilgi de yok. Ticari sır yok.
Genel anlamda yazdıklarımın hepsini özele çekiyorsunuz.
Tanımadığınız kimseye ileri geri sıfat yapıştırma hakkınız olmadığı gibi kendi değerlerinize ve kulaktan dolma hukuk bilginize göre suçlama ve ticari tehditte bulunma hakkınız da yok.
Bu konunun muhattabı hepimimiziz. İster kabul edin ister etmeyin hepimiz bu anlayışın muhattabıyız.
Yarın öbürgün yazıda eleştirdiğim benzer anlayışla karşılaşırsanız ne yapacaksınız ? Bunu merak ediyorum.
İstenirse isimler silinsin, istenirse yazının tamamı...
Bu cevaba daha fazla yorum da yazmayacağım. Yeter ki yersiz ve haksız hakaretleriniz son bulsun !
Karşılaştırma yok. Yani o iyi bu kötü karşılaştırması yok.
Açık kodun neden zararlı olduğunu anlamaya çalışıyorum bütün diyalog boyunca.
.php uzantısını ve sitedeki öğe yerleşimini gördüğünde uygulamanın hangisi olduğunu tahmin edebildiğini söylüyor. Onun üzerine "asp görürseniz açık değil php görürseniz açık mı oluyor ?" diye soruyorum.
1. Kişi yüksek teknoloji ürünü/hizmeti satıyorsa biraz bilinçli olması gerekir.
2. Ciddiyetsiz sözü bana söylenmiş değil... Özgür yazılım kullananlara yazıda bahsi geçen şahıs tarafından söylenmişl sözdür.
3. Firmalar özel gizliliğe sahip ya da dokunulmazlık sahibi değildirler. Nasıl Microsoft'u, SUN'ı, Google'ı eleştirebiliyorsak başka firmaları da aynen öyle eleştirme hakkına sahibiz. Bu firmayı ayrıcalıklı kılan nedir sizin için ?
4. Bu yazıda kimseyi küçük düşürecek bir durum yok. Olduğu gibi saf gerçeği yansıtmakta.
5. Sizin iş etiği tanımınız "atılan kazığı", "yapılan yamuğu" saklamaksa buna üzüldüm. Benim iş etiğimde pürüz, yalan, eksik iş, ayıplı mal yoktur. Bu unsurları gözardı edenleri de asla affetmem.
6. Ben de özgür yazılım kullanıcıları olarak sizleri uyarmak bu yazıyı yazdım zaten...
Siz hiç müşterinin arabası sevdiği marka değil diye mal satmayan dükkancı gördünüz mü ?
Müşteri -Bir paket bisküvi lütfen.
Dükkancı -Ama araban BMW değil !
Müşteri -Nasıl yani ?
Dükkancı -BMW kullanmayanlara satmıyorum.
Müşteri -Nasıl yani ?
Dükkancı- Ama sen bunu modifiye de etmişsin. Anten orijinal değil...
Müşteri -Tamam ya vermezsen verme ! Yandaki bakkaldan alırım...
Manşet: "Devlet adamının midesi bozuldu. O gün yemek yediği lokanta kapatıldı ve sahibi asılarak idam edildi."
Ya da "Sinekten iğrenen milletvekili sinek soyunun tüketilmesi için önerge verdi, TBMM'de kabul edildi. 10 yıl sonra bütün Kırlangıç kuşları sinek bulamadıkları için insanları yemeye başladı."
İşte mantığın bu... Bir if döngüsünde hep false döndüren bir eşitlik gibisin...
Herşeyi anladım da 'Bu siteleri kapatanlar "bu gün hangi siteyi kapatalım da annelerimize küfrettirelim" diye kapatmıyorlar ya bu siteleri.' ne demek hala düşünüyorum... Ne kadar terbiyelisin böyle...
Ben de sana koyun olmadığımızı hatırlattığın için teşekkür ediyorum kuzucuk...
Uyan bebeğim, MS zaten yok... Yok, sadece borsadaki rakamlardan oluşan birşey o. Sanal...
Yok, çünkü birşey üretemeyen, üretmek gibi derdi olmayan ve üretileni tehdit olarak gören birşey o.
Gelişmesini sonlandırmak için yılda yüzlerce ufak şirket alan ve o şirketlerin sahiplerini "deneme periyodu" sonrası kapıyı gösteren birşey o...
Firma diyemiyorum, dilim varmıyor.
Tek gerçek tarafı var var o da başındaki "Baldmer"ın öfkesi ! (Ballmer Hates Us All) (kasten Ballmer değil... Resmen öfkesine hakim olamayan bir kelaynak oludğu için bald-mer)
Arkadaş inşallah işletme veya halkla ilişkiler okuyordur, stajı boşa gitmesin...
Bir de TC kimlik numarası "proğramı" yazmış, aferim. O numara rastgele verildiği ve bir standardı olmadığı için "proğramının" sebep olacağı töre cinayetlerine hazır olsun toplumumuz. Sayesinde binlerce gayri meşru ilişki açığa çıkabilir ;) Ya da MS bir toplum projesine el atıp "proğramı" satın alıp gelişimini sonlandırsın.
İlk bölümü izliyorum ve oldukça etkileyici buldum.
Özellikle bir bilgisayar bilimcisi olarak Chris'in en temelden başlayabilmesi ve bilgisayar bilimi öğrenmeye gelmemiş bir kitleye sabırla yaklaşmasını takdir ettim.
Aslında bu ders bana İTÜ Bilişim Enstitüsü'nde bir Yüksek Lisans öğrencisinin E-Ticaret dersinde yapmaya başladığı sunuma "Ben programlama dili bilmiyorum. O nedenle bir proje geliştirmedim. Ama size iyi bir e-ticaret sisteminin nasıl kurulduğunu en mükemmel şekilde anlatacağım" şeklinde başlamasını hatırlattı.
Keimkten yapılmış suni balık yeminin (rapala) Allah tarafından yaratılmış bir canlının kalıntısı olduğunu ispat etmiş adam o kitapta. İşte diyor ki evrim zincirine uymuyor filan...
Pes yani...
Testiler var yeraltından çıkan, onlar da uymuyor zincire...
Kendi DNS sunucunuzu kurun. Az bir çaba gerektirir ama kurun...
Çoğu zaman TTNet DNS'lerinden daha hızlı çalışıyor benim 24 MB bellekli P3 350 MHz'lik, üzerinde bir ton daha yazılım çalışan fakir-adam-canavarı openSUSE makinem ;)
Fazlamesai: Yine Yeni Yeniden (veya: The Matrix Reimagined) ( 29)
Eski tasarımı geri istememiz mümkün mü? :)