IBM’de Emekçiler Kazandı

0
exenon
Çalışma koşullarında yaşanan olumsuz gelişmelere karşı IBM çalışanları Tez-Koop İş Sendikası’nda örgütlenmişti. Bunun üzerine IBM sendikaya yetki itirazında bulunmuş, işkolu tespitine yönelik olarak da konuyu mahkeme sürecine taşımıştı. Hukuki süreç boyunca IBM yöneticileri çalışanlarına dönük baskıları arttırmış, sendika temsilcilerini işten atmıştı. Bu baskılar karşısında IBM çalışanları tepkilerini ve mücadele kararlırlılıklarını; IBM önünde yaptıkları basın açıklamaları ile göstermişlerdi. Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi ve TMMOB İstanbul İKK bu sürece destek vermiştir.

İşkolu tespit davasının olumlu sonuçlanmasının ardından yetki itirazına dönük davada Tez-Koop İş Sendikasının yetkili sendika olduğu ve Toplu İş Sözleşmesi imzalama hakkı bulunduğu hükmü karara bağlandı.

Bu karara yönelik IBM’in temyize gideceği ve bu sürecin önümüzdeki aylarda neticelenip TİS görüşmelerine başlanması beklenmektedir.

Kaynak: http://www.emo.org.tr/
ibm

Görüşler

0
avukatahmetusta
Hem bilgisayar kurdu olup aynı zamanda hukukçu olunca haberde bu kadar güzel yorumlanır.Saygılar sunarım sevgili dostum...
0
afsina
Burada açık olmayan bir nokta kötü çalışma koşullarının ne olduğu.
0
cagatay
Yasadışı taşeronlaşma, sendikal hakların engellenmesi, uzun süre zam alınamaması, gibi....
0
afsina
Hala yeterince net bir şey değil, artı bunları siz mi tahmin ediyorsunuz yoksa gerçekten oldu mu anlamadım. Bence savunma tarafının da bu konudaki görüşünü bilsek daha iyi yorum yapabilirdik.
0
yetgin2
Yani çalışma koşulları kötüleşmediyse sendikalaşmaya gerek yok öyle mi?

Ben bildim bileli (90ların sonları) özellikle yazılım sektöründe çalışma koşulları kötüydü/kötü. Ama bu durum ve koşullar o kadar kanıksanmış ki, nedir diye merak edilebiliyor.

Sizi yanlış anlamış da olabilirim, ama yine de fikirlerimi beyan etmek istedim, hedefim siz değilsiniz. Haberin sunuluşunda da aynı mantık hatası var. Sorun yokken de sendikalaşabilmeli. Yasal bir haktır sonuçta.

Hele bu sözüm kesinlikle size değil:
Sendika kelimesinden rahatsız olup sonra da her fırsatta sektör değiştirmek, çiftlik kurmak, tarım yapmak, ticarete atılmak, lokanta açmak vs. bin türlü hayal kuran zihniyet benim hedefim.

Kapının önünde sırada bekleyen bin kişi var demeden sıkıntıları göze alan ilgili IBM çalışanlarına da selam ediyorum.
0
error
Sendikayla hiçbir alıp veremediğim olmamasına rağmen şu bahis ettiğin tanıma tümüyle uyuyorum.. ".. her fırsatta sektör değiştirmek, çiftlik kurmak, tarım yapmak, ticarete atılmak, lokanta açmak vs. bin türlü hayal kuran zihniyet benim hedefim." Akşam akşam, içim acıdı, biçare hissettim yeminnen. Gerçekten de, çiftlik kurmak, tarım yapmak, lokanta değil ama sandalye üreticisi marangoz açmak gibi bin türlü hayalim var..

Bunların sebebi nedir, çözümü var mıdır bilgilendirirsen, ultra sevaba girecek gibisin.

0
yetgin2
Sorunuzdaki alaycı tonu görmezden gelerek işinden/işyerinden tatminsizlik desem haddimi aşmış olur muyum?

Duruma göre ya işinizi/iş kolunuzu değiştireceksiziz, yada çalışma şartlarınızı. Fazla fazla çalışıp, üstüne 2 saat trafikte geçirip, hergün eve yorgun argın gelip kendine, diğer ilgi alanlarına ve sosyal ihtiyaçlarını gidermeye yeterince zaman ayıramıyan IT çalışanlarının "çoğunluğun" tatmin olmasının zor olduğunu düşünüyorum.

Çözüm önerim yok. Ben kendi refahımı çalışanların güçbirliği yapmasında görüyorum. Siz nerede bulursunuz bilmiyorum, bulursanız bana da haber verin :)
0
error
Rica edeceğim, soruda da bahsettiğim gibi, yalnızca kendime acıdım. Alaycılığım da, varsa ve ancak kendimledir. Saflıkla samimiyetine inanıp, bir başka sorunun jelatini olmadığına ikna olmaya çalıştığınız duygularınızın tıpkısını, hiç tanımadığınız, ve dahi hiç beklemediğiniz bir cam ardından okumak, zayıf bünyeme çarpan koca bir kaya misali tuzlu, paslı doldu ciğerlerime.

İş'ten, ya da kolundan memnuniyetsizlik, iş'ten ya da kolundan değil de kendim'denmiş gibi de hissediveriyorum. Tatmin olmak.. Tatminsiz olmak.. Hırsla zıt orantılı değil mi..

Ve ama, güçbirliği, sinerji, toplum olma haleti ruhiyesi, en az benim düşlediğim çiftlik hayali kadar zahiri.. En azından canım memleketimin güzel insanları için.. Oğuz Atay.. "Bir Türk dünyaya bedel, Yedisi bir adam etmez!" diye boşa söylemedi za'ar.

Yine de irtibatı kopartmayalım, belli mi olur belki bi ışık görüveririz :)
0
koraypeksayar
Darısı tüm BT çalışanlarına...

Anektod:
Bu Haziran bir özel üniversiteye BT yöneticisi pozisyonu için iş görüşmesine gitmiştim.

Performans değerlendirmesi ya da test gibi şeyler yapmadan şu şartları sundular:
- Çalışma günleri: Pazartesi-Cumartesi
- Çalışma saatleri: 08:00-18:00
- Günlük mola: Toplam 1 saat
- Deneme süresi: 3 ay
- Zam olasılığı: 2 yıl sonra

Bunu önceden söylüyorlar. "İşe alındıktan sonra 'çalışma saatleri çok uzun' diye yakınmaya gelenler oluyor. Baştan bilin, yakınmaya gelmeyin" diyorlar. Üstelik iş başvuru formunda da başvuranın kabul edip etmediğini belirtiyorlar

Bu çalışma saatleri haftada toplam 54 saat, günlük toplam 9 saat yapıyor.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 63. maddesinde haftalık çalışma süresinin 45 saat olduğu, aksi kararlaştırılmadıkça bu sürenin çalışma günlerine eşit olarak dağıtılacağı kayıtlıdır.

Yani size kanunsuz olarak adam çalıştırdıklarını ve işe girmek için bu kanunsuzluğu kabul etmeniz gerektiğini peşinen söylüyorlar...

Üstelik burası hukuk da okutulan bir üniversite...

Yorum sizin.
0
cezve
neden adini vermiyoruz bu universitenin, belki hukuk bolumunun sadece konusmak degil is yapmak gibi bir niyeti cikabilir...
0
koraypeksayar
Yo yo, daha önce başka bir konda isim vermiştim de kıyamet kopmuştu...
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

IBM'den Hız Rekoru: 102 Gigabyte/saniye

tongucyumruk

Bilişim dünyasında klasikleşmiş sözlerden biridir: Bir sistem en yavaş parçasının hızında çalışır. Son yıllarda sıradışı bir artış gösteren işlemci, ekran kartı, bellek gibi donanımların sağladığı yüksek performans imkanlarına rağmen verinin depolandığı ve işlenmek üzere aktarıldığı ortam olan sabit disklerin hızında diğer donanımlardaki artışı yakalayabilecek bir artış gerçekleşmedi. Bu nedenle sabit diskler sistemlerin genel performansı üzerindeki en sıkı darboğazlardan birini oluşturmaya devam ediyordu. En azından IBM bu alana el atana kadar durum buydu...

IBM Türkiye'deki İlk Innovasyon Merkezini Açtı

FZ

IBM dünyadaki 41. inovasyon merkezini bugün Türkiye'de açtı.

IBM Haber Linux Evinizde

butch

2006 yılı ilk sayısı geçtiğimiz hafta yayınlanan IBM Türk'ün ücretsiz Linux gazetesi Haber Linux bundan böyle üyelik bilgilerinde adreslerini belirten FM üyelerinin adreslerine ulaştırılacak. Türkiye'de yayınlanan en uzun soluklu Linux dergisi olan Haber Linux, 64 sayfalık zenginleşmiş içeriği ile sizleri bekliyor.

Bilgilerinizi güncelleyiniz, dergisiz kalmayınız.

Türkiye´nin ilk Linux ve Serbest Yazılım Merkezi Açıldı

FZ

IBM Türkiye'nin davetlisi olarak FM ve İstanbul Bilgi Üniversitesi'ni temsilen hiçbir fedakârlıktan kaçınmadık, Türkiye'nin ilk "Linux ve Serbest Yazılım Merkezi"nin açılışını dakika dakika yerinde izledik.

IBM'in basın duyurusuna göre "Türkiye'deki ilk ve tek Linux teknolojisi merkezi olan IBM Türk - Linux ve Serbest Yazılım Merkezi, şirketler, her türlü kurum ve kuruluş, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, bağımsız yazılım geliştiriciler, öğrenciler ve IBM çözüm Ortaklarının buluştuğu bir ortam olacak. Merkezde gerçekleşecek faaliyetlerden birkaçını sıralamak gerekirse: Linux eğitimleri verilecek, gerçekleştirilen tüm çalışmalar uluslararası standartlara göre belgelendirilecek, developerWorks gibi geliştiricilere yol gösteren, eğitim sağlayan belgeler bütünü Türkçeleştirilecek, Linux konusunda proje geliştirmek isteyenler için çeşitli taraflarla buluşma imkanı sağlanacak..."

Gelelim açılıştan notlara...

Gizli Tehlike: TCPA

tongucyumruk

Kapalı kodlu, özgür olmayan yazılımların özgürlüğünüz, kişisel gizliliğiniz ve kişi haklarınız için bir tehdit oluşturduğu uzun zamandır zaten biliniyordu. Günümüze kadar kendinizi korumak için başvurabileceğiniz bir özgür yazılım kalesi mevcuttu. Tamamen özgür yazılımlar kullanarak hem kendinizi güvenliğe alabilir, hem özgür kalabilir, hem de gerek özgür yazılım geliştirme modelinin gerekse özgür yazılımların doğduğu ortam olan UNIX felsefesinin sonucunda alabildiğine yüksek kalitede yazılımlara sahip olabilirdiniz. Fakat şimdi ufukta yeni bir tehlike görünüyor, kumun altında bekliyor, ses yok, seda yok... Aniden, çarpacak.