Geçen sene LKD şenliğinde daha yeni başlamış Uludağ projesi'ne ödül verilmesiyle ilgili bir eleştiri olsa açıkcası ben de katılırdım. Zira daha yeni başlamış, ortada hemen hemen hiçbir şey olmayan bir projeye ödül verilmesi çok da mantıklı gelmemişti. Herhalde LKD, Uludağ'ı desteklediğini anons etmek için böyle bir jest yaptı diye düşünmüştüm.
Fakat, bugün gelinen noktada Pardus gerek görselliği, gerek altyapı araçları ile güzel bir yolda olduğunu gösteriyor.
Ama burada önemli bir nokta da şu, Pardus hala nihai ürün haline gelmiş durumda değil, daha olgunlaşması ve gelişmesi gerekiyor.
Hal böyleyken, gerek Bill Gates'in Türkiye çıkartması'nın etkileri sürerken, Pardus ÇalışanCD'sinin yarattığı olumlu havanın da etkisiyle beklentilerin çok çok arttığını ve bunun geliştirme ekibi üzerinde ciddi bir baskı oluşturabileceğini düşünüyorum. Bu baskı, zaman zaman haklı tepkilere, zaman zamansa allerjik alınganlıklara yolaçabiliyor.
Bence Uludağ güzel bir proje, Fazlamesai olarak bizler de böyle bir Ulusal Dağıtım'da elimizden geldiğince destek olmayı hedefliyoruz.
Fakat belki de yapılabilecek en önemli destek, beklentilerin bir anda böyle tavana vurup belli bir plan doğrultusunda ilerlemekte olan böyle bir projenin pre-matüre bir doğum yapmasını engellemek olabilir.
Biz Türk milleti olarak, özellikle de ar-ge konularında biraz fazla tezcanlıyız. Bir şeylerin gerekli olgunluğa kavuşmasını beklemeye genellikle sabrımız çok yok, anında "yok olmamış, yapamamışlar" diyip etiketi yapıştırabiliyoruz.
Şu an geldiğimiz noktada kendi adıma şunu söyleyebiliyorum,; Uludağ/Pardus güzel bir başlangıç yaptı ve ilerde yapılabilecekler konusunda umut vadediyor. Ama bu halen başlangıç. Bu yüzden projenin temel farklılıklarını sağlayacak özelliklerin (başta Çomar olmak üzere) gelişip olgunlaşmasını sabırla beklemeli ve nihai ürün üzerine yorum yapmalıyız.
Bunun öncesinde, eğer bu proje ile ilgili yapabileceğimiz tek yorum "Çomar burda sadece grafik kartını konfigüre ediyor, bunu Knoppix içindeki autoconf.sh scripti de yapıyor ki?" ise, bence "bakın işte asıl Çomar bu" denildiği noktaya kadar bunun telaffuz edilmemesi, objektiflik adına değil, başlangıç aşamasında olduğunu her fırsatta belirten bir proje ekibine haksızlık etmemek açısından çok daha yapıcı olacaktır.
Bu sabah Yeni Şafak gazetesinin Bilişim bölümünde TÜBİTAK'a "CD'den çalışan yazılım"la övünmek yakışmaz! başlıklı bir makale okudum.
Açıkcası makaleyi okumanıza bile gerek yok, başlık makalenin yazarının temel derdini ortaya koyuyor. Uludağ ekibinin üstünde çalıştığının bir Live CD olmadığını mı anlatmak lazım, yoksa Live CD'nin bir ekstra olduğunu, LiveCD olan bir sistemi (birçok durumda) sadece dosyaları kopyalamakla bile harddisk üzerine kurabileceğinizi mi, yoksa "Alın işte bu işle uğraşan münafıklar bunlar" modunda bir içeriğin altına ekibin fotoğrafını koymaktaki yaklaşımın yanlışlığını mı? Ben bilemedim.
Ama Pardus hakkında en ufak bir heyecan bile duymadan söyleye söyleye bunu söyleyebilmek ya vicdansızlıktır, ya da birileri yazdıkları yazılar karşılığı barter yapmanın yöntemini bulmuş ;)
Açıkcası makaleyi okumanıza bile gerek yok, başlık makalenin yazarının temel derdini ortaya koyuyor. Uludağ ekibinin üstünde çalıştığının bir Live CD olmadığını mı anlatmak lazım, yoksa Live CD'nin bir ekstra olduğunu, LiveCD olan bir sistemi (birçok durumda) sadece dosyaları kopyalamakla bile harddisk üzerine kurabileceğinizi mi, yoksa "Alın işte bu işle uğraşan münafıklar bunlar" modunda bir içeriğin altına ekibin fotoğrafını koymaktaki yaklaşımın yanlışlığını mı? Ben bilemedim.
Ama Pardus hakkında en ufak bir heyecan bile duymadan söyleye söyleye bunu söyleyebilmek ya vicdansızlıktır, ya da birileri yazdıkları yazılar karşılığı barter yapmanın yöntemini bulmuş ;)
Yazida bahsedilen Cumhuriyet manseti de, Tubitak baskaninin demeci de (eger o sekilde dediyse) yanlis, onlar da aleyhde konusacak insanlarin ekmegine yag suruyorlar. Cumuriyet'in cizgisi herhalde hala devletci, onun icin o manset belki beklenen birsey ama Tubitak baskaninin daha iyi bilgilendirilmesi ve dikkatli konusmasi lazim. O kadin boyle demec verirken biz genclere bunun kolay cozulebilen bir problem olmadigini nasil anlatacagiz? [1] Bize mi inanacaklar devletin koskoca arastirma kurumu baskanina mi? (Eger o sekilde ediyse sozmun altini ciziyorum tekrar).
Gelistirme asamasindaki sistemi CD olarak dagitirken belki ustune 'bu Turkiye'de net yavas oldugu icin yapilmis, muhtemel katilimcilar icin hazirlanmis bir CDdir' gibi birsey yazmak daha dogru olurdu. Yaziyor mu? Baska yerlerde gordugum yazilardan web sitesinde de henuz kullanilabilir bir dagitimin olmadiginin ve sitenin Linux konusunda bilgili teknik insanlara donuk oldugunun acikca yazilmamasinin projenin imajina zarar verdigini anliyorum.
Basinla cekismeye girmek faydali bir is degil, burada belki yapilmasi gereken kotu niyetle yazanlarin soylediklerinde dogru olan taraflarin duzeltilmesi. Eger basina "Windows'un Turkce alternatifi var niye kullanilmiyor" gibi fikirler verilecekse, o zaman mevcut bir dagitimin Turkcelestirilmesinde kalan kusurlarin duzeltilmesi bence daha iyi olur (Debian'a 10-15 tane cin gibi personelle bu amac icin katilindigini dusunun mesela). Su anda 'var niye kullanilmiyor' diyene, 50 PC'im var getirin kuralim bizim sirkette kullanalim cevabi verilirse, 'sey, biz propaganda yapmistik' demekten baska yol yok. O resimde cikan genc gelistiricilerin bu sekilde hirpalanmasina kapi acmak dogru degil. O guruptan da kimsenin 'haziriz' dedigini duymadim daha. Onlar ne propaganda yapiyorlar, ne de yapmadiklari seye yaptik diyorlar (ama propagandistler masallah hedef haline getiriyor onlari, resimde goruldugu gibi!). Sundance'a tamamen katiliyorum bu konuda.
Ben o proje o gurubun tecrube kazanmasi acisindan faydali olur diye dusunuyorum. Okul olmadan egitim yani. Diger taraftan eger hakikaten Tubitak son kullaniciya yonelik dagitim isine girecekse ve biz bunu sorgulamiyorsak, zaten ogretmenin PCsine ne kurulacak sorusunu cok asan problemlerimiz var herhalde.
[1] Yapilmadiysa bir ara sunu da tercume edecegiz mesela: http://www.acm.org/classics/sep95/