çok güzel de logosuyla adıyla "neden nokia?" diyen sadece ben miyim?

teşekkürler. vlc ile sorunsuz seyredebildim.

tesadüfe bak! tam da bugün filmin 1920hd versiyonunu indirdim ama çalıştıramadım, ne mp ne de mp classic açmıyor. gspot'a göre codec problemi yok ama player'lar türlü hatalar verip kapanıyor. bundan önce hemen hiçbir filmde codec problemim de olmamıştı. bu konuda bir fikri olan var mı?

ben çabalar boş demedim. bakın orda bahsedilen sertifikasyon programlarından çok donanımlı adamlar yetiştirebilirsiniz dedim. proje kendi içinde gayet başarılı olur dedim. ama bu iş alanları için piyasa üniversite etiketi istiyor mu, istemiyor mu? benim eleştirimin özü bu. piyasadaki yerlerşmiş genel anlayış: bir kimse mcse-ccna vs. ise mühendis olmalı. meslek lisesi mezunu ise (anadolu teknik,meslek vs. farkı gözetmeksizin) gelsin oem makina toplasın. işveren cephesinden olaya böyle bakılıyor mu bakılmıyor mu? tabii ki istisnalar kaideyi bozmaz ama genel yaklaşım bu yönde. o yüzden ben bu duvar yapılamaz demiyor, çok mükemmel duvarlar da örülebilir ki zamanında örülmüştür, velakin bu duvara gereken değerin verilebilecek olduğunu ben pek sanmıyorum kendi adıma. yani mesleki eğitimi geliştirme çabalarını eleştirmiyorum, orada iyi şeyler yapılıp yapılamayacağını hiç sorgulamıyorum bile. çünkü çok iyi şeyler yapılabileceğine eminim. ama dışardan bakan bir kimse için, hele ki günümüz şartlarında, meslek liseleri ne yazık ki niteliksiz ucuz iş gücü yetiştiren kurumlar olarak algılanmakta. bunun için ne yapılabilir ondan bahset derseniz inanın o konuda bir fikrim yok, olsa yazardım. ama amacım sadece "bu duvar yıkılır, hiç uğraşılmasın" demek değildi. umarım anlatabilmişimdir?

tam da sözü geçen liseden mezun bir kimse olarak mezuniyetimin ve aradan geçen on yıllık sürenin ardından şunu söylemeliyim ki proje düşünce olarak çok iyi duruyor. ama bu memlekette bu işleri yapacak adamın (cisco falan diyor ya) mühendis olmaması (işveren açısından) düşünülemez. hele ki sektörel deneyimi, torpili, ağızla kuş tutma yeteneği vs. yoksa sıradan bir üniversite de yetmez. illa ki "reputable" olacak, o da ne demekse?! mesleki eğitimin güçlendirilmesi, ne yazık ki mesleki eğitim kurumlarının çabası ile aşılabilecek bir sorun değil. siz bir mesleki eğitim kurumunda ne kadar iyi eğitim verirseniz verin, ne kadar donanımlı "teknisyen"ler yetiştirirseniz yetiştirin, onlar yine de "teknisyen" veya "tekniker"dir. velakin etiketçi işveren "mühendis" ister; "illa ki mühendis olsun, teknisyen de gelsin hamallık yapsın, arada da boya, tesisat işlerine falan baksın" diye düşünür. (böyle bir ilan gördüm geçenlerde, elektronik bölümü mezunu arada boya badana da yapabilecek adam arıyorlardı) veya ben yanılıyor olsam bile bu kalıbın değişmesi bana pek kısa vadede olabilecek birşey gibi görünmüyor. siz bu memlekette bir şekilde meslek lisesine yolu düşmüş bir kimse iseniz, geriye kalan hayatta vay halinize! eski okulumun şu anda tanımadığım hocasının klavyesine sağlık, çok güzel şeyler yazmış ancak ne yazık ki bu memlekette bu tip çabalar bence boş. eğer öyle olmasaydı zaten her sene 2 milyon kişi üniversite kapısına yığılmaz, her köşe başı dershaneden geçilmez olmazdı, yök-türban-katsayı-ihl-meslek lisesi tartışması ile daha fazla zaman kaybetmezdik. işin bir de mesleki eğitim kurumlarındaki öğrenci kalitesi boyutu var ki, ona hiç girmiyorum keza girersem çıkabileceğimden emin değilim..

vay be, "dating"den başka alanlarda da invite sistemine geçilmiş de haberimiz yok. davetiye için bilgisayar mühendisliği diplomasının fotokopisi de gerekiyor mu?

çok iyiymiş gerçekten, benzer konularda başka makaleler hangi sitelerde bulunabilir? mümkünse türkçe olanları.

demek ki bikaç gün önce elime geçen şu link: http://www.ferrarialacam.com/ burdan devşirmeymiş. biraz olsun ilginç gelmişti oysa.

ben başka birşeyden bahsediyorum ama buradaki öss sistemindeki değişiklik konusuyla pek alakalı değil. "anadolu lisesi ve teknik lise gibi aynı çatı altındaki okulları birleştirdik" demek bana bir teknik lise mezunu , yaşanan garabetlerden payına düşeni fazlasıyla almış bir kişi olarak en kibar ifadesiyle "ayıp" geldi. gerçi buradaki teknik tartışmayı bölüp alakasız bir yere çekmek istemem , zaten o yüzden "yorumsuz" yazmıştım.

"Anadolu lisesi, teknik lise gibi aynı çatı altındaki okulları birleştirdik" yorumsuz.

ama bide şu yanı var , evdeki musluğun bağlı olduğu iski havuzunun kapasitesi adam başı 8 ton/sn iken , benim evimle iski arasındaki boru kapasitesi max.2ton/sn , evimdeki musluk ise 1/4ton/sn kapasiteli , bir de aylık su kotam da 3ton... peki o bana tahsis edilmiş 8ton'luk havuz niye orda? yazık değil mi en başta ona verilen paraya? madem o 8tonluk havuzların bağlı olduğu ana taşıyıcı yurtdışı bağlantılı boru hattı çok pahalıydı , gerekli yatırım yapılmayacaktı , iç tarafta bu yatırıma niye gidildi? dediğim gibi dial-up'ı uculatsalardı? eldeki teknoloji ile mümkündü.. hem özel sektör isp'lerinde dns sorunu da yoktu... (sayemde) burda da böyle bi benzetme görüldü ya sonunda , diğer sitelerin vay haline :) gerçi bu kadarı biraz nankörlük ama , ben yine de bağlı bulunduğum santralin bana tahsis edilmiş dslaminin 8mbit/s kapasitede olduğunu bile bile 256 kullanınca , diğer tanıdık , eş-dost tayfasının tümü de kotalı kullanıp bana "kek" gözüyle bakınca bunları düşünmekten kendimi alamıyorum.

"kotalı" kadar alaturka bir uygulama daha olamazdı diye düşünüyorum. vallahi bilmiyorsam cahilliğimi mazur görün , bu güne değin bizden başka bir yerde buna benzer bir servis olduğunu ne duydum , ne gördüm. getirip milyon$ seviyesinde bir altyapı kuracaksın (dslamler bildiğim kadarıyla port başına 8mbit/s dedice bantgenişliği verebilecek kapasitede), kablon uymayacak max. tarifen 2mbit/s olacak , o da astronomik rakamlara. ondan sonra milleti verimsiz bir şekilde 256 kullanmaya yönlendireceksin ki dslam'lar abone başına 8mbit çalışabilecekken 256 kotalı çalışacak... e kardeşim dial-up'ı ucuzlat o zaman illa ucuz bişeyler yapmaya çalışıyorsan? milyon$'lık ihalelerin ne manası kaldı?

http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=the+onion

bunu alan adam kime ne ispatlama çabasında olacak acaba? "bakınız 100 küsur tuşlu q klavyeyi yutmuş bulunmaktayım" , aferin.

Direk frankeştayn'ı hatırladım , o da mezarlıktan topladığı cesetlerin parçalarından yeni bir vücut yapıp elektrik vererek diriltiyordu yanılmıyorsam? vayy be , çok eskilerde okurken saçma gelmişti ama olabiliyormuş demekki!

Bence Apple bu hareketle "bundan sonra benden bilgisayar beklemeyin , varsa yoksa ipod üretecem" demek istedi , en azından bendeki meali budur. x86 mimarili mac mi olurmuş ya!

XP'ye gömülü gelen ICF'de kapalıysa pek hayırlı olmaz , ama krıtik güncellemeler öncesi çıplak kurulum xp'yi ICF'i açıp uzunca süreler nette gezseniz de pek birşey olduğu söylenemez , en azından benim deneyimlerim bu yönde.

Tabii keşke RPC açığına musallat olan hepsi birbirinin türevi dandini wormlar olmasa ama işte...

Kablo yok , digiturk var seyredemiyoruz :(

Bu haberde sektörün ihtiyaç duyduğu kalifiye eleman sayısı eksik? ;)

Müthişmiş , tadından yenmiyor :)

evet o işin bürokrasisini duymuştum , sertifikası falan yok mudur parası neyse verip alalım :) tabii gsm bandına denk getirip 2milyar$ vermekte var :) ah be kardeşim adam "barok"(attım) mimariye vita tenekesi koyup haberleştirmiş , biz yapamıyoruz burda.

Ya peki yaklaşık 200 metre (kuş uçusu) mesafedeki arkadaşla wireless lan kurmak için ne gerekir? Biz de benzer bir olayı uzunca zamandır düşünüyoruz ama düzgün bi çözüm üretemedik henüz. Heralde arada da 7-8 bina falan var. Her ikimizde de dsl bağlantı mevcut , daha çok kendi aramızda bir ağ olsun , dosya transferi , sharing , lan game gibi atraksiyonlara girelim istiyoruz , internet connection sharing yapılmayacak yani. Fikri olan? Bu viyanadaki arkadaşın gösterdiği modemin dsl modem olması haricinde esprisi nedir , ben pek anlayamadım. Wireless lan ile dsl modem olarak ayrı ayrı çalışabiliyor mu bu modemler? Yani arkadaş bizim burda net yok demiş , demekki o linksys router dsl'e değil sadece diğer arkadaşı ile lan kurmasını sağlıyor , bunun gibi bir cihaz olup da dsl modem içermeyen aletin tam adı nedir? :)

imza : wireless cahili. :)

Ya jeton geç düştü , sertifika="yeni vergi kalemi"nin kahverengisi mi acaba?

Bravo , son derece yaratıcı bir çözüm. Kim akıl ettiyse kutlamak boynumuzun borcudur.

Bandrol de devam edecek miymiş acaba?

Amerikan rüyası bu olsa gerek. Ekonomik anlamda ne kadar aciz olduğumuzu , Amerikadaki bu işlerle uğraşan güruhun ne kadar şanslı olduğunu bir kez daha düşünmeme sebep olan bu makalenin çevirisinde emeği geçen herkese teşekkürler.

İtiraz edenler olacaktır ama ben bu makaleden çıkarılacak "generic" dersler olduğunu sanmıyorum. Amerika özelinde bir başarı hikayesidir , zaten Almanya bile "startup" kurmak için uygun bir yer değil diyor yazar , bir de sorma fırsatımız olsa da , Türkiye ye ne dersiniz desek , yıllar önce trt'deki hemşehrisi(!) gibi , "turkey , oo doğuda olsa gerek" kabilinden cevaplar alabilmemiz olasıdır şeklinde bir de fantazi geliştirdim hemen.