Zombi Köpekler...

0
conan
Resident Evil gerçek oldu: Amerikalı bilim adamları zombi köpekler yarattılar! İşlem sırasıyla şöyle gerçekleşiyor. Önce köpeklerin kanları 7°C tuzlu bir sıvı ile değiştirilmiş. Sonrasında köpeklerde hipotermiaya bağlı olarak beyin ölüme gerçekleşmiş. 3 saat sonra damarlarındaki sıvı kanla değiştirilip elektrik şokla hayata döndürülen köpeklerde hiç bir beyin sorununa rastlanmamış. Bu çalışma ile silahla ya da trafik kazalarında ağır yaralanan insanların hastaneye yetiştirilirken beyin ölümünü önlemeyi düşünüyorlarmış. İşte bu da ingilizce haber [news.com.au].

Görüşler

0
darkhunter
Alcor [www.alcor.org] vakfı bu alanda atılmış en eski ve bilimsel adımdır.

70'li yıllardan beri insanları gelecekte yaşatmak, ölümsüz kılmak yada en iyi ihtimalle yaşamlarına devam etmelerini sağlamayı uman Alcor vakfı 600'ün üzerinde vücudu yüksek teknolojiyle korunan tanklarda saklıyor.

Kişi yaşarken yaptığı bir antlaşmayla bedenini yada sadece başını Alcor'un saklamasını talep ediyor (tercihen amansız bir hastalığa yakalanmış kişi), kişi öldükten sonra Alcor teknisyenleri hemen müdahale ederek vücüdu gelecek için hazırlayıp (slikon banyosu, dondurulmuş karbondioksit ve son olarak sıvı nitrojen), saklıyorlar.

Alcor'dan yaklaşık 10 yıl önce haberdar olmuştum, o zaman komik gelmişti... Şimdi ise çok mantıklı bir yatırım : Aradan kaç yıl geçerse geçsin sizi diriltmenin bir yolunu bulduklarında bunu yapacaklar...

Bu işlem yaklaşık 140.000 $'a mal oluyor. Düşünsenize 5-10 yıl sonra kalp yetmezliğinden öldünüz (ya da öyle olduğunu sandınız!), Yıl 2268, biraz başınız ağrıyor, ağzınızda bir kuruluk var. Ve aniden bir ses duyuyorsunuz :

- Merhaba hayata yeniden hoş geldiniz. Şu anda Arizona Alcor vakfındasınız. 2015 yılında kalp yetmezliğinden hayata ara vermek zorunda kalmıştınız... Sizi tebrik ederiz, o yıllarda bizi bulmakla ölümsüzlüğü kazandınız...




0
BryanFury
Hepsi iyi hoşta, inançlı insanlar bilir ki, herkes öldükten sonra ahirette dirilecektir.Tüm ilahi dinlerde bu böyledir,yani ahiret inancı vardır hepsinde.Hal böyleyken, öldükten sonra ahirete gidip, (ki ordaki zaman burdakine nazaran daha farklı) sonra tekrar bu dünyaya gelmek mantıksız.Kanaatim şudurki, insanoğlu bilimde nekadar ilerlemiş olursa olsun, asla ölüme yada ölümden sonra dirilmeye çare bulamayacaktır.Bulacak olursa bu tezat çıkar ortaya.Hoş bu dünya çok uzun bir süre yaşanacak bi yerde değil.İnsanların bu yöndeki çabalarıda gayet mantıksız.Tüm bunları inançsız insanların çabaları olarak görmekteyim.Tüm bu çabalarını daha yararlı işlere harcasalardı keşke.
0
conan
Iste bu yuzden bilim ile inanci ayri tutmakta yarar var. Bilim suphe ile beslenir. Inanc ise supheyi bir sekilde koreltir.

Inanc olarak dini inanc olmasi sart degil aslinda. Belirli bir teoriye (bilimsel) koru korune inanc da bilimin ilerlemesine kostek olabilir.
0
mrtksn
inançlı insanlar bilmez, inanırlar. eğer bilimsel gelişmeler sayesinde bunu başaracak bir teknoloji gelişirse sizin deyişinizle bir tezat yaşanacaktır ki, körü körüne inanmanız arada kimin inancını gerçek ile tutarlı olduğuna bile engel oluyor.

ölümsüzlük insanoğlunun belki de en eski hedeflerinden biridir, mutlak ölümsüzlüğe ulaşılıp ulaşılamayacağı, daha doğrusu bunun gerçekten istenilen bir şey olduğuna emin değilim ancak insan hayatının uzatılacağına inanıyorum. aslında daha şimdiden ortalam ömür uzatıldı.
dondurulup tekrar hayata dönme ise sanırım istenilen bir şey olur, çünkü herkes geleceğe gitmek ister. yorumda bahsi geçen dondurulma şekli ise başarısı oldukça şüpheli, ancak değer bence.
0
irfaN
İnançlı insanların körü körüne inandıklarından, "bilmediklerinden" bahsetmişsiniz ve çok yanılıyosunuz. İnançlı insanlar çok iyi bildikleri şeylere inanırlar. Bilirler de inanırlar.
"eğer bilimsel gelişmeler sayesinde bunu başaracak bir teknoloji gelişirse" demişsiniz..
Böyle birşey gelişmez, gelişemez. İnanan insanlar bunu bilir. İnanıyorsanız sizde bilirsiniz, ama inanmıyorsanız bilemezsiniz tabii.

Böyle araştırmaların zararlı olduğunu düşünmüyorum. Maneviyatsız insanların uğraştığı boş şeyler olarak değerlendiriyorum. Keşke başarılabilecek bir şeylerle uğraşılsaydı.. Yazık o kadar paraya, emeğe, ve o uğurda çalışanlara..

Yararlarına gelince.. Mesela bir insanın kaza sonrası beyin ölümünün durdurulabileceğinden bahsedilmiş. Hoş bişey.. Ölebilecek bir insanın hayatını kurtarabilmek güzel bişey. Ama ölen bir insanı diriltmek söz konusu bile değildir.

Müslümansanız dinden çıkarsınız bunu düşünmekle bile. Ama inanmıyorsanız size kalmış tabii..


Bir ayet : "Her canlı ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulursa gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.(Âl-i İmrân-185)"
Başka bir ayet : "Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz (düşünün ki) hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra bir “alaka”dan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir “mudga”dan3 yarattık ki size (kudretimizi) apaçık anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor, sonra da (akıl, temyiz ve kuvvette) tam gücünüze ulaşmanız için (sizi kemale erdiriyoruz.) İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hale gelsin. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir. /// Bu böyle. Çünkü Allah hakkın ta kendisidir. Şüphesiz O ölüleri diriltir ve O her şeye hakkıyla kadirdir./// Çünkü kıyamet muhakkak gelecektir. Onda hiçbir şüphe yoktur ve şüphesiz Allah kabirdeki kimseleri diriltecektir. (Hac-5-6-7)"
0
yilmaz
bu geyikler forumda yapılıyor lütfen o tarafı kullanalım.
0
sleytr
ben inançlı biri değilim. ancak genede dondurulmayı ölüm olarak algılamak zorunda değilsiniz. yani günümüzde ölüm anından sonra 5-10dk içinde hayata dönme şansı varsa bu sırada dondurulursak belkide "dini açıdan" ölmüş değilde derin bir uykuya dalmış oluruz. sonuçta birgün böyle bir teknoloji geliştirilirse bu gene tüm tek tanrılı dinlerdeki o büyük yaratıcının takdiri olacaktır...
0
zekeriya_akyildiz
Bütün kitaplarda (dini veya değil) herşeyin bilimsel olarak hesaplanabileceği, ve herşeyin bir değişmez bir kurala bağlı olduğu açıkça belirtilmiş. Burada yapılanda bu! bundan 1000 yıl öncede insanların uçamayacağından bahsedilirdu uçak oldu uçtuk, aya gittik yerçekimi yoktu veya çok azdı uçtuk; buda bir dönüm noktası, okadar!

Tanrı kuralları kişilere göre ayarlamıyor, mesela yerçekimi kuralı belirlemiş herkez herşey bua uymak zorunda, aksi değil ama bu kurala ayda yerçekimi daha az güneşte daha fazla. Yapılan kuralları bulmak ve uygulamak tanrıyı oynamak değil, onun bizim için gizlediği bir bilmeceyi daha bulup kullanma becerisine sahip olmak.

Eğer bunun yapılmasını istemese haberimiz bile olmazdı öyle değilmi?
0
ae
Aklıma Vanila Sky geldi :)
0
pirx
Direk frankeştayn'ı hatırladım , o da mezarlıktan topladığı cesetlerin parçalarından yeni bir vücut yapıp elektrik vererek diriltiyordu yanılmıyorsam? vayy be , çok eskilerde okurken saçma gelmişti ama olabiliyormuş demekki!
0
yilmaz
//bu yontemi bi ara toplanıp deniyelim gönüllü var mı?
Diyelim adamlar vucudu canlandırmanın yolunu buldular. bizde donmuş donmuş yatıyoruz bi kapta. bir gün geldi kabın kapaığını açıp uyandırdılar bizi. 500 yıl yatmışız kapta. Adamlar bize 200 bin dolar borcunuz daha var derseler ne diyeceğiz.
0
sleytr
ilk alınan paraya uyandırma serviside dahildir sanırım :)
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Giyilebilir LCD

Soulblighter

Mitsubishi Electric, giyilebilir LCD'yi önümüzdeki yıl piyasaya sürmeyi düşünüyor. SCOPO isimli cihaz aynı anda bir çok işi yapmak zorunda kalan insanlar için tasarlanmış. Ürün takıldığında, LCD göz hizasının altında kalarak normal görüşü engellemeyecek şekilde duruyor. SCOPO, hücresel telefonlar, laptop, PDA gibi ccihazlara entegre edilebiliyor.

Ürünün fiyatı ise $400 civarında olacak.
Kaynak: PhysOrg

Einstein'ın Bitmeyen Senfonisi

feran

Einstein'in Bitmeyen Senfonisi ve Görelilik Teorisinin beklenmedik sonuçları üstüne ilginç bir yazı...

Yüzyılın Fizik Deneyi

FZ

Merkezi İsviçre'de bulunan Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü (CERN) 36 ülke ve 2 binden fazla fizikçinin katılımıyla tarihin en büyük fizik deneyini gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Yerin 100 metre altında gerçekleştirilecek olan zamanın en büyük fizik deneyinde Türkiye de üç ayrı ekiple yer alıyor. Bilim dünyasının 10 yıldan fazla bir süredir hazırlandığı ve yarım milyar İsviçre Frangı'na (580 milyon YTL) mal olan deneyin temel amacı maddeyi oluşturan parçacıkları inceleyerek, evrenin işleyişi hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak. Türk bilim insanları Compact Muon Solenoid (CMS) isimli projenin, doğanın şifresini deşifre edeceği yorumunu yapıyor. İnsanlık adına, evrenin oluşumu, işleyişi ve geleceği adına büyük keşifler yapacak olan deneye Türkiye'den Çukurova Üniversitesi, ODTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi fizik bölümlerinden öğretim görevlileri ve doktora öğrencileri katılıyor.

Sözcükleri Koklamak ya da Kokulara İsim Vermek...

FZ

Güle gül demesek yine de güzel kokmaz mıydı o çiçek? *

İngiliz nörologların son çalışmalarından birine göre bir kokunun isimlendirilmesi onun algılanışını etkiliyor.

Örneğin deneklere aynı koku önce "kaşar peyniri" olarak etiketlenip sonra "vücut kokusu" olarak etkiletlenip sunulunca, "kaşar peyniri" olarak sunulan kokunun "vücut kokusu" olarak sunulana kıyasla daha iyi koktuğunu söylemişler.

Oxford Üniversitesi'nde gerçekleştirilen araştırmaya göre kokunun ismi belli bir beyin bölgesini harekete geçirebiliyor. fMRI (functionaol Magnetic Resonance Imaging) yöntemi ile görüntülenen beyinlere bakıldığında ilginç şeyler göze çarpmış.

Hayvanlar Alemi MATRIX'de Yaşıyor!

darkhunter

Tavuk çiftliklerinde hayvanlara daha üretken olmaları için mutluluk hormonu verildiğini biliyor musunuz ? Peki ya kapalı alanlarda yaşayan hayvanlara, kendilerini açık alanda hissetmelerini sağlayacak bir çip takıldığını ve konunun teknik boyutunun sorun olmaktan çıkıp ahlaki boyutu üstüne tartışmaların başladığını biliyor musunuz ?

Konunun ahlaki boyutu tartışmaya açık. Nitekim bazı bilim adamları hayvanın kendisini mutlu hissetmesinin, kandırılmasından daha önemli olduğunu ve üretim açısından daha verimli sonuçlar doğurduğunu söylüyor.

Peki ya aynı şey bir gün insanlara da uygulanırsa... Mutlu olmak, kandırılmaktan daha mı önemli ?

There is no spoon neo...