Şu anda çalıştığım proje, flex ile yazılmış bir marketing uygulaması. JavaScript ile baştan yazılması için ~2 yıl kadar önce başlanmış, fakat o kadar karmaşık ve dağınık bir yapı var ki, backend toparlanmadan frontend'in adam olması mümkün değil, her bir request için data mapper yazmanız gerekiyor, gelen response'u browser'da kullanabilmek için 4 defa çeviriyorsunuz. "3 ay'da çıkartırız abi" diyen arkadaşlar öleli çok oldu, gömdük onları kodun derinliklerine.
Şef Mimar olarak 10 ay önce başladım projeye, 3 ayrı yönetici değiştirdim. Her bir yöneticinin bana "Çok kötüyse baştan yazabilirsiniz" tekliflerini her geri çevirdiğimde tırsmadım da değil, "ya toparlayamazsak?" sorusu hep korkuttu beni.
Browser'a 12MB javascript yüklenen bir uygulamadan bahsediyoruz, scale'i belirtelim de, "nasıl ~2 yıl ya!??" sorularına cevap olsun.
10 ay önce, Şubat ayında, çalışan bir uygulama yoktu ortada. Her bir "tık" konsola bi hata atıyor, hiç bir şey çalışmıyor. "pata küte" çalışır hale gelmesi yaklaşık 3 ay sürdü. Fakat performans çok kötü, bir tık 10.000ms'e mal oluyordu.
10 ay sonunda, 2500 mili saniyede render olan, bır tık'ın maaliyeti 300 milisaniye olan bir ürün elde ettik. Sabırla, parça parça unit test yazılmasına ve refactor'e başladık, şu anda 700+ unit test yazılmış, (testlerin büyük bir kısmı black box yapıda, derine girmemek için) çatır çatır çalışan, eski yapı üzerine yeni spagettiler eklemeden yeni feature'lar geliştiriyoruz.
Şu an da geriye dönüp bakıyorum da, 10 ay gibi bir sürede bırakın "ürün" elde etmeyi, business gereksinimlerini anca kavrardık.
Bende uzun süredir bilgisayarla uğraşıyorum ama hiç haberim yoktu, daha doğrusu böyle birşey varmı yokmu diye düşünmedim bile.
Şimdi inceliyorum..
Açıklama için teşekkürler..
Evet aynen öyle, sadece veri depoluyor, ağınıza bağlıyosunuz aleti (Atıyorum 10.0.0.8'i almis. TCP/IP destekliyodur heralde, mantık anlaşılsın diye sallıyorum.) Tarayıcı çubuğuna 10.0.0.8 yazıyosunuz ve Google Serach sayfası geliyor, aradığınız ne varsa hızlı bir şekilde ulaşabiliyorsunuz.
"siteler ve intranet içerisinde arama yapmaya yarayan bir server."
Siteler de değil, yerel ağ üzerinde bi dosya sunucu düşünün.
http://www.google.com/enterprise/mini/end_user_features.html
Bu adreste site içerisinde de yapabiliyor görünüyor galiba.
Aslında google local bi programı var. Bi nevi onun görevini yapıyor. M$ xp altında çalışıyor. Önce Hddnizi tarayarak indexliyor, çok hızlı bi şekilde kendi HDD nizdeki verilerinize ulaşabiliyorsunuz. M$ nin kendi aramasından 1500 kat daha hızlı. :-) ehe
Çok iyi.. Eric amcama böyle bi cevap verdiği için teşekkür ediyorum. M$ e teşekkür edemiycem, çünki güldüğüm kısım onların mektup yazmasından çok ESR'in cevabı oldu.
Zaten kendisinden bekleneni yapmış. Yumşak bi cevap verse cidden şaşırırdım.. :-)
Bayaa geç yorum yazmış oluyorum. Ortalama 3-4 yıldır linux kullanıyorum. Bi çok dağıtımı denedim ve ilk göz ağrıma geri döndüm. Tabii ki Debian :-).
Bi tane sanayici müşterim var. Adamları zorla linux kurmaya ikna etmiştim. Muhasebe programı dediler, onu da Turquaz ile çözdük. İkiye bir başımın etini yiyolardı tabii. :-) Eee sistemi kuran desteğini de verir dedik.. Yaklaşık 1 sene falan Suse Linux kullandılar. PC P2 400 Mhz gibi bişey olcaktı. Bir gün yanlarına vardığımda adamlar Gnome de aşağıdaki Pencere Listesi'ni yanlışlamaya kaldırmışlar. Yaklaşık 35 in üzerinde değişik sayfalar açık, fakat Alt+TAB tuşunu kullanmasını bile bilmiyorlar. Linux'da ~/ dizini ne hallere gelmiş görmeyin.. Neler eklemişler neler çıkartmışlar işin içinden çıkmak neredeyse imkansız.
Mecburen kullanıcıyı sildim ve yeni bi kullanıcı açtım, ve ayarlarını yaptım.
Yakın zamanda yeni bilgisayar aldılar ve XP ye kavuştuklarına şükrediyo bu adamlar :-)
Kim ne derse desin her işletim sisteminin amacı farklıdır. File, http, Ftp, Print, vb. sunucu kullanacaksam linux mantıklı. Fakat siz standart büro işlerini yapacaksanız ve "bilişim okur yazarı" değilseniz tek çareniz Micros~1 in ürününü warez veya yasal olarak edinmek kalıyor.
Ayrıca yukarıda yorumun birinde 2 ay sonra format atmaktan bahsedilmiş. Ben bir XP yi format atmadan 1,5 yıl boyunca kullanabilen insanlardanım. Ne virüs ne trojen yedim. (Hem linux için trojen yok mu ? Sadece windows için mi var zararlı programcıklar?) Demekki sistemin azına s.çmazsanız uzun zaman kullanabiliyorsunuz. Kullanıcıdan kullanıcıya fark ediyo..
Linux'da gazete veya dergi dizgisi yapan bir tane firma gösterin bana? Adam tekelleşmiş.. Siz istediğiniz kadar bağırın çağırın "quark expres for linux" çıkmadan kimse gazete dizgisi için linuxla cebelleşmez.. Programcılar için linux sorun yapmıyor olabilir. Ama siz birde piyasadaki bir web tasarımcısının veya bir grafikerin fikirlerini alın.. Dreamweaver, Photoshop, Flash, Fireworks, Freehand, Corel vb. programlar olmadan 5 kuruşluk iş yapabiliyor mu ? MAC demeyin bana.. 1 MAC 3 PC parası. Yazılımları da Warez olarak elde ettiğiniz zaman bayaa bi ucuza gelir PC.
Her zaman tek yönlü düşünmeyin. Herkezin kendine göre işi, kendine göre de ihtiyaçları var. Ve her sistem bu ihtiyaçlara cevap vermiyor.
Meyve veren ağacı taşlarlar. Herhangi bir şehirde Google Earth'ın verdiği ayrıntıdan çok çok daha ayrıntılı şehir planları zaten bulunabiliyor. İstanbul, Ankara, İzmir vb. büyük şehirlerin belediyeleri zaten internette Google Earth'ın görüntüsünden daha net bir şekilde şehir planlarını sunuyolar. Eminim ki Rusya, Amerika, Almanya, Fransa, Çin ve diğer ülkelerde bu tür şehir planları vardır. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün sitesinde (www.khgm.gov.tr) daha bi kaç ay öncesine kadar tüm Türkiye'nin karış karış haritasını bulabilmek mümkündü.. Bi kaç ay önce haritalar (sebebi bilinmez) izlemeden kaldırıldı.
Eski den açılan benim bi kaç aydır giremediğim url : http://212.175.186.133/TNTservlet/khgm/envanter.htm
Tüm dünya da ülkeler bu tür uygulamayı yapıyor zaten. Google'nin tek yaptığı şey, bunları bir araya toplamak. En başta da dediğim gibi "Meyve veren ağacı taşlarlar.".
Hayatında 10 saat bile oyun oynamamış birisine bile oyun oynattırdınız ya, helal olsun :-)
@mow
söylediklerine aynen katılıyorum. İvme sorunu var, pause olsa iyi olur, biraz daha da zor olsa daha iyi olcak.
Kesinlikle Nano :-).. hala başka bi editör kullanamıyorum. Yalnız bazı sorunlar var. Yukarıda 10 parmak kullanırken diğer editörde rahatlıktan bahbedilmiş.
Yeri gelmişken onu da soruyum, linux konsolda veya Nano'da ^Z , ^X vb. Ctrl tuşlu komutları kullanamıyorum. Kullanabilen var mı ? 10 parmak kullandığım için tabii ki tr_f-latin5 klavye dosyasında bu sorunu yaşıyorum. İlla F tuşlarını mı kullancam ?
Daha kablolu internet hizmetini veremeyen TT'nin kablosuz hizmet vermeye çalışmasını çok manasız buluyorum ki, fiyatlarda verdiği hizmet kalitesine göre çok abartılı. Bi söz vardır; "Tarla mı satıyosun a.k." diye. Aynen öyle.. Tarla mı satıyo TTelekom? Kablosuz internet bağlantısı için yaptığı yatırımı kablolu için yapsaydı, kablolu da olsa daha üst düzey bir hizmet alabilirdik.
Dün gece saat 04.00 sıralarında iş yerinden evime gittiğimde yine o acı veren görüntüyle karşılaştım. İnternetim yoktu!!! Tasarım yapacaktım, internetle o an için çok fazla bi işim yoktu. Gözünüzün önünde link lambasının yanıp sönmesine nasıl sinir olmazsınız ki ? Sabrettim meşhur 444 0375 i bu sefer aramadım. Arasm ne olcak ki ? yarım saat sonra yine gidecek.. Velhasıl-ı kelam, sabah 06,30 da hala internetim yoktu ve PC yi kapatıp yattım.
IP'm statik olduğu için bu tür sorun yaşıyor olabilirim belki. Bi de dinamiğe çevirrttircem önümüzdeki günlerde.. İş yerimde hiç sorun yok, evde sorun üstüne sorun.. Farklı TT bölgelerinden hizmet aldığım için birinin hizmeti kötü birinin iyi de olabilir..
Valla FZ'cim sen ne dersen de, bu işler böyle yürüyo.. Reklam verseler gazeteye, herkez "reklam" der geçer. Bakmazlar bile, "bildiğin hosting firması işte" derler. Ama haber olursa.... "Abooovv habere bak.. adamlar amerikaya iş yapmışlar.. vay bee..." derler..
Gazete önce haber yapar onları, ertesi gün gider; "Bak size haber yaptık.. Yarın ki baskımızda reklam verin." der. Veya daha farklı gelişir olaylar.. Gazeteci gider; Size yarın haber yapalım. Fakat 3 gün sonraki yayınımıza reklam verin" der.. vs...
Sonuçta paralı haber vermek, bedava bile olsa reklam vermekten çok daha etkili..
Basılı yayıncılıkta bu işler böyle yürüyo.. Sen Micros~1'dan para istersin istemezsin senin bileceğin bişey..
Yerel bi gazete tasarımı ve dizgisi yapıyorum. Bu tür haberler haber değil :-)
Nasıl haber değil diyceksiniz. Gidiyorsunuz firmanın birine, sana haber yapalım, bize para ver diyosunuz. Reklam yerine haber yani.. İnsanların dikkatini daha fazla çekiyor ve daha fazla müşteri toplayabiliyorsunuz :-)
İnançlı insanların körü körüne inandıklarından, "bilmediklerinden" bahsetmişsiniz ve çok yanılıyosunuz. İnançlı insanlar çok iyi bildikleri şeylere inanırlar. Bilirler de inanırlar. "eğer bilimsel gelişmeler sayesinde bunu başaracak bir teknoloji gelişirse" demişsiniz..
Böyle birşey gelişmez, gelişemez. İnanan insanlar bunu bilir. İnanıyorsanız sizde bilirsiniz, ama inanmıyorsanız bilemezsiniz tabii.
Böyle araştırmaların zararlı olduğunu düşünmüyorum. Maneviyatsız insanların uğraştığı boş şeyler olarak değerlendiriyorum. Keşke başarılabilecek bir şeylerle uğraşılsaydı.. Yazık o kadar paraya, emeğe, ve o uğurda çalışanlara..
Yararlarına gelince.. Mesela bir insanın kaza sonrası beyin ölümünün durdurulabileceğinden bahsedilmiş. Hoş bişey.. Ölebilecek bir insanın hayatını kurtarabilmek güzel bişey. Ama ölen bir insanı diriltmek söz konusu bile değildir.
Müslümansanız dinden çıkarsınız bunu düşünmekle bile. Ama inanmıyorsanız size kalmış tabii..
Bir ayet : "Her canlı ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulursa gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.(Âl-i İmrân-185)" Başka bir ayet : "Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz (düşünün ki) hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra bir alakadan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir mudgadan3 yarattık ki size (kudretimizi) apaçık anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor, sonra da (akıl, temyiz ve kuvvette) tam gücünüze ulaşmanız için (sizi kemale erdiriyoruz.) İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hale gelsin. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir. /// Bu böyle. Çünkü Allah hakkın ta kendisidir. Şüphesiz O ölüleri diriltir ve O her şeye hakkıyla kadirdir./// Çünkü kıyamet muhakkak gelecektir. Onda hiçbir şüphe yoktur ve şüphesiz Allah kabirdeki kimseleri diriltecektir. (Hac-5-6-7)"
Bir sürü aptal solcu malesef gayet doğru olan bu önermenin aksine 'hehehe ben ms'e para vermiyorum ki, crack ediyorum' diyor.. Bu arada bir tanesi de kalkıp kendi crack etse öpüp başıma koyacağım, bir yandan tasmalarını ms'e verirken öte yandan mafyaya para kazandırıyorlar...
Şunu anlayabilmiş değilim.. Daha önce de duydum bu kelimeyi. Niye "solcu".. Burası bilginin paylaşıldığı bi yer.. Bilginin solu sağı mı oluyor ?
Cahilliğimi bağışlayın, bilmediğim için soruyorum bilimin "sol" veya "sağ" tarafını.
Her zaman dediğim gibi.. Grafik çalışacaksan MAC, Veritabanı, Ağ vb. çalışacaksan Linux & BSD.. Herkezin uzmanlık alanı farklı.. Mac OS Serverde daha üstün performans gösterseydi şaşırırdım..
gismo, fazlasıyla düşündüm ama hala bişey çıkartabilmiş değilim. Hatta düşücelerim diğer tarafa kaymaya başladı.
iueeorg demiş ki:
"Cunku ulkemizde malesef "Özgürlük" kelimesi belli başlı ideolojik grupların hegamonyası altında."
Bu kadar yorum yerine, sende bi açıklama getirseydin, niye "Özgür Yazılım" sözcüklerini veya, niye "Açık Kaynak Kod" sözcüklerini kullanmamız gerektiğini; bir de senin tarafından görmüş olurduk.
Benim için fark yok. Sadece tabir farkı. İkisi de türkçe olduğu için herhangi birini savunuyorum diyemiyorum. O anda azıma hangisi gelirse onu söylüyorum. O sözcüğü kullanan arkadaşında, herhangi bir şeyi hazmedememe gibi bir sorunu olduğu için değil, o anda o kelimeleri kullanıvermiş olmasındandır diye düşünüyorum. (-:
Aşağıdaki bağlantıyı incelerseniz, söylenildiği gibi sonucun sıfırdan bir dağıtım geliştirmek değil, Gentoo paketlerinin kullanıldığı bir dağıtım geliştirildiğini göreceksiniz.
Tabii ki yasal. Yasal olmayan haritalar 1/25.000 lik izohips eğrileri olan haritalardır. Bunlar Milli Savunma Bakanlığı Harita Genel Komutanlığı tarafından kontrollü bir şekilde dağıtılabiliyor. Örneğin, Oriantreeng diye bir spor dalı var. Arazi de yön bulma yeteneği... Bu sporu yapabilmeniz için 1/25.000 lik haritalarınızın olması gerekiyor. Türkiyedeki bütün bölgelerin değil, fakat bazı bölgelerin bu tür haritalarını bulabilirsiniz. Tabii ne amaçla kullanacağınızı Harita Genel Komutanlığı'na bildirdiğiniz takdirde.. vs. vs.. Yeni kanunlar çıkmadıysa bu eskiden böyleydi.. Şehir planlarının, yol haritalarının bu tür bir yasal durumu olmasa gerek..
Yardım
Editör markdown formatını desteklemektedir. Detaylı bilgi için bu adresi ziyaret edebilirsiniz.
@kullanici ile birisinden bahsedebilir veya :emoji: ile emoji kullanabilirsiniz.
Fazlamesai'ye soralım: Yeniden yazmak ya da yazmamak ( 8)
Yeniden yazmamak tarafında oyumu kullanıyorum.
"refactoring'in başarı hikayesi" bizimkisi..
Şu anda çalıştığım proje, flex ile yazılmış bir marketing uygulaması. JavaScript ile baştan yazılması için ~2 yıl kadar önce başlanmış, fakat o kadar karmaşık ve dağınık bir yapı var ki, backend toparlanmadan frontend'in adam olması mümkün değil, her bir request için data mapper yazmanız gerekiyor, gelen response'u browser'da kullanabilmek için 4 defa çeviriyorsunuz. "3 ay'da çıkartırız abi" diyen arkadaşlar öleli çok oldu, gömdük onları kodun derinliklerine.
Şef Mimar olarak 10 ay önce başladım projeye, 3 ayrı yönetici değiştirdim. Her bir yöneticinin bana "Çok kötüyse baştan yazabilirsiniz" tekliflerini her geri çevirdiğimde tırsmadım da değil, "ya toparlayamazsak?" sorusu hep korkuttu beni.
Browser'a 12MB javascript yüklenen bir uygulamadan bahsediyoruz, scale'i belirtelim de, "nasıl ~2 yıl ya!??" sorularına cevap olsun.
10 ay önce, Şubat ayında, çalışan bir uygulama yoktu ortada. Her bir "tık" konsola bi hata atıyor, hiç bir şey çalışmıyor. "pata küte" çalışır hale gelmesi yaklaşık 3 ay sürdü. Fakat performans çok kötü, bir tık 10.000ms'e mal oluyordu.
10 ay sonunda, 2500 mili saniyede render olan, bır tık'ın maaliyeti 300 milisaniye olan bir ürün elde ettik. Sabırla, parça parça unit test yazılmasına ve refactor'e başladık, şu anda 700+ unit test yazılmış, (testlerin büyük bir kısmı black box yapıda, derine girmemek için) çatır çatır çalışan, eski yapı üzerine yeni spagettiler eklemeden yeni feature'lar geliştiriyoruz.
Şu an da geriye dönüp bakıyorum da, 10 ay gibi bir sürede bırakın "ürün" elde etmeyi, business gereksinimlerini anca kavrardık.