SHiBuMi

SHiBuMi


0 takip ediyor | 0 takip ediliyor


Bilgi alanları


İlgi alanları

Bir dergiye verilen (!) destek ve hazin son: PozitifPC ( 29)

Fare dağa küsmüş, dağın haberi olmamış.

O’Reilly Web 2.0 lafını tescillemiş! ( 7)

Kullanmak isteyenler "IT@Cork Web 2.0 Conference" şeklinde kullandıkları takdirde bir problem olmaz diye düşünüyorum...

Bu Siteye Erişim Mahkeme Kararı İle Engellenmiştir!!! ( 54)

Türk Telekom gibi bir kurumun mahkeme kararı ile kapatılan bir siteye kendi logosunu koyup sonu üç ünlem ile biten bir cümle ile açıklama yapması gerçekten çok amatörce, buna inanmak da çok safça olurdu.

Heyecana gerek yok, muhtemelen bir DNS yönlendirme vakası...

Yahoo! Kullanıcı Arayüzü Kütüphanesi ( 3)

Benzer kapsamda bir ürünü olmasa da, Google'ın da halihazırda geliştirdiği ve ücretsiz sunduğu çeşitli araçlar var: http://code.google.com/

Hollywood - Bittorrent el ele! ( 3)

"vazgeçiyor olabilirler" olmasın o?

Fazla mesai süründürür! ( 10)

Karşımda iki arkadaş grubu var. Bir derenin kıyısında oturuyorlar. Şimdi birbirlerine düşmanlar. Ellerindeki taşları öfke ve nefretle sıkarak birbirleriyle konuşuyorlar. Ben iki grubun tam ortasında oturuyorum. Havadaki gerilimin fotoğrafını çekiyorum. Derenin sesine biraz uzakta. Fabrikanın grev davulu karışıyor. İki grup da sendikanın yönetimini ele geçirmek istiyor. Konuşmalardaki sessiz gerilim solcu bir sokak tiyatrosundan gelen tiradla kesiliyor. Tiyatronun sözlerine iki grup da hak verip, kaldıkları yerden düşmanlığa devam ediyorlar. Bir polis helikopteri fabrikanın üstünden dereye doğru daireler çizerek üzerimizde dolanıyor. Ben sendikanın gazetesini çıkarıyorum, grevin fotoğraflarını çekiyorum.

Eski arkadaşlar şimdi birbirlerine nefretle bakıyor. 5-6 kişilik gruplarıyla ellerinin içine aldıkları taşları birazdan çıkacak kavga için hazırlıyorlar. Ceketlerini açıp silahlarını gösteriyorlar. Konuşma devam ediyor ve birbirlerine aynı şeyi söylüyorlar: "Burdan Gidin, Bu Fabrika Bizim." Bir halk ozanı lafı alıp "bu fabrika bizim" diye kötü bir mikrofona bağırıyor. İşçiler türküye katılıyorlar. Bir jandarma aracı gelip duruyor. Komutan etrafa bakıp, "Bu Fabrika Esas Bizim" diyor. Bir emekçi ressam "Benim İşçilerim" adlı sergisini açıyor. Sokak tiyatrosunun oyuncuları resimleri çok beğeniyor. Havadaki gerilim devam ediyor. Maliye Bakanlığı'ndan grup bu fabrikadan daha fazla vergi almak için minibüsten iniyor. Onlar da bu fabrikanın kendilerine ait olduğunu düşünüyor. Aynı anda derenin kenarında kavga çıkıyor. Eski arkadaşlar Fabrika Bizim diye kavga ediyor, birbirlerini dövüyor. Kanları derenin suyuna karışıyor...

4 gün sonra fotoğraf makinemin kapağını grev çadırında bulma umuduyla fabrikaya gidiyorum. Fabrikanın sahibi olduğunu iddia eden grevciler, sendikacılar, maliyeciler, jandarma tiyatrocular, ressamlar, türkücüler, polisler, solcu üniversiteliler, gazeteciler... Hiçbiri ortada yoktu. Derenin sesinden başka hiçbir ses duyulmuyordu. Rüzgarın sesi yerdeki gazete parçalarının üzerinden geçip derenin sesine karışıyordu. Dört gün önceki grevin davul zurnasından, polisin helikopterinden, maliyenin minibüsünden, sokak tiyatrocularının haykırışlarından, işçilerin heyecanlı sloganlarından, sendika için kavga eden arkadaşların çığlıklarından geriye kocaman, ağır ve derin bir sessizlik kalmıştı. Kafamı kaldırıp sessiz nedenini anlamaya çalışıyorum. Bana herkesin nereye gittiğini, bütün bu insanların nasıl olduğunu, bu ölüm sessizliğinin nedenini söyleyecek birini arıyorum, kimseyi göremiyorum. Fabrikanın kapısında asılı duran bir küçük levhadan başka. Yorgun, sessiz bir küçük levha, küçük yazı, bir küçük kelime. Hayatımın bütün sorularının cevabı. Fabrikanın sahibi esas girişteki büyük kapıya bir tek söz yazıp çekip gitmişti... Kapalı

Atlas Silkindi bütün yaratıcıların Kapalı levhasını asıp gittikleri günü anlatıyor. Bütün yapan edenlerin, kendisi için çalışıp farkında olmadan bizlere hizmet eden bütün benlerin gittikleri gün bizlerin, yani şikayet edenlerin şikayet edecek kimseyi bulamadığı o korkunç günü gösteriyor. Bizlerin beni nasıl sömürdüğünü resmediyor. Kitabı okurken karar vereceksiniz. Yapan edenlerden misiniz, yoksa şikayet edenlerden mi? Eğer şikayet edenlerdenseniz kitabı okumayın, utanırsınız!
(Tanıtım Yazısından)

Atlas Silkindi

Türkiye'deki Bilişim Şirketleri ( 6)

Evet birileri yurtdışında oturmuş, çalışmış, emek harcamış ve bir ürün çıkarmış, şimdi onu satıyor. Ben müşteri olarak bu ürün benim tüm ihtiyacımı karşılıyor mu, maliyetleri uygun mu diye bakarım. Türk olsun ama ihtiyaçlarımı varsın karşılamasın, maliyetleri de yüksek olsun mu diyeceğim? Ortada üretilmiş bir yazılım varken, Türklerin oturup sıfırdan sistem üretmesini mi bekleyeceğim?

Rekabet etmek istiyorsanız sermaye bulun, şirket kurun, ürün çıkartın, kar edin, arge yapın öyle rekabet edin. Bizim ödediğimiz vergilerle abuk subuk işlere girmekten vazgeçin.

Yok size teşvik meşvik.

SAP R/3 Uygulamaları Tanıtımı ( 11)

Bu firmaların ERP yazılımında başarısız olmalarının sebebi, ERP yazılımının kendisi mi yoksa şirketin lombak çalışanları mı? Birincinin ihtimal dahilinde olduğunu hiç sanmıyorum.

Yazılım mühendisliği mühendislik midir? Hacker mantalitesi nerede patlar? ( 11)

Çok güzel ve önemli bir yazı.

Özellikle yazılım dünyasında var olan, ama aslında ürettiğimiz her konu ile ilgili çok temel bir yaklaşım problemimiz var: Başarının sıradışı kabul edilip, başarısızlığın olağan görülmesi. Başarısız olan IT projelerinin çoğunda yöneticilerden bu yazıdaki mazeretleri duyarsınız: Yazılım işte sağı solu belli olmuyor, zaten yazılım projelerinin ne zaman sonuçlanacağını bilebilmek mümkün değil, müşteriler de ne istediklerini bilmiyorlar vb. Kimse çıkıp da ben proje yönetmeyi bilmiyorum, yazılım geliştirme süreçlerinden bir haberim o yüzden bu projeyi istenen süre ve bütçe ile tamamlayamadık demez. Başarısızlığın olağan kabul edildiği anlayış da bu durumu sorgulamakla zaman yitirmek istemez.

Bir binayı kurallarına ve doğa şartlarına uygun yapmazsanız ilk büyük depremde çöker. Bunu 17 Ağustos'ta hep birlikte gördük. Yazılım için de aynı kurallar geçerlidir. Kurallarına uygun yapmazsanız çalışmaz. Biz yapalım da bir şekilde çalıştırırız mantığını sürdürdüğümüz sürece, binalarımız da çökecek, köprülerimiz de yıkılacak, projelerimiz de yılan hikayelerine dönüşecek. Başarısızlığın sıradanlığını değiştiremediğimiz sürece de bu konudaki mahkumiyetimiz devam edecek.

Microsoft Türkiye'nin Üniversite Gezileri ( 42)

Yahu adamın ne dediğini nereden biliyorsunuz? Birebir dinlediniz mi? Söylediklerinin yazılı metnini mi okudunuz? Birisi çıkmış adamın söyledikleri ile ilgili tamamen sübjektif yorumlarda bulunmuş, başkaları da tamamen önyargılara dayanan yorumlar yapmış. Yayınlanan yazının ve yapılan yorumların hiçbir nesnelliği, hiçbir elle tutulur yanı yok.

Böyle saçmalıkların etrafımızda olmasına izin verdikçe, bunları tekrar tekrar yaşamayı da hakkediyoruz. Bu yazının bu sitede yayınlanmasını onaylayan kişi ne yapılması ile ilgili öğüt dağıtmadan önce bir durup yayınladığı yazının ne kadar temelsiz olduğunu düşünmeli.

Microsoft Türkiye'nin Üniversite Gezileri ( 42)

Allah aşkına, bir devlet kuruluşunun insanlara işletim sistemi sunma işinde ne işi var? Suçlamadan öte, hayretle izliyorum.

Microsoft Türkiye'nin Üniversite Gezileri ( 42)

Bıkmadınız mı Microsoft ile ilgili saçmasapan yazılardan? Microsoft'un amacı pazar payını arttırmakmış, bunu gören ülkemizin geleceği gözümüzün nuru gencimizin gözü açılmış. Ticari bir kurumu, pazar payını arttırmak için faaliyette bulunmakla mı suçluyorsunuz?

Yurdum genci Pardus'u işletim sistemi zannediyor, henüz Pardus'un bir dağıtım olduğunun farkında değil. Zannediyor ki Türk cengaverler oturdu Microsoft'a kafa tutacak işletim sistemi geliştirdi. Sonra biri çıkıp işletim sistemi geliştiremezsin deyince, adama bak Pardus yaptık biz hala inkar ediyor görmezlikten geliyor diye şaşırıp kalıyor. Başka bir konuda, kardeşim neden işletim sistemi geliştiriyorsunuz? Çok farklı bir sistem mi var kafanızda, ya da mevcuttaki işletim sistemlerinin bir eksiğini mi kapatmayı planlıyorsunuz? Laf olsun torba dolsun.

Pardus'a para ve emek harcamaya devam. Biri çıkıp size "Neden Red Hat kullanmıyorsun ki?" diye sorduğunda ona da Microsoft yöneticilerine yaptığınız muameleyi yapın ki sorusu cevapsız kalmamış olsun.

Dinamikler 2006 Kongre Duyurusu ( 14)

Ben programda "Pentagon müteahhidi" olarak nitelendirilebilecek birine raslamadım, Pentagon'da çalışmış olan Wayne Abba'yı kastettiyseniz adamın işi proje yönetimi, yayınlanmış metinden açıklamak gerekirse "Mr. Abba was the senior program analyst for contract performance management in the Office of the Under Secretary of Defense (Acquisition & Technology)". Bu etkinlik ile en önemli bağlantısı da PMI (Project Management Institute) bünyesinde yöneticilik yapmış olması. Etkinlikteki konuşması da proje yönetimi ile ilgili, girişimcilik ile ilgili değil.

Eleştirdiğimiz metinleri yeterince okumadan önyargılarımızla değil, okuyup aklımızla yargılamamız gerekir diye düşünüyorum. Dışarıda halen işini iyi yapmakta ısrar eden insanlar kalmış olabilir.

Dinamikler 2006 Kongre Duyurusu ( 14)

AB fonları ile ilgili olarak "devlet fonunu kapma" nitelemesi yapmak doğru bir yaklaşım değil. Kendi ülkemizde devlet ihalelerinin nasıl alındığını az çok ortaya çıkan sonuçlardan biliyoruz, ancak AB'yi aynı kefeye koymak mümkün değil.

Başka bir yorumda belirttiğim üzere bu etkinlik lisans öğrenimi yapan üniversite öğrencilerine pek uygun değil. Bunu hem fiyatından hem de içeriğinden anlamak mümkün. Benim düşüncem girişimci olabilmek için öncelikle iş dünyasında tecrübe kazanmak gerekiyor. Böyle bir etkinliğe gelecek iş deneyiminden yoksun birinin göreceklerinden kendisine fazla bir fayda sağlayabileceğini sanmam.

AB fonları, Türkiye'de işini geliştirip büyütmek, rekabet gücünü arttırmak isteyen küçük firmalar ve yeni girişimciler için önemli bir kaynak. Aynı zamanda bu kaynaklar her isteyene ya da AB'de tanıdığı olana verilmiyor. Fonlardan kaynak sağlayabilmeniz için girişiminizi doğrulamanız ve kuracağınız yapıyı detaylarıyla belgelemeniz gerekiyor. Bu noktada İPYD ya da başka bir sivil toplum kuruluşu tarafından olsun fark etmez, birilerinin kurumsal olarak bu fonlardan yararlanmak isteyenlere yol göstermesi gerekiyor.

Türkiye'de gerçekten garip bir yapı var. Bir yandan AB fonlarını kendi lehimize kullanamadığımız için üretim kısırlığımızdan dolayı kendimize kızıyoruz, bir yandan bu durumu tersine döndürmek isteyenlere kızıyoruz. AB fonlarını kullanamadığımız için suçluyuz, öte yandan kullanmak istediğimizde otomatikman yine suçluyuz çünkü çıkar sağlamamız için geliştirilmiş bir sistemi kullanarak kendimize çıkar sağlıyoruz...

Dinamikler 2006 Kongre Duyurusu ( 14)

Bu etkinlik için öğrenci tanımı: İş sahibi, master ya da doktora yapan kişi.

Dinamikler 2006 Kongre Duyurusu ( 14)

Yaptığın her eylem, söylediğin her söz zekan ile ilgilidir, bu sonuca senin eylemde bulunurken ve konuşurken aklını kullandığını varsayarak ulaşıyoruz.

Bu kongrenin amacı, proje yönetimi ile profesyonel olarak uğraşanları ve girişimcilik konusunda bilgi edinmek isteyenleri biraraya getirip, kendi alanında kariyer sahibi Türk ve yabancı konuklarla buluşturmaktır. Bu amaca yönelik olarak bir maliyeti ve bu maliyeti karşılamaya yönelik bir de bedeli vardır. Bu bedeli ödeyip karşılığını alacağını düşünen gider, düşünmeyen gitmez.

Bu etkinliğin amacı, düzenlenme sıklığı, maliyetleri, katılımcı adedi gibi noktaları Cem Yılmaz etkinliğinin amacı, düzenleme sıklığı, maliyetleri ve katılımcı adedini karşılaştırırsan, konunun neden senin zeka seviyen ile bağlantılı olduğunu daha iyi anlayabilirsin.

Zevklerle zeka arasındaki ilişkiyi de bir daha düşün, zevk sahibi olmanı sağlayan organın hangisi ve bunu ne aracılığı ile sağlıyor?

fazlamesai.net'e soralım: Özgürlük mü, kaliteli yazılım mı? ( 30)

Özgür yazılımlar, adanmış bir geliştirici kadroları ve finansman kaynakları olmadığı sürece ticari rakiplerinin gerisinde kalmaya mahkumdur.

Ruby Haber Turu ( 28)

Kitap satışları bu kadar önemli bir gösterge ise, PHP'nin O'Reilly'de Python ve Ruby'nin toplamının 2 katı kadar kitap satışının olması ne anlama geliyor ? Bu göstergeye göre, kendi içlerinde karşılaştırdığımızda her 6 okurdan 4'ü PHP, 1'i Python, 1'i Ruby tercih ederken etrafımız nasıl Rubicilerle sarılacak ? Yoksa bizim bilmediğimiz Rubicilerin daha uzun kollu bacaklı ve iri cüsseli oldukları ile ilgili başka bir istatistik daha mı ele geçirdiniz ?

Hülya Avşar mı Gülben Ergen mi hadi kaset satışlarına bakalım mantığı ile kıyaslama tekniğinin programlama dillerine uygulandığını görmek insanı gerçekten hayrete düşürüyor.

Sevgiler
Shibumi

Ruby Haber Turu ( 28)

Ragnor + FZ'nin yorumlarını tekrar okumanı rica ediyorum.

Ruby Haber Turu ( 28)

Sevgili nightwalker, erdem sözcüğünün TDK sözlüğündeki karşılığı şudur:

1. Ahlâkın övdüğü iyilikçilik, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk gibi niteliklerin genel adı, fazilet: "Spor, alçak gönüllülük gibi bir erdem aşılar sporcuya." -N. Cumalı. "O zaman çoluk çocuğa gösterebileceğimiz erdem örnekleri çoktu." -H. Taner. 2. fel. İnsanın ruhî olgunluğu


Erdem etik bir değeri temsil eder. Maddi destek olmadan ismini duyurmak başarı olarak adlandırılabilir, tabii bu da bir programlama dili için başarı olarak çizilen kriterler nedir ona bağlı olarak değerlendirilmelidir. Ancak kesin olan bir şey var ki, başarı kazanmış olmanız, erdemli olduğunuz anlamına gelmez.

Öte yandan, özgür yazılım etik bir değer değildir, özgür yazılım metodunu izleyerek uygulama geliştiren insanlar erdemli insanlardır önermesi de yanlış bir önermedir.

Ruby'yi iyi ya da kötü yönde eleştirmek gibi bir niyetim yok, kavramlara yanlış anlamlar yüklenmesi ve sonra dönüp dolaşıp bunların sanki o kavramların gerçek anlamlarıymış gibi algılanması savunulması beni rahatsız ediyor, o kadar.

Sevgiler
shibumi

Ruby Haber Turu ( 28)

Özgür yazılım bir erdem midir ? RoR'un erdemleri nelerdir ?

Ruby Haber Turu ( 28)

Hayır, insanların tek istediği birilerinin zırt pırt çıkıp şu teknoloji en iyisidir diğerleri boşverin demagojisini yapmaması. Bunu yapabilen insan ne mübarek bir insandır ki, tüm diğer dilleri tüm kütüphaneleri ile birlikte birbirleri ile karşılaştırabilecek kadar silmiş süpürmüş, tüm yazılım geliştiricilerin zihin haritalarını çıkartarak genel çoğunluğun beyin yapısına uygun yazılım dilini tespit edebilmiştir.

Hiçbir nesnel kritere dayanmayan bu tür 5 dakikada programlama dili karşılaştırmaları, yazanın ego tatmininden başka bir değer taşımıyor.

Sevgiler
shibumi

Xbox 360 özgürleşiyor! ( 21)

Okuduğunu anla(ya)mamışsın. Anlayabilmen dileğiyle bir daha yazıyorum:
Ben yorum yaparken Microsoft'un niyetleri ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir şey söylemiyorum. Bu sitede, sürü psikolojisi ile desteği olmayan yorumlar yapıldığında veya yazılar yazıldığında bunlara karşı kendi düşüncemi söylüyorum. Bunların büyük çoğunluğunun Microsoft ile ilgili konular olması tesadüf değil, çünkü bu sitede Microsoft ile ilgili söyleyeceğiniz şey ne kadar saçmasapan olursa olsun, eğer Microsoft'u eleştiren bir şey ise kabul görüyor.
Sevgiler