2006 kongresinin teması Yenilikçilik, Girişimcilik ve Finans olarak belirlenmiş. Panel başlıkları arasında "Girişimcilik ve Gençler", "Girişimci Projeleri Finansmanı" gibi konular yer alıyor.
Muhakkak maliyeti vardir ama bedel/maliyet iliskisi oyle olmak zorunda degil. Bu tip islerde fiyatlandirma hedef kitlenin vermeye razi gelecegi fiyatla daha fazla alakali olabiliyor. Bir kotuluk yok bunda bence tabii. Hizmet etmek isteyenler daha ucuzunu organize edebilirler yapabiliyorlarsa.
Benim asil komigime giden, 'girisimcilik' vs. laflari rasinda IYPD sitesindeki "İPYD, KOBİ'leri AB fonlarına yaklaştırıyor" basligi. Herhalde neyi elde etmeye dogru 'girisildigi' yazinin devamindan cikacaktir:
"Özcan bu yılki kongre kapsamında katılımcıları, ABD Pentagonda askeri projeleri üretmiş çok önemli bir isim olan Wayne Abba ile profesyonel proje yöneticisi olan ve Çinde petrol boru hattı projeleri gerçekleştiren Arpat Onur ile buluşturacaklarını sözlerine ekliyor."
Devletlere satis yapma, devlet fonlarini kapma filan iyi hos tabii, dunyanin hali ortada. Yalniz bu 200 kusur lirayi veren kitlenin buradan ogreneceginden bekledigi getirinin aslinda kimlerin cebinden zorla alinacagini farketmek de burada kikirdamama yetti.
"People of the same trade seldom meet together even for merriment and diversion, but the conversation ends in a conspiracy against the public or some contrivance to raise prices."
Neyin komigime gittigini izah ettim. Bir anda girisimcilikten 'bizim kullandigimiz' 'onlarin fonu'na donmesi gerekmiyor isin cevaben. Karakter itibariyla bir dev devlet/devletimsi kurumu ikna ederek fon saglamanin isin icine girdigi yerdeki 'girisim' ile 'burada bir devlet otoritesi fon dagitiyor alalim' yerine 'burada bir ihtiyac var kasilayalim' noktasindan harakete gecen girisim arasinda fark var. Isin bu acidan 'biz'/'onlar' duzgun fonlayan devlet/duzgun fonlamayan devlet ile bir alakasi yok.
AB fonları, Türkiye'de işini geliştirip büyütmek, rekabet gücünü arttırmak isteyen küçük firmalar ve yeni girişimciler için önemli bir kaynak. Aynı zamanda bu kaynaklar her isteyene ya da AB'de tanıdığı olana verilmiyor. Fonlardan kaynak sağlayabilmeniz için girişiminizi doğrulamanız ve kuracağınız yapıyı detaylarıyla belgelemeniz gerekiyor. Bu noktada İPYD ya da başka bir sivil toplum kuruluşu tarafından olsun fark etmez, birilerinin kurumsal olarak bu fonlardan yararlanmak isteyenlere yol göstermesi gerekiyor.
Gerekir mi bilmiyorum ama anliyorum dediginizi. Ben sadece zaten mutesebbisin devlet yorungesi disinde dusunulemedigi bir memlekette oldukca komik buldugum bir tarza dikkat cekmek istedim. Bunun cevabi isi bir anda milliyetcilige cevirip 'biz'e faydali demek midir bilmiyorum. Hinzirligima devam edip ozel sektor/devlet/milliyetcilik iliskisi arasinda tekinsiz iliskiler goren solcularin da buyuk ihtimalle bu tarzi kastettiklerini ekleyeyim.
Bugunku dunyada gayet tabii bunlardan kacinmak 'yahu sosyal sigorta fakirler icin ben cok fakir degilim almayayim' demekle ayni hesap, o ayri. Ama yapilan isin karakterini sorgulamazsak bu sefer Pentagon muteahhidinin de buyuk mutesebbis diye tanitildigi bir dunyada efektif olarak devletlerce gudulen ekonomik duzene entegre olanlara 'serbest girisimci' deriz.
Biraz ortalik senlensin diye mudahil oldum ama tamamen de komiklik yapmiyorum, bunu Silikon Vadisi'nin on sartinin Istanbul Belediye Baskaninin arsa tahsis etmesi ve bina yapmasi oldugu yolunda yaygin bir dusuncenin hakim oldugu bir memlekette soyluyorum cunku.