İlk başlarda bakkaldan ekmek, salam kaşar alır, onlardan bir güzel ekmek arası yapar yerdik. Ondan sonra neden soğuk soğuk yiyiyoruz diyip tost makinesi almaya karar verdik. Baktık bu da kesmiyor mutfağı elden geçirip işler hale getirip karnımızı adam gibi doyurmaya başladık. Ekip ufak fakat ortaya çıkan yemekler çok güzeldi. Bu yemekler bizi epey bir süre hem doyurdu hemde besledi. Yemekler güzeldi fakat çeşitler az gelmeye başladı. Bizde mutfağı, malzemeleri, tarifleri ordan geçen karnı aç insanlarla paylaşıp hem farklı yemekler tatdık hem de daha çok insanın karnı doydu.
Ama mutfak zor iştir. Düzenli temizlemek gerekir. Malzemeleri taze tutmak, devamlı alışveriş yapmak gerekir. Pişirdikten sonra servisiydi, sofrayı toplamasıydı, bulaşığıydı...
Sanırım mutfağın elden geçirilmesi zamanı geldi. Çoğu zaman buranın bizim değil hepimizin mutfağı olduğunu belirttik.
Evet haklısınız FZ'nin yemekleri öyle bir çırpıda atıştırılacak türden yemekler değil. Sofra adabını bilmek, sindire sindire yemek gerekiyor. Hatta üstüne tatlı ve kahvede almak gerek.
Sundance'in pratik yemek tariflerini, bildiğimiz tatların farklı yemeklerde olduğunu göstermesini özledik. Adobe'dan Sharpen More'un abur çubur tarifleri nerde? Ya da Butch'un doğadan özgürce toplayıp pişirdiği sağlıklı yemekler nerde?
Merak etmeyin, her ne kadar yaşlanıp 5:30'larda kalkıp işe gidiyor ya da çocuk sallıyorsak da, iş yetiştireceğim diye kare çizemiyorsak da sizlerden gelen bu yorumlara tepkisiz kalacak değiliz.
Sorun kaç yaşında olduğun değil. Bu teknolojiyi kaç yılında kullandığınla alakalı olarak o teknolojiye "kütük" demen tabi çok normal.
Kulağa masal gibi gelen bu C64 ve ZX48K anılarının yaşandığı yıllar ile o teknolojinin en ileri PC teknolojisi sayıldığı yılların arasındaki fark ne kadar az ise bugün hiçbir şey ifade etmeyen anılar o kadar değerli oluyor. C64 ve ZX48K'nın aramıza katıldığı yıl wikipedi'de 1982 olarak gözüküyor. Ülke sınırlarına girmesi ise 6 ay ile 1 yıl arasını almıştı yanlış hatırlamıyorsam.Aynı zamanda babanın delikli kart maceraları ile aynı kategoriye girmiyor C64 ve ZX48K maceraları. Çünkü az önce dediğim gibi onlar PC idi. Evin kapısından giren ilk ev bilgisayarlarıydı.
Atilla İlhan için Perşembe günü, Atatürk Kültür Merkezinde bir tören yapılacak. Daha sonra, İstanbul Teşvikiye Camiinde kılınacak öğle namazının ardından, İlhanın cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığında toprağa verilecek.
an gelir
paldır küldür yıkılır bulutlar
gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
o eski heyecan ölür
an gelir biter muhabbet
çalgılar susar heves kalmaz
şatârâbân ölür
şarabın gazabından kork
çünkü fena kırmızıdır
kan tutar / tutan ölür
sokaklar kuşatılmış
karakollar taranır
yağmurda bir militan ölür
an gelir
ömrünün hırsızıdır
her ölen pişman ölür
hep yanlış anlaşılmıştır
hayalleri yasaklanmış
an gelir şimşek yalar
masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
direkler çatırdar yalnızlıktan
sehpada pir sultan ölür
son umut kırılmıştır
kaf dağının ardındaki
ne selam artık ne sabah
kimseler bilmez nerdeler
namlı masal sevdalıları
evvel zaman içinde
kalbur saman ölür
kubbelerde uğuldar bâkî
çeşmelerden akar sinan
an gelir
-lâ ilâhe illallah-
kanunî süleyman ölür
görünmez bir mezarlıktır zaman
şairler dolaşır saf saf
tenhalarında şiir söyleyerek
kim duysa / korkudan ölür
-tahrip gücü yüksek-
saatlı bir bombadır patlar
an gelir
Attila İlhan ölür
Gerçekten aç insanları doyurabilen bir mekanizma varsa buyursun doyursun. Neden işkence eder gibi bi yerlere gidip bi şeylere tıklamamız gerekiyor?
Ya da neden bu tv radyo vs bi yerlerde çıkmıyorda böyle şehir efsanesi şeklinde spam posta olarak dolaşıyor?
İnsanlar aç ise ve biri bunları doyurmaya gönüllü ise neden "Ahmet, Mehmet tıklamadan doyurmam" kaprisi neden? Engel olmak değil amacım sadece işlemi hızlandırmak.
bende (f) koyanları protesto ediyorum ve sonuna (so) koyuyorum. Oturduğum yerden ancak bu kadarını yapabiliyorum. Biliyorum çok düşüncesiz çok acımasız hatta bi o kadar da hayvanım. Ama bi arkadaşımızın babası ne demiş: "Olum ne olacaksan ol ama en iyisini ol!"
Merhaba,
Neden Turkish dedik konuyu şöyle toparlamaya çalışayım. Öncelikle Turkey dediğimiz kelimenin benim için Hindi'den başka anlamı yok. Turkey yerine Turkiye denebilirdi. Fakat Fazlamesai'nin Türkçe olması dışında belirtilebilecek bir özelliği yok. Başka ülkelerden takip eden üyelerinde olduğu Türkçe konuşulan bir adres fazlamesai.net.<br><br>İşte bu yüzden oraya international buraya Türkiye demek istedik. Umarım açıklayıcı olmuşumdur.
Önce giderlerini kıs, sonra atıl duruma getir, en sonunda çalışanlarını emekliye ayırarak ve belediye malı yaparak üstüne İDO bayrağı tak. Yapılan iyileştirmelere kaynak yaratmadan "atıl durumdaydı, biz aldık acaip süper yapacağız" diyen belediyenin, hiç bir hesap yapmadan şile'ye bile sefer düzenlerken, beşiktaş İDO iskelesini yıkmışken (inanmayan sabah ve akşam iskeleye uğrayan deniz otobüsünün nasıl yanaştığını gözleriyle görebilir) bu işide eline yüzüne bulaştıracağına eminim. En yakın ve en güzel örnek Turing'in elinden alınıp şahsi malmış gibi har vurulup harman savrulan yıldız sarayı vb. yerlerdir. Daha başka örnekler ister misiniz? tabi buyrun: - gelişigüzel yerleştirilen sokak lambaları (bknz ıhlamur kasrı önü lamba çümbüşü) - helikopterle geçerken hiçbir bilimsel sayım yapılmadan inşa edilen kışlaönü viyadük karmaşası kendi kaynaklarını kullanarak bilimsel çevrelere toplu taşıma çözümleri yaptıran daha sonrada bu projeleri yarım yamalak uygulayarak milleti çileden çıkaran belediye bakalım bundan sonra kapanmayan iştahını hangi alanda gösterecek? ne de olsa iett denilen kurumun sloganı belli "biz insan taşıyoruz". ama paran varsa seni klimalı otobüste daha pahalı taşımayada talip oluyor. Hemde anlamsız saatlerde anlamsız güzergahlarda koyduğu anlamsız seferlerle... Belediye kime hizmet eder bunun bile farkında değiller.
-Symantec ile alakalı verdiğin örnek Symantec'e özgü olup işletim sistemine yakıştırılmamalı bence. Sonuçta Firmanın bazı ürünleri SP2 ile uyumsuz. Hatta SP1 bile uyum sorunları var.
- Madem güncellemeleri otomatiğe bıraktın, karışmıyosun şu konuda ne düşünüyosun? http://support.microsoft.com/default.aspx?kbid=884130&product=windowsxpsp2#appliesto
- Abuk subuk kategorisine Adobe ürünlerini de dahil ediyor muyuz?
Bunlar sadece benim "kısıtlı gözlemlerim"in bi kısmı. Maksat fışkı atmak değil. Olanı söylemek.
Su anda bilgisayariniza Türk Laz virüsü bulasmistir. Teknolojik olarak çok gelisemedigimizden bu virusun manuel çalistirilmasi gerekmektedir. Lütfen bilgisayarinizdaki tüm dosyalari silip bu mesaji yollayabildiginiz herkese yollayiniz.
fazlamesai'ye soralım: Site'de yenilik istiyor musunuz? ( 41)
Ama mutfak zor iştir. Düzenli temizlemek gerekir. Malzemeleri taze tutmak, devamlı alışveriş yapmak gerekir. Pişirdikten sonra servisiydi, sofrayı toplamasıydı, bulaşığıydı...
Sanırım mutfağın elden geçirilmesi zamanı geldi. Çoğu zaman buranın bizim değil hepimizin mutfağı olduğunu belirttik.
Evet haklısınız FZ'nin yemekleri öyle bir çırpıda atıştırılacak türden yemekler değil. Sofra adabını bilmek, sindire sindire yemek gerekiyor. Hatta üstüne tatlı ve kahvede almak gerek.
Sundance'in pratik yemek tariflerini, bildiğimiz tatların farklı yemeklerde olduğunu göstermesini özledik.
Adobe'dan Sharpen More'un abur çubur tarifleri nerde?
Ya da Butch'un doğadan özgürce toplayıp pişirdiği sağlıklı yemekler nerde?
Merak etmeyin, her ne kadar yaşlanıp 5:30'larda kalkıp işe gidiyor ya da çocuk sallıyorsak da, iş yetiştireceğim diye kare çizemiyorsak da sizlerden gelen bu yorumlara tepkisiz kalacak değiliz.