"görünüşünden belli abicim"

:)

recaptcha kullanılarak yapılmış, yine recaptcha'nın yan ürünü olan emailhide'ın benzeri, görece daha pratik, türkçe hali: mail sakla

mekandaki internet bağlantısı kullanılarak işlenen suçlar nedeniyle restoran yahut kafelerin mahkemelik olduğunu düşünürsek pek cazip bir fikir değil sanki?

film ya da başka bir multimedya içeriği saatlerce beklemenin neresi kötü ki?

bu keyfi şeyi neden "hemen şimdi" istiyor insanlar anlayamıyorum. normal şartlarda evimden çıkıp sinemaya giderek ya da ilgili ürünleri satan dükkandan alıp görebileceğim bir içeriği en çok bir kaç saat içinde kılımı kıpırdatmadan, başka işler yaparken edinmek benim için harika görünüyor.

bir film kaç saatte iniyor arkadaş türünden serzenişleri bu yüzden hiç anlamıyorum. hele internet hızlanacakmış diyince film düşünenler sahiden ilginç geliyor.

youtube'da olduğu gibi ip bazında engelleme yapılmışsa ne yapmalıyız?

madem ki turk telekom muhendisleri burayı okuyor, meseleye tumuyle tersten bakalim: onlem alinmamasi sebebiyle yurtdisinda telekom ip'lerinin banlanmasına ne demeli?

kurum ucretini tahsil etmis oldugu gorevlerini hakkıyla yerine getiriyor mu ki site kapatmalar bizim marifetimiz değil diyerek sıyrılma gayreti gosteriliyor?

zaten bu gidişle opendns'i en çok kullanan millet olarak anılırsak hiç şaşırmayacağım.

sadece tilki ikonunu bilen ve onu tiklayip web'de gezmeyi becerecek kadar bilgisayar kullanan annem dahi ogrendi adresleri nasil yazmasi gerektigini..

portakal ağacına bakmasını onerdiğimde kendiliginden portakalagaci.com yaziyor ve aksama oradaki yemegi yapabiliyor.

suphesiz alip yonlendirmek iyi olabilir. hani yanlis yazilirsa filan. fakat kendisi basli basina bir fayda saglamiyor maalesef. (belki) destekliyici bir hizmet.

unutmadan, eşref.com açılmıyor, sadece park edilmiş sanırım.

http://www.ntvmsnbc.com/news/419322.asp

şaka filan mı? :)

konuyla ilgisi nedir?

ayrıca bunu google'a bildirdiniz mi? gmal ürünü hala beta ve fikirlerinizi kolayca google çalışanlarına iletebilirsiniz. üstelik geri dönüyorlar, şoyle şoyle diyorlar.

gelip burada sizin yorumunuzu okuyup feyz almaları sanırım olası değil.

gerçi bahsettiğiniz şey (bence) sorun değil bir tasarım seçimi ya, neyse...

Uzun bir aradan sonra yorumları takip etme imkanı buldum. (uzun bir ara= 2 gün?)

Yola iyi niyetle çıkmış olmanız sizi eleştirenleri haksız kılmaz. Tek celsede eleştirmek için eleştiriyorsunuz diyip silip atamazsınız. Yine iyi niyetli olmanız, at gözlüğü takmış olmanızı da haklı çıkarmaz.

Alev alev yanmasın, polemik olmasın diyorum ama şunları söylemeden geçemeyecegim:

Burada düzenlediğiniz yarışmayı -mazur görün- komik yapan iki nokta var.

Birincisi; yarışma için talep edilen ürünün değeri toplam dağıtılacak ödül miktarından fazla. Akıllarda soru işareti uyandıran ilk nokta budur. Bu işi hakkıyla kotarabilecek herhangi bir şirketten teklif alarak kolaylıkla sınayabilirsiniz. Sponsor bulmanın zorlukları malum velakin yarışma şartları böyle olduğu sürece şirketlerin sponsor olmaları da güçleşir. Dilerseniz sektör profesyonellerine bu konuyu danışabilirsiniz.

İkincisi; bütün dilleri bilen jüri üyesi bulmak çok güç argümanıdır. Bütün programlama dilleri yaklaşık olarak birbirine benzerler evet farklılıklar, kolaylıklar sunanlar olacaktır. Yeni bir programlama dili nasıl tasarlanır dersini okumuş profesyoneller sanıyorum ki herhangi bir dili değerlendirecek yetiyi kısa bir süre kaynakları inceleyerek kazanacaklardır, en azından böyle olması gerekir. Yok efendim kodları virgül nereye konmuş, kaç satır yazmış gibi değerlendirecekseniz, adamın kurduğu yapıyla ilgilenmeyecekseniz daha fazla konuşmayayım.

Bonus; böyle bir yarışma konusuyla katılımcılardan nasıl bir yaratıcılık göstermesini bekliyorsunuz ki? İş açık ve net belli, kullanılacak dil ve mimari de belli, geriye ne kaldı? Neyi yarıştırıyoruz?

yarışma şartlarını okurken kendimi bir an ihale şartnamesi okuyormuş gibi hissettim.

neyse bi'şey demiyorum.

haber metinlerinin daha ozenli yazılmasını rica etsem umarim cok sey istemis sayilmam?

maalesef yok. olsa önerirdim :)

aynı zamanda paranoyaksınız kuzum. sahiden. bir psikologa gorunmenizde fayda olabilir.

yukarıda fsniper ve FZ'nin söylediği gibi, ses sentezleme düşündüğünüz gibi 3 ay içerisinde bir son ürün çıkarabileceğiniz kadar kolay ve basit bir mevzu degil. kimse sizin şevkinizi kırmak istemez fakat hele ki türkçe metinlerin körler için seslendirilmesi konusunda, keyifli bir seslendirme sağlamaktan henüz çok uzaktayız.

ses sentezleme konusuna çok uzaktan bakan biri olarak, bir kaç üniversitede bu konuda adımlar atıldıgını ve edinmiş oldugu bilgi birikimiyle GVZ'nin de bu calismalara ufak tefek katkida bulundugunu biliyorum.

ayrca evet, Festival'e de göz atılmalı, Festival'den habersiz bu işlere girişilmemeli.

bunu kişisel almayın ama sanırım sorun; bu disipline uzak birinin 'iyi niyetli' bile olsa, bilmedigi bir konuda insanlari surukleyecek akımlar oluşturmaya çabalaması. bunun yerine uzmanı olduğunuz konularda gencleri teşvik edebilirseniz vatana millete daha hayırlı işler ortaya çıkabilir.

dip not: sesli kitap gönüllüleri projesine katılarak görme engelli vatandaşlarımız için bir şeyler yapabilirsiniz. sanıyorum metnin içindeki duyguları tonlayarak okuyan bir ses oldukça iyi olacaktır. :)

daha dip not: ses sentezleme yahut bilgisayar bilimleri üzerine olmadığı sürece Dr....... olmanız şu konuştugumuz konuda fayda sağlar mı bilemiyorum. samimiyetinizi ortaya koymak noktasında yazmış oldugunuz metinlerin içerigi ünvanınızdan daha etkili, bu da aklınızda olsun.

şöyle bir şey varmış: http://www.pardus.it/

hollanda dilinde olanı zaten biliyordunuz sanırım?

dogru, 21" üstü monitorlerde odaklanma sorunu oldugu oluyor hatta çalışırken monitorun diger ucundaki şeyleri görmek için kafanızı çevirmek dahi gerekebiliyor. bu durum 1 saatlik kullanım sonucunda oldukça rahatsız edici.

bunun dışında bir de uygulamanın ekranı kaplaması durumunda daha iyi bir verim alınması sözkonusu gibi geliyor. aynı ekran uzerindeki farklı uygulamalar dikkatimi dağıtıyor. onun yerine ayrı ekranlar kullanmak daha iyi.

şu anda 1024*768 dizüstü ve ikinci monitor olarak 1280*1024 lcd monitor kullaniyorum, gayet memnunum. büyük monitorde netbeans gibi çeşitli araçlarla sağdan soldan daralan ide benzeri uygulamaları kullanıyorum. digerinde de mail, browser vb uygulamalari calistiriyorum. birinde sadece kod oldugu icin kodun uzerine yogunlasmam kolay oluyor. sanırım iki tane 19" veya 20" geniş ekran lcd benim için en iyi çözüm olurdu :)

tam olarak nerede rastladıgımı hatırlamıyorum fakat bir yerlerde bill gates'in çalışma ofisini görmüştüm, gayet sade döşenmiş odasında üç lcd monitor bağlanmış bir masaüstü bilgisayar ve bir tablet bilgisayar vardı. o da çok monitoru buyuk monitore tercih etmiş olmalı :)

bahsettiginiz seçeneksizlik 19" ve 17" modellerde mevcut, uzeri modellerde secenekler mevcut: bu, bu ve şu

yapılacak fazla bir şey yok gibi, internet insanlarını bu konuda uyarıp yazarın/sitenin saygınlıgı konusundaki düşüncelerini gözden geçirmelerini isteyebiliriz ancak.

bir benzeri daha once olmuştu, ilgili kişiyi uyardıktan sonra bir hafta beklemiş ve fazlamesai'ye yazmıştım, şimdi baktım hala bir degisiklik yok...

yazarken gerçeklenmemiş demeyi düşündüm ama uydurukça gibi tınladı kulağımda. ol sebepten sorayim dedim.

evet RFC'de var ama şimdiye kadar belli başlı eposta servisleri tarafindan 'implement' (ne olabilir turkcesi?) edilmemis durumda..

habere konu olan 130.000 abone statik ip kullanan adsl kullanıcılarıdır.

2,66 ytl + kdv olan statik ip geçtigimiz ay (yanlışlıkla) 9,78 ytl +kdv olarak fatura edildigi icin boyle bir durum ortaya cikmistir.

goruldugu uzere faiziyle iade edeceklermis, hayirli, ugurlu olsun.

http://gezegen.uludag.org.tr 'den Erhan Tekman'ın yazısı:


Bir kamu kurumumuz, kurdurmak için geçtiğimiz haftalarda ihaleye çıktığı bilgi sistemleri işinde 4000 civarında (ince) istemci ile 600 civarında sunucu bilgisayarda işletim sistemi tercihini Pardus olarak belirledi. Tüm bilgi sistemi yapısında Pardus kullanmayan bilgisayarlar yalnızca veritabanı ve uygulama sunucular olacak, ki bunlar için de bir başka marka Linux tercih edildi. (Bilginiz için, bu makinelerde Pardus kullanılmamasını özellikle biz tavsiye ettik, çünkü Pardus sunucunun enterprise level diye adlandıracağımız düzeyde görev yapmaya başlaması için daha birkaç yılımız olduğunu düşünüyoruz.) Ancak, dikkat edin, altını çizeyim, hem merkezde web, e-posta, dosya, vb servislerinde kullanılacak; ve hem de şubelerde ince istemcilere servis verecek sunucular üzerinde Pardus koşacak. TÜBİTAK UEKAE ve Pardus proje ekibi, bu projenin gerçekleşmesi için işletim sistemi ve yönetim yazılımları konusunda söz konusu kamu kurumumuza ve seçeceği tedarikçiye her türlü desteği sağlayacağını resmen taahhüt etti. İhalenin Eylül ayı içerisinde sonuçlanması ve kurulumun sözleşme imzalanmasını izleyen 10 ay içerisinde tamamlanması bekleniyor. Yani, en geç 2007 sonbaharında Pardus, 4000 kullanıcı ve bu kamu kuruluşundan hizmet alan onbinlerce vatandaşı e-devletleştirmiş olacak...

Aylardır sürdürdüğümüz çalışmalar meyvesini verdi ve ihale dokümanı Pardus işletim sistemi tercihini vurgulayarak yayımlandı. Bir sonraki adım tüm bu cihazlara Pardus kuracak bir sistem entegratörün sözleşmeye imza atması. Son adım da Türkiye'nin dört bir yanına Pardus yüklü sunucu ve (ince) istemcilerin yerleştirilmesi... Dediğim gibi, aylardır bu proje üzerinde çalışıyoruz; ancak şimdi sizlerle paylaşma olanağı bulabildik, çünkü yayımlanmış dokümanda "Pardus" sözcüğünü görmeden gereksiz bir heyecan yaratmak istemedik. Tahmin edebileceğiniz gibi bu sözcüğü değiştirmek için çok çabalayanlar oldu, değiştiremediler. Çabalamaya devam edecekler, yine değiştiremeyecekler. Pardus, kurumsal pazarda müşterinin ve son kullanıcının işlevsel gereklerine uygun, maliyet etkin, esnek ve güvenli bir çözüm sunduğunu kanıtladı. Özellikle kamuda gittikçe artan sayıda kurumsal müşterinin Pardus göçüne tanıklık etmeye hazır olun. Özel sektörde, özellikle KOBİ cenahında benzer bir hareket görürseniz de şaşırmayın.

4000 kullanıcı Türkiye için bir ilk olabilir, öyle tahmin ediyorum. Dünya için de önemli bir sayıdan bahsediyoruz. Meşhur Münih Belediyesi'nde bunun yalnızca dört katı kullanıcı söz konusuydu yanılmıyorsam. Uludağ (bu isme aşina olmayanlar olabilir, Ulusal Dağıtım'ın kısaltması ve projemizin ilk zamanlardaki resmi adıdır) projesinin fikir olarak doğup kağıda döküldüğü andan yalnızca üç yıl sonra bizi bu başarıya taşıyan proje ekibini kutluyorum. Bu gençler "Türkiye'de Linux" işi ile kimin ilgilendiğinin nasıl fark yaratabileceğini dosta düşmana gösterdiler; laf değil iş yapınca mesafelerin nasıl da ufalıvereceğini hepimizin gözüne gözüne soktular; "dağıtımların şahı"nı geliştirdiler ve bunu yaparken de büyük keyif aldılar. Son olarak, tüm katkıcılarımızı, gönüllülerimizi, kullanıcılarımızı sevgiyle selamlıyorum... Vatana millete hayırlı olsun!

"Hangi kamu kurumu?" mu dediniz? O da ev ödeviniz olsun :-P