İçerik Korsanlığı: Nereye Kadar?

0
FZ
Yaklaşık 4 sene önce, 2002 yılının sonbaharında kardeşim ve birkaç yazar ile birlikte cazci.com sitesi için bazı caz tarihi makaleleri hazırlamış ve yayınlamaya başlamıştık. Buraya kadar her şey normal. Ta ki bugün kardeşim bana NTVMSNBC sitesinden bir yazı gösterene kadar...
Bir bu yazıya baktık sonra dönüp bir de bu yazımıza baktık. Durum diff komutu çalıştırmayı gerektirmeyecek kadar aşikar idi. Gözlerimiz özgün yazıya bir link, bir URL, bir şeyler aradı ama ne gezer!

İşin garibi Google'da bazı aramalar yapınca NTVMSNBC'deki yazımız ilk sırada çıkıyordu. Bilmeyen biri kolayca, "aaa, cazci.com'a bak, NTVMSNBC sitesinden alıp koymuşlar link de vermemişler, cık cık cık, çok ayıp valla!" diyebilirdi! ;-)

Tabii bu ilk karşılaştığımız örnek değildi: bu yazı (özgün hali), yahut bu site birkaç örnekten biri idi.

NTVMSNBC gibi bir sitede bile bu tür bir durum ile karşılaşmak bizi şaşırtmış ve üzmüştü.

fazlamesai.net'e soralım: Siz bu tür içerik alıp da özgün yere link verilmemesi durumunda ne yapıyorsunuz? Tabii ki ilk akla gelen yöntem uyarmak ama daha sağlam yöntemler bulunabilir mi? Internet Arşivinden faydalanmak bir çözüm olabilir mi?

Görüşler

0
jfever
yapılacak fazla bir şey yok gibi, internet insanlarını bu konuda uyarıp yazarın/sitenin saygınlıgı konusundaki düşüncelerini gözden geçirmelerini isteyebiliriz ancak.

bir benzeri daha once olmuştu, ilgili kişiyi uyardıktan sonra bir hafta beklemiş ve fazlamesai'ye yazmıştım, şimdi baktım hala bir degisiklik yok...

0
acemi_

Benzer bir durum ceviz.net'in de başına geldi geçenlerde. Alıntıyı (!) yapan arkadaşları uyardığımızda, "bilgiyi paylaşmanın ne kadar güzel birşey olduğunu, her ne sebeple olursa olsun bunu yapmamanın bencillik olduğunu ve ismimizi reklam etmeye ne kadar meraklı olduğumuzu" anlatan uzun bir nutuk dinledik, bol bol fırça yedik.

Neyse ki sonra bu arkadaş, bizim gibi gelişmemiş kişilerin makalelerini alıntılamanın, hakketmediğimiz halde bizi onurlandırmak olduğuna kanaat getirdi de yazıları kaldırdı.

Bu vesile ile arkadaşlardan tekrar özür diliyoruz. Bence siz de NTVMSNBC'den özür dilemek zorunda kalmamak için biran önce bu haberi kaldırın.

0
Satanique
Evet bilgi paylasıldıkça büyür. EMEĞE SAYGI! CEVIZ.NET'e saygı! (Ceviz ile bilgisayarın ne alakası varsa vbulletin forum kurunca ne oluyorsa)
0
sosgezbir
İçeriğimin başka sitelerce kopyalanması hoşuma gider ancak dediğiniz gibi başkaları tarafından tam tersi olrak görülmesi çok rahatsız edici.

Buna karşı yapabileceğim şeyler:
1)Uyarı
2)Uyarı işe yaramazsa eğer fazla önemli değilse elimden geldikçe çalıntı yapan site hakkında eleştirilerimi mümükün olduğunca yayamak eğer çok önemli bir mesele ise tabii ki yasal yollara başvurmak.
0
bm
Kimin once yazdigini tespit icin arsic yerine kriptografik metodlar kullanilabilir. Yani icerigi ilk ureten metni birine yollar, o insan altina su tarihte elime gecti deyip imzalar. Bu patent isleri icin filan da yapilir diye biliyorum (laboratuar not defterini arkadaslara imzalatmak, veya metni iyi bir zarfla kendi kendine taahhutlu postalamak vs.). Bunun ille de noter filan olmasi gerekmiyor herhalde ama kanuni gecerliligi hangi memlekette nedir bilemiyorum. Boyle bir altyapi bu kim kimden kopyaladi isini teknik acidan cozebilir.

Herneyse, dogrudan MSNBC'ye sikayet edin hic bizimkilerle ugrasmayin isterseniz. Madem markalarini veriyorlar, mukayyet olsunlar. Boyle mumessil filan pozisyonundakiler (fiziksel mallarda) edepsizlik yapinca yabanci sirkete gitme tehtidi bile insanlari yola getirebiliyor (bunu bir kere denedim, kiclari tavanlarda dolasan terbiyesizler bir anda kopek oldular).
0
FZ
Baştan bir tasarım ve tedbir düşüncesi olunca evet, şifrebilimsel yöntemler dahil olmak üzere çeşitli şeyler düşünülebilir. Problem biraz da, baştan bu tür bir tedbir alınmadığında, tabiri caizse iş işten geçtikten sonra, bu tür durumlar için bir şey öne sürülebilir mi problemi.
0
simor
Aynen katılıyorum.
0
sefalet
Mümessil konusunda katılıyorum benim de aynı şekilde tecrübem oldu.O tür durumlarda direk ana markaya başvurmak en iyisi.Fotoğraf makinesinden tutun arabaya kadar pek çok örnek yaşadım.

0
sefalet
Neden üç beş hukukçu ve bir kaç bilişimci bir araya gelmez ve bir site kurmaz acaba, çok bürokratik engel mi çıkar?Örneğin siteme girdiğim her yazıyı otomatik olarak kaydettirip seçtiğim bir lisans ile kayda geçseler.Bundan sonra etliye sütlüye karışmasam ve tüm haklarımı (yazılar ile sınırlı olarak) bu sitedeki hukuk danışmanları korusalar.Hatta örneğin yazdığım yazıları acaba araklanmışmıdır diye belli aralıklarla genelağda tarasalar.Bunun karşılığında da cüzzi bir miktar alsalar.

Veya bir site olsa ve ciddi boyuttaki alıntı ve kopyaları ifşa etse.Alıntı ve kopyaları araştıran bir ekibi olsa.Bu gönüllülük esasına dayalı olarak da gerçekleştirilebilir.Her ahlaksızlık iddiası araştırma yapıldıktan sonra gerekli ölçütlere uyuyor ise utanç panosuna asılsa.

Doğal olarak bu gibi yöntemler içeriğine çok önem veren ve verilmesi gerektiğini düşünen kişilerin uygulayacağı şeyler olur.

Kağıt kullanımı azaldıkça, bu tür fantazi şeklinde bahsettiğim oluşumlar mutlaka gerçekleşecektir.Aksi halde geleceğin yazar çizerleri anonim kalma tehlikesi içine girebilir.Kime ait olduğunu bilmeden bir başyapıtı okumak nasıl bir his olurdu? O zaman kimin dediği yerine ne dendiği üzerine odaklanırmıydık acaba?
0
darkhunter
Konuyla doğrudan bağlantısı olmasa da bir de DRM çılgınlığı var. Bu çılgınlığa meyil edenler, içeriği hakları dışında kullananlara da bir savunma argümanı sunuyor gibi görünüyor bazen...

Örneğin, bir yerlerden izinsiz alınan bir içeriği yayınlayanları uyarırsınız; onlar da size "bilgi serbestçe paylaşılmalıdır" gibisinden bir argüman sunuyorlar, bir an için afallamanız doğal karşılanabilir. Fakat unutulmamalıdır ki zapatista'ların özgürlükleri için fikir beyan etmeleri ile, özgürlükleri için adam öldürmeleri arasında ciddi bir momentum farkı vardır ;-)

Diğer yandan bu konun ahlakı bence fevkalade göreceli. Sağdan soldan görüp beğendiğimiz resimleri kendi kişisel alanlarımızda kullanmamızdan tutun da, bir içeriğin asıl kaynağına link vermenin yapılan eylemi meşru kılmayacağına kadar pek çok şey söylenebilir, dahası hukuki bir zemine oturtulabilir.

Ama ben bunun yolunun hukuki süreçlerden geçtiğine inanmıyorum... Mesela internet ortamında yayınlanan ciddi yayınlar/makaleler/tezler, orjinal kaynakları dışında defalarca replikasyona uğruyor olsalar dahi; bir şekilde herkes orjinal kaynağı biliyor. Peki bunu nasıl açıklamalı? Bence bu işin medyumu yayının, yayıncının ve habitatın kültürüyle ilişkili...
0
anonim
Konu hakkında bir şikayet mesajı göndererek tepkimi dile getirdim.

Üstünden 40 dakika geçtikten sonra, Volkan Üst adından bir NTV Operasyon Direktörü (e-posta adresi @ntv.com.tr şeklinde bitiyordu) bana şu aşağıdaki yanıtı göndermiştir.

"İlginiz için öncelikle teşekkürler konu ile ilgili teknik bir hata olmuştur kaynağı yazmamıza rağmen sayfa tasarımında bir sorun meydana gelmiştir. Gerekli düzeltme yapılarak yayına verilecektir. Teşekkürler...
Volkan Üst
Operasyon Direktörü"

Ben de tepki mesajımın sonuna, "bu yazdıklarım ne kadar dikkate alınır ama, duyarlı biri olarak üstüme düşeni yerine getirdiğime inanıyorum" yazmıştım. En azından dikkate alındığına dair bir ışık görüldü, umarım eyleme de geçer.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Dijital Ayrımın Önüne Geçebilmek...

FZ

Bilgisayarsız bir hayatı düşünmek zor ancak ABD gibi bir ülkede bile halen teknolojiye erişip onun nimetlerinden faydalanabilenlerle buna sahip olamayanlar arasında büyük bir boşluk var. Annie E. Casey Vakfı tarafından son zamanlarda yapılan bir araştırmaya göre düşük gelirli bölgelerdeki ailelerin %84'ünün çocukları bilgisayar sahibi değil. Bundan ötürü bilgiye erişim ve diğerleri ile kolayca iletişim sonucunda edinecekleri bilgisayar becerileri ve bunların getireceği fırsatlardan mahrum kalıyorlar.

Teknoloji hızla yaygınlaşsa da kütüphaneler ve okullardaki bilgisayarların sayısı bu açığı kapatmak için yeterli değil. Yapılan çalışmalara göre kendi evinde bilgisayara ve Internet'e erişebilen bir çocuğun kendine güveni artıyor, yeni beceriler kazanıyor ve öğrenme konusunda proaktif yaklaşım geliştirmesi, keşfetmeyi öğrenmesi mümkün olabiliyor.

Yukarıdaki sözler yabancı bir siteden çevrildi. ABD'deki durumun çok iyi olmadığına bir işaret. Böyle bir durumda, Türkiye gibi gelir dağılımı çok daha dengesiz bir ülkenin durumunun da bu bakımdan pek parlak olmadığı su götürmez. Biz ne yapabiliriz bilgisayarı ve Internet erişimi olmayan çocuklarımız, gençlerimiz için? Bu konuda çalışan organizasyonlar kimlerdir ve şimdiye dek ne tür çalışmalar yapılmıştır? Çocukların evlerinden Internet'e erişmeleri ve ufuklarının genişlemesi için, bu ülkenin en sağlam hazinesi olan genç beyin çokluğundan faydalanması için ne tür adımlar atılabilir somut olarak?

Türkiye'de yaşamıyorsanız bu haberi geçiniz !

sundance

Sorgun Ormanı katlediliyor.
Antalya Side yakınında bulunan Sorgun Ormanı'nda bir golf sahası yapmak için 200.000 (yanlış okumadınız tam İKİYÜZ BİN) ağaç kesilecek.Bu ormanın katli ile birlikte pekçok hayvan ve bitki türü de bölgede yokolacak. Yapacaginiz sadece http://www.sorgun.org/ sitesine ulasip oradaki protesto bölümüne girmeniz.
İnsanlara bundan bahsetmeniz bile bir farklılık yaratabilir.

Kopya Cd ...

mambo

Bu ülkede her şeyin olduğu gibi sonunda cd kopyalama işininde suyu çıktı.Yeni çıkan her albümün ve filmin cd'sini orjinali çıktıktan 1 gün sonra tezgahlarda bulmanız mümkün. Hem de albümün türü ve kimin söylediği hiç önemli değil.

SuperOnline`ın yeni teknoloji uygulaması!!!

sundance

Yıllardır ciddi bir problem olan aynı dialup hesabını birden fazla kişinin kullanması sorununa, SuperOnline fıkra gibi bir çözüm getirmiş!!!

Eğer SOL`dan bir dialup hesabınız varsa ve diyelim ki siz işyerinden bu hesapla Internet`e bağlanmışken, kardeşiniz de evden aynı hesaba login olmaya çalışırsa, bir gün içinde Superonline`dan bir uyarı mailı alıyorsunuz. Eğer birden fazla kişi login olmaya bir daha çalışırsa hesabınız kesilecektir vs. gibi tehditler içeren saçma sapan bir mail. Tebrikler SuperOnline, aynen devam...

GalataPort: İstanbul'da Neler Oluyor?

FZ

Daha önce de burada Türkiye'nin, İstanbul'un kültürel öğelerine dair bazı protestolara yer vermiştik.

Son günlerde İstanbul'luları en çok ilgilendiren konulardan biri ise bir hayli büyük, sadece şehrin silüetini değil tarihini de barındıran Karaköy sahil hattının kaderini belirleyecek olan GalataPort projesi.