Ozet olarak; 10 parmak ogrenmeden once ben de benzer seyler dusunuyordum. Faydalarini okumaktan ziyade deneyimlemek gerekli. Konfor alaninizi genisletmek icin de eglenceli bir ugras. Siddetle tavsiye ederim.
Detaya gelecek olursak;
Uzun yillar amator klavye kullanmis (<10 parmak ile) biri olarak, 10 parmak klavye kullanmanin profesyonel anlamda klavye kullanan her kullanici icin bir mecburiyet oldugunu dusunuyorum. Hiz, 10 parmak klavye kullanmanin avantajlarindan sadece birisi.
@tongucyumruk hocam guzel ozetlemis. Klavye sizin bir uzvunuz olmali. Yemek yerken surekli elinizi kontrol etmediginiz gibi, klavyeyi kullanirken de x nerdeydi, c nerdeydi vs demek konsantrasyonu dogrudan etkiliyor. Hele ki pair yaparken.
Benim gorece gec (30'lu yaslar) 10 parmak ogrenmeye baslama sebebim el, bilek agrilarinin ve parmak uyusmalarinin bas gostermis olmasiydi. Mouse'u daha az kullanabilmek ve klavyede az hareket etmek icin kullandigim IDE'lerin kisayollarini ogrenip, AutoHotkey ve benzeri araclarla surekli yaptigim isler icin olmayan kisayollar urettim.
Is yerinde zsh kullanmam gerektigi gun ise benim icin donum noktasi oldu. Gunbegun daha yogun vim komutlarini kullanmamla 10 parmak gereksinimini giderek daha cok hissetmeye basladim. Su an Visual Studio'dan, Eclipse'e, terminal'den Chrome'a kadar bir cok uygulamada vim komutlarini aktif olarak kullaniyorum.
Zamaninda forumlarinda, haberlerinde az vakit oldurmedigimiz fazlamesai'ye de bu vesiyleyle tekrar hosgeldin diyorum, yazilari ilgiyle takip ediyoruz :)
"Doktora için 3 yayın şartın var", "5 bildiri yayınlamalısın", "Oooo baksana 30 makale yayınlatmış" vs derseniz tabi ki durum bu olur. Yayınları sayılarla ifade etmek kadar saçma birşey olamaz. "No Silver Bullet" ın değeri 1 (sayıyla bir) midir? Hiç alıntılanmamış bir makale değersiz midir?
Peki ya cümleleri devirip devirip aynı makaleyi 10 kere yayınlatanlara ne demeli? Her sene "kendi" konferansını düzenleyip, kendi öğrencilerinin makalelerini yayınlatıp üstüne de hiçbir katkısı olmadan makalede adının geçmesi? Bu iş sanat değil miydi arkadaşlar? Hangi sanatçı bu gibi sahtekarlıklarla tatmin olabilir?
Sırf bu gibi saçmalıklar yüzünden doktoradan vazgeçtim.
Ayrıca sadece Türkiye ile bu işi sınırlamak son derece yanlış. Bu tartışmalar sadece Türkiye de yapılmıyor. Haberi ilk duyduğumda şok olmuştum. Buyrun "el oğlu" neler yapmış.
MS'i kendi pazarında vurması (en azından bu ürünle) pek mümkün görünmüyor. Kaldı ki Google'ın Microsoft'un pazarına göz koymak gibi bir düşüncesi de bence yok.
Peki Google aslında ne yapmak istiyor? Son kullanıcıyı tamamen "İnternet"e bağımlı hale getirmek istiyor. Bu yüzden bir süredir "Cloud Computing"i konuşur olduk.
Kısaca Google, OS pazarına girmek yerine küçültmek istiyor. Tabi MS'in cevabı da yakındır. Bakalım kim galip gelecek?
Bu ne büyük bir saçmalıktır. Bu ne biçim haberciliktir.
"responsible expression" nedir bana bir izah etsin! XD
Sanırım dünyanın her yerinde habercilik anlayışı aynı çizgide ilerliyor. "Araştırmasız Habercilik", "Balon Habercilik". Eskiden haberciliğin içerisinde araştırma da yer alıyordu. Yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum!!!
Yanlış anlaşılmalara mahal vermemek adına birkaç ek bilgi vermek istiyorum
uIP(Uip değil)(microIP) sadece commodore'a ağ iletişimi yetisini kazandırmak için geliştirilmemiştir. 8-bitlik mikrodenetleyiciler (8051, PIC,... gibi) için geliştirilmiş (küçük) bir TCP/IP yığınıdır.
Yüzde olarak ABD gibi ülkelerde azalma görülebilir. Fakat bu spam mail sayısının bu ülkelerde azaldığını göstermez. Sadece bazı ülkelerin spam sayısının diğerlerine oranla daha fazla arttığı söylenebilir (Tabi varsayımsal olarak)
Spam mail sayılarını vermiş olsalardı daha iyi bir sonuç çıkarılabilirdi
Artık opendns vb. dns sunucuları da kar etmemektedir. Yani canım telekomum artık firewall kullanmayı da öğrenmiş. İlkbahar/yaz döneminin yeni modası proxy kullanmak. Bu adresten edindiğim bir proxy sunucusu üzerinden google'a girdiğimde "das web" yazısını ve sonuçların genelinin almanca çıkması ilk başta beni baya bir ürküttü. Sonradan sunucunun almanya'da olduğunu anlayınca rahatladım.
Canım Firefox'uma eklenti olarak gelen FoxyProxy ya da SwitchProxy ile bu proxy değişimleri artık daha kolay :)
Hepinize özgür internet bağlantılı günler diliyorum. Ayrıca Atam bu günleri görseydi ne derdi çok merak ediyorum...
Kırsalı hesaba kattığımızda bu rakamın çokta düşük olmadığı aşikâr.
Amerika da yolu, suyu olmayan köyler var mıymış. Bence ilk olarak bu soruyu kendimize sormalıyız. Gelişmiş ülkelerin geçen yüzyılda bitirdiği şeylere biz hala başlamadık. Ki teknolojiyi nasıl yakalayalım. (Tabi teknolojiden anladığımız cep telefonu tüketmek değilse)
Önümüzdeki yüzyıl 700'lere çıkar diye düşünüyorum. Umarım...
Windows kullananlara çamur atmaktan vazgeçin. Sizinle her türlü teknik sohbete girebilirim ve o sohbetten zararlı çıkmayacağımdan emin olabilirsin. Çünkü her iki programıda gayet iyi biliyorum.
İkiside program değildir. MS Windows bir işletim sistemidir. Linux ise çekirdektir. GNU işletim sistemidir. Pardus, Ubuntu,... ise dağıtımdır.
Linux'un laf aralarında genel olarak işletim sistemi diye anıldığını varsaysak bile şu kesindir ki ikiside program değildir.
Diğer önemli olan nokta ise 4 sene sonra çıkacak MS Windows MisssGibiTa işletim sisteminde senin o güzel 1GB'lık bilgisayarının çalışıp çalışamayacağının belli olmamasıdır. Lakin Windows 98 yüklü gelen bilgisayarlar ne yazıkki üzerinde Windows Vista "barındıramıyor". Ki Windows 98 yüklü bir makine yanlış hatırlamıyorsam artık güncellemelerden yoksun. Yani güvenlik falan hak getire.
Oysa linux dağıtımlarındaki paketler sürekli günceldir ve yeni çıkan dağıtımları eski bilgisayarına yükleyebilirsin. Tabi grafiksel özelliklerden yoksun kalarak. Bu da bilgisayarın ne kadar eski olursa olsun sürekli güncel kalabilmeni sağlar. Ve tabiki güvenli. Hatta DSL gibi dağıtımlar düşük kapasiteli bilgisayarlarda bile çalışmakla ünlüdürler(İtiraf ediyorum görüntüler Vista'daki kadar iyi değil). Birçok kişiyi Pentium I, II bilgisayarını daha fazla sever hale getirmişimdir. Ki bu kişiler arasında kendimde varım.
Linux ile bilgisayarınız hep yeni ve güvenli olsun... :)
Ayrıca şunuda belirtmeden edemiyorum. Her ne kadar Linux'un en iyi olduğunu bilsemde bu mesajımı MS Windows kurulu bir makineden gönderiyorum. Malum iş yerindeyim. Şşşşş çaktırmayın bugün mesai bitene kadar en iyisi MS Windows. Kimse duymasın :)
FM'e sor: Programlamanın dinlendirici aktivite olarak yapılması mümkün mü? ( 16)
Ozet olarak; 10 parmak ogrenmeden once ben de benzer seyler dusunuyordum. Faydalarini okumaktan ziyade deneyimlemek gerekli. Konfor alaninizi genisletmek icin de eglenceli bir ugras. Siddetle tavsiye ederim.
Detaya gelecek olursak;
Uzun yillar amator klavye kullanmis (<10 parmak ile) biri olarak, 10 parmak klavye kullanmanin profesyonel anlamda klavye kullanan her kullanici icin bir mecburiyet oldugunu dusunuyorum. Hiz, 10 parmak klavye kullanmanin avantajlarindan sadece birisi.
@tongucyumruk hocam guzel ozetlemis. Klavye sizin bir uzvunuz olmali. Yemek yerken surekli elinizi kontrol etmediginiz gibi, klavyeyi kullanirken de x nerdeydi, c nerdeydi vs demek konsantrasyonu dogrudan etkiliyor. Hele ki pair yaparken.
Benim gorece gec (30'lu yaslar) 10 parmak ogrenmeye baslama sebebim el, bilek agrilarinin ve parmak uyusmalarinin bas gostermis olmasiydi. Mouse'u daha az kullanabilmek ve klavyede az hareket etmek icin kullandigim IDE'lerin kisayollarini ogrenip, AutoHotkey ve benzeri araclarla surekli yaptigim isler icin olmayan kisayollar urettim.
Is yerinde zsh kullanmam gerektigi gun ise benim icin donum noktasi oldu. Gunbegun daha yogun vim komutlarini kullanmamla 10 parmak gereksinimini giderek daha cok hissetmeye basladim. Su an Visual Studio'dan, Eclipse'e, terminal'den Chrome'a kadar bir cok uygulamada vim komutlarini aktif olarak kullaniyorum.
Zamaninda forumlarinda, haberlerinde az vakit oldurmedigimiz fazlamesai'ye de bu vesiyleyle tekrar hosgeldin diyorum, yazilari ilgiyle takip ediyoruz :)