SHiBuMiGo

SHiBuMiGo

Türkiye


0 takip ediyor | 0 takip ediliyor


Bilgi alanları


İlgi alanları

sites.google.com yasaklandı ( 8)

Kendin için neyin zararlı neyin faydalı olduğuna karar veremeyecek kadar acizsen bunu devletten beklemen de çok doğaldır. Devlet senin adına karar versin, zaten senin de böyle bir zahmete girmeye niyetin yok, kapasiten de yok.

Ben de başlarda çok garipsiyordum. Şimdi ben de çok iyi anlıyorum ve hak veriyorum. Tüm bunlar müstahak bize.

BSA’nın Türk Ekonomisine ZARAR Açıklamasının Arkasında Ne Var? - 1 ( 18)

Peki sizin işletmeniz windows lisansı vermeyerek elde ettiği getirinin ne kadar daha fazlasını linuxa port etme işlemlerini yapan ve bunların desteğini veren mühendislere harcıyor?

BSA’nın Türk Ekonomisine ZARAR Açıklamasının Arkasında Ne Var? - 1 ( 18)

Microsoft açısından kaç adet korsan yazılım kullanıldığını tespit etmek en azından Internet bağlantısı olan bilgisayarlar için çok zor olmasa gerek. %100 doğru bir veriye ulaşamasalar da bu yorumların yapılabileceği kadar bir veri elde etmeleri zor değil. Ama hesaplama yöntemleri tartışılır. Eğer Microsoft'un lisans satış kaybından kaynaklanan vergi geliri kaybından bahsediyorlarsa, bunun çok daha üzerinde vergi geliri şirketlerin Microsoft'a ödemeyerek kasalarında tutup yatırıma yönelttikleri tutarlarla elde ediliyor zaten. Bir de Microsoft'un Türkiye'de elde ettiği gelirin büyük kısmını yurtdışına transfer ettiğini düşünürsek Türkiye açısından korsan yazılım kullanılmasının ekonomiye net bir zararının olduğunu söylemek çok zor.

Öte yandan Windows'u tek kalemde silip atmak o kadar kolay değil. Bu insanlara kağıt mendile Selpak demeyi yasaklamak gibi bir şey. Devlet ya da özel sektördeki herhangi bir yönetici, Windows'tan tamamen bağımsız bir teknolojiyi gündeme getirdiğinde otomatik olarak psikolojik bir risk alır. Herhangi bir başarısızlıkta bilen bilmeyen herkes tarafından sorgulanmaya açık hale gelir. Üç kuruşun hesabını yapıp kullanıcıları daha kötü sistemlere muhtaç etmekle suçlanır. Denenmişi, bilinmişi varken gereksiz risk almakla suçlanır. Ucuz etin yahnisi yavan olur gibi teknoloji dünyasında hiçbir geçerliliği olmayan bir atasözüyle atalarına havale edilir.

Değişimi Pardus gibi sadece teknoloji üreterek gerçekleştirmek mümkün değil. İşin sadece teknolojisiyle ilgilenirseniz niye insanlar Windows kullanmaya devam ediyor diye şikayet etmeye devam edersiniz.

Artık Neredesin? diye sormak yok! ( 6)

Karısını ya da sevgilisini aldatanların korkusu bir yana, acaba bu teknoloji düşen bir helikopterden sağ kurtulan birini dağda bulmaya yardımcı olabilir mi?

Pardus'la İlgili Muazzam Bir Teşekkür Mektubu ( 15)

Bu mesajdan Pardus ekibinin yaş ortalamasının 12 civarında olduğu sonucunu çıkartabilir miyiz?

IBM'in ücretsiz ofis yazılımı - Lotus Symphony ( 15)

Kullanıcı arayüzünün önemini "cicili bicili ekranlar"a indirgemek ne kadar doğru tartışılır. Örneğin Office 2007'nin yeni menü arayüzü ribbon bana göre çok devrimsel ve yakın gelecekte birçok uygulama eski menü yapısından ribbon yapısına geçecek diye düşünüyorum. Bir ofis uygulaması için en önemli kriter sizce son kullanıcı arayüzünün kalitesi midir yoksa programın az kaynak tüketmesi midir?

IBM'in ücretsiz ofis yazılımı - Lotus Symphony ( 15)

Bilgisayarların fiyat / performans olarak ulaştıkları noktada performansı öne sürmenin artık bir geçerliliği yok. Ben 1.46 Ghz dual core 2 GB ramli bir makinada Vista üzerinde Office 2007'yi çok rahat bir şekilde kullanabiliyorum. Bu laptop'ın maliyeti de 1000$'ın altında ki bence oldukça makul bir bedel.

Office 2007'nin ne kadar kaynak tükettiğine bakarken OpenOffice ve Symfony'nin de kaynakları nasıl kullandığına bakmak lazım. Kendi deneyimimden Office 2007'nin diğer ikisinden çok daha hızlı olduğunu söyleyebilirim. Öte yandan Word, Excel gibi uygulamalarda kullanıcı arabirimi hayati önem taşır, OpenOffice bu anlamda Office 2007'nin çok gerisinde. Bununla da cicili bicili ekranlara sahip olmayı kast etmiyorum, en basitinden her iki yazılımda da bir veri tablosundaki ardışık satırları farklı renke boyamayı ya da farklı renkte rasgele boyalı satırları renklerine göre sıralatmayı bir deneyin. Ya da bir tablodaki duplike kayıtları silmeyi deneyin. Office 2007'de kullanıcı ihtiyaçları çok iyi analiz edilmiş ve çok tekrarlanan ama vakit alan işlemler çok kolaylaştırılmış.

Bence söylem hiç de iddialı bir söylem değil, yalnızca kim işini iyi yapıyorsa ona hakkını vermek gerekiyor.

Enixma'nın Şubat Sayısı Çıktı ( 6)

"'Özgür olmayan' - 'kısıtlı' (proprietary yerine kullanabiliriz) yazılım üreten firmalar ve bunun savunucuları varlıklarını sürdürebilmeleri ve amaçlarına ulasabilmeleri için ilk kosul olarak yazılımın temelini olusturan ve tüm çalısmasını belirleyen kaynak kodun kapatılması geregini sart kosmaktadırlar. Bunlara yalnızca yazılımın kapalı kaynak kodlu olması bile yetmeyerek, kullanıcının karsısına çıkan biçimlerinin bile 'kontrol altında tutulabilmesi' için 'yazılım patentleri', 'fikri mülkiyet hakları' gibi ortaçag yaklasımlarını da devreye sokmuslardır."

Ortaçağ? Özgür Yazılım? Birtakım amaçlar gerçekleştirmek isteyen kapalı kod savunucusu yazılım firmaları (aka Microsoft)? Kontrolcü 'fikri mülkiyet hakları'? Referans olarak Stallman'ın sayfanın göbeğinde olması hiç şaşırtıcı değil.

Ben bir ürün üretiyorsam, bunun nasıl geliştirileceğine ve nasıl piyasaya sunulacağına ben karar veririm. Eğer bu ürünü geliştirmek için harcadığım vakit için maddi bir karşılık bekliyorsam - ki genel motivasyon budur - ve uygulamam belli bir kuruma ya da zümreye yönelik değil geniş bir kitleye hitap ediyorsa bu durumda kodumu kapatarak ve belirli lisanslama sınırları getirerek piyasaya çıkmamdan daha doğal bir şey olamaz.

Özgür yazılım bir iş modelidir. Ürününüz için uygunsa bu iş modelini seçersiniz. Örneğin piyasada Oracle DB, MSSQL, DB2 gibi rakipleriniz varken ücretli ve kapalı kodlu bir yazılımla ortaya çıktığınızda şansınız çok düşük olur. Bunun yerine MySQL gibi açık kodlu bir ürünle başlarsınız, böylece çok düşük bir geliştirme bütçesiyle, dünyadaki birçok yazılımcının sizin için çalışmasını sağlayarak, özetle insanları "bedava" çalıştırarak yazılımınızın geliştirilmesini sağlarsınız. Belli bir ölçeğe gelmeyi ve belli bir topluluk oluşturmayı başardığınız takdirde de piyasanın büyüklerinden biri tarafından satın alınma şansınızı yükseltmiş olursunuz.

Özgür yazılım yaklaşımı değerli ve birçok başarılı ürünün hayatımıza girmesini sağlamış bir yaklaşımdır. Ancak aynı zamanda yaygınlaştıkça yazılım geliştirme sektöründeki insanların ve firmaların ticari anlamda çökmelerine sebep olabilecek tehlikeler de içermektedir.

Ruby on Rails Topluluğunda Neler oluyor? ( 4)

Bu da karşı cepheden gelen cevap.

Youtube Yine Engellendi! ( 31)

Sevgili FZ,

Yeni ve uygar dünyada hiçbir terör örgütü, bir ya da birden fazla güç odağının himayesi altında olmadan varlığını sürdüremez. Bu örgütler hamileri tarafından kendilerine verilen görevleri yerine getirirken kimi zaman sahneye çıkıp kimi zaman kaybolurlar. Dolayısıyla bu örgütler ve üyeleri sadece buzdağının görünen kısmıdır, asıl mücadele yeni ve uygar dünyanın güç odakları ile yapılır.

Benim fikrim, dünyada bir yerimiz olmasıni istiyorsak önce bu oyunu oynamayı çok iyi öğrenmeli, dünya üzerindeki rolümüzü çok iyi anlamalı ve etrafımızda ne olup ne bittiğini çok iyi analiz etmeliyiz. Bunları da Youtube'u bir açıp bir kapamak gibi ani tepkilerle yapamayacağımız çok açık. Bize saldırıldığında reflekslerimizle anlık tepkiler verme alışkanlığından vazgeçip, soğukkanlı bir şekilde mantıklı ve planlı davranmayı öğrenmemiz gerekiyor.

Internet'te 'Sıkıyönetim' e Geçildi ( 8)

danıştaydaki kamera ile internet kafeye konan kameranın ne ilgisi var?

Facebook, Yükselen Değer! ( 22)

"Tabii o kadar çok kıvranma ile vakit harcayınca ilk olarak gitmeye karar verdiğimiz Facebook uygulamaları geliştirmek ile ilgili konuşma salonunun tıka basa dolduğunu ve belediye otobüslerinden beter şekilde ayakta dahi yer kalmadığını görünce biraz hayıflanmadık değil..."

FZ bu yazı senin bloğundan değil mi? Bir tür şizofrenik vaka ile karşı karşıyayız heralde :)

Türk Telekom ve Mail Kara Listesi ( 11)

eee türk telekom zamanında youtube'u kara listeye almıştı, Google'da şimdi rövanşı alıyor :)

Yazılımcılara Devlet Teşviği Geliyor ( 7)

Hesaplama yapılırken ar-Ge ekibinin içersine o kurumda çalışan tüm mühendisler dahil ediliyor bildiğim kadarıyla ve buna benzer bir devlet teşviği kurumlara halihazırda veriliyor (yine bildiğim kadarıyla)

Türkün Matematikle İmtihanı ( 33)

Ümraniye'de kaçak yapıların inşa edilebiliyor olması, Ali Nesin'in ya da başka bir vatandaşın da kaçak yapı inşa edebileceği anlamına mı geliyor? Ya da örneğin kaçak bir bina satılmak için yapılıyorsa ahlaksızlıktır ama matematik köyü kurmak için yapılıyorsa ahlaksızlık kabul edilebilir mi?

Bence ahlak sisteminizi gözden geçirmenizde fayda var

Sevgiler

Open Cola ( 16)

Yerli cola dediğiniz Cola Turca mı?

Open Cola ( 16)

Çok güzel bir örnek olmuş.

Bugün Pepsi Cola'yı ya da Coca Cola'yı birebir aynı formülle üretebiliyor olsanız bile farklı bir marka ile aynı başarıyı sağlayabilir misiniz? Daha lezzetlisini bile yapsanız, onlarla denk bir pazarlama bütçesine, onlarla denk bir satış dağıtım ağına ihtiyacınız var.

Bugün özgür yazılımların sadece özgür olmaları sebebiyle rakiplerinden üstün olduğunu zannedenler için gerçekten güzel bir örnek olmuş.

Firefox Kullanıcıları Daha 'Eğitimli' ( 17)

Bu Firefox kullanıcıları IE kullanıcılarından daha bilinçli mi demek oluyor?

Yeni Bir Harita Sitesi ( 6)

Harita siteleri işin eğlencelik kısmı. Harita üzerine çalışan firmaların asıl rekabeti satıiş dağıtım ağı olan ve lojistik işi yapan firmalara yönelik ürünlerde. İstanbul'daki onbinlerce ticari değer içeren nokta harita üzerinde "geocode" edilmiş durumda. Bu harita bilgilerini kullanarak sevkiyat planlarını otomatik oluşturan yazılımlar mevcut. Öte yandan "geomarketing" adı altında yeni bir sektör gelişiyor, bu iş modeli başarılı olduğu takdirde bugünün 2 boyutlu metin raporlarının yerini harita tabanlı görsel raporlar alıyor olacak...

Tunç 'Turbo' Dindaş Röportajı ( 7)

Amiga Dünyası'nda gelmiş geçmiş en başarılı oyun yazısı "Utopia" idi. Yazı bir günlük biçiminde o kadar güzel yazılmıştı ki oyunu oynarken insan o günlüğü de yaşıyordu. Gerçekten çok başarılı bir ekiptiler...



Internet'te Çok Vakit Geçirmek İşten Atılma Sebebi ( 7)

Internet'te uzun süre gezinmeyi belirleyen kriter nedir? Bu gezinme süresinin ne kadarını iş için, ne kadarını özel zevklerim için yaptığımı nasıl ölçüyorlar? Benden isteneni doğru ve yeterli biçimde sunuyorsam Internet'i kısıtlamanın amacı nedir? Internet'i kısıtlamak ile uğraşıp dakikaları sayarak insanları sorgulamaktansa, daha başarılı performans değerlendirme sistemleri geliştirerek insanları yaptıkları işlerde göstermiş oldukları başarıyla değerlendirmeyi ve ödüllendirmeyi / cezalandırmayı tercih etsek daha iyi olmaz mı?

Bir de şu var, şirketlerin istenmeyen sitelere girilmesini önlemeleri, MSN gibi sohbet programlarına erişimi engellemeleri ve hatta işletim sistemi üzerine hiçbir yazılımın kurulmamasını sağlamaları rahatlıkla mümkünken, bunu yapmayan şirketlerin dönüp insanları internette fazla vakit geçirmekle itham edip işten atabilmeleri adil bir durum değil.

GNU/Linux Windows'dan pahalı mı? ( 27)

Sevgili sundance,

Alıntı yaptığın makaleyi okudun mu bilmiyorum ancak olayı "Microsoft Windows'u uninstall etmek için üstüne para istiyorlar" demek için epey bir zorlamak lazım. Eve gitsem de Microsoft'la uğraşsam günlerinden birine denk geldi sanırım :)

Mısır ve IBM çalışması: Ebedi Mısır ( 17)

Almanca bilmiyorum, Almanya'daki televizyon üretim sektörünün doğuşu ve gelişimi ile ilgili de bilgili değilim, ancak evimize aldığımız ilk televizyonun markasının Blaupunkt olduğunu ve o dönemde Türklerin henüz televizyon üretmediğini hatırlıyorum. Bu da Almanların televizyon üretmeye bizden daha önce başladıkları gibi bir varsayımda bulunmama yol açıyor ki bu da tam olarak benim yorumumu doğrulayan bir durum. Televizyon Almanlar için çok daha eski bir ürün ve bu ürün onların kültürüne dışardan gelen bir ürün olarak değil, kendi ürettikleri bir ürün olarak entegre olmuş. Bu durumda İngilizce bir sözcük yerine Almanca bir sözcükle bu ürünü benimsemiş olmaları çok normal.

Ben bizim psikolojimizi Fransızlarınkine benzetiyorum. Fransızlar da oturmuş yıllanmış kavramlara garip Fransızca karşılıklar bulma çabasındadırlar. Onlar üzerinde bir çalışma yaparsan eminim Almanlarınkinden çok daha fazla örnek bulabilirsin.

Bugün bir ürünü hangi toplum üretirse, adını da o koyar. Buna güzel bir örnek Electrolux'un yarışmasında birinci olan Nevale ürünüdür. Siz yapın, adını da siz koyun. Sonra da Nevale'ye İngilizce isim uydurmaya çalışacak İngiliz entellerini hayal edin, ne kadar komik geliyor değil mi? :)

Nevale ile ilgili bilgi için: http://www.dexigner.com/urun/haberler-g9806.html

Mısır ve IBM çalışması: Ebedi Mısır ( 17)

Almanca bilmiyorum, Almanya'daki televizyon üretim sektörünün doğuşu ve gelişimi ile ilgili de bilgili değilim, ancak evimize aldığımız ilk televizyonun markasının Blaupunkt olduğunu ve o dönemde Türklerin henüz televizyon üretmediğini hatırlıyorum. Bu da Almanların televizyon üretmeye bizden daha önce başladıkları gibi bir varsayımda bulunmama yol açıyor ki bu da tam olarak benim yorumumu doğrulayan bir durum. Televizyon Almanlar için çok daha eski bir ürün ve bu ürün onların kültürüne dışardan gelen bir ürün olarak değil, kendi ürettikleri bir ürün olarak entegre olmuş. Bu durumda İngilizce bir sözcük yerine Almanca bir sözcükle bu ürünü benimsemiş olmaları çok normal. Ben bizim psikolojimizi Fransızlarınkine benzetiyorum. Fransızlar da oturmuş yıllanmış kavramlara garip Fransızca karşılıklar bulma çabasındadırlar. Onlar üzerinde bir çalışma yaparsan eminim Almanlarınkinden çok daha fazla örnek bulabilirsin. Bugün bir ürünü hangi toplum üretirse, adını da o koyar. Buna güzel bir örnek Electrolux'un yarışmasında birinci olan Nevale ürünüdür. Siz yapın, adını da siz koyun. Sonra da Nevale'ye İngilizce isim uydurmaya çalışacak İngiliz entellerini hayal edin, ne kadar komik geliyor değil mi? :) Nevale ile ilgili bilgi için: http://www.dexigner.com/urun/haberler-g9806.html

Mısır ve IBM çalışması: Ebedi Mısır ( 17)

Yok yok, bana daha çok genelevi çağrıştırdı. Tahmin ediyorum bu sözcüğü ilk ortaya atan da Internet ve çocuk pronunun bu kadar sık birlikte anılmaya başlanmasından etkilendi ve böyle bir tanımlamanın uygun olacağını düşündü.

%100 yabancılar tarafından üretilmiş, adı yabancılar tarafından konulmuş ve bu şekilde benimsenmiş ürünlere/kavramlara abuk subuk Türkçe karşılıklar uydurularak ne elde edilmeye çalışıldığını gerçekten merak ediyorum.