Bir sistem analisti olarak yaratılmadığınızın 10 işareti

0
SHiBuMiGo
ABD’deki iş bulma kurumunun öngörüsüne göre 2014 yılına kadar sistem analistlerine olan işgücü ihtiyacı, ortalama işgücü ihtiyacının üzerinde olacak. Bunda en önemli etkenlerden biri kurumlarda kullanılan teknolojik sistemlerin iş ihtiyaçlarına paralel olarak sürekli daha karmaşık hale gelmeleri. TechRepublic’den çevirdiğim bu yazıda bir sistem analistinin sahip olma(ma)sı gereken 10 nitelikle ilgili tespitler yer alıyor. Orjinal İngilizce metne http://blogs.techrepublic.com.com/10things/?p=280 adresinden ulaşabilirsiniz.

#1: Müşterilerinizin IT’ye ayak uydurmasını bekliyorsunuz

İş ünvanında “analist” sözcüğünün geçiyor olmasının sebebi, sizden beklenenin iş ihtiyaçlarını analiz etmeniz ve IT’nin müşterilerine daha iyi hizmet veriyor olmasını sağlamanız olmasıdır. IT tarafında işlerin daha iyi ve daha güçlü işlemesini sağlayacak bir plan ile ortaya çıkabilirsiniz, ancak iç müşterilerinizin hemen kendi süreçlerini değiştirerek sizin planınıza uygun çalışmaya başlamalarını beklemeyin – planınızın işleyebilmesi için en azından bu değişikliğin kendi çıkarlarına olduğu konusunda onları ikna etmeniz gereklidir.

#2: Üst yönetim ile çalışmayı sevmiyorsunuz

Bazı tepe yöneticilerin teknolojinin neler yapıp neler yapamayacağı konusunda hiçbir fikirleri olmadığı bir gerçektir. Şu var ki, bir üst düzey yönetici yıllardır Blackberry’si üzerinden e-posta atmaktan daha teknolojik bir şey yapmamış olabilir. Bu kişilerin gerçek dışı taleplerini yönetmeye çalışırken bir taraftan aynı kişilerin sizin bir yılda kazandığınızı bir ayda kazandıklarını biliyor olmak da egonuz açısından rahatsız edici olabilir. Onların nerede yanlış yaptıklarını sabırlı bir şekilde kendilerine izah edemiyorsanız – cehaletlerini küçümseyici bir tavır almadan -, bir sistem analisti olarak başarılı olamazsınız.

#3: “Hayır” diyemiyorsunuz

“Hayır” diyebilmek hayatın tüm aşamalarında önemlidir, ancak bir sistem analisti olarak bir gün işinizin devamı buna bağlı hale gelebilir. Patronunuzla, onun patronuyla ve operasyon tarafının yöneticisiyle bir toplantıda olduğunuzu düşünün. Birisi o anda sizi yeni bir geliştirme ile ilgili onay vermeniz konusunda ikna etmeye çalışıyor ve patronunuz da size yardımcı olmuyor. Baskı altındayken, birçok kişi o anı kurtarabilmek için “Evet” diyebilir. Ancak bu yeni geliştirmeyi istenen süre ve bütçe ile yapabileceğinizden gerçekten emin değilseniz, bu baskıya karşı koymanız ve vakit kazanmanız gereklidir. Mantık dışı bir görev ile ilgili onay vermek başarısızlığın ilk adımıdır.

#4: “Evet” diyemiyorsunuz

“Hayır” demek sizi imkansızı vaat etmekten koruyabilir, ancak bu sözcüğü tutumlu kullanmanız en iyisidir. Bir sistem analisti olarak başarı elde etmek için, kendinizi iç danışman olarak görmelisiniz. İşletmenizin para kazanabilmek için IT araçlarına ihtiyacı var, ve siz bu araçların nasıl kullanılacağını belirlemelisiniz. Kendi iç müşterilerinizle birlikte çalışarak “Evet” diyebileceğiniz bir planı ortak yaratın. Neye ihtiyaç duyacağınızı tespit edin: Daha fazla vakit, daha fazla para, daha fazla insan ya da araç kaynağı – ve taleplerinizin arkasında durmak için kendinizi hazırlayın.

#5: Derme çatma ve kısa vadeli çözümlerden nefret ediyorsunuz

Çok az sistem analistinin elinde bir sistemi tümüyle baştan tasarlama ve sınırsız kapasite ile genişletme imkanı olur. İş çoğu zaman aynı eski platform üzerinde yamalanmış eski kodlarla yeni şeyler üretmekten ibarettir. Örneğin, bir iş ihtiyacını zamanında sunabilmek için tek seçeneğiniz küçük bir uygulama yaratıp onunla veriyi bir yerden alıp, işleyip, başka bir uygulamaya göndererek işletmenin erişip kullanabileceği yeni bir bilgi kaynağı yaratmaktır. Bu o an için amaca ulaşmayı sağlasa da, sonrasında sistemin kirlenmemesi için verinin doğru biçimde işlenmesini sağlayacak uzun dönemli bir plan sunmanız daha iyi bir fikir olacaktır.

#6: Yalnızca büyük resme odaklanıyorsunuz

Sistem seviyesinde bir çalışan olarak, bürokrasi yerine büyük resim hakkında daha fazla kaygı taşıyor olabilirsiniz. Ancak firmalar çoğu zaman her işin yapılması ile ilgili özel bir süreci takip ederler. Sıkı kontroller içeren prosesler kullanıcıların kaprislerine karşı sizi bir yere kadar koruyabilir, ancak aynı zamanda sizin projede ilerlemek yerine formlar ile uğraşmanıza sebep olarak sizi yavaşlatabilir. Dahası, yazılmayı bekleyen bir sürü dokümantasyon ve ilerleme raporu varken, harcamak isteyeceğinizden çok daha fazlasını testlere ve bürokrasiye ayırıyor durumda kalabilirsiniz.

#7: Karar almak için sezgilerinize güveniyorsunuz

Analiz ve sezgi birbirlerinden aşırı derecede farklı karar alma yöntemleridir, ve siz analiz yapmak için maaş alıyorsunuz. Yalnızca benzer tecrübelerinize, doğuştan yeteneklerinize ya da altıncı hissinize güvenerek işinizi yapamazsınız. Sonunda haklı çıkabilirsiniz, ancak projenizin planlama aşamasında, birçok iyi yönetici size çalışmanızı göstermenizi isteyecektir (matematik dersinde olduğu gibi). Unified Modeling Language (Birleşik Modelleme Dili – UML) ya da benzer modelleme araçları ile biraz vakit geçirmeye kendinizi hazırlayın. Peçete üzerinde karalayacağınız bir akış diyagramı kesinlikle yeterli olmayacaktır.

#8: Dinlemiyorsunuz

Mantıksal karar alabilme yeteneği bir sistem analisti için çok kritiktir, ancak başarılı olabilmek için başka kişisel yeteneklere de ihtiyacınız var. Bunlardan belki de en önemlisi dinlemektir. Son kullanıcılarla biraraya geldiğinizde, onların ihtiyaçlarını dinleyin ve pekiştirme soruları sorarak projenin iş tanımlarını mükemmelleştirin. Firmanın bir bütün olarak projenizden elde etmeyi beklediklerini anlayabilmek için mutlaka üst yönetimi de dinlemelisiniz.

#9: Taviz vererek uzlaşmanın kaybetmek olduğunu düşünüyorsunuz

Her zaman “doğru” cevabı kendinizin mi bildiğini düşünüyorsunuz? Hiçkimse eğer ihtiyaçlarını karşılamıyorsa doğru cevabın ne olduğunu umursamaz. Sizin en şık ve mantıklı tasarımınız eğer bütçeyi aşıyorsa ya da zaman planına uymuyorsa yetersiz bir tasarımdır. Firmanın sınırları doğrultusunda taviz vermeye ve projenizi yeniden oluşturmak zorunda kalabilmeye hazır olmalısınız.

#10: 9-5 haricinde çalışmak istemiyorsunuz

Sistem analisti ünvanı genel olarak sistemin bütününden sorumlu olmayı ifade eder. Bir problem çıktığında, sorun çözülene kadar çalışmanız gerekir. Günler boyunca uzun geceler ve haftasonları ofiste çalışmaya hazırlıklı olun. Eğer kendinizi bir anda tüm sistem hakkında tek bilgi sahibi kişi olarak bulursanız, en kısa zamanda birini kendi yedeğiniz olarak eğitmeye başlayın. Eğer firmanız sizin ve birbaşkasının böyle bir eğitime vakit ayırmasının gerekli olduğunu düşünmüyorsa, onları size bir otobüs çarptığı takdirde sistemin ve firmanın ne hale gelebileceği konusunda iyice bilgilendirmeniz gereklidir :)

Görüşler

0
mos
çok başarılı tespitler. ve çoğu türkiye için de geçerli.

9-5 olayı hariç:)
0
FZ
Eline sağlık SHiBuMiGo biraderim. Güzel bir yazı ve güzel bir çeviri. Paylaştığın için teşekkürler. Kod yazmanın dışına çıkıp sistem analisti / yönetici pozisyonlarında çalışmaya düşünen bilgisayarcılar için değerli ve pratik öneriler olmuş.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Tren gelir hoş gelir...

butch

Trendeyiz Ankara'ya doğru. Malum yarın 1. Türkiye Serbest Yazılım Konferansına katılacağız. Yanımızda bir Laptop'ımız ve bir de gprs destekli bir cep telefonumuz var. Eskişehir dolaylarından geçerken dedik ki şu gprs teknolojisinin güzelliklerinden dostlarımıza bahsedelim.

İyi yıllar

butch

Malum, birkaç saat sonra 2002 yolcu. Birbirimizi tebrik edelim, coşalım. Bu sene hayatlarımızın en güzel yılı olsun. Seneye yine fazlamesai.net'de görüşelim. Sağlık ve sevgiyle kalın.

Bilgisayarlar ve 2038 yılı

FZ

Belli bir süredir gündemde olan bir sorun bugün takip ettiğim Compunauts listesinde karşıma ilginç bir şekilde çıkınca FM kitlesi ile paylaşayım dedim.

Basit bir Perl komut satırı ile sisteminizin 2038 yılına nasıl tepki vereceğini inceleyebilirsiniz...

Yeni Bir Galaksi Keşfedildi

FZ

Hubble teleskobu ile gerçekleştirilen gözlemler ve incelenen uydu fotoğrafları sonucunda yeni bir galaksi keşfedildi: galaksi.fazlamesai.org

İlk raporlara göre "her insan bir dünya, her insan bir gezegen, o halde gezegenleri, güneş sistemlerini ve pek çok şeyi bir araya getiren galakside buluşalım" düşüncesi ile yola çıkan FM editörleri bloglarını birleştirip Voltran'ı (ya da başka bir şeyi, her ne ise, kimileri Web 2.0 filan da diyor :) oluşturmaya karar verdiler, kolları sıvadılar, 1 hafta boyunca test ettiler ve sonra da büyük patlama ile cümle aleme gerekli duyuruyu yaptılar.

6 aylığına T.C. askeri kuvvetlerine emanet ettiğimiz sevgili arkadaşlarımız ve FM editörleri Larweda ve coskung simdilik galaksiye daha zayıf radyo sinyalleri yollayacaklar, sayılı gün çabuk geçer diyor ve gözlerimizi galaksiye doğru çevirip bir sonraki sürpriz için (asıl bomba, pek yakında!) çalışmalarımıza olanca hızı ile devam ediyoruz...

Öğrenmenin Psikolojisi

FZ

comp.lang.lisp'i takip ederken Robert Strandh'in bir mesajına rastladım. Strandh mesajında kısa süre önce yazdığı bir makalenin adresini veriyordu. Öğrenmenin psikolojisi üstüne yazılmış bu kısacık makale kendime, etrafımdaki insanlara ve günlük hayatıma dair çok güzel ipuçları barındırıyor, pek çok şeyi aydınlatıyordu; bu yüzden makaleyi Türk diline kazandırıp FM camiası ile paylaşmak ve bu önemli konuyu masaya yatırmak istedim.

Robert Strandh Bordeaux Üniversitesi'nde (Fransa) çalışan bir bilgisayar bilimleri profesörüdür. 1988 yılından beri üniversitede araştırmalarını sürdüren Strandh genel olarak programlama ile, özel olarak da dinamik dillerle, ağırlıklı olarak Common Lisp ile ilgilenmektedir. Robert Strandh 7 yıldır kendi yazılım projeleri için de Common Lisp programlama dilini kullanmaktadır.