Amerika Gezi Rehberi - 1

0
sundance
Çalışmakta olduğunuz şirket bir yazılımın eğitimini almak için sizi yurtdışına mı gönderiyor? Ya da LinuxExpo, Compex veya EEE gibi bir fuara gideceksiniz, ama daha önce hiç yurtdışına çıkmamışsınız, neler yapılması lazım, ne gibi ince noktalar var bilmiyorsunuz.

Malum, bilgisayar sektöründe yurtdışına gidip gelmeler çok oluyor, belki son onbeş günde edindiğim tecrübeler birilerinin işine yarar diye aldığım notları alt alta yazayım dedim.
Bu yazı genel olarak yurt dışına çıkmayla, özel olarak da Amerika'ya gitmeyle ilgili. Verilecek ipuçlarının çoğu genel, ama Amerika ve NewYork'a özgü bir iki küçük detay da var, umarım birilerinin gezisi benimkinden daha kolay olur bu sayede :)
Temelde şu konulardan bahsedeceğim:



1) Yolculuğu planlamak ve hazırlıklar:
a) Yolculuk programının ve içeriğinin net olarak bilinmesi
b) Uçak bileti
c) Gidilecek yerdeki arkadaşlara haber vermek
d) Pasaport
e) Vize
f) Çantanın hazırlanması, yanınıza alacaklarınız ve almayacaklarınız


2) Gidiş
a) Havalanı
b) Uçak
c) Diğer havaalanı


1) Yolculuğu planlarken:



a) Yolculuk programının ve içeriğinin net olarak bilinmesi:
Gideceğiniz yerdeki şirket elemanlarından eğitim/görüşme programını tam olarak öğrenin. Ardından sözkonusu aktivitenin yeralacağı bölgenin tam ismini alın, geliş konusunda bir tavsiyeleri olup olmadığını öğrenin. Onlar direkt olarak taksiye atlayın diyebilirler, çok ciddiye almayın. Benim durumumda NewYork JFK havaalanı ve eğitimin yapılacağı Edison NewJersey arası eğer taksi ile gidiyor olsam $150 gibi bir şey tutacaktı fakat aynı yol, iki metro bir tren aktarması ile $14 tuttu. (Sözkonusu rota: JFK,NY-Edison,NJ)



Aldığınız adresleri, maps.google.com veya mapquest.com'dan kontrol edin. Gittiğiniz havaalanından oraya nasıl ulaşıldığının bilgilerini bu sitelerden alabilirsiniz.



Ardından sözkonusu tarihler arası bulunacağınız yerin hava durumunu weather.com'dan (tercihen uçağa gitmek için evden çıkmadan hemen önce) öğrenin. Yanınıza alacağınız şeyleri planlarken bu çok işe yarayacak.



Tercihen bu sayfaların çıktılarını yanınıza da alın.



b) Uçak bileti:
Öncelikle, yolculuğunuzun yeri ve günü belli olduğu anda direkt bilet rezerve ettirin. Daha sonrasında kalmayabiliyor, talebin çokluğu yüzünden bilet fiyatları artabiliyor (THY böyle bir uygulamaya geçti) kısaca birçok sorun oluyor.



Biletin gidiş-dönüş olarak alınması çok önemli, bir firmadan gidiş, bir firmadan dönüş aldığınızda ödediğiniz ücret genelde tek birinden gidiş dönüş almanızın 1,5 hatta bazen iki katına varabiliyor.



Ayrıca vize başvurusu için de uçak bileti önemli.



Eğer gideceğiniz yer Amerika ya da Japonya gibi arada 7-8 saat minimum zaman farkı olan bir yerse, tavsiyem yapacağınız iş (eğitim, fuar vs.) ile varışınız arasında en az bir gün olması. Aradaki saat farkı uyku düzeninizi tamamen bozabiliyor ve uyuklayarak alacağınız bir eğitimin inanın bana hiçbir faydası olmaz.



c) Gidilecek yerdeki arkadaşlar:
Açıkcası yolculuğunuzun en önemli bileşeni gideceğiniz yerdeki arkadaşlarınız, tanıdıklarınız. Yolculuk tarihi kesinleştiğinde mutlaka onlara haber verin. Eminim size çok yardımcı olacaklardır. Ayrıca oraya gittiğinizde varsa tanıdıklar mutlaka bir yarım saatliğine bile olsa ayarlayıp uğrayın, ne kadar makbule geçeceğini tahmin bile edemezsiniz.



d) Pasaport: Eğer pasaportunuz yoksa, ya da yeniletmeniz gerekiyorsa vize başvurunuzdan bir hafta önce başvurmanızda fayda var. Önbaşvuruyu iem.gov.tr'den yapabilirsiniz, bu bir şekilde işleri hızlandırıyor. Burda önemli olan kısım, nerde oturuyorsanız ordan başvuru yapmanız. Birçok kişi işyerine yakın diye Mecidiyeköy'deki Şişli Emniyet Amirliği'nden başvuru yapıyor. Fakat burası en yoğun yerlerden biri ve kendi bölgeniz muhtemelen daha hızlı size cevap verecektir.



Pasaport için gerekenler beyaz arkaplanlı fotoğraf ve nüfus kağıdı fotokopisi. Bunlarla birlikte pasaport dairesine gittiğinizde, eğer daha önceden pasaportunuz yoksa veya süresini uzatacaksanız vezneye gidip bunla ilgili ödeme yapıyor ve makbuzunuzu alıyorsunuz. Mayıs 2005 itibariyle 3 yıllık pasaport bedeli 285 YTL cüzdan bedeli ise 66 YTL idi. Bu paranın yanınızda olması lazım.



Makbuzu aldıktan sonra gişeye gidip form istiyorsunuz (sıraya girmenize gerek yok). Form internetten doldurduğunuzun aynısı. Formu doldurup, makbuz ve fotoğraflarınızı gişeye verdiğinizde size bir takip numarası veriyorlar, büyük ihtimalle ertesi gün en kötü ihtimalle üç gün sonra pasaportunuzu alıyorsunuz.



e) Vize:
Ben sadece Amerikan vizesi aldığım için onun alınışı ile ilgili detaylar vereceğim. Bildiğim kadarıyla en uğraştıranlardan birisi o, belki birileri diğer konsolosluklarla ilgili de bilgi ekleyebilir.



Amerikan vizesi almak için başvurmak istiyorsanız önce randevu alıyorsunuz. Bunun için 0 212 340 44 44 numaralı telefonu aramanız gerekiyor. Fakat bu telefonu da öyle istediğiniz gibi arayamıyorsunuz, bu telefonu arama HAKKINI elde edebilmek için bir İşBankası şubesine $16 yatırmanız ve bir numara almanız gerekiyor (Nisan 2004'den bu yana).



Numarayı aldıktan bir gün sonra randevu almak için telefon edebiliyorsunuz, aceleniz varsa bu da önemli. Telefonda size neden vize istediğiniz, ne amaçla gittiğiniz vs. soruluyor ve ardından bir iki gün sonrası için muhtemelen randevu tarihi veriliyor.



Gitmeden önce gerekli vize formlarını elde edip hazırlamanızda fayda var. En kötü ihtimal konsolosluğun girişinde bunları alabildiğiniz bir banko var.



Vize görüşmesine gitmeden önce hazırlanması gereken evraklar:



Bu temelde iki türlü.

1) Davet üzerine ve genelde iş amaçlı gitmek

2) Turistik olarak gitmek



Eğer davet üzerine ve iş amaçlı gidiyorsanız, davet mektubunuzun orjinali, şirketinizde çalıştığınıza dair belgeler, bordronuz, sosyal sigorta kaydınız, imza sirküleri, şirket faliyet belgesi gibi belgeler gerekiyor. Bunlar gözünüzü korkutmasın, çünkü muhtemelen şirketinizin sekreteri bunları sizin için hazır edecektir. Tabi bunlara, uçak ve otel rezervasyonlarınızı eklemekte de mutlaka fayda var.

Önemli bir başka nokta da şirketinizin alan vergisi muhafiyeti bulunabilir. Eğer böyle bir şey varsa bunla ilgili bir belge almanız gerekiyor, ki çıkışta $50 ödemeyesiniz.



Fakat eğer davet üzerine gitmiyorsanız, bu sefer vize görevlisine, iltica etmek gibi bir niyetiniz olmadığını, dahası iltica etmemeniz için sebepleriniz olduğunu ispat etmeniz lazım. Kısaca "benim acaip param var, Türkiye'de işler yolunda, alın bu tapularım, alın bu bankadaki param" diye göstermeniz gerekiyor. Bunların belgelerini toplayıp gitmelisiniz kısaca.



Genelde yapılan bir hata iş gezisi için de bu belgeleri toparlamaya çalışmak, buna hiç gerek yok.





Vize görüşmesi:



Amerikan konsolosluğuna Beşiktaş'tan İstinye dolmuşuna binip sonra da biraz yürüyerek ulaşabiliyorsunuz.



Randevu saatinden bir yarım saat önce gitseniz fena olmaz. Onbeş dakikalık aralıklarla grupları içeri alıyorlar (9:30'da 9:45 grubu gelsin diyorlar, o yüzden sıraya girmek gerekli değil).



Cep telefonu bulundurmayın yanınızda denildi ama telefonla gidenler de vardı, girişe bıraktılar sanırım, size kalmış.



Girince kontrolden geçip, üst kata gönderiliyorsunuz.



Üst kattaki odada bankodaki bey evraklarınızı kontrol ediyor, daha önce bahsettiğim "Göçmen olmayan vize başvurusu" formunu ve bir başka formu kontrol ediyor (216 ve 217 yanlış hatırlamıyorsam) eksikse dolduruyorsunuz ve sıra numarası alıyorsunuz.



Sonra da gişelerin önünde sıranızı bekliyorsunuz, sıra numaranızın yandığı bankoya gidip kağıtlarınızı veriyorsunuz. Sonra tekrar aynı sıra nosunu beklemeye başlıyorsunuz, bu sefer ilk bankoda numaranız yanıyor, gidiyorsunuz ve digital bir cihaza önce sol, sonra sağ işaret parmağınız basıyorsunuz.



Son olarak da mülakat için çağrılıyorsunuz. Sol tarafta bir telefon var onun aracılığıyla konuşuyorsunuz. Sakin olun, basit ve kısa cevaplar verin, zaten iş için gidiyorsanız belgeleriniz yeterli gelecektir, gezi amaçlı gidiyorsanız zaten direkt işi belgeler yapıyor.



Bu mülakatın sonunda size eğer bir numara verilir ve UPS bankosuna gitmeniz istenirse vizeyi aldınız demektir. UPS bankosuna 5 YTL ödeyip adresinizi veriyorsunuz. Eğer yanınızda para yoksa teslimat sırasında 6 YTL alıyorlar.



İstanbul içinde pasaport ve vize bir gün sonra elinize ulaşıyor. Bu ana kadar ne kadar sürelik vize verildiğini bilmiyorsunuz.



f) Çantanın hazırlanması:



Herşeyden önce Bilgisayarcının Survival Çantası yazısını unutun! En azından buradaki metal aksamı (eğer alıkonulmasını istemiyorsanız) yanınıza almayın. İsveç çakısına bile (ne kadar küçük olursa olsun izin vermiyorlar. Eğer çok hardcore bir bilgisayarcıysanız, herhangi bir anda yanımda tornavida ya da ufak da olsa kesici bir şey olmalı diyorsanız Utili-Keyalabilirsiniz. Anahtarlığınızın içinde dikkat çekmeyecektir, ama dikkat çekerse de canınız sıkılır, ben şahsen almadım.



Öncelikle içine kitap girebilecek büyüklükte bir omuz çantanız (ya da bel çantanız olsun). Bunun yanında boyna asılan cüzdanlardan bir tane mutlaka edinin. Kadıköy'de (ve daha bir çok yerde 10YTL'e gayet iyilerini alabilirsiniz). Bu cüzdana pasaportunuz, biletleriniz ve paranızı koyacaksınız ve hiçbir zaman yanınızdan ayırmayacaksınız. Tercihen gömleğin içine, tshirtünüzün üstüne, boynunuza ya da koltuk altınıza yerleştirin, bu sayede hem gözden uzak olur hem de heran yanınızda olduğunu kontrol edebilirsiniz. Pasaportunuzu kaybettğiniz durumda, kimliğinizi ispat edebilmeniz için nüfus kağıdınızı çantanıza veya başka bir yere koyun, kaybolma ihtimaline karşı ikisi birarada bulunmasın.



Paralarınızı kaybetmeniz durumuna karşı yanınızda en az bir kredi kartı bulunsun -ama mümkün olduğu kadar kullanmayın, bildiğim kadarıyla yerel bir amerika bankası ile çalışmıyorsanız (Citibank gibi) kredi kartı kullanımında biraz daha fazla para ödüyor oluyorsunuz.



Kıyafetler:



En kısa yolculuk için bile iki pantolon ve iki tshirt, bir şort, iki çorap ve iki çift iç çamaşır yanınızda olsun. Yağmura yakalanma durumunda üstünüzü kolayca değiştirebilmelisiniz.



Bunlardan başka bir sweatshirt, bir gömlek ve bir de daha kalınca bir kıyafet bulunmasında fayda var. Havanın soğukluğuna göre üstüste giyilebilir ve alternatifli şeyler olsa iyi olur. Normal bir havada tshirtle ya da gömlekle dolaşmanız mümkün sonuçta, ama havanın soğukluğuna göre iki üç kat giyip üstüne yağmurluğu giyebilmeniz iyi olur.



Yeri gelmişken bir başka olmazsa olmaz, mevsim ve hava durumu ne olursa olsun bir yağmurluk. Bu tür geziler sıkça yapıyorsanız, yanınızda taşıyabileceğiniz ve özellikle de nefes alabilen bir yağmurluk/rüzgarlık kadar gerekli hiçbir şey yok inanın bana. Özellikle de Amerika'nın orta ve kuzeyi gibi hava durumu bir anda değişebilen biryerdeyseniz, yağmurluğu yanınızdan hiçbir zaman ayırmayın.



Eğer çok yoğun yağmurlu bir mevsimde gitmiyorsanız ayakkabı tercihiniz en rahat spor ayakkabınız şeklinde olsun. Büyük ihtimalle bir adres bulacağınız zaman ya da alışveriş yaparken uzun uzun yürüyeceksiniz, rahatsız bir ayakkabı sizi hayattan bezdirebilir.



Laptop, Palm vs:



Açıkcası laptop ya da wirelessı olan bir palm cihazı kesinlikle yolculuğunuzu kolaylaştıracaktır. Şehirde herhangi bir anda kaybolduğunuzda, laptopı açıp bir wireless networke girip mapquest'e ya da maps.google'a bakmanız, ya da ulaşamadığınız arkadaşınıza bir e-mail göndermeniz mümkün. Abarttığımı düşünmeyin, New Jersey'de rıhtımdaki bir parkta üç tarafımda deniz varken ve arkamdaki en yakın bina elli metre ötedeyken 35'i açık, 57 wireless ağ buldum. Dahası, Amerika'nın önde gelen ISP'leri, bant genişliğinin bir kısmını halka açık olarak bu tür hotspotlarla serbest dağıtmaktalar.



Kırsal bir bölgeye gidiyorsanız da yanınızda laptop olması can sıkıntısını gidermek açısından işe yarayacaktır. Ama bunu dışında benim tavsiyem mümkün olduğu kadar hafif yolculuk etmeniz yönünde.



Eğer laptopı yanınıza alıyorsanız ve böyle sokakta gördüğünüz wireless ağlara bağlanacaksanız, bir yerlerde erişiminiz olan bir ssh sunucusu olmasında fayda var. Başkasının wireless ağını kullanırken kesinlikle https ve ssh gibi şifreli protokoller dışında bir şey kullanmayın. E-mail hesabınıza erişim için ssl'li bir sistem yoksa, mail2web.com'un ssl özelliğini kullanabilirsiniz.

Diğerleri:



Deodorant kesinlikle almayın, uçağa bindirmek yasak. Bunun yerine roll-on ya da stick türü bir şeyler almanızda fayda var.

Mart 2005'den bu yana Amerikan hükümeti (Homeland Security) uçaklara çakmak ve diğer yakıcı aletler sokulmasını da yasakladı. Bu sebeple özellikle de çok sevdiğiniz bir çakmağınız vs. varsa yanınıza almayın. Atatürk Havaalanı'nda son kontrol sırasında makbuz karşılığı çakmağınızı bırakabiliyorsunuz ama bunun yerine evinizde bırakmanız daha mantıklı. Hatta hazır bırakmışken sigarayı da bırakın ;) tiryakiyseniz onbir saat zaten çok zor geçecek :))

Bunlara ek olarak aspirin, yara bandı gibi şeyleri yanınıza alın. Yolculuğa çıkmadan önce bir iki paket kraker türü bir şeyler almanızda fayda var. Bir yerlerde bekleme durumunda kaldığınızda atıştırabilecek bir şeylerin olması her zaman iyi.



Büyükçe bir bandana, yeri geldiğinde fular, yeri geldiğinde havlu olarak kullanılabilmesi açısından faydalı olacaktır.

Şimdilik bu kadar yeter, ilerde sonraki aşamaların anlatıldığı bölümlerle (tabi eğer ilgi olursa) görüşmek üzere.

Kıvılcım Hindistan
a.k.a. Sundance

Görüşler

0
honal
Ellerinize saglik, tam da buna benzer bir seyler ariyordum. Farkli bir ulke olmasina ragmen yazilanlarin cogunun uyacagini dusunuyorum.
0
ec18672
walla gayet guzel anlatmıs arkadasım,devamını bekliyoz artık.avrupa ulkelerine yolculuk ne zaman? Onun nasıl yapıldıgını da merak ediyoz tabi.ingiltere yada baska bi yer olabilir.Acemiler icin iyi oluyo.Tesekkur ediyorum.

Bu arada fazlamesai.net'te farklı deneyimlerde paylasılıyo ya,bu siteyi daha tatlı yapıyo.
0
mturker
Bir not ta benden olsun. Eğer gittiğiniz yerde çok para harcadıysanız ve bu harcamalarınızda gayet fazla vergi verdiyseniz, bu vergileri geri dönerken iade olarak alabiliyorsunuz. (Her ülkede böyle mi bilmiyorum ama ABD de böyle) . Ben 1 yıl kalıp bütün fişleri biriktirip geri dönerken bunların vergi iadelerini almaya fırsat bulamamıştım ve hala içimde uktedir :)
Bunun için başvurulan yerin ismini hatırlamıyorum geçmiş zaman, ama hatırladığım kadarıyla hava alanlarında da bunun alınabileceği bir yer var. O an verilemiyor sanırım ama daha sonra Türkiye'deki adres/hesap numarasına gönderiliyor.
Çok para harcadıysanız bir iki ay sonra hesabınızda bir kaç yüz dolar hiç fena olmaz hani :)
0
Nightwalker
Büyükçe bir bandana, yeri geldiğinde fular, yeri geldiğinde havlu olarak kullanılabilmesi açısından faydalı olacaktır.


Bkz. Otostopçunun Galaksi Rehberi Havlu maddesi :)
0
ttk
Oldukça değerli ve aynı sıkıntıları çekmeden elde edilmesi neredeyse mümkün olmayan bilgiler için teşekkürler.
0
desenturk
güzel yazı :)

özellikle abd'den ilk defa vize alacaksanız, mülakat sırasında mutlaka sakin olun.

mesela benim işim güvenlik üzerine, o yüzden mülakat sırasında birçok dikkat çeken(!) kelime kullanmıştım.( mesela balistik, radyoaktif, silah felan :) ) bana soğuk terler döktürmüşlerdi.

özellikle bir ara radyoaktif yerine nükleer değince mülakatı yapan ablamın suratını görecektiniz :D sonuçta 10 yıllık vize aldım ama ömrümden de birkaç ayı götürdüler.
0
bm
Nukleer yerine nukuler deseydiniz daha beter olurdu. Biliyorsunuz baskanlari nukuler silahtan cok korkar.
0
desenturk
:)
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

fazlamesai.net'e soralım: Pardus ne? Yenir mi?

mos

Askerden henüz geldim. Malesef mi denir, iyiki mi denir emin değilim. Ama çoğu zaman, bilgisayarlarla uğraşmaktan başka bir şeye vaktim olmadı.

fazlamesai.net'e soralım: Boyu mu işlevi mi? 30 inç monitörler ve diğerleri...

FZ

30" monitörler ile bilgisayardaki işlerinizde kayda değer bir verimlilik artışı sağlayabilir misiniz? Yahoo'daki bu başlıklı makale önemli bir soruya parmak basıyor.

Hazırlanan bir rapora göre [PDF], gerçekten de 30" gibi büyük bir monitör ciddi üretkenlik ve verimlilik artışı sağlıyor. Diğer yandan tek bir kocaman monitör yerine 2 ya da 3 monitör tercih edenler (2 x 17", 19" + 2 x 17", vb. konfigürasyonlar) ve bunun çok daha verimli olduğunu iddia edenler de mevcut.

fazlamesai.net'e soralım: Nasıl bir ışıklandırma?

Zebani

"Fazlamesai üyelerinin hemen hepsi genellikle masabaşında upuzun saatler haryacayan kişilerdir" diye bir önerme yapıyorum. Bu önermenin doğru olduğunu kabul ederek soruyorum.

Sağlıklı bir ışıklandırma nasıl olmalıdır? Işık masaya sağdan mı, soldan mı gelmeli, ışığın şiddeti ne olmalı ya da dikkate alınması gereken başka etkenler de var mı?

Beni Bul Bebek

redial

Bebek bir yapay zeka programıydı...
Mehmet Emin Arı'nın yeni bir hikayesi...
turk.internet.com ' dan okuyabilirsiniz

Astala Vista 2

redogre