Mısır ve IBM çalışması: Ebedi Mısır

0
sefalet
Mısır hükümeti ve IBM'in ile ortaklaşa başlattıkları Eternel Egypt adlı proje hayata geçirildi. Ebedi Mısır (Eternal Egypt) projesi kapsamında, Antik Mısır ile ilgili tüm bilgiler, 360 derece açılı görüntüler, tarihi eserlerin bulunduğu bölgelerin panaromik görünüşleri, 5000 yıllık Mısır tarihinin yeniden canlandırılmış görüntüleri, web kameralardan gerçek zamanlı görüntüler, yüksek çözünürlüklü binlerce resim, üç boyutlu taramalar ve daha pek çok bilgi, belge ve arşiv genelağ ortamına aktarıldı.
Sanal Müze'de, bir çok eserin ve yapının ilk anda nasıl göründüklerinden tutun da, Firavun Tutankhamun'un mezarının ilk açıldığı andaki halini görmek ya da Mısır'ın görkemli mezarları içinde sanki ordaymışcasına dolaşmak mümkün. Ayrıca oldukça zengin bir de sanal kütüphane mevcut sitenin içinde. Mısır'da bulunan tüm müzeler, müzelerde sergilenen eserler ve eserlerin detaylı açıklamaları da sitede yer alıyor.

Mısır İletişim ve Bilgi teknolojileri Bakanlığı ile 2,5 milyon dolarlık teknolojik katkı sağlayan IBM ve EMEA'nın ortaklaşa hayata geçirdikleri Ebedi Mısır Projesi, her geçen gün bünyesine yeni belge ve bilgileri kaydediyor.

Haberin devamı...

Görüşler

0
sefalet
Projenin adresini eklemeyi unutmuşum buraya. Ebedi Mısır
0
SHiBuMiGo
genelağ nedir?
0
sefalet
Mutfak robotu.
0
simor
Toplum mühendisi görevine soyundun anladık. Boş haberlerini de sağdan soldan duyduğun-gördüğün ama öğrenemediğin sabit fikirlerine modülasyon sağlasın diye buraya yazıyorsun, onu da anladık.

Ama niye insanlara terbiyesizlik yapıyorsun onu anlamadık.

Cevap yazdığın insan senin samimi arkadaşında biz bilmiyorsak, bilemem.
Bu davranışın ancak fikirlerinin kafana nasıl hamlelerle doldurulduğunu ve senin de kafanın buna müsait olduğunu gösteriyor.
En azından ukalalığını yaparken cevabını da yazsaydın. Buranın amacı bir nevi bilgi alışverişi ortamı. Senin truva atı mesajlarının çöp toplama alanı ve/veya bunları sorgulayanlara terbiyesizlik yapma alanı değil.
0
SHiBuMiGo
Yok yok, bana daha çok genelevi çağrıştırdı. Tahmin ediyorum bu sözcüğü ilk ortaya atan da Internet ve çocuk pronunun bu kadar sık birlikte anılmaya başlanmasından etkilendi ve böyle bir tanımlamanın uygun olacağını düşündü.

%100 yabancılar tarafından üretilmiş, adı yabancılar tarafından konulmuş ve bu şekilde benimsenmiş ürünlere/kavramlara abuk subuk Türkçe karşılıklar uydurularak ne elde edilmeye çalışıldığını gerçekten merak ediyorum.
0
FZ
Bence de Almanlar saçmalıyor. Misal TV demek, terimi olduğu gibi kabul etmek dururken ne demek öyle uzak, görmek filan (bizde de bazı yazarlar uzgöreç demek gibi sinsi manipülasyonlara girişmiş ellerindeki medya gücünü böylesine korkunç emellerine alet etmişlerdi, neyse ki tutmadı ucuz atlattık yoksa ülke bölünebilirdi). Genç nesilleri zehirleyen bir toplum mühendisliği örneği sergiliyorlar muhtemelen o Alman disiplinleri ile :) Allah bilir Çinliler ne diyorlardır bu ve benzeri terimlere. Resmen beyin yıkama başka bir şey değil. Neyse ki biz Türkler çok daha akıllıyız, izin vermiyoruz bu tür ucuz manipülasyonlara, global ortamlara tam entegre şekilde pupa yelken ilerliyoruz :)
0
Challenger
Televizyon kelimesi bizde en başından kabul görmüş ve yaygın olarak kullanılan bir kelime. Yıllar sonra buna farklı bir karşılık uydurmak niye?
0
FZ
Yeni ya da az bilinen sözcük kullanmaya böyle tepki niye? Bir şeyin 30 yıl boyunca (TV örneği) ya da 12-13 sene (Internet örneği) X olarak kullanılmış olması ya da , bundan sonra Y olarak isimlendirilip kullanılmasını engellemek için bir argüman olabilir mi? Yıllarca kullandığım bazı İngilizce terimler için de Türkçe karşılık kullanmaya alıştığımı ve bunun bana ya da benimle iletişim kuranlara zarar vermediğini biliyorum (yeni bir sözcük öğrenmek yahut mevcut bir sözcüğe özel bir anlam daha yüklemek alışılması o kadar da zor bir şey değil hele de sözcük kökü ve ekleri anadilinizden ise). Hem zaten ortaya atılan sözcük silah zoru ile dayatılan bir şey değil görüldüğü gibi, isteyen kullanır istemeyen kullanmaz. İnsan zihni kadar esnek, dil kadar canlı ve değişken bir yapı söz konusu olduğunda bir anda sanki iletişim kuramayacakmışızcasına endişe etmeye gerek olmadığı kanaatindeyim.
0
bio
0
FZ
Eyvahlar olsun, yakalandım! :)
0
Challenger
Yeni ya da az bilinen sözcük kullanmaya tepki göstermiyorum. Teknik terimlerde Türkçe karşılıklarının kullanılmasını savunan birisiyim. Ancak yıllardan beri kullanılagelmiş ve artık benimsenmiş bir sözcüğü değiştirmeye çalışmaktaki ısrarı anlayamıyorum.
0
simor
Katılıyorum.
0
simor
İletişim için kullanmak zorunda olduğumuz dilimizde, aşiret ağzı çete ağzı veya benzeri kişisel ve çoğu da cehaletten kaynaklanan ve sadece kendisi öyle okuyor diye insanlara açıklamasını da yapmadan diretmesini eğer yukarıda zaten doğru olduğunu benim de düşündüğüm şekilde tanımlıyorsan sorunumuz başka derim. Daha önce de tartıştık defalarca. Konu bir kelimenin önerilmesi değil. Onu öneren kişinin tarzı ve önermesini savunacak terbiyeye ve kapasiteye sahip olamaması.

Ben de 10 sene önce printer dediğim aygıta artık yazıcı demeye başladım zaman içinde. Ama kabullenmek denen şey zorla olmaz. Herkes kendi faşizmini dile taşırsa çok yönlü sorulara ve tartışmalar a da açık olmak zorundadır. Yoksa işte böyle mutfak robotu taciri olur.

Evet yıllar sonra televizyon için kelime önerebilirsin. Ama uzgöreç nedir diyen birine açıklama yaparsın. ki şahsında yapıyorsun zaten. Bilgileri sindirmemiş kafasına monte edilmiş insanlar gibi eblek cevaplar vermezsin.

Veya şöyle diyeyim? internet mutfak robotumu dur? Onu da tartışmaya açabiliriz sınırsız özgürlük denizinde. Ama o başka bişey...Ama genelağ nedir diye gayet normal soru soran birine verilecek cevap mutfak robotu mudur..

Veya biz neyi tartışıyoruz? Tarzı mı, yoksa tartışmalardan sonra varılacak sentez veya doğruya yakın ve halkın doğrulamasına da brakılması gerekliliğini düşündüğüm dilimizden mi bahsediyoruz.
Bir çok insan okulda ne öğreniyorsa onu kullanıyor. Gazete dergi kitap vs de okuyorsa günlük kelime hazinesi zenginleşiyor.


incir çekirdeğini mi. inciri mi?
0
SHiBuMiGo
Almanca bilmiyorum, Almanya'daki televizyon üretim sektörünün doğuşu ve gelişimi ile ilgili de bilgili değilim, ancak evimize aldığımız ilk televizyonun markasının Blaupunkt olduğunu ve o dönemde Türklerin henüz televizyon üretmediğini hatırlıyorum. Bu da Almanların televizyon üretmeye bizden daha önce başladıkları gibi bir varsayımda bulunmama yol açıyor ki bu da tam olarak benim yorumumu doğrulayan bir durum. Televizyon Almanlar için çok daha eski bir ürün ve bu ürün onların kültürüne dışardan gelen bir ürün olarak değil, kendi ürettikleri bir ürün olarak entegre olmuş. Bu durumda İngilizce bir sözcük yerine Almanca bir sözcükle bu ürünü benimsemiş olmaları çok normal. Ben bizim psikolojimizi Fransızlarınkine benzetiyorum. Fransızlar da oturmuş yıllanmış kavramlara garip Fransızca karşılıklar bulma çabasındadırlar. Onlar üzerinde bir çalışma yaparsan eminim Almanlarınkinden çok daha fazla örnek bulabilirsin. Bugün bir ürünü hangi toplum üretirse, adını da o koyar. Buna güzel bir örnek Electrolux'un yarışmasında birinci olan Nevale ürünüdür. Siz yapın, adını da siz koyun. Sonra da Nevale'ye İngilizce isim uydurmaya çalışacak İngiliz entellerini hayal edin, ne kadar komik geliyor değil mi? :) Nevale ile ilgili bilgi için: http://www.dexigner.com/urun/haberler-g9806.html
0
SHiBuMiGo
Almanca bilmiyorum, Almanya'daki televizyon üretim sektörünün doğuşu ve gelişimi ile ilgili de bilgili değilim, ancak evimize aldığımız ilk televizyonun markasının Blaupunkt olduğunu ve o dönemde Türklerin henüz televizyon üretmediğini hatırlıyorum. Bu da Almanların televizyon üretmeye bizden daha önce başladıkları gibi bir varsayımda bulunmama yol açıyor ki bu da tam olarak benim yorumumu doğrulayan bir durum. Televizyon Almanlar için çok daha eski bir ürün ve bu ürün onların kültürüne dışardan gelen bir ürün olarak değil, kendi ürettikleri bir ürün olarak entegre olmuş. Bu durumda İngilizce bir sözcük yerine Almanca bir sözcükle bu ürünü benimsemiş olmaları çok normal.

Ben bizim psikolojimizi Fransızlarınkine benzetiyorum. Fransızlar da oturmuş yıllanmış kavramlara garip Fransızca karşılıklar bulma çabasındadırlar. Onlar üzerinde bir çalışma yaparsan eminim Almanlarınkinden çok daha fazla örnek bulabilirsin.

Bugün bir ürünü hangi toplum üretirse, adını da o koyar. Buna güzel bir örnek Electrolux'un yarışmasında birinci olan Nevale ürünüdür. Siz yapın, adını da siz koyun. Sonra da Nevale'ye İngilizce isim uydurmaya çalışacak İngiliz entellerini hayal edin, ne kadar komik geliyor değil mi? :)

Nevale ile ilgili bilgi için: http://www.dexigner.com/urun/haberler-g9806.html
0
FZ
Bir şey aynı anda hem komik hem doğal olamaz mı? Yoksa, komik ve saçmadır mı denmek isteniyor? Çok sonradan edindiğimiz, uzunca bir süre üretmediğimiz bilgisayarlara önce IBM, sonra elektronik hesap makinesi, elektronik beyin ve nihayetinde 'bilgisayar' demeye başladık. Bunlar çok değil 30-40 yıl içinde olan değişimler değil mi? Biz de birtakım teknolojiler geliştirelim, ihraç edelim, varsın İngilizler de buna İngilizce bir karşılık uyduruversinler, bu uydurdukları karşılık tutsun, yahut tutmasın, bu onlar açısından ya da bizim açımızdan sorun mu oluşturacak?
0
FZ
WWW ya da Internet olmalı. Google'a göre her iki anlam da çıkabiliyor sanırım.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Yeni ve Tek Dünya Şampiyonu: V.Kramnik

sefalet

Yirmi yıla yakın zamandır satranç dünyası iki ayrı kuruluş ile temsil ediliyordu.Birden fazla dünya satranç şampiyonunun ortalarda gezdiği bu süreçte, Klasik Satranç Dünya şampiyonu ve FIDE Dünya Şampiyonu vardı.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Araştırma Görevlisi Arıyor

butch

İstanbul Bilgi Üniversitesi, Bilgisayar Bilimleri Bölümü araştırma görevlisi arıyor.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Bölümü teori ağırlıklı eğitim veren bir bölümdür. Türkiye'de Özgür ve Açık Kaynak Kodlu Yazılımı desteklemek ve geliştirmek üzere çalışmalar yapmaktadır.

Joseph Weizenbaum: Huzur İçinde Yat (RIP)

FZ

Bilgi işlem, yapay zekâ ve doğal dil işleme (NLP) öncülerinden, meşhur diyalog programı ELIZA'nın yaratıcısı ve SLIP programlama dilinin geliştiricisi Joseph Weizenbaum'u birkaç gün önce kaybettik.

Weizenbaum'un Bilgisayar Gücü ve İnsan Aklı eseri, bu değerli bilimcinin bilgi işlemeye ve yapay zekâya eleştirel bir bakışı olarak okunabilir. Kitapta 1966'da geliştirilmiş ELIZA sistemine insanların kendilerini nasıl kaptırdıklarını görünce ve bugün 'chatbot'lar karşısında insanların nasıl duygusallaştıklarını hatırlayınca gülümsememek mümkün değil.

NATO’ya Türk yapımı kripto cihazı

sametc

TÜBİTAK, NATO’nun açtığı haberleşme sistemleri ihalesine kendi üretimi olan şifreleme cihazı ile girdi. NATO karargahlarındaki testlerden başarıyla geçen TÜBİTAK’ın şifre cihazı ihaleyi kazanırsa, NATO ülkeleri Türk yapımı ISDN Kripto BRI cihazıyla haberleşecek.

TÜBİTAK’a bağlı çalışan ve bilgi güvenliği konusunda uzmanlaşan Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü (UEKAE), Müdürü Önder Yetiş, 1993 yılında açılan merkezin kriptoloji çalışmalarını Genelkurmay Başkanlığı ile paralel olarak yürüttüğünü kaydetti. Enstitüdeki teknolojinin “tamamına yakınının yerli” olduğunu vurgulayan Yetiş, kriptoloji konusunda “dünyanın ilk 10 kurumundan biri” olduklarını ifade etti.

Haberin tamamı burada.

Bu konu ile bağlantılı bir başka haber ise TÜBİTAK´ta üretilen mikroçip ile ilgili, ona da göz atabilirsiniz.

Pozitif e-dergi Ağustos Sayısı Çıktı

anonim

Bu ay içeriğinin diğer aylara oranla daha zayıf olduğunu söylemek gerek. PozitifPC yetkilileri bunun sebebinin yeniden yapılanma sürecinde olduklarına ve çalışmalarına bu yönde ağırlık vermelerinden kaynaklandığını da duyurdu. Yine de dergide çarpıcı başlıklar yok değil. Bunlardan bazıları şöyle: