Internet'te 'Sıkıyönetim' e Geçildi

0
FZ
İnternet evlerinden ve toplu kullanım mekanlarından internete erişime 'olağanüstü' kısıtlayıcı tedbirler getiren yönetmelik Başbakanlık tarafından resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Artık 'mülki amir'den izin almadan toplu kullanım amaçlı internet mekanları açılamayacak. Yönetmelikten en fazla internet Kafeler etkilenecek.
İnternet evlerinden ve toplu kullanım mekanlarından internete erişim hizmeti verenler, Telekomünikasyon kurumu tarafından onaylı içerik filtreleme yazılımı kullanmadan erişim sağlayamayacaklar. Bu tür mekanlar sabit IP numarası sahibi olacaklar ve buralardan internete erişen kişilerin erişim bilgilerini günlük olarak kaydedecekler.

Yönetmeliğe göre, İnternet kafe açma başvuruları mülki idare amirliklerce on beş gün içinde sonuçlandırılarak, izin belgesi verilecek. İzin alınmadan açıldığı tespit edilen iş yerleri kapatılacak.

İzin belgesi sahibinin tüzel kişi olması durumunda, iş yerini idare etmek üzere bir sorumlu müdür görevlendirilecek. Gerçek kişiler de iş yerinde sorumlu müdür görevlendirebilecek.

İş yerlerine giren ve çıkanların tespiti için kamera kayıt sistemi kurulacak. Bu sistem aracılığıyla elde edilen kayıtlar yedi gün saklanacak ve yetkili makamlar haricindeki kişi ve kuruluşlara verilemeyecek.

Özel bölümü bulunmayan iş yerlerinde tütün ve tütün mamulleri içilemeyecek, alkollü içecek satılamayacak.

İş yerlerinde 12 yaşından küçükler ancak yanlarında veli veya vasileriyle girebilecek. 15 yaşından küçükler yanlarında veli veya vasileri olmadan saat 20.00’den sonra iş yerlerine alınmayacak.

Kaynak: http://www.tubiderbd.com/

Görüşler

0
zodi
"İş yerlerine giren ve çıkanların tespiti için kamera kayıt sistemi kurulacak. Bu sistem aracılığıyla elde edilen kayıtlar yedi gün saklanacak ve yetkili makamlar haricindeki kişi ve kuruluşlara verilemeyecek. "

danıştay da kamera vardı da noldu? saldırı yapıldığında bozukmuş. allah allah! işe bak sen!

peki kameranın bakımından sorumlu şirket kim? el cevap : oyak...

iki kere allah allah...
0
SHiBuMiGo
danıştaydaki kamera ile internet kafeye konan kameranın ne ilgisi var?
0
ysa
http://www.wordpress.com/ hala açılmadı. Başta komik geliyordu bu kapatmalar ama gitikçe saçmalamaya başladılar.

Kameralarının da haddi hesabı kalmadı, Sokakta kamera okulda kamera suç işleyesi geliyor insanın=)
0
koraypeksayar
İsteyen komşusunun evinden de "girebilir" "net"e...
İsteyen benim PC'mden de girebilir...

Bu durum artık "isyan çıkar da sarayı basarlar kolayca" diye sarayın önünden tramvay geçmesini engelleyen, bu projeyi yapanın kafasını "urduran", elektriği halkın cebinden çıkan vergiyle 10 katı maliyete getirtip sadece kendi sarayına bağlatan "parti-şah"ın taassubuna benzedi !

İnternet "evleri"ne gelince... Ucunu kaçırdılar onların. Önüne gelen açtı, arkada kalan açtı.

%80'i kahve-kumarhaneden farksız. Bu gördüğüm genel-evlerin, pardon evlerin genelinin, önünde takılan "yağız delikanlılar" da diyalog kurmaktan aciz, fazla Kağuntırsıtrayk oynamaktan mıdır bilinmez Amiga 500 oyun avatarları gibi eblek eblek bakınıp yoldan geçen insanların gerçekliğini kavramaya çalışmaktalar ve bunu da çimdiklemek yerine (Allah'tan beyinleri o kadar likifiye olmamış) onlara laf atarak gerçekleştirirler.

"Bilgisayar okur yazarlığı", "adab-ı muaşeret" filan bunlar boş işler...

Eh durum böyle olunca sevgili devletlülerümüz de batırdıkları nosyonu temizlemek yerine kellelerünü uruuur !

Sıra cep telefonlarına mı gelir önce, e-posta mesajlarına mı bilinmez.

Ya artık herkes "vatandaşlık numerosuyla" "nete girecek" ya da "bulunulan mahalin en yüksek mülki amürünün emir ve müsaadeleriyle"...

Türkeşelon sistemi de geliştirilir yakında, şöyle en büyük kaynak harcayanından, en fazla işlemci gerektireninden, en çok elektrik tüketeninden ve en önemlisi en "Ankara'daki tanıdıkların akrabasının şirketi tarafından geliştirilen"inden...
0
sundance
Süper yorum :)

Bu yorumdan bir yazı olur valla, elinize sağlık.
0
robertosmix
Çin'i bu konuda yakalamamıza çok az kaldı. Bürokratlarım ve vekillerimle gurur duyuyorum. Harikalar.
0
dilencikahin
Artık ne şekilde sansür uygulayacaklarını şaşırdılar garip tabi.Bunun için özel bir kurul topladıklarına inanmaya başladım kendilerini gönülden tebrik ediyorum.Bir şeylerin eğitimini vermek yerine yasaklamak ve bunu cazip hale getirmek ayrı bir politikada olabilir tabi.
0
cuxticom
Türkiye de yaşananlara sedece pire için yorgan yakıyorlar derim. Bir çakmağı atşelemeği diğer zorlu yöntemlere tercih ediyorlar ne de olsa biz de yorgan çok
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

TV'leri Kapatıp Kitap Okumaya ve Öğrenmeye Başlamanın Zamanı Gelmedi mi!

FZ

En nihayetinde zoru başardık gene. Türkiye televizyon seyretme istatistiklerinde 1. sıraya oturdu, ne kadar gururlansak azdır. Günde 4 saatlik ortalama ile ABD'yi geçerek televizyon konusundaki azmimizi cümle aleme kanıtladık.

Bunlar olurken bir de baktık ki kitap okuma konusunda da gelişmekte olduğunu iddia eden bir ülke olarak kırılması zor bir rekora imza atmışız: Ortalama bir Japon vatandaşı yılda 25, ortalama bir İsviçreli yılda 10 ve ortalama bir Fransız yılda 7 kitap okuyorken Türkiye'deki dünyaya bedel her 6 vatandaşımıza yılda bir kitap düşüyor! Çocuklarımızın kitap okumasındaki en önemli engelleyici faktörlerden biri olarak TV görünüyor.

WordPress Sansürünün Arkasından Adnan Hoca Çıktı

anonim

Bir süre önce mahkeme kararıyla engellenen wordpress sansürünün arkasından Adnan Oktar çıktı. Engellemeyle ilgili Blog Kazanı'na bir açıklama gönderen Adnan Oktar'ın savunması ise şöyle:

Bir Çağrı Hakkında

anonim

Arada sırada da olsa ziyaret ettiğim ve bayağı bilgi aldığım DELPHITURK sitesinde, sitenin üyelerinden birisi olan Sn. Tarık BAĞRIYANIK'ın bir mesajı gözüme ilişti...
Ben de, camia ile daha içli dışlı olan siz (biz) Fazlamesai üyelerinin bilgisine sunuyorum...

Bir Ülkenin Beyni Nasıl Felç Edilir

FZ

Bir Ülkenin Beyni Nasıl Felç Edilir*

Üzerine titreyerek yetiştirdiğiniz çocuğunuz stresli bir sürecin ardından üniversiteye girdiğinde onun zarar görmesini ister misiniz? Evladınızın kandırılması hoşunuza gider mi? Peki çocuklarınızın öğretmenleri yani üniversitedeki hocaların bir kısmı sizi ve hemen herkesi kandırsa neler hissedersiniz? Maaşınızdan veya kazancınızdan kesilen vergilerin, sizi ve çocuklarınızı kandırmaya çalışan insanlara verildiğini öğrenseniz kendinizi iyi hisseder misiniz? Böyle insanların çocuğunuza ve başkalarına örnek olmalarını ister misiniz ya da çocuklarınızın böyle insanlara dönüşmesini?

Benim bir çocuğum olsa yukarıdaki soruların hepsine hiç tereddüt etmeden "hayır!" cevabını verirdim. Dahası böyle soruların sorulmasını bile garip karşılardım.

Henüz bir çocuğum yok ama yukarıdaki soruları sormama yol açan bazı olgulardan ve olaylardan haberdar olmak beni epey rahatsız etmeye başladı. Sizi de rahatsız etmesi gerektiğini düşündüğüm için bu yazıyı yazmaya karar verdim. Neden sizi de bu rahatsızlığa ortak etmeye çalıştığımı aşağıda izah edeceğim.

Türkiye'de Tehlikeli Bir Salgın: 400.000 kişi hasta

FZ

Dünya Sağlık Teşkilatı'nın salgın hastalıkları izleme odasında bilgisayarlara bağlı duran alarm kesik kesik ötmeye başladı. Nöbetçi iki uzman hemen özel ekranın başına koştular. Ne oluyordu? Çin'de yeni SARS vakaları mı görülmüştü? Yoksa beklenen 'kuş gribi' bir yerde çirkin yüzünü mü göstermişti? Ya da Afrika'daki AIDS faciasında yeni bir sıçrama mı gerçekleşmişti?

Ekrandaki verileri izleyen uzman: "Kötü haber Türkiye'den" dedi. Tuşlara birkaç kez dokunup bir süre araştırma yaptı. "Bir çeşit üst solunum yolları enfeksiyonu olarak başlıyor ama başka biçimlerde de kendisini gösterebiliyor. Özellikle gençleri vuruyor. Kız-erkek ayrımı yapmıyor."