Üniversitedeki Radyoaktif Madde

0
anonim
Hayata verilen değer ve saygı kategorisinden bir haber. FM müdavimlerinden bir anonim bildiriyor:

Bugün saat 14.00-15.00 sıralarında İÜ Fen Fakültesi Fizik Bölümü girişinin yaklaşık 2-3 metre ilerisinde radyoaktif madde içeren bir sandık duruyordu.

Sandığa yaklaşık 4 metre uzaklıkta bulunan profesörler ve araştırma görevlileri dedektör ile ölçüm yaptılar.
Sandığa dedektör ile 1 metre mesafeye kadar yaklaşan profesör aletin adeta bağırması üstüne hızlıca geri döndü. Daha sonra sandık , fakülte içerisine giren bir aracın bagaj kısmına, okulda tuvalet ve bahçenin temizliğinden sorumlu görevliler tarafından çıplak elle taşındı!

Hocaların , okulda sarhoş gibi dolaşan her tarafı pislik içindeki kedilerden uzak durduğu (radyoaktif madde ile temasta bulunmuş olabileceklerinden) , öğrenciler arasında ara sıra dile getirilen bir konuydu. Umarım bilinçsiz temizlik görevlileri ve sandık götürülmeden önce fizik bölümüne giriş yapan öğrenciler , sağlıklarını etkileyecek kadar radyasyona maruz kalmamışlardır...

Görüşler

0
simor
Anladığım kadarıyla okulun içinden bir şekilde tanık olduğunuz bir durum bu.
Acaba basına yansımış bir haber, kaynak vs var mı bu olay için?

0
towsonu2003
bunun fotograflari ya da videosu cekilmis olsa birileri birilerini dava edebilirdi ama, su haliyle soylenti... ispat edilmesi gerekli... haber degeri yok su anda...
0
FZ
Demek ki İÜ fizik bölümünden (ya da yakın bölümlerden) insanlar ellerinde videolu, foto makinalı cep telefonları ile dolaşmıyorlar her zaman. İşin bu kısmı bir yana, haberin perde arkası güvenilir bir kaynağa dayanıyor, bu yazı buraya geçilmeden önce kendisi ile epey iletişim kuruldu sonra da yazısı onaylandı. Maalesef elde foto ya da video yok, olsaydı onu da koyardık. Haber değeri taşıyıp taşımadığının takdirini ise FM üyelerine bırakıyoruz.
0
emreguzer
Araştırıldıysa ve birkaç kişiden onaylandıysa haber değeri yok demek yanlış olur tabi, ayrıca; dava açmak için illa elde görüntü olmasına gerek yok, birkaç kişinin şahitliği yeterli olacaktır diye düşünüyorum
0
koraypeksayar
İlginç bir haber...

Görsel bir "delil" olsa çok iyi olur.

Umarım ciddi bir zarar vermemiştir iddianıza rağmen.
0
desenturk
Şimdi bizim ofiste üç adet radyasyon test kaynağı var. İşe yarar bir radyasyon ölçüm cihazı ile yanına yaklaşırsanız o cihazda bağırmaya başlar. Hem de bir metre yakınında değil daha uzaktan...

Sorum şu olacak, ortalığı velveleye vermeden önce (ki kabul edelim orada çalışanlara taşıtılması hatadır) bu radyasyon kaynağının radyoaktif gücü nedir? Asıl konu budur.
0
eraycanli
kac Curi yaydigi onemli, aletin ayarlarini hassas yaparsaniz cok uzaktan da ciyak ciyak bagirir. somut bir delil gosterseydiniz keske...
0
anonim
IU fizik mezunu olarak 4 yilda o kampusde cok enteresan seylere tanik oldum. Bi keresinde cok iyi hatirliyorum kenara konan bir torbadan bomba diye bizi uzaklastirmislardi. Bomba ekibi falan beklerken hademenin birini sahneye cikmis, torbayi durtuklemis, icinden caydanlik cikmisti(saka degil).

Bunyesinde nukleer fizik kursusu bulunduran, bircok onemli insani yetistirmis bir fakulte olsada organizasyon, idari isler ve yonetim fakiridir. Sasirmadim bu duymadiklarima... Ha torba durtuklemis ha piknikten doner gibi radyoaktif madde tasinmis...
0
Zebani
Ben bu profesörlerin adını çok merak ediyorum, doğrusu. Bir de gerçekten güvenlik önlemi alınması gereken bir durum var ve almadılarsa bu şahısların nasıl olup da profesör ünvanı aldıklarını merak ediyorum doğrusu...
0
anonim
Guvenlik onlemleri ile profesorlerin hicbir alakasi yok. Onlar bilim adami/kadini. Guvenlik onlemlerini prosedurel olarak idarece alinmasi gerekir. Bu prosedurlerin devlet daireleri ve kuruluslarinca kapsanmasi gerekir. Dikkati cekmek istedigim nokta okadar beyinle "beyinsizligin(prosedurel olarak)" ayni mekanda bulma tezatligi...
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Ticari istihbaratta hangi rengi seçtiniz?

FZ

Rakip firma hakkında bilgi toplamak, her zaman 'yasa dışı' bir iş değil. Tüm mesele, sınırların doğru çizilmesinde. Yani nereye kadar uzanacaksınız? Rekabet ve istihbarat uzmanları bu işi çözmüşler. İstihbarat çalışmalarını üçe ayırmışlar. Beyaz, gri ve siyah bölgeler...

... İstihbaratın hiçbir zaman modası geçmedi. Sadece biçimi, yöntemi değişti. İşin içine elektronik girdi. Casuslar da işsiz kalmadı. Üstelik devletlerin yanına bir de dev şirketler eklendi. Öyle ki artan rekabetle birlikte 'istihbarat' şirketlerin önemli yatırım konuları arasına girdi. Geçtiğimiz günlerde bu konu İstanbul'da bir konferansa da konu oldu. Yeditepe Üniversitesi ve SESAR'ın (Siyasi Ekonomik Sosyal Araştırmalar ve Strateji) düzenlediği konferansta 'endüstriyel espiyonaj' masaya yatırıldı. Yazının girişinde kullandığım iki örnekte bu konferansta 'model' olarak ele alındı.

Şaziye Karıklı'nın yazısının tamamını buradan okuyabilirsiniz.

Internet Tarayıcınız hangisi?

parsifal

Güzide bir üniversitemizin web sayfasında bir anket var: "Internet Tarayıcınız hangisi?"
Sorun bunun zaten anket hazırlamadan da öğrenilebileceği filan değil. Sorun seçenekler...
Nerde diğerleri???
"İşletim Sisteminiz hangisi?" diye anket hazırlasalar seçeneklerin ne olacağını tahmin edebiliyorum...
(Windows parantezinde) xp, 2000, mee, 98, 95, 3.x...

Türkiye'de Açık Kaynaklı Biyoteknoloji

arikan

DNA koddur. Bilgisyar kodu birler ve sifirlardan olusurken, hayat bicimlerini tanimlayan DNA seker, fosfat ve A (Adenine), C (Cytosine), G (Guanine), ve T (Thymine) harfleriyle tanimlanan azotlu baz dizilerden olusmaktadir. DNA ile bilgisayar kodu arasindaki iliski su sekilde saglanmaktadir:

A = 00
C = 10
G = 01
T = 11

Bugun birler ve sifirlar ile yaratilmis yazilimlar acik olarak dagitilabiliyorsa ayni durum DNA kodlari ile yaratilmis biyoteknolojik urunler icin de gecerli olmalidir. Turkiye'de bu durum nasil anlasiliyor?

Kablo internet, üvey evlat!

mos

Geçtiğimiz hafta ADSL kullanıcılarını sevindiren bir gelişme oldu. En düşük bağlantı hızı olan 128kbit , 256kbit 'e çekildi ve aylık ücreti de 49YTL olarak belirlendi.

e-Ticaret, Medya, Türkiye, Dumur

FZ

Memleket gittikçe garip haller almaya başladı. Önce cember.net ortamındaki bilişim forumunda ideefixe.com ile ilgili şu Habertürk yazısından bahsedildiğini gördüm ("computör" diye bir şey varmış galiba Türk dilinde). Kategorisini tayin etmekte zorlandığım bu yazının şaşkınlığı geçmeden bir dostumdan EKŞİ SÖZLÜK EKŞİMEYE Mİ BAŞLADI ??? başlıklı yazının adresi geldi (üç soru işareti ve soru işaretlerinden önce boşluk var).

Gazetecilik, eleştiri, ahlak, e-ticaret, vb. şeyler üzerine derin bir tefekküre daldım. Yorum yapacak mecalim kalmadı.