Ruslara 850.000 € verip İstiklal Caddesinde saniyede 15.000 yüz taramak?

0
FZ
LinkedIn'den Çağrı Tanrıöver'in dikkatleri çektiği bir tartışmayı FM camiası ile paylaşmak istedim. Mesele İstanbul'daki İstiklal Caddesi'ne yerleştirilecek yüz tarama ve tanıma sistemi, bununla ilgili yazılım, kameralar. Bunların Ruslar'a yaptırılması ve 850.000€ verilmesi. Detaylar SABAH gazetesindeki bir haberde mevcut. Tanrıöver ise şunu soruyor:
Bu kamera sistemini Rusya'dan gelen muhendislerin yerlestirdigi yazilmis. Bu konuyla Turkiye'den ilgilenmis olan ya da bu projede bir sekilde yeralmis olan ozel sirketlerimiz yok mu? Bu konuda bilgisi olan arkadaslar yardimci olabilirlerse sevinirim. Proje icin 850,000 Euro harcanmis ve su anda sadece 2 adet yuz taniyan ve 1 adet takipci kamera mevcutmus. 3 kamera ve biraz yazilim icin hic de fena para degil aslinda.


Ne dersiniz?

Görüşler

0
E
Fakat bunu çok daha ucuza yapacak yazılımcılar var ülkede. Keşke bir bilene sorsalardı.
0
KILICBeyY
evet bu 3 kamerayı 850.000 €'dan çok daha düşük fiyata yapıcak türk bilişimciler varki ama ne hikmetse malesef hep arvupa uzak doğu rusya tercih ediliyor benim güzel ülkem ülkemin başarılı bilişimcilerini desteklemiyor bile bende idda ediyorum ruslar 3 kameraya 850.000 € yaptılar ben kızılay caddesinin başdan aşşa kameralarla donatıyım 100 kameraya 3.5 mil.€ yapayım hodri meydan.
0
anonim
3 kamera ve biraz yazilim?
Ilginc bir tasvir olmus, kamera basina 29$'dan, yazilimi da 99$ dese 186$ maliyet cikarsa tam olcakmis...
0
Ono
0
Ono
/. olacak elbette doğrusu, biraz aceleye gelmiş.
0
wime77
Burda 3 kamera ve bir yazılım yada istenilen 850 bin euro söz konusu değil.Burdaki olay bu işin teknolojisi .

Rusya da 90 adet bağımsız uzay mekiği tasarımı yapan şirket var.Bu şirketler birçok uçak firmasınada dışarıdan tasarım yapıyor.
Rusya uzaya giden ilk ülke.
Rusya tek başına bir uzay araştırma istasyonunu uzaya gönderdi.
Sadece Rusya da onlarca %100 yerli helikopter üreticis var .
Dünyadaki tüm helikopterlerinde Rus teknoloisi vardır
Üretilen tüm nükleer başlıklı füzelerde Rus teknolojisi vardır.
Dünyadaki en hızlı jet uçağını Ruslar yapmıştır .
Rusya %100 kendi kaynaklarıyla Nükleer santral üreten dünyadaki tek ülkedir.
Uluslar arası uzay araştırmalarında en yüksek pay Rusya nındır.
Dünyanın en iyi buzpateni sporcuları Rus yada Rus kökenlidir.

Bu nedenle kamera sisteminde kullanılacak kamerayı rusya kendi üretebilir ve yazılım için gerekli alt yapıyıda rusya kendi geliştirebilir.Orda kameraya yada yazılma para ödendiğini sanmayın.Para teknolojiye ödeniyor.
0
FZ
Biraz konu dışı olacak ama...

Aklıma yıllar önce Moskova Üniversitesi'nden ve çeşitli yerlerden İTÜ'ye gelen Azeri kökenli hocalar geldi. Gülümseyerek, dalgın şekilde ilerleyen ve derslerine giren "alim" kategorisinde profesörler. Kimi Baykonur uzay üssünde çalışmış, en kritik hesaplamaların yapıldığı ekiplerde bulunmuştu, kimi fonksiyonel analiz teorisi ile ilgili yeni teoremler ispatlıyor, AMS'deki editörlerle enteresan tartışmalara giriyordu. Türkçe konuşuyordu hemen hepsi ama sanki bambaşka bir dünyanın insanıydılar. Rus ekolünden gelen o insanların bir kısmından topoloji, reel analiz gibi dersler aldığım için kendimi şanslı sayıyorum. Bu 850.000€ tartışması ile ilgili çok şey söylenebilir ama belki de böyle insanların nasıl yetiştiğini anlamaya çalışmakta fayda var (gerçi şimdi buradan girersek işin içine Macarları, Polonyalıları filan da dahil etmemiz gerekir :)
0
zekixx
Soylediklerinizde haklisiniz, zaten rusyanin teknoloji gelistirme kabiliyetine kimse birsey soylemiyor. Ama yuz tanima artik cok yaygin bir konu, ugrasan yuzlerce kisi var, buna turkiye icide dahil. En aktif ugrasanlar Itu den cikan Divit, aktif gorunum modeli tabanli yuz tanima algoritmalari var ve sonuclarinin iyi oldugunu duymustum. Ankaradan Kade azda olsa calismalari var gibi, ayrica yine bir turk (Sadi Vural) tarafindan kurulan Ayonix var (Japonya da), algoritmalari cok iyi hem yuz bulma hemde tanima konusunda.

Rusaya dan alinan sistemin basari kabiliyeti nedir bilmiyorum, ama haber dogruysa algoritmalari epey hizli demektir. Ama bu para sadece 3 kamerali sistem icinse yazik derim, bu kadar hiz baska turlude elde edilebilir hemde daha ucuza.

Ayrica yuz tanima konusunda rusyanin cok onde oldugunu soyleyemem, en iyi algoritma Carnegie Mellon unv. den Takeo Kanade'ye ait, yine aktif gorunum modeli tabanli. Su anda tum hava alanlarida kullanilacak cok kapsamli bir yuz tanima sistemi kuruyorlar.
0
wime77
Rusyanın bu konuda elinde nasıl bir teknolojisi var bilmiyormuyuz ?
Rusya her konuda önde olabilirmi ? Elbettte hayır ama bizden geri olması düşünülmesi zor bir durumdur. Biz neden geriyiz ?
TUBITAK gibi bir bilim kurumumuzun halini düşününce çok zor olmasa gerek.
0
FZ
Merak ettim, OpenCV (cv: computer vision) fonksiyon kitaplığının THANKS dosyasına baktım. Son 10 sene içinde bu muazzam görüntü işleme kütüphanesine kim ne tür katkıda bulunmuş yazıyor bu dosyada. Novobirsk ve Moskova üniversitelerinden 4 Rus bilgisayarcı vardı. Ağırlıklı olarak INTEL mühendislerinin isimleri var, onları da inceleyince %80 oranında Rus kökenli INTEL mühendisi ile karşılaştım.

Buna ek olarak geçen gün bir dostum bir AB ülkesindeki bir arkadaşının birkaç sene önce bir şirket için yüz tanıma, güvenlik, vs. çözümü geliştirmeye ve pazarlamaya çalıştığını, en sonunda bir Rus şirketi ile anlaşmaya vardıklarını belirtti.
0
zekixx
Evet haklisiniz OpenCV ruslar tarafindan gelistirilmistir, yine intel muhendislerinin cogu rus. Ama su var koda aktarilan algoritmalar onceden gelistirilmis teknikler. Benim anlatmak istedigim buydu. Amerika tanima performansi acisindan cok daha onde diye biliyorum. Tabi kendi sistemimizi yapamayacagiz anlamina gelmiyor bu ama herzaman soylenen nedenlerden oturu imkansiz :).
0
FZ
Sanırım bir de şöyle bir mesele var:

- Algoritmayı geliştirmek. Aferim iyi güzel, yayın, akademik prestij vs.
- Somut kütüphane geliştirmek. Harikulade, open source, başkaları da faydalanır, endüstriyel prestij vs.
- Anahtar teslim ürün, çözüm vs. geliştirebilmiş olmak, desteği, bakımı, belgelendirmesi, fizibilitesi, vs. ile satılabilir bir şey ortaya koymak.

3. maddeyi gerçekleştirmiş olan çok fazla şirket, kurum, vs. olduğunu düşünmüyorum. Var olan parçaları tam bir ürün halinde sunmak (proje değil, ürün) genellikle kolay olduğu söylenen ama işin içine girince genellikle kolay olmadığı görülen bir şey.
0
deryasezen
3 sene once Bogazici nde Aytul Ercil (Su anda Sabanci Universitesi image processing lab. basinda) den bu konuda ders almistim, bu olayin kendi oz kaynaklarimizla da yapilmasi mumkundur, bu kadar image processing ile dersler bosuna verilmiyor universitelerde
0
wime77
Türkiyenin sanayideki durumunu ve diğer ülkelerin yaptıklarına bakarsak o derslerin sınıf geçmekten öteye geçmedeiğini düşünebilrimiyiz ?
Ayrıca Sabancı Üniversitesi demişken geçenlerde tv de bir programda Güler sabancınında katıldığı bir mezunlar kutlaması vardı .Kutlama Amerikada yapılıyordu çünkü mezunları orda master yapıp orda iş bulup çalışmayı düşünüyorlar..Sorulduğunda da hiç birinin türkiye ye gelme gibi bir niyetide yok.

Al sana resim işleme derslerinin sonucu.

Biz birşey yapamazmıyız ? Elbette de lafla yürümez bu işler.
0
anonim
Elbette yapabiliriz.
Ama bu işi yeni mezunların üstüne yıkmamak gerek.
Bakış açınızı biraz da piyasa şartlarına tutun.

O adam okadar resim işleme dersi almış. Peki türkiyede bu bilgisini nerede kullanabilir? Ben söyleyeyim, sadece 2 yer var;
1 - Aselsan
2- TÜBİTAK

Türkiyede en kral programcı veritabanı programlaması yapan, rapor oluşturabilen programcıdır. (polimiğe girmeyelim, sadece çoğunluk yazılım şirketlerinin bakışından veriyorum durumu)

Sanılanın aksine ülkemizde eğitilmiş birey, aynı zamanda araştırmaya hevesli, ve kişisel kısıtlı imkanla rile yaptğı AR-GE ler ile birşeyler başarmaya çalışan ve başaran insanlar var.

Ne oluyor peki bunlara, yurt dışındaki beyin avcıları adamları bulup çekiyorlar yanlarına.

Yurt dışındaki kişiler daha şanslı, zira ellerinde herşey var. Zar zor zaman ayırmaya çalıştığım microcontroller programla hobime işlemci ve modül bulabilmek için takla atıyorum. (ki elimdekileri de çıkardım, tekrar başlayana kadar dünyei işlerimi halletmem gerek)

Oysa yurt dışında büyük bir elektronik mağazasında elinde her tür donaın bulunuyor.
Size seçip kullanmak kalıyor.
0
axanc
Devletin yaptığı özel alımların şekillerini belirleyen bir kanun var. Eğer bir yazılım şirketiniz varsa ve bu boyutta bir projeyi yapabileceğinizi düşünüyorsanız, emniyet müdürlüğü hakkında "devleti zarara uğratmak"tan dava açabilirsiniz. Olay şu ki, yurt içinde böyle bir teknolojiyi yaratma imkanı varken, bu sistemi yurt dışından temin ettiyseniz, hakkınızda dava açılır ve işler oldukça da büyür. Madem bu konuda bu kadar hayıflanıyorsunuz, bunu yapabilecek şirketi olan birisi bununla ilgili itirazda bulunsun. Bunun benzeri itirazları inşaat ve malzeme temin firmaları her gün yapıyor, sizin neyiniz eksik??
0
conan
Herkes bu teknolojiyi evde yapip yapmamayi konusuyor, ama kimse bu konuya kisisel gizlilik yonunden yaklasmiyor. :(

Yuzlerce kamera onunden geciyorsunuz ve bunlar sizi bir turing makinasi tarafindan "inceleyip" kimin esgalini koydugunu bilemedigimiz bir veritabani ile "eslestiriyor". Yarin bir gun algoritmanin beni bir "terorist"e benzetmesiyle karakolda ya da hapishanede zaman gecirebilecegimi dusunmek benim icimi urpertiyor acikcasi.
0
fsniper
Türkiye'de bugün kim kişisel gizlilikten bahsedebiliyor ki? Millet vekillleri (pardon onların hepsi parlamenter oldu yahu)bile dinleniyorum şüphesiyle yaşayıp kılını kıpırdatmıyor.

Dünya genelinde bir " büyük biraderlik " çabası farkında değil miyiz? Ciddi bir yeni dünya düzeni geliyor..

konuya yakın birşeyler ile ilgili son yazıma http://www.yalazi.org/index.php/archives/2009/05/30/gunumuz-fat-boylari/ adresinden ulaşabilirsin. Artık o kadar gönüllüyü kontrol altında tutulabiliyoruz ki, bu şekilde gizli/gönülsüz yapılan kontrollere ses çıkartamıyoruz.
0
sundance
Abi ne irkiliyorsun, DC'de değil ki bu sistem İstiklal Caddesi'nde, daha bir kaç yıl dokunmaz sana :p
0
conan
DC'deyim diye ulkede olanlarla ilgilenmiyeyim yani?
0
siyah83
Bu iş elbette şu anda bizim ülkemiz şirketleri ya da üniversitelerince yapılabilir .
Bu iş bizim ülkemiz teknolojisi ile yapılamasa bile dışardan sadece kameraları alıp yazılımını kendi ülkemiz imkanlarıyla halletmek gerekir ki bu sektör ilerlesin.

Fakat emin olunki sorun bizim bunları yapamadığımızdan değil , belki X ülkesinin bunu yapmasından ülkemizdeki bazı insanların rüşvet alması , ya da X ülkesindeki Y şirketinin bi şekilde bu işi almak için bi düzenler kurması .

Aynı şey mayın temizleme için de geçerli yapamazmıyız yaparız.

Ama ne bilelim biz kimlerin cebine ne paralar girecek , kimlerin eline ne menfaatler geçecek.
0
DFCN
850.000 € haa 3 kamera ve yüz tanıma yazılımı güzelim Türkiye'm bu kadar altın gibi gençler varken sen git elin rusana yaptır..... Sonra derler beyin göçü oluyor diyee ABD de Stanford Üniversitesinde okuyan ve Microsoftan burs desteği alan çok değerli dostum A.ÖZTÜRK aldığı eğitimle ülkesine gelip bişeyler yapmayı planlarken güzelim ülkemin karar veriçileri ruslara pas atarsa bu ülke geçliği ne yapsın çok yazık. Dışarda en azından bilgi saygı görüyor.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Derdini söylemeyen derman bulamaz!

demolish

Sophos Antivirus 9 Eylül 2004 tarihli makalesinde Türkiye kaynaklı bir bilgisayar kurtunun bulaştığı makinanın kullanıcısı ile konuştuğunu (Microsoft Speech Engine) bildiriyor.

Sophos Antivirus baş teknoloji uzmanı Graham Cluley, virüs yazarlarının Türkiye' de aktif olmalarının endişe virici olduğunu belirtiyor ve ekliyor: "Öyle görünüyor ki bu virüsü kim yazdıysa ülkesindeki bağlantı hızlarından pek memnun değil, fakat bu yol düşüncesini kabul ettirmek için doğru bir yol değil."

Yaşasın Internet, yaşasın sansür!

anonim

Internet üzerinde Türkçe yayın yapan ve güncel medya eleştirisi konusunda haklı bir şöhret sahibi olan MEDYAKRONİK geçen hafta aldığı bir kararla maalesef hem bu şöhretine gölge düşürdü hem de ülkemizin içinde bulunduğu sosyoekonomikpolitik durumu ve büyük sermaye bağlantılı medya gruplarının nelere kadir olduğunu bir kez daha gösterdi.

MSN'de 3. Hotmail'da 6. Yazılım Geliştirmede Kaçıncı?

anonim

Microsoft, Antalya Kemer'de düzenlediği basın toplantısında Türkiye'de 14.4 milyon MSN Messenger kullanıcısı, 10.2 milyon Hotmail kullanıcısı olduğunu belirtmiş. Bu değerlerle Türkiye, MSN Messenger'da dünya üçüncüsü, Hotmail kullanımında ise dünya altıncısıymış.

Toplantıda Microsoft tarafından Türkiye bilişim pazarı konusunda açıklanan veriler ise oldukça ilgi çekici. Türkiye bilişiminin 4.4 milyar dolarlık Pazar pastası incelendiğinde Türkiye pazarının yarıdan fazlasının (2,36 milyar dolar, %54) donanıma ayrıldığı görülüyor. Yazılıma ayrılan pay ise yüzde 14 civarında (617 milyon dolar) kalıyor. Pastanın kalan kısmı ise (1,4 milyar dolar, %32) servisleri kapsıyor. Teknoloji kullanımında gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye’nin hala donanım konusundaki açıklarını kapatmaya çalıştığını ve yazılım ve hizmetlere gereken payın verilemediği ortaya çıkıyor.

Türkiye, Internet, Güzel (!) ve Güçlü (!) Web Siteleri

FZ

Az önce bir dostumdan gelen mesajı sizlerle paylaşmak istedim:

Selamlar,

Türkiye'nin en zengin adamlarının bir araya gelerek oluşturduğu TÜSİAD'ı herkes bilir. Ama TÜSİAD'ın Web sitesini kimse bilmez sanıyorum. En azından ben ilk defa gördüm ve irkildim. Web sitesi tam evlere şenlik. http://www.tusiad.org adresine tıkladığınızda karşınıza gelen ana sayfada (gelmesini bekleyecek kadar sabrınız varsa), sol tarafta bir menü kullanılmış herhalde. Herhalde diyorum çünkü Java class'i gelmediği için soldakinin ne olduğu hayal gücünüze kalıyor. Üst kısımda bir tane Son guncelleme Friday (ya da 13) yazısız var. Son güncelleme derken insan bir tarih bekliyor ama Friday çıkıyor sadece. Solda bir tane Ara düğmesi koymuşlar, bi deneyim dedim. Verilen kutuya Tuncay yazdim; Tuncay Özilhan hesabi ;-). Tam 61 tane dokuman buldum dedi.

Ortaokul Mezunu “Genetikçi”

anonim

internethaber.com: Mustafa Bilgiç, ortaokul mezunu olmasına rağmen, adeta bir genetikçi gibi uğraşarak beyaz tavuskuşu üretti.

Ulubat Gölü kıyısındaki 20 dönümlük araziyi cennete çeviren ve ömrünü doğa korumacılığına adayan Mustafa Bilgiç, “uzun yıllardır bütün enerjisi ve birikimini, kuş ve ağaçların bakımına harcadığını” söyledi.

Oluşturduğu “cennet”te 50’yi aşkın kuş türü bulunduğunu, ancak “bunların arasında kendisi için ayrı bir yeri olan tavus kuşlarını çok sevdiğini ifade eden Bilgiç, şu anda da ‘gelin gibi’ beyaz tavus kuşu üretmenin mutluluğunu yaşadığını” kaydetti.