2006 Nobel Edebiyat Ödülü: Orhan Pamuk

0
FZ

Görüşler

0
sosgezbir
Güvenemediğim tek konu bu işte acaba Orhan Pamuk iyi olduğu için mi bu ödülü aldı yoksa reklam olduğu için mi? Bu soruya bir türlü cevap veremiyorum.
0
anonim
Bence bu konudaki güvensizlik doğrudan Nobel ödüllerini dağıtan kuruma ya da yapıya! Günümüzde bence pekçok konu olduğu gibi Nobel ödülleri de "şaibe" altındadır !
Unutulmamalı ki; Nobel edebiyat ödülü açıklandığı saatlerde Fransa da malum yasayı "GEÇİRDİ"!!!
0
towsonu2003
bu nasıl saçmalık. adam türkiye'nin en iyi yazarlarından, düşünürlerinden. kitaplarini okuyun, bakalim niye kazanmis... bir garip, asiri milliyetci millettir gidiyor yahu! yok bu memleketin degisecegi!...
0
anonim
Sayın towsonu2003, asıl sizinki saçmalık. Kitaplarını okuyun bakalım niye kazanmış cümlesi nasıl bir önyargıdır? Siz kaç kitabını okudunuz da ne anladınız acaba??? Nobel'in nasıl, neden, kimlere verildiğini dünya alem biliyor siz anlayamamışsınız!
0
atesbocuuu
Orhan Pamuk un aldığı naçizane fikrim, ödül değil.. o bir mesajdı türkiye ye verilen.. biz bölücülerinize arka çıkıyoruz, siz de böyle olursanız yanınızda oluruz.. yoksa ne avrupa birliği alır sizi ne de aramızda olursunuz gibi.. o kadar radkal hıristiyan ın olduğu yerde bir katolik birliğinde ne işimiz olabilir ki bizim.. bizim işimiz olsa bile onlar bizi almaz ki..

orhan pamuk hayırı olsun.. sadece sana..
0
anonim
"Ülkemde yüzlerce ermeni öldürülüyor" diyen birinin, Fransa'da kabul edilen yasa tasarısının ardından Nobel Edebiyat Ödülünü kazanmasını da bir misilleme olduğunu düşünüyorum...
0
towsonu2003
eminim nazim hikmet 1950'de dunya baris odulunu aldiginda da boyle seyler diyenler cikmistir... bu memleketin sanatcilarina cektirdiklerinden ansiklopedi yazilir... yazik
0
kubraa
kusura bakma,benim ulkemde ermeniler olduruluyo diyen karsilikli yapilmis birseyi sanki sadece turkiye yapmis gibi gosteren ve nobel icin ulkesini satanlara ben ne sanatci nede edebiyatci derim onlarin tek bir adi vardir VATAN HAINI, nazim hikmetle orhan pamugu ayni kefeye koyamazsin nazim hikmet vatani herseyden cok severdi!!!!
0
towsonu2003
hahahahaha

harika bu, gercekten muhtesem... hehehehe

Nazim Hikmet'in "Vatan Haini" siirini bilen var mi burda?

yazik... kac yilda hic mi degismez bir memleket?
0
bm
Ben kucukken Nazim Himet de haindi. Yahut hakkinda konusanlar hain derdi, hain demeyecekler konusmazdi. Simdi de birseyler uretmis kabiliyetli bir insan olmak yerine vatanini herseyden cok seven biri olmus. Tabii olmus biri bu donumusumu nasil becerdi anlamak zor. Ikili mantiga bu derece yatkin bir kultur nicin bilgisayar alaninda daha ileri gitmez acaba? (biliyorum yabancilar ve icimizdeki hainler yuzunden degil mi?). Baska bir suru hainimiz de var. Mesela Tevfik Fikret nasıl bir haindi?. Tabi o link verdigim yaziyi yazan Murat Belge de hain. Hatta ben de hainlerin etkisi altindayim zahir, bunlardan bahsettigim icin.
0
navara60
sen heralde yaşının gerktirdiği gibi konuşuyosun neyin ne olduğunu bilmeden avrupa hayranlığını bırak sen ne yaparsan yap seni hiç bir zaman içlerine kabul etmeyecekler
0
eu
Türk! yazar Orhan Pamuk Nobel Edebiyet ödülünü kazandı.
Yabancı basında bu haber bu şekilde yer alıyor. Gerçekten ödülü sadece kitap yazdığı için mi aldı?
0
nonoxynol9
Bu ödülü zaten sadece kitap yazdı diye vermezler. Öncü kişiliğe, toplumuna karşı durabilmesine de bakarlar. Dünya bu şekilde, farklı fikirlerle ilerledi, biz de ilerliyoruz işte. Tebrikler Orhan Pamuk, her ne kadar söylediklerini mevcut bilgilerimle kabul edemesem de...
0
anonim
The selection of Pamuk, whose recent trial for "insulting Turkishness" raised concerns about free speech in Turkey, continues a trend among Nobel judges of picking writers in conflict with their own governments. İşte Pamuk'un neden seçildiğinin açıklaması!!! Pekala; What about free speech in France??? Özgürlük, demokrasi, kardeşlik ülkesi olduğunu iddia edegelen Fransa bugünkü tavrının utancını yaşayacaktır. Bu arada Orhan Pamuk'un kişiliğine ve edebiyat alanındaki değerine karşı asla bir önyargım bulunmadığını sadece Nobel ödüllerinin verilişine de - haberde de açıkça belirtildiği gibi-siyasetin bulaşmış olmasına itirazım olduğunu yinelemeliyim.
0
101
Ödülü kendine.
0
anonim
Haaa, bu arada diğer Türk yazarları mesela bir Yaşar Kemal, Nobel ödülüne Orhan Pamuk'tan daha az layıktır- diyebilir miyiz? Ama o neden alamadı- der miyiz? deriz!
0
atesbocuuu
ne yaşar kemaller var bu ülkede.. ama onlar şerefli, onurlu insanlar.. nobel i bırakın çok daha basit bir ödül bile alamaz onlar.. çünkü vatansever, çünkü dürüst, çünkü halk insanı onlar.. çünkü vatan için kelle verir, çünkü türk insanı için herşeyini feda eder, çünkü onlar TÜRK!
he hasbel kader bu ödülü alsalar bile, o parayı almaz ceplerine bu insanlar..

sizin gibileri lazım bize.. türklüğe hakaret edip sonrada bu memlekette yaşayan suyunu için, ekmeğini yiyen, okulunda okuyan, kitaplarını satan adamlar değil!!!
0
sefalet
Gazı alınmıştır.Bir daha Orhan Pamuk'u ortalıkta gören olursa çok şaşırırım.
0
muratdicle
1.4 milyon dolar ödül alacakmış. Daha ne diye ortalıklarda dolansın.
0
Tarık
Arkadaş bu adamın bu ödülü almasına ne diyeceğimi bilemiyorum. Birileri daha 1 sene önce bu adam "Türkler falan kadar kürdü, falan kadarda ermeniyi katletmiştir" dedikten sonra "bu adam kesinlikle nobele oynuyor" demişlerdi. Bende o işler o kadar uzun boylu değildir heralde diye düşünmüştüm. Şimdi görüyorum ki hakkaten o kadar uzun boyluymuş. Adamın şiirine, kitabına, osuna busuna birşey diyemem okumadım çünkü. Fakat birileri "bunu söylediya hah şimdi avrupa buna nobel verir" dedikten sonra bir adam nobel alıyorsa bunun altında bişeler aranması gayet normaldir. Kimse bunu "adamın nobeli alacağı zaten kesindi kimse çamur atmasın" şeklinde korumacı bir tavırla savunamaz, mantıklı değil. Öyle bir tavra giren adama "müneccim maması mı yedin arkadaş" diye sormazlar mı? Avrupa acaba milletini karşına al, at tut, say dök, nobeli kap götür mü demek istiyor. Ne diyor? Bende sormak isterim kendilerine nobel fizik ödülü almak için ne yapmam gerekiyor? Neyse daha mantıklı açıklama yapacak olanlar vardır illaki. selametle.
0
sefalet

Pozitif bilimlerin gözünü seveyim bu ayak oyunları pek işlemiyor, karşında doğa var çünkü lobiler değil.

Yazarın davranışları ile ilgili fikirlerim dışında kültür hayatımızda Nobel almış bir yazarın olması da insanı mutlu etmiyor değil.
0
cadas
Merhaba,

Sanırım neden sonuç ilişkisi açısından burada bir sorun var. Yani A
olayı olduğunda bunu B olayı takip eder, C olayı takip eder
vs. diyenler arasından E olayının gerçekleşmesi A ise E demek için pek
yeterliymiş gibi gelmedi bana.

Sevgiler,

Çağdaş Tülek

0
Tarık
Olaya bir bütün olarak derinlemesine bakmazsanız, süreci başından sonuna takip etmeyip sadece A lar E ler C ler gibi basitçe düşünürseniz dediğiniz doğrudur. Bu argümanlar yeterli değil gibi görünecektir. Ama süreç içerisinde cereyan eden olaylar, rastlantı sanılan birçok şeyin aslında rastlantı olmadığı ortaya konabilirse bu konu hakkında daha doğru kararlar verilebilir. Bunu zaten biz vermeyeceğiz, zaman içerisinde tarih bunu kaydedecek, ortaya çıkaracaktır. Önemli olan tarafsızlık ilkesinin korunmasıdır, bu ilkenin korunması bilgiyi "tarih"e, korunamaması "propaganda bülteni"ne çevirir.
0
sundance
Şahane açıklama. Ben de tam "arkadaşlar, yağmur yağdığında ıslanıyoruzdan yola çıkıp, ıslandığımızda yağmur yağıyordur sonucuna varamazsınız" diyordum.

Bir de artık FM'in sloganı olmaya başladı "Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunamayacağı", lütfen ağzınızı açıp Orhan Pamuk şunla almıştır bunla almıştır Nobel'i demeden önce kitaplarını okuyun. Zira "ben hiçbir kitabını okumadım ama..." diye başlayan cümleler gülünç oluyor. Nasıl bir yemek hakkında tadına bakmadan karar veremezseniz, bir yazar hakkında da kitaplarını okumadan, (nasıl okudukları da belli olmayan) başkalarının okuyup yaptığı yorumlara göre değerlendirme yapmak, birisinin bir yemeği yiyişini izleyip yorumlarına göre yemeğin tadı hakkında fikir yürütmeye benziyor.
0
Tarık
Aynı şey değil bunu sizde biliyorsunuz. Orhan Pamuk' un kitaplarını okumuyor olmam, konu hakkında hiç fikir yürütemeyeceğim anlamına gelmez. Ben keseden atacak, infaz edecek olsam nobel komitesi hakkında yıllardır süren teorilerden tutunda Orhan Pamuk' un kişiliğine kadar bir çok iyi niyetli olmayan argümanı burada rahatlıkla ortaya koyarım. Fakat dediğim gibi bunu tarih gösterecek. Lütfen sizde "neden?" diyen insanları biraz olsun anlamaya çalışın. Ssygılar.
0
SHiBuMiGo
Sevgili sundance,

Ben Orhan Pamuk'u edebi olarak değerlendirme işini, radyoda AB'li bir İngiliz edebiyat eleştirmeninin "Orhan Pamuk ikinci bir Borges" yorumunu duyduktan sonra bıraktım.

AB giderek dejenerasyona uğruyor, hem de en köklü kurumlarının ve toplumlarının öncülüğünde bunu yapıyor. İşin komiği, Pamuk'un ödülünün Fransa'daki yasa tasarısının kabul edilmesinden 1 saat sonra açıklanması ve bunun masum bir tesadüf olduğuna herkesin inanmasının beklenmesi.

AB içerisinde belli ki Türkiye'nin AB'ye fazla yaklaştığını düşünen ve bu durumdan rahatsız olanlar var. Yaşanan olaylar ve alınan kararlarda da bunların izlerini görüyoruz. Orhan Pamuk, kürtlerle ve ermenilerle ilgili bir açıklama yapmış olmasaydı, yine yalnızca edebiyatının gücü ile bu ödülü alabilecek miydi? Hiç sanmıyorum. Sanmıyorum, çünkü Türkiye ile ilgili konularda yaptığı yorumlar olmasaydı yalnızca müslüman bir yazar olarak tanınacaktı, ancak şu anda o kendisini Türkiye'nin inkar ettiği hatalarını dürüstçe kabul eden ve kabul ederken de batının kulağına hoş gelen argümanları kullanan batılı-müslüman yazar kimliği ile kendisini kabul ettirmeyi başardı.
0
sky_khan72
Hmm, ben de Orhan Pamuk'u ilk defa okuduğumda kesin bu üslup yabancı bir yazarın üslubundan arak ama tam oturmamış sanki diye düşündüğümü hatırlıyorum. Borges miymiş :)
0
ihsanunaldi
Kendisinin 1 kitabını (benim adım kırmızı) okudum.
gerçekle alakası varmıdır bilemem ama ,anlatım olarak fevkalade güzel bir kitaptı.

Dikkat ederseniz genelde Türkler "soykırım yapılmıştır"
demiyor. Ama kaçımız belgeleri, kaynakları, delilleri araştırdık da soykırım yapılmamıştır diyoruz ?
Belki Orhan Pamuk kendini kurban edip , bu tip meseleleri tartışmamızı ve bilinçli olarak hüküm vermemizi istediği için böyle söylemiştir.
Yani bizim iyiliğimiz için .
bilmeden konuşan, duyduğuna inanan bir toplumu uyarmak için.
belki ermeniler doğuda katliam yapmıştır,
belkide fransız üniformalarıyla yapmıştır ,
kaçımız bunları biliyor kaynaklarından.
bunları bilmemizi ve fransız lara duyurabilmemiz içindir belki.
Eğer bu düşüncedeyse kıymetli bir insandır.

0
sefalet
Efendim Orhan Pamuk açık açık bir milyon ermeninin öldürüldüğünü vs vs dile getirmiştir.Bunu dile getirdiğini kendi de söyledi zaten tv programında.Ama Türkiye'ye geldikten sonra kendisine bir milyon sayısını neye dayanarak söylediği sorulduğunda, o an ağzından öyle çıktığını belirtmiştir.Bu tür kurnazca ifadeleri en sadık dostum yapsa onunla ilişkimi tekrar gözden geçiririm Orhan Pamuk bundan niye bağımsız olsun.Soykırımın bir tanımı var ve ermeni meselesinde geçen olaylar bu tanıma uyar özelliklere sahip değil.Buna rağmen insanlar "entellektüel" olmanın şartlarından biri genel kanıların tersini söylemek ve savunmaktır ilkesinden hareketle çok rahat tarihi olayları yorumlayabiliyorlar.

Ermenilerin zarar gördüğü ortada ama bir soykırım tanımı ki Hitlerin Almanyasının planlı programlı bir şekilde yalnız Almanyada değil istila ettikleri her ülkede arayıp yakalayıp öldürdüğü yahudilerin tarihsel tanımlamasına göre şekil almış bir kavramı kabul etmemiz isteniyor.Üstelik bunu isteyen tarihçiler de değil, bir takım politikacılar.Bir dolu tarihçi var başta Fransız tarihçiler, yaşanan olayların soykırım olarak tanımlanamayacağını belirtmektedirler.

Durum böyleyken garip bir polyanacılık ile aslında konu tartışılsın kendimizi daha iyi tanıyalım niyetleri ile fişteklenen bir olay değil mevzu bahis.
0
simor
Güzel dediniz.

Zaten tepemizdeki insanların, tepemizde boza pişirmekten, bizim hakkımızı devletler statüsünde aramaya vakti olmuyor. Efeler gibi diklenip durmaktan başka birşey yapamıyorlar. Yapamazlarda.

Biz de sadece, yau yaptıkmı hakkaten öle bişey deyip, okulda bize öğretilemeyen tarihimizle avunup dururuz.
Ne zaman neden çıkmıştır bu söylentiler, elçiliklerimizde insanlar katledilirken, neden bu ermeniler böyle yapıyorlar dediğimizde çocuk yaşımızda bize cevap vermişlermidir.
Evet hiç bir ülke kendi tarihinde problem yaratabilecek sayfaları açmak istemez körpe beyinlerin önüne. Ama körükörüne düşmanlık mıdır daha doğru olan?

Bu kadar hassas bir konu üzerinde bazı kişiler, kendilerini yeterince Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olarak hissetmiyorlarda konuşmuyorlamı acaba . Yoksa bu oyunlar eğitimsiz halkımı faşizmin ve kafatasçılığın pisliğine mi batıracak.

Aman dikkat, 5 kere okuyup 3 kere düşünüp 1 kerede cevap vermek gerekiyor. İster Orhan, ister Pier, ister William; Hiç bir şahıs kendi egolarıyla bir ülkeyi temsil edemez. Ediyorsa veya edebiliyorsa temsil ettiği ülkede onu destekleyen unsurları aramak ve sebebini sorup tartışmak lazım. Orhan Pamuk, Ugandalımı ki?

Ülkeyi temsil edecek olan idealde halk ise, Fransa'nın da durumuna bakmak lazım. Sessiz kalan diğer ülkelerinde. Tabi kendi ülkemize de. Bu insanlar niye bize düşman ve oradaki ermenilerin derdi ne? Bu kadar sene niye beklemişler.

Ben size kısa bir komplo teorisi sunayım. Demin bahsettiğim bozacılar tek bir amaç için getirildi; Bizi avrupa birliğine sokmak. Neden? Avrupa birliğine huzursuzluk sokmak ve o güçler için batı ile doğu arasında köprü kurmak. Adamlar açık seçik dediler siz bize ağır gelirsiniz diye. Şöye bir etrafınıza sorun avrupa birlğine girince ne olacak diye; Kimi, abi serbest dolaşım olacak mis gibi dolanacaz.. Öbürü mis gibi teşvikler gelecek yiyeceğiz der. En iyisi iş bulacağız der haklı olarak. Birincisi avrupada iş falan yok. Eğitiminiz ve paranız yoksa avrupada sürünürsünüz birliğe dahil olask bile. Ne yapacak, beni alıp mühendismi kabul edecek? Ya da herneyse.. İkincisi biz kendi içimizde eğitim reformu yaparsak ancak 40 yılda insanımızı insan gibi yaşatabileceğimizi biliyoruz.

Kısacası bizi istemiyorlar fakat bizi birliğe sokmak isteyen güç çok büyük. Ve sanırsamki bu avrupa birliğinin son kozuydu. Günah keçisi de savaştan minimum zararla kurtulup, emperyalizmini insanları ve doğayı katlederek sürdüren Fransa oldu.
Orhan Pamuk da kendi yaptığı hatayı temizlemek için hayatı boyunca kıvransın dursun.

Ben, şu andan sonra şöyle davranırdım başta olsaydım. Nobel ile ermeni olayını birbirinden izole etmeye çalışır, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının edebiyat dalında Nobel ödülü kazanmasını pozitif reklam ve öne çıkarıcı, prim yapıcı faktör olarak kullanırdım. Çokmu zor? değil.
Ama bazı kişiler ne olursa olsun haketmediğimiz birşye olarak düşünüyorlarsa, eurovisionda önce 3. sonra da 1. olduğumuz hatırlasınlar. Sonra da neden benim bile müzk eseri diyemeyeceğim bir şarkıyla katıldığımızı bir düşünsünler.

Politika aah politika ne poli şeysin sen.
0
cadas
Merhaba,

Yorumunuz bence olayı oldukça güzel özetliyor, sadece "Orhan Pamuk
Ugandalı mı?" kısmını anlayamadım.

İki konuyu birbirinden ayırmak ise dediğiniz gibi en önemlisi... Ve
bence bu bağlamda Radikal gazetesi bugünkü (13 Ekim 2006) baskısında
konuyu ayırma sağ duyusunu göstermiş.

Çağdaş Tülek
0
simor
Biz de ugandalı değiliz. Ben de değilim Tahminimce sizde.
0
bm
Belki Orhan Pamuk kendini kurban edip , bu tip meseleleri tartışmamızı ve bilinçli olarak hüküm vermemizi istediği için böyle söylemiştir.

Ettigi ve gurultu cikartan laf su:

One million Armenians and 30,000 Kurds were killed in these lands, and nobody but me dares talk about it.
(vurgu benden, BM)

Tercume edeyim:

"Bir milyon Ermeni ve 30000 Kurt olduruldu bu topraklarda ve benden baska kimse bunun hakkinda konusmaya cesaret edemiyor."

Vurgu yaptigim kisim sadece yanlis olmakla kalmayip maksanin bizim bilinclenmemiz degil kendisinin birsey yerine konmasi oldugunu da acikca gosteriyor.

Iyi yazarlarin veya iyi bilim adamlarinin (yahut herneyse) temiz ahlakli ve ornek insanlar olmalari gerekmiyor elbette. Ben kimsenin edebiyat kabiliyeti taracak bir durumda olmadigim gibi, bu odulun -- en azindan Pamugun bakis acisindan -- bizim hakkimizda birseyler okunmasina faydali olacagini dusunuyorum. Ama su yukarida alintiladigim lafi eden bir adamin tiynetinden suphe etmemin yanlis olmadigini da dusunuyorum.

Bu memlekette (dogru veya yanlis, yikici veya yapici) "hosa gitmeyen seyler soyledi" diye insanlar olduruldu, insanlar hapsedildi, insanlar kacirtildi. 2000'li senelerin mutedil ve eskiye gore 'ozgurlukler diyari' Turkiye'sinde yasarken ve memlekette bunlar acikca konusulurken yabanci basina boyle iskembeden rakam atip pesinden de "bana bakin pek bir cesurum, birtek BEN" diyen adama cok hatir ediyorsunuz bence yukarida soylediginizle. Bu adam ne 'kurban' ne 'kahraman' ne de kendisini tehlikeye atip 'biz'e bir iyilik yapmak pesinde. Yaptigi bir iyilik -- romanlariyla yaptiginin disinda -- olabilir, ama ne halta yarasin diye edildigi asikar olan bir lafi buna yormamali bence.

0
ihsanunaldi
evet haklı olabilirsiniz , hepimiz şüpheliyiz
Pamuk kötü niyetli olsada , iyi niyetli olsada ,
söyledikleri bir dürtükleme işlevi görmeli.
"yav kardeşim soykırım diye bişey yok ,bunu zaten herkez biliyor..."
diyerek sonsuza kadar olayı bilmeden öğrenmeden mi yaşayacağız.
e biz araştırmadan böyle söylüyoruz .
yaklaşık 19 ülkeye kabul ettirmişler.
e herkez böyle düşünmeye başlarsa (araştırmadan )
dünya soykırım var demeye başlarsa ,
biz bilmeden inanıyoruz onlarda bilmeden inanırsa ?
e bilsek de onlara da bildirsek ?
şu anda takmaz bi vaziyetteyiz, kabul ediyorlar bişey yapmıyoruz.
dikkati çekmek istediğim nokta daha ziyade budur.
ezberi bozmak için bazen sert çıkışlar gerekir.
ne kadar ermeni öldüğü önemli değil.
orda ermeniler ölmüş . bu kesin.
ama nasıl ölmüş , kim biliyor ?
aslında ki yine eğitime dayanıyor ki ,
eğitim konusu varken bunlara sıra bile gelmemeli
belki de bu tartışmaların içine çekilip kendimizi göremez hale getirilmek isteniyoruz ?
zira daha önemli konular var

0
cax__
tabi
0
Aero
ben hak weririm ihsan adlı arkadaşa. benceda ne gdrını bilirik biz bu olayın o kadar şey üstü örtülür kapatılır ve insanlara yanlış anlatılır ki, bunları yüzeye çıkardığımızda kaos yaşanr. bence gurur duyulması gerken bişey. nice nobellere.
0
rafet
Basligi gorunce once inanamadim, belki saka yapiyorlardir falan dedim.Gercek oldugunu anlayinca maalesef moralim bozuldu.Dusundugunuz gibi hic de sevinmedim.
Bu odul Orhan pamuk adli sahsin eserlerine verilmedi.
Gercekten tarafsiz bir juri olsaydi ve Turkiyeden birine verelim deselerdi ortada bir Yasar Kemal var, ona verirlerdi.
Isin gercegi Yasar kemal i de artik eskisi gibi sevmiyorum, ama yine de gercek bir yazar.Eserleriyle
kendini dunya edebiyatina kabul etirdi.Nobel alsa da almasa da yazar.

Orhan Pamuk.Kisaca yazar bile degil.
Kitaplarinin cogunu okudum, begenmesem de.
Turk. Turkiye dusmani bir sahis anlayabildigim.
Eserlerinden cok siyasi cikislariyla, polemikleriyle sesini
duyuruyor ve soyledikleri de iftiradan baska bir sey degil.

Bazilarinin yazdigi gibi dikkatimizi ermeni sorununa cekmek falan degil Pamuk'un savunduklari.Ve ayrica
Avrupalilar bizden daha iyi biliyorlar o gunleri, neler
yasandigini.Tarihciler kayit tutmuslar neler olmus.Bunlar hep biliniyor.
Ermeniler savas halindeki bir ulkede, Osmanli Imparatorlugunda devlete karsi dusmanin yaninda yer almislar.Ermeni ceteleri Turk koylerine baskinlar duzenleyip kadin cocuk demeden olduruyorlar.
Osmanli da buna karsi tehcir karari aliyor, ermenileri savas bolgesinden asagi suriye ye dogru kaydirmak istiyor.Intikam almak isteyen halktan Ermenilere karsi
saldirilar, katliamlar oluyor.Yani karsilikli bir vahset.

Kisca olaylar bu iken simdi tutup da Turkler ermeileri
katletti falan demek resmen iki yuzluluk.Fransa bu
isin basini ceker gorunuyor, neden, bence birinci dunya
savasinda Anadoluya saldiran fransiz kuvvetleri hep
Ermeni milislerden olusuyordu, bu katliamlarda bu birliklerin de parmagi var, Fransa bunlari bu yuzden sahipleniyor, hele oy hesaplarini da dusunursek.

Avrupanin Turkiye ye topyekun saldiriya gecmesinin
(sizi AB ye alacagiz diye Gumruk Birligiyle elimizi kolumuzu baglamalari, yasalari kendilerine gore degistirtmeleri,Turkiyeden devamli tavizler istem,eleri vs.)
kultur alanindaki yansimasidir bence Pamuk'un nobel almasi.

Niye Orhan pamuk?baska biri degil de.Valla onu avrupalilara sormak lazim aslinda.Bu arada isteyen
Yalcin Kucuk'un kitaplarina goz atabilir,Pamuk'un
kitalarinin asirma olup olmadigi hakkinda, Benim adim Kirmizida kendi ailesini anlattigi hakkinda, yahudilik,
donmelik hakkinda bir suru sey bulabilir.Inanir inanmaz o artik okuyana kalmis, birsey diyemem.

Beni ilgilendiren Turkiye'nin zor gunler bekledigi.Almanya da okulun bahcesinde bile senin kendi dilinle konusmandan rahatsiz oluyorlar, karar aliyorlar, konusamazsin diye.Hic bir Avrupali bunu anti demokratik, nazilik falan gormuyor.Turkiye Halkinin yuzde 90 i ABD karsiti olunca bu kanlarina dokunuyor,
sinirleniyorlar.






0
bm
Ben kendim birsey demeyecegim. Alev Aletli'dan evvelce (Pamuk Nobel almadan) baska bir yere gectigim bir alintiniyi hissiyatina katildigimi belirterek yapistirmak istiyorum:

Orhan Pamuk’a gelince: Teessüf ettiğim, Pamuk’un Müslüman ve Türk kimliğinin son artıklarından kurtulma, Avrupalı düzene entegre olma azmi değil, bunu çok gördük. Teessüf ettiğim, Pamuk’un Batı medyası nezdinde inanılırlık ihdas etme çabası içinde Türkiye’yi Batı medeniyetinin anti-tezi olarak küçümsemesi de değil, bunu da çok gördük. Teessüf ettiğim, özetleyegeldiğim faciaya rağmen yaşayakalmakta başarılı olmaktan gayrı bir ayıbı olmayan Türkiye’nin şamar oğlanı yapılmasına seyirci kalmaktan öte yüreklendiriyor olması. Teessüf ettiğim, bir Türk yazarının başarısından duyduğum keyfi böylece boğazıma tıkarken, bu toprakların insanlarının Batı kamuoyu nezdindeki başarılarının hemen her zaman liyakat dışında birtakım pazarlıklara tabi olduğu şeklindeki sakatlayıcı duyguyu bir kez daha hortlatmış olması.
0
FZ
... bu toprakların insanlarının Batı kamuoyu nezdindeki başarılarının hemen her zaman liyakat dışında birtakım pazarlıklara tabi olduğu şeklindeki sakatlayıcı duyguyu bir kez daha hortlatmış olması.

Tüm bu gürültü içinde belki de en çok üzerinde durulması gereken cümlelerden biri Alatlı'nın yukarıdaki cümlesi.
0
yetgin2
Yukarıdaki linkten alıntı.

"Pamuk was educated at the American school, Robert College, founded in the 1860s by secular Americans, where half the classes were taught in English. Among the Turkish graduates are prime ministers and corporate executives."

Gurur filan duymadım Orhan Pamuk nobel aldığı için. Olsa olsa necip milletimize kitap okumanın pek de hayırlı bir şey olmadığı konusunda yeni bir ilham verir bu mesele. Fazla okuma beynin bulanır, kafayı yersin, felsefe yapma gibi dahiyane önerilerimize bir yenisini ekleyecek gibi duruyor. Zaten batıya yaranmak ve menfaat elde etmek için hareket eden çok fırsatçımız vardı. (Ki malum emperyalizmin bir numaralı silahıdır bu.) Şimdi bu işin pirini de seçmiş oldular.

Ermeni soykırımı olmuş mudur, olabilir; soykırımını bilemem ama kırımı olmuştur; bu tip konuları tarihcilere bırakalım diyenleri de ayrıca kınıyorum. (Hic belli olmaz bir başka "kırım" o kadar uzağımızda olmayabilir. Birilerinin kazanı kaynatmasına bakar. Sabırlıdır, metindir, sağduyuludur dediğin millet bir de bakmışsın yurtçapında galeyana gelivermiş. Şaşarsınız belki ama ben şaşmam açıkçası) Kızmam bundan degil diye gectim bu paragrafı.

Kızmam "sözde Türk aydını" ile halkın arasındaki uçurumun bir türlü kapanamıyor olmasından. Hatta Türk aydınının aslında türeyemiyor olmasından. Yoksa OP dan bana ne. Kemal Tahir'den Oğuz Atay dan daha mı büyük romancı. Barışa ne katkısı olmuş. Olduysa barışalım Ermenilerle. (benim bir derdim yok, millet olarak)

Kapanamaz tabii. Bunlar Türk aydını deil ki. Şimdi dönüp ilk paragrafı yine okuyun.
0
FZ
İnsan tartışmadaki her taraftan belli bir standart bekliyor. Nasıl olur da bu ülkedeki bir okula bakıp "bu ülkenin okulu değildir" dersiniz? (Alıntı yaptığınız yazıya bakıp oradaki lafı olduğu gibi bugünkü bir gerçeklik olarak desteklediğinizi var sayıyorum, yanılıyorsam düzeltin). Şu anda tam da bu başlık altında yazan ve Orhan Pamuk'un sözlerine, tavrına karşı çıkan, aksi yönde düşünce belirten ve bunu sert şekilde yapan insanların arasında Robert Koleji mezunu olmadığını mı düşünüyorsunuz?

Bakış açısı bu kadar mı yamulur? Boğaziçi Üniversitesi dediğimiz üniversite tarihi olarak Robert Kolej kurumunun devamı olarak kurulmuştur. Şimdi burada yazan Boğaziçi Üniversitesi mezunları ve mensupları bu ülkenin insanı değil midir, aralarında bu ülkenin aydını yok mudur?

Kurumların eleştirilmesine karşı değilim ancak bu tür bir hava yaratıldığında bunun gerçeklikle ne kadar örtüştüğüne bakmak icap eder. Bu ülkenin bir başka okulundan İTÜ'den de Süleyman Demirel gibi, Turgut Özal gibi, Necmettin Erbakan gibi adamlar çıktı mesela. Ben şimdi bu adamlar yüzünden İTÜ'yü yerin dibine mi sokayım yani? Bu mudur? Argümanlarımı buna göre mi kurayım?
0
anonim
Sayın FZ,
"Bu ülkenin bir başka okulundan İTÜ'den de Süleyman Demirel gibi, Turgut Özal gibi, Necmettin Erbakan gibi adamlar çıktı mesela. Ben şimdi bu adamlar yüzünden İTÜ'yü yerin dibine mi sokayım yani?" ... yerin dibine sokmayın sayın FZ sadece en azından "bu adamlar" ın bu ülkede Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı gibi en saygın (olması gereken) makamlarda görev yaptıkları için makamlarına saygı gösterin ama siyaseten yaptıklarını yapamadıklarını elbet eleştirin.
Bu arada da RC'nin ve uzantısı Boğaziçi'nin ülkedeki diğer birçok orta öğrenim kurumunun (ki ben de bunlardan birinden mezunum) kuruluş amaçlarını görmezden gelerek İTÜ'nün kuruluşu ve yapısıyla karıştırmayın. (Uygulamalarda ve yürütmede elbet birçok öğrenim kurumu eğitim ve öğretim sistemi birçok yönden eleştirilebilir ve de eleştirilmelidir) diyorum. Yani bu söylediklerimin konuyla ne ilgisi var?- Bilmiyorum:D
0
FZ
Ülkenin kurumlarına ve makamlarına saygısızlık? Makama saygısızlık olsa olsa yasaya karşı çıkmak ya da benzer şeklinde olur diye düşünüyorum, ne bileyim misal Cumhurbaşkanlığına dilekçe yazıyorum ve usül dışı zırvalıyorum, bu saygısızlık addedilebilir ve hatta üzerime çok gelinebilir, bunu anlarım. Ancak sizin de belirttiğiniz gibi ben makamlardan değil insani ve siyasi açısından ve pek çok bakımdan çok şiddetli karşı tavır sahibi olduğum, ülke açısından çok çok zararlı olduğunu düşündüğüm insanlar da bir üniversiteden çıktı diye mezun olduğum okulu yerin dibine mi sokayım? O adamları yerin dibine sokarım diye mezun oldukları İTÜ'yü yerin dibine mi sokayım (İTÜ'yü pek çok bakımdan eleştirebilirim o ayrı)?

Benim burada karşı çıktığım argümanın kuruluşu. Bu ülkede, bu ülkenin çocuklarını ve gençlerini eğiten ve bu ülkeye faydası dokunan bir liseden, bir üniversiteden bahsederken kalkıp "bu ülkenin okulu değil ki, bu ülkeye faydası olacak insan yetiştiremez ki" dendiğinde ben buna hayret ediyor ve "nasıl oldu şimdi bu yahu?" diyorum.

Eğer tartışılacaksa lütfen daha net olalım, diyelim ki filanca falanca okul, üniversite bu ülkenin, TC toplumunun selametine aykırı olarak var oluşunu sürdürür, şu anda ve son 50 yıldır (mesela) özü budur. Şu şu okullar ve üniversiteler uzun vadede bu ülkenin uzun vadede refahına ve var oluşuna aykırı bireyler yetiştirmişlerdir ve yetiştireceklerdir. Söylenen bu mudur? Önce bunun netleştirilmesi taraftarıyım.
0
yetgin2
O isimler yüzünden İTÜ yü adama yerine koymayacaksanız, Mesut Yılmaz Robert'in kapatılması için yeterli sebeptir. Benim söylediğim sitedeki yazıda bir Amerikan sitesinin bu kişiyi bir Amerikan koleji yetiştirdi diye gizli/açık övünülmesidir.

Bunca üniversitenin bunca kuşakta yetiştirdiği (mimar mühendis) değil aydın sayısına bakınca hepsini yerin dibine gömebilirsiniz benim için sorun yok.

Örneğin Türkiyede bir aydın kesimin olmadığını vatandaşın neden AB bizim için iyi yada kötüdür diye bir dayanağı olan fikir sahibi olmamasından anlayabilirsiniz.

Demeye çalıştığım özellikle Robert koleji hedef almışlığım yok ama İngilizce eğitim den başlayarak pek çok şeyi hedef alabilirim bu ayrı konu.

Çok daha uzun yazmıştım ama "send" dedim gitmedi, "back yaptım" bulamadım. Sövecektim kendimi tuttum, çünkü bir şeye faydası yok. "Login olmuştum" ama "login ol" dedi. Acaba oturumum, "expire" mı oldu? :)
0
anonim
Sayın yetgin2 "Mesut Yılmaz Robert'in kapatılması için yeterli sebeptir" cümlesi bilgi eksikliği içeren yanlış bir cümledir. Mesut Yılmaz Alman ekolündendir! Robert College mezunu Başbakanımız Sayın Bülent Ecevit!tir.
0
FZ
Internet'e sorunca bir süre Sankt Georg'da okudu, İstabul Erkek Lisesi'nden mezun oldu diyor.

Avusturya Lisesi - Vikipedi

Mesut Yılmaz - Vikipedi

Mesut Yılmaz - biyografi.net
0
anonim
Evet! yani RC ile alakası yok! Avusturya Lisesi= Sankt Georg ; dolayısıyla Alman ekolü... RC mezunu biricik Başbakanımız Sayın Bülent Ecevit'tir ve de üniversite mezunu olmadığı için Cumhurbaşkanı olabilmesi -engellidir. Bu arada genellikle güzel Türkiyemin siyasileri (devlet adamları demiyorum) çoğunlukla Mekteb-i Sultani'den yani Galatasaray Lisesi'nden (Fransız ekolü) olagelmiştir. Özellikle dışişlerinde görevli diplomatlarımızın "monşer" diye anılmalarına vesile). TURAN GÜNEŞ'LERİ HASAN ESAT IŞIK'LARI tenzih eder SAYGIYLA ANARIM. Özet Amerikan okulları mezunları siyasetten çok sermaye eğilimli yetişerek "ülkeye değil- kendine hizmet" anlayışıyla yürümüşlerdir(Çoğu işadamları..). Bu bilgiler elbet genelleme değil yalnızca bir önceki kuşağın ve daha önceki kuşağın eğilimi olarak belirir.
0
bm
Tansu Ciller'i herkes aklindan silmeye calisiyor galiba? Yoksa ACG sayilmiyor mu?
0
anonim
Tansu Çiller artı Boğaziçi Üniversitesi mezunudur, ekonomi profesörüdür- !. Ben sadece RC'den söz ettim :D.... ACG (RC'nin kızlar şubesi yani Arnavutköy Kız Koleji) Bu arada AAG de var da (Üsküdar Amerikan) bu okulun mezunları arasında daha çok bankacı, iş insanı, iletişim, işletme, tıp ve sanat alanında ilerleyenler bulunur.
0
anonim
Haaa evet tabii tabi, bir de Orhan Pamuk RC mezunu.Laf nerden nereye geldi yahu- hayli dağılmışım;)
0
newman
"Bu arada da RC'nin ve uzantısı Boğaziçi'nin"

Sizi kiniyorum. Kimse ne ITU'ye gitti diye iyi olur, ne Bogazicine gitti diye kotu... Ayrica oturdugunuz yerden nice insana bilerek/bilmeyerek tanimadiginiz halde camur attiginizi gormek... Bu kadar ucuz mu bu? Terbiyesizlikten baska birsey degil bu!
0
bm
Bu "Turkluk" meselesinin basinda girdigi sekli, belki benzer kistaslarla Turklugu tartisilacak Murat Belge bugunku yazisinda basinin tepkisi tarafindan bakarak ellemis. Bir alinti yapiyorum:

"Onun için medya şimdi Orhan Pamuk konusunda gene öncelikle kendisinin yarattığı olumsuzluğu, düşmanlığı, nefreti, biraz olsun dengelemeye çalışıyor. Ama bunu nasıl yapıyor? Orhan Pamuk'tan elinden geldiği kadar sıradan, standart, 'comme-il-faut' bir 'ortalama Türk' çıkararak. Bir kaygımız, bu ödülün ne kadarını Orhan'ın elinden alıp 'Türklük' hanesine aktarabileceğimiz. 'Türkçe konuştu!', 'Türkçe davet ettiler!' edebiyatı buna yarıyor ve satır arasında, 'O törende Türkçenin duyulmasına vesile oldu. Haydi, onu biraz hoşgörelim' deniyor. Tabii bunun öbür ucu, Orhan Pamuk'a gönderilen mesaj: "Sen böyle 'cici' ol, biz de seni severiz...""

0
yetgin2
"Bu ödül bana değil Türkiye'ye verilmiştir" diyen ben değilim. Türklüğe bir pay gelmiyorsa zaten neden OP un nobel ödülüne sevinmem gereksin?

Sonucta aynı OP değilmi dir ki, ödülü almadan önce "kimsenin konuşmaya cesaret edemediği" konularda beyanat verirken, siyaset konuşacağız denince BBC stüdyolarından sıvışan? Şimdi burada şark kurnazlığı görmüyor musunuz?

MB bu tavırların suçunu medyaya filan atmış ama, durum bundan mı ibaret?

-------------------

"belki benzer kistaslarla Turklugu tartisilacak Murat Belge..."

Belki siz Murat Belge yi seviyorsunuzdur, Soroz'u da seviyorsunuzdur. ATE sini de seviyorsunuzdur. Ben sevimli bulmam. İkidir bu konu da dürtüyorsunuz ses gelecek mi diye ama bu kadar Bilgi eksenli bir sitede kaşınanlar çıkmaz sanırım...
0
bm
MB bu tavırların suçunu medyaya filan atmış ama, durum bundan mı ibaret?
Benim ilgimi ceken kisim o degildi aslinda. Yani o bakis degil. OP'den cok bizimle ilgiliyim. O bakimdan alintilamdigim yerdeki su girizgahta ima edilen acidan ilgimi cekti:

Tasavvur edebildiği en yüce başarı UEFA Kupası veya Eurovision derecesi olan bir toplumda, hiç değilse 'diplomalı' kesim, böyle bir törende Türkiye Cumhuriyeti pasaportlu birinin ödül alıyor olmasının bir anlamı olduğunu görmek durumunda kaldı.
Belki siz Murat Belge yi seviyorsunuzdur, Soroz'u da seviyorsunuzdur. ATE sini de seviyorsunuzdur.
ATE nedir? Kalanlar konusunda bazen MB'nin bana ilginc acilardan seyler yazdigini dusundugumu soyleyeyim, sevmek kismina karismayayim. Baska baglamlarda da yazdigini hic begenmedigim de oluyor.
İkidir bu konu da dürtüyorsunuz ses gelecek mi diye ama bu kadar Bilgi eksenli bir sitede kaşınanlar çıkmaz sanırım...
Bu ne demek?
0
bm
Off yanlis mod secmisim, tagleri yutmus. Ozur dilerim. Bir daha yapayim:

MB bu tavırların suçunu medyaya filan atmış ama, durum bundan mı ibaret?

Benim ilgimi ceken kisim o degildi aslinda. Yani o bakis degil. OP'den cok bizimle ilgiliyim. O bakimdan alintilamdigim yerdeki su girizgahta ima edilen acidan ilgimi cekti:

Tasavvur edebildiği en yüce başarı UEFA Kupası veya Eurovision derecesi olan bir toplumda, hiç değilse 'diplomalı' kesim, böyle bir törende Türkiye Cumhuriyeti pasaportlu birinin ödül alıyor olmasının bir anlamı olduğunu görmek durumunda kaldı.

Belki siz Murat Belge yi seviyorsunuzdur, Soroz'u da seviyorsunuzdur. ATE sini de seviyorsunuzdur.

ATE nedir? Kalanlar konusunda bazen MB'nin bana ilginc acilardan seyler yazdigini dusundugumu soyleyeyim, sevmek kismina karismayayim. Baska baglamlarda da yazdigini hic begenmedigim de oluyor.

İkidir bu konu da dürtüyorsunuz ses gelecek mi diye ama bu kadar Bilgi eksenli bir sitede kaşınanlar çıkmaz sanırım...

Bu ne demek?

0
sefalet
Türklük filan deyince rastladığım bir günlükten haberdar edeyim dedim.Ne güzel, milletimin insanı yazmaya başladı artık, ya da yazanlara ulaşma imkanları mı arttı desek.

Orhan Pamuk'la Murat Belge bir şekilde aynı sınıflamaya alınabilir.Eleştiren, eleştirmeyi araç değil sanki amaçmış gibi gören bir aydın tipi.Murat Belge'nin adresini verdiğiniz yazıda makul ve üstünde durulması gereken saptamalar var gerçekten.Fakat üstü kapalı bahsettiğim bu aydın sınıfı, eletirmekten hatta yerin dibine batırmaktan haz alan ve sanki bununla beslenen kişiler gibi geliyor bana.Kendine aydın diyen kişilerin en sevimsiz oldukları anlar, eleştirdikleri şeyleri olumsuz oldukları için eleştirdiklerini söylerken, eleştirdikleri şeyin nasıl olması gerektiği hakkında en ufak bir gayret veya niyet içinde olmamalarıdır.

Devletin ve milletin kimlik anlayışı elbet eleştirilir de, sen o kimliği nasıl tanımlıyorsun diye sorarlar adama.Sorarlar ama maalesef "Türk Aydınından" bu konuda bir yanıt almak zor olur.Çünkü biz o öyle değil demeyi daha çok seviyoruz.Öyle değil böyle olmalı diyen yok çünkü gerisini getirmek hem zor geliyor hem de öyle bir gaye de güdülmemekte.Murat Belge tadında mürekkep yalamış kişiler bu tür sorulara zaten Türk Milleti de yoktur, bir avuç insanın yarattığı bir kavramdır demekle işi güzelce kestirip atma yoluna gitmeyi seçiyorlar (M.Belge tam böyle söylüyor demek istemiyorum, genellleme yaptığımı belirteyim).

Maalesef bir halk olarak kimlik sorunumuz olduğu açık ve bundan aydınlarımız da nasibini almış durumda.
0
sefalet
Güzel saptamaların olduğunu düşündüğüm günlüğün adresini vermeyi unutmuşum.

http://ioksuz.blogspot.com/
0
bm
Bu adres icin tesekkur ederim diyecegim ama "bugun cok isim vardi, bu da nereden cikti simdi" diyorum burada.
0
bm
Fakat üstü kapalı bahsettiğim bu aydın sınıfı, eletirmekten hatta yerin dibine batırmaktan haz alan ve sanki bununla beslenen kişiler gibi geliyor bana.

O yaslardakilerin 'cozum' arayislari 12. Mart'a carpmisti, onlar da boyle oldular 'hal' analizi uzerinden hem ahaliye hem de evvelce nahos bir sekilde tanistiklari 'devlet'e bindiriyorlar diye dusunuyorum bazen.

0
anonim
Bilgi için;
http://www.ermenisorunu.gen.tr/english/index.html
0
ulas
Nobel gerçekten edebiyatı ödüllendiriyormuş da bu kez bir sapkınlık göstermiş ve Orhan Pamuk'u şereflendirmiş olabilir mi? Hayır. Aslına bakarsak görmezden gelinememiş bir iki edebiyatçı dışında zaten Nobel'i bugüne kadar kimler aldı ki?*1 Churchill'in bile aldığı bir ödül bu, edebiyatla gerçekten ilgisi olabilir mi? Barış ödülleri ile birlikte bakıldığında durum daha da vahim. Geçen yıl alan Muhammed El Baradey yani İsrail'e göz atmak aklına gelmeyen nükleer silah denetmeni, 2003'te İran'a karşı kullanılabilir umuduyla Şirin Ebadi, 73'te komiklik yapar gibi Kissinger... Tarık Ali'den okuyalım: "Komitenin Hitler'i aday listesine alması bugünden bakınca şok edici bir durummuş gibi görünebilir, ama o zamanlar Batı'da pek çok kişi Alman Führer'i Bolşevizm karşısında bir siper olarak görüyordu. Amerikalı yazar Gertrude Stein, Hitler'in ödülü alma olasılığıyla ilgili olarak, Mayıs 1934'te New York Times dergisine şöyle yazmıştı: 'Bence barış ödülünü Hitler almalı, çünkü muhalefet ve mücadele unsurlarının tümünü Almanya'dan çıkarıp atıyor. Yahudileri çıkarıp atarak, demokratik ve solcu unsurları eleyerek, herhangi bir faaliyete vesile olabilecek herşeyi yok ediyor. Bu barış demek..."*2 Nasıl, saygı uyandırıcı değil mi?

Ahmet Yıldız demiş ki: "Eğer Nobel Edebiyat Ödülü Orhan Pamuk gibi yazarlara verilecekse Nobel Edebiyat Ödülü’nün bir anlamı yok demektir. “Muhalif olanlara veriliyor...” deniyor. Ama, kendi ülkelerinin ve halklarının ayakta, başı dik durması için “Batı” karşısında muhalif olan yazarlar değil tercih edilen. Pamuk gibi “Batı..” ve “Batı”nın “değerleri” adına ülkesinin değerlerinin yeşermesine muhaliflik yapanlara veriliyor. Feodal dönem uzantısı ve Batı kapitalizmi kaynaklı bütün dünyanın kötülüklerine karşı yerelden evrensele insanın destanını dayatan gerçek muhalif Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya verilmeli ödül. Böyle olursa ancak Nobel Edebiyat Ödülü’ne karşı inancım yerine gelir." Evet mesele Pamuk hak etti mi etmedi mi tartışması değil. Nobel'in kendisi tartışmalı.

Bana kalırsa da çok yakıştı, tam adamına verildi yani. Kızgın arkadaşları anlamıyorum, nobele böyle bir değer biçmelerine yani. Nedir ki nobel dediğiniz? Destekleyen arkadaşları hiç anlamıyorum, Cevdet Bey ve Oğulları, Kara Kitap mı ödüllendirildi sanki? Ödülü alan "Ermenileri kestiler şimdi de kürtleri kesiyorlar, kimse söyleyemiyor o yüzden ben söylüyorum" palavrasıdır. Bu söylenen doğrudur değildir ayrı konu, ama gerçekten bu tür sözler ettiği için insanlar sıkıntı çekerken susup, 30 tane parlamento Ermeni Soykırımı oldu diye yasa çıkarırken "muhalefet" yapan adama iğrenerek bakmak için tonla neden var.


*1 http://tr.wikipedia.org/wiki/Nobel_%C3%B6d%C3%BCl%C3%BC_kazananlar

*2 http://www.zmag.org/Turkey/in.htm
0
anonim
Beni rahatsiz eden OP'un odulu neyle aldigidir. Yani eserleriyle edebi degeriyle almissa hakkaten bravo, grur verici. Ama dendigi gibi politik gorusu nedeniylese cok rahatsiz edici.

Benim gorusum, herkesin heryerde ozgurce dusundugunu soyleyebilmesidir. Gercek olup olmadigi tarihsel/bilimsel gereklerle ortaya cikacaktir. Yanlis birsey soylenmisse, soyleyen kisinin kredibilitesidir dusen.

Cok ilginc bir sekilde cakisti Fransa nin karari ile OP nin odulu. Birsuru soru isaretiyle doldu heryer. Turkiye dusuncelerin ozgurce soylenemedigi bir ulke. Kimse ordu, polis, RTE ve diger politik sahsiyetler hakkinda dusundugunu soyleyemiyor. Peki avrupa?? Ornek gosterilen sozde ozgurluk, dun en buyuk kalelerinden birinde yikilmistir... Agzimiz acik izledigimiz, hayran oldugumuz(sahsi fikrim) ozgurluk, yasam tarzi, modernlik Fransa gibi bir ulkenin aldigi karar ile (yine benim gorusum) bitmistir. Tarihsel olarak kanitlanamayan ve asla soykirim olmustur yada olmamistir sonucuna olayin farkli acilardan bakildiginda renk degistirmesinden dolayi varilamayacak bir tarihi olay. Foy yok yumurta yokken kisaca 2.Dunya Savasi sirasinda nazilerle bir nevi ayni statuye konmustur bu durum. O nasil sucsa artik bu da suctur malesef...

Kendi capimda Nobel edebiyat komitesini kabaca inceledim. Hepsi isvecli yazarlar sairler. Isvecliler genelde ozgur insanlar, dusunce ozgurluguyle ilgili olarak butun zulum goren gormeyen azinliklari ulkelerine kabul eden bir yapilari vardir. OP ye ozgurce dusuncelerini yansitti(dogru yada yanlis) diye odul vermeleri beni sasirtmadi. Baska dis kuvvetlerin bu secimde rol oynayip oynamadigini bilemem. Ama dedigim gibi illa Fransa nin karari ile ilgili de olamayabilir diyorum.
0
bm
Agzimiz acik izledigimiz, hayran oldugumuz(sahsi fikrim) ozgurluk, yasam tarzi, modernlik Fransa gibi bir ulkenin aldigi karar ile (yine benim gorusum) bitmistir.

Yanlis yere bakiyormussunuz. Fransa'nin bu islerde kanunla kisitlama cikartmasi yeni degil. Bernard Lewis'i de yargilamislardi bunlar. Fikir/ifade/beyan ozgurlugu Fransizlarin anladigi birsey degil, (Ingilizce biliyorsaniz) Chomsky'nin onlara iyice giydirdigi (asiri sollari dahil) yaziya bakmanizi tavsiye ederim: http://www.chomsky.info/articles/19801011.htm

0
enginsavsatli
2001 de çıkarılan yasa nedeniyle bir tarihçinin bu yasaya karşı çıkmasından sebeple hapise atılmasını (hem de fransız bir tarihçinin) haberlerde duydum. Türkiye olarak bu adama ne kadar destek veriyoruz çok merak ediyorum.
0
sundance
Nobel ödüllerinin tartışılabilecek bir sürü yeri var, 37-48 arasında beş defa Gandhi Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterildi verilmedi veya Winston Churchill'e Edebiyat dalında niye verildi falan falan.

öte yandan şahsi düşüncem, eğer ki ödül tamamaen edebi beceriye verildiyse Orhan Pamuk'un bunu hakettiği yönünde, Oğuz Atay'dan bu yana (yine şahsi görüşüm) Orhan Pamuk'dan daha iyi bir Türk yazar olduğunu düşünmüyorum.

Öte yandan ödül dediğin her zaman için spekülasyonla gelir, insanlar zaten kendi içlerinde bir çok çelişkileri içeririler, mesela bu ödülün daha önce verildiği 99'da verildiği Gunter Grass'ın eski bir nazi olduğunu bu sene itiraf etmesi sebebiyle ödülünün elinden alınması gündemde. Şahsi fikrim, nasıl Nobel Fizik Ödülü belli bir çalışmaya veriliyorsa bence Nobel Edebiat Ödülü'de belli bir çalışmaya verilmeli, kişiye değil. O zaman bu saçmasapan tartışmaların önü de kesilirdi.
0
enginsavsatli
Hepimiz tarihimizden bihaberiz de bir Orhan Pamuk mu haberdar? O kadar Tarihçi, Asker demek bu katliamları bile bile susuyorlar ve bizi bu gerçeklerden haberdar etmiyorlar öylemi?

Bu insana destek vermek için bunları kabul etmek gerek. Aksi ise şahsi çıkarlar adına bir millete iftira atmak demek üstelik bide yazar olacaksın. Böyle bir yazar nobel ödüllü olsa ne olur olmasa ne olur. Tek olan şey Türk milletinin utancıdır.
0
sundance
Ben artık sıkıldım FM'de bir konu ile ilgili tartışırken yazılanlardan %5'inin konu ile direkt alakalı, %95'inin indirekt alakalı olmasından.

Konu Orhan Pamuk'un 2006 Nobel Edebiyat Ödülü'nü alması, başka bir şey konuşacaksanız lütfen gidin forumda açın başlığını konuşun.
0
enginsavsatli
Konu ile ilgili ilgisiz bir açıklama mı yaptım dedim ama yok, yapmamışım.

"Böyle bir yazar nobel ödüllü olsa ne olur olmasa ne olur."

Her fikirin bir nedeni, açıklaması ve vardığı bir nokta vardır. Hepsi yazıda mevcut ve gayette konu ile alakalı.

Şimdi benim anlamadığım bu konu neden burda açıldı. Oluşan bulanık tabloyu berraklaştırmak için mi? Yada başka bir soru, Türkiye'nin bu nobel ödülünden ne çıkarı oldu;

-Edebiyat kalitemiz mi tescillendi?
-Türkiye'ye sıcak para girişi mi oldu?
-Çeşitli söylemlerde bulunan biri halka bu sayılan bir veya birkaç nedenlerden şirin mi gösterildi?
-Dünyaya birşey mi kanıtlandı?
-Orhan Pamuk'un başarısı mı ödüllendirildi?

Siz burda neyi tartışıyorsunuz bu kadar eğer sadece bir nobel ödülü alınmışsa... tebrik et geç. Niye yazılan bu kadar yorum...

Biz Nobel ödülü almış bir insanı tebrik edemeyecek kadar çekemeyen insanlarmıyız ki bu kadar haber almış başını gidiyor.
0
simor
Haklısınız, ama bu derece hassas konuların da burada belli seviye sınırları korunarak tartışılmasıi, FM adına bir başarıdır bence. Her konuda fikir belirtilebilmesinin denendiği bir yer.

Ama evet kendi adıma cevabımı yazarken de düşünüyordum yazmasammı diye. Ama işte fırsat çıkınca katılımcı olmayı engelleyemiyorum kendi adıma.

Fırsatçımıyım acaba ben? :)
0
enginsavsatli
Ülkeniz adına fırsatçıysanız, başımız üstüne.

Ama bir tane daha kendine fırsatçı şahısları kaldıracak halimiz ve şerefimiz kalmadı görüşündeyim.

Özet:

"Gül'ü severim dikenine rağmen ama Orhan Pamuk'u tebrik edemem Orhan Pamuk'a rağmen."

Bir çok yazdığım şey yerine bunu yazayım dedim. Hemde edebi olmuş olur. Yalnış tanınmak en çok korktuğum şeydir.

Neden Orhan Pamuk'u tebrik edemediğim gayet açıktır. Cevap yazacak olanlardan ricam, Orhan Pamuk'un bahse geçen konuşmasının doğruluğunun kendilerince yanıtıdır.

Not:
Bu arada bu yazı çok hafif kaldı olan bitenden...
0
bm
Ülkeniz adına fırsatçıysanız, başımız üstüne.

Bu ne demek? Firsatcilik cirkin anlaminda kullaniliyorsa 'calip bana getiren iyidir, otekilere hirsiz derim' demek gibi birsey mi? Mesela OP'nin olay cikartan demecinin ne oldugu acikken utanmadan bunu 'soykirim dedi' 'katliam dedi' "kestiler dedi' gibi (burasi ve gazeteler dahil) yazanlar ulke adina ahlaksizlik mi yapmis oluyorlar? Adami mahkemeye verip bir de itis kakisla goz dagi vererek icine can korkusu sokup kacirttiktan sonra, millete donup bir de "bakin zaten NY'da ders veriyormus ne mal oldugu belli" imasi yapanlar ulke icin mi yapiyorlar bunu? Sizinle ozellikle ugrasmak icin yazmiyorum bunu ama bir suru anlaminin ne oldugu belli olmayan ve cirkin isi kimin faydalandigina gore degerlendirmek gerektigini ima eden kalip ucusuyor ortalikta, en kolayi sizin yazidakiydi ona elleyeyim dedim.

0
enginsavsatli
Doğruluk ve dürüstlük mertebesinde fırsatçılıktan bahsediyorum tabi. Ama her iki türlü de ülkemiz adına fırsatçı bir allahın kulu yok zaten bu memlekette.

Mesela Condoleezza Rice çıkar derki:
Güney Asya'da meydana gelen tsunami felaketinin, Amerikan hükümetinin ve Amerikan halkının kalbini göstermek için ''harika bir fırsat''

Amerikan halkının kalbini göstermek için hep böyle harika fırsatları beklemezler herhalde, eğe kendi fırsatlarını yaratmak lazım dimi. Irak'a girmek için fırsatları oluşturdukları gibi. Şuan ülkeler bu şekilde neler neler yapıyorlar. AB'nin neler yaptığını anlatmaya gerek yok. Bunlar o kadar meşrulaştı ki üzülsem mi sevinsem mi bilmiyorum artık neden biz de böyle şeyler yapmıyoruz diye. Ama biz haklı sebeblerimizde bile birşey yapamazken, doğal tabi hiç birşey yapamayışımız.

1300000 insanın öldürülmesine verilebilecek en iyi takı katliam'dır, bugün yapılmaz yarın yapılır. Adam'ın ne dediği ortada ayrıca bir iki yazardan başka onu eleştirende görmedim. Onlarda şunu diyor mesela, Yılmaz Özdil:
Biz diyoruz ki... "Okuduk, gurur duymuyoruz." Adam diyor ki... "Cahilsiniz siz... Ben okumadım ama, bak gurur duyuyorum."

gayet ılımlı bir eleştiri. Daha serti varsa söyle, arıyorum bulamıyorum.
0
sundance
Şahsen ben Orhan Pamuk'un bu ödülü (o sebeple verilsin ya da verilmesin) bir ömür süren yazınsal çalışmalarının sonucunda hakettiğini düşünüyor ve bunun kadar verdiği demeçte "Bu ödül bana değil Türkiye'ye verilmiştir" demesini de ayrıca alkışlıyorum.

Son olarak "Zaten biz de böyleyiz, bir başarı ile övüneceğimize, başarılı olanı geri kazana çekmeye çalışıyoruz" da denilebilir.

Ama en azından bir biz böyle yapmıyoruz, büyük yazar Nobel Ödülü sahibi Gunter Grass'da Ağustos ayında verdiği bir röportajda 15 yaşında askere alındığında SS bölüğüne verildiğini altmış yıl sonra itiraf etti diye adamın bugüne kadar Nazil zulmüne karşı duruşu, özgürlüğü savunması, yaptığı ve desteklediği bütün ilerici davranışlar, söylediği bütün doğru sözleri silmeye kalkan bir Alman milleti de var suyun ötesinde

0
zekzekus
fransız parlementosunun ilgili yasayı kabul etmesi ile neredeyse eşzamanlı olarak Türkiye'de 2 milyon ermeni öldürüldü diyen bir yazarın Nobel alması tesadüf olabilir mi ? Bence Fransa kendisinin ve Avrupa Birliğinin ifade özgürlüğü değerini ayaklar altına alan bir karar verdi. Avrupa halklarına da bu kararı haklı gösterecek bir simgeye ihtiyaçları vardı. Bu da alınan kararla paralel açıklamaları sebebi ile Türkiyede yargılanmış bir "aydın" a Nobel ödülünü vermek oldu işte. Şimdi Avrupa'da Fransada kabul edilen yasa ile Orhan Pamuk'un Nobel ödülü almasını aynı gazetede okuyan bir çok kişi bilinç dışı olarak Orhan Pamuk'un nobel ödülü almasını Fransa'nın kararının haklılığı için bir argüman olarak algılayacak.
0
FZ
fransız parlementosunun ilgili yasayı kabul etmesi ile neredeyse eşzamanlı olarak Türkiye'de 2 milyon ermeni öldürüldü diyen bir yazarın Nobel alması tesadüf olabilir mi ?

1 milyon. 2 milyon. Var mı artıran? Yahu insan hayatından bahsediyoruz salatalıktan değil, alıntı yaparken hiç değilse dikkat edelim biraz. Uçtukça uçmaya başladık sanki.

Bence Fransa kendisinin ve Avrupa Birliğinin ifade özgürlüğü değerini ayaklar altına alan bir karar verdi.

Fransa'daki yasa tartışılabilir ama Türkiye gibi ifade özgürlüğünün vahşice kısıtlandığı, hala normallaşememiş bir ülkenin vatandaşı olarak AB gibi çok daha köklü ve derin bir eleştiri kültürü olan oluşuma laf etmeden önce iki kere düşünürdüm.

Avrupa halklarına da bu kararı haklı gösterecek bir simgeye ihtiyaçları vardı. Bu da alınan kararla paralel açıklamaları sebebi ile Türkiyede yargılanmış bir "aydın" a Nobel ödülünü vermek oldu işte. Şimdi Avrupa'da Fransada kabul edilen yasa ile Orhan Pamuk'un Nobel ödülü almasını aynı gazetede okuyan bir çok kişi bilinç dışı olarak Orhan Pamuk'un nobel ödülü almasını Fransa'nın kararının haklılığı için bir argüman olarak algılayacak.

Görebildiğim kadarı ile gayet "bilinçli" şekilde algılıyor algılayan. Ortada öyle bilinçdışı bir durum yok. (Çarpıtma, salaklık, vasat bir kolektif zekâ, vb. durumlar başka tabii). Pek çok kişi şüphesiz ikisi arasında gayet bilinçli bağlantı kuracak ancak psikolojiden de bildiğimiz gibi bilinçli şekilde bağlantı kurmak doğru bağlantı kurmak anlamına gelmiyor.
0
newman
Fransa'daki yasa tartışılabilir ama Türkiye gibi ifade özgürlüğünün vahşice kısıtlandığı, hala normallaşememiş bir ülkenin vatandaşı olarak AB gibi çok daha köklü ve derin bir eleştiri kültürü olan oluşuma laf etmeden önce iki kere düşünürdüm.


Bunu "kendi dusunceleri" kisitlanmayan; daha dogrusu beynine kazinan parola ve sloganlari dusunce zanneden, bu kaliplarin disinda gordugu herkesi ya tu kaka, ya vatan haini goren; kendisini vatanin, devletin, tarihin gercek sahip ve hakimi olarak hayal edenlerin anlamasini beklemiyorsun herhalde; yoksa bekliyor musun?

Bizim hic mi sorumlulugumuz yok? Bahsedilen ermeni olaylari 90 yil once gecti. 90 yildir "hicbir seycik olmadi, hepsi yalan!" denilecegine bu isin asli astari nedir ortaya belgeleri ile coktan konmus olmaliydi. Hem de ucu kime ve neye dokunursa dokunsun: neticede bahsedilen milyonlarca insanin hayati. Onun yerine Ermeni propagandasina Turk devlet ve TTK propagandalariyla cevap vermeye calismak iyilik mi oldu bu ulkeye?

Ustelik bazen dusunmeden edemiyorum: memleketi gozunu kirpmadan savasa surukleyip belki iddia edilen Ermeni kayiplarinin kat be kati kendi sadik ve iyi niyetli ama cahil halkini kirdirmakta bir sorun gormeyen o zamanin ittihatci iktidari gercekten bu kara lekeyi tarihimize surmus olamaz mi? Oldu demiyorum, ama suphe etmiyor da degilim! Neden zaten arastirmis ve bitirmis olmamiz gereken bir mevzuyu daha yeni yeni "Bu isi tarihcilere birakalim" noktasina getirdik?

Biz Fransa'dan bir farkimiz olsun diyorsak, korkmadan gercekleri ortaya cikarmaliyiz. Kimse icin degil, kendimiz, vicdanimiz icin! Bunu yapmanin on kosulu ise "benim dedem bunu yapmis olamaz" deyip o yillarin maceraci hukumetini pesin pesin aklamaktan vazgecmektir! Sizin dedeniz yapmis olamaz belki, ama "Enver-Cemal-Talat" uclusu nereden sizin dedeniz oluyor?! Nasil bu kadar emin olabiliyoruz?

Orhan Pamuk belki sansasyon icin o demecleri verdi, belki gercekten oyle dusundugu icin; her neden olursa olsun, bunun irkci ve ozgurlukleri yok etmek icin bahane arayan insanlarca kullanilmasina hep birlikte ve guclu bir sesle karsi durmaliyiz.

Benden bu kadar...
0
enginsavsatli
Şu anda Türkiye'de herşeyin yolunda gittiğini söylemek mümkün değil buna rağmen düşünce özgürlüğü konusunda Türkiye'yi bu şekilde ağır eleştirmek de mümkün olamaz.

Eğer bu topraklarda düşünce özgürlüğü olmasaydı bizden başka kimse kalmazdı. Nitekim terör örgütü lehine slogan atıp ortalığı dağıtanlara bile birşey yapılmıyor.

Ayrıca batının derin eleştiri kültürü kendini hep iyi göstermeye, yaptıklarını meşru kılmaya ve kendilerinden ötesini zayıflatmaktan başka bir şey yapıyor mu? AB'ye girmek için neden Orta çağ kostümlerini bize de giydirmeye çalışıyorlar.

Şunu iyi bilmek lazım;
Irkçı olmayan bir millet, soykırım yapamaz.
Kendisine yapılan kötülükleri unutan bir millette bir yere gelemez.

Emin olun bizi bizden daha iyi tanıyorlar. Bir gün birisi "Bu topraklarda 1milyon Ermeni, 30bin Kürt öldürüldü" dendiğinde acaba olmuşmudur, neyse olmuştur Nobel'i de aldık Türkiye kazandı denebileceğini çok iyi biliyorlar.

Bende burda bunun birileri tarafından anlanabileceğini düşünerekten ayrıca aman kimseyi incitmeyeyim, seviyeyi düşürmeyeyim diye 1 saat harcarken, Ermenistan toprak bütünlüğümüzü kabul etmiyor. İlkokuldaki çocuğa sorsan senin düşmanın kimdir diye "Türkler" diyor. Batı da buna çanak tutuyor.
0
newman
Tarihimiz boyunca hep bugunku kadar hosgorusuz olsaydik (gunun standartlarinda) evet olmazdi. Ulkedeki gerilimi dunyanin obur ucundan hissedenbiliyorsak ortada derin bir sorun var demektir. Her olay birtakim ideolojik hesaplarla otoriter rejim dusleyen insanlarin en temel ozgurlukleri kisitlamak icin bahanesi haline getiriliyor, begenin veya begenmeyin fikir sahiplerinin mahkemelerde surunmesine yol aciyor; hergun birileri halki galeyana getirmek icin firsat kolluyor; ne zaman darbe olacak acaba sorusu gizliden gizliye herkesin kafasinda... Normal miyiz?

Fransa bize birsey yapamaz; bize biz yeteriz: belki onlar tarihinizle yuzlesin derken samimi degil, ama 90 yildir hergun karsimiza cikan bir sorunu halen bilimsel ve ikna edici birsekilde (vatandaslarini bile sadece ninni ile uyutarak) aciga cikarmadiysak elbette birilerinin de cikip aykiri seyler soylemesine hazir olmaliyiz. Ancak o gun Ermenilerin icinden cikanlarin da Ruslarla isbirligi yapip katlettiklerinden, ASALA'dan vs. bahsederken insanlarin dinlemesini saglayabiliriz.


Bugun hayatta olan hickimse o gunlerde olanlardan sorumlu olamaz: ama o gunlerin golgesini uzerimize dusurmek istiyorsak tarihinden korkan irkcilar olarak gercegi aramaya bile zahmet etmeden onu bunu suclamak bunun en kestirme yoludur: surasi acik ki su anda agzi olan konusuyor. Ama hakkimiz ve gorevimiz degil mi "Ne oldu? Ortaya cikarin sunu artik!" diye sormak? Olmadi demek care degil, ispatlamak gerekir: ortada savas kosullarinda cesitli gerekcelerle surulmus bir millet var ve onlarin torunlari bugun bizi dava ediyor. Bu ispat yukumlulugunden kacamayiz.


Ama asil onemlisi benim icin: dusunce, inanc ve girisim ozgurluklerinin var olanlarini da elimizden almaya calisan sinsi bir guruh var ki her firsati kullaniyor. Buna engel olmak cocuklarimiza karsi da gorevimiz: Ittihat ve Terakki'yi gozu kapali savunmak degil (pesinen suclamak da istemem: sadece ayinesi istir kisinin; koskoca bir imparatorlugu ham heveslerine kurban eden bir partinin bir fazla akilsizlik yapmasi oyle beklenmedik birsey degil. Soykirim niyetine yapilmadigina eminim: ama can candir ve ates dustugu yeri yakar). Suphelenen insanlarin hepsi art niyeli olduklarindan suphelenmiyor. Suphelenenleri kinayanlar da gercekten belge ve bilgiyle konustuklarindan yapmiyor bunu. Sadece acik fikirli olalim diyorum.
0
Tarık
newman, iyi niyetli bir yazı olmuş. Ama birde şuradan bak. Birileri her 25 senede bir önüne "sen şunu yapmışsın" diyerek çıkıyor ve senden bunun diyetini siyasi ödünler vererek ödemeni istiyor. Ben veya başkası sana "sen zamanında şunu yapmışsın" diyerek her 5 senede bir farklı suçlamayla gelsem buna karşılık senden para, ev vs. talep etsem sen vermeyince seni "bu sokaktan geçirmem, hakkını savunmana izin vermem, her tarafta rezil ederim" diyerek tehdit ediyor olsam ne düşünürsün. Her suçlamama önce haracımı ödemek koşuluyla cevap verecekmisin? Türkiye' nin önüne devamlı olarak bir takım şeyler çıkartılıyor. ASALA bittikten hemen 6 ay sonra PKK terörü baş gösterdi. Bu tesadüf değil, onlarca kitap var bu konuda yazılmış. Nice insanlar öldü bu işler yüzünden. Bakınca evet bizde sütten çıkmış ak kaşık değiliz, bu olanların %30 uda bizim suçumuz. Bizim bir takım küçük sivilcelerimiz var. Bunları ilaçla tedavi etmemiz mümkün, fakat bir şekilde tedavi etmiyoruz yada edemiyoruz bunu gören bir takım mahlukat biz uyurken sivilcelerimizle oynuyor, çıbana ordanda kansere dönüşmesine sebep oluyor.

Evet gerçek manada suçluyuz insanlarımıza yeteri kadar değer vermiyoruz, fakat tek başına bizim sebep olduğumuz bir durum mu bu? İçeride birileri bunun böyle olması için lobi kurup faaliyet göstermiyor mu? İnsanların ekonomik, kültürel, bilimsel anlamda önünü tıkayıp, türlü yobazlıkları, şerefsizlikleri kanun diye önümüze seren insanlar yokmu? var. İnsanlar hak edildikleri şekilde yönetilirler ama bu kendi hakkının hukukunun farkında olanlar için geçerli bir durum. Hiç çalışmadan, devamlı surette efsane milliyetçiliği yaparak, Türkiye yi kurtaracaklarını, koruyacaklarını, polat alemdar' ın gerçek bir insan olduğunu düşünen insanlar yokmu? var. Ama bu insanlara polat alemdar ın, miroğlunun sözlerinin akademik değer taşımadığını bilgiyi kitaplardan, okullardan almaları gerektiğini öğretecek halkın içinde insanlar yok

E insanlar seçim zamanı oy kullanmanın ne olduğunun farkında olmayınca, polat ın alemdarın onun bunun balon olduğu anlatılmayınca, zaten zor olan xxx dersleri birde ingilizce anlatılınca, Atatürk gibi dehaları "iyi bir devlet adamı ve askerdi" gibi gubidik söcüklerle basite indirgeyerek anlatınca, okul müdürleri istiklal marşını bilmeyince pek tabii ki birileri gelir "Tarihinin hiçbir döneminde katliamın, soykırımının zerresine bulaşmamış insanları Fransa, Almanya gibi ülkelere insan haklarına saygısızlıkla suçundan yargılatır".

Bu artık taraf meselesi olmuştur. Ben artık bir tarafım, çünkü bu bir savaş. Soykırımı yapmadık. Bize dayatılanlar, bize yapılmak istenenler 1900 lerin başında bizi 4 bir taraftan parçaparça bölmek isteyenler tarafından tekrarlanıyor dikkatini çekerim.

newman, iyi niyetli bir yazı olmuş. Ama birde şuradan bak. Birileri her 25 senede bir önüne "sen şunu yapmışsın" diyerek çıkıyor ve senden bunun diyetini siyasi ödünler vererek ödemeni istiyor. Ben veya başkası sana "sen zamanında şunu yapmışsın" diyerek her 5 senede bir farklı suçlamayla gelsem buna karşılık senden para, ev vs. talep etsem sen vermeyince seni "bu sokaktan geçirmem, hakkını savunmana izin vermem, her tarafta rezil ederim" diyerek tehdit ediyor olsam ne düşünürsün. Her suçlamama önce haracımı ödemek koşuluyla cevap verecekmisin? Türkiye' nin önüne devamlı olarak bir takım şeyler çıkartılıyor. ASALA bittikten hemen 6 ay sonra PKK terörü baş gösterdi. Bu tesadüf değil, onlarca kitap var bu konuda yazılmış. Nice insanlar öldü bu işler yüzünden. Bakınca evet bizde sütten çıkmış ak kaşık değiliz, bu olanların %30 uda bizim suçumuz. Bizim bir takım küçük sivilcelerimiz var. Bunları ilaçla tedavi etmemiz mümkün, fakat bir şekilde tedavi etmiyoruz yada edemiyoruz bunu gören bir takım mahlukat biz uyurken sivilcelerimizle oynuyor, çıbana ordanda kansere dönüşmesine sebep oluyor.

Evet gerçek manada suçluyuz insanlarımıza yeteri kadar değer vermiyoruz, fakat tek başına bizim sebep olduğumuz bir durum mu bu? İçeride birileri bunun böyle olması için lobi kurup faaliyet göstermiyor mu? İnsanların ekonomik, kültürel, bilimsel anlamda önünü tıkayıp, türlü yobazlıkları, şerefsizlikleri kanun diye önümüze seren insanlar yokmu? var. İnsanlar hak edildikleri şekilde yönetilirler ama bu kendi hakkının hukukunun farkında olanlar için geçerli bir durum. Hiç çalışmadan, devamlı surette efsane milliyetçiliği yaparak, Türkiye yi kurtaracaklarını, koruyacaklarını, polat alemdar' ın gerçek bir insan olduğunu düşünen insanlar yokmu? var. Ama bu insanlara polat alemdar ın, miroğlunun sözlerinin akademik değer taşımadığını bilgiyi kitaplardan, okullardan almaları gerektiğini öğretecek halkın içinde insanlar yok

E insanlar seçim zamanı oy kullanmanın ne olduğunun farkında olmayınca, polat ın alemdarın onun bunun balon olduğu anlatılmayınca, zaten zor olan xxx dersleri birde ingilizce anlatılınca, Atatürk gibi dehaları "iyi bir devlet adamı ve askerdi" gibi gubidik söcüklerle basite indirgeyerek anlatınca, okul müdürleri istiklal marşını bilmeyince pek tabii ki birileri gelir "Tarihinin hiçbir döneminde katliamın, soykırımının zerresine bulaşmamış insanları Fransa, Almanya gibi ülkelere insan haklarına saygısızlıkla suçundan yargılatır".

Bu artık taraf meselesi olmuştur. Ben artık bir tarafım, çünkü bu bir savaş. Soykırımı yapmadık. Bize dayatılanlar bize yapılmak istenenler 1900 lerin başında bizi 4 bir taraftan parçaparça bölmek isteyenler tarafından tekrarlanıyor dikkatinizi çekerim.

Saygılar.
0
ihsanunaldi
evet herkez kolayca kurabilir çünkü,
en basit zeka bile """bana iki taraftan saldırı geldi, ikisi de aynı anda geldi, galiba bu ikisi akadaş""" diyebilir.
ama
fransanın bizi takmadığı,
iktidar olmayan partinin gücünü göstermek için
(ermeniler istediğini yaptırdı, muhalefet gaza geldi)
ermenlobisinin baskısı altında verdiği,
seçim oyunu olduğu söylenen
bu olaydan böyle bi sonuç mu çıkarılır ?
bize saldırı gibi gözüksede ,
bu olay fransanın kendi içinde .
nobelle alakası ?
0
sefalet
Mesele Orhan Pamuk'un neden Nobel aldığı değildir.Bazı şeyleri karıştırmayalım.Her sağduyu sahibi insan ülkesinden birisinin bir alanda ödül almasına sevinir.Fakat Orhan Pamuk sadece ünlü ödül almış bir edebiyatçı değildir.O, Osmanlı'nın kültürel anlamda batıya yüzünü dönmeye başlamasıyla ortaya çıkan bir "aydın" tipinin sembolüdür.Bir aydın tipi ki yabancılaşmanın en ağır belirtilerini kendi içinde yaşamaktadır.

Bu bakımdan mesele niye bu adam Nobel'i aldı gibisinden değil de, çağdaşlaşmaya uğraşırken bir aydın, bir millet nasıl şaşırabilmektedir, bunlar üzerinde durulmalıdır.

Orhan Pamuk'un Nobel alması bu ülkeye yarardan başka bir şey getirmez, bu yüzden onu kutlamalı ve hatta durumdan memnun olmalıyız ama bu o kişinin her söylediği ve yaptığını mazur görmeyi gerektirmez.Tepkinin neye ve neden yapıldığıdır önemli olan.
0
navara60
Siz acaba çağdaşlaşmanın ne demek olduğunu biliyor musunuz ? Çağdaşlaşmak bir milletin hele de Türk milleti gibi asil bir milletin yapmayacağı bir olaydan dolayı suçlamak .Çağdaşlaşmak çağdaş kelimesin den türayan ve aynı çağda yaşayan demektir bir milletin değerelerine küfretmek değildir .Kaldı ki Nobel ödülünü alacak o kadar yazar var ki ülkemizde. Orhan Pamuk ne yazık kı hiç bir dayanağı olmadan araştırması olmadan bu iddialarda bulunmuştur .Ben Atatürk üniversitesinde okuyorum ve Orhan pamuk ve birtakım savunucuları dahil oturduğunuz yerden birtakım iddialarda bulunmayın Eğer merak ediyorsanız gelin Atatürk üniversitesine ve binlerce arşiv var kaynak var kım kıme soykırım yapmış görsünler burda bulunan ve o dönemleri yaşayan insanlar var hala onlardan dinlesin neler yaşadıklarını öyle bol keseden konuşmasınlar .Burda Aziziye tabyaları var ve bu tabyalar üzerinde hala o döneme ait kan lekeleri var bu milleti çağdaşlaşmak ve Batılılaşmak pahasına bu şekılde barbar ve insanlık dışı gösteremez ben bunların Türk olduklarına inanmıyorum ve ülkede yaşamaya hakları olduğuna inanmıyorum E tabi ki tarihini bilmeeyn toplumlar geleceklerine yön veremezler bu durumda onun gibi bir durum buyrun şimdi o çok değerli yazarnıızı kutlayın
0
FZ
Bugün Pablo Neruda'yı hala konuşuyoruz okuyoruz. Bugün Yaşar Kemal'i konuşuyor ve okuyoruz bir edebiyat çınarı olarak. Bugün Sartre, reddettiği Nobel bir yana, otoriteye karşı tavrı ile hala konuşuluyor. Muhtemelen torunlarımız da bu isimlere pek yabancı olmayacaklar.

Ha mesela Churchill gibi kimyasal silahların kullanılmasını bir grup insan için uygun gören (herkes eşittiri ama bazıları daha eşittir değil mi?) bir canavar da evet güçlü kalemi ile "edebiyat" ödülünü almıştır. Gariptir ama gerçektir. Nobel, görüldüğü gibi "adam gibi adam"lar tarafından yeri geldiğinde reddedilen bir kurumdur da aynı zamanda.

TC vatandaşı olarak almış olmamızı, almamış olmaya tercih ederim lakin bu şahsi pragmatik bakış açımdır. Gönlüm 50-60 sene sonra, yeni kuşaklarca pek de konuşulacak olmayan bir edebiyatçının Nobel almasının çok daha ötesine geçmemizden ve doğa bilimleri ile bağlantılı biliminsanlarımızın Nobel almasından yanadır. (Şimdi düşünüyorum da, daha vahim bir durum olabilirdi, ya kalkıp Orhan Pamuk'a Barış Nobel'i verseydiler, vay halimize :).

Nobelli bir ülke vatandaşı olmak sevincimi gölgeleyen bir başka üzüntüm ise şu anda Pamuk'un Sartre ayarında bir entelektüel olarak çok daha güçlü şekilde lanse edilecek olmasıdır. Sesi çıkanlar bu zihniyette iktidar sahibi olan kesimler ve buna karşı çıkan faşist kesimler olacak, her iki iktidar odağına karşı çıkan muhalif sesler ise, o cılız, zayıf ama onurlu, adam gibi sesler pek duyulmayacaktır. Asıl trajedimiz bu iki seçenek arasında sıkışıp kalmış olmamızdır.
0
anonim
Sayın FZ -Aslında bence çok doğru bir değerlendirme. Benim kişisel görüşüm Nobel'in verilme ölçütlerinin yanlı ve dolayısıyla "şaibe" altında olduğudur. Yazdıklarınızı okurken Nobel'in aslında kişilere ve özellikle de doğa bilimleri alanında belli bir "çalışmaya" verilegeldiğini hatırladım. Şudur; bugüne kadar doğa bilimlerinden ödül alanlarının kaçının hangi ÜLKE VATANDAŞI olduğunu hatırlarız ki? Aslolan yaptıklarıdır. O halde edebiyat , barış gibi konularda da OP ödüle değer görülmüştür ve Nobel kazanan ÜLKE değil isim ve çalışmalardır, bu bağlamda OP'u da tarih değerlendirir- der (kişisel görüşümü de yeri ve zamanına göre söyler) geçerim!
0
sametc
burada tartışılması gerekn Orhan pamuk'un edebi eserleri ve hakedip haketmediği... ama orhan pamuk'un popularitesinin o malum söylemden sonra felaket bir şekilde arttığını da söylemeyelim... zira nobel jurisi bile ödül alanların kendi ülkelerinde muhalif olduğunu söyledi...

Bizde bir de oktay sinanoğlu 2 kez aday gösterildi ve üstelik nobel akademisi isteğiyle çok kez nobele aday gösterdi... Buradan yola çıkarak orhan pamuk - oktay sinanoğlu hikayelerini karşıma alarak nobel konusunda iyice düşünüyorum... Tabii oktay sinanoğlu'na verilmedi ona da ayrı bir dikkat çekerim...

Not: neden oktay sinanoğlu çünkü kendisi tam bir atatürk milliyetçisidir...

ayrıca o söyledikleri de bir işbirlikçi ağzına benziyro zira bir röportajında da kendisi "ağzımdan öyle çıktı(1 milyon ermeni öldürüldü sözünü kastederek)" diye açıklamıştı...

(konu dışı: elif dürüst o yasadan yargılandı ve suç teşkil etmedi ama sonra bir röportajında kendisini zontiac enstitüsünün eğittini söylemişti... / peki zontiac enstitüsü nedir ? bu konuyu orhan pamuk'a bağlamak istedim biliyorum orhan pamuk'un eğitime ihtiyacı yok ama acaba diyor insan zira kendisi bir kaç yıldır new yorkda)
0
sametc
burada tartışılması gerekn Orhan pamuk'un edebi eserleri ve hakedip haketmediği... ama orhan pamuk'un popularitesinin o malum söylemden sonra felaket bir şekilde arttığını da söylemeliyim... zira nobel jurisi bile ödül alanların kendi ülkelerinde muhalif olduğunu söyledi...
0
Tarık
-Elif Dürüst derken aslında Elif Şafak'tan bahsediyorsanız, kendisi zontiac enstitüsünden eğitim aldığını yalanladı. Haberin doğru olmadığını söyledi. Bilginiz...
0
gokhhan
gazete formlarında küfür hakaret içeren yorumları okuyunca her ne kadar yeni olsamda bende alışkanlık yapan FM'i açtım.. Orhan Pamukla ilgili başlığı görünce tamam dedim asıl okumam gereken yer burası.. ama okudukça yok dedim yalnış yerdeyim. inanamadım.. diğer formlardan fazlası var eksiği yok hakaret içeren mesajlarda.. sonrada saflığıma kızdım.. hani FM Linux-Firefox kullananların.. yani daha marjinal.. daha asi insanların.. kısmen ve bence sisteme başkaldırmış tekele karşı çıkmış insanların okuduğu yazdığı bir site ya.. hani bunun anlamı free ya.. işte bu freeyi yanlış anladığım için kızdım kendime.. neyse geçte olmadı güçte.. teşekkürler herkese..
0
sundance
Bu çelişkiyi ben de zaman zaman yaşıyorum. Mesela bana da birsürü bilimsel buluşa imza atmış çok zeki insanların ilkokul mezunu bile olmayan dolandırıcılar tarafından kandırılabilmesi ya da karılarını dövmeleri mantıksız geliyordu.

Öte yandan sizin varsayım daha da ileri bir varsayım. Seviyenin düştüğü anlar için FM yönetimi adına ben özür dilerim, mümkün olduğu kadar sopa göstermeden, aktif müdahelede bulunmadan belli bir seviyeyi sağlamaya çalışıyoruz, ama bazen iş çığırından çıkabiliyor.

Bir de herşeyin %90'ı posadır, posa olmadan öz insanı zehirler. Bunu da unutmamak gerek.

Yorumunuz için teşekkürler.
0
gokhhan
ben göstermiş olduğunuz ilgi ve alaka için teşekkür ederim.. bazen insanlar hiç beklemediği birinden, hiç beklemediği sözler duyar üzülür ve duygusal tepkiler gösterir. benim durumumda bundan farklı değildi.. tatmin edici açıklamınız için tekrar teşekkürler..
0
sametc
çok güzel birşey buldum melih aşık'ınyazısı herşeyiyle ödülü açıklıyor...
-------------------------------------------------------------
Gazetelerde Türk kazandı, Türkiye kazandı, Türk edebiyatı kazandı gibisinden sevinçli başlıklar... Edebiyatçılardan tebrikler... Pamuk övülüyor.
Ne var ki ulusal duyarlığı ön planda tutan kesimler aynı mutluluğu paylaşmıyor... Onlarda "Ne pahasına olduğuna bakmayalım, alınan ödülün tadını çıkaralım" gibi bir rahatlık yok. Buruk duygular ağır basıyor... Ödülün Türkiye'yi yücelten değil cezalandıran nitelik taşıdığına inanılıyor.
Ödül Türkiye'ye mi verildi, Türkiye karşıtlığına mı? Pamuk'un romanına mı verildi, Türkiye'yi kuşatanları memnun eden sözlerine mi? Kuşku okyanus ötesine dek uzanıyor: Washington Times gazetesinde şu yorum:
''Nobel bile siyasetten kaçamadı''
Bu ödüle içten sevinenler mi? Var tabii... Ermenistan Yazarlar Birliği Başkanı David Muradyan, sevincini, "Bu ödül Türkiye'ye verilen güçlü bir mesajdır. Bu hem bir edebiyat ödülüdür hem de ahlaki bir durumdur" sözleriyle dile getirmiş. Ülkenin ünlü yazarlarından Perch Zeitunsiyan'ın yorumu, "Bu, Pamuk'u yargılamak isteyen Türklere bir derstir" olmuş... Bir başka Ermeni yazar Aleksandır Topçiyan, "Bu gelişmeye çok çok sevindim" diyor...
Orhan Pamuk, "Bu ödül Türkiye'ye verilmiştir" diyerek yüreklere su serpiyor... İyi de... O zaman Ermenistan'daki Ermeni yazarların bu sevinci niye?

-----------------------------------------------------------
Benim anlamadığım şey: bu kadar süper edebiyat kültürünü barındıran topraklarda doğmalarına rağmen neden "batı" denen olguya neden taparlar ?
0
burak_bjk
ya ben bu adama neden odul verıldıını bı bılsem herkese yorum yabıocam ama yok ya bılmıorum vala bak sen bılıosan ıkı dk karalasana
0
sametc
Turkiye'de doğan bir aydın var diyor ki "turkiyede 1 milyon ermeni öldürüldü" bu aydın şimdi nobel ödülü aldı... Ve bu "aydın" diye tabir edilen yazar ne oldu da batı aşığı oldu batı uşağı oldu zira elif şafakta öyle(hadi bu kızcağız ermeni enstitüsünden bırakalım zavallıyı)nasıl oluyor da "namık kemal - nazım hikmet - mehmet akif ersoy - mevlana - fait saik abasıyanık - halide edip adıvar - kemal tahir ve divan edebiyatı" gibi kültürlerin değerlerin olduğu bir yerde "batı" aşığı oluveriyorlar... Üstelik aşık olurken de diyorlar ki "türkiyede dşünce özgürlüğü yoktur ermeniler katledildi kürtler kesildi" diyebiliyorlar bunun adı vatana ihanet değilde nedir ?

Nazım hikmet hala vatan haini fakat elif şafak vatan aşığı komik bir hadise gerçekten...
-------------------------------------------------------------
Orhan Pamuk'un NPQ dergisinde yayımlanan şu sözleri bu sütunda 13 Mayıs 2003 tarihinde yer aldı:
- Tayyip Erdoğan başarılı olsun istiyorum ve ordu siyasetin dışında kalsın istiyorum. Erdoğan şimdi bu doğrultuda bir patika açıyor. Eğer bu patikadan dikkatlice geçilirse, Türkiye ister istemez daha açık, daha liberal bir toplum haline gelir...
Evet... Erdoğan'ın açtığı patikadan dikkatlice geçiyor... Daha liberal bir toplum haline geliyoruz... Bazıları şeriat devletine gittiğimizi söylüyor.. Ve tabii onlara Nobel yok...

---------------------------
0
darkhunter
Bu arada konudan uzaklaşmam söz konusu ama bir noktaya dikkat çekmek lazım: Nobel, prestijili oluşunun yanı sıra insan icadı oluşunu (ya da siyasi oluşunu) da tarih sayfalarında ispatlamış bir ödüllendirme kurumudur.

Nitekim, 1939 yılı Nobel barış ödülü adayı "pakt"a karşı takındığı tutumdan dolayı Adolf Hitler'di...*

* http://en.wikipedia.org/wiki/Nobel_Peace_Prize#Nominations

0
Aero
Birçoq ei yazar aldı bu ödülü ama... her olaya politika garışır artq politika geniş çaplı bir sömürü oldu her olayn içinde mutlaka war. Bence bu ödül neye göre werilir bir bakmak lazım.
0
FZ
Edebiyat ve Eleştiri dergisinden Ahmet Yıldız aşağıdaki gibi bir şeyler yazmış. Çarpıcı benzerlikler. İki kitabı da kıyaslamalı olarak incelemekte fayda var gibi görünüyor. Bu konuda Pamuk'un herhangi bir açıklaması var mı Internet'ten erişilebilen?

Aşağıdaki karşılaştırmada kullanılan bordo alıntılar, Güncel Yayıncılık tarafından Ocak 1996 yılında yayınlanan, Fuad Carım çevirisi, Pedro’nun Zorunlu İstanbul Seyahati adlı, 16. yy. da Türkler’e esir düşen bir İspanyol’un anılarını anlatan kitaptan, siyah alıntılar İletişim Yayınları tarafından Ocak 1996 yılında l7. baskısı yapılan Orhan Pamuk’un Beyaz Kale adlı romanından alınmıştır.

"...Cenova’dan Napoli’ye giderken, hareketimizi haber alarak Ponza Adaları’nda bekleyen Türk donanmasının hücumuna uğradık..." (Pedro s.11)

“Venedik’ten Napoli’ye gidiyorduk. Türk gemileri yolumuzu kesti..." (Pamuk s.11)

"...Ama ne olur ne olmaz, gene esir düşebiliriz korkusu ile, kürekçileri sıkıştırmaktan vazgeçtiler. Malüm a, kürek çekenler ya Türk, ya Mağribi. Gemi bir kere zaptedil mi, bunlar artık serbest. O vakit, Türklere, bu bize şunu etti, şu bize işkence yaptı, derler..." (Pedro s.12)

"... Türk ve Mağripli olan kürekçilerimiz sevinç çığlıkları atıyordu; sinirlerimiz bozuldu... Esir düşerse cezalandırılmaktan korkan kaptanımız kürek kölelerini şiddetle kırbaçlatmak için bir türlü emir veremiyordu..." (Pamuk s.11)

"...İlk önce, öyle bir niyetimiz olmadı değil. Fakat bir borda ateşi yiyince teslim olduk..." (Pedro s.13)

"Şiddetli bir borda ateşine tutulmuştuk, hemen teslim olmazsak gemimiz batacaktı..." (Pamuk s.12.)

"...Birinin bileklerini, kulaklarını ve burnunu kesip omuzuna bir pafta yapıştırdılar; paftada şu yazılı idi: ‘Böyle eden böyle olur’. Öbürünü kazığa çaktılar..." (Pedro s.12)

"Kazığa oturtulan korkak kaptanımız yeni ölmüştü. Kırbaççıları, burnunu, kulağını kesip ibret olsun diye bir sala koyup denize bırakmışlardı..." (Pamuk s.11.)

"...Rampacılar gemiye daldılar ve herkesi çırılçıplak ettiler. Beni tepeden tırnağa soymadılar; sırtımdakiler, onların hoşlanmadıkları ve beğenmedikleri şeylerdi. Hem, sırtımdakilerle uğraşmaya bir lüzum görmediler; yattığım kamara çok daha değerli eşyalarla doluydu..." (Pedro s.13.)

"...Rampacılar gemimize ayak basarlarken kitaplarımı sandığıma koyup dışarı çıktım. Gemi ana-baba günüydü. Dışarıda herkesi toplamışlar çırılçıplak soyuyorlardı..." (Pamuk s.14.)

"...Cerrah mısın, diye sordular. Hayır deyince, az kalsın partiyi kaybediyordum. Bereket versin lafa, sözü geçen kaptanlardan Durmuş Reis karıştı. Cenevizli dönme Durmuş Reis ‘İdrar ve nabız hekimidir, cerrahtan daha faydalıdır" dedi, kürekten işte bu suretle kurtuldum..." (Pedro s.13.)

"...Sonradan Ceneviz dönmesi olduğunu öğrendiğim Reis iyi davrandı bana; neden anladığımı sordu. Küreğe verilmemek için hemen astronomi bilgimden, geceleri yön bulabileceğimden söz ettim, ama ilgilenmediler. Bunun üzerine bende bıraktıkları anatomi cildine güvenerek hekim olduğumu ileri sürdüm. Az sonra gösterdikleri kolu kopmuş birini görünce cerrah olmadığımı söyledim. Öfkelendiler, beni küreğe çekeceklerdi ki, kitaplarımı gören Reis sordu: ‘idrardan ve nabızdan anlıyor muydum?’ Anladığımı söyleyince hem küreğe verilmekten kurtuldum..." (Pamuk s.14.)

"...En üste Muhammed’in sancaklarını astılar; bunların altına, bizden aldıkları bayrakları, haçları ve Meryem Anamız’ın tasvirlerini astılar. Külhanbeyler, başaşağı asılan bu haçlarla tasvirleri bir ok yağmuruna tuttular... Derken denizlerde eşine rastlanmayan bir top ateşi koptu..." (Pedro s.18.)

"...Bütün direklerin tepesine sancaklar çektiler, altlarına da bizim bayrakları, Meryem Ana tasvirlerini, haçları tersinden asıp külhanbeylerine aşağıdan oklattılar. Derken toplar yeri göğü inletmeye başladı..." (Pamuk s.14.)

"...Ulu-Türk, tutsakları görmek istedi. İki bine yakın tutsağı, ayaklarından zincirleyip sıraladılar; kaptan ve zabit olanları boyunlarından çemberlediler ve bizden aldıkları trampetaları çalarak, boruları öttürek ve bayrakları sürükleyerek hepimizi saraya götürtüler..." (Pedro s.19.)

"...Bizleri Padişah’a çıkarmak için zincire vurdular, askerlerimizi gülünç göstermek için zırhlarını ters giydirdiler, kaptanların ve subayların boyunlarına demir çemberler taktılar, gemimizden aldıkları borularımızı, trampetlerimizi alayla ve keyifle çalarak eğlene eğlene bizi saraya götürdüler..." (Pamuk s. 18)

"...Sinan Paşa’nın oniki yıldan beri çektiği nefes darlığı artmıştı. Göstermediği hekim kalmamıştı. Sonunda beni de çağırdılar. Paşa’ya elimle bir şurup hazırladım. Nasıl alınacağını sorunca, işi çaktım ve bir kaşık isteyerek, gözü önünde, üç kere doldurup içtikten sonra, ‘alsana senyör’ diyerek, kendisine de içirdim..." (Pedro s.22.)

"...Oysa, derdi, bildiğimiz nefes darlığıydı. İyice sorup soruşturdum, öksürüğünü dinledim, sonra mutfağına inip orada bulduklarımla naneli yeşil haplar yaptım; bir de öksürük şurubu hazırladım. Paşa zehirlenmekten korktuğu için göstererek şuruptan bir yudum içip haplardan bir tane yuttum..." (Pamuk s.17.)

"...Amcabey diye anılan, aslen Valencialı birini yollayarak, bir hıyanette bulanmayacağıma dair yemin ettirip zincirimi söktürdü..." (Pedro s.24.)

"...Bir hafta sonra bir gece gelen kâhya, kaçamayacağıma yemin ettirdikten sonra zincirlerimi çözdü..." (Pamuk s.18)

"...yolda müslüman olmamı istedi. Yapamam, dedim. Koruya vardığımızda, dostlarından olan ve Hristiyanlıktan dönme, iki kişi beklemekte idi... Ne söylediğimi soran Paşa’ya, ben karşılık vererek, öfkeyle, kestirin kafamı, callada da, sana verilen emri yerine getir, dedim... ‘Seni din düşmanı ve Muhammed düşmanı köpek seni, biraz geçsin, ben sana yapacağımı bilirim...’ deyip yürüdü..." (Pedro s.28-29)

"...Bir kâhya kararımı sordu. Belki kararımı değiştirirdim, ama bana bunu bir kâhya sordu diye değil! Şu sırada din değiştirmeye hazırlıklı olmadığımı söyledim... İkisi, bir duvar dibinde durup ellerimi bağladılar, pek de büyük olmayan bir balta vardı ellerinde. Müslüman olmazsam, Paşa boynumun hemen vurulmasını emretmiş. Kalakaldım...
(...) Orada ellerimi çözerlerken azarladılar beni: Allah, Muhammet düşmanıymışım." (Pamuk s.30-3l.)

Ergin YILDIZOĞLU

0
burak_bjk
ya ben gercekten merak edıorum bu orhan pamukun ödulunu neden ve nasıl almıs ama ben gercekten merak ıcındeyım bılen ler varsa doru bı sekılde anlatırlarsa sevınırım sımdııden tesekkurler ıns bılen vardır
0
burak_bjk
yok vala bılmıom ya dusun yaz oku gene yok bılen bırı vardır mutlaka yardımcı olun ya ben buadamın bu odulu nasıl ve neden aldıını bulcam baska yolu yok
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Micheal Moore: Filmlerimi Bedavaya Çekip İzleyin Sorun Değil

FZ

Meşhur yönetmen Micheal Moore son filmi 9/11 ile ilgili olarak konuştu ve filminin Internet´ten bedavaya çekilip izlenmesini doğal karşıladğını belirtti.

Moore´a göre insanların filmini Internet´ten indirip izlemelerinde ve arkadaşları ile paylaşmalarında herhangi bir sorun yok, filmini ne kadar çok insan izlerse o kadar iyi ve telif hakları yasasının büyük bir kısmı da saçma sapan. Moore, tek bir yerde itirazı olacağını söylüyor: Benim filmim üzerinden bu yöntemle kâr edemezsiniz, eğer edecekseniz bunu ayrıca konuşmamız gerekir, bunun dışında sorun yok.

Yönetmenle birlikte çalışmış olan Lions Gate şirketi de buna karşı itiraz etmiyor durumda. Moore´a göre bilgi, sanat ve fikir paylaşımı serbest olmalı ve özgürce gerçekleştirilmeli. Bir başka sıradışı ve önemli yönetmen olan Tarantino´nun da Moore´un bu tavrını bazı bakımlardan desteklediği biliniyor.

Editörün Notu: Söz sinemadan açılmışken üstad Marlon Brando´yu yani sinemanın "Baba"sını da kısa süre önce kaybettik. Anısı sinemaseverlerin kalbinde daima yaşayacaktır.

Linux Kullanıcıları Derneği sohbetlerinin 24.sü

conan

Linux Kullanıcıları Derneği`nin geleneksel sohbetlerinin 24.sü Temmuz`un 25`inde akşam saat 18:30`da Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi D blokta, kırmızı salonda yapılacak.

NTV ve MS...

urxalit

Bütün gün sinir ettiler. Yarım saatte bir Bilişim'e bağlanıp bir MS elemanını çıkardılar. Yok XP şöyle, yok XP böyle... Adamların da yenilik olarak yeni GUI dışında saydığı birşey yok. :)) Canlı yayın yapmadığı zamanlarda da XP hikayelerini banttan verdiler.

Track 03 Multimedya Sergisi / 4-25 Temmuz

FZ

İstanbul Bilgi Üniversitesi, Görsel İletişim Tasarım Bölümü lisans ve yüksek lisans öğrencilerinin yıl boyunca gerçekleştirilmiş oldukları çalışmalardan derlenmiş dudak uçuklatıcı bir sergiye hazır olun!

Bu yıl üçüncüsü yapılan Track 03 isimli bu sıradışı sergiye gittiğinizde çok farklı bir deneyimin parçası olacaksınız. Sergi salonundaki bilgisayarlar tamamen ziyaretçilerle etkileşime açık ve bunlara ek olarak duvarlara yansıtılan video görüntüleri, salonu dolduran müzik, vs. fantastik bir atmosferin aklıma gelen birkaç öğesi.

4 - 25 Temmuz tarihleri arasında açık olan sergiyi günün herhangi bir saatinde ziyaret edebilirsiniz (7/24 açık). Sergi mekanı: Taksim, Sıraselviler caddesine girince yaklaşık 100 m. ileride solda Bilgi Üniversitesi, Hazırlık Binası.

Yazılım Mühendisliğinin Devleri Ankara'da

anonim

ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü ve Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi’nin ortaklaşa düzenledikleri Ulusal Yazılım Mühendisliği Sempozyumu (UYMS’05) yazılım mühendisliği alanın önemli isimlerini ağırlayacak. İlk transistörlü bilgisayar için mikrokod programını geliştiren ve yazılım mühendisliği alanın kurucularından sayılan Prof Dr. C. V. Ramamoorthy, Prof. Dr. Mehmet Akşit ve Prof. Dr. Murat M. Tanık sempozyuma davetli konuşmacı olarak katılacaklar.