Bir zamandır CVS yerine Subversion kullanıyorum, neredeyse CVS'i hiç özleiyorum diyebilirim. Kulanımı son derece basit ve bence en az CVS kadar başarılı. Göz atmak isterseniz web adresi : http://subversion.tigris.org [subversion.tigris.org]
Görkem Cetin bugün Linux listelerine asagidaki e-postayi gecmis. Anladigim kadariyla GNOME cevirilerini bugüne kadar devam ettirenler atölye calismasina destek vermeyecekler.
----------------
From: Görkem Çetin <gorkem@bahcesehir.edu.tr>
Reply-To: gnome-turk@gnome.org
To: gnome-turk@gnome.org, linux-masaustu@linux.org.tr, dernek@linux.org.tr, linux-sohbet@linux.org.tr
Subject: Re: Ozgur yazilim calismalarina FrontSITE destegi (i18n Session #1)
Date: Sat, 03 Jan 2004 01:28:07 +0000 MerhabaBu e-postayı bilgi amaçlı yazıyorum.GNOME yerelleştirme çalışmaları aktif bir şekilde gnome-turk@gnome.org listesinde devam ediyor. Bu organizasyonu düzenleyen/götüren Fatih ve ben de çalışmaların başındayız (http://developer.gnome.org/projects/gtp/teams.html). Henüz ölmedik, Allah'a şükür. :-)Bu noktada, aşağıdaki e-postanın aktarması olası bazı yanlış anlaşılmaları düzeltmek istiyorum.1. Proje etkindir ve sorumluları bellidir.2. Enver Altın'ın GNOME yerelleştirme projesinde gizli ya da açık bir sorumluluğu yoktur.3. Enver Altın'ın çeviri dosyalarını GNOME'a doğrudan gönderme gibi bir hakkı da yoktur.4. Bu çalışmada yer alan arkadaşların çeviri çalışmalarının, kalite eksikliği, cümle düşüklüğü, kelimelerin yanlış yerde kullanılması, terim, gramer ve dil hataları vb gibi nedenlerle tarafımdan reddedilmesi durumunda bu sorumluluk GNOME-Turk ve/veya Görkem Çetin/Fatih Demir ile bağdaştırılamaz.Yerelleştirme için belirli bir prosedür listede her zaman işliyor. Bu prosedürün maddelerini ortaya koyup (ki zaten tanımlı) yürümesinden de yukarıdaki iki kişi sorumludur. Bundan dolayı, GNOME yerelleştirme çalışmalarıyla ilgilenmek isteyen olursa niyetini içeren e-postasını gnome-turk@gnome.org listesine ve/veya projenin başındaki kişilere göndermelidir. Bu arada, çok istesek bile herkesi kabul edemiyoruz. Dördüncü maddede belirttiğim nedenlerden dolayı şimdiye kadar tüm GNOME yerelleştirme projesi boyunca toplasanız 10 kişi çalışmamıştır.Bu konuda 'herhangi' bir üçüncü kişinin yaptığı çalışmaların, takip edemediğim içeriği konusunda hiç bir sorumluluğu kabul etmiyorum. Ne yazık ki asgari kalite ancak böyle tutturuluyor. Aşırı titizliğim için şimdiden özür dilerim.İyi çalışmalarGörkemEnver ALTIN yazmış:>Merhaba,>>FrontSITE[4] ekibi olarak cesitli ozgur yazilim projelerine daha fazla>destek olmak uzere belirli tarihlerde calisma oturumlari duzenlemek,>moral destegi artirarak calismalari hizlandirma yoluna gitmek ve>ulkemizde ozgur yazilim projelerinde calisan topluluklari bir araya>getirme karari aldik.>>Bu kapsamda, mumkunse LKD destegini de alarak, 17 Ocak Cumartesi gunu,>Zincirlikuyu'daki ofisimizde GNOME projesi yerellestirme calismalarina>destek olmak amaciyla bir oturum duzenlemeyi planladik. Bildiginiz gibi,>GNOME 2.6, Turkce desteginde toplam mesaj sayisinda %52.03 degerinde[1]>ve boyle giderse Official GNOME icerisine eklenmeyecek.>>Ilk oturum icin dusuncemiz, GNOME projesi uzerinde calisabilecek>Ingilizce ve Turkce terim bilgisine sahip insanlari ayni ortamda>toplamak ve bir gun boyunca mumkun oldugunca fazla sayida projeyi>yerellestirmek/guncellemek ve cesitli sozcukler icin ortak>terim/esanlamli-sozcuk havuzu olusturmak. Tabii bu gibi calismalara>katilmak isteyen, yeterli beceriye sahip fakat teknik bilgi eksigi olan>(Gettext, CVS kullanimi, sozlukler) insanlara da yol gostermek ve bir>baslangic noktasi saglamak.>>Tabii bu toplantilari ayda bir veya olanaklarimizin elverdigi kadar sIk>araliklarla yapabilmek ve geleneksel hale getirmenin yani sira, benzer>calismalarin sektordeki diger yerel firmalar tarafindan da>yapilabilecegini gostermeyi ve ulkemizde ozgur yazilim calismalarini>elle tutulur boyuta getirmeyi amacliyoruz.>>Bu calisma icin FrontSITE:>> * Bol kahve ve sezona uygun ivir-zivir :)> * 10 kadar Debian GNU/Linux (unstable) ve gerekli tum> yerellestirme araclari (GTranslator, KBabel, gettext, CVS, metin> editorleri) yuklu kullanima hazir bilgisayar> * Yeterince hizli internet baglantisi> * Sozlukler ve gerekli olabilecek diger kirtasiye malzemesi> * Demokrasiyle belirlenecek turden muzik>>saglayacak.>>Kontenjanimiz (!) sinirli olacagi icin, onceden kayit ve belirli>kisi/gruplar icin oncelik siralamasi yapmayi dusunduk; ayrica yapilacak>isin kendisinden cok fazla sapmamak icin, genel tartismalarin>olusmayacagi rahat bir calisma ortami uzerine yogunlasacagiz ve>uretkenlige onem verecegiz.>>Katilim icin:>> http://www.frontsite.com.tr/?p=news&id=i18nws01>>adresine gözatabilirsiniz.>>Ilginize tesekkurler,>Eglenceyi paylasin! :)>>[1] http://developer.gnome.org/projects/gtp/status/gnome-2.6/index.html>[2] http://www.gnomedesktop.org/>[3] http://www.linux.org.tr/>[4] http://www.frontsite.com.tr/> >_______________________________________________GNOME-Turk ePosta listesiGNOME-Turk@gnome.orghttp://mail.gnome.org/mailman/listinfo/gnome-turk
Ben DIVXTR' ci kardesinizi merak ettim simdi. Bahsettiginiz site www.divxtr.org ise NetCraft bu sitenin TRT blogunda hic tutulmadigini söylüyor. Iskembe-i kübradan salliyor olmayasiniz?
59 USD vermek gerekli tabi, ama para ödemeden önce denemek isteyenler yazilimin bu versiyonunu e-donkey networkunden de bulabilirler. 9.5 MB' lik bir sh dosyasi.
Uzun zamandır Microsoft ürünleri güvenlik uyarıları serisini sit-com seyreder gibi seyrediyorum. Senaryoya benim de katkım olsun. Uzmanlar Microsoft un çıkardığı yamanın uygulanmaması konusunda sistem yöneticilerini uyarıyormuş :
Güçlü bir Türkiye
Tarih: 3/25/2003 11:20:55 PM
Meclis konusmasindan. Is bankasi kültür yayinlari:
TBMM Gizli celse zabitlari cilt-3)
6 Mart 1922
Mustafa Kemal
... Hepiniz bilirsiniz ki, Avrupa''nin en önemli
devletleri, Türkiye''nin zarariyla, Türkiye''nin
gerilemesiyle ortaya çikmislardir. Bugün bütün dünyayi etkileyen, milletimizin hayatini ve ülkemizi tehdit altinda bulunduran, en güçlü gelismeler, Türkiye''nin zarariyla gerçeklesmistir.
Eger güçlü bir Türkiye varligini sürdürseydi,
denebilir ki Ingiltere''nin bugünkü siyaseti var
olmayacakti.
Türkiye, Viyana''dan sonra Peste ve Belgrat''ta
yenilmeseydi, Avusturya/Macaristan siyasetinin sözü edilmeyecekti. Fransa, Italya, Almanya''da, ayni kaynaktan esinlenerek hayat ve siyasetlerini gelistirmisler ve güçlendirmislerdir.
... Bir seyin zarariyla, bir seyin yok olmasiyla
yükselen seyler, elbette, o seylerden zarar görmüs
olani alçaltir. Gerçekten de Avrupa''nin bütün
ilerlemesine, yükselmesine ve uygarlasmasina karsilik,
Türkiye gerilemis, düstükçe düsmüstür. Türkiye''yi yok
etmeye girisenler, Türkiye''nin ortadan kaldirilmasinda
çikar ve hayat görenler, zararli olmaktan çikmislar,
aralarinda çikarlari paylasarak, birlesmis ve ittifak etmislerdir. Ve bunun sonucu olarak, birçok zekalar, duygular, fikirler, Türkiye''nin yok edilmesi noktasinda yogunlastirilmistir. Ve bu yogunlasma, yüzyillar geçtikçe olusan kusaklarda, adeta tahrip edici bir gelenek biçimine dönüsmüstür. Ve bu gelenegin, Türkiye''nin hayatina ve varligina araliksiz uygulanmasi sonucunda, nihayet Türkiye''yi islah etmek, Türkiye''yi uygarlastirmak gibi birtakim bahanelerle, Türkiye''nin iç hayatina, iç yönetimine islemis ve sizmislardir. Böyle elverisli bir zemin hazirlamak güç ve kuvvetini elde etmislerdir.
...Oysa güç ve kuvvet, Türkiye''de ve Türkiye
halkinda olan gelisme cevherine, zehirli ve yakici
bir sivi katmistir. Bunun etkisi altinda kalarak,
milletin en çok da yöneticilerin zihinleri tamamen
bozulmustur. Artik durumu düzeltmek, hayat bulmak,
insan olmak için, mutlaka Avrupa''dan nasihat almak,
bütün isleri Avrupa''nin emellerine uygun yürütmek,
bütün dersleri Avrupa''dan almak gibi birtakim
zihniyetler ortaya çikti. Oysa hangi istiklal vardir
ki yabancilarin nasihatlariyla, yabancilarin
planlariyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay
kaydetmemistir. Tarihte, böyle bir olay yaratmaya
kalkisanlar, zehirli sonuçlarla karsilasmislardir.
Iste Türkiye de, bu yanlis zihniyetle sakat olan bazi yöneticiler yüzünden, her saat, her gün, her yüzyil, biraz daha çok gerilemis, daha çok düsmüstür.
...Bu düsüs, bu alçalis, yalniz maddi seylerde
olsaydi, hiçbir önemi yoktu. Ne yazik ki Türkiye ve
Türk halki, ahlak bakimindan da düsüyor. Durum
incelenirse görülür ki, Türkiye Dogu ''maneviyati''yla
sona eren bir yol üzerinde bulunuyordu. Dogu''yla
Bati''nin birlestigi yerde bulundugumuz, Bati''ya
yaklastigimizi zannettigimiz takdirde, asil mayamiz
olan Dogu ''maneviyati''indan tamamiyla soyutlaniyoruz.
Hiç süphesizdir ki bu büyük memleketi, bu milleti,
çöküntü ve yok olma çikmazina itmekten baska, bir
sonuç beklenemez (bundan).
... Bu düsüsün çikis noktasi korkuyla, aczle
baslamistir. Türkiye''nin, Türk halkinin nasilsa
basina geçmis olan birtakim insanlar, galip düsmanlar
karsisinda, susmaya mahkûmmus gibi, Türkiye''yi âtil ve
çekingen bir halde tutuyorlardi. Memleketin ve
milletin çikarlarinin gerektigini yapmakta korkak ve
mütereddit idiler. Türkiye''de fikir adamlari, adeta
kendi kendilerine hakaret ediyorlardi. Diyorlardi ki
Biz adam degiliz ve olamayiz. Kendi kendimize adam
olmamiza ihtimal yoktur. Bizim canimizi, tarihimizi,
varligimizi bize düsman olan, düsman oldugundan hiç
süphe edilmeyen Avrupalilara, kayitsiz sartsiz
birakmak istiyorlardi. ''Onlar bizi idare etsin''
diyorlardi.
(Meclis konusmasindan.)
İyi güzel yapıyorsunuz da, hedefi Türkçe problemini problem olmaktan çıkarmak olan bir projenin web sitesinin İngilizce olması ve tek bir Türkçe cümle olmaması nasıl bir handikaptır?
Linkini verdiğiniz sayfada bu ürünün GPL lisanslı olacağı yazıyor, doğru mudur ( MS Linux is released under the provisions of the Gates Private License -GPL-..) :p
Seyretmedim, tamamen kişisel çaresizliğin ürünü sakat düşünceler :) Aslına bakarsanız çok çözümlemeci analizler beni aynı sonuca götürüyor : Hiç gelişmeseydik, hep mağarada kasaydık, hep komün yaşasaydık belki bugün bulunduğumuz yerden ilerde olacaktık. En azından felsefesi yapılamaz gerekçelerle kendi soyumuzu tüketmeyecektik. Elinde tüm yaşamı yoketedebilecek kitle imha silahı olan bir hayvan biliyor musunuz?
İnsan soyunun devamı için yapılması gerekenleri düşünmek şu anda çok gereksiz görünse de, gereklilik gördüğümüz zaman yapabilecek pek fazla bir şey kalmayacak gibi görünüyor. Soyumuzun geleceğini garantilemek icin secici birimler oluşturmak her ne kadar faşistce görünse de, Mr. Pusht gibi düşünenlerin iktidar sahibi olması başka nasıl önlenebilir? Bir zamanlar Hitler'in yaptığına işlevsel açıdan benzer -ama etik olarak tam tersi-, ırklar ve inanış sistemleri üstü bir 'üst birimin' insalığa karşı kitlesel imha suçu işlemesi muhtemel manyakları daha doğmadan engelleyecek bir yapı kurması ne güzel olurdu. (Olur muydu gerçekten).
Aslina bakarsaniz bu sirketlerin/yazilim gelistirme gruplarinin neredeyse hepsi zayen birbirlerinin ürünlerini su anda kendi ürünleri ile birlikte kullaniyorlar.
Konsersiyumun en belirgin avantajı birbiri ile daha uyumlu yazılımların daha hızlı geliştirilmesi olacak gibi görünüyor.
Bakkal hesabı yaparsanız hesabınız doğru; bütün kalemleri altalta koy, topla.... Ohooo, 30 CD yapıyor.
Neyse ki toplulukta yazılım geliştirilirken daha gelişmiş hesaplama yöntemleri kullanılıyor.
Ortaya çıkacak ürün için bahsettiğiniz feci pahalı etiketin oluşacağını size ne düşündürdü acaba? Emeğine fiyat biçen birisinin emeğini kullanmak istiyorsanız elbette parasını vereceksiniz.
evet azizim! ben hayallerin arkasina gizlenmis olan hayaletleri ariyorum. ne yazik ki bulamiyorum. tam olarak ''bulamiyorum'' demek de yanlis. bunu nasil anlatacagimi bilmiyorum. ilmi gerceklere kimsenin bir sey demeye hakki yoktur. yalniz, bir hakikatin varligi diger bir hakikatin varligina engel olmaz. bazi vicdanlar, baslangic ile sonu birbirinden ayiran bir cizginin onunde durup orada kalamaz. ben bu hayati; dunyaya nicin geldigimizi, ne olacagimizi, bizi bu dunyaya gondereni anlamadan terketmemeye niyet ettim. keske bu sorulara olumlu ya da olumsuz bir sevap bulabilseydim. yari dervis, yari deli ama her gordugunu hikmet gozuyle goren bir dusbazin dusleri sizi cagiriyor. hayat, sekr aninda gorulen bir dus degil midir? kim bilir?
Filibeli Ahmed Hilmi 'uyan neo' demiyorsa da, uyan diyor; bunda şaşırılacak ne var? Bir felsefe kitabını felsefe kitabı gibi okursanız ufkunuzu açarsınız. Din kitabı gibi okursanız ufkunuzu daraltırsınız. Kitabın adı Matrix, Akabı-ı Hayal, ya da Das Kapital olsa ne farkeder? Yaşamın kendisi son derece karmaşık bir algoritmaya benzemiyor mu? Doğru çıktı alabilmek için değişkenleri doğru parametrelerle fonksiyonlara sokmamız gerekiyorsa, hangi dilde olursa olsun, ya da adı ne kadar komik gelirse gelsin bize; anlamaya çalışmakta fayda var diye düşünüyorum. Sevgiler...
Bana ''Bir gün bir kitap okudum, hayatım değişti'' dedirten kitap Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi'nin Akabı-ı Hayal(Hayalin Derinlikleri)'idir. Her ne kadar yazarın ve kitabın adı fazlasıyla ''geek'' kültüründen uzak gibi görünüyorsa da; Matrix'' le değişen hayatınızı aynı paralelde ama daha ileriye götürecek bir kitap olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Kitapla ilhili Google araması için buraya tıklayabilirsiniz.
Open Source Development with CVS, 3rd Edition ( 8)