Ev-Ofis Kullanım Kılavuzu

0
sundance
Zor günler (yıllar) geçirmekte olan ülkemizde, özellikle bilgisayar sektöründe şirket kurmanın, yeni bir ofis açmanın yükünü kaldırmak istemeyen birçok kişi Small Ofice-Home Ofice olan SOHO'lara yönelmektedirler. Öte yandan çalışmakta oldukları işten çıkmış ve bu şekilde SOHO modunda evden iş yapmayı tercih eden de oldukça büyük bir kesim var.

Bu yazıda böyle bir ofis kurarken nelere dikkat etmemiz gerektiğini, verimli bir şekilde çalışabilmek için nelerin önemli olduğunu adım adım göreceğiz.
Dökümanın ilk düzenlenme tarihi 15 Nisan 2003 V0.1

Sürüm 0.3: 28 Nisan 2003
------------------------------
-Go ve Satranç ile ilgili bilgi
-Tai-chi ile ilgili bilgi

Sürüm 0.2: 17 Nisan 2003
--------------------------
-Firewall'lar hakkında bilgi
-Çalışma kıyafeti (oktay)
-No pr0n(oktay)


Başlangıç olarak, bilgisayar temelli bir iş yaptığınızı düşünelim. Bunun için bir bilgisayar ve Internet bağlantısı gerekli herşeyden önce.

Bilgisayar:
Kadıköy'den max $300'a alacağınız bir bilgisayar hemen her işinizi görür, fax görevi bile yapar.

Internet:
Bu tür bir işte Internet bağlantısının iyiliği tartışma götürmez bir gerçek, bu yüzden de tercihen sürekli bir bağlantı olması gerekmekte.

Kablonet:
Sınırlı yere hitap etmesine rağmen, bazı bölgelerde (Kadıköy mesela) $40'a düşmüş modemleri ve ayda 60 milyon aylık ücreti ile tartışmasız şu anki en uygun Internet erişimi. 60 milyon aylık ödeme size fazla gibi gelebilir, fakat 24 saat bağlı ve standart modem hattının yaklaşık dört katı hızındaki (128Kbit) bir Internet'in faydaları ile karşılaştırıldığında (p2p ağlar vs.) bu en iyi seçenek.

GPRS:
Aysel'in bedava GPRS vermesi Telsim'in ayda 5 milyonluk GPRS paketlerini açıklaması GPRS'i de cazip hale getirdi. Özellikle Kablonet ve DSL şebekelerinin ne kadar kısıtlı olduğu gözönüne alınırsa. 4K download 1K upload izni veren bu sistem, herne kadar web tasarımı işlerinde çok kullanılamayacak olsa da ucuzluğu ile gerçekten tercih sebebi olabilir. Tek masrafınız iyi bir GPRS modemli telefon, onu da ikinci elden makul fiyatlara almanız mümkün olabilir.

DSL:
Yine 60 milyon aylık ücretle 128K'lık DSL hizmeti almanız mümkün, fakat öncelikle bulunduğunuz yerde DSL hizmeti olma ihtimali düşük, ikincisi varsa bile kotası dolmuştur, yeni kullanıcılar sıradadır.

Modem:
TTNet'in son yaptığı zamlardan sonra gün içinde iki saat ortalama bağlanan bir kullanıcı yaklaşık 70 milyonluk bir harcama yapıyor ki bu 45-50Kbit arasında giden bir hat için pek kabul edilebilir bir rakam değil.

Diğer seçenekler için FM'de yayınlanan şu habere bakmanızı tavsiye ederim.

Firewall: Dediğim gibi işiniz Internet üzerine olacaksa, hele ki 24 saat Internet bağlantınız olacaksa olmazsa olmazlardan biri bir firewall. Zira Kablonet ve DSL şebekelerinde, birsürü hacker müsvettesi cirit atmakta.

Bunun için iki yöntem var, ya bir küçük makinayı bu işe ayırırsınız, ya da kendi makinanızda bir firewall kurarsınız.

Eğer küçük bir makina ayıracaksanız, buna ikinci bir ethernet kartı daha gerekecek. Bunun dışında firewall olarak çalışması için bir yazılım gerekli. Bu konuda FloppyFW çok güzel bir çözüm. Zira sadece bir tek disketten çalışıyor. Bilgisayarda hardisk olması bile gerekli değil. Üstüne üstlük 386 bir makinayı bile bu şekilde kullanabilirsiniz dahası içinde harddisk olmadığından alet hemen hemen hiç ses çıkartmayacaktır. FloppyFW'nin DSL ve Kablonet konfigürasyonu konusunda bana danışabilirsiniz.

Bunun dışında başka tek disketlik dağıtımlar da kullanabilirsiniz. Fakat eğer bu makinayı aynı zamanda download makinası olarak kullanmayı düşünüyorsanız harddiskli bir makina olmasında fayda var. Bu durumda da önünüze bir kaç seçenek çıkıyor:
Ya IP Cop gibi sırf bu işe ayrılmış bir dağıtım kullanacaksınız, ya da Slackware, Debian vs. gibi bir dağıtım kurup üstüne firewall scripti çalıştıracaksınız. Tercih sizin... Lojistik ihtiyaçlar:
İkinci bir telefon hattı:
Fax için ikinci bir telefon hattı olması iyi olur, ama çok açılmayalım diyorsanız şart da değil. Tabi eğer Internet için modem kullanıyorsanız bu sefer ikinci bir hat kesinlikle şart.

Çalışma odası:
Bu iş için evinizin bir odasını ayırmanızda fayda var, çalışma ortamınızın yatakodanızda yeralmaması önemli. Mümkünse aydınlık rahat bir yer olsun, sessiz ve sakin olması da önemli.

Masa ve koltuk konusunda özen göstermenizde fayda var. Kadıköy'de (ve daha birsürü yerde) ikinci el eşya satan yerlerden sırtı ve yüksekliği ayarlanabilir bir bürosit almanızda fayda var. Masaya gelince, bilgisayar masalarından uzak durun, genelde çok verimsiz rahatsız maslardırlar, çekmeceleri bile yoktur birçoğunun. Klasik 60x100 boyutlarında sağ tarafinda üç çekmece olan masalar gayet iyi işinizi görürler.

Ergonomik olarak dikkat edilmesi gereken en önemli şey oturma biçiminiz. Dik oturmanız bacaklarınızın h harfindeki gibi 90 derece açı ile durması önemli. Bunun için ayağınızın altına yükseltecek bir şeyler koymanız gerekebilir, bir kaç üniversiteye hazırlık kitabı işinizi görür ;).

Bir diğer önemli şey de sandalyenizin yüksekliği. Bu yüksekliği masanıza göre ayarlamalısınız öyle ki klavyede yazarken önkolunuzun vücudunuza yine 90 derece açı ile durması gerekmekte. Bu noktada klavyenizin önüne koyacağınız sert bir sünger parçası yazı yazarken dirsek ve bileklerinize yüklenecek yükü hafifletir. Unutmayın bilgisayar klavyesi daktilo değildir, elleriniz havada yazmak zorunda değilsiniz, fakat bu desteğin hafif olması önemli. Bu şekilde oturduktan sonra bacaklarınızın da 90 dereceyi sağlayabilmesi için ayaklarınızın altına koyduğunuz kitapların yüksekliğini ayarlayın.

Bir başka önemli nokta da ışık. Bulunduğunuz ortamda mümkün olduğu kadar doğal ışık kullanmaya bakın. Monitörünüz mümkün olduğu kadar pencereyi görmesin. Burada ana fikir ışığın monitörden yansımamasıdır. Aynı şey diğer aydınlatma elemanları için de geçerli. Hiçbiri monitörden yansıyıp gözünüze gelecek ışığı arttırmamalı. Odanın aydınlık seviyesi de monitörden daha aydınlık olmamalıdır. Çok loş olması da uyku getireceğinden ve döküman okumayı zorlaştıracağından tavsiye edilmemektedir. Monitör filtresi işe yarayabilir. Işık olarak eğer uğraşabilirseniz monitöre dik yukardan sarkan ama gözünüze de gelmeyen bir ışık en iyisidir. Eclipse modeli bir ışık kaynağı oluşturmak size hiç de pahalıya malolmaz.

Bu arada aklınızda olsun bu ürünlerin bir kısmı bilgisayar ortamında sizi çok rahat ettirecektir, bunları satın alın demiyorum, sadece tasarımlarına bakıp kendi modellerinizi yapmayın deneyin, -hacking for fun and profit ;)

Çalışma düzeni:
Belki de bu yazının en önemli kısmı burası. Zira yukarda bahsedilen ihtiyaçları gerçekleştirmek çok zor değil. Fakat çok daha önemlisi belli bir çalışma disiplinini elde etmek. Bu olmadığı takdirde, işyerinde en düzenli çalışan bireyin bile altı ay içinde evde Homer Simpson'dan beter olacağına iddiaya girerim.

Peki nelerden oluşuyor bu çalışma düzeni ?

Açıkcası verimliliği sağlayacak herşeyden. Teker teker inceleyelim, gece uyumak üzere yatağa girmekle başlayalım.

-Bunu yapmadan önce mutlaka ama mutlaka ertesi gün neler yapacağınızın bir programını yapın, ne kadar basit olduğu, ne kadar iş içerdiği hiç önemli değil. Bir programınız ve belli bir kalkma saatiniz olsun, yoksa yataktan kalkamazsınız.

-Kısa vadeli ve uzun vadeli bazı amaçlarınız olsun; "Bulmaca yapıcı bir program yapmak, yeni bir programlama dili öğrenmek, on parmak yazmayı öğrenmek" gibi uzun vadeli ve "Sendmail, LDAP, TCP/IP" öğrenmek, kafa avcıları ile (insan kaynakları şirketleri) görüşmeler ayarlamak, çeşitli konularda makale yazmak gibi kısa vadeli programlarınız olsun. Ve ertesi günün programını bunları karıştırarak (uzun vadelilerden birinin bir kısmını ve kısa vadeli bir iki amaç gibi) yapın ve bunu yazın. Bu size ilerleme kaydedip kaydetmediğinizi gösterecektir.

-Sabahları aynı saatte kalkmaya çalışın. Düzgün bir kahvaltı ve ardından kısa bir yürüyüş güzel olur. Koşmayın, güne yorgun ve terleyerek başlamanın çok anlamı yok. Bu noktada önemli bir şey egzersizler. Gününüzün büyük bir kısmını bilgisayar başında geçireceğinizden, kesinlikle ihmal etmemeniz gereken en önemli kısım egzersiz kısmı.

Yukarda bahsettiğimiz koşma ya da aletlerle çalışma gibi aerobik (oksijen tüketimine yönelik) egzersizleri çok tavsiye etmiyorum. Bu egzersizler hem efor istemekte, hem sizi daha güne başlarken yormakta, hem de bütün bu sebeplerden dolayı bir süre sonra sizde üşengeçlik yaratıp, aksamalara yol açmaktadır. Ana fikir şudur, Ne yaparsanız yapın, düzenli olarak her gün yapın, harcadığınız efor vs. hepsi bundan sonra gelecektir. Hergün düzenli olarak beşyüz metre yürümek bile önemlidir ve bazı durumlarda kalbinizi büyütüp kalp krizi riskinizi arttıran sabah koşularından çok daha önemlidir.

Egzersiz konusunda bir iki önemli önerim olacak. Efor gerektirmeyen, fakat kas ve omurga yapınızı düzgün tutacak stretch denen esneme hareketlerine bağlı egzersizler olmasına dikkat edin. Özellikle de izometrik esnemeler çok önemli. Basitçe ısınma hareketlerine benzeyen bu hareketler konusunda Internet üzerinden bir çok şey bulabilirsiniz. Benim bulduklarımın en iyi iki tanesi 5BX Plan for Physical Fitness: Kanada Hava Kuvvetleri'nin yer personeli için geliştirdiği, gündelik hayata yönelik formda kalma egzersizleri ve Tibet Gençlik ve Zindelik Sırları

İki egzersiz programı da beş temel hareketten oluşmaktadır. İlkine direkt yukardaki URL'den erişebilirsiniz, ikincisi ise Türkiye'de Türkçe olarak satılmakta.

FZ'nin isteği üzerine hatırladığım bir başka egzersiz türü de Tai Chi başlangıçta belirttiğim ilkeler doğrultusunda, sizi yormadan vücudunuzu zindeleştirecek belki de en eski egzersizler. Internet üzerinden birçok tai-chi videosuna ya da kitabına ulaşmanız mümkün. Fakat başlangıç olarak bir hoca eşliğinde temel hareketleri öğrenmeniz en doğrusu olur.

Bana sorarsanız ikincisi çok daha sürdürülebilir bir çalışma programı, maksimum günde on dakikanızı alacak ve terlemeyeceksiniz bile. İlk program ise benzerleri ile karşılaştırıldığında çok mantıklı ve sağlıklı bir program, o da ilk aylarda onbeş dakikayı geçmeyecek bir program fakat daha uzun vadeli ve ileri aşamaları oldukça zor. Tabi ortalama bir seviyede devam etmeyi seçerseniz yine sürdürülebilir olabilirler.

Bu konu üzerinde bu kadar uzun uzadıya durmamın sebebi, fiziksel hareketsizliğinzin bu tür bir egzersiz desteği olmadığı takdirde size ilerde ciddi sorunlar yaratabilecek olması. Ve bunu engellemek sadece günde on dakikalık basit beş hareket ile mümkünken buna izin veremeyiz :)

-Hafif bir egzersiz, ardindan makul bir kahvaltı ve artık çalışmaya hazırsınız.

-Mümkünse yatak odanızda değil, bu iş için ayrılmış bir yerde çalışın. Çalışma masanızda çalışma dışında bir şey yapmayın ki odaya girdiğinizde o masaya oturduğunuzda vücudunuz ve aklınız çalışacağını bilsin, gevşemesin.

Çalışma odasına sanki bir işyerine giriyormuş gibi girin, bu ilerde gevşememeniz için önemli.

-Burada bir başka önemli nokta da kıyafet. Bazılarınız gülebilir buna ama bu da önemli. Kesinlikle yataktan kalktığınız gibi çalışmayın. Pijama ya da eşofmanla çalışılmasını ben pek uygun bulmuyorum. Ama rahat bir pantolon, t-shirt (Oktay'ın deyimiyle sokakta garip kaçmayacak bir giysi) fena olmaz. Pijama size illa ki uykuyu hatırlatacaktır.

-Programınızı gözden geçirin ve küçük bir planlama yapın (öğleden önce şunları gerçekleştireceğim öğleden sonra şunları gibi)

-Çalışma saatlerinizi belirleyin ve onlara uyun. İlla 9-6 çalışmak zorunda değilsiniz, kendi hızınızı kendiniz belirleyin, fakat buna sadık kalın.

-Her saat başı bir beş dakka masadan kalkın, bir dolaşıp öyle gelin.

-Müzik dinlemek dikkatinizi dağıtmadığı sürece iyidir, ama televizyon açık olmasın (müzik için bile)

-Instant Messaging: Valla bu size kalmış bir tercih ama şunu düşünün. Kendinizin hem patron hem çalışan olduğunu ve patron olan sizin, çalışan olan sizi gözlemlediğini. Sizce IM çalışma veriminizi düşürüyor mu ? Evetse fazla kullanmayın, arka planda tutun away olun, arada sırada cevap verin insanlara.

-NO pr0n!: Bu kesin. Eğer pr0n bağımlısıysanız hiç makalenin gerisini okumayın bile. Bir başladınız mı sonu gelmez, site siteyi açar, gittikçe gidersiniz sonra da feci rehavet çöker, ne iş çıkar ne bir şey, pijamalarınızı çıkartmadıysanız öylecene yatağa da uzanıverirsiniz. İş saatleri içinde isterseniz cinsel ilişkiye girin ama kesinlikle no pr0n! :)

-Biraz çay kahvenin kimseye zararı olmaz, fakat bağımlısı olmayın, bir süre sonra devamlı evde oturduğunuzdan günde iki çaydanlık çay içerken bulabilirsiniz kendinizi.

-Bulunduğunuz ortamı havalandırın, siz farkına varmasanızda havasızlık verimliliğinizi çok azaltır.

-Belki bir öğleden sonra uykusu alın, yarım saat kadar.

-Öğle yemeğini ağır yapmayın, uyku ile birleştiğinde bir süre sonra öldürücü olabilir :)

-Mevcut işlerinizin arasında size kariyersel açıdan belki de hiç yararı olmayacak fakat başkalarının hayatını kolaylaştıracak bir şeyler yapın. Bunlar angarya olmayan eğlenceli, fakat yararlı işler olsun. Tecrübelerinizi paylaşın, bunun gibi bir makale yazın mesela ;)

-Gece geç vakitlere kadar oturmayın. Tabi kendi bünyenize ve alışkanlıklarınıza da bağlı bu, fakat sessiz ve sakin ortam sağlandıktan sonra insanların günışığında daha verimli çalıştıkları ispatlanmış. Öte yandan gece ikiden sonra ayakta kalmanın bazı yorgunluk etkileri de vardır. Araştırmalara göre insan vücudu yatar pozisyonda uyumadan da dinlenebilmekte böylece gücünün koruyabilmekte fakat beyin uyumadığı sürece zayıflamakta ve uykusuzluk bedensel olarak değil beyinsel olarak ölüme varabilmekte. Beş saat minimum uykunun yedi saati geçmemesi genelde kabul görmekte, kendi düzeninizi bu doğrultuda siz oluşturun ama ona uyun!

-Bir CV hazırlayın ve onu güncel tutun. Çalışmayı düşündüğünüz alana yönelik olsun, gerekli her türlü bilgiyi içersin fakat çok detaylara girmeden. CV'nin içinde mutlaka amacınızın ne olduğu yeralsın. Bu fena değil bir örnek olabilir size ;) Mutlaka yaptığınız işleri yazın. Referanslarınızı yazmanız şart değil, istek üzerine temin edilecektir diyebilirsiniz. Gerekirse birden fazla CV yazın (değişik iş başvurularına göre değişik profiller ;) CV'de yalan söylemeyin, fazla abartmayın, gereksiz yere dert edinirsiniz.

CV'nizi mutlaka HTML olarak hazırlayıp Internet'e koyun, fakat Word formatında ve hatta PDF olarak da bulunsun.

CV sizin neler yaptığınızı başkalarına gösterdiği gibi kendi kendinize de hatırlatacaktır.

-Arada bir çıkın dışarı dolaşın, arkadaşlarınızı görmeye gidin. Yabancı bir şehre gittiğinizi düşünün, yabancı bir ülkede. İnsanlar işe koşuştururken bir turist olarak ortada dolaştığınızı düşünün ;) Turist olmanın keyfine varın.

-Arada sırada spor yapın. Hem arkadaşlarınızı görmek, irtibatı kopartmamak için bahane olur hem de vücudunuza yarar. Basketbol, futbol gibi bir şeyler olabileceği gibi masatenisi, bowling gibi bir şeyler de olabilir bu.

-Bir başka önemli nokta da vücudunuza egzersiz yaptırdığınız gibi beyninize de egzersiz yaptırmanızın gerekliliği. Benim bu konudaki tavsiye GO. Bir uzakdoğu strateji oyunu olan Go, gün geçtikçe ülkemizde de yaygınlaşmakta. Ankara'da ODTU Go topluluğu düzenli olarak toplanmakta. İstanbul'da olanlar içinse Türkiye Go Oyuncuları Derneği üyeleri haftanın üç günü Taksim'de (Kahvedan ve Caffinetde), bir gün de Kadıköy'de Kadife Chalet'de buluşmaktalar, özellikle yeni öğrenmekte olanlara azami ilgi gösterilir.

İstanbul ve Ankara dışındakiler ise igs.joyjoy.net ya da kgs.kiseido.com daki Internet Go Serverlar üzerinden dünyanın dört bir yanındaki oyuncularla oynayabilirler. Bu konuda daha fazla bilgi almak için bu adrese bakabilirsiniz. Go öğrenmek, yerel go klüpleri ile bağlantıya geçmek isteyenler bana mail atabilirler.

Bunun dışında benzer şekilde bir satranç klübüne gidebilir veya yine Internet üzerinden satranç oynayabilirsiniz. Bu konudaki en faydalı adres ise www.freechess.org, buradan sunuculara nasıl bağlanacağınız konusunda bir çok dilde (Türkçe dahil) yardım alabilirsiniz.

Bu tür bir aktivitenin en göze çarpan yararı beyninizi belli bir disipline alıştırmak. Fakat belki de bundan daha önemlisi haftada belli günler evden çıkıp, biraz yol gidip, huzurlu bir ortamda (bir satranç klübünde, ya da açık havada) beyninizi bir oyuna yoğunlaştırıp kafanızı biraz olsun boşaltabilmeniz.

Eveet. Elimden geldiğince ev-ofis ortamında verimli bir çalışma ortamı sağlayabilmek için nelerin gerekli olduğunu anlatmaya çalıştım. Elbette anlatmayı unuttuğum veya yeteri kadar anlatmadığım kısımlar olacaktır. Fakat bütün bu makalenin ana fikri, dışardan sizi düzenleyen bir kuvvet olmadığı sürece evde kendinizin patronu olarak çalışabilmeniz için en önemli etkenin belirli projeler ve disiplin olduğudur. Bu ikisi olmadan bir süre sonra sabahları uyanmak için sebep bulamamaya başlarsınız ki bunun tek anlamı vardır...

Hepinize iyi çalışmalar. Turist olmayı unutmayın ;)

KIVILCIM Hindistan

http:fazlamesai.net/sundance

Görüşler

0
anonim
Cok faydali buldum, acikcasi okudukca kendi verimimi dusuren bazi seylerin farkina vardim. Tesekkurler, elinize saglik.
Erdinc Yilmazel
0
anonim
Bence de gayet güzel bir yazı.Özellikle aydınlatma konusu çok işime yaradı.Bu arada seni burada görmek güzel.
Erdinç Taşkın
0
anonim
evet gertçekten güzel fakat bir adım unutuluyor bu pozisyonda çalışabilmek için bize bu pozisyonda bir iş lazım dimi onu nerden bulucaz.
0
sundance
Tabi süper dedin, aslında bu makalenin en önemli ve gizli kısmı bu. Ben bir taraftan bunları anlatıp, bir taraftan bu makaleyi okuyan herkesi IP'lerinden tespit edip onların hakkında araştırma yapıp, yeri geldiğinde kendilerine iş bulduğumu bildireceğim :)

Ama hazır böyle bir diyaloğa girdik, nasıl bir iş alırdınız acaba ?
0
FZ
NASA JPL´de programlama işi olabilir, gerçi bu aralar ödenek kısıntıları varmış diye duydum ama olsun.

Olmadı ESA da olabilir.

Neyse boşver ya, ben işime döneyim...

While Not objRS.EOF
Response.Write blah blah
objRS.MoveNext
Wend
0
anonim
dalga geçme kardeşim :)
ben bu güne bugün 4. sınıf ünv öğrencisiyim elbette canım sıkılacak ne olacaz diyip duracağım. bu arada böyle makaleleri okuyup sonrada iyide bunun root kısmı nerde diyeceğim çünkü kafa kitlenmiş bir kere bu ümit dolu ülkemde :(
0
freecan
www.evofis.com
0
roktas
Yav diyordum, aziz dostum Sundance kaç zamandır şöyle thinkgeek tadında, FM kıvamında bir yazıdan bizi mahrum etmekte, buna hakkı olamaz :) Arzular şelale oldu :))
0
anonim
Bu cok güzel ve faydali yaziniz icin cok tesekkürler. Hakikaten Cay, kahve tüketimi inanilmaz boyutlara cikiyor, nasil oluyor anlayamiyor insan.
Televizyon en tehlikeli arac oluyor insan calisirken.
Bir de kisisel fikrimdir ki: spor en önemli dikkat edilmesi gereken faaliyet. Günde en az 1 saatlik bir antreman/spor vb. gerekli.
İlk zamanlar cok zorlaniyor insan 10 dakikayi tamamlamakta. Fakat spor yapmazsaniz
nasil olduda 5 ayda 20 kilo aldim ve artik yuvarlanarak ilerleyebiliyorum odalar arasinda sorusunu kendinize sormak zorunda kalabilirsiniz. Helebirde bol sekerli cayinizin yanindan bisküvinizi eksik etmiyorsaniz. :)
Mete
0
acemi_
Yazı benim için cok faydalı oldu. Daha yazıyı bitirmeden ışıklandırmayı ayarladım. Hiç aklıma gelmemişti ışığı monitörün üstünden vermek.

Şimdi ayağımın altına koyacak bir üniversite hazırlık kitabı arıyorum :))
0
crematorium
Lazımdı böyle birşey, teşekkürler... :)
0
oktay
Abi super eline saglik. Ben de arada bir de olsa evde calisan biri olarak bir madde eklemek istedim. Gerci yukaridaki yazinin genel hatlari itibariyla zaten herkes kendisi de bu sonuca varacaktir fakat kesinlikle evden cikmayacak da olsaniz uzerinizi degistirin, sokaga ciktiginizda garip karsilanmayacak olcude bir kiyafet giymeniz ev icinde ciddiyet saglamanizi kolaylastirabilir. Eger ben pantolonla falan oturamam falan derseniz esofman kabul olabilir, fakat kesinlikle pijamalarinizla oturmayin :)

Bu arada, ister istemez ziyaretcileriniz de olacaktir. Bunlara calisma saatiniz oldugunu ve onlarla ilgilenemeyeceginizi soylemekten cekinmeyin. Eger anlamazlarsa, bu kisilerle arkadasliginizi kesmekten de cekinmeyin :).

Son olarak, eger dikkatinizi dagitiyorsa irc,icq gibi kisisel haberlesme uygulamalarini acmayin veya en kotu ihtimalle gorunmez olarak kullanin. ( listenizdeki 10 kisi size merhaba dese en az 20 dakika kaybedersiniz )

Iyi calismalar. :)

Oktay
0
sundance
Süper demişsin biraderim ağzına sağlık hakkaten bu ve bir iki mevzu daha gözümden kaçmış, onları yazının ikinci versionuna koyacam.

Kesinlikle ana tema, şirketin gayet egoist bir şekilde size empoze etmeye çalıştığı (fakat bunun insancıl yapmadığından dolayı işe yaramayan) sistematik çalışma mantığını kendi kendine oturtmanız.

Bunun için de hakkaten pijamayla çalışmamak lazım.

Yatak odasında çalışmak, pijama. Bunlar hep adamı yatağa çeken unsurlar.

Distant Messenger konusunda da haklısın, bir filtreleme yöntemi ile en azından away kalmak lazım.
0
oktay
madem guncellemeyi dusunuyorsun bir madde daha ekliyim.

no pr0n :P
0
anonim
Sendmail, LDAP, TCP/IP öğrenmek kisa vadeli plan mi :) Lutfen! Ozellikle sendmail!!
Bence zengin olmak bile daha kisa vadeli birsey sendmail ogrenmekten ;)

conan
0
FZ
Fiziksel egzersizlere dair önerim T´ai Chi Ch´uan olarak bilinen binlerce yıllık geçmişi olan bir tür hareket şeklidir. Sabahları Yang stili ile çalışırsanız (ki söz konusu kitapta bu stil anlatılmaktadır, tabii başka stiller de mevcuttur) hem fiziksel olarak yorulmazsınız hem bedeninizi düzenlersiniz hem de bir hayli enerji toplarsınız. Düzenli çalışıldığı takdirde çok daha derin, anlatılanların dışında başka etkileri de vardır ancak bu yazının konusunu aşar ;-)

sundance arkadaşımın bahsetmemesine şaşırdığım bir diğer nokta da GO oyunudur. Kuralları süper basit olan bu karmaşık oyunu kısa sürede öğrenip oynar hale gelebilirsiniz. Bu oyunu da düzenli olarak oynarsanız yine farkına varmadan hafızanız gelişmeye başlar. Bunun yanı sıra soyut kalıplar ve aralarındaki ilişkileri görme, stratejik düşünme, hedefe yönelik çalışma, gerektiğinde karşılıklı tavizler verme konusunda ustalaşma gibi yetenekleriniz de gelişir (bir de tabii güzel vakit geçirirsiniz, zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız o ayrı ;-)
0
sametc
Bir de boş zamanlarınızı geçirebileceğiniz bilgisayarda oynıyabileceğiniz SATRANÇ oyunu evet sıkıldınız ne yapıcaksınız satranç oynarız tabiiki
0
mysterious
Kesinlikle gece daha verimli olduğumu düşünüyorum ama bunun benim psikolojimle mi ilgisi var bilemiyorum.. Benimle aynı görüşte olanlar vardır kesinlikle ama bunun zararı varmıdır?
Kendimi sonraları gündüz uyuyan gece çalışan biri gibi hissetmeye başladığımdan beri verimde düşüş oldu haliyle.. ;)
0
barisozyurt
Yanliz olmadiginizi bilin, niye bilinmez prohramcilarin zihni hep geceleri aciliyor.
0
mysterious
Birde birşey daha WC de aklımıza gelen hiçbir çözüm başka bir yerde gelmez :P
0
anonim
Verdiğiniz aralar cok onemlidir. Kısa vakit alacak seyler yapın. Bilgisayar basında yemek yemeyin. Yerseniz de hem yemek yiyip hem de calismaya kalkmayin. Yemek yerken su divx e bi goz atiim demeyin.
ftaski
0
redogre
3 yıllık homeoffice denyiminden sonra bönce en önemli konu şu: Moralinizi yüksek tutun!!!

Bir büroda boş kaldınızmı patron (ya da şef) size mutlaka yapacak bir iş çıkartır(angarya). Evde bu olmaz, boş kalırsınız bazen günlerce. Hiç bir iş yapmadan ilk ayınızı geçirdiğinizde nasıl uyuştuğunuzu, nasıl ümitsizliğe kapıldığınızı görürsünüz. Bu yüzden İş yok, demek ki para gelmiyecek, kendimi kasıp evde oturayım, dışarda para harcamıyayım diye kendinizi eve hapsetmeyin. Yoksa öyle çabuk çökersiniz ki ne olduğunu siz bile anlamazsınız.

İnsanlarla iletişim kurmak kendinizi iyi hissettirir, bu yüzden ne kadar yanlızlığı sevseniz de, kendinizi dünyadan koparmayın.

Ve en önemlisi bence, kendinize zaman ayırın. Homeoffice te iş büroda kalmaz, hep gözünüzün içine bakar. Çalışma saatlerinizi çok gerekli değilse 8 saatin üzerine çıkarmayın. Gece son dakkikada yapacağınız yarım saatlik çalışma size hiçbirşey kazandırmaz.

Biraz uzun oldu ama 1,5 aylık boşluktan sonra insan bu konuları bayağı bir düşünüyor. (Ben aralarda egzersiz olarak temizlik yapıyorum, bir taşla iki kuş :)))
0
FZ
Bu yazının bir kopyası http://ileriseviye.org/arasayfa.php?inode=homeoffice.html adresine eklenmiştir. Bilginize.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Fazlamesai yorumlarına kolay erişim!

butch

Son zamanlarda yorumlar oldukça arttı. Bazı üyelerimizden yorumların takibinin zorlaştığı yönünde mesajlar geldi. Yapılan yorumların hızına yetişmek için sizlere iki link:
www.fazlamesai.net/istatistik, buradan siteye ait istatistikleri takip edebilir, yorum linkine tıklayarak da en son yapılan yorumları görebilirsiniz.
Buradan da en son yapılan yorumları takip edebilirsiniz.

Küçük bir not daha. Fazlamesai bu yaz başına doğru yeni bir yapılanma sürecine girecek. Bunu sizlerle birlikte gerçekleştirmek istiyoruz. Neler yapılabileceğini bir yerlere not alın, bu hafta sonu bununla ilgili detayları duyuracağız.

Paul Graham ESR'den Daha mı Aptal?

malkocoglu_3

(BileBlog'dan çevirilmiştir). Paul Graham ESR'dan daha mı aptal? Paul Graham yine zihin özürlü spastik geri zekalı olduğunu ispatladı. Zannediyor ki, bir doğa kazası sebebiyle diğer normâl biberon kullanan Slashdot kullanıcılarından ayrı ve konuşmaya değer birşeyleri var. Adamın aptallığı ve cahilliği şaşırtıcı boyutlarda. Hitap ettiği grup, eğer bu mümkünse, ondan daha fazla yardıma muhtaç. Adamın ve grubun arasındaki simbiyotik ilişkiye bir analoji olarak sadece uç noktada bir şeriatçı imam, ya da aşırı sağcı ve deli, kürtajı destekleyen herkesin bebekleri filan yediğini bir grup ortabatılı (midwest) Amerika'lı beyinsize anlatan evanjelist bir Hristiyan aklıma geliyor (bazı tercümeler kesilmiştir). Nereden başlamalı ki? (sansur)

Google toolbardan öte: Google Puffin

sundance

Pandia.com'da yeralan habere göre Google, kullanıcılarını daha da sadık kılmak için yaptığı Google toolbardan sonra şimdi de masaüstünde çalışacak ve hem harddiskinizi hem de Internet'i aynı anda tarayacak bir uygulama üzerinde çalışıyor.
İlginçtir, Microsoft ise Outlook ile uyumlu olarak çalışabilen Lookout programını ve şirketini satın almış :) Ve dahası bedava olarak downloada açmış. Heveslenenler için hem Outlook hem de .Net 1.1 gerektirdiğini belirtelim .

ICQ ve Network Adminlerle Başetmelerin İncelikleri - 1

sundance

Gestapo bir Network Admininiz mi var ? ICQ`u port bazında ve mirabilis.com`a her türlü erişim olarak firewalldan kesti mi ? Buyrun size çözümler.

Öncelikle gidip Miranda adresinden nightly sürümü indirin. Ardından kontrol etmeniz gereken iki şey var eğer port bazında bir sınırlama varsa 4000 nolu port kapatılmış diyelim, ICQ 21 numaralı porttan da hizmet verebiliyor, sadece portu ayarlayıp kullanmaya devam edebilirsiniz...

istanbul - ankara - izmir... Ya peki diğerleri???

parsifal

Kendi sanal mekanlarımızda yaşıyoruz hayatımızı. Büyük şehirlerde oturuyoruz. Bağlantılarımız çok hızlı çalışıyor. Gelişiyoruz, hızlanıyoruz. Peki ya diğer şehirler de durum nedir acaba? Biz "iletişim çağını" oluşturan bir avuç kullanıcıyız esasında...