Evet yanlış okumadınız. Ben Kıvılcım Hindistan (a.k.a. Sundance), burda (kendisi de bir tasarım ürünü olan bu sitede) iddia ediyorum ki TASARIM SUÇTUR
Jean Baudrillard derki 'Herşeyin estetik olduğu bir yerde hiçbir şey estetik değildir artık'. Hatta ben bunu daha da ileri gidip tasarımın ilerde bir gün suç kabul edileceğini düşünmeye kadar götürüyorum. Ama düz anlamıyla değil 'mülkiyet hırsızlıktır'daki anlamıyla.
Çevreme bakıyorum, gördüğüm bütün ürünler estetik (ya da estetik olmaya çalışırken, düşük yapmış) tasarımlar. Çünkü eğer öyle olmazlarsa kendilerini sattırma dolayısıyla varolma güçleri yok. Evet, eğer yakınlara gelebildilerse kesin estetik bir şeylere hitap etmek zorundalar. Fonksionalitenin dürüstlüğünü unutalı çok olmuş. Artık, fonksionlarından dolayı bir şeyler satın alanlara zevksiz gözü ile bakılır oldu. Niye ?
Endüstrideki ilerleme yüzünden artık bütün ürünler fonksionalitelerini tam anlamıyla yerine getiriyorlar da değerlendirmek için sadece formlarına mı bakıyoruz ? Kesinlikle hayır, belki buna yakın bir dönem geçirmiş olabiliriz ama şu anda o dönemde değiliz. Form olarak mükemmelliğe ulaşmış bir sürü araç gereç, çok daha basit atalarının yapabildiği bir çok işi artık yapamaz halde. İddia ediyorum ki bu hayat kalitelerimizi de düşürdü. Sadece daha hızlı ve daha etkin olma adına, ağırlığımızı kaybettik. Evlerimiz güzel görünümlü birsürü hurdayla dolu, bir kaç senede bir buzdolaplarımızı değiştiriyoruz, dolmakalem nasıl bir şeydi unuttuk bile...
Öte yandan tasarım her aşamada ilerliyor. Tamamen kendinden ivme alarak, durduramayacağımız bir şekilde ilerliyor. Samsung'un son telefonunun reklamlarını izleyin 'Gerçek renkli ekran ve aerodinamik tasarım' şüphe yok bir tasarım harikası olduğuna ama niye ?
Veya biliyor musunuz ki cep telefonlarında antenin telsiz gibi üstte değil de altta yeralması durumunda yaklaşık 1/3 daha az radyasyon yiyeceğimizi fakat böyle cep telefonları satmaz diyerek bunların piyasaya sürülmediğini ? Veya en sevdiğimiz antensiz (gomulu antenli) cep telefonlarının antenlilere oranla daha fazla beyne radyasyon yaydığını ?
Evet iddia ediyorum ki tasarım suç olacaktır! Çünkü tasarım adına şu an suçlar işlenmekte, binbir türlü şebeklik, şarlatanlık sadece daha iyi satmak adına yapılmaktadır. Bu iş o kadar ileri gitmiştir ki bir reklamcı veya avukatın eline herhangibir tasarım ve sınırsız süre verin, size o tasarımın mükemmel olduğunu ispatlayabilir. Tasarım bu kadar belirsiz, ama bu kadar da belirleyici bir şeydir.
Eminim burada karşı çıkanlar, tasarımın ve estetiğin hala bir sanat alanı olduğunu savunanlar çıkacaktır. Fakat benim düşüncem odur ki, sanat da artık yok!
İzninizle Jean Baudrillard'ın Kötülüğün Şeffaflığı kitabından bir alıntı yapacağım 'Sanatın her yerde çoğaldığını görüyoruz. Sanat üzerine söylem ise daha da hızlı çoğalmaktadır. Ama sanatın ruhu yok oldu. Macera olarak sanat; yanılsama yaratma gücüne sahip sanat; şeylerin daha üstün bir oyunun kuralına boyun eğdiği, gerçekliğe karşıt bir 'başka sahne' kuran sanat, bir tuvalin üstündeki çizgi ve renkler gibi, varlıkların anlamlarını yitirip kendi varlık nedenlerini aşarak bir baştan çıkarma süreci içinde (kendi yok oluşlarının biçimi bile olsa) ideal biçimlerine ulaşabildikleri aşkın bir fügür olarak sanat yok oldu.'
Şu an sanat diye baktığımız, daha şeffaf, daha formüle edilebilir, daha yerine konulabilir bir şey. Fonksionu ise kesinlikle 'daha çok satmak'.
Picasso der ki 'Zevk, sanatın en büyük düşmanıdır.' Bizlerse bugün en çok beğenilerimizle, daha doğrusu kolay kolay beğenmemelerimizle övünür olduk. Bu şekilde kendimizi zevk sahibi diye değerlendiriyoruz. Aynı ilkokulda, ortaokulda kişiliği yeni yeni şekillenmeye başlayan çocukların, öne çıkabilmek, kendilerini gösterebilmek için herşeye itiraz etmeleri, çıkışmaları gibi.
Bir sanat tarihi hocam bana bilim ve mühendislik arasındaki temel farkı şöyle açıklamıştı 'İnsanoğlunun temel kurallarını öğrenmeye çalıştığı araştırdığı bunu metodolojik olarak yaptığı konular bilimdir. Fakat ne zaman bir bilim dalının bütün temel kuralları keşfedilir artık bulunacak yeni bir şey kalmazsa, artık o bilim olmaktan çıkar mühendislik dalı halini alır.' Buna örnek olarak da statik mühendisliğini vermişti. Dediğine göre Newton fiziği doğrultusunda statik konusundaki bütün temel kurallar bulunmuş ve artık statik, yeni malzemeler, yeni koşulların eski formüllere uygulanmasından ibaret bir mühendislik dalı halini almıştı.
Sanat'ın geçirdiği evrimi de bu şekilde ortaya koymak bence mümkün. Fakat sanat alanında yapılabilecek herşeyin yapılıp bitmiş olduğundan dolayı değilsanatın günümüz dünyasında eski fonksionunu sürdürmesine imkan kalmaması ve varlığını revize edip ticari bir sürdürülebilirliğe oturtması, hiçbir zaman öl(e)meyecek bir şekilde katledilmesi.
İşte bu cinayeti işleyen, bir zamanlar sanatın özünden çıkan, sanat ve bilimin melez çocukları TASARIM.
Bir zamanlar, (sanat hala bir ruh sahibiyken) tasarım sihirli bir şeydi. Sanatın coşkusunu, heyecanını, canlılığını zeka ile bilimsellikle birleştirdiğinizi düşünün. Planlama ve üretme alanlarında mükemmeliyet, Batı dünyasının her zaman sevdiği, Doğu'nun hiçbir zaman anlayamadığı taş taş üstüne koyabilme durumu. Tasarım ilkeleri, göze güzel gözükme, kulağa hoş gelme kriterleri, kurallar, düzenler vs. vs. vs.
Peki ne oldu ? Zamanla tasarım anne karnında büyümeye, daha irileşmeye, güçlenmeye başladı. Fakat daha doğmaya hazır değildi, çünkü Sanat olmadan tek başına yaşamda kalmasını sağlayacak organlara sahip değildi. Ana karnında güçlenerek, semirerek, annesinin bünyesini güçsüz bırakmak pahasına büyüdü. Doğduğunda herkesin gözleri kamaştı. Tabi ya, teknoloji gelişmiş, artık fark yaratan tek şey hayal gücü ile ortaya konulanlar olmuştu. Ne de olsa onların gerçekleşmesi basit mühendislik problemleriydi. Neden bu daha önce farkedilmemişti ki...
Tasarım, daha ana karnından ayrılığı o gece bir başkasının yatağında uyudu. Ticaret, endüstri, reklamcılık, görsel iletişimdi derken, satan ve satılan herşeyin önünde, arkasında, içinde yeralmaya başladı.
Tasarımın bu altın çağı yüzünden artık çok daha kolay bozulabilir ev eşyalarımız var, veya mühendislik harikası vücutlarına, yüzlerine karşılık, iğrenç sesleri olan şarkıcılar dinlemek zorunda kalıyoruz, ya da beş yıl öncesinin bilgisayarlarından hızlı (fakat daha sık çakılan) miniminnacık, aerodinamik cep telefonlarımız, web tasarımı dendiginde aklina flash gelen insanlarin yaptığı web sitelerimiz var.
Tasarımın bu ezici gücü yüzünden evden işe gideceğimiz süre içinde bile birsürü seçim yapmak zorunda kalıyoruz, herbiri ilgimizi çekmek üzere inşa edilmiş reklam panoları, kıyafetler, arabalar, apartmanlar aralıksız tecavüz ediyor algımıza. Artık beyin yıkanması denen öcüye bile ihtiyacımız yok, çünkü zaten tertemiz, algımız o kadar ajite olmuş durumdaki ilgimizi hiçbir şey üzerinde uzun süre yoğunlaştıramıyoruz.
İşte bu sebeplerle TASARIM SUÇTUR...
'Sessizliğin olmadığı yerde, müzik gürültüye dönüşür.' Johann Sebastian BACH
FM2'nin tartışmaya açıldığı bu günlerde UcanTekme Burak arkadaşımın yazdığı yorum, uzun süredir yazmayı düşündüğüm bir yazı için bana bahane oldu.
İçerik yönetim sistemleri gerçekten de tasarımı hayatımızdan çıkartmış mıdır ? Bu kötü mü olmuştur üzerine küçük bir deneme, umarım tartışırız
TASARIM SUÇTUR...
İçerik yönetim sistemleri gerçekten de tasarımı hayatımızdan çıkartmış mıdır ? Bu kötü mü olmuştur üzerine küçük bir deneme, umarım tartışırız
TASARIM SUÇTUR...
Burada yeni iletisim teknolojileri, ve bilgisayarin hayatimizdaki yeriyle beraber dusunerek cikarsamalar yapilabilir. yeni olusmakta olan bilgisayarli kultur tartisilabilir. her yer information oldu, yoksa yuzyillardir boyleydi de simdi mi adini koyabiliyoruz diye dusunulebilir, canli canli ornekler verilebilir, aklimizi basimizdan siyirabilecek kopuslar yasanabilir, information free bir dunya olabilir mi, nasil olacak, dusunceme fiyat bicemiyorsam, nasil yasiycam, bunun ekonomik durumlarini da konusalim, bu yasanan devrimin negatif etkilerini de konsalim, gercekci olmaya calisalim, hayatin icine bakarak tartisalim. Biliyoruz ki modern dunya hayatimizi leisure ve calisma zamani diye ikiye bolmustu, ama simdi butun eglence(leisure) ve ekonomik etkinliklerinin tek bir makineden yapildigi bir dunyadayiz. bu yeni durum nelere sebep oluyor, hayatimiz nereye dogru bicimleniyor bunlari tartisabiliriz.
simdilik bu kadar.
burak
http://www.ucantekme.com