TBMM`de Internet ile ilgili yapılan bazı konuşmalardan örnekler

0
ganzo66
Evet Belki bir çoğunuz TBMM TV'yi "seyrediyordur". Ama hizmeti ayağınıza getirdik; işte güzide temsilcilerimizin değerlendirmeleri:

Hasan Erçelebi (Denizli, DSP) - Cumhuriyetimizin Onuncu Yıl marşında "Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan" diyorduk. Şimdi de, bilgisayar ve Internet ağlarıyla ördük, örmeye devam ediyoruz anayurdu dört baştan diyoruz. İşte, Başöğretmen Atatürk'ün gösterdiği uygar ülkeler düzeyinin üzerine çıkma hedefi için emin adımlarla ilerlediğimizin işareti...
(10 Aralık 2001)
Gönül Saray Alphan (Amasya, DSP) - Sekiz yıllık zorunlu eğitimin ana enstrümanlarından birisi olan bilgisayarlı yaşamın, demokratik sistemin yegane okulu olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekilleri için sağlanmamış olmasını, yalnızca tasarruf tedbirlerine mi bağlamaktasınız? İkinci Dünya Savaşının büyük buluşlarından birisi olan daktiloların, bu çağda bilgisayarlar yerine, milletvekillerine tahsisinin, saygınlığı konusunda çok hassas olduğumuz kurumumuza hangi ölçüde saygınlık kazandırdığını düşünüyorsunuz? Son olarak, internet teknolojilerinden ilkokul çocuklarının yararlandığı bu çağda, milletvekillerinin de bilgisayar istemesi, sizce çok kişisel ve lüks bir talep midir?
(4 Aralık 2001)

İlyas Yılmazyıldız (Balıkesir, DYP) - Juan Luis Cebrian, "Bu çağ, herkesin sandığı gibi akıllı makinelerin çağı değil. Dünyadaki her çeşit bilgi ağları üzerinden zekâlarını, bilgilerini ve yaratıcılıklarını yoğunlaştırarak toplumun ilerlemesine, dolayısıyla, insanların gelişmesine katkıda bulanan insanların çağı" diyor. Bırakın, bizim gibi 550 kişi aynı mekânda olup bir konuda tartışmayı, uzak mekânlarda, uzmanlığı olan kişilerin bu ağlar üzerinden ortak akıllarını birleştirerek yeni bir çağ yaratmak diyor. Bu, çok uzak değil. Oniki yıl sonrasını konuşuyor. Biz ise, burada, bakıyoruz, maalesef, bu konuda çıkardığımız ilk yasa, yasaklayıcılık...
Başkan - Sayın Yılmazyıldız, toparlarsanız...
İlyas Yılmazyıldız - İki dakika içinde toparlıyorum.
Başkan - İki değil, bir dakikada toparlayın.
İlyas Yılmazyıldız - Sayın başkan, dört - beş dakika fazla veriyorsunuz sesimizi çıkarmıyoruz. Bu konuda konu önemli...
Turhan Güven (İçel, DYP) - Nasılsa dinlemiyorlar; konuşma!..
(6 Haziran 2001)

Saffet Arıkan Bedük (Ankara, DYP) - Sivil toplum örgütlerinin hiçbir suretle dikkate alınmadığı veya bilimsel birkısım kurum veya kuruluşların görüşlerinin alınmadığı ve doğrudan doğruya benim getirdiğim her tasarı doğrudur ilkesinden hareket etmek suretiyle Meclisi bu kadar meşgul etmenin demokrasiye yararı yoktur. Eğer, demokratik bakımdan meseleyi düşünüyorsak, sivil toplum örgütleriyle konuşmak gerekirdi. Internet kurullarıyla görüştük mü, birkısım üniversitelerle görüştük mü, Gazeteciler Cemiyeti'nin görüşlerini aldık mı? Hayır, bunları almadık; ama, bir arkadaşımız veya birkaç arkadaşımız bir araya gelmek suretiyle, her şeyi biliyorum şeklindeki bir anlayıştan hareket ederek düzenlemeler getirdi...
(6 Haziran 2001)

Ayşe Nazlı Ilıcak (İstanbul, FP) - Neden basın suskun; çünkü, ortada bir örtülü af var. Tekrar ediyorum, suç işlenmiştir. Bazı kişiler... Mesela, -örnek vermek istiyorum- Kanal D: Atilla Purut, yüzde 5 ortağı, bakkal; Ertuğrul Alptekin yüzde 9,75 ortak, kamyoncu. Bütün bunlar tespit edilmiştir ve bunlar, işte, sizin şimdi cezalandırmak istediğiniz haber portallarında yayınlanmaktadır; ama, siz, basına, tekelleşen basına alternatif olarak, bir nefes borusu olarak ortaya çıkan Internet kanallarını da susturmak istiyorsunuz...
(6 Haziran 2001)

Mehmet Dönen (Hatay, DYP) - Değerli arkadaşlarım, Internet yayınlarına da aynı kısıtlamaları getiriyoruz. Şimdi, özellikle, Telekomun altyapısının değişimiyle, fiberoptik kablolar üzerinden ses ve görüntünün aynı zamanda yayınlanacağı yeni teknolojiye geçtiğimizde, ekonomimizin her alanında bu sistemin kullanıldığı bir dönemde, bu kadar yasaklarla bunu ekonominin her alanına nasıl yayarız, nasıl kullanırız, bundan daha fazla nasıl yararlanırız, onu kestirmek çok zor; o da, burada yoruma bağlı.
Mehmet Ergün Dağcıoğlu (Tokat, FP) - Kim istiyor yararlanmak?
(23 Mayıs 2001)

Mustafa Geçer (Hatay, FP) - Geçenlerde, kütüphanede, The Economist Dergisinin bir ekini karıştırırken gördüm; bilgiye ulaşımın çok seri hale geldiği günümüzde, bazı ülkelerdeki Internet kullanımları, bilgi işlem merkezi oluşumlarıyla ilgili bir istatistik yapılmış. Orada, en az belki 40 ülkenin ismi geçiyordu; bunların içinde Birleşik Arap Emirlikleri, Dubai, Hindistan gibi ülkeler olmasına rağmen, maalesef Türkiye'nin ismine rastlayamadım...
(15 Mayıs 2001)

Fethullah Erbaş (Van, FP) - Sayın Bakanım, internet konusunda çok güzel bilgiler verdiniz. Biz de İnternet Haftasını kutluyoruz. Ancak, şöyle bir şey var; malumunuz, internet dili İngilizce. Kullanıcıların sayısı, 900 000 civarında tahmin ediliyor. Ancak, Millî Eğitim Bakanımız İngilizce'ye hiç önem vermedi. Dünyanın her ülkesinde İngilizce çok iyi bilindiği halde, Türkiye'de, hakikaten İngilizce bilinmiyor. İnternet kullanıcıları da, globalleşen dünyada epey sıkıntı çekiyorlardır efendim; Allah yardımcıları olsun...
(20 Nisan 2001)

Görüşler

0
FZ
Ben önce gidip kafamı duvara vuracağım sonra eğer hala kafam kırılmadı ise konu üzerinde derin bir tefekküre dalacağım. Yaşasın e-Türkiye!

Eeeee????
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Internet ve Etik ?

Rorqual

Internetin günümüz standartlarını koyan Jon Portel'in etik değerleri... (ed: Sizce de biraz Fazlamesaice değil mi ? )"During the transition from ARPA, through the NSF, to the commercial world there was a point in which the trivial funding required for the smooth operation of editing and distributing the RFCs was in doubt. At that time the prospect of not having funds to run this operation was very real. Finally the problem was solved and the process suffered no interruption.What most of the involved agencies and managers did not know is that there was never a danger of any interruption. Jon would have done it even with no external funding. If they did not pay him to do it, he would have paid them to let him do it. For him it was not a job, it was labor of love. " devamı

Gerçek Dünya - Sanal Dünya

sundance

İbn-i Haldun`un bir hikayesi vardır; `Rüyasında bir adama rastlar, adamla sohbet ederler. Uyandığında artık emin değildir hangisinin rüya, hangisinin gerçek dünya olduğundan`

\r\r\r\r \r\r\r\r California Üniversitesi Ekonomi Bölümünden, Edward Castronova isimli bir araştırmacı da benzer bir şüpheye düşmüş olacak ki, online oyun dünyası olan Everquest ve Everquest`de ele geçirilen malların satıldığı ebay açık arttırma sitesindeki işlemleri inceliyor ve sanal bir dünya olan Norrath`ın gerçek dünya üzerindeki ekonomik profilini çıkartıyor. Bazı sonuçlar korkutucu derecede ilginç;

\r\r -Öncelikle kişi başına düşen üretim yıllık $2266
\r -Dünyanın en zengin 77.ci devletine karşılık geliyor
\r -Everquest parası Amerika`da yen'den daha geçerli :))
\r

Fazla bilgisayar oyunu mu oynuyorsunuz?

redogre

Fazla bilgisayar oyunu mu oynuyorsunuz? Belki bilgisayar başında geçirdiğiniz süre çok fazla olmayabilir, ya da bilgisayar oyunlarına çok fazla vakit ayırmadığınızı düşünebilirsiniz. Ama bir de kafanızı kaldırıp insan ilişkilerinizin ne hale geldiğine bakın.

Bana mı ilerliyorsun ey teknoloji !

sundance

Zamanında 386SX CPU`nun bazı özellikleri sonradan budanmış 386DX olduğunu (ve daha pahalıya mal olduğunu) duyduğumdan beri rahatsızlığını çektiğim bir mevzuu.

Teknoloji ilerliyor, herşeyi daha kolay yapar hale geliyoruz, iyi hoş ama hala 50 yıl öncesinin işçileri kadar haftada çalışma saatimiz var. Tamam, bizler de daha pimpirik, daha kolay hastalanır, daha zor beğenir olduk ama yine de daha az çalışıyor olmamız gerekmez mi ?

Bu teknoloji bize mi ilerliyor, yoksa bizden veya bize rağmen mi ilerliyor ?

Sanırım bu sadece benim rahatsızlığım değil, ComputerLife-Online'da bu konu ile ilgili çok güzel bir makale var tavsiye ederim.

Bir tanıdık ölmüş gibi

sundance

Bazı tek yönlü ilişkiler vardır. Birinin yıllar önce yazdığı bir hatıra defterini bulursunuz ve dünyaya bakışınız değişir. Ya da hiç tanımadığınız dedenizin hırkasını yıllarca kullanırsınız.

Benzer şeyler program yazarları için de geçerli, mesela IrfanView'un yazarı (Irfan) ile tanışmak isterdim, o kadar programını kullanıyorum. Veya Linus Tornvalds.

Belki de bu yuzden meshur Ping programının yazarının öldüğünü duyunca irkildim...