Kızların Chat Kurşunları ve Dumurun Ötesinde Bir Vaka!

0
FZ
Haber şöyle başlıyor: Sedat Şahin'in çete operasyonunda gözaltına alınan İbrahim Paksen'in 17 yaşındaki kızı S.A.P, Internette chat yaparken küfürleştiği iki kızı, dün gece 01.30 sıralarında Kadıköy Mc Donalds’ın önüne çağırıp, tabancayla bacaklarından vurdu.
Ve devam ediyor: Doğu Koleji son sınıf öğrencisi S.A.P, kurusıkıdan bozma tabancasıyla T.D'yi ayağından yaraladıktan sonra, paniğe kapılıp Kaçan S.S'i de sağ baldırından vurdu. T.D, Özel Göztepe Hastanesi’nde tedavi altına alınırken S.S yi ise kaldırıldığı Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan tedavisinin ardından taburcu edildi.

Tamamını buradan okumak mümkün.

Yorum yapabilmek için epey bir süre düşündüm. Cümle kurmakta, uygun sözcükleri seçmekte zorlandım. Sanal dünya? Gerçek dünya? Genç? Yaşlı? Şiddet? Gerçeklik? Simülasyon? Chat? Kolej? Okul? Eğitim? Terbiye? Azgınlık? Psikolojik hasar? Toplumsal yara? Zırvalık? Katı olan her şeyin buharlaşması hali?

Görüşler

0
bm
Ne var bunda? Cok da yeni birsey ogrenmedik bence. Kahvede barda trafikte tartisma cikinca silahlar patliyor da, 'chat'de tartisma cikinca niye patlamasin? Demek ki neymis? Tanimadigi insana bilgisayar karsisinda kufredenlerin hepsi 'kurusIkI' atmiyormus, 'gel suraya' denince gitmemek lazimmis.
0
Geryon
+1
Ama insanlarda silah taşımak zorunda bırakılıyor. Peki bu yasakla çözülür mü ? çözülmez. Sizinde belirtiğiniz gibi önemsiz bir kaza için bile öndeki araçtaki adam(lar) sopa, bıçak çıkartıyorsa, bende makinayı çıkatmak zorunda kalırım.
0
loker
İbrahim Paksen'in kızı olması benim gözümde olayı gayet vaka-i adiye haline getirdi vallahi... Hiç devam etmedim bile...
0
sefalet
Madem bu haberi geçtiniz buraya benim zamanında maymunlar ile ilgili haberim neden geçmedi acaba? :)

Haberi gazetede okudum, durum biraz farklı sadece msn de küfürleşme olayının dışında bazı olaylar var.Ama olsa da olmasa da ikinci sayfa haberinin FM'de geçilmesi pek uygun değil sanırım.
0
anonim
Fazla mesai de artık popüler oldu ne de olsa artık fazlamesai.tv var kimbilir belkide yakında televolede'de cıkarlar.
0
Anduril
Maraba televole ahahahahaha :)
0
Challenger
Bende de haberi okumamışsınız gibi bir izlenim uyandı.
0
Anduril
Bu haberi okuyunca bilgisayar bilimlerini bırakmak geçti içimden. Neden derseniz haber FM de yayınlanıyor ve bir sonuç çıkarmak için uğraştım uğraştım ve buldum: Bilgisayar bilimleri insanların psikolojik dengesini bozuyor :)
Bırakıyorum abiler, sizde beni takip edin. Sanayiiye davet ediyorum sizi :)
0
eyyubcan
Bu günün çocukları, yarının yetişkinleri... varın gerisini siz düşünün
0
skilic

Bu olayla bir daha gördükkü türk medyası cahildir, aptaldır. Sonuçlarını düşünmeden yorum yapar ve sıradan bir kavgayı İNTERNET KAVGASI düşünmez bile . Oğlu kendisininden internet isteyen bir baba olsaydım eğer , kesinlikle vazgeçmiştim internetten.BAK OĞLUM İNTERNETTE HERKES BİRBİRİNİ VURUYOR. der, kapatırdım konuyu.

Dedim ya bizim medya hede höde bir medya..
Vahh başımıza gelenler..

0
Tarık
türk internetini kullanan " bilişim gençlerinin " . kafa yapılarını gösteriyor bence(%80 ini) ama fazlamesai.net te yayınlanmamasını isterdim doğrusu.
0
core_eye
ne alakası var " bilişim gençleri " ile chat yapan herkes bilişimci mi oluyo. ozaman benim dedemde bilişim dedesi.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

ODTÜ Teknokent 5 Yılda 10 Kat Büyüdü (Peki Ya Silikon Vadisi?)

FZ

Radikal'deki habere göre ODTÜ Teknokent'in 2002'de 25 milyon dolar olan cirosu, yaklaşık 10 kat büyüyerek 250 milyon YTL'ye çıktı. 2005'te 149 olan firma sayısı 195'e ulaştı. 7 yıl önce 12 bin metrekarelik alanda hizmet verirken, şimdi 80 bin metrekarelik kapalı alan var. Teknokent'in AB ülkeleri, Uzakdoğu ülkeleri, ABD, Türki cumhuriyetleriyle İsrail ve Katar gibi ülkelere teknoloji ihraç ettiği belirtilmiş. Yazının sonundaki bir cümle ise dikkat çekici:

İstanbul'da Sahte iPod (ama ne sahte!)

FZ

The Inquirer okuyucularından David Jenkins, bir İstanbul ziyareti sırasında sahte bir "iPod" görmüş.

Üzerindeki takoz gibi Tahoma fontu ile bir sahtecilik şaheseri karşısında susuyor ve derin bir tefekküre dalıyoruz.

Kaynak: The Inquirer

Dijital Ayrımın Önüne Geçebilmek...

FZ

Bilgisayarsız bir hayatı düşünmek zor ancak ABD gibi bir ülkede bile halen teknolojiye erişip onun nimetlerinden faydalanabilenlerle buna sahip olamayanlar arasında büyük bir boşluk var. Annie E. Casey Vakfı tarafından son zamanlarda yapılan bir araştırmaya göre düşük gelirli bölgelerdeki ailelerin %84'ünün çocukları bilgisayar sahibi değil. Bundan ötürü bilgiye erişim ve diğerleri ile kolayca iletişim sonucunda edinecekleri bilgisayar becerileri ve bunların getireceği fırsatlardan mahrum kalıyorlar.

Teknoloji hızla yaygınlaşsa da kütüphaneler ve okullardaki bilgisayarların sayısı bu açığı kapatmak için yeterli değil. Yapılan çalışmalara göre kendi evinde bilgisayara ve Internet'e erişebilen bir çocuğun kendine güveni artıyor, yeni beceriler kazanıyor ve öğrenme konusunda proaktif yaklaşım geliştirmesi, keşfetmeyi öğrenmesi mümkün olabiliyor.

Yukarıdaki sözler yabancı bir siteden çevrildi. ABD'deki durumun çok iyi olmadığına bir işaret. Böyle bir durumda, Türkiye gibi gelir dağılımı çok daha dengesiz bir ülkenin durumunun da bu bakımdan pek parlak olmadığı su götürmez. Biz ne yapabiliriz bilgisayarı ve Internet erişimi olmayan çocuklarımız, gençlerimiz için? Bu konuda çalışan organizasyonlar kimlerdir ve şimdiye dek ne tür çalışmalar yapılmıştır? Çocukların evlerinden Internet'e erişmeleri ve ufuklarının genişlemesi için, bu ülkenin en sağlam hazinesi olan genç beyin çokluğundan faydalanması için ne tür adımlar atılabilir somut olarak?

Üniversitedeki Radyoaktif Madde

anonim

Hayata verilen değer ve saygı kategorisinden bir haber. FM müdavimlerinden bir anonim bildiriyor:

Bugün saat 14.00-15.00 sıralarında İÜ Fen Fakültesi Fizik Bölümü girişinin yaklaşık 2-3 metre ilerisinde radyoaktif madde içeren bir sandık duruyordu.

Sandığa yaklaşık 4 metre uzaklıkta bulunan profesörler ve araştırma görevlileri dedektör ile ölçüm yaptılar.

'Andımız' Tartışılamaz mı?

Soulblighter

Bugün Radikal Gazetesi'nde okuduğum, Talip Kurşun tarafından yazılmış, çok beğendiğim bir yorumu FM'cilerle paylaşmak istedim:

"Niyetimiz çağdaş bir devlet olmaksa, her sabah çocuklara 'Andımız'ı okutmak gibi takıntılarımızı ayıklamak gerekmez mi? Bir sabah çocukları 'Andımız'ı söylerken izleyin ve ona göre karar verin.