Bakü, matematik, sihirli kareler, algoritmalar ve bilgisayarlar...

0
FZ
Bakü´deki uluslararası bir konferanstan birkaç saat önce döndüm ve orada karşılaştığım bir bilimadamı ile ilgili deneyimimi paylaşmak istedim.

Azeri kökenli ve şu anda Gaziantep Üniversitesi´nde çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Asker Ali Abiyev ile tanışma ve söyleşme imkânı bulduk, profesörün epey heyecanla bahsettiği bir sihirli kareler konusu vardı. Hani şu içine tamsayıları yerleştirdiğimiz ve yatayda, dikeyde ve çaprazda toplam alındığında sabit bir sayı veren kare matrisler.

Prof. Abiyev söz konusu karelerle ilgili olarak genel bir formül bulduğunu, keyfi büyüklükte bir sihirli kare oluşturmak için bir algoritma geliştirdiğini ve bu karelerle ilgili özelliklerden yola çıkılarak fiziksel birtakım yasalara da erişilebileceğini iddia ediyordu. Bir başka uygulama alanı olarak da bunların şifrebilim (kriptoloji) alanında kullanılabileceğinden bahsediyordu. Söz konusu algoritmayı canlı olarak çalışır halde izlemek isteyenler şu adrese bakabilir: http://www1.gantep.edu.tr/~bingul/php/magic/tr-index.php
Abiyev bu konu ile ilgili olarak Rusya´da ve Azerbaycan´da birkaç sunum yaptığını, dikkat çektiğini belirtti, Kanada ve ABD´de yine bu konu ile ilgili makale yayınlatmak istediğini söyledi ancak maalesef Türkiye´den pek bir tepki alamadığı için dert yanıyordu. Birkaç yıl önce Bilim ve Teknik dergisinde bu konuyu kolay anlaşılır bir dille ifade etmeye çalıştığı birkaç makalesi yayınlanmış ancak hemen hemen hicbir geribesleme olmamış.

71 yaşındaki dinç, heyecanlı ve emekli olduğu halde sabahın ilk ışıklarına dek çalışan bu adam İstanbul Bilgi Üniversitesi, Bilgisayar Bilimleri bölümünden asistan dostum Coşkun Gündüz ile bana son çalışmasından bahsettikten sonra (en son binom açılım, Fibonacci sayıları ve Lucas sayıları arasında bulduğu enteresan bir ilişki üzerinde çalışıyormuş!) bu sihirli kareler konusunu tekrar vurguladı ben de kendi adıma bunu duyurmak için elimden geleni yapacağıma dair söz verdim. Prof. Abiyev bu konu ve bağlantılı konularla ilgili olarak her türlü tepkiye, soruya açık, kendisine abiyev at gantep.edu.tr e-posta adresinden ulaşabilirsiniz. Artık söz sırası soyut ve uygulamalı matematik ile uğraşan parlak beyinlerde ve gençlerde.

Görüşler

0
malkocoglu_2
Hakikaten de toplamlar esit cikiyor; Cok ilginc bir bulus. Ozdegerler ve ozvektorler havasinda, oldukca temel ve muhakkak bir yerde kullanim bulabilecek bir genellikte bence.
0
FZ
Abiyev'in bu mevzuyu detaylı şekilde anlattığı ve Doç. Dr. Selçuk Aslan tarafından İngilizceye çevrilen bir kitabı da var birkaç yıl önce çıkmış şu anda piyasada mevcut mu bilemiyorum ama belki kendisine e-posta yazmak sureti ile temin edilebilir.

Özdeğer, özvektör kıvamında bir şey midir çok iyi bilmiyorum, çok yakından incelemedim ancak ben de esaslı bir gelişme olduğunu ve didik didik edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Prof. Abiyev işin daha çok teorik tarafı ile ilgileniyor gördüğüm kadarı ile ancak bununla ilgili somut uygulama alanı geliştirmek tamamen matematikçilerin, uygulamacıların, bilgisayarcıların hayalgücüne kalmış. Zannedersem Abiyev bunun sihirli küplere ve daha yüksek boyutlu hiperküplere de genelleştirilebileceğini de iddia ediyordu.
0
SHiBuMi
Fibonacci sayıları ile ilgilenenler için, Elliot Dalga Teorisi ve sosyonomi alanları da ilgi çekici olabilir.

Temel olarak düzensiz ve önceden kestirilemez olarak kabul edilen insan topluluklarının davranışlarının da aslında gayet güzelce önceden kestirilebildiğini, insan topluluklarının nasıl dalgalar halinde hareket ettiğini ve bu dalgaların da birbirleri ile doğada birçok alanda karşımıza çıkan altın oran ile bağlı olduğunu açıklamayı amaçlayan bir teori (Elliot) ve bir bilim dalı (sosyonomi).

Elliot Dalga Teorisi, dünyanın çeşitli borsalarında çalışan teknik analistler tarafından insan topluluklarının hareketlerini kestirmede kullanılan araçlardan birisi. Türkiye'de Tuncer Şengöz'ün 'Elliot Dalga Teorisi' isimli bir kitabı var, konu ile ilgilenenlere tavsiye ederim.
0
malkocoglu_2
Bu konu, Asimov'un Vakif romanlari serisinde cok islenen psiko-tarih bilim dalini andiriyor. Asimov, kurguladigi bu dal ile, gelecegi tahmin edilebilecegini yazmisti, ve bir arac olarak romanlarinda cok kullanmisti. Simdilk bilim kurgu olsa da, bu olasilik beni cok etkilesmistir. Bir bakima, bu gorus Asimov'un tarihsel gelismelere bakis acisini da yansitir, "kisilere bagli" degil, "guruhlarin, toplulularin butun olarak kacinilmaz yonlere olan hareketi" olarak goruyordu kendisi tarihi. Psiko tarih, bu yuzden hafiften istatisik, hafiftende evrimsel oyun teorisini andirir.

Bu tur bilimlerin sInIrI olarak, bildigim kadariyla, su anda daha beyindeki en temel kanunlari bile bilmedigimizdir. Mesela, daha yeni bulunan bir sonuca gore, insanlar oyun teorisindeki gibi mantiksal davranmiyorlar. Bu en temel formul yanlis oldugu icin, gelecek tahmini simdiye kadar piyasalar icin ozellikle, bir turlu tutmamistir.

Mesela cok ilginc bir deney var: Paylasma testi. Oyun soyle: Kurallara gore, size $10 verilecek. Siz bu paradan istediginiz kadar bir bolumu oyunu oynayan diger arkadasiniza verebileceksiniz. Arkadasiniz eger parayi kabul ederse, ikiniz de parayi tutacaksiniz, etmezse ikiniz de parayi kaybedeceksiniz.

Oyun teorisini gore, A, en az miktarda parayi B'ye vermelidir. B, eldeki ile mutlu olmalidir, cunku alternatifi $0 dolardir.

Fakat oyun sonuclari, durumun boyle olmadigini gostermektedir. $1 alan B, parayi reddedip, A'nin da bir sey kazanmasini engellemektedir. Yani, B'ye "kizmaktadir". Bu sirada beyinde norol aktiviteyi gozleyen bilim adamlari, duygulari kontrol eden bolgenin tam bu sirada aktif oldugunu gormustur.

Isin ilginci, ayni oyunu B, bir bilgisayar ile oynarsa, $1'a razi olmaktadir. :) Bir de, genelde, A, B'ye $3 ve $4 civarinda vermektedir. Bunu surekli olarak (consistent) yapmayan tek gurup, otistiklermis.

Boyle ilginc seyler.

Altin oran olayina katilmiyorum.. DaVinci Sifresi'nde yapildigi gibi, herşeyitekaçıklamayaindirgemecilik bu bence.
0
Nightwalker
>Altin oran olayina katilmiyorum.. DaVinci Sifresi'nde yapildigi gibi, >herşeyitekaçıklamayaindirgemecilik bu bence.

Katılıp katılamanız çok önemli değil çünkü doğada hemen her yerde bir şekilde ortaya çıkıyor altın oran.

En basiti canlıların temel yapıtaşı DNA da dahi varken bu oran, tekillik o kadar da uzak görünmüyor bence. Bunun felsefi temelleri ise bin yıllar öncesinden zaten atılmıştı. Bu gün sadece somut kanıtları görüyoruz bence.

Üstelik evren kapalı bir sistemdir. Bu durumda evrendeki tüm yapıların birbirine bağlı olduğu önermesini mantıklı buluyorum.

Ve sonuç olarak bütün yapıların birbirine bağlı olduğu kapalı bir sistemide matematiksel olarak modelleyebilmemiz lazım. İşte bu model (ne kadar karmaşık yada basit olursa olsun) bize tekilliği sağlayacaktır.

Yada sizin değiminizle " herşeyitekaçıklamayaindirgemeciliği" :).
0
malkocoglu_2
Bu modelleme tabii ki bir gun yapilacaktir...

Ama BUGUN, ilk mesajda belirtildigi sekilde,

"insan topluluklarının davranışlarının [..] önceden kestirilebildiği[..], insan topluluklarının nasıl dalgalar halinde hareket ettiğini ve bu dalgaların da birbirleri ile doğada birçok alanda karşımıza çıkan altın oran ile bağlı olduğu"

.. seklinde "isleyen" bir teori mevcut degildir. Su anda, mesela hareketli .com yillarinda borsa zemininde calisan borsacilarin delice cikis ve sirasinda yaptiklari (mulakatlara gore manyakvari (delusional) bir hissiyatta olduklarini soylemislerdir) mantiksiz alim/satimlar, bazi insanlarin niye emeklilik icin para ayirmadiklari gibi temel sorular modellenmeye calisiliyor. Bu temel taslari olduktan sonra, Buyuk Teori isleyebilir. Onden once degil.

0
SHiBuMi
Mevcuttur. Temel olarak Elliot teorisi olayların neden olduğu ile ilgilenmez. İçinde bulunduğumuz günleri ele alırsak, örneğin İMKB bir elliot dalgasının sonuna gelmişti ve bu dalgayı aşağı yönlü bir düşüşün takip etmesi gerekiyordu. Bu tamamen fiyat grafiklerinde gözüken bilgi. Öte yandan zina ile ilgili tartışmalar başladığında henüz dalga tamamlanmamış olduğundan düşüş yönünde hiçbir harekette bulunmayan borsa, dalga tamamlandığında bir anda zina haberlerine aşırı tepki gösterip hızla düşmeye başladı.

Elliot teorisinde sebepler önemli değildir. Öyle ya da böyle, zamanı geldiğinde daha önceden kulak asılmayan bir olay bile gündeme taşınabilir. Esas olan, bütün oluşan dalgaların birbirleri ile ilişkili hareket etmeleridir. Altın oran burada devreye giriyor, ilişkinin matematiksel yapısını altın oran düzenliyor.

Bahsettiğin ve mantıksız olarak nitelendirdiğin alım satımlar, aslında tam da Elliot teorisi kapsamında açıklanan yapılar. İnsan toplulukları bir aşırılıktan diğer aşırılığa gitme eğilimindeler. Ve senin de oyun teorisi ile ilgili dediğin gibi, özellikle piyasalarla ilgili yapılan en büyük hata, insanların mantıklı hareket edeceği beklentisidir. İnsanlar, özellikle baskı altında mantıkları ile değil, duyguları ile hareket ederler.
0
malkocoglu_2
Yo "sebepler onemli" demek istemedim. Temel taslari olarak "ufak stratejilerin" buyuge olan etkisinden bahsediyordum. Oyun Teorisinde tit-for-tat (onceki elde yapilani ben de yaparim), hep birlikte calisirim, hep kacarim, vs.. vs... gibi kategorilerde temel stratejiler var. Simulasyon icine bu stratejilerden belli olcude serpistiriyorsunuz ve simulasyonu atesliyorsunuz, sonuca bakiyorsunuz.

Eger sizin bahsettiginiz turden tahminlerin yapilabildigi dogruysa borsada birileri deli paralar kaldiriyor demektir. Bu (oyle ya da boyle bir yerden sizarak) cok buyuk bir haber olurdu. Mantik cizginiz biraz daha kulaga iyi gelmeye basladiysa da (altin oran hala isin icinde mi?), "olsaydi ben duyardim" gibi bir egoist dusunceyle olayi kendi acimdan askintida birakacagim.

Parallellik kurmak gerekirse, ayni olcude dehsetengiz bir tahmin projesi "hava tahminidir" ve KESIN bilinen limit 5-8 gun arasinda. Amerikan donanmasi 1 yil icin arastirmacilara para musluklarini acmistir, fakat bugunluk o tarafin da durumu bu. Cok parametreli (ve dogrusal olmayan) bir sistem oldugu icin hava tahminini ornek verdim.

0
FZ
1 yıllık hava tahmini mi! Aman allahım, şaka gibi! Acaba biz yaşarken böyle bir şeyin gerçekleştiğini görür müyüz :)

Eğer evren koca bir sayısal sistem ise, kocaman bir hesaplama ise o zaman ileride ne olacağını anlamanın yolu hesaplamaktır ve bu da ancak evren ölçeğinde olur, yani zamanı geldiğinde öğreniriz, yani geleceği bilemeyiz. Hesabın sonucu, hesap yapıldıktan sonra öğreniriz. Hayır, ben demiyorum, Algorithmic Information Theory ile uğraşan bazı insanlar diyor. Bana da mantıklı geliyor mu, evet geliyor. Bekle gör politikası :-P Modelle modelle nereye kadar, ABD´de 30´lardaki Büyük Bunalım´ı modelleyebildiler mi, olmadan birkaç ay önce farkına varabildiler mi?
0
malkocoglu_2
||1 yıllık hava tahmini mi! Aman allahım, şaka gibi!
||Acaba biz yaşarken böyle bir şeyin
|| gerçekleştiğini görür müyüz :)

Kimbilir.. ? :)

||yani zamanı geldiğinde öğreniriz, yani geleceği
||bilemeyiz.

Yaaapma allahaskina. Modellemenin neler yaptigini yapmadigini cok iyi biliyorsun. Yercekimi kanunun verdigi temel bir iliski ve gecmis veri ile yildizlarin gezegenlerin nerede olacagini tahmin etmiyor muyuz?

"Bilim ongoruyu arttirir" der bir soz. Hele hele dogal bilimin topluma en buyuk hediyesi budur! Ongoru!

Bir de:: Rahmetli Dr. Feynman'a bir atif yapmak isterim: Tek tek molekullerin uzerinden matematik (modelleme) yapilmaz, bircok molekuller ordusu uzerinden modelleme yapilir. En ufak molekulun 10 sene sonra nerede olacagi sorusunun cevabini tabii ki bulmak cok zordur, beklemek daha cabuk sonuc verebilir! Fakat genel uzerinden modelleme pek tabii yapilir. Modellemenin ruhu zaten budur.

0
FZ
Ben neyi çok iyi billiyorum, neyi çok iyi bilmiyorum artık bunu da bilmiyorum valla :)

Misal Nightwalker arkadaşımız bu tartışma bağlamında çok rahat bir şekilde ortaya ``evren kapalı bir sistemdir´´ gibi bir hayli temel bir iddia koyabiliyor. Kapalı mıdır, açık mıdır? Test etmenin yöntemi nedir. Durup düşündüğümde başımı döndüren bir soru. Termodinamik bunun cevabını veriyor mu, veriyorsa nasıl? Bildiğim kadarı ile hala ciddi bir tartışma konusu.

Sanırım burada problem mühendislikle falan ilgilenen insanların bilim felsefesi ile yeterince ilgilenmemesi. Yerçekimi kanunu yerine Newton yerçekimi modeli desek daha doğru olmaz mı? Belli bir yaklaşıklıkta, belli koşullar altında bir tahminde bulunan ve o yaklaşım çerçevesinde iş gören bir model, evet köprü, araba ve uçak yapman için yeterli, eğer pragmatist yaklaşırsan gayet de güzel bir model. Doğru bir model mi? Olmadığını biliyoruz.

Pratik teknolojiden, kısa vadeli şeylerden bahsedeceksek (en genel anlamda birkaç milyon yıl bile kısa değil midir) farklı, felsefi olarak konuşacaksak farklı konuşmamız gerekir diye düşünüyorum.

Basit bir soru: Evren sürekli midir yoksa ayrık mıdır? Bir yanı ile diyorum ki: Kardeşim bu saçma soru yahu evren tabii ki... bir dakika! Nasıl yani? Diferansiyel, sonsuz küçükler filan? Hayır mı? Böyle yani parça parça mı? A-aa, ``ayrık´´ mı yani? Bir birimden diğerine mi ``zıplıyoruz´´? Peki arası? Arası diye bir şey var mı? Sonsuz küçük? Olabilir mi?

Mathematica´yı yazan adam diyor ki: Evren öyle sürekli filan değildir, bırakın şu diferansiyel hesabı, yanlış yoldasınız, ayrık bir sistemi sürekli bir sistem olarak simüle etmeye çalışıyorsunuz. Allah, allah, tam tersi yapılmaz mı, yani aslolan, zor olan sürekli sistemdir, işte biz zavallı bilgisayarcılar bu engin ve derin ve sürekli sistemi kesikli kesikli, böyle piksel piksel sistemlerle (anti-aliasing ne güzel bir özür dileme yöntemidir insan görsel sisteminden) simüle etmeye çalışmaz mıyız? Bilmiyorum, bilemiyorum, kafam karışık. Adam ``A New Kind of Science´´ diye kitap yazmış, tuğla modeli, buyrun vakti olan okusun, herkese açık, bedava:

http://www.wolframscience.com/nksonline/toc.html

Karşıt görüşler için:

http://www.kurzweilai.net/articles/art0464.html?printable=1

Evrenin koca bir hesaplamadan ibaret oluşuna dair şüpheleri (ve gerisini getirecek sabrı, kafası, azmi, hevesi, vs.) olanlar için:

http://www.cs.auckland.ac.nz/CDMTCS/chaitin/

Bilim ve öngörü meselesine gelince, evet insanlar doğaya müdahale etmek, kendilerini korumak ve güçlerine güç katmak istiyorlar, bu yüzden de doğru çıkacak tahminler şart ancak burada devreye tümevarımcı mantık giriyor ki böyle bir mantık ne kadar anlamlı uzunca süredir tartışılagelen bir sorun. Evrenin deterministik olduğunu mu kabul edeceğiz? Eğer öyle ise ``yasalar´´ vardır. Peki var olan yasaları keşfedebilir miyiz, keşfettiğimizden emin olmamız için bir test var mıdır? Yok eğer evrenin deterministik olmadığını kabul edersek, ki bu durumda doğa yasaları diye bir şeyin olmadığını kabul ederiz ki işler iyice karışır. Mesele şu ki bu işler öyle sağduyu ile, günlük mantıkla falan halledilecek şeyler değil, eğer öyle olsa idi yüzlerce yıldır tartışılıyor olmazdı. Bir şeyin yüz trilyon kez sizin modelinize uyması sizin ``tamam hocam, budur olay, çözdük mevzuyu´´ demeniz için yeterli midir?

f(x) = x^2; x elemanı ise [-10e100, 10e100],
f(x) = x^3; (x < -(10e100), x > 10e100)

gibi bir f fonksiyonunun açık halini bilmeden sadece çıktıya bakarak modellemeye kalkarsanız bulduğunuz sonuçlara ne kadar güvenebilirsiniz misal birkaç yüz trilyon denemeden sonra?
0
FZ
Bir iki kaynak daha:

http://www.digitalphilosophy.org/
http://www.fact-index.com/e/ed/edward_fredkin.html

Fredkin´in düşüncesi ile ilgili eğlenceli bir alıntı:

In commenting on Fredkin's theory of digital physics, Robert Wright writes, "Fredkin . . . is talking about an interesting characteristic of some computer programs, including many cellular automata: there is no shortcut to finding out what they will lead to. This, indeed, is a basic difference between the "analytical" approach associated with traditional mathematics, including differential equations, and the "computational" approach associated with algorithms. You can predict a future state of a system susceptible to the analytic approach without figuring out what states it will occupy between now and then, but in the case of many cellular automata, you must go through all the intermediate states to find out what the end will be like: there is no way to know the future except to watch it unfold. . . There is no way to know the answer to some question any faster than what's going on. . . . Fredkin believes that the Universe is very literally a computer and that it is being used by someone, or something, to solve a problem. It sounds like a good-news / bad-news joke: the good news is that our lives have purpose; the bad news is that their purpose is to help some remote hacker estimate pi to nine jillion decimal places.
0
malkocoglu_2
||eğer pragmatist yaklaşırsan gayet de güzel bir
||model. Doğru bir model mi? Olmadığını biliyoruz.

Evet evet.. Fakat olayin guzel ve gizemli tarafi burada zaten. Tekrar Feynman'a donmek istiyorum. Demis ki, ufak molekullerin arasindaki ufacik cekim kanunlarini modelleyeme ugrasmiyoruz, kutleler (bircok molekullerin toplami) arasindaki iliskiye bakiyoruz.

Ve goruyoruz ki, cok basit bir formul, bu koca kutleler arasinda anlamli bir iliski hakikaten var! Matematigimiz o zaman o kadarina yetiyor, ama, eh iste o kadarini da buluyoruz. Hem de ne bulma! Alet ise yariyor. Model bayagi iyi.

Matematigimiz ve verilerimiz duzeldikce daha iyisini buluyoruz. Onlarla daha cok sey yapabiliyoruz.

Soylemeye calistigim buydu zaten. Duzen oyle kurulmus ki, belli zamanlarda ise yarar belli genellemeler bulabiliyorsun. Yapmak gereken tek sey, denemek, denemek, denemekden ibaret. A bilim dalini gelistirip, B dali icinde birseyler cikartmak. vs..

Digital Physics (ve Cellular Automata) dalina bir ara bayagi yakindan bakmistim. Oralardan iyi birseyler cikabilir.. ya da cikmaz. Oradan aldigim bir intiba soyledir (ve bu aklima cok takildi) "Siz comezler ne yaptiginizi bilmiyorsunuz, bosuna kurek cekiyorsunuz, biz isin aslini bulduk". Bu bir uc gorus. Evrimsel degil devrimsel. Ama arkasinda saglam adamlar olduguna suphe yok, sadece ben bilimin ufak (bazen ziplama gibi gozukse de) adimlarla ilerledigini dusunuyorum. (Buyucu, simyaci, bilim adami) Newton ne demis "uzagi goruyorsam devlerin omuzlarinda durdugumdandir".

Temkin merak karisimi bir gozle uzaktan izlemekteyim bu arkadaslari.

0
Nightwalker
Misal Nightwalker arkadaşımız bu tartışma bağlamında çok rahat bir şekilde ortaya ``evren kapalı bir sistemdir´´ gibi bir hayli temel bir iddia koyabiliyor. Kapalı mıdır, açık mıdır? Test etmenin yöntemi nedir. Durup düşündüğümde başımı döndüren bir soru. Termodinamik bunun cevabını veriyor mu, veriyorsa nasıl? Bildiğim kadarı ile hala ciddi bir tartışma konusu.


Sanırım önce MIT den aldığım fizik doktaramdan bahsetmeliyim :) Şaka bir yana "Evrenin kapalı bir sistem olduğunu nereden çıkardım ?" bir yıl kadar önce bir yüksek fizik mühendisi ile konferansının ardından konuşurken kendisine evrenin sürekli olarak genişlemesinin ciddi miktarda bir enerji gerektirdiğini ve bu enerjinin kaynağını sormuştum. (Umarım evrenin sürekli olarak genişlediğide halen belirsiz değildir, çünkü bildiğim kadarı ile en azından evrendeki yıldızların ve galaksilerin bigbang'dan bu yana birbirlerinden uzaklaştığına dair ciddi kanıtlara sahibiz. ) Cevap olarak bana evrenin kapalı bir sistem olduğunu ve bu yüzden toplam kütle + enerji miktarının sabit kaldığını söylemişti. Ben de o zamandan beri evrenin kapalı bir sistem olduğu görüşünü mantıklı ve kabul edilebilir bulurum.


0
malkocoglu_2
||Evrenin deterministik olduğunu mu kabul
||edeceğiz? Eğer öyle ise ``yasalar´´ vardır. Peki
||var olan yasaları keşfedebilir miyiz,
||keşfettiğimizden emin

Evet.. Yoksa... modern bilim olur muydu?

||olmamız için bir test var mıdır? Yok eğer evrenin

Bariz olani soyleyecegim tabii, deneysel veri.

||deterministik olmadığını kabul edersek, ki bu

Modelleyebildigimiz kadari deterministiktir. Veriye uyan tarafi deterministiktir.

||durumda doğa yasaları diye bir şeyin olmadığını
||kabul ederiz ki işler iyice karışır. Mesele şu ki bu

NNaaaayiirrr. Doga yasalari olmaz olur mu? Dogadan resmen soyut matematiksel dersler almistir insanoglu. Fourier Serileri mesela. ya da, Erdal Inonu fizik yasalarini ve verilerine bakarken, gurup teorisi icin bir teorem kesfetti, gurup teorisi de soyut matematiktir, ve soyut matematik degismez kanunlarin ta kendisidir.

||işler öyle sağduyu ile, günlük mantıkla falan
||halledilecek şeyler değil, eğer öyle olsa idi

Bu umarim kaosa, bilinmezlige, mistiklige izin belgesi vermek degildir. :)

||yüzlerce yıldır tartışılıyor olmazdı. Bir şeyin yüz
||trilyon kez sizin modelinize uyması sizin ``tamam
||hocam, budur olay, çözdük mevzuyu´´ demeniz
||için yeterli midir?

Degildir. O an icin yeterlidir. Daha ileride daha iyi model bulunacaktir.

Zannediyorum temel fark burada. "Herseyi" bilmeye ugrasmak, ya da bilecek durumda degilken daha elde parametreler yokken dusunmeye calismak ne kadar verimli? Yanlis anlasilmasin. Dusune dusune posasini cikartalim. Zevkli konular. Fakat enerji, terazi, %80 beyin kapasitesi o hemen onumuzdeki ulasilacak hedef uzerinde odakli olmamali midir? Bugunden biraz daha iyisini yapabiliyorsam, cok mutlu olurum. Hakikaten.

Matematikte sezgiye dayali bir donemin oldugunu soylerler, hani su onceden FM'de cikan Penrose, YZ ve matematigin ne olduguna dair konular baglaminda.. . Evet, matematik tarihinde bir ara boyle bir zaman olmus. Aaah bir sure seyler bulunmus tabii. Fakat ne kadar dogru? Arkasindan (anlatildigina gore) matematikciler bu sezgiye dayali super atlayislarin saglam olmadigina karar verirler, ve bilim ufak ufak bebek adimlariyla ilerlemeye devam eder.

Didikleye didikleye, bu isin sonu nereye gider tabii ki bilemiyoruz. Ama, gezinin her adimi, varilacagi yer, hersey belli olsa gezi olur muydu? Hedef mi onemli yol mu? Peki peki.. hedef onemli. Cok merak ediyoruz, bu dogru.
0
FZ
Evrenin zorunlu olarak deterministik olduğunu iddia etmek için elimizdeki mantıksal argüman nedir? Fizikten, kimyadan, bilgisayar yapmış olmamızdan filan bahsetmiyorum, mantıksal argüman diyorum.

Keşfettiğimizden emin olmak için deneysel veri yeterli değildir. Deneysel veri ancak şunu dememizi sağlar: Eğer evren deterministik ise o zaman bazı yasalar vardır ve biz filanca veri setindeki tutarlılığa ve modelimize uyumuna bakarak bu yasayı keşfetmiş olabiliriz. Olabiliriz, keşfettik değil.

Matematikten bahsederken dikkatli olmak lazım diye düşünüyorum. Önce günlük metaforlardan yola çıkarak matematiği oluşturuyoruz sonra da üst düzey soyutlamaları adım adım ileri götürüyoruz. Sonra da bulduğumuz bir şeyin fiziksel dünyadaki yansımasını görünce şaşırıyoruz, ne kadar enteresan soyut bir dünyadaki dil gerçekliğe dair bilgi verdi diyoruz sanki çıkış noktamız yine o fiziksel dünya değilmiş gibi. Bugünlerde bu konuda beni düşünmeye sevk eden eserle ilgili bağlantı:

http://ileriseviye.org/blog/index.php?p=109

Mistisizme gelince, aman diyeyim, bir yanlış anlama olmasın, en gizemli görünen fenomenin dahi didik didik edilip bilimsel olarak açıklanması ve demistifiye edilmesi gerektiğini düşünenlerdenim.

Benim buradaki tavrım, muhalif bir tavır olarak görünmekle beraber aslında kısaca ``felsefi´´ olarak özetlenebilecek bir tavır. Bazı şeylere dikkati çekmek için zaman zaman ortaya sürdüğüm bir tavır ve zaman zaman bu tavırla benim de sorunlarım olmuyor değil, en nihayetinde ben de mühendislik formasyonuna sahip bir adamım ve felsefecilerin tavrı karşısında bazen aptallaşıp kalabiliyorum ama yine de zorlamak iyidir diye düşünüyorum ;-) Başımdan geçen bir olay. Boğaziçi felsefe bölümünün sağlam hocalarından birinin sert bir tartışma esnasında bir bilgisayar bilimleri bölümü hocasına tepkisi: ``Sen beni bu konuda fiziksel olgularla, deney sonuçları ile ikna edemezsin, böylesine temel bir konuda beni ikna etmen için felsefi, mantıki argüman getirmen gerekir!´´. ;-)

Not: Bu tür güzel tartışmalara katkıda bulunan FM üyelerine kucak dolusu teşekkür :)
0
malkocoglu_2
||Evrenin zorunlu olarak deterministik olduğunu
||iddia etmek için elimizdeki mantıksal argüman
||nedir?

Cunku Evren hem kendi kendine isleyisi olan, hem de bu isleyis ile insana bir duzen "ogreten" bir sistemdir. Mantiksiz bir sistem olsaydi, kesfetmemize gerek olmazdi, cunku ondan mantikli bir sey ogrenemezdik. Modeller ise yaramasaydi, hava akimlarinin kanatlara nasil "carpacagini" "ongeren" aletler kuramaz, ve ucamazdik. Vs..vs..

Yani felsefem ne? Biz buraya isleyen bir duzen icine konmusuz. Aptallarla buyuyecek bir cocugun aptal olacagi icin, akilli bir seyin icine, ya da tutarli ve duzenli bir sistem icine konmusuz. Alin iste: Galiba aradiginiz sey de buydu: Ispatlanamayan, bir beyin firtina sallamasi ama akla hos gelen bir "aciklama". :)

Tabii bir uyari yapmak lazim. Hariciyemizin maestrosu Dr. Ahmet Davutoglu der ki "Felsefeyi ya tam yapacaksin, ya da hic yapmayacaksin. Yarim yapilan felsefe cok tehlikelidir". :)

||Olabiliriz, keşfettik değil.

Yani bir gun butun yasalarin bittigi, ve bilinmezligin olacagi bir gune mi gelecegiz? Bu buna cok cok cok uzak gozukuyor.

||sanki çıkış noktamız yine o fiziksel dünya
||değilmiş gibi.

Bu konuyu Dr. Oktay Sinanoglu biyografisinde acikladi. Roportaji yapan hanimin da ilk tahmini bu oldu "cikis noktamiz dogadir". Bu tabii, onemli. Doganin soyut matematik ogretmesinden bahsetmistim. Ama bu her zaman olmaz. Oktay hoca bir aciklama daha ekledi: "Doga da, matematik te tam sayilara dayanir. Bu yuzden birbirlerine uyarlar". Bu tabii daha once bahsettiginiz Sayisal Fizik olayini destekler. Bu bana birsey hatirlatti: Sonsuz kucukler hakkinda bir yorum daha gecmisti. Analiz, turevler, tumlevler baglaminda bahsedilen sonsuz kucukler, olcumsel anlamda degildir. Konuyu sonsuz kucukler kelimeleriyle anlatmaya kalkan Newton ve Leibniz bu yuzden sozlerini kimseye dinletemediler. Orada olan, "bir sonuca yaklasma" surecidir. Yani yeni matematik, bir hareketli hedefin, surecin matematigi oldu, 0.000001'lik bir buyuklugun degil. Ve turev sonucu olacak fonksiyonu aynen limitlerle yaklastigimiz araliklar kadar araliklarla kullandigimiz icin son basamaktaki "delta X" atilabilmektedir (x^2 turevinden hareketle).

Filan falan.
0
cadas
Cunku Evren hem kendi kendine isleyisi olan, hem de bu isleyis ile insana bir duzen "ogreten" bir sistemdir. Mantiksiz bir sistem olsaydi, kesfetmemize gerek olmazdi, cunku ondan mantikli bir sey ogrenemezdik. Modeller ise yaramasaydi, hava akimlarinin kanatlara nasil "carpacagini" "ongeren" aletler kuramaz, ve ucamazdik. Vs..vs..


Dediginiz seyleri bize basartan Newton'un kurdugu evren modeli olmustur. Ancak bugun biliyoruz ki Newton'un modeli yanlislanmistir. Cunku aciklayamadigi bircok olay vardir. Bu olaylari aciklamasi da birkac ufak degisiklikle olamayacagi goruldugunden cokmustur.

Bu durumda evrenin bizim ondan birseyler ogrenebildigimiz bir yer olmasi onun duzenli oldugunu kanitlamaz.

Thomas Kuhn'un fikirleri uzerinden gidersek buyuk bir paradigma gecisinde oldugumuzu dusunuyorum, tabi kitaptan son zamanlarda fazla etkilenmis oldugumdan kaynakli bir tur dusunsel secicilik yapiyor olmam muhtemel. Ama FZ'nin yazdiklarini dusununce ve benzeri bir kargasada buldukca kendimi (ve bircok baska insani), boyle bir gecis evresi kulaga hos geliyor...

Ah su post-modernistler, cok bulandirdilar suyu, kendileri de isin icinden cikamadilar, cikamayacaklar. Sagda solda duydugum sekliyle: Daha modernizmi yasadik mi ki dogru duzgun post'una gecelim.

Sevgiler...
0
malkocoglu_2
||Dediginiz seyleri bize basartan Newton'un kurdugu
||evren modeli olmustur

Newton evren modelini "ornek" olarak gosterdim. Ondan sonraki "daha dogru" olarak bilinen modeller, bize baska seyler "ogrettiler". Kesifler degisti, ama irdeleme, olaylara bakis ve "daha iyisinin bulunacagina" dair olan anlayis aynidir. Bulus #1, eldeki verilerin %98'ini acikladi. Bulus #2 verileri %99.9 acikliyor. Boyle giderek giderek, Stephen Hawking'in bir gun bekledigi "fizikte herseyin kesfedilmis olacagi" bir gune gelmek mumkun.
0
malkocoglu_2
Ha bir de, "bilim ne oldugunu acilar, niye oldugunu aciklamaz" acisi vardir. "Niye" sorusu icin dinler lazimdir. Tasavvuf ta sIkI bilmek lazim...

Cunku, yapay ogrenim dalinda, ogrenen algoritma sadece 2. şart için _kesinlikle basarisiz_ olur. Bir, eger ogrenilen veri tamamiyle rasgele ise. Iki, eger algoritmaya hicbir "onbilgi" kodlanmamissa... (No apriori knowledge).
0
malkocoglu_2
Ek olarak, bilinmezligi savunun dusunce turu de gecende aklima geldi:

Nihilism. Hiççilik, yokçuluk.

http://www.iep.utm.edu/n/nihilism.htm

Ote yandan a-mistiklestirme istegi, nihilism ile bir tezat olusturuyor. Hmm..

Neyse! Daha fazla kafa karistirmadan (basta kendiminki) konuyu kapatayim. :)
0
Nightwalker
Eğer evren koca bir sayısal sistem ise, kocaman bir hesaplama ise o zaman ileride ne olacağını anlamanın yolu hesaplamaktır ve bu da ancak evren ölçeğinde olur, yani zamanı geldiğinde öğreniriz, yani geleceği bilemeyiz. Hesabın sonucu, hesap yapıldıktan sonra öğreniriz.


Aklıma Otostopçunun Galaksi Rehberi Geldi. Evrenin en büyük hesap makinesi olarak dünyamız kullanılıyordu Evrendeki herşeyin sorusunu bulmak üzere. ( bir grup zeki beyaz fare tarafından :) )

Not: Evrendeki herşeyin cevabını merak eden varsa bu arada onuda söyleyim bari. Cevap 42. FM camiasına bu güzeliiğimde unutulmasın :)
0
Sijiero
Bir soru...

Bir duvarı 10 işçi 10 dakikada yapıyor.

20 işçi 5 dakikada
40 işçi 2,5 dakikada
80 işçi 1,25 dakikada
160 işçi 0,625 dakikada
320 işçi 0,31 dakika
640 işçi 0,15 dakikada

1280 işçi kaç dakikada bu davarı yapar?

0
myavuzselim
Bence duvar göçer :)
0
Sijiero
Bir soru...

Bir duvarı 10 işçi 10 dakikada yapıyor.

20 işçi 5 dakikada
40 işçi 2,5 dakikada
80 işçi 1,25 dakikada
160 işçi 0,625 dakikada
320 işçi 0,31 dakika
640 işçi 0,15 dakikada

1280 işçi kaç dakikada bu davarı yapar?

0
Sijiero
Bir soru... Bir duvarı 10 işçi 10 dakikada yapıyor. 20 işçi 5 dakikada 40 işçi 2,5 dakikada 80 işçi 1,25 dakikada 160 işçi 0,625 dakikada 320 işçi 0,31 dakika 640 işçi 0,15 dakikada 1280 işçi kaç dakikada bu davarı yapar?
0
Sijiero
Bir soru...

Bir duvarı 10 işçi 10 dakikada yapıyor.

20 işçi 5 dakikada
40 işçi 2,5 dakikada
80 işçi 1,25 dakikada
160 işçi 0,625 dakikada
320 işçi 0,31 dakika
640 işçi 0,15 dakikada

1280 işçi kaç dakikada bu davarı yapar?

0
Sijiero
Bir soru...

Bir duvarı 10 işçi 10 dakikada yapıyor.

20 işçi 5 dakikada
40 işçi 2,5 dakikada
80 işçi 1,25 dakikada
160 işçi 0,625 dakikada
320 işçi 0,31 dakika
640 işçi 0,15 dakikada

1280 işçi kaç dakikada bu davarı yapar?

0
SHiBuMi
Bahsettiğim türden tahminler evet yapılabiliyor ve birileri oldukça iyi paralar kazanabiliyor. Bu yeni bir şey değil, onyıllardır varolan ve kullanılan bir sistem, bir gizem ya da büyük sır değil.

Elliot teorisi hisse fiyatlarında fibonacci sayıları ile orantılı artışlar ya da düşüşler öngörür. Öte yandan zaman paydaları da fibonacci sayıları ile ilişkilidir. Bunu test etmek de o kadar gizemli bir şey değil, geçmişe dönük istediğin kadar hisse senedi grafiğinde elliot dalgasının kurallarını uygula, sistemin işlediğini göreceksin.

Borsada alım satım yapmak elliot dalgalarını takip etmekten çok daha zor bir iştir. Öncelikle sermaye gerekir, ardından çok sıkı bir disiplin. Borsada işlem yapan insanlar, borsa bir kumar olduğu için değil, disiplinsiz ve duygusal hareket ettikleri için kaybederler. Çelik gibi sinirlere sahip olan, sermayesi bol, dalga okuma yeteneği yüksek biri, evet borsadan para kazanmaya aday biri olabilir. ABD borsalarında işlem yapan ve trend okuma yetenekleri ile efsane olmuş spekülatörler mevcut.

Borsa ile ilgili aslında o kadar uzağa gitmeye gerek yok. Bu yöntem çok fantastik geliyorsa, en basit hisse senedi indikatörlerinden birini öğrenin, derinliği olan büyük hisselerden birini seçin, %100 disiplinli biçimde al verdiğinde alın, sat verdiğinde satın, elde edeceğiniz gelir, diğer herhangi bir yatırım aracından $ bazında daha fazla olacaktır. İnanmayanlar, bir IMKB-30 hissesi alıp, stochastic 5,3,3 ü excel üstünde denesinler :) Bunu deneyip sonuçlarını gördükten sonra, tekrar "Olsaydi ben duyardim" klişeni gözden geçirebilirsin :)

Sevgiler
0
vizyoner
Elliot dalga teorisinden daha başarılı bir yöntem olduğunu sanıyorum.
Nobel ödüllü William Sharpe modeli.
Kendi geliştirdiğim değiştirilmiş sharpe analizi ile
satış tahminlerini ve borsadaki fiyat değişimlerini önceden kestirmek mümkün..
0
malkocoglu_2
||Bahsettiğim türden tahminler evet yapılabiliyor
|| ve birileri oldukça iyi paralar kazanabiliyor. Bu
||yeni bir sey değil, onyıllardır varolan ve kullanılan
|| bir sistem, bir gizem ya da büyük sır değil.

Borsada tahmininde kullanabileceginiz Time Series Analysis var, yapay ogrenimde ana metotlardan biri. Bir de Uzman Sistemlerin "ana kagitlari" gozleyerek yapilan if..else benzeri tahminler var. Bu yontemler ile belli sureler icinde dogru cikacak tahminler yapabilirsiniz. Fakat .com balonu patlamasi gibi bir olayi tahmin edebilmek icin bahsettigim en son arastirmalarin modele dahil olmasini beklemek gerekecek.
0
vizyoner
Biraz ters oldu sanırım:
Elliot Dalga Teorisi fibonacci dizilerinden türetilmiştir.
Teknik analizle ilgilenen her kitapta az veya çok bahsedilmiştir.
Teknik analizi genel anlamda kullanıyorum, borsa veya herhangi bir dinamik sistemde uygulanabiliyor.
En azından ben onlarca uygulama alanı gösterebilirim
0
FZ
İstanbul Bilgi Üniversitesi, Bilgisayar Bilimleri bölümünden Chris Stephenson´ın bu sabah cs-discuss e-posta listesine yolladığı bir eleştiriyi ve yorumlarını paylaşmak istedim:

Kraitchik'in Mathematical Recreations adlı 1943 basım tarihi elimdeki kitapta Magic Square oluşturmak için bir sürü algoritma veriliyor. Bu yöntemlerin bazıları 150 senelik.

Sadece magic değil, bir sürü üst düzeydeki sihirli kare için (örnegin dış sıralar tek tek alındığında hala sihirli kalan kareler ve saire) oluşturma
yöntemleri veriliyor.

Çözülmemiş sorunlar var (bir kare bulmak değil, bir boyuttaki butün farklı sihirli kareleri bulmak örneğin).

Abiyev web sayfasında formülünü vermiyor ve programı elimdeki kıtaptaki en basit kareleri oluşturuyor.

Hehalde bundan dolayı yurtdışında bir sürü iligili insan olunca Abiyev pek tepki alamamış. Bir yenilik görünmüyor çünkü.

CS

Haberde bağı verilen MathWorld sayfasında da Kraitchik´e gönderme var; tek ve çift dereceli kare oluşturma algoritmalarından bahsediyor. Uzun süredir bilinen algoritmalarla Abiyev´inki arasında bir fark olup olmadığına dair soru soran bir e-postayı Abiyev´e ilettim, kendisinden haber bekliyorum, olumlu ya da olumsuz bir cevap gelirse yine buradan kamuoyuna sunulacaktır.
0
FZ
Prof. Dr. Asker Ali Abiyev´in yukarıdaki cevaba verdiği cevabı yayınlayacağımı söylemiştim, az önce Abiyev´den detaylı bir cevap geldi:

``Merhaba. Nasilsiniz?

Ben 20'de Gaziantepe geldim ve hemen de derse basladim. Sizin de yeni ders yilinizi kutluyorum.

Emre Bey, konuya ilginizden dolayi size cok tesekkur ediyorum. Benim bu konuya meragim 1995 yilindan baslamistir. Bu yilda ben "Matematik Dunyasi" da (1, sayi2, 1991, sayfa 6-9) Ali Doganaksoy'un "Sihirli Kareler" makalesini okudum. Muallif s.k.'in yazilabilmesinin bir problem oldugunu ortaya koymusdu. Ben belirli bir literatur taramasi yapandan sonra bu alanda calismaga basladim. Kuskusuz ki, uzun yillar boyunca coklu algoritmalar bulunmustur. Bu algoritmalar yapisina gore hosuma gitmiyordu. Ben yapisina ve mantikina gore bir mukemmel algoritma arayirdim. Ben boyle bir algoritmayi buldum. Eger, s.k.' in nasil yazildigina dikkat etmesek. gercekten . s.k.'in bir problem yok. Sayin Chris Stepheson bu bakimdan hakli.

Benim algoritmam indiyedek bulunan algoritmalar icerisinde en basiti, en dogali. Bu dusunceyi Anadolu universitesinin professoru Sahin Kocak da fark ettikden sonra B. ve T.'de makalemin yayinlanmasina izin verdi. Bana sunu soyledi: "Ben buyuk bir tarama yaptim ve sunu fark ettim ki, simdiyedek bulunan algoritmalarin hepsini bir araya getirsek bile senin algoritman onlardan kat-kat yukseklerde durur. Ben bundan dolayi makalenin yayinlanmasini onayliyorum". ( B.ve T.'nin Ekim 2000,sayi 395, sayfa 87-89 bak).

Benim yazdigim s.k. oyle ilginc ozelliklere sahiptirler ki, onlar baska s. k. 'de mecut degildir. Ben bu ozellikleri fuzzy logic'in babasi L. Zadeh'e anlattigimda sasirdi (Wiesbaden, 5-7 ekim, 1998 yil). Beni Ramanajuanla kiyasladi. 17 dakikalik gorusmemin banti Azerbaycan televizyonunun arsivinde saglaniyor. Bu ozelliklerin bazilarini ( Sakarya universitesi Fen bilimleri Enstitusu dergisi cilt 6, sayi1, mart 2002.sayfa 18-25) okuyabilirsiniz. Buldugum algoritma istenilen dereceden ve istenilen sayilardan (rasyonel, irrasyonel, karmasik, sembolladan vb ) s.k. yazmaga imkan sagliyor. Tum bu ozellikler algoritmanin mukemmelliyinin gostergesidir.Bunlar s.k.'in uygulanabilmesi icin imkanlar sagliyor. Bu dusunceleri konferans verdiyim zaman matematikciler de dile getirirler. Bu algoritma sihirli kubun de sifresini bulmaga imkan sagladi. Benim algoritmam sayilar kumesi onceden bilinmeyen s.k. olusturmaga imkan sagliyor. Bunu ben size Qafqaz universitesinde anlattim. ( B.ve T.' nin mayis 1998,sayi 366,sayfa 42-44 bakmayi tafsiye ediyorum).

Sayin Emre Bey, benim algoritmam hakkinda yorum yapmak icin once onu iyice incelemek gerekiyor. Ben algoritmam hakkinda iddialiyim ve bu dalda uzmanlar karsisinda bulusumu savunmaga hazirim. Bu algoritmanin 16mart 1996 tarihden bana ait oldugunu da tastiklemisim. Elimde resmi evraklar da var. Turkiyede Ankara, Gazi ve ODT universitelerinde, Azerbaycanda Baki Devlet Universitesinde, Milli Akademiyanin Matematik ve Fizik Enstitutlrende, Barselonada Bati matematikcilerin koferansinda bu algoritmayi sunmusum. Her zaman tebligim buyuk ilgi ile karsilanmistir. Ben Devlet patent sayimi aldigimda bulusumu yaponlara sunacagim. Bu konuya sizin fazla ilginiz olursa, ben gelip sizde konferans vermeye hazirim.

Sayin Emre Bey, meni burakan Sayin Stephenson'un sozleridir: Basit kareler olusturur, ...bir yenilik gorunmuyor....

Ben siparisle bile istenen sembollardan s.k. olustura bilirim. Sayin Hoca saytimdaki karelere ve renglere dikkat etse benim algorimami kolaylikla gore bilir. Fakat, bu istek onda yoktur. Ben zorla kime ne ise anlatmak isteyinde de bulunmuyorum. Zaman her tasi gediyine oturdacak.

Saygilarimla
Abiyev Asker Ali´´
0
bm
Hem alakası yok hem var:

Atıfta bulunulan Bilim ve Teknik makalelerine bakmaya çalıştım, ama arşive ulaşım parayla. Peki, vereyim dedim ama Tubıtak'in SSL sertifikasını Firefox tanımıyor. Usenmedim Windows+IE ile denedim, aynı sonuç. Tubitak Bilten diye bir yer vermiş, daha yukarıda bir otorite yok. Tubitak Bilten diye google yaptım, bulduğum yer iki tıkta asp error verdi. Nasıl iş bu? Hata mesajı tabi İngilizce, ve hayret ki hayret sunucun saati de yanlış ayarlı. Trajı-komik yani. Bunlar hep bana mı denk geliyor? Yoksa millet bunlar devlet diye hatır edip ses çıkartmiyor mü?

Lütfü Zadeh'in Ramanujan ile karşılaştirdiği birinin gurur duyduğu buluşunu anlayabilir mıyım bilmiyorum, ama bakamadım, karnıma da ağrılar girdi, bunlara para filan da vermek pek istemiyorum artık. Dokumanlara ulaşan varsa ve telif durumu müsaitse ve ODTÜ, Tubitak bilmemnenin elinin değmediği bir yere koyarsa belki CS dahil hepimiz bakıp anlamaya çalışabiliriz.
0
mentat
bilim ve teknigin bilten'le uzaktan yakindan bir baglantisi yok bildigim..
0
bm
Bilim ve Teknik SSL sertifikasını Bilten'den almış, alaka o. BveT'nın arşivine bakacaksanız para vermeniz lazım, para verecekseniz, Bilten sertifikasını kabul etmeniz lazım. Mesele de bu Bilten denen yerin sertifika otoritesi olarak ortaya çıkmasına rağmen onları ne İE ne Mozilla'nın tanımaması. Ben Bilten nedir bilmezdim. Gittim baktım sitelerine, çalışan sayfalardan anladığım bunlar hakikaten birşeyler yapmışlar ama sıkça sorulan sorularında bu browser tarafından tanınma işini 'bazı otoriteler bunu yapar, bizim için ise elle koyacaksınız' şeklinde geçiştirmişler. Herkes Bilten'in setifikasını elle mi koyuyor?

Merak ettim, IE'nin prosedürünü buldüm. Bilten'de tanıdığı olan varsa SSS'lerine "biz bu prosedürü yapmadığımız için sertifikalarımız sadece Tubitak'a bağlı kurumlarda kullanılıyor" yazmalarını söyleyin lütfen. Prosedür şurada:

http://www.microsoft.com/technet/security/news/rootcert.mspx [www.microsoft.com]

Acaba bu makaleleri Ileri Seviye filan gibi bir yerde yeniden yayınlamak mumkun olur mu?
0
abakana
Resmi olarak Bilten' in sertifikalarının geçerliliğinin olmaması sanırım burada sorun oluşturan. Ya da sertifikaları için gerekli yasal altyapının tamamlanmamış olması.
0
bm
Burada bu islere devlet sahip citigi yahut tekeline aldigi icin boyle 'resmi' 'yasal' filan gibi dusunuyoruz ama isin asli oyle degil. Ne MS ne Mozilla ne Opera ne de verdigim linkte bahsedilen murakabe kuruluslari devlet degil. Sadece sertifika otoritesiyiz diye ortaya ciktiklarinda yazisip cizisip belki biraz para harcayip isi duzgun yapmalari lazimmis benim anladigim. Bunu yapmadan da umuma acik yerlerde sertifikalarini kullandirtmamaliydilar. Sitelerinde 2001'e kadar hesap vermisler senede 1-2 milyon dolar zararla calisiyorlar. Bizi adam yerine koysalar sitenin basina bizde ISO 900X var deyinceye kadar bu isi de duzgun yaparlardi.

Madem boyle piyasa terbiyesine acik olmayan bir kurum yaratmisiz ve para veriyoruz, vatandas olarak bunlarin tepesine zebella gibi dikilip her yaptiklarini kontrol etmemiz lazim. Ozellikle devlet kuruluslarindan kotu ve eksik isi 'burada bu kadar olur' diye kabul edersek, hepimize yazik olur diye dusunuyorum. Onun icin kusurlar batiyor bana. Size de batsin!
0
FZ
Her şey mümkün valla yeter ki birileri Türk diline kazandırsın ve bir de benim vaktim olsun, şu anda sırada bekleyen makaleler var (Tacettin Karadeniz´e de ayıp oldu valla :( , eMBA yoğunluğum biraz azalır azalmaz dalacağım yine bu makale mevzularına, gel tezkere gel. :)
0
bm
Bu hocaya soylesek de Bilim ve Teknik'ten izin alip bu Turkce makaleleri acsa? Tezkere, FZ'nin fazla mesaisi filan gerekmese?
0
malkocoglu_2
Ne raslanti; Dr. Asker Ali Abiyev'in sihirli kare sitesine bakarken, Ramanujan benzetmesi benim de aklima gelmisti. Su hikayeye dayanarak (ki en akilde kalici Ramanujan hikayesi budur): Tuberkuloz'dan olmekte olan Ramanujan'i ziyaret eden Hardy gelir gelmez "yolda gelirken bindigim taksi'nin numarasi 1729 idi" demis "ne kadar sIkIcI bir numaraydi". Ramanujan, "Oh Hardy, oyle demeyin! Bu numara cok ilginctir "iki kupun toplami olarak iki sekilde ifade edilebilen en kucuk sayidir". :)

http://www.durangobill.com/Ramanujan.html

Baglantiyi sayi cambazligindan kurmus olmaliyim.

Bu bilgileri paylastiginiz icin cok tesekkurler. Konuyu derinlemesine bilemiyoruz tabii, fakat ilk intiba, arkasinda birseyler olabilecegi seklinde..

Bir de Turkce'nin bu harika bir rengini gormek (hem de bilimsel bir tartisma baglaminda) cok hos gercekten!
0
omerisik
merhaba hocam
oncelikler ellerinizden operim hocam. gaziantepuniversitesinden ogrencinizim. ve su an ozel bir universite olan fatih universitesinde master yapmaktayim. tez asamasina geldim. daha once sizin sihirli kareler adinda bir kac seminerinize katilmistim. ve yakin bir tarihte gaziantep universitesinden ayrildiginizi ogrendim. ozellikle burda kriptoloji dersini alan ogrencileri de ilgilendirdigi icin sizi universitemize davet etsek kabul eder misiniz acaba. bununla alakali bana geri donerseniz sevinirim. ona gore calismalara baslayacam. mailim omerlight@yahoo.com burdan da ulasabilirsiniz bana.

ilginizden dolayi simdiden tesekkur ederim.
saygilarimla
omer isik
0
abakana
Bazı dilbilimcilerin ve müzikologların çalışmlarında da ilginç şeyler ortaya çıkıyor. Mesela Matematik yöntemlerini kendi ilgi alanlarına uyguladıklarında doğa kanunların bazı çözümlerini bulabiliryorlar. Buldukları sonuçları Matematik ile ifade edip ilgili dalın yöntemleri ile incelediğimizde ise çok karmaşık sistemlere çok basit çözümler getirdikleri görülüyor. Kimilerince bir imkansız, bilinen şeylerin kurmacası olarak değerlendiriliyor, kimilerince ise evrenin büyük bir fraktal olduğu sonucu olarak değerlendiriliyor.
Abiyev Askar Ali' nin de çözümledikleri sanırım bu tip bir yalınlığa işaret ediyor.

Bilimsel bir dil olarak Azeri Lehçesi, konuşma dili olarak Azeri Lehçesinden daha güzelmiş :))
0
legolass
herkese merhaba...ban gaziantep üniversitesinde ABİYEV'in ögrenciyim...sayın chiris stephensonun yorumunu şaşkınlıkla okudum ve hemen cevap yazmak için siteye üye olma kararı aldım...bana göre (üstelik sadece bana göre de deil) hocamızın buldugu yöntem herkesin anlayabilecegi şekilden ve bi o kadar da mükemmeldir...sayın stephenson;hocamızın belirli bir formülden bahsetmedigini ve bilmem kaç yüzyıldan beri insanoglunun sihirli kareyle ilgilendigini söylemiş...kendisine burdan soruyorum ugrasanlardan hangi birisi sayın ABİYEV'in buldugu yöntem kadar mükemmeline ulaşabilmiş???kendisine burdan tavsiyem:zahmet edipte verilen konferanslara katılması ve böylece hem formülü hemde bulunan sihirli karedeki mükemmelligi ögrenmesidir...bana göre konu hakkında hiçbir fikri olmayanlar veya çekemeyenler böyle bir yorum yapabilir...ama genede herkesin görüşüne saygı duyuyorum...hocamız sayın ASKER ALİ ABİYEVede çalışmalarında başarılar diliyorum...eyvallahhhhhhhh...
0
hakankaragol
prof.dr.asker ali abiyev benim hocamdır.kendisinden sihirli kareleri ve sihirli küpleri nasıl bulduğunu dinledim.gerçekten de inanılmaz gibi geliyor fakat istediğiniz şekilde çıkartabiliyor.

ayrıca azerice-türkçe karışık bir lisanı var doğru.birde bizde dersler ingilizce olduğu için işin içine ingilizce girdimi daha bir karışık oluyor :)

ben kendim fizik mühendisliğinde okuyorum.bölümümden dolayı çoğu bilim adamının buluşlarını ve hayatlarını inceliyoruz.hocamın inanın onlardan arta kalan yanı yok.üniversitede her zaman bir yerden bir yere koşarken görürsünüz.hiç durmaz.her zaman bize "ne biçim türk evladısınız.çok tembelsiniz" der.

neyse konuya dönersek benimde kendimin yaptığı araştırmalara göre konuşursam bu zaman kadar bulunanların hiç biri hocamınki kadar simetrik ve büyük ölçülerde olmuyor.fakat bilinmiyor.kendisi de çok şilkayetçi...ama maalesef burası türkiye oluyor böyle şeyler...
0
FZ
FM: 3 sene önceki ve daha bile eski haberlerine yorum alan nadide site! :)
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

6 Milyon Dolarlık Adam

anonim

Yaşı biraz ileri olanlar bu diziyi hatırlayacaklardır. Ve o gün geldi sayılır. Ntvmsnbc'de yer alan habere göre ABD’de kaza sonucu kollarını kaybeden bir kişiye, düşünerek hareket ettirebildiği biyonik kollar takıldı.

Jesse Sullivan, yapmak istediği her hareketi beyninden giden komutlarla birkaç saniye içinde, 360 derece dönebilen, yapay eline yaptırabiliyor.

Zipf Yasası, Dilbilim, Müzik

FZ

Arjantinli fizikçi Damian H. Zanette dilbilim bağlamında incelenmiş ”Zipf Yasası“nı müzik analizine uygulamış ve dil ile müzik arasında önemli ortak bir nokta bulduğunu iddia ettiği makalesini yayınlamış. Makalenin haberine buradan, orjinaline ise buradan erişebilirsiniz.

Zanette´nin analizi “bağlam” kavramını dil ile müzik arasında ortak bir kavram olarak ele alıyor ve böylece tonal müzikle atonal müzik arasındaki psikolojik (ve semantik) farkı açıklamaya çalışıyor.

Kaynaklar: FZ Blogs, slashdot

Işık hızı kontrol altında

melitical

Ecole Polytechnique Fédérale de Lausanne (EPFL) 'dan bir grup araştırmacı ışık hızını yavaşlatıp hızlandırmayı başardı. Bunun, yüksek performansta mikrodalga sinyallerinin oluşturulması, yeni nesil kablosuz iletişim uygulamaları ve uydular arası veri transferleri gibi uygulamalarda kullanılması bekleniyor. Özellikle, Amerikan İleri Savunma Araştırmaları Merkezinin (DARPA) ışık hızını yavaşlatmakla ilgili araştırmalara yüksek miktarlarda para aktardığı biliniyor.
www.scienceblog.com

Bir konferansın ardından: Bilgi İşleyen Makine Olarak Beyin - 3

FZ

Bir konferanstan alıntı:

Sene 2050. Yer: İstanbul’daki Yıldırım Stadyumu. Boğaziçi İdman Yurdu (nam-ı diğer Akıncılar) ile insanlardan kurulu ve ağırlıklı olarak Brezilyalı oyunculardan oluşan futbol takımının maçı üzerinden kısa bir süre geçmiş. Robotlardan kurulu İdman Yurdu 1-0 yenilmiş. Maçı yorumlayan bir bonobo şempanzesi durumdan memnun olmadığını belirtiyor ve etrafa ASIMO modeli hakemin satın alındığı dedikodusunu yayıyor. Haberi izleyen bir çiftten erkek olanı eşine dönüp “nasıl olur da Hiper-Turing testinde karşı tarafı kadın olduğuna ikna edemezsin!” diye çıkışıyor…

Bilim ve Gelecek Temmuz Sayısı: Özgür Yazılım

FZ

Bilim ve Gelecek dergisinin Temmuz sayısında Özgür Yazılım dosyası açılıyor. Konuya 8 sayfa yer ayıran dergide Richard Stallman ve değerli FM üyelerinden Oktay Altunergil´in de yazıları mevcut.

Bunun dışında dergide yer alan konulardan bazıları: TÜBİTAK Bilim ve Teknik dergisinin Mayıs sayısında yer alan "Doğada Haremlik Selamlık" başlıklı makalenin eleştirisi, Doğu´da ütopya kavramı, Ray Charles ve satranç, matematikçi Taniyama´nın intiharı, vs.