Spivey'e göre "onyıllar boyunca bilişsel ve sinir bilimlerinde zihinsel süreçler ayrıkmış gibi ele alındı, bir bilişsel modülden diğerine ileri beslemeli bilgi akışı şeklinde. Son zamanlarda ise bizimkinin de dahil olduğu pek çok çalışma, dinamik sistemler yaklaşımını destekliyor. Bu modelde algılama ve bilişsel işlevler yüksek boyutlu bir zihin uzayında matematiksel olarak tanımlanan sürekli yörüngeler olarak ifade ediliyor. Sinirsel aktivasyon örüntüleri hem ileri hem de geriye doğru hareket edip doğrusal olmayan, kendi kendine organize olan ve ortaya çıkan (emergent) özellikler üretiyor -- tıpkı biyolojik bir organizma gibi."
Kaynaklar:
http://www.medicalnewstoday.com
http://www.theregister.co.uk
http://www.pnas.org
İnsan zihninin bir bilgisayar gibi ayrık süreçler halinde çalıştığı teorisi bilişsel bilimdeki önemli paradigmalardan biridir. Cornell Üniversitesi'nde son gerçekleştirilen çalışmalardan birine göre ise insan zihninin çalışması biyolojik organizmalar gibi: gri alanlar arasında geçiş yapan dinamik bir süreklilik.
Proceedings of the National Academy of Sciences'ın son sayısında yer alan, Cornell'de çalışan psikodilbilimci Michael Spivey'in önderliğinde gerçekleştirilen çalışmada lisans öğrencilerine bazı sözcükler söylenip ekranda bunların resimleri gösterildi ve fareyi kullanarak doğru resmi seçmeleri istendi, ardından da benzer sözcük durumunda öğrencilerin fare hareketlerinin izleri takip edildi. Bu çalışma, dil anlamanın ayrık değil sürekli olduğuna dair önemli bulgular içeriyor.
Proceedings of the National Academy of Sciences'ın son sayısında yer alan, Cornell'de çalışan psikodilbilimci Michael Spivey'in önderliğinde gerçekleştirilen çalışmada lisans öğrencilerine bazı sözcükler söylenip ekranda bunların resimleri gösterildi ve fareyi kullanarak doğru resmi seçmeleri istendi, ardından da benzer sözcük durumunda öğrencilerin fare hareketlerinin izleri takip edildi. Bu çalışma, dil anlamanın ayrık değil sürekli olduğuna dair önemli bulgular içeriyor.
Bu durumun daha önce anlaşılması gerekmezmiydi acaba ? İnsan beyinin biyolojik yapısı ve öğrenme işlemi sırasında gerçekleşen durum zaten böyle olmasını gerektirir bana göre.
Bu noktada öğrenme işlevinin nasıl gerçekleştiğini de dilim döndüğünce açıklamaya çalışayım sürç-i lisan edersem affola.
Beyinimizi oluşturan nöronlar her yeni bilgiyi öğrendiğimizde o bilgi ile ilişikili diğerleri arasında bir bağ kurar. Örneğin ilk defa tavşan gördüğümüzde ve bize bunun tavşan olduğu söylendiğinde "tavşan sözcüğü ve beyaz renk" arasında bir protein bağı oluşur. Daha sonra başka beyaz tavşanlar gördükçe bu bağ kuvvetlenir ve bu noktadan sonra tavşanların beyaz olduğu genellemesini yaparız.
Aynı biçimde her öğrendiğimiz bilgi için o bilgi ve ilgili diğer bilgiler arasında kurulmuş protein bağları vardır.
İşte bu durumdan dolayı beyinin çalışma şekli lineer değil çok boyutludur. Hatta Zihin Haritaları kavramını ilk duyduğumda [www.fazlamesai.net] bana beyinin bu yapısını çağrıştırmıştı.
Ancak şu yörüngeler kavramını tam olarak anlayamadım. Düşünce kalıplarımızdan mı bahsediliyor acaba ?
Bu durumda yeni bir bilgi olmasa gerek çünkü yapay sinir ağlarında bile ileri ve geri beslemeli ağ yapıları kullanılıyor. Acaba anlatılmak istenen başka bir şey mi var ?
Eh bu bulgular insanı makina olarak görenlere birşeyler anlatır umarım.