1 YTL= 1,000,000 TL? Ne Yazık Ki Bu Kadar Basit Değil
Ulaş Başar Gezgin (*)
Türk Lirasından 6 sıfır
atılıyor ve inanılmaz bir sessizlik
var. Bir aralar ortaya çıkan yuvarlama
itirazları dışında hiçbir şey
yok. O herşeyin uzmanı kimi yazarlar da sus
puslar. Bu suskunluk, kimilerinin itiraz
etmezliğine, kimilerininse bilgisizliklerine ve
bu bilgisizliklerini kabul ederliklerine
karşılık geliyor.
Ama ne yazık ki, yapılan, basit bir
sıfır atma işlemi değil. Toplum
üzerinde bir deney yapılıyor ve deneyin
sonuçlarının kesin olarak bilindiği
düşünülüyor. Oysa, YTLye geçişten birkaç
gün öncesine dek topladığımız
veriler, başka konuşuyor. Bu yazıda,
uluslararası bilimsel bir dergi için
hazırladığımız kapsamlı
araştırmanın konumuzla ilgili olan
bölümlerini yalın bir dille
anlatacağız. Yaklaşık 400
kişinin katıldığı
çalışmada, bilişsel bilimler
alanındaki 3 etkiye ve bu etkilerin YTL üzerinden
farklılık gösterip göstermediğine
bakıldı. Önce bu etkilerin ne olduğunu
kısaca açıklayalım:
1) Bahşedilme Etkisi: Bahşedilme etkisi,
insanların, sahip oldukları bir mala, sahip
olmadıkları aynı malla
karşılaştırıldığında
daha çok değer vermeleridir. Bu da,
satıcıların biçtikleri ederle (fiyat)
alıcılarınınki arasında bir
bakışımsızlık (asimetri)
yaratmaktadır. Bahşedilme etkisini incelemek
amacıyla, çalışmaya katılanlar,
satıcılar ve alıcılar olmak üzere
iki öbeğe ayrıldılar.
2) Çıpa Etkisi: Çıpa etkisi, insanların
herhangi bir türden değer biçerken, ellerindeki
başlangıç değerine göre
değerlendirme yapmalarıdır. Bu konudaki
en ünlü deneyde, bir öbek insana, 8x7x6x5x4x3x2x1
çarpımının, yaklaşık olarak
ne kadar olabileceği sorulmuştur. Çok
kısa bir zamanda yanıt vermeleri
istenmiştir. Başka bir öbek insana,
aynı biçimde, 1x2x3x4x5x6x7x8 çarpımı
sorulmuştur. Birinci öbekteki insanların,
ikincilere göre daha yüksek sayıları dile
getirdikleri ortaya çıkmıştır.
Çünkü daha yüksek değerlerden
başlamışlardı. Bu
çalışmada, çıpa etkisini incelemek
amacıyla, katılımcılar, üçe
ayrıldılar: Yüksek çıpa ve düşük
çıpa öbekleri ve çıpasız öbek.
3) Para Yanılsaması: Para
yanılsaması, insanların paranın
gerçel (reel) değeri yerine sözde (nominal)
değeri üzerinden düşünce, tutum ve
davranışlarını
biçimlendirmeleridir. İnsanlar, 3-5 yıl
önceki parayla şu anki aynı miktarı,
eşdeğer görme eğilimindedirler.
Dahası, belli durumlarda, gerçel değeri,
sözde değeri ve bu ikisinin bir
karmasını kullandıkları ortaya
çıkmaktadır. Bu yanılsama, ilk iki etki
kadar bilinmediği için, az bilinen bir
çalışmada, tutumbilimsel (ekonomik) iyi
olmada, gerçel değerin; mutluluk
değerlendirmesinde, sözde değerin ve iş
değiştirmede ikisinin bir
karmasının etkili olduğu
bulunmuştur.
Bulgular ve Değerlendirme
Bahşedilme Etkisi: Çeşitli
çalışmalarda sürekli rastlanan
bahşedilme etkisi, bu çalışmada ortaya
çıkmamıştır. Bu durum,
soruların, katılımcıların
yarısına YTL üzerinden, diğer
yarısına TL üzerinden sorulmasından
kaynaklanmış olabilir.
İkisi de TL üzerinden düşünen
alıcı ve satıcı arasında
bahşedilme etkisine
rastlanmamıştır. İkisi de YTL
üzerinden düşünen alıcı ve
satıcı da bahşedilme etkisi
sergilememiştir. Öte yandan, YTL-TL
çaprazında bakıldığında,
önemli bir bulgu ortaya çıkmaktadır: YTL
üzerinden düşünen satıcı ile TL
üzerinden düşünen alıcı arasında
bahşedilme etkisi ortaya
çıkmıştır. YTL üzerinde
düşünen satıcı, TL üzerinden
düşünen alıcıyla
karşılaştırıldığında,
daha yüksek bir değer biçmektedir. Bu bulgu,
benzer alanlarda yapılan
çalışmaların önerisini
doğrulamaktadır: satıcı,
bahşedilme
bakışımsızlığı
nedeniyle, 1-2 YTLyi az bulmakta, üstüne eklmektedir.
Satıcıya göre, 1,000,000 Lira ve 2,000,000
Lira arasındaki fark, 1 YTL ve 2 YTL
arasındaki farkla aynı değildir. 1 YTL
ile 2 YTL arasındaki fark, yansıbilimsel
(psikolojik) açıdan daha az gelmektedir.
Alıcı ise, yine bahşedilme etkisi
nedeniyle, 1 YTL ve 2 YTL arasındaki farkı
az bulmamaktadır, çünkü TL üzerinden
düşünmektedir: 1 YTL ile 2 YTL arasında,
alıcıya göre, 1 milyon birim vardır.
Çıpa Etkisi: Yüksek değerlerle
başlamanın, düşük değerlerle ya da
bir başlangıç değeri vermeden
değer biçmeyle
karşılaştırıldığında,
daha yüksek değerler vermeye yol
açtığı ortaya
çıkmıştır. Bu, beklenen bir
bulgudur. Çıpa etkisinin varlığı,
daha önceki birçok çalışmada zaten
gösterilmişti.
Öte yandan, hiçbir başlangıç değeri
verilmeden yapılan değerlendirmelerde, YTL
ile istenen değerlemelerin TL ile istenen
değerlenmelerden daha yüksek miktarlara
vardığı ortaya
çıkmıştır ve bu bulgu, bir
insanın, satıcı ya da alıcı
olmasından bağımsızdır.
Diğer bir deyişle, YTL,
satıcıların da
alıcıların da gözünde,
yansıbilimsel olarak daha düşük bir
değere sahiptir. Bunun yanında, düşük
ve yüksek başlangıç değerleri
verildiğinde, bu bulgunun yinelenmediği
görülmüştür. Kısaca belirtmek gerekirse,
insanlar, YTLyi daha az değerli görmektedirler.
1 YTL ile 1 milyon TL, onlar için, eşit
değildir. Ederlerin YTL ve TL
algısında, yüksek ve düşük çıpa
durumlarında fark çıkmaması da dikkate
değer bir olgudur. Bu, şöyle yorumlanabilir:
ederler üzerinde, devlet, kısa ya da uzun süremli
olarak denetim sağlarsa, YTLnin TL
karşısındaki değersizliği
ortadan kalkabilir.
Para Etkisi: Bu çalışmada para etkisine
rastlanmamıştır. Amerikada
yapılan bir çalışmada, yukarıda
belirtildiği gibi, insanların, tutumbilimsel
iyi olmada, gerçel değerlere; mutlulukta, sözde
değerlere ve iş değiştirmede bu
ikisinin bir karmasına dayandığı
bulunmuştu. Oysa, Türkiyede yapılan
çalışmamızda, insanlar, tutumbilimsel
iyi olma için de, mutluluk için de, gerçel
değerleri kullanmışlardır. Bu
bulgu, Türkiyedeki yapının son
yüzyıldaki
istikrarsızlığından
kaynaklanabilir. Bu istikrarsızlık, Türkiye
insanını gerçel değerlere odaklanmaya
itmiş olabilir. İş
değiştirmede ise, beklendiği gibi,
gerçel ve sözde değerlerin bir karmasından
yararlanıldığı gözlemlenmektedir.
Öte yandan, iş değiştirmede, TL ve YTL
için ayrı ayrı değerlendirme
yapıldığında,
katılımcıların, TLde, daha çok,
gerçel değere ağırlık
verdiği; YTLde ise, daha çok, sözde değere
ağırlık verdiği
anlaşılmaktadır. Bir kez daha
görülmektedir ki 1 milyon TL, 1 YTLye eşit
değildir. Aynı sorunun, TLyle ya da YTLyle
sorulması, yanıtları tersine
çevirmektedir. YTL, insanlar için bir belirsizlik
kaynağıdır. YTLnin
yarattığı belirsizlik, onların
gerçel değerlerle düşünmelerine engel
olabilmektedir.
Son değerlendirmemizi yapıp sözümüzü
bitirmeden önce, 3 tür makineden söz etmek, bundan
sonra yapılacak toplumsal deneylerde daha
dikkatli olmayı umarız sağlayabilir.
Bilişsel bilimci Johnson-Lairde göre, üç tür
makine vardır:
1) Kartezyen (Dekartçı) makineler: Bu
makinelerde temsil yoktur. Gelen girdilere
çıktı verirler.
2) Craikgil (Kreykgil) makineler: Bu makineler,
dış dünyayı temsil ederler. Girdileri
yorumlama yetisine sahiptirler.
Çıktıları, bu yetinin ürünüdür.
3) Kendine gönderme yapan makineler: Bu makineler,
adından da anlaşılacağı gibi,
temsil etmenin ötesinde, temsillerin üstüne
çıkabilmektedirler. Yaşanan
gelişmelerin kendilerine olan etkilerini
anlayabilmekte, buna göre hareket edebilmekte,
diğer bir deyişle, kendi kendilerine geri
bildirim verebilmektedirler.
İnsanların yaşamlarıyla oynamak
bir yana, YTLyi önerenler ve bunu uygulamaya
sokanlar, yeterince araştırma yapmadan ve
yaptıklarının sonuçlarını
gerçekte kendileri de bilmeden büyük bir deney
yapmaktadırlar. Bilinmesi gereken bir şey
var: İnsan, ne Kartezyen bir makinedir ne de
Craikgil bir makine. İnsan, kendine gönderme
yapan bir makinedir ve küçücük tepkiler birikip,
altı sıfırın
atılmasından beklenen etkiyi tersine
çevirebilir.
YTL aralıklarının daha küçük olarak
görüldüğü ortaya çıkmaktadır. Az önce
belirtildiği gibi, yetkililer, bu konuda
yeterince çalışma
yapmamışlardır. Çalışma
yapsalar bile, insanı, Kartezyen ya da çok çok
Craikgil bir makine olarak görmüşlerdir. Alt
tarafı altı sıfır atıyoruz
diyebilmektedirler. Sonuçlarının geçici mi
kalıcı mı olduğunu
bilemediğimiz YTL uygulaması, ülkemizde
görmeye alıştığımız,
hazırlıksızlık ve
ihmalkarlıktan kaynaklanan felaketlere bir
yenisini eklemez umarız.
Ulaş Başar Gezgin/ 26.12.2004
ulas at teori nokta org
Uzman yansıbilimci (psikolog)
Yeni Zelanda, University of Canterbury, insanbilim
(antropoloji) doktora adayı
ODTÜ, Enformatik Enstitüsü, bilişsel bilimler
doktora adayı
Abone olduğum bilişsel bilim (cognitive science) e-posta listelerinden birinde okuduğum enteresan bir e-postayı paylaşmak istiyorum. Gönderen kişi Ulaş Başar Gezgin, Canterbury University'de ve ODTÜ'de bilişsel bilim doktorası yapan bir araştırmacı. Söz konusu yazı yayınlanmak üzere olan bir makalenin ana temasını yansıtıyor ve özet niteliğinde.
YTL'ye geçişin psikolojik olarak basit bir matematiksel eşitlikten çok farklı olduğuna dair bazı deney verileri mevcut ve şaşırtıcı sonuçlar söz konusu...
YTL'ye geçişin psikolojik olarak basit bir matematiksel eşitlikten çok farklı olduğuna dair bazı deney verileri mevcut ve şaşırtıcı sonuçlar söz konusu...
Zaten, bilimsel olarak düşündüğümüz zaman, bu milletin yaşıyor olması ihtimali bile çok düşük. Ayda 200 Milyon TL maaş ile ev geçindirmeyi beceren insanın (ki matematik eğitimi de almamıştır, doğaçlama yapar hesap kitap işlerini) böyle ehven durumları aşamayacağını düşünmek zor.
Kısaca, T.C. Sınırları içinde yaşamak gibi muazzam bir sorunu çözmeyi başarmış bu millet, bu sorun için leblebi yemek kadar bile cefa çekmez..