LinkedIn hakkinda: Dezavantaj demedim, sadece onu yapiyor dedim. FB onu ve daha fazlasini yapiyor.

FB'nin en buyuk katmadegeri, uygulama API'ini zamaninda herkese acmis olmasidir ve uygulamalari barindirmak icin hicbir ucret talep etmemesidir. FB'nin kuvveti budur, ve kullanim baglaminda eglenceli olmasidir. Bedava barindirma ve reklam gelirleri uzerinden cok iyi para kazanan uygulama gelistiricileri var.

Arama motoru ornegine geri donecegim: Arama motorunu degistirmek icin SADECE SIZIN baska bir URL'e gitmesi yetiyor. FB'yi degistirmek icin TUM ARKADASLARINIZIN sizinle beraber gitmesi gerekiyor. Bu sebeple bu tur gecis daha zor olacaktir. Eger FB "buyuk bir hata yapmazsa" bu kullanici grubunu kaybetmez.

FB hakkinda bu kadar kesin olmamamin/olmaya ugrasmamin bir sebebi var: Yakin zamanda social uygulama yazmak icin etrafa bakiniyorum... Su anda gelecek FB'de gozukuyor ve kodu onun arkasina koymak zorundayim.

FB gibi bir social net sitesi degistirmek, arama motoru degistirmek kadar kolay degildir. O bahsettiginiz ornekleri biz de biliyoruz. Butun arkadas listesiniz cartiniz curtunuz FB'de... LinkedIn'den Facebook'a gecildi, fakat bir sonraki atlayis bu kadar kolay olmayacaktir. LinkedIn, gelistirme ortamini vaktinde acmamisti ve envai turden uygulamayi bastan saglamamamistir. Bu yuzden sadece is kontaklari ortamina hapis kaldi... FB'nin durumu degisik.

Bu API'in arkasinda Netscape kurucularindan Andressen (?) de var. 'Social networking yarışı daha bitmedi" diyor. Uzugunum ama bence bitti. Herkes Facebook ta. Kodlamasi biraz kabaca olabilir, acik API muhakkak daha iyi olurdu, fakat bundan sonra Microsoft vs Apple, "teknik olarak mi piyasaca kabul goren mi" turunden bir tartismaya giriyoruz, ki onun galibinin kim oldugunu daha once pek cok kez gorduk. Kullanicilar commit ettikleri ortamda kalmayi sececekler, eger Facebook bu open API'i uygularsa o baska mesele, ama durum FB vs otekiler olursa otekiler kaybedecek gibi gozukuyor.

Kesinlikle katiliyorum. Hele Hurriyet gibi "merkez oldugu" zannedilen ama basbayagi buyuk patron ve fasist ulusalci olan gazeteler, ozellilke su siralarda, tam zamanli ugrastigi kitle manipulasyonu ile ugrasiyorlar. Fakat insanlar bu durumu anlamaya basladilar, Hurriyet ozellikle Cbaskanligi seciminden bu yana felaket tiraj kaybediyor..

http://www.netgazete.com/ratingtiraj/tiraj.htm

Teknolojinin mumkun kildiklari, olacaktir. Metroya binip bir arkadasinizi ziyaret edince "dogal teknik" mi uygulamis oluyorsunuz? Hayat teknolojinin mumkun kildigi yonlere dogru sekillenir.

Cig et zor cignenir. Ilk insan eti ateste pisirerek onu yumusatmayi ogrendi, boylece daha fazla protein yiyebildi, gucu artti, etki sahasi genisledi. Ates teknolojisi adamin hayatini gelistirdi. Bunlarin hepsi benzer seyler.

Teknoloji, uretim yontemi ve bilahere hayat cok hizli degisiyor. Buna bagli olarak dil degisim geciriyor. Boyle bir degisime merkezi bir kutlenin erismesi mumkun degildir. Cunku degisimin kendisi merkezi degildir.

Dil, ne kabul gorurse o'dur. Kultur ne yaparsaniz o'dur.

Google sahiplerden birinin Sergey Brin'in ABD'ye goc eden bir Rus akademisyenin oglu oldugunu hemen hatirlatalim burada.

Ne yapsin adam .. o da bir tarafindan tutmus iste.. :) Degisikliklerin paylasilmasi zorunlulugu, GPL, kafana gore takil, KGPL, ve envai turden lisans farklarini anlayacak durumda degil, kaynagin acik olmasini anlamis, patch programininin guzelliklerini ileride anlar. Tokatlamayalim derim.

Blog'u okuyun sebebini anlayacaksiniz

Bu stratejik hamlenin amaci su: Sun IBM tarafindan alinmak istiyor. Bunun icin gorusmeler yapildi ama IBM isi ucuza kapatmak istiyor, bir tamam bir sonra diyor falan.. Sun da bunun icin IBM'i en cok galeyana getirecek hareketi yapti, biz de BORG oluruz dedi.. Cunku IBM'in nefret ettigi tek bir sey varsa o da Borg, ve daha fazla sirketin Borg'a katilmasi.

http://fakesteve.blogspot.com/

Ustteki blog, "guya" Steve Jobs'in agzindan yazilan bir blog. Sahibi gecende desifre edildi, adam Forbes'un editorlerinden biriymis. Teknoloji sektorunu iyi biliyor, oldukca iceriden "insider" yorumlari yapiyor. Desifreden sonra da Steve Jobs gibi yazmaya devam etmekte..

Herneyse, konuyla alakali direk link surada:

http://fakesteve.blogspot.com/2007/09/this-is-where-i-go-to-get-my.html

Komik bir oneri. Ama cidden, fikir urunlerine deger bicilmesinin ciddi bir sekilde masaya yatirilmasi lazim. Bu tum dunya icin gecerli. Acaba Digg usulu bir odullendirmemi getirilse tum fikir urunler icin? Einstein konusunda haklisiniz, cogu "buyuk" bilim adaminin az makalesi oluyor. Ama bu makaleler muthis referans ediliyorlar. Bir agirlik lazim belki de eger C = citations P = publications ise W = worth = C * C_weight + P * P_weight gibi.. :)

Dunyayi degistiren makalelerin tanim itibari az olmasi normal, fakat ben tutorial makalelerinden cok faydalaniyorum (bu makalelerin cite index'i yuksek olur bu arada eger iyi yazilmislarsa).

"Bizim" egitim sistemimiz mi? Yayin sayisinin basari kistasi olmasi her ulkede gecerli. Ingilizce "publish or perish" deyimi/esprisi bu yayin sayisi ve basari arasinda kurulan ilintiden ve bunun akademiyada herkes tarafindan bilinmesinden ileri geliyor.

FAKAT son verdiginiz ornek bence cok onemli. Yayin sayisinin hocalar uzerinde gereksiz baski yaratabilecegine de katiliyorum. Bu baskilardan kurtulup istedigi yone gidebilmek akademik bir ozgurluk parcasi olabilmeli aslinda. Ote yandan basari bir sekilde olculebilmeli, onu yapacak baska bir yontem bulmak zor herhalde.

Intihalci rektorlerin (!) oldugu memlekette bunlar olur, evet.

Tam bir rezalet... Hepsinin Turkiye'den olmasindan utandim. Akademiyada bu tur asalaklar farkedilir aslinda, bu sebeple ulke arastirma istatistiklerinde yayin yapma degil referans edilme sayilarina bakiyrolar.

random.org atmosferdeki gurultuyu kullanarak rasgele sayi uretebiliyor.

Sikayet edenler kullandiklari hissiyatinda iseler onlar da bir site acip kullanmaya baslasinlar! digg.com, youtube.com ellerini tasin altina koyup bir _altyapi_ hazirlamislar, ve pazarlamayi yapip isimlerini duyurmuslar, ve sonucunu aliyorlar. unutmayalim ki icerik ureticileri, yani kullanicilar, icerikleri hakkinda oldukca "anarsist" olabiliyorlar - gecende olan digg arbedesini (contraversy) hatirlayalim. kullanici kraldir, kimin sitesinde olursa olsun. buna web 2.0, 3. akim, 4. metot diyebilirsiniz, sonuc degismez. buna en iyi izin veren sirket, metot, altyapi kazanacaktir.

Bir duzeltme: Proje, ilk "Java bazli" acik yazilim USARSim arac kontrol programidir.

Ek: Ardabot, Bogazici Universitesi Otonom Robotlar dersinde odev projesi olarak baslatilmistir.

Sanayi mentalitesi ile bilgi/servis mentalitesi arasinda cok buyuk ucurumlar var. Cagimizin en buyuk kavgalari bu iki akim arasinda olacak bence..

http://muratkarun.blogspot.com

boyle ciddi bir sistemi TR kullanicilarina kazandirdiklari icin TUBITAK'i ve Pardus ekibini gonulden kutlarim, bravo.

zeka gerektiren problem cozucu yaratici oyunlar tamam fakat bir oyun icinde surekli "takilmak" bir acaip geliyordu... hayat zaten bir oyun, oyun icinde oyuna girmeye ne gerek var? SL de en cok yaptiklari is te "ucmakmis".

second life'in kullanici verisi, erisim loglari, vs altin madeni degerinde olmali. pazarlama amacli.

bu haber ana basinda tekrarlanmadi. eger gercek olsaydi cok buyuk bir olay ve her yerde haberi cikardi. simdilik safsata gibi gozukuyor.