Web 2.0: İçeriği biz üretelim, parayı onlar kazansın?

0
FZ
dsully: lütfen en fazla 2 cümle ile bana web 2.0'ı tarif et.
jwb: içeriği sen yaparsın. parayı onlar alır.

Acaba gerçekten böyle mi? Ya da bu noktaya nasıl gelindi? Internet, alışık olduğumuz anlamda Internet olmaktan çıkıyor mu? Mute'a InfoEnclosure 2.0 başlıklı bir makale yazan Dmytri Kleiner ve Brian Wyrick tam da bu konuyu ele alıyorlar.
Ana tema şu: Web 2.0 rüzgarı temelde içerik paylaşımını tabana yayıp demokrasiye hizmet eder gibi görünmekle birlikte aslında içerik dağıtımının gittikçe merkezileşmesi mekanızmasını gizliyor. Yatırımcılar son kullanıcıların beş kuruş talep etmeksizin sürekli üretip durdukları içeriği sahipleniyor, özgür yazılımın sunduğu teknolojik olanaklardan faydalanıyor ve Internet'in hiyerarşik olmayan yapısı ile P2P iletişimi baltalıyorlar.

Yazarlar, günümüzün popüler içerik servislerinin (video, blog, vs.) çok ön plana çıkarken tamamen dağıtık ve merkezi bir kontrolü olmayan Usenet, P2P paylaşım ağları gibi teknolojilerin hak ettikleri ilgiyi görmediğini, Internet kullanıcılarının farkında olmadan özgürlüğü kendi elleri ile şirketlere teslim ettiklerini vurguluyorlar, bununla ilgili örnekler veriyorlar.

Durum bu makalede resmedildiği kadar vahim mi? Ya da şikayet edilen şeylerin çözümü yine Internet'in kendisinde mi saklı? İnsanlık şimdiye kadar sahip olduğu en ucuz, en anarşik, özgür ve en küresel iletişim ve eğlence platformunun zarar görmesine gerçekten göz yumacak mıdır?

FM ahalisi bu tür sistemlerin hem geliştiricisi hem de kullanıcısı olarak acaba bu konuda ne düşünmektedir?

Görüşler

0
wizzyfx
Bence tamamen yanlış bir açıdan yaklaşılmış. Web 2.0 şirketleri içeriği satmıyorlar ki, içerik sayesinde çektikleri kullanıcılar sayesinde para kazanıyorlar. İçerik sadece kullanıcıyı çekmek için var. Ayrıca içerik üreticileri de derli toplu olarak tasarlanmış, indekslenmiş bir ortamda içeriği sunma şansını yakalıyorlar. Yani aslında herkes kazanıyor.

Hiçbir p2p sisteminin bu kadar kullanışlı ve erişilebilir olabileceğini sanmıyorum.
0
sefalet
Bence yazı mantıksal olmaktan çok melankolik bir yaklaşım sergiliyor. Kanımca kapitalist sermayenin P2P'yi hedef aldığı veya genelağ sürecini büyük oranda etkileyebildiği şeklindeki önermeler çok tutarlı değil. Youtube veya başkasının büyük bir sermaye gurubu tarafından alınması kapitalizmin P2P'ye derin yok etme çabası içinde olduğ şeklinde yorumlamak biraz zor.

Aslında yazının ana fikri son paragrafında bulunuyor ki ona da katılamıyorum. En azından neden-sonuç ilkesinin gücünü hesaba katan biri olarak. Tarihin her dönemi için, her gerçekleşmiş olgunun daha iyisinin olabileceğini söylemek mümkün. Fakat belli sınırlar içinde. Geçmişe dair farklı seçeneklerin çoğunlukla kurgusal olacağını da unutmayalım. Bu biraz Amerika'da 19. yy. başında su sıkıntısı olmasaydı, bugün suyla çalışan otomobillere biniyor olurduk gibisinden yaklaşımlara benziyor. Yani fazlasıyla kurgusal (spekülatif).

Ama gereksiz de bulmuyorum bu tür yaklaşımları, tam tersine gelecek açısından yeni seçeneklerin bulunmasında katkı sağlayıcı bir etkisi olucaktır. Bunun yanında yazıda bahsedilen kapitalist gelişmenin genelağı merkezileştirdiği ve dolayısıla P2P gibi daha özgür ve sermaye odaklı olmayan oluşumların köreltdiği yönündeki görüşe katılmıyorum. Bence genelağ belli odaklardan çok fazla etki alarak yoluna devam eden bir oluşum değil. Merkeziyetçi olmayan yapısı, bir kaç protokole veya erişim sağlayıcıya da bağlı değil. Daha çok doğası gereği genelağın anarşist bir özelliği var.

Eskilerden bolca örnekler veriliyor ama örneğin bir kablosuz erişimin gelecekte oynayabileceği özgürlükçü rol hesaba katılmıyor. Tamam belki eskiden verileri alırken ve gönderirken eşit hızda hareket etmek mümkündü veya küçük servis sağlayıcılar ile genelağa ulaşılabiliyordu fakat çok yakın gelecekte her bir dizüstünün bağımsız birer mini servis sağlayıcı olabilme olasılığını da görmek gerekiyor.

Materyalist bir bakış açısıyla bakınca, Google'ın yerine P2P araması olabilirdi gibisinden önermeleri tutarlı bulmak kolay değil. Bu gerçekten daha iyi bir seçenek ise geçmişte veya bugün olmasa bile gelecekte olacaktır.

Bundan bir kaç sene öncesine kadar kim genelağ trafiğinin büyük oranda video üzerine olacağını söylerdi. Kim bundan sonra böyle olacağını söyleyebilir?
0
simor
Ah yaşasın yaşasın 6 kere genelağ dedin. Dilimizi saflaştırmaya 999.089.983.252.000 adım daha yaklaştın.
Yine boş bir yorum salatası.

Tarz diye buna derim işte.
0
haziran
Farklı birşeyden bahsediyor herhalde yada genel ağ fetişisti filan da olabilir :)
Ama ben arkadaştan bu kelimelerin de öz türkçe karşılıklarını bekliyorum :
kapitalist, P2P, Youtube, kapitalizm, anarşist, Google
İnternet için Türkçe karşılık bulunbiliniyosa Google için neden bulunmasın :)
0
simor
genel ağ, uluslararası ağ, enternasyonal ağ, internet, uluslararası şebeke, enternasyonal şebeke veya "international network"ün birleşik ismine benzer olarak "enterşebek"!! bile denebilir.

Fakat bu kişinin doğrularla veya yanlışlarla ile ilgisi yok. Gazla çalışıyor bazı zihniyetler yapacak birşey yok. Bir şekilde güvendiği birisi bu doğrudur der ve tartışmaya açık değildir bu insanlar.

O yüzden dediğiniz kelimelerin karşılığını sorarken küfür işitebilirsiniz aman dikkat.
0
yilmaz
doğrusu "genel ağ" olacak.
0
skorsky
Sikayet edenler kullandiklari hissiyatinda iseler onlar da bir site acip kullanmaya baslasinlar! digg.com, youtube.com ellerini tasin altina koyup bir _altyapi_ hazirlamislar, ve pazarlamayi yapip isimlerini duyurmuslar, ve sonucunu aliyorlar. unutmayalim ki icerik ureticileri, yani kullanicilar, icerikleri hakkinda oldukca "anarsist" olabiliyorlar - gecende olan digg arbedesini (contraversy) hatirlayalim. kullanici kraldir, kimin sitesinde olursa olsun. buna web 2.0, 3. akim, 4. metot diyebilirsiniz, sonuc degismez. buna en iyi izin veren sirket, metot, altyapi kazanacaktir.
0
yilmaz
Youtube vb siteler bizim üzerimizden para kazanıyor. Fakat biz de bu arada ücretsiz dosya paylaşmış oluyoruz. 30mb boyutunda bir videoyu kendi sunucunuzda barındırsanız ve günde 10 kişi bu videoyu izlemeye kalksa ayda 9gb bant genişliği kullanır. Bu ciddi bir masraf. Hem ücretsiz olsun hemde ücretsiz hizmet veren kuruluş bu işten para kazanmasın demek yanlış olur.

Buna benzer hizmet veren sitelerdeki görüntü kalitesini göz önünde bulundurursanız. İleride HD yayın yapmayacaklarsa p2p ağlara zarar vereceklerine inanmıyorum. HD yayin yapacaklarsa da kazanan yine biz oluruz.
0
wizzyfx
HD demişken, tam olarak HD sayılmasada şu anda gayet tatmin edici bir görüntü kalitesine sahip. http://www.viddler.com
0
arikan
web2.0 ve p2p üretim / kazanç dengesine dair Türkçe yazılmış bir gözlem:

Internet Televizyon Nasıl Çalışır?
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

FBI 10 yıl önce OpenBSD IPSEC 'e gizli arkakapılar(backdoors) ekledi!!

y0rk

GoVirtual Education CEO'su Gregory Perry FBI ile imzaladıgı NDS in bitiminden hemen sonra bir itirafta bulundu. 10 yıl önce FBI tarafından OpenBSD IPSEC içersine birden fazla backdoor yerleştirdiklerini duyurdu. openbsd kullanan vpn ve firewall lar artık güvenli degil, VMWare VSphere in durumu ise tartışılır duruma geldi.

Açık kaynak ve Özgür yazılım hakkında bir anket

butch

İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde Açık kaynak ve Özgür yazılım hakkında akademik bir anket yapılıyor. Bu çalışmanın bizlere Türkiye'deki özgür yazılım bilincini göstermesi ve kullanımını doğru şekilde ölçmesi için katılım çok önemli. Aşağıdaki adresten sizde katılır ve paylaşırsanız seviniriz.

Anket (Google Docs)

Güzel bir araba (Quicktime ile IP üzerinden canlı yayın)

anonim

Bilişim 2001`i gezerken gözüme 2 şey takıldı: 1`ncisi Türkiye`de özellikle IT sektöründe kriz filan yok, adamlar ucuza eleman çalıştırmak (ya da işten adam atmak) için krizi bahane ediyor, 2`ncisi ise bir araba, bu araba gerçekten ilginç idi, bir canlı yayın arabası idi arabanın diğer TV`lerdeki canlı yayın araçlarından tek farkı bu araba IP yani internet protokolü üzerinden canlı yayın yapıyordu. Biraz inceledim ve detaylı bilgi sahibi olmaya calıştım ve hayretler içinde kaldım, neden mi fikir acayip güzel ve hiç de zor bir olay değildi yani böyle bir araba yapmak öyle çok büyük teknik bilgi gerektirmiyordu.

Fazlamesai'ye soralım: Do you seek ICQ?

sundance

15 Kasım 1996'da çıktığında kısa sürede fenomen olmuştu. Dört İsrail'li gencin ortaya attığı anında mesajlaşma sistemi ICQ, Internet'e bakış tarzımızı tek başına değiştirmişti. Öyle ki Internet'in e-mail, web, irc ve ICQ'dan oluştuğunu söyleyenler bile vardı.

Bu şaşırtıcı başarı kısa sürede en büyük Internet firması olan AOL'un para benim değil mi?® felsefesi doğrultusunda ICQ'u satın alması ile en başarılı startup satışlarından birine döndü.

Peki o ilk göz ağrımız ICQ nereye gitti?

Sistem Yöneticileri Günü

FZ

Onlar çoğu kişi için görünmez adamlar. Bilgi işlem odasının soğuk koridorlarında gezen ve şirketin kesintisiz bir şekilde çalışmasını sağlayan insanlar. Ancak bir problem çıktığında hatırladığımız meçhul kahramanlar. Hâlâ tahmin edemediyseniz söyleyelim: Onlar Sistem Yöneticileri ya da çoğumuzun alışık olduğu deyişle SA veya SysAdmin ve bugün onların günü, 26 Temmuz Cuma günü resmi Sistem Yöneticisi Günü olarak belirlenmiş durumda.

364 gün boyunca takdir etmeyi çok fazla aklımızdan geçirmediğimiz bu insanlara bir günü çok görecek değiliz herhalde! Yeni bilgisayarları ağa ekleyen, yeni kullanıcı hesaplarını açan, sistem yazılımlarını kuran, virüslerin yayılmasını engelleyen ve her türlü soruyu (abuk sabuk olanlar da dahil) cevaplayan bu cefakâr insanların duygularını belki de en iyi bu karikatür yansıtıyor.

Bugün Sistem Yöneticinizin şirket için ne kadar çalıştığını düşünün ve ona bir hediye alın (olası hediyeler ve asla alınmaması gerekenlerin güzel bir listesini ilk linkten öğrenebilirsiniz), en azından bugünü duyurarak ona hak ettiği saygıyı gösterin.