Çok ünlü bir Zen atasözü vardır
`Yürürken yürü, yemek yerken yemek ye, uyurken uyu`
Çevremdeki insanlara (ve bir ayna vasıtasıyla kendime) bakıyorum da, sanırım tarih boyunca hiçbir zaman bu ilkeden bu kadar uzaklaşmış olamayız. Baksanıza tek bir işi bile düzgün beceremiyen (güya multitasking) Windows işletim sisteminde (gözünü sevdiğimin Amiga`sı), bir taraftan ICQ`dan yazışırken, bir taraftan Internet`de haber yazıyor, bir taraftan da sırtım dönük televizyondan bir film `dinliyorum`
Yürürken sadece bir angarya yapıyoruz, yemek yerken bilgisayarla uğraşıyoruz, uyurken televizyon seyrediyoruz. Yani hiçbir işi tam yapmıyoruz...
`Yürürken yürü, yemek yerken yemek ye, uyurken uyu`
Çevremdeki insanlara (ve bir ayna vasıtasıyla kendime) bakıyorum da, sanırım tarih boyunca hiçbir zaman bu ilkeden bu kadar uzaklaşmış olamayız. Baksanıza tek bir işi bile düzgün beceremiyen (güya multitasking) Windows işletim sisteminde (gözünü sevdiğimin Amiga`sı), bir taraftan ICQ`dan yazışırken, bir taraftan Internet`de haber yazıyor, bir taraftan da sırtım dönük televizyondan bir film `dinliyorum`
Yürürken sadece bir angarya yapıyoruz, yemek yerken bilgisayarla uğraşıyoruz, uyurken televizyon seyrediyoruz. Yani hiçbir işi tam yapmıyoruz...
Hatta hiçbirşey hissetmeyen bir öküz olduğu için yer yer aşk zannettiği 'şeyi', monotonlukla karşılaştığında bırakabilen bir flortebiyendir.
Artık insan dünyayı yaşamamakta onunla flört etmektedir.
Vay halimize diyorum arkadaşlar...