95 kişiye bir kahvehane, 65 bin kişiye bir kütüphane düşen Türkiye'de insanlar televizyon okuyor, kitap seyrediyor!
Dünyada son birkaç yıldır bu konuda kıpırdanmalar var ve Türkiye'de de yavaş yavaş destek buluyor. Karar sizin, ya "canım abartacak bir şey yok, bak ne güzel kaliteli diziler var seyredip eğleniyoruz, vakit geçiyor, hem bak Discovery var National Geographic var çok acayip bilgileniyoruz, pek bir kültürleniyoruz" cümleleri ile kendinizi avutacaksınız ya da hiçbir şeyin göründüğü kadar masum ve naif olmadığının farkına varıp televizyonunuzu bir süreliğine kapatıp ve bir şeyler okumaya başlayacaksınız.
En nihayetinde zoru başardık gene. Türkiye televizyon seyretme istatistiklerinde 1. sıraya oturdu, ne kadar gururlansak azdır. Günde 4 saatlik ortalama ile ABD'yi geçerek televizyon konusundaki azmimizi cümle aleme kanıtladık.
Bunlar olurken bir de baktık ki kitap okuma konusunda da gelişmekte olduğunu iddia eden bir ülke olarak kırılması zor bir rekora imza atmışız: Ortalama bir Japon vatandaşı yılda 25, ortalama bir İsviçreli yılda 10 ve ortalama bir Fransız yılda 7 kitap okuyorken Türkiye'deki dünyaya bedel her 6 vatandaşımıza yılda bir kitap düşüyor! Çocuklarımızın kitap okumasındaki en önemli engelleyici faktörlerden biri olarak TV görünüyor.
Bunlar olurken bir de baktık ki kitap okuma konusunda da gelişmekte olduğunu iddia eden bir ülke olarak kırılması zor bir rekora imza atmışız: Ortalama bir Japon vatandaşı yılda 25, ortalama bir İsviçreli yılda 10 ve ortalama bir Fransız yılda 7 kitap okuyorken Türkiye'deki dünyaya bedel her 6 vatandaşımıza yılda bir kitap düşüyor! Çocuklarımızın kitap okumasındaki en önemli engelleyici faktörlerden biri olarak TV görünüyor.