İsmi lazım Değil

0
butch
Herkesin haberi vardır. Mart ayı başında İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından düzenlenen Özgür Yazılım ve Açık Kaynak Günleri etkinliğinin konuklarından biri de Miguel Icaza idi. Özgür yazılım dünyasının bu önemli simasıyla tanışmak için herkes sıradaydı. Bu ortam sağlandı da. Çeşitli gazeteler, televizyonlar , web siteleri söyleşiler gerçekleştirdiler.
Ancak bu söyleşileri gerçekleştirenlerin bir kısmı etkinliğin adından bahsetme zahmetinde bile bulunmuyorlar.

Oysa 3 yıldır düzenlenmekte ve tüm dünyadan önemli yazılımcıları, Türk bilişimcilerle hiçbir beklenti olmaksızın buluşturmakta olan etkinlik en azından bir iltifatı haketmektedir.

Biz mi çok alıngan davranıyoruz?

Görüşler

0
FZ
Haydi iltifatı geçtim de, söz konusu etkinliğin ismini, cismini belirtmemek, bundan özenle kaçınmak, "... bir organizasyon için Türkiye'de bulunan Miguel de Icaza..." diye habere girmek falan... Yani en hafif tabir ile "ayıp"tır! Milliyet gazetesine ve C#nedir sitelerine hiç mi hiç yakıştıramadım doğrusu! :-(

Bilgi Üniversitesi uluslararası bir organizasyon düzenliyor, size imkan sağlıyor, geliyor röportaj yapıyorsunuz, çekimlerinizi gerçekleştiriyorsunuz ve sonra bu malzemeyi kullanırken bu organizasyonun ismini dahi ağzınıza almaktan çekiniyorsunuz.

Üzgünüm ama haberdeki o cümlenin "kazara" gerçekleşmiş bir "unutkanlık" olduğunu filan düşünesim yok bir türlü. Kendi adıma her iki sitenin yetkililerinin sorumlu davranmalarını, gerekli düzeltmeyi yapıp Özgür Yazılım ve Açık Kaynak Günleri 2005'e göndermede bulunmalarını bekliyorum.

http://open.bilgi.edu.tr/workshop/
0
ygozudeli
Yanlış anlamayın ama herkesin haberinin olduğunu sanmıyorum. Ben açık kaynakçı değilim fakat açık kaynağa karşı da değilim ve bu türden bir etkinliği bu ülkeye kazandırdığınız için teşekkürler.

Ancak, bu tür olaylarda, köşelerde kırgınlık-teessüf iletmekle bir kazanım edinebileceğinizi sanmıyorum. Bunun yerine bir bülten hazırlasanız ve ilgili arkadaşlara hatta verivizyon.com'dan bize, diğer topluluk sitelerine, dergilere vs.. iletseniz eminim ki, daha fazla insana bu güzel etkinliklerinizi duyurabilirsiniz/duyurabiliriz...

Amaç kitlelere erişmek ise, böylesinin size daha fazlasını kazandıracağından eminim.

Öte yandan, 'Miguel Icaza' Türkiye'ye sizin etkinliğiniz için gelmiş olabilir. Burada bahsettiğiniz sitelerin röportaj yapmasına siz aracılık ettiniz ise, evet bence de bir teşekkür borçlular... Ama bunun aksine ilgili şahsı kendileri bulup bir ropörtaj yaptılarsa bence fazla şey bekliyorsunuz...Kaldı ki Sefer Bey'ler de açık kaynağa karşı olan bir topluluk değil, yaptıklarının da kasıtlı olduğunu sanmıyorum, sadece gözden kaçmıştır. Tanıtım için sizin 3.sitelerle temas kurmanız gerekir...


Başarılı organizasyonunuz için tebrikler... Gelecek etkinliğinizi umarım biz de duyurabiliriz... İyi çalışmalar..

Yaşar Gözüdeli
(verivizyon)
0
FZ
Öte yandan, 'Miguel Icaza' Türkiye'ye sizin etkinliğiniz için gelmiş olabilir.

Olabilir değil, tam olarak öyle oldu. Arada büyük fark var.

Burada bahsettiğiniz sitelerin röportaj yapmasına siz aracılık ettiniz ise, evet bence de bir teşekkür borçlular...

Evet, Bilgi Üniversitesi aracılık etti. Evet, teşekkür borçlular.

Ama bunun aksine ilgili şahsı kendileri bulup bir ropörtaj yaptılarsa bence fazla şey bekliyorsunuz...

Fazla bir şey beklenmiyor. Beklenen şey "... bir organizasyon..." yerine ilgili organizasyonun ismiyle, cismiyle belirtilmesi. Çok şey midir?

Kaldı ki Sefer Bey'ler de açık kaynağa karşı olan bir topluluk değil, yaptıklarının da kasıtlı olduğunu sanmıyorum, sadece gözden kaçmıştır. Tanıtım için sizin 3.sitelerle temas kurmanız gerekir...

Tanıtımdan filan bahsedilmiyor ki burada. Neden tanıtmadınız filan denmiyor kesinlikle. Etkinliğe getirtilen bir konuşmacı ile röportaj yapılması sağlandıktan sonra, söz konusu röportajın haberinde nasıl olur da etkinliğe en ufak bir göndermede bulunulmaz deniyor, haklı olarak. Sizce bu "gözden kaçan", "ufak tefek" bir hata mıdır? Basit bir unutkanlık mıdır?
Böyle olduğunu düşünmek, buna inanmaz biraz zor görünüyor şu anda ve bu şartlar altında.
0
ygozudeli
Son sorunuzun cevabını net olarak Sefer Bey ve ekibi bilir. Siz de bu cevabı öğrenmek istiyorsanız, ortalığı alevlendirmeden, soğuk kanlılıkla ve yapıcı bir üslupla bir yetkilinin ağzından açıklama bulabilirsiniz. Eminim her ne istiyorsanız, kazanımızınız şu anki tavrınızla elde edeceğinizden çok daha fazla olur....

Ama madem bu kadar ciddi işler yapıyorsunuz, gerçekten biz de tanıtımınızı yapmak isteriz. Bu konu sanıyorum artık biraz eskidi. Ama bir şekilde taze bir haberiniz olursa biz veya bir başkası, bülten yollamanız halinde sizin ülke adına yaptığınız bu etkinliğe tanıtım babından destek olmak isteriz..

Başarılar.
0
sundance
İyi niyetinize inanmakla beraber, affınıza sığınarak konu hakkında bilgi sahibi olmadan fikir beyan ettiğinizi ve bu sebeple yanılgı içinde olduğunuzu belirtmeme izin verin.

"...mış olabilir, ondan sonra ...muş olabilir" ifadeleri karşı tarafta birkaç kez kullanılınca bende laf olsun diye konuşulmaya çalışılıyor izlenimi uyanıyor.

Bu sebeple lütfen sözkonusu çıkışı/alınganlığı siz üstünüze alınmayın ya da bırakın röportajı yapanlar veya daha fazla bilgi sahibi olanlar cevap versin.
0
roktas
Yani mesele hemen kitlelere erişmek (reyting) değerine dayandı, geldi. Yoksa sorun bu değerleri fazla ön plânda tutmak olmasın? Mülakatı yapanlar (hadi kardirşinaslığı geçtim) bir zahmet Mono'ya gösterdikleri iltifatın içini Özgür Yazılım'ı anlamaya çalışarak doldursunlar.
0
ygozudeli
Ben burada tarafsız bir şekilde durumu değerlendirmeye çalışıyorum. Sefer Bey'in ya da sizin sözcülüğünüz yapamam. Ancak, her önünüze geleni 'taraf değilse betaraf edelim' düşüncesinden sıyrılmanızı öneririm. Ben size reyting demedim. Kitlelere erişmek-erişmemek gibi bir probleminiz yoksa, burada boşuna vakit sarfetmeyelim. Çünkü meselenizin göbeğinde bu var... Aksi halde ne isminizin geçmesi-geçmemesi arasındaki fark ne? Bence bu türden olayları alevlendirip, memleket elden gidiyor'a getirmek yerine, öncelikle bir hatırlatmanız gerekirdi... Sonra sakin olmanız gerekirdi.

Görünen o ki, tansiyon hayli yüksek.... Başarılar
0
FZ
O halde lütfen tarafsız bir gazeteci olarak söyleyin:

Bir kurum, uluslararası bir etkinlik düzenliyor, basın kuruluşlarını da davet ediyor. Bu basın kuruluşlarından biri de hay hay diyor, etkinliğe geliyor, etkinlikteki uluslararası çaptaki isimlerden biriyle bir röportaj yapıyor. Sonra da bu röportajı duyuruyor kendi yayın organında ve bunu yaparken de söz konusu röportajı nerede gerçekleştirdiğine, hangi etkinlik bağlamında gerçekleştirdiğine dair tek kelime dahi etmiyor, "...bir organizasyon..." diye geçiştiriyor.

Şimdi eğer siz bu durumu "doğal", "normal", "ne var ki bunda?" şeklinde algılıyorsanız o zaman zaten konuya çok farklı perspektiflerden bakıyoruz demektir. Ayrıca lütfen konuyu değiştirmeye çalışmayalım, buradaki tepki "kardeşim bizi niye tanıtmadınız" tepkisi değil ki. Söz konusu basın kuruluşlarının etkinliği tanıtmasından bahsetmiyoruz. En azından bu konuda net olalım lütfen.

0
roktas
Lütfen saniye gecikmeden gelen cevaplarınızı içinde "gerekirdi" geçen cümlelerle kurmayın. Burada konuşan insanların derdi de o oluyor. Böyle "sakin olunlar" retoriği yerine çok basit iki hareketle: (1) Siteye o bilgi, (2) bu haberin altına da çok kısa bir düzeltme (ve isteğe bağlı olarak) özür girerek mevzu tatlıya bağlanırdı. Yok bunları yapacak kişi/muhatap siz değilseniz, o zaman niye konuşuyorsunuz?
0
ygozudeli
(yanlış yere eklemişim, diğerini veya bunu silebilirsiniz...)
Hepinizden ve topluluğunuzdan özür diliyorum...
Açık kaynağa, ülke adına yapılanlara hiç bir zaman tarafsız kalamam. Sefer Beyleri de yakından tanırım. Bu nedenle, bu sorunu ilerlemeden tarafsız olarak çözmek istedim... Ve sanıyorum, son iki-üç rest çeken mesaj olmasa, rahat bir şekilde olayı çözecektik...

Ancak, yazılan bu mesajların beni çok üzmesi nedeniyle, kendime haksızlık ettiğimi düşündüm... Bu nedenle de meselenizle ilgilenmekten vaz geçtim. sizden özür diliyorum.

Bu mesajı da ortalığı karıştırıp giden adam rolünü oynamamak için yazıdım. Bir daha yazmayacağımdan emin olabilirsiniz.

Hepinize başarılar...
0
ecder
Tümüyle terbiyesizlik olarak bakmamak lazım. Çok uzun zaman "reklam olur" "aman reklama girer başımıza iş açar" mantığıyla böyle haber yapmaya alışmış bir topluluğun (hala "bir televizyon kanalında sunuculuk yapan..." türü cümleler dönüyor ortalıkta) farklı davranmaması gayet normal bence. Gazetecilik kadar eski ve artık abartılmış bir tedbirin dönüştüğü kötü bir alışkanlığa kurban olmuşsunuz. Benim iyi niyetli görüşüm budur. Kötü niyetlisine gelince...
0
ygozudeli
Hepinizden ve topluluğunuzdan özür diliyorum...
Açık kaynağa, ülke adına yapılanlara hiç bir zaman tarafsız kalamam. Sefer Beyleri de yakından tanırım. Bu nedenle, bu sorunu ilerlemeden tarafsız olarak çözmek istedim... Ve sanıyorum, son iki-üç rest çeken mesaj olmasa, rahat bir şekilde olayı çözecektik...

Ancak, yazılan bu mesajların beni çok üzmesi nedeniyle, kendime haksızlık ettiğimi düşündüm... Bu nedenle de meselenizle ilgilenmekten vaz geçtim. sizden özür diliyorum.

Bu mesajı da ortalığı karıştırıp giden adam rolünü oynamamak için yazıdım. Bir daha yazmayacağımdan emin olabilirsiniz.

Hepinize başarılar...
0
ecder
Yazılı ortamda insan istediği etkiyi sağlayamıyor değil mi? Ben yazdıklarınızdan artık niyetinizin tam olarak ne olduğunuzu göremiyorum... İlk mesajlarınız ne olduğunu pek anlamamış iyi niyetli bir insan intibaı bıraktı bende... Fakat seçtiğiniz sözcükler sizin pek de başında gözüktüğünüz gibi olmadığınızı gösteriyor. Ben mi yanlış algılıyorum? :-)
Eğer daha önce yazdıklarımdan alındıysanız size yönelik bir tavrım olmadığını bilmenizi isterim. Beni daha çok olaylar ve zaman içinde insan davranış/oluş/algılayışlarının birbirini nasıl etkilediği ilgilendiriyor. Dikkat ederseniz benim dikkat çekmek istediğim toplulukların temkin namına edindikleri ve edindikleri davranış kalıplarının değerlendirme alışkanlıklarının tembelliğe sevk ettiğinde başkalarını nasıl kırdığıydı. Biraz da ortamı yumuşatırım belki dedim :-)
0
ygozudeli
0
sundance
Bence sormak bile hata, direkt alıngan davranıyoruz.

Asıl önemli olan "etkinliğin adından bile bahsedilmemesi" durumuna alınmaya hakkımız var mı? Bence var. Çünkü ortada ya büyük bir beceriksizlik ya da görmezden gelme var ki bu da Boran başta olmak üzere bu etkinlikte emeği geçmiş herkese karşı ayıp.

Öte yandan basın ve diğer medyanın granülitesini de gözardı ettiğimiz bir gerçek. Hobi olarak bile ilgilendiğiniz herhangibir konu ile siz televizyonda terimlerini adam gibi kullanarak, hakkında araştırma yaparak, dahası davet edilen konuklarla biraz olsun bir ön hazırlık yapılarak bir sunum yapıldığını gördünüz mü? Ben hemen hemen hiç görmedim.

Özgür yazılım konusunda şimdiye kadar çıkan haberleri bir kabaca tarayın isterseniz. Hepsinde irili ufaklı birsürü hata var. Peki bu hatalar nasıl oluyor? Çok basit canlı bir örnek vereyim. Bundan birkaç ay önce bir spor programına Kendo sporu ile ilgilenen bazı arkadaşlar çıkmıştı. Program içinde Kendo sporundan bahsedilecek ve sonunda da Japon usta tarafından bir kata gösterilecekti. Programın süsü olan bayan, konuyla ilgili ne kadar çaba gösterdiğini belirtmek için "kendo hakkında bilgi sahibi olmak için dün akşam Son Samuray'ı seyrettim" dedi! De vamında hoca kataya başlamak için bağdaş kurdu, kılıcı önüne koydu, bir kaç şey mırıldandı ve ardından "malesef süremiz doldu, üzgünüz" diyerek yerinden kaldırıldı.

89'dan beri dergicilik işlerinin içinde olan, birisi olarak diyebilirim ki, bir şeyi yaşayanla yazan arasında ne kadar az mesafe varsa o kadar gerçekler yazılır. Eğer mesafe fazlaysa zaten bu serzenişlerimizi bile anlatamayız.
0
iasci
Oncelikle su noktaya dikkat cekmek istiyorum "Basın kurulusundan kastettiginiz nedir? Röportaj? " Röportaj mı? yapmayin arkadaslar bay Miguel o gün isteyen herkesle oldukca samimi bir sekilde sohbet etti ... Bu röportajda bundan oteye gecemez.

Ve bence "bir organizasyon" tabiri kasıtlıdır.Sayet acık Kaynak Günleri'nde Iceza'yı yakaladık deselerdi,sitelerine attiklari iddiali haber mansetini atamayacaklardi,bu kadar...

İsmail Asci
İstanbul Üniversitesi Elektrik-Elektronik Kulübü
0
darkhunter
Aslında reklamın iyisi kötüsü olmaz demek geliyor içimden, ama bunu düşünürken bile biraz buruk kalbim. Yozlaşmış bir dünyada yaşadığımızı unutmamak gerek, medya bunun en somut örneklerinden biri. Kırgınlığınızı paylaşıyorum fakat hepimizin hayata karşı duruşu bir nevi sosyal kurgu aslında bu bağlamda çok da takılmamak lazım. (x) bahsetmiş (y) ise bahsetmemiş ne yapalım ? Futbol dan örnek vereyim : Futbol fedarasyonunun amblemini kullanmadan maçlardan alıntı (tv) yapılamaz, yasalara aykırıdır. Belki benzer bir çözüm etkinliklerde de kullanılabilir. Böylece materyalin kaynağı kaçmamış olur :)
0
FZ
Futboldan örnek vermesek... o konular aşıyor bizi. Derin konular onlar, hele de bu memlekette... sakat mevzular yani... bilgisayar dünyası, bilgisayar dünyasındaki tartışmalar, vs. çerez kalır hatta belki de daha az kalır futbol dünyası ile kıyaslanınca... :)
0
darkhunter
katılıyorum radikal (ve ağır(!)) bir öneri benimkisi. fakat iki endüstiriyi (bilgisayar ve futbol) de lokasyon problemi olmadan inceleyin fz. eşit sağlamalarla geri dönersiniz. tıpkı bütün büyük endüstrilerde olacağı gibi. bence sorun şu ki GNU gelişimi için uğraşan bir grup, felsefesi gereği gayet humanist tavırlar da sergiler aynı zamanda. bu çok hoş, takdir edilmesi gereken, benimde bu kulvarda olmama neden olan bir durum. fakat yankılar aynı humanizma ile geri dönmediği için bir problem doğuyorsa bu konuyu bilgisayar dünyasından çıkarmak, etiğe taşımak gerekir. Endüstri etiği demek daha doğru bu durum için. Eğer rahatsızlık duyulan konuya çözüm arıyorsak, bu bence gönül koyarak işin içinden çıkılabilecek bir durum değil. GNU ile çakışsa da daha radikal bir tutum mu izlemek istiyoruz? Yoksa sadece daha profesyonel davranmak mı? Bu durumun dünya da benzerlerine rastladınız mı hiç? Ben rastlamadım. Sizin de futbol daki hassasiyetinizi hatırlıyarak lokasyonumuza geri dönelim : Bu tipik bir Türk hassasiyeti sanki. GNU ile paralel düşünürsek (örneğim deki gibi (!))amblem isim hakkı vs, sizin de gayet iyi bildiğiniz üzre, saçmalamak olur. bunun dışında yapılabilecek bir şey de yok profesyoneller için. Biraz daha geniş ve rahat düşünmek dışında ;-) Bazen hepimiz duyarsızlıktan yakınırız, fakat özellikle bu tip durumlara budist edası ile yaklaşmamız gerek.
0
FZ
Bu tür durumlarda konuşmazsak, bazı durumlarda da susmanın bir anlamı olmaz diye düşünüyorum.

Konuyu olduğundan çetrefil hale getirmeye gerek yok. Tepki verilen nokta açık seçik ifade edildi. "Aman ha reklam olur" kaygısı güdülerek Bilgi Üniversitesi'nin düzenlediği etkinliğin ismi geçirilmedi ise bu durumda söz konusu yayın organlarının tutarlı olmasını beklemek ve benzer bağlamda hiçbir şekilde kurum ismi vermemelerini talep etmek doğal bir hak olacaktır diye düşünüyorum. Böyle bir şey yapıyorlar mı?

Budizme gelince, o da sakat bir konu, malum, insanların istedikleri gibi tanımlayabildikleri türden şeyler kategorisinde. Bu özel örnek vaka bağlamında ben doğulu bir bilge gibi değil de hakkını çatır çatır arayan (ya da haksızlığa uğradığını düşündüğünde tepkisini güçlü şekilde ortaya koyan) bir Avrupalı ya da Amerikalı gibi davranılmasını garipsemiyorum.
0
darkhunter
Söz konusu kurumların eşsiz (!) bir tutum sergiledikleri konusunda hem fikiriz. Size sakat (!) buda felsefisinden bir örnekle açıklamak ve insanların istedikleri her şeyi, istedikleri gibi tanımlamalarının mümkün olduğunu, ama tanımlananın varlığının tanımlayandan gelmeyebileceği istisnasını da hatırlatmak isterim : Bizim durumumuz aynen şu ki :bir ok atılıyor biz acı çekiyoruz fakat bu durumda oku atanı arıyoruz. Olan olmuş artık susmamız gereken bir pozisyondayız. Ayrıca bana sanki olan olmadan önce önlem alınmış olunsaydı böyle olmazdı gibi geliyor. Örneğin şu röportajların yapıldığı mekanları organize edip, organizasyonu tanıtan materyallerle kimlik ifşa edilebilirdi. Hatalı olan medya tamam ama keşke sonradan serzeniş yerine önceden cinlik olsaydı. Böyle Amerikalı gibi hakkımızı arıyacağımıza, ulusumuzun kıvrak zekasını kullanmış olurduk :)

Böyle bir şey yapıyorlar mı? Sorunuza gelince sanırım ülkemizdeki bu durum gelişmekte olan platformların henüz profesyonelleşmemesine dayanıyor. Bu anlamda karşı tarafın görgüsüzlüğünü benimsemememiz önemli diye düşünüyorum.

Ayrıca yayın organlarının bu anlamda tutarlı davranmalarını talep etmemenizi umuyorum :))
0
FZ
Olan oldu ve ben artık susuyorum.

Şimdi mum ışığında çalışma zamanı.
0
sadun
ben bu konu hakkında yorum yapmayacağım çünki bağlı bulunduğum bir grup ve bunun sorumlulukları var. ama lütfen bu röportajı yapan biri olarak benim blog'umu inceleyiniz. http://sadun.blogspot.com/ [sadun.blogspot.com] ps: entrika planları kurmaya gerek yok bu blog'u özel olarak değiştirmedim...
0
sundance
Bu iş çok uzadı o yüzden tek bir soru soracağım, eğer bağlı olduğunuz gruba uygun düşerse cevaplayın düşmezse cevaplamayın:

"Bir organizasyon için İstanbul'da bulunan" demek yerine "Bilgi Üniversitesi'nin Özgür Yazılım etkinliği için İstanbul'da bulunan" demek çok mu zordu da yapmadınız?
0
cagataycatal
Öyle de denilebilir tabii ki ama böyle denmemis olmasi, bu kadar tepki gösterilmesini gerektirir mi ya da konuyu böyle gruplarda tartismaya gerek var mi sizce?
Kaldi ki televizyonda bu tür ifadelere cokca rastliyoruz ve kimse bu tür tepkiler vermiyor.

Sitenin yönetimine, varsa siteminizi iletirsiniz ve gerekli yaniti kendileri ile kuracaginiz temas ile alabilirsiniz.
Hosgörü, bilgi paylasimi, pozitif düsünme ilkelerini sanki yavas yavas kaybediyoruz.

Bilginin paylasildigi, hosgörünün hakim oldugu bir topluluk... iste hepimizin arzuladigi bu ama bir adim da biz atalim diyorum.

0
abakana
Nedense bu ilkeler hep ÖAKK camiasından beklenir... Siz zaten Kızılay yararına iş yapıyonuz üstelemeyin...
0
nurlanbek
Organizasyon paralımıydı bilmiyorum. Ama işin içinde "sembolik" ücretler varsa bilemem. Açık Kaynakçı Özgür Yazılımcıların da işleri ücretlendirmeye ("cüzi" de olsa) götürmeleri beni şaşırtıyor doğrusu. Bazen üzülüyorum benim gibi hiç parası olmayanlar Linux'ü nasıl öğrenecek?
0
sundance
Sizin gibi hiç parası olmayanlar, herhangibir başka şeyi nasıl öğreniyorlarsa öyle öğrenecekler. Internetten araştırarak, birilerine sorarak, hakkında kitap okuyarak, kendi başlarına uğraşarak veya kursuna giderek.

Bu arada etkinlik parasızdı.

AKÖY'cıların işleri ücretlendirmelerinin size garip gelmesine de hak veriyorum, zira kendileri yemez içmez, para kullanmaz, tek amaçları AKÖY'ın yayılmasını sağlamaktır, bunun için gün gece demeden, uyumadan etmeden, "iyi de niye bu hizmeti bedava vermiyorsunuz" diyenler için çalışırlar.
0
Challenger
Sundance bu dediklerin yeter mi?

O etkinlikler için basılan broşürler, reklamlar falanlar filanlar zaten hep maliyeti olmayan şeyler. Ayrıca bu yazılımların indirildiği sunucular hep ücret verilmeden alınmış ve bakımlarını yapan insanlar da zaten para almıyor. Ayrıca o kadar dağıtılan CD' ler de bizzat CD üreten şirketler tarafından hibe ediliyor. Aynı zamanda biz bakkala gidip ekmek isterken "özgür yazılımcıyız" dediğimizde bakkallar bize ekmeği vs.' yi bedava veriyorlar. TEDAŞ bize bedava elektrik, TT ise bize bedava internete bağlantısı sağlıyor. Bilgisayarımızı güncellemek istediğimizde ise bilgisayar şirketleri bize donanımları bedava veriyor.

Biz bedava yaşıyoruz bedava. Bu nedenle de Özgür Yazılım ve Açık Kaynakçılar aslında herşeyin bedava olmasını istiyor. Aslında istedikleri özgürlük değil beleşçilik.
0
demolish
ne alaka?
0
loker
occacicaccon pacacıcıcıydı yinyinyin yönyönyön cüüüziiii cüüüziii aaa evet

Yukarda yazdıklarınızdan bir şey anlamadım.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Linux Şenliği ve Fazlamesai.net Ekibi

FZ

Geriye sayım başladı. Yarından itibaren 4 gün boyunca dolu dolu geçecek bir Linux ve Özgür Yazılım Şenliği´ne hazır mısınız? Bu şenlikte Fazlamesai.net ile ilgili olarak sizi kimler ve neler bekliyor? Bakınız şunlar:
  • 1. Gün 10:45 (Perşembe) : Özgür Yazılımlar Yetersiz Mi? (sundance)
  • 1. Gün 13:30 (Perşembe) : Knoppix Linux Tanıtımı (sundance)
  • 2. Gün 13:30 (Cuma): Hacker Dosyası : Kötü Çocuklar Ne Kadar Kötü? (sundance)
  • 3. Gün 9:30 (Cumartesi): Knoppix Linux Tanıtımı (sundance)
  • 4. Gün 9:30 (Pazar): Netcat ve Reverse Telnet (sundance)
  • 4. Gün 16:30 (Pazar): Türkçe Dili, Belgelendirme, Yerelleştirme (FZ)
Bitti mi? Hayır!

3, 2, 1 Motor

butch

Fazlamesailerle yaklaşık iki ayı geride bıraktık. Varlığı sayesinde iyiden iyiye gececi olduk. Bir iki teknik aksaklık dışında test yayınını bitirmek için bir engel yok sanırım. Artık hareket zamanı. Fakat bunu yapmadan önce bir kez daha tartışalım bence fazlamesai.net nedir, amacına ulaşması için neler yapmalıyız.

Başarılı bir açık kod programcısının maddi durumu

FZ

"I didn't have the money to buy a new laptop"
Yukarıdaki cümle genç bir çocuğa ait değil. Yukarıdaki cümle genç bir üniversite öğrencisine de ait değil. Yukarıdaki cümle sıradan bir programcıya ait değil. Yukarıdaki cümle başarısız ya da meşhur olmayan bir programcıya da ait değil.

Cümle, yaklaşık 15 yıl önce Perl programlama dilini yaratan karizmatik programcı ve dilbilimci Larry Wall´a ait. Bu programcının geliştirdiği Perl programlama dili sözlük hazırlama esnasında yine bu programlama dilinden faydalanan Oxford resmi İngilizce sözlüğe girdi. Onbinlerce sistem yönetim yazılımında kullanıldı. Yüzbinlerce web sitesi Perl kullanarak iş güç yaptı ve yapmaya devam ediyor. Perl son zamanlarda moleküler biyoloji alanında veri işleme için de kullanılıyor. Söz konusu adam işte bu dili geliştirmiş ve Linus Torvalds henüz lisede okurken insanlık kültürüne armağan etmiş olan adam. Bu adam şimdi yeni bir efsaneye, Perl 6´ya imza atmaya çalışıyor. Geliştirdiği Perl açık kodlu, karşılığında 5 kuruş istenmiyor ve aklınıza gelen hemen her işletim sisteminde çalışıyor. Böyle bir adamdan bahsediyoruz yani.

Bu adam, yeni bir dizüstü bilgisayar alacak kadar parası olmadığını söylüyor.

Şaşırdım mı? Evet. Şaşırdım mı? Hayır.

Larry Wall, efsanevi State of The Onion sunularının sonuncusunda, 4. sayfada bu yazının açılış cümlesini sarf ediyor.

Ne dersiniz? Sizce bu adam zor durumda mı? ;-)

Hani gündemdeki popüler konulardandır, "ya hoca biz şimdi bu kodları açarsak aç kalmaz mıyız yaa?" falan denir. Bunu diyenler muhtemelen Larry Wall kadar çok ve kaliteli kod üretmemişlerdir. Acaba diyorum şimdi Larry Wall gerçekten de acınası durumda mı? Başka bir perspektif: Daha çok kazanmak varken neden daha az kazanalım? Sahi, Larry Wall, bir dönem NASA için çalışmak dururken acaba daha bol paralı bir işe mi girseydi? Aklıma Once Upon A Time In China filmindeki bir sahne geliyor. Yağmurlu bir ortamda canını dişine takarak gösteri yapan ve sonra yere atılan paraları toplayan bir kung-fu, demir gömlek ustası. Bir süre sonra aynı usta çetin bir kavgada kılıçlı bir adamı silah kullanmadan yendikten sonra bir genç yanına gelip "usta bana da öğret, zor durumdayım, bana saldırıyorlar, artık para bile kazanamıyorum," der. Usta önce biraz ilerideki lokantadaki lezzetli yemeklere yutkunarak bakar, acı acı gülümseyip cevap verir: "Kung-fu ustası olsan ne olur ki, ben de pek para kazanamıyorum".

Sanırım en temel kavramların yeniden düşünülmeye ve irdelenmeye ihtiyacı var; sanırım felsefeye keyfi yerinde, sadece entelektüel olarak huzursuz olan insanların değil asıl ciddi anlamda zor durumda olan insanların ve belki de en çok gençlerin ihtiyacı var. Sanırım büyük adamlar küçük adamların bazı temel kavramları yeniden düşünmelerini istemiyor. Sanırım bu isteklerini gerçekleştirmeleri sahip oldukları muhteşem güce rağmen yine de kolay olmayacak. Ne dersiniz? Şimdi biz bu kodları kapayıp da mı saklasak yoksa açıp da mı saklasak? ;-)

Fazlamesai.net yaz programı !!!

sundance

Bazılarınızın bildiği gibi Fazlamesai.net ekibi İstiklal Caddesi'ndeki bir çatı katından eylemlerini sürdürmekte...

İstanbul`un bu cehennemvari sıcaklığı sözkonusu olunca bir çatı katının insanın algı sınırlarının üstünde sıcak olacağını da tahmin edersiniz sanırız. İşte bu sebeple Fazlamesai, aşırı bunalma ve ikişer şişe biranın etkisiyle bir anda dellenip kendini apartmanın terasına atmış bulunmaktadır :)

Şu anda üstümüzde sadece gökyüzü ve martılar var, az önce de ay doğdu. Bilgisayar ve Internet mi ? Deli olmayın, tabi ki onları da taşıdık yukarı ;) Bu haberi nerden yazıyoruz sanıyorsunuz, püfür püfür teras katından :)) Siz kimseyi dinlemeyin, İstanbul gayet serin, sıcak olan evlerin içi ve sokakların arası :))

Belgeler.org´dan Fazlamesai.net´e Destek

oktay

belgeler-grubu@lists.sourceforge.net e-posta listesine gönderilen aşağıdaki e-posta ile belgeler.org, Fazlamesai.net'in Çeviri çabalarına verdiği desteği kendi üyelerine de duyurmuş oldu. Hepimiz adına başarılara imza atacak bir dayanışma olmasını temenni ederim.