Her şeyden önce Çatalhöyük vardı!

0
sefalet
Picasso sergisini ulusal hezeyan haline getiren bizler (iyi ki de öyle oldu) şimdi bir o kadar önemli bir başka sergiyi İstanbul'da görme şansına sahibiz.Çatalhöyük kazılarından çıkan önemli eserler Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi'nde sergilenmeye başlandı.
Başlığı çarpıcı olduğu için aynen alıntıladım, gerçi en eski yerleşim Çatalhöyük değil ama aynı Çatalhöyük gibi ondan daha eski yerleşimler de topraklarımızda bulunmakta.Uygarlığın ilk adımlarının topraklarımızda atıldığı ve bize öğretilen tarihimizin aslında çok daha derinlerde olduğunun bir göstergesi olan bu Arkeolojik yerleşmeler bizlere çok şey anlatıyor ama biz bunları duyuyormuyuz çok tartışılır.

Bu arada bir kaç sene önce okul kitaplarında yapılan bir araştırmaya göre İnsanlığın tarih öncesi dönemleri okul kitaplarımızda 120 kelime ile anlatılmaktadır.Anadolu'nun tarih öncesi dönemleri 15 kelime ile anlatılmakla beraber yaklaşık 2 milyon yıl toplam 135 kelime ile özetlenmiştir.Bu başarıyı gösteren değerli "eğitim nerde" bakanlığımızı kutlamayı bir borç bilirim.

Haber kaynakça:
http://www.ntvmsnbc.com

Çatalhöyük resmi sitesi:
http://www.catalhoyuk.com

Görüşler

0
iscariot
yahu ne gerek var hititmiş, truvaymış. bizim kültürümüze ait şeyler değil ki bunlar! 1071'den önce anadolu'da var olan herşey türk dışıdır. görmezden gelinmeli, mümkünse yok edilmelidir.

maalesef böyle bir anlayışla yönetildiğimiz sürece tarih öncesi anadolu tarih kitaplarında 120 kelimeden öteye geçmesi mümkün değil. hitit güneşini ankara'dan silmeye çalışan zihniyette aynı anlayışın ürünü değilmi zaten ?

0
Zebani
hadi ordan!!!!
0
Zebani
Yunan bayrağını veya bizans bayrağını da sembol olarak kullanalım o zaman buyrun. Bu da son sözümdür inş. Bu sizin üstün zekalı yorum ve görüşlerinize.
0
Zebani
Kitapları incelemedim ama kaç kelimeyle anlatılmalıydı? Ayrıca, zaten biz avrupanın uydurduğu tarih öncesi devri anlatıyoruz o yüzden isterse 10.000 sayfa olsun benim için fazla bir değeri yok. Oturup dürüst tarihçilerin araştırmalarıyla bir tarih yazılacaksa o başka. Tabi bu sefer de kime göre dürüst sorusu ortaya çıkar ki, Bu da bizi Türkiye'nin ve insanımızın var olan kimlik problemine ulaştırır. Ne kadar kötü kimliksiz ve amaçsız bir toplum olmak...
0
sefalet
Bir zahmet anlatın şu Avrupa'nın (batı deseniz hadi bir nebze anlarım) uydurduğu tarih öncesi devri de ufkumuz açılsın.Bir insan bir konudaki bilgisizliğini ancak bu kadar gösterir.Tarih öncesi devirler bir kere tarihçilerin alanına girmez bunu öğrenin.Kazı Bilim'in (arkeoloji) alanıdır bu.Yazılı metinler yoktur bu dönemlerde o yüzden kaypak, kimin ve hangi amaçla yazdığı belli olmayan belgelere dayanmaz.Somut verilerden yola çıkılır.

Biz burada tarih öncesi dönemler anlatılmıyor diyoruz siz çıkmış 10.000 sayfa olsa ne yazar zaten Avrupa'nın uydurduğu tarihi anlatıyoruz diyorsunuz.Tarih öncesi devirlere ait bilgiler kimsenin tekelinde değildir, bu konuda dünya çapında bilim adamlarımız var.Her sene onlarca kazı yapılıyor yerli ve yabancı ve bu kazılar topraklarımızda gerçekleştiriliyor.

Arkeoloji ile ilgili en ufak bilginiz olmadan kim veriyor atıp tutma yetkisini size ya da bu yüzü nerden buluyorsunuz.Kimliksiz ve ve amaçsız olmak kötüdür tabi ama cehalet daha kötüdür.

0
Zebani
Sayın Üstün Zekalı Şahsiyet, Benim elim sürçmüş tarih öncesi dönem demişim. Tekrar düzeltmeye de fırsat bulamadım ama senin bu saçma sapan yorumunu okumak gibi bir talihsizliğim oldu. Bırak tarih öncesini yazılı dünya tarihinin ve bizim kendi tarihimizin her tarafı yalanlarla dolu. Çünkü bu tarihi yazan çiğ süt emmiş Ademoğlu. Sor bakalım Ermeniler sonra da bizim tarihcilere bakalım tarihlerimiz aynı mı? Bilim tarihine bak bakalım tek bir müslüman ilim veya bilim adamından doğru dürüst bahsediyorlar mı (okul kitaplarında hiç olduğunu sanıyorum)? Bütün bilim tarihini Newton ve tayfası ve ne biliyim adını daha sayamadığım bir sürüüüüü frenk alimi mi oluşturdu. Bunların cevabını bul ondan sonra gel, sayın üstün zekalı şahıs.
0
bm
Bilim tarihine bak bakalım tek bir müslüman ilim veya bilim adamından doğru dürüst bahsediyorlar mı (okul kitaplarında hiç olduğunu sanıyorum)?

Kapaginda Harezmi'nin resmi olan bir Bilgisayar Teorisi kitabi vardi benim hatirladigim. Universite kitabiydi ama. Al-Khwarizmi diye biliniyor Ingilizce metinlerde, biraz teoriye dokunup bahsetemeyen kitap ben pek bilmiyorum. Knuth filan da bolca bahseder. Ha bir de 'Arabic Numeral' kullanmak denir simdi kullandigimiz 1,2,3,... ile sayi yazmaya. Cebir kitaplarinda, (Ingilizce bilmeyenler icin soyleyeyim, 'cebir'e 'algebra' denir yani isminden de belli biraz) bahsedilir mi bilmiyorum, hatirlamiyorum ama ozellikle soylenmese farkederdim diye dusunuyorum. Benim bildigim bilgisayar alani icin durum bu. Eksik var mi?

0
bm
Elinde cok kitap yok su anda, ama simdilerde standart algoritma kitabi olarak okutulan su kitapta birinci bolumun sounda Knuth'a atifla algorith m sozu al-Khowarizmi'den geliyor deniyor. Wiktionary'deki etimoloji de Harzemi'den bahsediyor. Yukarida yazdiklarim havada kalmasin diye baktim biraz da aramaya usenenler veya kitaba bakma imkani olmayanlar icin yazayim dedim.

Eksik bilinen, buluslar/katki yaptigi halde soylenmedigini dusundugunuz insanlar varsa beni birakin en azindan Knuth filan ilgilenir. Ortaya cikmasinda fayda var.

0
sefalet
Denis Geudj'in "Papağan Teoremi" adlı kitabını tavsiye ederim roman tarzında yazılımış.Tüm doğu matematikçilerinden bahsediyor neredeyse.Teknik bir kitap olmaması nedeni ile de rahat ve heyacanla okursunuz.
0
Chaosopher

Papagan teoremi daha çok çocuklara hitap eden bir kitap izlenimi bırakmıştı bende o zamanlar bir matematik öğrencisi olarak. Zaten kitabın kahramanları da çocuklardı. Kabaca Sophie nin dünyası'nın matematik versiyonu diyebiliriz. Pi sayısının 100 basamağının bir müzenin duvarına kazınmasının anlatıldığı kısım etkilemişti beni. Aynı etkiyi İhsan Oktay Anar'ın şaheseri Puslu Kıtalar Atlası'nda gizli istihbarat servisinin başına seçilecek kimsenin teşkilatın şifreleme sistemine hakim olabilmek için bu esrarlı sayının ilk 666 rakamını ezbere bilmesi gerektiğinden bahsedildiğinde hissetmiştim...

İyi bir matemetik kitabının insanı mutlaka yanında bir kalem ve kağıt bulundurmaya itmesi gerektiğine olan inancımdan George Polya'nın Mathematics and Plausible Reasoning başlıklı kitaplarını çok baştan çıkarıcı bulduğumu belirtmeliyim. Ne yazık ki Türkçe olarak mevcut değil ve biz bilumum kitapçılardaki matematiği mistisize etmeye, deyim yerindeyse dondurmaya, bir "karizma" unsuru olarak kullanmaya çalışan kitaplara maruz kalıyoruz. Papağan Teoremi'ni gönül rahatlığı ile bunların dışında tutuyorum ne de olsa matematik öğretiminin kendilerine has bir tarzda verildiği (Amerika dışı Fransız ve Rus ekolü vardır dikkate değer) insanların matematik bilmemenin anlamaya çalışmamanın ayıp olduğunu düşündüğü topraklarda yazılmış. Konu dışı ama bizde ise hala insanlar matematikten ne kadar nefret ettiklerini, kafalarının nasılda matematiğe basmadığını övünerek söylemeye devam ediyorlar diye hayıflanmadan edemiyorum.

"Duydum unuttum, okudum unuttum, yaptım öğrendim"
matematik öğrenmenin tek kuralı

0
bm
"Duydum unuttum, okudum unuttum, yaptım öğrendim" matematik öğrenmenin tek kuralı

Bundan tam emin degilim. O 'yaptim'in yaninda bir de yaptigini bir bilene teyid ettirmek gerekebilir. Herneyse onun icin yazmiyorum, Zebani'nin bahsettigi eksikligi/haksizligi filan en azindan bilgisayara yakin alanda orneklendirebilecek olan var mi?

0
Zebani
Yahu sizin bahsettikleriniz. Acaba, Milli Eğitim Bakanlığının müfredatın da ne kadar yer alıyor? Siz bu alanlarla ilgili olduğunuz için bunlardan haberdarsınız. Lisden mezun olan kaç çocuk Algebra(Cebir), Harezmi, İbn-i Haldun, İbn-i Sina,... bunların kaçından haberdar? Bunlar ilk planda aklıma gelenler başkalarını hatırlamak için kaynaklara bakmalıyım ama Frankleri saymakta bu kadar zorlanmam... Çünkü onlar MEB 'in bütün müfredatı boyunca kafalarımıza kazındı. Newton, Aristo, Arşimet, Isaac Newton, J.C. Maxwell, N. Bohr, A.Einstein, Abel (bundan emindeğilim ama matematikçilerden biri idi), Pierre Fermat, ... sanırım biraz zorlarsam hafızamı biraz daha hatırlayabilirim. Umarım ne demek istediğim anlaşılabilir.
0
Zebani
Kapaginda Harezmi'nin resmi olan bir Bilgisayar Teorisi kitabi vardi benim hatirladigim. Universite kitabiydi ama. Al-Khwarizmi diye biliniyor Ingilizce metinlerde, biraz teoriye dokunup bahsetemeyen kitap ben pek bilmiyorum. Knuth filan da bolca bahseder. Ha bir de 'Arabic Numeral' kullanmak denir simdi kullandigimiz 1,2,3,... ile sayi yazmaya. Cebir kitaplarinda, (Ingilizce bilmeyenler icin soyleyeyim, 'cebir'e 'algebra' denir yani isminden de belli biraz) bahsedilir mi bilmiyorum, hatirlamiyorum ama ozellikle soylenmese farkederdim diye dusunuyorum. Benim bildigim bilgisayar alani icin durum bu. Eksik var mi? Ne güzel, ne güzel... Bu bahsettikleriniz de MEB müfredatında galiba?
0
sefalet
İçiniz rahat olsun bilim tarihi ve bilim felsefesi zaten bu konuda çalışıyor.Batıdaki tüm saygın üniversitelerdeki bilim tarihi kürsülerinde özellikle batı aydınlanmacılığının temeli ve ateşleyicisi olarak doğu bilim edebiyatı kabul edilmektedir.özellikle antik yunan'ın tüm felsefi ve bilimsel birikimi doğu ilim adamlarının çevirileri sayesinde batıya aktarılmıştır.Ortaçağ öncesi ve sırasında doğu medeniyetlerinin bilime katkıları yeni sayılabilecek bir zamanda araştırıldığından, bilim edebiyatı ve bilim tarihinin kökleri konusunda batı taraflı bir birikimin olması normal.Ama dediğim gibi bugün en çok araştırma batılı ilim adamlarınca yapılıyor, doğu bilim tarihi konusunda.

Örnek isteyen olursa buraya bir kaç tanesini yazayım:

George Sarton: Bilim Tarihine Giriş ( Introduction to the History of Science).

Dirk J. Struik: Kısa matematik Tarihi.

C.B.Boyer: Zero:the symbol, the concept, the number.

H. Suter: Die mathematiker und Astronomen de Araber und ihre werke.

D.E. Smith: History of Mathematics

Gina Loria: Storia delle Matematiche

E. Doublet: Histoire de I'Astronomie

Derek J. Price, De Solla: Automata in History

Donald R. Hill, The Book of Knowledge of Ingenious Devices

J. Needham: The Pre-Natal History of the stream Engine

E. Wiedemann and F. Hauser: Über die Uhren in Bereich der Islamischen Kultur



Daha yazarım da sizde utanma duygusu olmadığından fazlasına gerek yok.Bunların yanında çok değerli türk ilim insanları da var bilim tarihi çalışmaları yapan ama uydurukçu avrupalı araştırmacılardan örnek vermeyi tercih ettim.

Bu arada üstün zeka değilim ama el sürçmesi ile cehalet arasındaki farkı anlayacak birikimim var.
0
Zebani
Tebrik ederim sizi. Beyin okuma kapasitesine de sahipmişsiniz. Ben herşeyi zaten bilemem elbette cahil olduğum konular dağlar kadardır. Neyse beni geçelimde... (Ben bir karacahilim sayın entel dantel şahsiyet) bu verdiğiniz örnekleri çocuklarımız ve gençlermiz okuyor değil mi? Sanırım ben eğitim sisteminin bayağı bir gerisinde kalmışım. Zaten bizim pek iyi bilmediğimiz şey Avrupa'nın (ya da bütün batının ve hatta doğunun ve hatta dünyanın) bizi bizden daha iyi tanıdığıdır. Biz ne zaman kendimiz onlardan daha fazla tanırsak o zaman zaten bu fasid daireyi kırıp kimliğimize kavuşur ve bir yerlere varabiliriz.
0
sefalet
İster entel olurum ister dantel, seni mi gerdi.

Sen önce kendi yazdıklarını iyi oku da ondan sonra kayda değer bir şeyin varsa tekrar yazarsın.Önce avrupalıların uydurduğunu söylüyorsun ondan sonra da bizi bizden iyi avrupalılıar tanıyor zaten diyorsun.Bir karar ver istersen artık.Şimdi de topu MEB'e atmaya başladın.Eğitim müfredatında tarih öncesi dönemde okutulmuyor daha yakın dönemlerin bilim tarihi de.Bundan zaten haberin içeriğinde bahsediyorum.

Böyle böyle bir laf ettim ama yanlış veya desteksiz oldu demek de bir şeydir fakat nerde o olgunluk.Bunun yerine aklınca entel dantel diyerek laf soktuğunu zannediyorsun fakat seviyeni göstermekten başka kayda değer yaptığın bir şey yok ortada.
0
Zebani
Avrupalılar bizi biliyor ama bize bizi anlatmıyor. Sayın dantel arkadaşım. Bunu yorumlayabilecek kadar bilgili olduğunu tahmin etmiştim. Yolun açık olsun.
0
Zebani
Sizin zavallığınız şurda beni tanımadan etmeden cahil olduğuma karar vermiş olmanız da beni sinirlendiren ve bu sinirli uslüba büründüren bu oldu. Yoksa sizi tanımam etmem size özel bir kastım da yok. Neyse ben M.E.B filan atmıyorum sadece bir noktaya değinmek istedim ama heyacanıma ve sinirime kapılıp yanlış bir üslüpla girdim. Sayın dantel arkadaşım sana ulu bilgelik yollarında ulu amaçlar dilerim.
0
FZ
Yaklaşık 10 sene kadar önce Topkapı Sarayı'nın orada, Aya İrini kilisesinin yanındaki tarihi darphane binalarında Anadolu Medeniyetleri ve İstanbul sergileri vardı (ayrı ayrı). Olağanüstü detaylı maketler, çok güzel bir anlatım, vs. Ne mutlu ki oraya gitmişim ve pek çok dostumu götürmüşüm.

Fethetttiği şehrin kültür mirasını sahiplenen Fatih Sultan Mehmet vizyonundan gele gele garip bir 21. yüzyılda takoz vizyonuna geldik.

Türklerin Anadolu'ya 1071 yılında girdiğini sanmaktan tutun, diğer Anadolu medeniyetlerini umursamamaya kadar. Bugün Ankara yöresinde, Anadolunun göbeğinde Hitit medeniyeti ile ilgilenenlerin başında Japonlar geliyor. Biz ise garip garip kavgalara girişiyoruz (tartışma diyemeyeceğim, tartışmada taraflar birbirlerinden bir şeyler öğrenirler).

Çatalhöyük sergisinin haberi için teşekkür ederim.
0
mturker
Takoz değil o "takunya".
0
Zebani
yok deve........
0
Zebani
Kusura bakmayın ama "At Gözlüğü" mü size hediye ediyorum. Bir zamanlar anlamadan dinlemeden bana hediye ettiğiniz "At Gözlüğü" nü...
0
robertosmix
Islam alimlerinden elin oğlu bahsetmiyor şeklinde bir atraksiyon yaratılmaya çalışılmasına ithafen şunu söylemeliyim ki;

Sosyolojinin babası olarak bütün bilim çevrelerinde ortak olarak kabul edilen Ibn'i Haldun hakkında rastladığım bir kaç noktayı belirtmek istiyorum.

Ben kendisinin Mukaddime isimli eserini uzun süre İngilizce olarak internette okumak zorunda kaldım, çünkü gidip Türkçe çevirisini kitapcıdan alacak zamanım yoktu, zaten internette Türkçe çevirisi de yoktu. İnternette kendisiyle ilgili yığınla İngilizce doküman varken, neredeyse bu ingilizce dokümanın çok düşük bir oranı kadar yerli doküman var. (Google Fight'da kıyasladım İbn'i haldun 17.300, İbn Khaldun ise 358.000 hit alıyor)

Bir de dikkatimi şu çekti. Princeton üniversitesi yayınlarının Mukaddime tercümesi var. (İbn'i Haldunla ilgili kitapları hayal kırıklığı olmasın diye hiç saymıyorum hatta) Daha fazla araştırmadım ama bir kaç yabancı üniversitenin daha resmi olarak Mukaddime'nin tercümelerini yayınladığını bir sosyolog arkadaşımdan duymuştum. Ancak bizim hiç bir üniversitemizin böyle bir iştirakı bulunmamakta. Sadece Dergah yayınlarının ve de yanılmıyorsam Kültür Bakanlığının tercümeleri var. Bu da ülkemizde akademik açıdan ciddi olarak islami değerlere ne kadar değinildiğini açık olarak gösteriyor.

Zaten akademisyenlerimizin yaptığı en iyi iş nescafe fincanı taşıyarak, oda oda dolaşmak yada MSN'de takılmak.

Her neyse.. son bir dipnot ekleyip mesajımı bitirmek istiyorum.. o da şudur.

ABD'nin Ronald Reagan dönemindeki Ekonomi politikaları (ki Ronald Reagan'ın ABD'ye en büyük katkısı olarak gösterilen bu politikalardır) tamamen İbn'i Haldun'un fikirlerine dayanılarak geliştirilmiş politikalardır. Çok da başarılıdırlar. Hatta Ronald Reagan'ın diğer İngilizce tercümeleri beğenmeyip kendi danışmanını Osmanlıca ve Farsça alanındaki bir uzmanla 5-6 ay çalıştırıp Mukaddime'yi İngilizceye çevirttiği de kendisi tarafından beyan edilen bir gerçektir. Tabii bu İbn'i Haldun'u büyük gösterecek birşey değildir.. Yüzyıllarca yedi kıtaya hüküm etmiş bir imparatorluğun en büyük alimlerinden birisi olmanın yanında, sosyolojinin kurucusu olarak anılmanın yanında hiçbirşeydir.

Buna benzer birkaç örnek daha verebilirim. Her neyse. Umarım vermek istediğim mesaj yerine ulaşmıştır. Biraz utanmamız lazım aslında.. göğüslerimizi kabartmak yerine.



0
Zebani
acınacak halimize gülüyorum. sinirden.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Genetik Algoritma İle `Cluster´ Topolojisi Oluşturma

FZ

Kentucky Üniversitesi araştırmacıları 128 işlemcili bir Beowulf `cluster´ını Athlon XP kullanarak inşa ettiler. Araştırmacılar son geliştirdikleri bu paralel bilgi işlem sisteminin fiyat/performans rekoru kıracağını belirtiyorlar. Toplam maliyeti 39,000$ olan bu sistem gigaflop başına 100$ gibi bir maliyete sahip.

Şimdi gelelim işin asıl ilginç kısmına: Söz konusu 128 bilgisayarı bir araya getiren ağın topolojisi bir genetik algoritma ile tasarlanmış!

Detaylı bilgi için buraya bakabilirsiniz.

IBM Yazılım Akademisi ilk mezunlarını verdi

auselen

Akademi kapsamında yapılan yazılım yarışmasında en iyi 3 proje, Galatasaray, Dokuz Eylül ve Sabancı Üniversitelerinden çıktı.

IBM Türk’ün geleceğin yazılımcılarını yetiştirmek üzere Ekim 2007’de başlattığı “IBM Yazılım Akademisi”nin 2007-2008 öğrenim yılı, kapsamlı eğitim, proje geliştirme ve yazılım yarışması aşamalarından sonra sona erdi.

Merhaba yeni bilişim DEV´i...

elrond

Evet beklenen gelişme oldu ve HP-Compaq birleşmesinin nasıl şekilleneceğine dair ilk resmi açıklamalar geldi. Ürün aileleri aşağıdaki gibi şekilleniyor. Yok abi ben sabredemem direk olayı birinci ağızdan inceleyeceğim derseniz Buraya buyrun...

Tüm zamanların en kopuk UNIX iş ilanlarından biri

FZ

Microsoft Word´ün ‘Unix’i hala ‘UNIX’ olarak düzeltmeye çalıtığını biliyor muydunuz? Aman allahım ne kadar da 80´ler kokuyor değil mi?

Unix ile ilgili asıl problem şu: Kimse tam olarak ne olduğunu bilmiyor. Evet yani birileri `bash´, `grep´ falan diyor da nedir ki yani bunlar? Ben söyleyeyim: bash, Bourne Again Shell demek ve aslında bu bir arayüz. İnsanları bir Unix makinası üzerinde bash yazarken pek görmezsiniz. Windows kullananlar windows yazar mı, yazmaz. `exit´ yazarlar ve sonra da `format c:´ yazarlar.

“grep” ise biraz daha detaylı bir konu. Ancak burada uzun uzadıya bahsetmek istemiyorum. İşte tam da bu yüzden Unix uzmanlarına ihtiyacımız var. Benden size bir tavsiye, eğer Linux ile ilgili bir probleme takılırsanız forumlara gidip acaba bunu nasıl yapabilirim diye sormayın sakın, yapmanız gereken forumlardan birine gidip: `Bu salak Linux mudur nedir çok aptal bir şey, falanca işi yapmayı bilmiyor´ demek. Çok çok kısa süre içinde insanlar size aksini ispatlamak ve milyon farklı alternatif göstermek için yalvarıyor olacaklar. Hey, bu kıyağımı unutmayın!

Neyse, lafı uzatmayalım, aradığımız özellikler kısaca: Solaris 2.6 – 9 yönetim deneyimi, Red Hat 7 – AS 3.0 yönetim deneyimi, Jumpstart, Sun Cluster, TomCat, SunOne Application Server/Web Server, Kickstart, Veritas VM 3.5 ve Solstice Disk Suite ile disk yönetimi deneyimi. Eğer bunlara sahipseniz o zaman size yaptıracak işimiz var. 6 aylık bir iş. Günde 500$ da diyebiliriz.

Bize telefon edin ya da e-posta yazın. `bash´te `pine´ yazabilirsiniz. Ya da her neyse. Çılgınsınız! Başvurular buraya.

Not: Sundance´e soruyorum, yahu bu Unix adminleri harbiden züppe mi ya? :)

Neuromancer radyo tiyatrosu

sundance

Beğenerek takip ettiğimiz sitelerden Boing Boing'in haberine göre bir Neuromancer hayranı, BBC'nin yayınladığı iki saatlik radyo tiyatrosunu, mp3 olarak kendi sitesinden yayınlamaya başlamış.

Bilmeyenler için, Neuromancer, William Gibson'ın 1984 yılında yayınladığı ve bütün belli başlı bilim kurgu ödüllerini toplayan meşhur romanı. Matrix ve Cyberspace kavramlarının ilk kez telaffuz edildiği bu çığır açan romanın radyo tiyatrosunu Bittorrent üzerinden bulmanız mümkün. Ben dinledim, oldukça güzel yapmışlar. (Not: Haber yayınlandığı sırada sözkonusu torrent fazla kaynak tükettiği için yaından kaldırılmıştı. Fakat, yeteri kadar dağılmış 40Mb'lık neuroplay.zip dosyasını, dc, emule ya da torrent üzerinden aratabilirsiniz)