Biri bizi düdüklüyor

0
netguru
Tüm dünyada internetin kullanımı arttıkça beraberinde sorunlar da çoğalıyor. Bunların başında kişisel bilgilerin gizliliği geliyor. Biz çok fazla farkında olmasak da Türkiye gibi, yeni teknolojiler konusunda iyi bir bilinçlenme süreci yaşamayan ülkelerde sorun daha büyük boyutlarda. Aslında Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda “özel yaşamın gizliliği ve korunması” hükümleriyle bizlere tanınmış haklar var. Ancak gizli kulaklar telefondan sonra sanal dünya üzerinde de kol geziyor.
ABD’de büyük bir suç olarak kabul edilen “spam e-mail” (istem dışı e-posta gönderimi) bir çok Avrupa ülkesinde ve Türkiye’de büyük bir sorun olarak görülmüyor. Türkiye’de kişisel bilgilerin korunması konusunda derhal yasal önlemler alınmalı. Çünkü bu büyük boşluktan faydalananlar spamcılarla kalmayabilir.

Mesela GSM operatörü olan bir “X şirketler grubu” olsun. Bu X grubunun hem Internet Servis Sağlayıcı şirketi, hem yüz binlerce müşterisi olan bankası, hem de internette bir çok web sitesi olabiliyor. Bu X grubunun, birimlerinin ayrı ayrı topladığı tüm bilgileri tek bir veri ambarında toplaması yasak değil. Ama sorun, X şirketler grubu ve benzeri firmaların bu bilgilerle neler yapabileceği. Eğer siz internet, kredi kartı ve cep telefonu kullanan biriyseniz muhtemelen hareketleriniz saati saatine izleniyordur. O zaman bir merkezde toplanan bilgileriniz sadece e-posta adresinizle kalmayacaktır. Birkaç Big Brother’ınız olacak yani...

Elbette, serbest piyasa ekonomisinde, yukarıdaki işi yapmaya kanuni bir engel yok, yapanlara da diyecek bir şey olmaz. Kişisel bilgilerinizin kötü niyetli kişilerce bu kuruluşlardan çalınmayacağı veya satın alınmayacağı ne malum? Dereye gelmeden paçaları sıvamak gerekiyor. Siz siz olun mümkün olduğunca kişisel bilgilerinizi saçmayın. Nerede ne zaman ne kadar harcama yaptığınızı, kiminle ne kadar konuştuğunuzu, cep telefonunda kimlere mesaj attığınızı, kime ne konuda e-posta gönderdiğinizi, hangi Internet sitelerinde ne kadar gezinip, chat yaparken hangi takma adları kullandığınızı firmaların bilmesi sanırım hoşunuza gitmez.

Bu bir güven sağlama meselesi. Eğer Internet, kredi kartları ve GSM kullanıcılarında ciddi bir güvensizlik oluşursa, piyasa bu dengesizliği düzeltecek başka yöntemler geliştirir. Örneğin yurtdışında bazı web siteleri, internet kullanıcıları için sahte e-kimlikler pazarlamaya başladı bile. Sonuçta herkes vakit kaybetmiş olur, en başta da, gereksinim duydukları asgari bilgileri bile yeterli düzeyde toplayamayan firmalar...

İlgili Yazılar

100'den fazla İşletim sistemi bir bilgisayarda

Sabutay

Justlinux Forum'larında bir kişi, 110 tane işletim sistemini bir bilgisayara nasıl yüklediğini anlattı (3xDos, 3xWindows, 5xBsd, 2xSolaris ve 97xLinux). Bunun için 4 tane sabit disk ve 144 disk bölümü kullanmış. Bunu, Grub'un sınırlarını denemek için yapmış. Edindiği tecrübeler hakkında bir Çoklu-Boot howto'su yazacakmış.

Kaynak :tecchanel

GIF Artık Özgür(?)

conan

Bugün GIFte kullanılan sıkıştırma formatı LZW'nin patentinin son kullanma tarihi! :) Artık GIF kullanırken Unisys arkamızda mı diye dönüp bakmamıza gerek yok :) Zira patentin süresinin dolmasıyla birlikte sahibi Unisys sirketinin de bu sıkıştırmanın kullanılması üzerinde hiçbir hakkı kalmıyor. Slashdot'da belirtildiği gibi Adobe gibi şirketlerin Unisys'e ödedikleri patent ücretleri kalkacağından belki resim işleyici programlarda da bir fiyat düşmesi beklemeliyiz (mi?) Neyse artık gönül rahatlığı ile gif kullanabileceğiz :)

2005 Yılının En İyi 100 Ürünü

Skeleton

PC World 2005 yılının en iyi ürünlerini seçmiş. Listeye buradan ulaşabilirsiniz.

Internet Radyoları kapanma tehlikesiyle karşıkarşıya!

conan

U.S. Copyright Office, "Copyright Arbitration Royalty Panel" (CARP) önerilerine gore, 21 Mayis'ta internetten yayın yapan radyolardan ücret alınması şeklindeki bir yasayı görüşüp karara bağlayacak. Eğer bu karar ücret alınma yönünde olursa bir çok net radyo kapanacak gibi gözüküyor. saveInternetRadio.org adresinde bu duruma karşı bir kampanya başlatılmış durumda. Aynı sitede yapılan bir hesaba göre ise saatte 15 şarkı çalan ve bir dinleyicisi olan bir radyonun yıllık ödemesi gereken ücret 184$ ($.0014 x 15 x 24 x 365 = $184). 100 dinleyici ile bu rakam 18.400$a çıkıyor. Bu ücret de bir çok radyonun sesini kesmeye yeterli gibi gözüküyor. \r\r \r\r

Sesimizi duyurmak ve de karşı çıkmak istiyorsak http://www.saveinternetradio.org/ adresinden kampanyaya katılabiliriz.

Müjde! Bilişimin arsa derdi çözülüyor...

bm

Biz burada Larry Wall'un davranışından felsefi manalar çıkartmaya, hem Malkoçoğlu rumuzu kullanıp hem beynelmilel seviyede kaliteli yazılar yazarak Türk'ün Türk kalarak sadece batılının sanılan oyunu oynabileceğini göstermeye ve bu nevi pek çok faydalı iş yapmaya çalışırken öbür taraftan birileri devletimizin aklına bilişimle ilgili birşeyler sokuyor. Buradaki habere göre Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun "Uygun yerde bedelsiz arsa tahsis etmeye ve Bakanlar Kurulu kararıyla enerji ve vergi muafiyeti gibi teşvikleri vermeye söz veriyoruz" demiş. Vergi muafiyetini anladım ama arsa ve enerji nereden çıktı? "Bilişim şirketlerinin toplanarak bir sanayi bölgesi kurmaları" teşvik edilecekmiş. Bana mı öyle geliyor yoksa "sanayi bölgeciliği" diye bir rant işi mi var Türkiye'de?

Internet yavaş, pahalı ve kesiliyor; ilginç donanım buraya getirilmiyor, iyi teknik kitap bulamıyoruz filan diye şikayet edildiğini duydum ama doğru dürüst iş yaptığını düşündüğüm bilişimcilerden "ah ah keşke bütün şirketler yanyana olsa" diye bir şey hiç duymadım. Pardon düzeltiyorum, hiçbir bilişimciden duymadım bunu. "Ne güzel ofis bilmemne maliyeti olmadan evimizden çalışabiliyoruz" yahut "net sağolsun bir sürü bilgili insanla dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar etkileşebiliyoruz" diyen çok bilişimci tanıyorum tabii. Bunun sebebi galiba benimle konuşan bilişimcilerle devletimizin aklına bu fikirleri sokan bilişimcilerin farklı olmaları.

Sizin aklınız eriyor mu "ithal veya yerli bilişim profesöründen gelir vergisi almayacağım", "telekom işini dehal halledeceğim", "bilişimde şirketleşmek artık 5 dakika", "Türk gençleri evde oturup annelerine çay yaptırıken ABD'nın yüksek katma değerli bilişim sektörününde yer almalı" gibi şeyler demek varken, "arsa tahsis edeceğim", "teşviği insana değil bölgeye vereceğim, siz bölgeye gelin", yani bir yerde efektif olarak "Türkler Türkler'le yakın durup hep Türkler'le konuşsunlar ki Türkiye dışında hiçbir yerde doğru olmayan doğrular üretelim" denmesine? Kimler bu insanların aklına bunları sokuyorlar Allah aşkına? Ben mi çok huysuz veya cahilim yoksa hakikaten ters bir perspektif mi bu?