serdem

serdem


0 takip ediyor | 0 takip ediliyor


Bilgi alanları


İlgi alanları

fazlamesai.net'e soralım: Nereye gidiyoruz? ( 34)

Az uyumak için kahve, çay, kola gibi bütün zehirleri kesip uykunuz geldiğinde yatmalısınız. Bu durumda 10-11 gibi uykunuz geliyor. Buna bağlı olarak da sabah 5-6 gibi kalkmak 'kendiliğinden' oluyor.

Ben yıllarca 9-10 gibi uyanan bir insandım. Sabahlama yüzünden de bazen öğleni bulduğum olmuştur. Kalkış saatimi 'adım adım' erkene çektim. Çay, kola gibi şeyleri bırakmak isterseniz gene adım adım yapın, gaza gelip her şeyi aynı gün yapmaya kalkışmayın.

fazlamesai.net'e soralım: Nereye gidiyoruz? ( 34)

Ben -başka bir alanda- 15 yıl sonra sabahlamanın tamamen verimsiz, saçma bir yol olduğunu anladım. Erken yatın erken kalkın ve o anda sadece bir işle meşgul olun, emin olun yaptıklarınızın kat kat fazlasını yapacaksınız. (Şöyle söyleyeyim, bilgisayarınızda aynı anda 2 pencere açıksa birşeyleri yanlış yapıyorsunuz) Sabahlamak tamamen kendinizi kandırmak ve hayır, bu kişiden kişiye değişen bir şey değil, o kadar net konuşuyorum :)

fazlamesai.net'e soralım: Nereye gidiyoruz? ( 34)

Bir de Pavlina'nın devam ettiği bir şey değil polyphasic sleep. Sadece deney olarak yaptı ve bıraktı.

Ne @#!* Biliyoruz Ki!? ( 20)

Hayır, istediğiniz gibi kullanabilirsiniz. 'Halt' bir isim, birçok fille uygun kullanımı olabilir; sizin saydıklarınız sadece deyimleşmiş olanlar. Halt bilmek deyince kulağa ters geliyor, ama 'bir halt bilmemek' derseniz kullanımı hatırlayabilirsiniz. 'Halt anlamak 'diye bir söz yok mu diyeceğiz; pekala da 'bir halt anlamamışsın' diyoruz.

Ne @#!* Biliyoruz Ki!? ( 20)

Tamam, tam karşılığı olmasa da, durumu kurtarmak için 'Ne halt biliyoruz ki' diyelim :)

Ne @#!* Biliyoruz Ki!? ( 20)

Bu kadar vakit ayırmışken insan filmin orjinal ismini de yazıverir: What the #$*! Do We (K)now!?
Amazon'da aramak isteyenler 'what the bleep' diye arayabilirler. (Türkçesi nasıl okunur, bi fikriniz var mı?)

FZ'nin verdiği bilimadamı listesi filmin mistik yönünü gizleyebilir. Tam listeye bir göz atın.

Filmde Capra gibi, benim zihin açıcı bulduğum, ama fizikçilerin pek de hoşlanmadığı isimler var. Bir not düşmek önemli: Önemli bir eleştiri 'ruhani lider' kadrosuna gelmişti. Filmin bir tür Ramta (ramhta?) enstitüsünün (derneğinin?) reklamı gibi olduğu, olabileceği yönünde soru işaretleri var. Ama bu çok belirgin bir sorun değil bence.

Neyse, yine de heyecanlandırıcı bir film, hem biçimsel hem de içerik olarak. Douglas Adams'ın uzakta yaşayan ağırbaşlı bir kuzeni gibi ya da 'kışkırtıcı bir tartışma', 'verimli bir zihinsel jimnastik' ya da 'insana aydınlandığı hissini veren hoş bir yalan' gibi bir şey :) İmdb notunun 5 küsur olmasından yola çıkarak bazılarının çok sevdiği bazılarının da nefret ettiğini düşünebiliriz.

fazlamesai.net'e soralım: Özgür yazılım için neden GNU/Linux? ( 68)

Herhalde yazarın şu cümlesi açıklayıcı olaraktır: "I like the Linux culture because I value idealism over profits (...)"

Bir önceki haberle bağlarsak, galiba Linux idealizm olarak görülüyor, birçok kafada bunu anlamı gerçeklerden kopuk hayalperestliktir. Linuxçu denilen sakallı, şişko insanlar var, psikolojik sorunları yüzünden dünyanın gerçeklerini kabul edemiyorlar, gibi bir şey... Böyle bir önyargıyla da sorumsuzluktan faşizme varan geniş bir yelpazede abuk sabuk yorumlar çıkıyor.

Benim tecrübem herhangi bir Linux'un çok daha kolay olduğu yönünde. Linux kullanmıyor olsaydım da mac kullanıyor olacaktım. Aklıma da hep lisansız Photoshop kullananların Gimp'i beğenmemeleri geliyor. Yani, her delinin, her ilkesizin yorumu tartışılacaksa sırada daha çok şey var.

fazlamesai.net'e soralım: Nasıl oluyor da oluyor? ( 22)

Hindistan konusunda çok fazla bilgim olmadığı için merak ettim, acaba adamlar gerçekten iyiler mi, örnek alınacak doğru model onlar mı?

Eğer Hindistan sadece ucuz iş gücü yüzünden milyarlarca dolarlık iş alıyorsa bu onlar için pek de iyi olmayabilir. Başka bir alandan örnek vereyim, Hindistan'da aynı zamanda çok büyük animasyon, 3D stüdyoları kurulmaya başlandı. Niye, çünkü çok ucuza çalışıyorlar; ama Hindistan çizgifilmi diye bir şey yok. Başka bir örnek, Simpsons dizisinin bazı temel işleri Amerika'da yapılır, işin büyük kısmını bir Kore firması yapar, sadece ucuz olduğundan. Yaptıkları aslında işin daha çok hamallık kısmı diyebileceğim yönüdür. Şimdi bu çok da övünülecek bir şey değil belki de. Bu projelerin ülkeye, insanlara ekonomik ve kültürel katkıları tartışmalı. Hatta kültürel olarak bir yozlaşma ihtimali var. FM'ye soralım, Hindistan yazılım dünyasında çığır açıcı, yön veren bir şey çıkartabiliyor mu?

Başka bir konuda da laf edeyim; Türklerin birbirini aşağı çekmesi eğlenceli bir sohbet konusu ama doğru mu? Acaba bizler rekabet, eleştiri gibi şeyleri yanlış mı yorumluyoruz? Bana tersi doğru gibi geliyor, her zaman değil, bazen Türkler birbirlerini fazla destekliyorlar gibi. Desteğin rahatlatıcı, uyuşturucu özelliğinden bahsediyorum...

İçinde E harfi olmayan roman Türk diline çevrildi (E harfi olmadan!) ( 34)

Bu yorumları anlayamadım... Adamın yaptıkları küçük mü görülüyor, kitap saçma bir şaklabanlık olrak mı algılandı, 'bırak canım ya' kimin içindi... Yanlış anlayan varsa, yazar sıkı bir yazardır, Hayat Kullanım Kılavuzu da müthiş bir kitaptır.

Bir harfi kullanmadan yazmak 'lipogram' olarak bilinir. Aslında çok yapılmıştır, ilk uygulamaların antik Yunan'a kadar gittiğini sanıyorum. Türk insanı da yazılarında ç,ş,ı,ö,ü,ğ kullanmaktan korkmaya başlayan sıkı lipogramcılardandır. Bir gun lipogram olucaz bastan asagi. Sözü biraz da olsa bilgisayar dünyasına bağlamış olarak ayrılayım.

Hmm...Bu arada 'e' yok yukarda...

Debian Tarihçesi ( 27)

Benim yazdığım paragraflar neden kayboluyor, yazılar birbirinin içine giriyor? Html mi girmek gerekiyor?

Hmm...

Debian Tarihçesi ( 27)

Bir önerim daha olacak, bu adam çok oluyor demezseniz. Yukarıda verilen örneğe benzer birkaç anlam kayması ya da zor anlaşılan yerler var. Mesela: "... Bruce ended up working heavily on the base Linux system and related installation tools, postponing his ham radio distribution...", sizin çevirinizde: "... böylece Bruce; taban Linux sistemiyle, ilgili yükleme araçlarıyla ve ham radyo istasyonlarıyla uğraşmayı bırakarak; ..." olmuş. Aslında Bruce Linux sistemleriyle ilgili yükleme araçlarıyla yoğun olarak çalışmaya başlamış, bıraktığı yok :) Hatalı başka bir cümle: "Bu değişimin anahtar noktası, bir Debian paketinin, herhangi bir Unix türevli sistemde, güvenilmeyen çalıştırılabilir programlar olmadan açılmasını sağlıyor." Yani "Bu değişimin anahtar noktası sağlıyor" oluyor cümlemiz. Belki "sağlamasıdır" olabilirdi. Böyle tek tek cümleleri aralardan çekerek eleştirmek ayıp belki, kusura bakmayın, hem önerim için örnek olsun hem de çeviri üzerine muhabbet dönsün diye yazdım: Bire bir çevirmeye çalışmaktansa Türkçe'nin doğal akışını hissederek çevirmek daha doğru olabilir. Böylelikle, bizim anahtar yerine daha çok kilit noktası dediğimizi yakalama şansımız olur. Bir de ilginçtir, 've' bağlacını kullanmadan yazmaya çalışırsanız cümlelerinizin beklenmedik bir şekilde daha akıcı olacağını farkedeceksiniz. İngilizce'de çok sık kullanılan bu bağlaç dilimize pek uymuyor sanki. İnternette yazışırken insan karşı tarafta alınganlık olur diye çok çekiniyor. Umarım seversiniz eleştirilerimi 've' çok olmamışımdır.

Debian Tarihçesi ( 27)

Elinize sağlık Pınar hanım. Bir öneri: Bunu debian.org.tr'ye de girseniz, kullanıcının elinin altında topluca durması iyi oluyor.

Sony kötü yakalandı! ( 10)

Kızdırmayın Stallman'ı :) http://www.theinquirer.net/?article=27481

Kusura bakmayın, anadilinizin sözcükleri lisanslı, veremeyiz! ( 90)

Bazıları fikri mülkiyeti çok doğal bir hak olarak benimsemiş, genelde anlaşılamayan nokta bu gibi. Bu tartışmada da veritabanının bir sahibinin olmasını çok normal buluyorlar. Sahibi varsa da kuralları istediği gibi koyar gibi bir durum oluyor. Gerçekten bu kadar doğal, başka türlüsü düşünülemeyecek bir kavram mıdır fikri mülkiyet? Dünyada fikri mülkiyet hep var mıydı? Fikri mülkiyeti savunurken bazı endüstri sözcülerinin laflarını tekrarlıyor olabilir miyiz? Telif lisansları yazarların, çizerlerin, düşünürlerin hakkını 'illaki' koruyan bir şey değildir -en ilginç özelliği böyleymiş gibi görünmelerindedir. Bu yasalar daha çok bazı endüstrilerin hakkını korurlar. Bunu yaparken çoğumuzun yücelttiği sanatçı, düşünür gibi ideallerin arkasına saklanırlar. Kafamızda bir dokunulmazlık yaratırız, büyük Sanat, büyük Düşünce için; işte bunu kullanırlar. Ben de sanatçıları, düşünürleri yücelten bir insanım. Ama korunan gerçekten onlar mı? Diyelim saygı duyduğunuz bir sanatçıyım. Bir kitap hazırlıyorum.Siz kitabı satın aldığınızda benim çalışmalarıma katkı yaptığınızı düşünürsünüz ama bana fiyatın üzerinden %10 gelir sadece (daha çok mu hayal etmiştiniz?) Sanatçının ekmek parasından bahsedilirken de aslında bu onluk parçadan bahsedilir. Çok da büyük bir ekmeğe benzemiyor, değil mi? %90 nereye gidiyor? Acaba daha çok sesi çıkan bu %90'ın sahibi mi? Kavga bu %90 için mi yapılıyor? Yazarın manevi haklarıyla ilgili birkaç madde dışında telif yasaları daha çok piyasa oyuncuları arasındaki bir tür ateşkes antlaşmasıdır. Abartılı bir örnek olacaksa da, 'birbirimizin kölesini çalmayalım,' gibisinden bir anlaşmadır bu. Bunların TDK tartışmasıyla ilgisi şu: Piyasa şartlarıyla ilgili bir durum oluşmuş, fikri mülkiyetle ilgili bazı inançlar belletilmiş bize, şimdi, amacı kamu yararı olan bir devlet kurumu bu doğruluğu tartışılır şartlardan faydalanabilir mi faydalanamaz mı? Bazı arkadaşların dediğini tekrarlayayım: Amerika, piyasa böyle güzel, ama devlet kurumu bu durumdan faydalanamaz demiş. Çünkü, bir eserin maliyeti, daha doğrusu bizim ödemeye alıştığımız fiyatı zaten çok düşük (% 10). Bu vergiyle ya da başka bir yolla kolayca karşılanıyor, kurumun varolma nedeni de zaten o eser. Asıl maliyet çoğaltma maliyeti (% 90). İnternette duran veritabanının parası ödenmiş, çoğaltma maliyeti yok. Eserin maliyetini ödeyen kamunun kendisi, eserin sahibi kamunun kendisi... olmalıydı.

Sony kötü yakalandı! ( 10)

Blizzard özetle 'Bize güvenin, biz bunu sizin iyiliğiniz için yapıyoruz' gibi bir açıklama yaptı. İlk yazıyı yazan kişinin hack-bot yazan birisi olduğu ortaya çıkınca haklı gibi gözüktüler. Bunlar aslında başka alanlarda duyduğumuz sözler, 'Vatandaşlarımızın iyiliği için vatandaşlarımızı fişliyoruz' ... Yaptıkları, evimize hırsız girebileceği için hepimizin evine güvenlik kamerası yerleştirmek gibi bir şey. İnsanlar alkışlıyor böyle şeyleri... Genelde bu konuları EULAya dayandırıyorlar. Aldığımız yere gidip EULAyı okudum, kabul edemiyorum ürünü geri alın dersek dayak yer miyiz acaba?

FRP (Fantasy Role Play) Tutkunları İçin ( 10)

Tamam işte, tasarım konusunda iyi değilseniz daha sade bir tasarımla işin üstesinden gelebilirsiniz. Aslında galiba sade tasarım yapabilmek için daha usta olmak gerekiyor. Bu da işin paradoksu işte...

FRP (Fantasy Role Play) Tutkunları İçin ( 10)

Ben bir iki bir şey söyleyeyim izninizle. Kayan yazılar, yanıp sönen yazılar 10 yıl öncesinde kalmış, artık kurtulduğumuzu umduğumuz tasarım hataları, benim gözümde virüs gibi bir şey bunlar. Bir sayfada birçok şeyin 'bana bak' demesi doğru değil. Zaten Firefox'da kullanıcı bunların görüntülenmemesini seçebilir. Kullandığınız resimlerin işlenmesinde hata var. Gif'e çevirdiğiniz üst başlıkta renk bozulması var, daha da önemlisi, renklendirme yapılırken -herhalde yanlış anti-aliasing kullanımı yüzünden- konturlarda erime var, yani işlerin çevresinde çirkin beyaz bir hat oluşmuş. Magic wandla seçim yaparsanız böyle bir tuhaflık olur. Kullandığınız fontlar herhalde frp dünyasına uygun ama onlar da fazla işlenmiş. Siz acımazız olun dediniz: Bence siz level 25 bir tasarımcı bulun kendinize :)

Google, Microsoft'a Resmen Savaş İlan Etti ( 19)

Google efendi olmak, güvenilir olmak zorunda kalacaktır, yani oyunu temiz oynamak zorunda. Ms ile sorun işletim sisteminizi ha deyince değiştirememenizdi, ama arama motorunuzu (ya da herhangi bir online hizmeti) anında değiştirebilirsiniz. İnsanlar için Linux'u denemek bile dert gibi geliyor, ama online bir iş söz konusu olunca adres satırına üç sözcük yazacaksınız sadece.

Özgür yazılımı ilgilendiren tarafı ise Google'ın yazılım yapmak yerine var olan özgür yazılımları geniş bir kitleye yönlendirecek olması. Bunun zararı, faydası ayrı bir tartışma.

Bu haberde kastedilen herhalde sunucuya bağlanıp sunucu üzerinde işlem yapmak değil. Daha önce startup mevzuyla konuştuğumuz tarzda bi şey. (Linkini veremiyorum, tembelim)

Creative Commons - NC Lisansları Zararlı (mı?) ( 4)

Linkteki yorumları okudum, hepsine de hak verdim :)

Kullandığınız başlık havada kalmış: Zararlı derken, NC topluma mı zararlı, eser sahibine mi zararlı?

Yazıda daha çok eser sahibine zararlı gibi anlatılmış; yani, NC kullanırsanız işiniz yayılmaz, diyor. Yayılmazsa yayılmasın diyenler için bir şey yok. Tartışma orada durmuyor tabii. 'Yayılmasına izin vermezsen bizden değilsin' gibi bir durum oluyor, sonra asıl mülkiyet sorununa dayanıyor iş. Sonra attribution da belki yanlış bir şey? 'Free' derken herkesin bir sınırı var aslında.

Ben şimdilik şuna katılmıyorum:
The people who are likely to be hurt by an -NC license are not large corporations, but small publications like weblogs, advertising-funded radio stations, or local newspapers.
Ben NC kullanırsam daha çok o "large corp"ları kastediyor olurum. Özellikle Türkiye'dekileri...

Sorun biraz da genellemelerin işe yaramaması. Mesela Fm ticari bir site mi? Bana bir şey satmıyor, ticari bir marka değil, ama google reklamları var. Benim kafama göre yine de ticari değil, ama kafaya göre olmuyor. Bu farkı gösterecek yeni bir lisans gerekecek. Peki benim bir işimi kullandınız, sonra ben lisansı değiştirdim, ne olacak? Ne zaman değiştirmişim? Elinizde belge var mı? İnternet sabit değil ki gösteresiniz.

Bunları yazarken bir yandan da gülüyorum içimden. İşler benim tahmin ettiğim noktaya giderse zaten gerek kalmayacak tartışmalara. Ama oraya daha çok var...

(5.yıl resimleri güzel olmuş, kutlarım...)

Darwinia: Gerçek oyun tadını özleyenler için ( 5)

Tesekkurler, oldu simdi. Detaylı incelemedim ama Debian'da çalışıyor. gtk sorunu çıkmadı.

GPL hastaları ve ``Commonistler´´ aranıyor! ( 2)

Verilen tarihte gelemeyeceğim sanırım, ama sonrasında katkıda bulunmak isterim. Özellikle hukuk danışmanı bulmak konusunda yardımım olabilir.
Bir de, Creative Commons'ın Türkçe sitesi yok değil mi? O sitenin tümden Türkçeye çevrilmesi gerekebilir.

Önemli konu, gündeme getirenlere teşekkürler...

Darwinia: Gerçek oyun tadını özleyenler için ( 5)

İşimiz gücümüz var, iş çıkartıyorsunuz başımıza. Bunun demosunu buldum sitesinde, hatta Debian Sarge uyumlu diyor ama o dosyanın nasıl açılacağını anlayamadım ben. Bir zahmet...

Türkiye'nin En İddialı Hosting Şirketi (Ama Hangi Konuda? ;-) ( 25)

Göbek işin şakası ama bir yandan da FZ'nin anlattığı posterdeki adam gerçekten de iş dünyasıyla ilgili yalan ve yanlış olan birçok şeyin göstergesi değil mi?
Profesyonellik ve amatörlük üzerine iki makale:

http://headrush.typepad.com/creating_passionate_users/2005/09/dignity_is_dead.html
http://www.paulgraham.com/opensource.html

Türkiye'nin En İddialı Hosting Şirketi (Ama Hangi Konuda? ;-) ( 25)

Yok şimdi anladım, ben mavi temaya geçmiştim, niyeyse mavi temada bir kuş var sadece.

Bütün gün webde dolaşıp kuşları sayıyormuşum gibi bir izlenim de bırakmak istemem. Yoğun bir insanım aslında.