İstanbul sokaklarında "değnekçi" diye bir kavram vardır. Arabanızı bırakırsınız bir yere, ne idüğü belli olmayan biri çıkar "abi otopark parası" der. Nedir, kimdir bilmeden arabaya bir zarar gelmesin diye verirsiniz parayı.
Son yıllarda patent tartışmalarının gittiği yer belirsiz olduğundan, görünüşte yasal kurumlar da yavaş yavaş değnekçiliğe soyunmaya başladılar.
Slashdot'da yayınlanan bu
habere göre RIAA'nın bir uzantısı olan Sound Exchange, RIAA'ya üye olsun olmasın
Internet üzerinden yayınlanan her müzik eseri için telif talebinde bulunuyor. Yani bir beste yapıp bunu sitenizde yayınlasanız, kendi bestenizi yayınladığınız için telif vermek zorunda
kalabilirsiniz. Bundan sonra sokak ortasında ıslık filan çalmaya kalkmayın, neme lazım cevval bir başka dolandırıcı da
sokakta ıslık çalma haklarını satın almış olabilir.
Burada (FM) BSD-tipi lisanslara gosterilen alerjinin tek kaynagi kaynak kodunun kapatilmasi degil, insanlar 'kar' ve 'ticaret'e de alerji duyabiliyorlar. Tasvibimi belirtmek icin soylemiyorum bunu, ama o NC'nin CC propagandasinda yer almasini anlayabiliyorum. Belki de gereksizce cok komplike bir hale gelen fikir haklari/mulkiyeti/imtiyazi (artik neyse) konusunu fiziksel dunyada edinilmis tepkiler ve buyuk olcude orasi icin dusunulmus/olusmus indoktrinasyon/refleksler ile degerlendiren bir kalabaliga hizmet etmek icin baska careleri var miydi o insanlarin bilemiyorum.