IBM'in basın duyurusuna göre "Türkiye'deki ilk ve tek Linux teknolojisi merkezi olan IBM Türk - Linux ve Serbest Yazılım Merkezi, şirketler, her türlü kurum ve kuruluş, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, bağımsız yazılım geliştiriciler, öğrenciler ve IBM çözüm Ortaklarının buluştuğu bir ortam olacak. Merkezde gerçekleşecek faaliyetlerden birkaçını sıralamak gerekirse: Linux eğitimleri verilecek, gerçekleştirilen tüm çalışmalar uluslararası standartlara göre belgelendirilecek, developerWorks gibi geliştiricilere yol gösteren, eğitim sağlayan belgeler bütünü Türkçeleştirilecek, Linux konusunda proje geliştirmek isteyenler için çeşitli taraflarla buluşma imkanı sağlanacak..."
Gelelim açılıştan notlara...
Dakik bir şekilde saat tam 11'de IBM Türk Genel Müdürü Hüseyin Kızıltay'ın açılışla ilgili konuşmasını dinlemek üzere büyük salondaki yerimizi aldık. Kızıltay'ın konuşmasından birkaç cümle aktaralım:
"Merkezimizin Linux'un güven, performans ve özgürlük başlıklarıyla özetlenebilecek avantajlarını Türkiye'deki kurumsal ortamlara taşımak konusunda benzersiz bir işlev göreceğine inanıyoruz. IBM Türk - Linux ve Serbest Yazılım Merkezi, iş dünyasının, kamu sektörünün, üniversitelerimizin, çözüm ortaklarımızın, geliştiricilerin buluştuğu, birlikte çözümler ve projeler geliştirdiği bir platform olacak. Bu platformun en yaygın ve verimli şekilde kullanılabilmesi için Partner Üniversiteler ve Partner Çözüm Ortakları gibi yeni kategoriler yarattık."
2004 yılının Linux'un yaygınlığında kritik yıl olduğunu belirten Kızıltay şu iddialı sözlere de konuşmasında yer verdi:
"PC'lerin ilk çıktığı günleri hatırlayın. Internet'in ilk çıktığı günleri, dot.com furyasının yarattığı ve e-ticaret öldü mü şeklinde soruların ortalıkta kol gezdiği günleri düşünün. Ve sonra bugün vardığımız noktayı. Artık kimse bunların yaygınlığına ya da geleceğine dair negatif bir soru sormuyor. Linux için de benzer durum söz konusu, artık şüphelerin ve soru işaretlerinin yerini çok yaygın bir güven, ciddi bir iş ortamı almak üzere. 2004 kritik bir yıl, bu dediklerimi not edin, bu yıl içinde sürpriz gelişmelere tanık olacaksınız."
Kızıltay'ın konuşmasının ardından söz alan genç IBM'cilerden Kamer ve Serkan, Linux ve Serbest Yazılımın merkezinin temel misyonunu vurguladıktan sonra yapılacak etkinliklere dair detaylı bilgiler verdiler. Türkiye'deki Linux camiasının tanınmış isimlerinin yanı sıra IBM'den de uzman bir kadronun vereceği seminer ve eğitim listesi bir hayli uzundu. Katılımcılara birer gümüş kart veren IBM Türk yetkilileri, en az 10 seminere katılan kişilerin de altın kart alacağını ve çeşitli sürprizlerin yanısıra bazı ayrıcalıklardan da yararlanabileceklerini belirtmeyi ihmal etmedi. Dikkati çeken bir başka önemli gelişme ise IBM'in meşhur developerWorks sisteminde yer alan büyük belge koleksiyonunun da Türkçeye çevrileceği ve ülkenin yerel koşullarına uygun etkileşimli bir developerWorks sürümü için çalışmaların başlatıldığı idi. Verilen bilgilere göre, Türkiye bu iş için seçilen 5. ülke.
Sunumların ardından IBM Türk yetkilileri bize Linux ve Serbest Yazılım Merkezi'ne ayrılmış odaları gezdirdiler. Son model PC'lere yüklenmiş olan Red Hat ve SuSE Linux dağıtımlarının yanısıra sunucu odasındaki bilgisayarları da serbestçe kurcalayabileceklerimizi belirtmeleri bizi sevindirdi. Aldığımız bilgilere göre her türlü altyapı hazırlanmış durumda. Merkezi sunuculara bağlanan Linux yüklü PC'ler fiber optik tabanlı SAN (Storage Area Network) ortamından faydalanabiliyorlar ve IBM merkezde çalışacak olan geliştiricilerin talepleri doğrultusunda her türlü yeni donanım yapısını ve ayarlamasını da en kısa sürede gerçekleştirebileceğini, teknik desteğini ve imkânlarını çalışanların hizmetine sunmaktan çekinmeyeceğini vaad ediyor. Bunun dışında toplantı ve seminer odaları, IBM Türk binasının diğer imkânları da yine Linux geliştiricilerinin kullanımına açık olacak.
Hafta içi mesai saatleri arasında herkese açık olan merkezin yine talep doğrultusunda daha yoğun kullanılabilmesi söz konusu. Bir benzeri de Mayıs Ankara'da açılması planlanan merkezde, açık olduğu saatler boyunca en az 1 Linux uzmanı, çalışanlara destek vermek üzere tam zamanlı olarak orada bulunacak.
Buraya kadar her şeyin güllük gülistanlık gittiği etkinlik saat 13:00'a doğru sonlandi ve katılımcılar yavaş yavaş IBM Türk'ten çıkmaya hazırlandılar. İşte burada bir kez daha Linux gerçeği devreye girdi. Bu Antartika ikliminde ilerleyebilecek tek bir canli vardi, o da Penguen! Evet, genc ve daima genc kalan penguenler olarak kar demedik, kutup rüzgarları, Sibirya soğukları demedik ayağımızın karı ile trafikte saatlerce mücadele ettikten sonra evimize vardık ve siz değerli FM okuyucularına deneyimlerimizi aktardık.
Kendi adıma bu haberin oluşmasında emeği geçen IBM Türkiye çalışanlarına, IBM Türkiye Partner Üniversitelerinden biri olan İstanbul Bilgi Üniversitesi'ne ve bir sitenin çok ötesinde artık bir camia, bir proje olan fazlamesai.net fenomenine teşekkürlerimi iletiyorum.
:D