Radikal´in bilişim yazarı Serdar Kuzuloğlu Türkiye´deki bilişim sektörüne ateş püskürmeye
devam ediyor:
``Bu köşeden yaklaşık bir yıldır, Technology Channel ekranındaki Technosohbet
programında da haftalardır soruyorum (aslında sorguluyoruz): Türkiye'deki bilişim sektörü temsilcileri topumuzu aldatıyor olabilir mi? Dünyanın en büyük işlemci üreticisi ülkenin en büyük yerel bilgisayar markalarından biriyle bir olup bilgisayarlaşma oranına katkıda bulunmak için bir kampanya yapıp 5 (yazıyla beş) bilgisayar verebliyorsa, TÜBİSAD adıyla bilinen Türkiye Bilişim Hizmetleri Derneği'nin yönetim kurulunun çoğunluğu yabancı (Onlar da Amerikan. Uluslararası diyemiyorum bile) bilişim şirketlerinden oluşuyorsa aklıma ister istemez bunlar geliyor. Sizin gelmiyor mu?´´...
``Bilişim odaklı sivil toplum kuruluşlarının yaptıklarını burada uzun uzun anlatmak isterdim, orada da tökezliyor elim kolum. Bilgisayar okur yazarlığını geliştirme adı altındaki girişimler ücretsiz Microsoft kursuna dönüyor. Kimileri öte yanda kuraldı, kanundu, düzenlemeydi kaptırmış gidiyor. Şu anda derdi bilişim olan sivil toplum kuruluşlarının bu ülkeye ait bütün hayalleri gerçekleşse biz sıradan vatandaşların eline ne geçecek biliyor musunuz? HİÇ!´´...
neden mi?
emek vermeden elde etmeyi, başkasının ürettiğini kendi malıymış kimi tanıtmayı, hatta telif haklarının kısmen hiçe sayıldığı bir ülke denilebilir. işte bu yüzden, televizyonlarda veya interneteki görüntüleri izlerken çoğunda koca koca logolar görülmekte.
yapabileceğin hiç bir şey yok. ne kadar sesini yükseltirsen yükselt, o yayın kuruluşundakilerin seni dinleyeceği de yok. kendi bildikleri yoldan tam gaz gidiyorlar.
en azından benzeri bir olayda bir dahaki sefre GIMP, PHOTOSHOP gibi uygulamalarla resmin kalitesini bozmayacak şekilde kendi adını şeffaf bir font ile yaz :)