Microsoft'un artık gizlisi saklısı olmadan rüştünü ispatlamış açık kodlu yazılımları kendi ürünlerinde kullanmaya başlaması kimilerine göre yeni bir dönemin başlangıcı.
Bu her gun oluyor. Ilaci birakin, insanlar para nedeniyle ulasamadiklari 'iyi' doktorlardan o bilgi sermayesi+emegi alamadiklari icin oluyorlar. O acidan bakasaniz (ki bilerek carpittim) hangi sistemde olursa olsun o kit kaynagi birisi kullanacak digerleri mahrum olacak. Baska bir acidan bakin: o doktora muhtac iseniz, birisinin size $10k'lik bir cek yazmasi isinizi hallediyor. Ya caresini kimsenin bilmedigi hastaliklar? Bir adim daha ileri gidelim, acaba caresi bilinen ama hakkindaki bilgi mahalle doktoruna inmemis hastaliklar da bilen doktor o parayi kazanmasa caresi bilinmeyenler kumesine mi dahil olacakti? Ben bunun cevabini tam bilmiyorum. Siz biliyor musunuz? (Carpitma surada: cogaltilamayan ama yine icinde bildi olan birseye cevirdim).
Bir adim daha ileri gidelim, acaba caresi bilinen ama hakkindaki bilgi mahalle doktoruna inmemis hastaliklar da bilen doktor o parayi kazanmasa caresi bilinmeyenler kumesine mi dahil olacakti?Yada o doktor o bildiginden 10K kazanma sansına sahip olmasa, mahalle doktoruna inecek miydi? Yani o doktorun bilgiyi kendine saklamasına gerek kalacak mıydı?
Bunun ikinci kismi uymasin diye isi kolay paylasilan ve ozellikle saklanan (formul, kaynak kodu vs.) seylere benzemeyecek sekilde carpitmaya calistim. Ilk kismi uyuyor tabii.
Iki kismina tam uyan senaryolar da mumkun. Ustelik bilginin _paylasildiigi_ (patent=acik) ama kullanilmasinin kanunla engellendigi durumlar var. Ilac vs. boyle.
Bir kac görüse toplu cevap veriyorum.
FZOlsa olsa bir insanın ya da bir grup insanın değer sistemini tasvip etmediğimizi ve buna karşı olduğumuzu belirtebiliriz.
Bunu 'ahlaksız' kelimesini kullanarak yapmıyor muyuz? Ahlakın göreceli olduğu konusunda mutabıkız. Ama ahlaksız derken bir ahlakı oluşturan kabuller bütünün eksikliğini değil, o kabullerin tasvip etmediğimiz şeyler olduğunu söylüyoruz. Örneğin benim yargılarıma göre para ile seks yapmak(beden satın almak) ahlaksızlıksa bunu yapana/savunana da ahlaksız diyebilirim. Bu sadece bütün insanların birleşmeyeceği bir yargıdır.
"Bilgi" meselesine gelince, yukarıdaki laflarım doğrultusunda, bilgisini kullanıp bir şey geliştiren ve buna bir fiyat biçen adamın ahlakına karşı çıkmam mümkün değil mevcut ekonomik sistemde (mevcut ekonomik sistemin eleştirisi ayrı bir tartışma konusu).
Bütün problem burada yatıyor bence. Bu tartışmayı ekonomik sistemin doğrularından/yanlışlarından kopararak bir yere vardırmak mümkün değil. İşin aslı ekonomik konularla bir bütün olarak değerlendirmenin de, bizi ortak bir sonuca götürmeyecegi kanaatindeyim. Yine de düşüncelerimizi paylaşmaya engel değil.
Özgürlük "benim dediğimi yaparsan özgürsün aksi takdirde değilsin"i dayatmak mıdır, bu da ayrı bir tartışma konusu.
Eger burada BSD/GPL ikilisine de bir gönderme varsa, bahsi gecen özgürlüğün yazanın değil, yazılımı alanın/kullananın özgürlüğü olduğunu da hatırlamak gerek. Kaynagı elimde olan bir yazılım üzerinde degisiklik hakkına sahipsem ve bu özgürlükse; bu kaynagı kapatmayı serbest bıraktığımda bir baska kullanıcının o haktan mahrum etmeyi de serbest bırakmıs oluyorum.
bmhangi sistemde olursa olsun o kit kaynagi birisi kullanacak digerleri mahrum olacak.
Bilgi bir kıt kaynak degil. Bu durumda konumuz için de geçerli değil.
Ayrca mesele tam eşitlik mi, olabildiğince eşitlik mi? Buradan varacağımız sonuc mümkün değil diye eşitlik mücadelesini tümden reddetmek mi? Böyle bakınca kusura bakmayın ama bir fikirden çok kelime oyunu gibi duruyor.
Bu konularda bir suru savunulabilinecek pozisyon var. Dogruyu bilen varsa da ben rastmadim.
Belki de mutlak dogru yoktur. Sonucta dünyayı algılayışı farklı olan insanlarız ve buna göre farklı sonuclara varmamız da normaldir. Hepimiz aynı seyleri söylüyor olsaydık, o zaman tuhaf olurdu. Bir koyun olma durumu sözkonusu olurdu yani, o söylediğimiz seyi ilk söyleyenin pesinden. Şimdi en azından farklı farklı koyunlarız :)
Sizin durumunuzda bu nedir bilmiyorum. Benim genelde gordugum: devlet ve/veya aileleri tarafindan bakilan insanlarin digerlerinin emegi hakkinda ileri geri ..
Burada direk çamur atma pozisyonundasınız. İzi kalsın der gibi. Aynı sekilde düsünme ihtimali olan insanlara da söylenmis oldugu için kendi adıma cevap vereyim. Bana kimse bakmıyor. Bir ailem iki çocugum var. emegimle para kazanıyorum. Özgür yazılımcılar/açık kaynakçılar adına değil kendi adıma fikirlerimi beyan ediyorum. Doğru yada yanlış. Değerli yada değersiz.
Benim arzum bu konularin _cok zor_ oldugunu anlayabilecegimiz bir dusunsel ortamin olusmasi. Bunun yolu nedir bulabilmis degilim.
İnsanların neyi kadar bilip bilmediklerinin farkına varması. Önce cehaletin azalması lazım. Nasıl olur bilemem. Eğitim şart :p Yine de cahilin cahilliğini yüzüne vurmak ta yöntemlerden en az kullanılanlarından biri galiba. Çalışıp üretmenin değil, pazarlamanın ve yolunu bulmanın gençler arasında itibar gördüğünü görür gibiyim. (Muhtemelen önceki kusakta böyleydi, bir anda olusmadı ya?) Buda çok canımı sıkıyor.
darkhunterSiz yaş itibariyle bu konuda en tecrubelilerimizdensiniz. Bunu algılamak lank diye olmuyor benim anladığım kadarıyla bazı şeylere şahit olmak, duymaktan ziyade yaşamak gerekiyor. Bazı konuların zorluğunu insan tecrubesizken farkedemiyor, göremediği, yaşamadığı şeylerin teorisyenliğini yaparken kolayca asıp kesiyor, insanları itham ediyor. Bazen de atıp kaçıyor... Ne diyelim kırklı, ellili yaşlarında da bu ithamlarla dinleriz inşallah bu arkadaşı...
Yani yeteri kadar görüp geçirirsek ve sayın BM yaşında olursak, biraz da insaflıysak sayın BM ile (yada sizinle) aynı görüşte olacağı(m/z) öyle mi?
İnsan degisiyor. Sahsen ben önceden kendimi muhafazakar/sagcı görüyor idim. Su an düsüncelerimle eskiden kendime uygun gördüğüm yakıstırmalar arasında mutlak farklılık görüyorum. Yine de sizin düsündüğünüzün aksi yönde ilerliyorum sanırım. Doğrudur, yanlıştır ama, aynı fikirde olduğunuz insanlara destek atmak için tutarsız bir argüman bence. Eğer sizinle farklı görüşte olsaydı da, sayın bm'nin yaşı var deneyimi var. Ben kendimi bir gözden geçireyim diyecek miydiniz?
Sonucta mehmet barlas, ali kırca, 'cengiz candar' hatta ertugrul özkök gibi bir sürü (ne diyecegimi bilemedim burada) kişinin örnek olarak önümüze dayatıldıgı bir medya var önümüzde. Cogu sizin dediginiz türden örnektir. Gencliklerinde yasadıklarından dolayı sol argümanları iyi bilirler. Kimi devrim icin banka soymustur, kimi filistine devrim icin savasmaya filan gitmiştir. simdi birer liberalizm/globalizm/amerikan savunucusudurlar. Hepimiz böyle olacaksak vay halimize! (Çarpıtmaysa çarpıtma.)
...Basa dönmek istiyorum, bu konuları ekonomik düzenden ayırarak bir yere varmak mümkün değil.
Sonucta özgür yazılımdan isim yapıp iyi bir firmaya girmek isteyen gönüllü de var. Özgür yazılım yapan firma kurup bunu büyük firmanın satın alamasını hayal eden de var.
Bir de bu düzen bozuk bir düzen, göle bir damla da olsa yogurt calayım diyen de var. Bilginin sahibi olmaması gerektiğini savunmak bile kimimiz için havalı bir şeyken, kimimiz için geleceğe atılmış bir ümit tohumu. (Yazılımın bilgi mi ürün mü olduğu noktasında bir çarpıtma olsa dahi.)
En kötüsü bu son kategori de olan insanların da bir sekilde para kazanması gerekiyor. Özgür yazılımdan para kazanmak mümkün, ama proprietary bir üründen kazanmaktan daha kolay degil. bİr taraftan proprietary ürün geliştirirken bir taraftan (boş vakitlerimizde filan) özgür yazılımdan para kazanacak modeli kurmak ise bir çoğumuz için hayale yakın bir ihtimal. Bir çoğumuz için özgür olmayan yazılımdan çok para kazanmanın hayal olduğu gibi.
Ve varacagimiz farklı yargıların temelinde "Servet dagilimi, toplumsal sorumluluk ayri konu bence. Aci doyurmam icin aci benim veya herhangi baska birinin somurmus olmasi gerekmiyor, tipki kimse celme takmadan sendeleyen insanlarin koluna girmem gibi.)" görüsüne katılıp katılmadıgımız ana ekseni olusturacaktır. Ben calısmayı göze alıyorsam, yine de acsam veya hakca olmayan bir pozisyondaysam; beni doyurmak kimin haddine düsmüs. Tamam ben bilgisayar mühendisiyim, kolay ac kalmam ama ya asgari ücretle calısan kardesim? O da serbest meslek mi icra etmeli? Herkesin etmesi mümkün mü?
Bana da bir çay söyleyiniz.
Ortada Stallman gibi bir ornek varken (yoluna istifa ile baslayan) bunu 'ayni sekilde dusunme ihtimali' olanlara camur diye dusunmemistim dogrusu. Ama oyle okumak da haksizlik olmaz. Soylendigi sekliyle iyi bir laf degil ettigim, ben de begenmedim simdi.
(kitliga cevap vermistim yukarida ellemiyorum onun icin)
Ve varacagimiz farklı yargıların temelinde "Servet dagilimi, toplumsal sorumluluk ayri konu bence. Aci doyurmam icin aci benim veya herhangi baska birinin somurmus olmasi gerekmiyor, tipki kimse celme takmadan sendeleyen insanlarin koluna girmem gibi.)" görüsüne katılıp katılmadıgımız ana ekseni olusturacaktır.
Hmm, bunu ben demistim galiba. En azindan katiliyorum diyene.
Ben calısmayı göze alıyorsam, yine de acsam veya hakca olmayan bir pozisyondaysam; beni doyurmak kimin haddine düsmüs.
Niye boyle bu? Ne yapalim insanlar acsa 'haddimiz degil' deyip yuruyelim mi? Yapiyoruz zaten gormeden. Emegin fiyatinin satanin alanin razi oldugu rakam degil de baska turlu tayin edildigi bir sistem ise neyin 'hak' oldugunu ortaya koyan o zaman cok farkli birseyden bahsediyoruz. Kendi emegimde kendisine ait bir parayla olculen deger goremedim hic bir zaman. Degeri oyle goremiyorum. Onun icin ulasabildigim yerlerde emegim bes para etmedigi zamanlarda da haksizliga ugramis gibi hissetmiyorum kendimi. Butun evler yeni boyanmis ama ben elimde boya firca calismaya hazirim, eee? Yahut ben 10 lira diyorum, 1.3 milyar Cinli'nin bir kismi bes kurus bes kurus diye bagiriyor. Simdi benim hakkim ne? Evi boyatacak olanin bana 10 lira vermek gibi bir ahlaki mecburiyeti mi var? Varsa, o zaman Cinliye boyatip kalan 9.95'i verse de hic yorulmasam? Bu arada yas tecrube filani cok buyutmeyin bence gozunuzde. Hele bu konularda (IP dahil) sifira yakin tecrubem var, sadece aklimin erdigini belki biraz anladigimi yaziyorum. Hasbelkader 80'lerde Lisp makinesi filan kullandim diye tecrubeli gozukuyorum herhalde yoksa iki cocuk sahibi insanlarin _hayat_ tecrubeleri benden fazladir. (41 yasindayim bu arada). Ihlamur istiyorum ben.
Ne yapalim insanlar acsa 'haddimiz degil' deyip yuruyelim mi? Yapiyoruz zaten gormeden.
Çalışan kimsenin nasıl aç kalmayacagına kafa yormak da farklı bir yaklasımdır belki.
Emegin fiyatinin satanin alanin razi oldugu rakam degil de baska turlu tayin edildigi bir sistem ise neyin 'hak' oldugunu ortaya koyan o zaman cok farkli birseyden bahsediyoruz.
Evet. Bahsetmiyoruz aslında ama ben o yana cekip biraz zihin egzersizine zorlamaya ugrasıyorum. Bir sey bildigimden de degil ustelik. Yani size su sistem diyemem. Benim için önemli olan öyle bir sistemin hayalini kurup kuramayacagımız. Her sey hayal etmekle baslar cünkü. Sistemin kendisini degilse de hayalini sonraki kusaklara bırakmak da hic yoktan iyi bir seydir. Birileri bana bırakmıs, ne iyi etmis. Her ne kadar 25inden sonra dank ettiyse de.
Kendi emegimde kendisine ait bir parayla olculen deger goremedim hic bir zaman. Degeri oyle goremiyorum.
Bunun sacma olmadıgı iddiasında mısınız? Pardon herkes böyle görüyor zaten. Bana sacma geliyor sadece.
Onun icin ulasabildigim yerlerde emegim bes para etmedigi zamanlarda da haksizliga ugramis gibi hissetmiyorum kendimi.
Belki de hedeflediginiz minimal seviyeyi tutturabildiğiniz içindir. (Yada başka türlüsünün mümkün olabileceğine ihtimal vermediğiniz için.) Ama haksızlıga ugradıgını hisseden cok fazla kisiyi uzaktan tanıyorum. (Bir kısmını yakından). Bana enteresan gelen bu kişilerin silme sag görüşlü olması, sendika lafını duyunca da tüyleri ürperen/irkilen kişiler olması. Türkiye de sag sol algılanısında bir carpıklık var. Sol olmaması yüzünden diye düsünüyorum.
Butun evler yeni boyanmis ama ben elimde boya firca calismaya hazirim, eee? Yahut ben 10 lira diyorum, 1.3 milyar Cinli'nin bir kismi bes kurus bes kurus diye bagiriyor. Simdi benim hakkim ne? Evi boyatacak olanin bana 10 lira vermek gibi bir ahlaki mecburiyeti mi var?
Piyasayı acık noktaları bulup köseyi dönebileceğimiz bir oyun gibi algılamak, kendini zeki hissedenler için sisteme sahip çıkmayı destekleyen bir argüman, evet. Ne 1.3 milyar Cinli yasadıklarını hakediyor bana sorarsanız, ne boyacı. (Bu arada istanbulda boyacılar fena kazanmıyor gibi geliyor bana. Elimden gelse haftasonları yapmayı düsünmedim degil. Sorunları işin mevsimlik olusu olabilir. bir de boya tiner solumak). Anlayamadıgım ne demeye calıstıgınız, '1.3 milyar Cinli sürünüyor; boyacı da sürünsün, su da sürünsün, bu da sürünsün' mü?
Varsa, o zaman Cinliye boyatip kalan 9.95'i verse de hic yorulmasam?
O dediginiz zaten oluyor. Bir isi alıp daha ucuza yapana paslamak. Outsourcing deniyor ona. Mesela devlet ihalelerine referansları olan bos firmalar girip alıyor. Referansı olmayan firmalara fason is yaptırıyorlar. Yeni referans da o bos olan firmaya gidiyor. Aziz Yıldırım filan böyle bir örnektir.
Neyse vakit az. Belki de ilgilenen olmadıgına göre bu benim yaptıgım ukalalıktır. Sorulanlara da cevap veremeyeceksem (genellikle zamandan dolayı) bu konulara hic girmemem daha iyi olacak galiba.
Yine de insan dayanamayıp bir iki laf ediyor.
Konunun baslangıcına dönüp son bir çift laf etmek istiyorum. Kapalı yazılım yapıp satmanın(ki ben de bundan para kazanıyorum) bu sistem içinde ahlaksızca bulmuyorum. Sistem alan razı satan razı modeline göre isliyor madem. Ben sistemi kökten ahlaksızca buldugum için kapalı yazılımın ahlakı beni o kadar enterese etmiyor.
Evet fahiselik diye bir sey de var. Alan razı. Satan razı.
Bunu biliyoruz duz cevap vermek gerekirse, bulabilirse ac birakmayacak kadar para eden bir is yapsin? Piyasa her zaman bu imkani vermeyebiliyor, verdiyse de beklentiler bunu kabul edilmez hale getiriyor, 'ac kalmamak' tek amac olmayabiliyor, insanlar aile sahibi olup ustelerine ek sorumluluk alabiliyorlar tabii. Ben serbest duzenlerin bireylere sadece calisma degil yardimlasma konusunda cok daha fazla sorumluluk getirdigini dusunuyorum, aslinda. Ayrildigimiz nokta belki yardimlasmanin geregi veya erdemi ile ilgili degil zaten.
{demisim ki: Kendi emegimde kendisine ait bir parayla olculen deger goremedim hic bir zaman. Degeri oyle goremiyorum.)
Bunun sacma olmadıgı iddiasında mısınız?
Iddia cok iddiali olur(!), ama bilerek sacma oldugunu dusundugum birseyi soylemiyorum. Emegin harcandigi sartlari goz onune almadan kendisine nasil bir deger bicilir bilemiyorum. En nihayet uretimin nihai amaci tuketim/kullanim, dolayisiyla fiyatlandirmada alicinin rizasini etkileyen diger diger faktorleri isin icinden nasil cikartiriz bunu bilemiyorum.
Burada konu olmustu, bunu RMS/GNU'ya baglayayim. GNU Manifesto'da bile emegin yonlendirilmesini fiyatlandirma/fonlamayi emegin dogurdugunu tuketenlere yonlendirtecek bi mekanizma onerililiyor. Acik/kapali konusu burada konusulurken hep fiziki mulkiyet veya gelir dagilimi isin icine giriyor ama, bu isleri akim haline getirenler bilgi paylasimindaki emegin bedellendirilmesini bile (isin icine devleti soksalar da) nihai tuketiciye baglamanin yollarini dusunmusler. Bence hepimizin aklini karistiran bize rahatsizlik veren fakirlik imkansizlik caresizlik vs. seylerin uretimi yonlendiren ve kaynaklari uretime kanalize eden metodlardan farkli dusunulememesi.
Belki de hedeflediginiz minimal seviyeyi tutturabildiğiniz içindir. (Yada başka türlüsünün mümkün olabileceğine ihtimal vermediğiniz için.)
Hedefledigimden cok, rahatsiz etmeyen minimal seviyenin ustu diyelim. Yahut hedefimi davranisimdan gorebildigim kadariyla oyle tesbit edebiliyorum. Belki biraz alternatifimsi ve ucuz yasayabildigimdendir. Bir de bekar ve ucuz yasamaktan pek rahatsiz olmayan birisinin (ustelik yurt disinda calisip) para biriktirmesi, aile sahibi cocuklarina para yetistirmek durumunda olan birinin biriktirmesinden cok daha kolay. Ben bircok bakimdan iyi bir ornek degilim.
Piyasayı acık noktaları bulup köseyi dönebileceğimiz bir oyun gibi algılamak, kendini zeki hissedenler için sisteme sahip çıkmayı destekleyen bir argüman, evet. Ne 1.3 milyar Cinli yasadıklarını hakediyor bana sorarsanız, ne boyacı.
Ama bunun evini boyatacak insanin karariyla alakasi yok. Alt tarafi hizmet almak istiyor adam. Acik nokta bulup koseyi donmek degil bes kurusa alabilecegine on lira vermemek -- onundeki sartlari degerlendirip en iyi gozuken karari vermek sadece. Bu konuda anlasiyoruz anladigim kadariyla. Benim Cinlileri ortaya surmemin sebebi, uzun sure bildigimiz ekonominin disindayken bir anda ona dahil olup dengeleri degistirmeleri. Yeni bir kita kesfedilmis ve icinde insanlar varmis gibi dusunebiliriz. O acidan bakinca bu insanlari evvelce somurmus olmamiz mumkun degil, istesek de onlarla ekonomik munasabet icine giremiyorduk. Fakirlikleri (ki o da bizim algilamamizla) daha zengin olanlarin eseri degil. Varlik ve konforda esitlik haktir diye dusunursek o sinir acildigi anda bir hak hasil olup varligimizi paylasmamiz gerekirdi. Degil mi? Yani tanimadigimiz insanlarin bir anda ortaya cikmasi dun hakkimiz oldugunu dusundugumuz ve edinmis oldugumuz varligi bugun haksizlik haline getirecekti. Pek akla yakin degil eger ne miktar olusa olsun varliga 'sahip' olabiliyorsak. Verebilir miyiz? Veririz tabii, o farkli. Ama bir muhasebe yapip vermemizin sebebini onlardan _almis_ olmamiza baglamamiz degil ekonomik hesabin/faaliyetin disinda sebep ve gudulerden dolayi veririz.
(Tabii isimdi o ornekte piyasa dengelerini bozup emek fiyatlarini suratle degistiren gelir yapisini bozan birseyden bahsedip varlik yapisini degistirmesinin yavas olmasini makul gosterdim. Bunun uzerinden de cok konusulabilir. Evvelce somurmus olmamamamiz, da simdi ekonominin icine girince bize gore ucuza calisma arzularinin istenirse 'somurme' olarak nitelenebilecegi gercegini degistirmiyor. Ama o zaman soru ayni: hangi fiyata calisirsa somurulmuyor? Nerede bunun tarifesi?)
O dediginiz zaten oluyor. Bir isi alıp daha ucuza yapana paslamak. Outsourcing deniyor ona. Mesela devlet ihalelerine referansları olan bos firmalar girip alıyor. Referansı olmayan firmalara fason is yaptırıyorlar. Yeni referans da o bos olan firmaya gidiyor.
Devlet ihalesi zaten pek piyasa mekanizmalarina tabi birsey degil bence. Esas itibariyle sorumululugu ustune alanin sadece ondan dolayi kazanmasi bene yanlis gelmiyor, ama oralarda daha cetrefilli isler de olabilir. Al kardesim ayni miktarda teminat mektubum, ayni teknik sartnameyi tatmin edecek, ayni muyyidelere sahip anlasmayi imzalayacak bir firmayim denebildigi durumlarda bunda bir yanlis gormuyorum ben. Denemiyorsa, yani makul olmayan bir tercih yapiliyorsa durum farkli. Orada ek rant batamayan ve muazzam borc bulabilen bir kurumun oldukca denetimsiz bir sekilde at oynatabilmesinden geliyor bence. Rakamlara bakarsaniz bu sekilde hareket eden bir kurumun zaten batmis oldugunu devletlik ozelligi olmasaydi ortadan cokan kaybolmus olacagini goreceksiniz.
Konunun baslangıcına dönüp son bir çift laf etmek istiyorum. Kapalı yazılım yapıp satmanın(ki ben de bundan para kazanıyorum) bu sistem içinde ahlaksızca bulmuyorum. Sistem alan razı satan razı modeline göre isliyor madem. Ben sistemi kökten ahlaksızca buldugum için kapalı yazılımın ahlakı beni o kadar enterese etmiyor.
Evet fahiselik diye bir sey de var. Alan razı. Satan razı.
Heh. Tam da aklima o gelmisti. Evet, var. Uyusturucu ticareti de var. Eger duz anlaminda ozgurluk acisindan bakarsaniz buna yapabileceginiz birsey yok, acliktan fahiselik yapani doyurdugunuz zaman vicdanlari rahatsiz edeni azaltabiliyorsunuz belki ama sinif atlamak vs. icin yapilan fahiselik devam ediyor. Iyice ugrasirsaniz bu sefer ne fahiseliktir, 'imkanli' adam veya kadinla yatmak (hatta evlenmek) fuhus mudur filana variyor (sinif atlamayi maddiyati cikartsaniz da bu sefer baska cikarlar var yani para maddiyat yok deyince is bitmiyor). Ayni problemler seriat duzeni taraftari arkadaslarla konusurken de cikiyor. Faiz yasaktan baslayip. hangi ticari sozlesmelerin yapilmasina engel olunacagini konusur hale geliyorsunuz. Iki durumda da prensipli yaklasmaya kalktiginizda muazzam baskici duzenler cikiyor bence. Boyle olmasi sart mi bilmem, ama cinsel veya ticari bir munasebetin ince ince arastirilip filanca prensibi ihlal mi ediyor diye kararini siddet kullanarak uygulatan ucuncu sahislar tarafindan engellenebilmesi de bana pek hos gelen birsey degil.
Vakit sIkIntInizI anliyorum. Alt tarafi kiraathane sohbeti bu, herhangi bir zorunluluk yok.