Helsinki Teknoloji Üniversitesi'nden bir grup öğrenci, webcam ve bilgisayar sayesinde kullanıcının parmak hareketlerini algılayarak buna göre ses üreten 'hayali gitarı' icat ettiler.
O zaman elektronik gitarı da konuşmak gerekmez mi? Nerede o ahşap gitara dokunmanın sıcaklığı, doğal malzemenin doğal sesi? Canım fildişi tuşlar yerine elektronik klavye mi yani. Lisede "Science" öğretmenimiz icatlar yüzde 50 hayal, yüzde 50 merak ürünüdür, derdi. Artık icat edilmiyor da elektronik bilimsel gelişim mi diyoruz, her ne ise ben genel anlamda yaratıcı düşünceye sanat anlamında saygı duyarım.
O zaman elektronik gitarı da konuşmak gerekmez mi? Nerede o ahşap gitara dokunmanın sıcaklığı, doğal malzemenin doğal sesi? Canım fildişi tuşlar yerine elektronik klavye mi yani. Lisede "Science" öğretmenimiz icatlar yüzde 50 hayal, yüzde 50 merak ürünüdür, derdi. Artık icat edilmiyor da elektronik bilimsel gelişim mi diyoruz, her ne ise ben genel anlamda yaratıcı düşünceye sanat anlamında saygı duyarım.
Gitar olmadan, boşlukta parmak ne kadar istenilen hareketi yapabilir istenilen notayı çıkarmak için o da başka mesele.Bir belgeselde vardı sanırım Yo Yo Ma'nın ellerine filan hareket okuyucular yerleştirilip çalmasındaki özellikler vs. saptanıyordu.Bir ustanın çalma üslubunu kopyalamak da kolaylaşıyor artık.
Bu daha once yapılıştı PS 2 ye aldığın kamerayı takarak gitar çalabiliyordun hatta daha çok oyun vardı. bu temel olarak piksellerin değişiminden hareketi algılama algoritması ile çalışıyor ben hatta bir program izlemiştim bir yazılımcı pir programında kameraya baktılında kendi yüzünü 3D bir karekter oluştırmuştu aynı temel ile harekette edebiliyordu değişen piksellerin hareketin oluştuğunu ve algoritma ile etkileşime geçen kod satırları istenen sonucu veriyor ...
Bu sistemin grafik arayüzlerin, özellikle grafik arayüzlerdeki günlük hayattaki nesneler örnek alınarak tasarlanmış yapıların (mesela dosya, dizin metaforu) yönetimi konusunda sağlayacağı avantajların açık olduğunu düşünüyorum.
Ancak beni asıl heyecanlandıran bu teknolojinin müzik yapmakta nasıl daha yaratıcı bir biçimde kullanılabileceği. Bunu sadece gitar olarak algılamamak lazım. Bir örnek olarak ele almak gerekirse gitar teller, klavye ve insanın parmak sayısı gibi belirli sınırları olan bir enstürmandır. Halbuki eğer enstürmanımız hayali bir enstürmansa bu sınırların hiçbiri ile bağımlı değiliz. Bence bu teknolojinin asıl ilginçleşeceği nokta burasıdır. Bu sayede şu veya bu sebepten fiziksel olarak gerçekleştirilmesi çok zor/imkansız olan enstürmanlar hayali olarak sınır tanımaksızın gerçekleştirilebilir. Bunun neticesinde ortaya çıkacak müziğin ise hangi tarzda olursa olsun (belki de kendi tarzını yaratır) oldukça ilginç bir müzik olacağından eminim. (Tabii içimden bir ses bu teknoloji ile yapılaca olan ilk bestenin bir cep telefonu melodisi olacağını söylüyor [hem de polifonik])
Not: Sanırım böyle bir fikri daha önce bir yerlerde görmüştüm fakat şimdi hatırlayamadım.
Evet, "ney"i tüm enstrumanlardan ayrı tutarım, yapılışı, felsefesi, üflenişi, müzik ve sanat ötesi bir ritüel olduğuna inanırım ve insan nefesinden başka hiçbir teknolojinin aynı sesi çıkarabileceğini, bende aynı etkiyi yaratabileceğini hayal bile etmem.
Ama sahiden de üflemeli sazlar için bu uygulama elektro-teknolojik olarak nasıl olabilir dersiniz?
Az önce programda iken Kıvılcım, yıllar önce Pat Metheny'nin gitar ile "saksofon" çalışından bahsediyordu.
Deneysel olarak iyi güzel hoş.
Ama 2005 yılındayız ve saksofon dinlemek isteyenler gidip gitar üzerinden MIDI ve ses sentezleyicileri aracılığı ile üretilmiş saksofonu dinlemiyorlar.
Bilgisayar, beste yapmak açısından müthiş bir araç bence ancak performans açısından ben karşımda bir insanın performansını görmek istiyorum. Öte yandan yani adam mesela Aydın Esen gibi dahi bir bir piyanisttir, aşmış bir ustadır, gider klavyeyi programlar filan o ayrı.
Bu tür bir enstrümandan kullananın en azından çıkartmaya çalıştığı sesi tam belirlemek için yine bir ağızlık kısmını kullanması gerekir yanlış düşünmüyorsam.
Bundan gerisi ise parmakları ile yapacağı işlemlere kalıyor ama enstrümanın deliklerine parmağın dokunuşu ile boşlukta yapacağı hareketi eşleştirmeye kalkışmak astarı yüzünden pahalı saçma bir uğraş olacaktır diye düşünüyorum.
FZ'nin dediği gibi deneyip tecrübe kazanmak için uğraşılırsa anlarım da, gerisi saçmalık olur gibi.
Tabii dünya sadece benim aklıma sığdırabildiklerimden ibaret değil, o açıdan yine de kesin bir hüküm verip çamura saplanmayayım diye susuyorum artıkın :)
ne kadar ilginç olursa olsun sonuçta insanoğlunun simule ettiği yapay bir ortam olacak. :) isterse ses kalitesi ve gerçekliğe yakınlık mükemmel olsun yine de yapay olacak. tabii bir "mutlak kulağa" sahip değilseniz hiç bir sorun yok. :)
Neden yapay bir ortam olsun? Ses çıkışını sadece bilgisayardan aldığınız sürece haklısınız, sadece midi ile gerçek enstürman seslerini taklit etmek çok kolay değildir. Olaya bir de şu açıdan bakın, insanoğlunun doğal yollardan çalması anatomisi gereğince mümkün olmayan bir enstürman düşünün. Siz bu enstürmanı hayali olarak fizyolojinize uygun bir şekilde çalarsınız, bilgisayar ise o tuhaf aleti sizin yerinize kullanarak son derece gerçek sesler çıkartır. Bunun yanında bilgisayar yoluyla belki de doğrudan fiziksel yollarla elde edemeyeceğiniz^W etmekte çok zorlanacağınız ilginç sesleri elde etmeniz de mümkün olabilir.
Bilgisayar benim için herhangi bir müzik aletini çalabilir. Bi açıdan yapay olmaz haklısınız ama iş hoparlörden veya benzeri başka şeyden çıkan sese gelince artık ses dijital hale gelir yani benim anladığım anlamıyla gerçeğinin bir simülesidir. :)
Sesin kendisi başka bir mesele. Siz ses kalitesinden bahsediyorsunuz. Oysa bir beste ses değildir, sesler arası ilişkidir, soyut bir şeydir anlayacağınız. Çok çeşitli şekillerde somutlaştırılabilir.
Söz gelimi ben Emacs ile caz çalıyorum! ;-)
Burdan yola çıkarak ileride müzisyenlerin müziklerini dans ederek, büyüleyici hareketlerle çalacaklarını, müzik aleti olarakta aslında kendi vücutlarını ve ritimlerini kullanacaklarını hayal edebiliyorum. Bir bilimkurgu romanından fırlamış gibi :).
bugün hayali gitar yarın hayali sazz, sonra hayli insan......... hayli yaşamlar. aferin yapana. ama ne kadar santsal içerikli olacak yada ne kadar binlerce yıllık alışkanlığımızı ; sanatı ellerimizle yapmayı yerinden edebilecek ki?
Wireshark (Ethereal), Snort veya aynı 'raw socket'leri kullanan bir packet 'sniffer' kullandığınızı düşünelim. Acaba gerçekten veriler güvenilir mi? Ne kadar güvenilir? Bu yazının amacı bu tip yazılımların nasıl aldatılabileceğini göstermektir:
Günümüz otomobillerinin çoğunda kullanılan (Chrysler, Daewoo, Fiat, General Motors, Honda, Jaguar, Toyota, Volvo ve Volkswagen) ve merkezi kilit, çalıştırma fonksiyonlarının güvenliğini sağlayan KeeLoq mekanizmasının, sanıldığı kadar güvenli olmadığı geçtiğimiz günlerde duyurulmuştu.
Bu yazıda epey bir spekülasyon yapacağım. Bazı olguları es geçersem ya da hafifçe saptırırsam, hemen sinirlenmeyin. Sakince yazıyı bitirmeyi bekleyin. Amacım "flame war" çıkarmak değil, bazı gözlemlerimi paylaşmak.
Peter Klausler'ın evrimsel algoritma kullanarak pek çok klavye düzenini yarıştırmış. Sonuçta, kullandığı örnek veriler için optimum klavye tuş dizilimini bulmuş.