Bilgi'den Geçti Bill Hilf

0
sundance
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz hafta Bilgi Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Bölümü'nün davetlisi olarak, MS'un Platform Teknolojileri Strateji Müdürü Bill Hilf bir seminer verdi. Bu seminerde konuşulanların bir kısmı gerçekten önemliydi. Seminer ve hakkındaki izlenimleri şöyle bir güzel toparlayabilmek için haftasonundan yararlandım. Umarım sizler için de bilgilendirici olur.
Herşeyden önce Bill Hilf'in kim olduğunu öğrenmekte fayda var. Geçmişte IBM'in Linux/Open Source Yazılımlarının teknik stratejilerinden sorumlu olan Hilf, başta Apache olmak üzere birçok F/OSS projede yeralmış birisi. Bundan üç yıl kadar önce de MS'da çalışmaya başlamış.

Bu kadar ön bilginin ardından seminer hakkında da bir miktar bilgi vermekte fayda var. Öncelikle bu seminerin verilmesi için talep MS/Bill Hilf tarafından gelmiş.

Açıkcası bu seminerin konusu kadar önemli bir gelişme. MS, Bilgi Üniversitesi'ne böyle bir seminer vermek için başvurmuş. Temel amaçları bilgi üretmek olan ve aslında iş dünyası ile çok daha yakın pozisyonlanması gereken üniversiteler için, açıkcası bu güzel bir gelişme.

Üstüne üstlük bunun Özgür Yazılımlar konusunda olması, MS'un bu konuda en önde gelen adamını böyle bir sunuma yöneltmesi hem Özgür Yazılım hem de üniversite cephesinde bazı şeylere sandığımızdan da fazla dikkat ettiklerini düşündürtüyor.

Seminer Bilgi'nin Mahkeme Salonu denilen anfisinde yapıldı, herne kadar başlangıçta dokuz kişi ile gelen MS ekibinin çoğunlukta kalması gibi bir rezaletten korkulsa da sonuçta salon dar geldi ve birçok kişi ayakta kaldı.

Oldukça sakin, huzurlu bir görüntüsü olan Hilf sunumuna Boğaz köprüsünün bir resmi ile başladı ve amaçlarının bir köprü kurmak olduğunu söyledi. Ardında da İstanbul'un en büyük sorunlarından biri olan trafik ile başedilmesinden dem vurdu. Fakat bu noktada kullandığı slide bir Arap ülkesinden alınmaydı, bunu itiraf etti ;)

Ardından kendisinin MS'da neler yaptığından, MS'un Açık Kaynak Kodlu Yazılımlar konusunda durduğu yerden bahsetti. Doğal olarak piyasadaki hemen her yazılım firması ile işbirlikleri olduğunu ve yine hemen hepsi ile rekabet halinde olduklarını söyledi.

Ardından kendisinin MS'a ilk geldiğinde yaşadığı zorluklardan bahsetti (Pine'dan Outlook'a geçiş vs.) MS çalışanlarının kendisine ve ekibine biraz garipseyerek baktığını, bunun da çok anormal bir şey olmadığını söyledi. Ve MS içinde Firefox başta olmak üzere birçok AKK projesinden yararlanıldığını ekledi. Bunlar arasında Xen, Zend/PHP, Moodle, JBOSS, Python vs. gibi önemli oyuncular vardı.

(Burada bir parantez açıp, kullandığı terimin genellikle Open Source Software olduğunu belirtmekte fayda var, yazının sonlarına doğru bunla ilgili bir açıklama da olacak)

İlgilenilen projeler içinde benim en çok ilgimi çeken Moodle oldu. MS'un Özgür Yazılım camiasının en önde gelen uzaktan eğitim projesi ile, çok da popüler bir proje olmamasına rağmen ilgileniyor olması ilginç geldi.

Projeler arasında JBoss'un bulunması da bir başka ilginç noktaydı. Web programlama denildiğinde ".net'ten başka birşey var mı ki?" diyen yeni yetme programcıların dünyasında, MS'un JBOSS'u MS platformunda koşmak için çaba göstermesi gerçekten ilginç geldi.

Ama sırasıyla bahsetmek gerekirse, Hilf'in üstünde durduğu konu çoğu tahminin aksine xml tabanlı bir installasyon yazılımıydı. Söylediğine göre sözkonusu yazılım açık kodlu hale getirildikten hemen sonra ilk yapılan My SQL'in Windows kurulum paketinin oluşturulması olmuş.

Bu paket o kadar çok tutmuş, kullanıcılar tarafından o kadar çok indirilmiş ki, MS'un SQL Server ailesinden sorumlu yöneticisinin biraz da kızgın bir suratla Hilf'in kapısında belirmesi çok sürmemiş. "Sen ne yaptığını düşünüyorsun?" diye başlayan konuşma "Bilmiyor olabilirsin ama MySQL bizim rakibimiz ve sen onların işine yarayan bir şey yapıyorsun" ifadesiyle biraz da gergin bir hal almışken Hilf "Eğer MySQL kullanıcılar tarafından sırf daha kolay kurulduğu için tercih edilecek bir ürünse ve bizim ürünümüzün başka bir avantajı yoksa, sanırım ben yanlış şirkete gelmişim, çok geçmeden IBM'e dönsem iyi olacak" diye cevap vermesi üzerine biraz yatışmış.

Bunun ardından benzer bir durum JBOSS konusunda da yaşanmış. .NET'çiler, birara Hilf'i ofisinde ziyaret edip "Arkadaşım, sen buralarda yenisin o yüzden bilmiyor olabilirsin, anlarız. Malum bizim .net diye bir ürünümüz var, bu Java ile rakip durumda, sen şimdi böyle yaptın ya, o yanlış" mealinde bir konuşma yapmışlar. Kendisi de halihazırda javayı kullanan birçok sistemin bulunduğunu, bunların gözardı edilmesindense, javayı Windows üzerinde kullanmayı tercih edebilecek kullanıcılara bir imkan sağlamanın daha doğru olduğunu düşündüğünü söylemiş.

Anlaşılan Hilf'in bu konuda bayağı bir anektodu var, bu gidişle daha birsürüsü de olmaya devam edecek. Sunumun bu noktasında MS bünyesinde bulunan Open Source Lab'den bahsetti. Bu laboratuvarda VectorLinux'dan FreeBSD'e kadar birçok donanım platformunda birçok işletim sisteminin kurulu olduğunu ve bunlarda devamlı denemeler yapıldığından sözetti. Keza Xen ile yapmakta oldukları işbirliği doğrultusunda yeni nesil Windows'ların Xen üzerinde performans kayıpsız sanallaştırılabilmeleri için yaptıkları çalışmalardan bahsetti. Bu noktada -bence- belaltı vurup "Vista'yı gördünüz mü?" diyip görsel hokkabazlıklara girdi. Salondan "Neydi o xgl mi?" nidaları yükselince çok uzatmadı :)

Çok uzatmadan, MS'un Windows'un bütün kaynak kodunu eğitim amaçlı olarak açtığı ve başka birkaç şeyden daha bahsettikten sonra soru cevap bölümüne geçildi.

Bu noktada ilk sorulan soru Novel ile yapılan dumanı tütmekte olan anlaşmaydı. Bu anlaşma doğrultusunda MS ticari olarak kullanılmayan özgür yazılım ürünlerindeki fikri mülkiyet haklarını takip etmeyeceğini belirtti. Bu sayede geliştiricilerin bu durumdan etkilenmeyeceklerini ve bunun topluma, gelişmeye faydalı olduğunu söyledi.

Gözünü sevdiğimin avukatları boşuna almıyorlar o paraları.
İfadeye bakar mısınız, "ticari olarak kullanılmayan özgür yazılım projeleri". Fikir patentlerinin ne kadar işlevsel, ne kadar doğru bir uygulama olduğu yoğun olarak tartışılırken tam da ihtiyacımız olan bu kadar anlayışlı bir yazılım üreticisiydi. Satır aralarını okursanız bunun karşılığı şudur "bakın biz burada hobi amaçlı yazılım geliştirenleri kısıtlıyor görünmek istemiyoruz, amacımız sadece kanca yerine oturana kadar misinayı çekmemek. Pardon anlayacağınız gibi ifade edeyim, bizim bu hareketimizle siz hiçbir zaman için hiçbir özgür/açık kaynak kodlu veya hernehaltsa yazılımın içinde sizi donunuza kadar dava etmemize imkan sağlayan bir patent olup olmadığını bilemeyeceksiniz, çünkü sesimizi çıkartmayacağız. Ta ki, siz böyle bir yazılımı ticari olarak kullanmaya kalkıncaya kadar. Ve o zaman avukatlarımız vasıtasıyla öyle bir şiddetle vuracağız ki...

(Pulp Fiction'dan alıntıdır The path of the righteous man is beset on all sides by the iniquities of the selfish and the tyranny of the evil men. Blessed is he who, in the name of charity and goodwill, shepherds the weak through the valley of darkness, for he is truly his brother's keeper, and the finder of lost children. And I will strike down upon thee with great vengeance and furious anger those who attempt to poison and destroy my brothers. And you will know my name is the Lord when I lay my vengeance upon thee!

Türkçe meaili: Dürüst insanın yolu, bencillerin haksızlıkları ve kötülerin zorbalıkları ile sarılmıştır. Yardım etmek amacıyla ve iyi niyetle zayıf olanlara, karanlığın vadisinden geçerken yol gösterenler, gerçekten kardeşlerinin koruyucusu ve onların kayıp çocuklarının kurtarıcısı olarak kutsanacaklardır. Ve ben kardeşlerimi zehirleyip yoketmek isteyen sizlere öyle bir intikam ve öfke ile vuracağım ki, intikamım sizi bulduğunda adımın Tanrı olduğunu anlayacaksınız.

(Bana daha çok Özgür Yazılım yanlısı bir ifade gibi geldi ama ;)

Bunun ardından klasik "Neden Özgür Yazılım değil de Açık Kaynak Kodlu Yazılımlar?" diyorsunuz sorusu geldi ve ona klasik Eric Raymond cevabı "Ben filozof olmaktansa daha pratik bir adamımım, o yüzden AKKY'ı daha tercih ediyorum, ama iki ifadeyi de kullanıyorum. Mesela siz MS yazılımları konusunda ne diyorsunuz? Kapalı Kodlu Yazılımlar mı? (Closed source software)? Ya da başka bir şey mi? (Bu noktada "Evil Source Software" diye bağırdığım duyulsa bayağı eğlenecektik.)

Bence faydalı bir seminerdi. Hilf herne kadar çok dişe dokunur bir şey söylememiş olsa da, aklı başında hiçkimsenin dünyayı siyah beyaz görmediği konusunda aydınlatmış oldu.

Görüşler

0
ripper
Bana daha çok "Düşmanına dostundan daha yakın ol" şeklinde bir Sun Tzu özdeyişini hatırlattı.
0
conan
Eline saglik sundance.
Bizim gibi oturuma katilamamis kisiler icin iyi bir kaynak olmus toplanti hakkinda :)

0
simor
Aferim... Gerçek bir profesyonelmiş Bill Hilf.

Ellerine sağlık Sundance.
0
cezve
Bill amcamin linux ve diger acik kaynak kodlardan bahsederken daha cok ufak programciklardan bahsediyormus gibi bir havasi vardi. MS hem dusmanini kucuk gostermeye calisiyor hem de onu basibos birakmiyor.
0
FZ
Eline sağlık. Dışarıda işim olduğu için maalesef burnumun dibindeki bu eğlenceli konuşmayı kaçırmıştım, sayende gitmiş kadar oldum :)
0
ecder
Ellerine sağlık. Okudukça sıkıldığım bu dünyada içimi daralttığın için teşekkür ederim. Gerçekten. Böyle şeylerden haberdar edilmek iyi oluyor insanı dünyaya dair toz pembe hayallere dalmaktan kurtarıyor.
Toplantı Jürimin sonrasına denk geldiği için gelmeyi istememe rağmen o sıkkınlıkla katılmamıştım sonra da gelmediğim için hayıflanıyordum. Tekrar teşekkürler ellerine sağlık. Yanında olsaydım Evil Source Software çığlığını ben atardım :) bu aralar o mülayim insan "terörizm"e doğru kayıyor da :p
0
T-u-N-i-X
Çok uzatmadan, MS'un Windows'un bütün kaynak kodunu eğitim amaçlı olarak açtığı ve başka birkaç şeyden daha bahsettikten sonra soru cevap bölümüne geçildi.

----
Burada bir yanlışlık mı var yoksa bana mı öyle geldi ? Microsoft, eğitim amaçlı olarak Windows'un kaynak kodlarını mı açmış ???!
0
sulh
Peki windows çekirdeğini inceleyen akademisyenlerin özgür yazılım ile alakası ne olacak?

Farz edelimki akademisyenimizin adı Ahmet, windows çekirdeğini inceledikten bir süre sonra aklına linux'un bir çok sorununu çözen bir yama gelip bunuda linux çekirdeğine eklediğinde Microsoft çıkıp "Ahmet bunu bizim kodlarımızı gördükten sonra bizden çalmıştır" deme hakkına sahip olur mu?
0
FZ
Henüz insanın beynine girip düşüncelerini, nereden feyz aldığını yazıya döken bir cihaz icat edilmedi bildiğim kadarı ile. Önemli olan yapılan iştir ve hukuki bir durum da ancak ortaya konan ürün üzerinden yapılabilir, bunda da devreye bilirkişi raporları giriyordur herhalde ve o raporlarda da kod analizi filan söz konusu olabilir. Öncelikle Microsoft'un bu durumu ciddiye alması sonra da bağımsız uzmanların mahkemede çıkıp "evet Linux'taki filanca kod bloğu MS Windows filanca kaynak kodunun şurasına %99 benziyor hatta bakın filanca satır, falanca değişken ismi, vs. vs." filan diye gerekçelendirmesi gerekir diye düşünüyorum. Yahut işte Windows çekirdeğinde bir algoritma olacak da, bunun bir adı konmuş, patenti, vs. neyse alınmış olacak da, sizin de birebir sadece o Windows çekirdeğinde bulunan o algoritmanın aynısını kullandığınız ispatlanacak da... Yani ancak öyle bir durumda bir ihtimal problem çıkar diye düşünüyorum.
0
bm
Bu yersiz bir kaygi degil, bu is icin 'Clean Room' metodolojisi var:

http://en.wikipedia.org/wiki/Clean_room_design

Orada bahsedilmeyen Compaq var. Simdi arayamadim tam ama su benim hatirladigimi dogruluyor:

http://www.linuxtoday.com/news_story.php3?ltsn=2001-05-03-007-20-OP-CY-0014
0
newman
Bu "Ahmet Bey"in sorunu: Linux cekirdegi yol gecen hani gibi jer yamayi kaldirmiyor herhalde. Bir audit sureci filan yok mu? Bir sekilde boyle birsey olursa da farkedildiginde cikarirlar olur biter. Fakat dogru olani, sanirim akademisyenin kod yazmak yerine sorunu ve olasi cozumlerini analiz eden bir makale yazmasi olur. Teshis konulduktan sonra kodu yazan cok olur: kimsenin patentine filan bulasmaya gerk birakmayan bir yol mutlaka bulunur. Zaten boyle zincirleme kopyalama hastaliginin tek kari gunu kurtarmak. Ondan sonra Microsoft ve digerlerinin "Acik kaynak yazilimlar yenilikciligi engelliyor" argumanlarina malzeme olunur bir guzel. Ben boyle bir argumani savunmuyorum, zahmet edip bana cevap yazmayin bunun uzerine ;).
0
sundance
Resmen öyle dedi. Hatta "Windows'un deployement yöntemi biraz farklıdır, malum GCC kullanmıyoruz, (kullandıkları derleyiciyi telaffuz etmekten de kaçındı bu noktada) ama yine de bu koddan öğrenilecek çok şey vardır eminim." diye de devam etti "Tabi bu kodu alıp Windows Vista Light adıyla yeniden derleyip satmanıza izin vermiyoruz."

Windows'un kodunun hükümetlere özel lisanslarla açıldığını biliyordum ama öğrencilere yönelik böyle bir şey olduğunu pek duymamıştım. Ama salondaki cemaat da çok umursamadı. Ne de olsa "özgür yazılım bir devrim, açık kod ise sadece bir dalga" ;)
0
vst
Net bilgi: Yakin zamanda akademik kernel Turkiye'ye de geliyor... Sanirim TR Microsoft gerekli dagitim kanalini kuracak...

Ama ne ogrenecegiz, bilemiyorum. Halihazirda, akademi dunyasinin en guclu argumani: "Iyi de *nix kullanmaktan baska caremiz yok! Neticede incelemek, kurcalamak istiyoruz..." Akademik kernel, bu argumani curutmeyi hedefleyen bir hareketten baska birsey degil...

Yani paylasmak, girisimci genc insanlara (ogrenciler dahil) firsat saglamak gibi bir niyet sonraki baharlara kalir...
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Bill Gates´in Spam E-Posta İle Mücadele İçin Önerisi

cayfer

Bill Gates spam ile başa çıkabilmek için bir öneride bulunmuş. Temel olarak e-posta göndermenin bedava olmaması gerektiği fikri üzerine kurulu bu öneride, Gates, e-posta gönderenlerin, bilgisayarlarının işlem gücünün SETI@home projesine benzer bir mantıkla başkaları tarafından kullanılmasına izin vermelerini önermiş.

Ben bu önerinin nasıl olup da B. Gates gibi akıllı bir adamdan geldiğini anlayamadım.

"Acaba başka bir hesabı mı var?" diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

Spam hepimizin başının belası ama çözüm için neden böyle uçuk bir fikirle ortaya çıktı acaba? Bir yerlere bilgisayarımın kullanılabileceğine ilişkin kayıt girmemi ve birilerinin bilgisayarımı kullanmasına izin vermemi nasıl bekleyebiliyor?

Hadi diyelim verdim.... Windows işletim sistemi altında bu nasıl olacak? rexec, rsh benzeri bir olanak var da benim mi haberim yok! Yoksa www.microsoft.com'dan bir program indirip yüklememi mi bekliyor? Yoksa insanların e-posta gönderebilmek için WinX işletim sistemlerini örneğin Windows MP'ye upgrade etmeleri mi gerekecek?

Bu işte bir bit yeniği var ama ne?

Sesle Komut Devri Başlıyor

SHiBuMi

SALT Forum olarak da bilinen Microsoft - Speechworks Int. ortaklığı, kullanıcıların uygulamaları sesle kontrol edebilmelerini sağlayacak sistemin ilk taslağını sundu. Çalışma sona erdiğinde, geliştiriciler XML ya da HTML tabanlı web uygulamalarının içine ses etiketleri koyabilecek, ve bu uygulamalar klavye ya da mouse haricinde sesle de kontrol edilebiliyor olacak.

Windows 98 SE Service Pack 2.02

sundance

Satın aldığınız bilgisayarla fi tarihinde gelen Windows 98, hala işinizi görüyor mu? Herşey iyi hoş, ama bazı küçük problemleri de halletseler ne güzel olur mu diyorsunuz?

Resmi olmayan Win98 SE Service Pack 2.02 huzurlarınızda. Tabi ki, resmi olmayan herşeyde (ve resmi olanlarda) olduğu gibi, bu service packi geçerken başınıza bir şey gelirse, "bilgi, zeka, kız arkadaş vs. kaybına maruz kalırsanız derdinize yanın, kendi düşen ağlamaz" şeklinde standart bir sorumluluk reddi var, haberiniz olsun.
Onun dışında değişiklikler güzel gibi (Notepad yerine Metapad konulması ya da 512Mb ram ile sorun çıkartmamak mesela)

Bill Gates´in Ateşle İmtihanı

Nightwalker

Microsoft'un güvenlik konusunda sürekli uğradığı eleştiriler üzerine Bill Gates defalarca artık güvenlik konusuna daha fazla önem vereceklerini söylemişti. Güvenlik konusunun yamalar ve eklerle değil işletim sisteminin temel tasarımda yapılacak değişikliklerle sağlanabileceğini düşünürsek, Microsoft bu konuda ilk ciddi adımını atmış gibi görünüyor.

Vista'nın 25 eksikliği

sundance

Internet'te öylesine dolaşırken, şu habere denk geldim.

Yazıda Vista'nın ne gibi zayıflık/eksiklikleri olduğu yorumlanıyor ve bunların Windows XP'den Vista'ya geçmektense, GNU/Linux'a geçmeyi daha mantıklı kılacak sebepler olacağı vurgulanıyordu. Herne kadar yazılanların hepsine katılmasam da, benim de kafamda ciddi soru işaretleri uyandıran bazı bulguları sizlerle paylaşmak istedim.